TÜRK İŞ HUKUKU AÇİSİNDAN KONUT KAPICILARI ve KAPICILIK HİZMETLERİ
TÜRK İŞ HUKUKU AÇİSİNDAN
KONUT KAPICILARI ve KAPICILIK HİZMETLERİ
Konut kapıcılarının durumu, tabi oldukları Hukuk Statüsü bakımından zamanla değişik aşamalar geçirmiştir.
Özellikle, ülkemizde kat mülkiyetinin kabulünden ve Konut Kapıcılarının bazı şartlarla İş Yasası kapsamına alınmalarından sonra önem kazanmış, uygulamada bir çok sorunlra ve uyuşmazlıklara neden, ve sonu gelmez şikayetlere kaynak olmuştur. Diğer yandan Konut kapıcılık hizmetlerinin İş Hukuku Mevzuatı bakımından nicelik ve nitelikleri itibariyle nelerden ibaret olduğu saptanamamış olması da ayrı bir dert ve yakınma konusu olarak devam etmiştir. Mal sahibi-kiracı-kapıcı üçlü ilişkilerinde sonu gelmez, bitip tükenmez Ekonomik ve sosyal sorunlar çıkmasına yol açmıştır. Şimdi bu kısa başlangıçtan sonra asıl konumuza girebiliriz.
GİRİŞ :
KONUT KAPICILARININ TÜRK HUKUK MEVZUATI
YÖNÜNDEN GEÇİRDİĞİ AŞAMALAR
1 — Bilindiği gibi, Cumhuriyetin Kuruluşundan önce
ki dönemde, memleketimizde iş hayatını düzenleyen pek az
—40--
sayıda yasalar ve tüzükler vardı. Osmanlı Devleti .Topluluğunu Medenî Hukuk yönünden düzenleyen Mecelle-i Ahkâmı Adliye içinde de konumuzla ilgili son derece sınırlı ve
dar anlamlı Hükümlere rastlanır.
2 — Cumhuriyetin ilânından sonra ve Özellikle 1924'-
den itibaren plânlı ve ciddî bir çalışmaya girişilmişti. Sosyal, Siyasal, Ekonomik alanda olduğu gibi Hukukî Mevzuat ve teşkilât bakmamdan da Yenileşme, ve Modernleşme
hareketi başlamıştı. Atatürk'ün önderliğinde Büyük Türk.
Devrimleri başlamış ve yurt çapında birbirini izlemekte idi.
Bu arada T.B.M.Meclisince kabul edilerek 4.Ekim.l926 da
yürürlüğe giren, yurtta ve dünyada büyük ilgi ve hayranlık yaratan Türk Kanunu Medenisi ve Borçlar Kanunu, Mecelleyi yürürlükten kaldırmış, geniş çapta rahatlık ve güven sağlamıştı. Böylece, Özel Kesimde çalışanlarla çalıştıranlar arasındaki ilişkilerde esas itibariyle (bazı özel mevzuat dışında) Borçlar Yasasının Hizmet Akitlerine ilişkin
hükümleri uygulanmaya başlamıştı. Konut Kapıcıları da
bu hükümlere tabi idiler. Uyuşmazlık halinde merci, Hukuk Yargılamaları' Usulü Yasası çerçevesinde Hukuk Mahkemeleri idi.
3 — Bu arada, planlı ve yoğun bir çalışma ile kalkınma faaliyeti başlamıştı. Bir yandan Osmanlı Devletinin
Borçları ödenirken diğer yandan Ulusal ve Bağımsız Ekonomi Kuralları çerçevesinde sanayileşmeye yönelinmişti.
Atatürk'ün direktifleri doğrultusunda ve O zamanki Hükümetlerin yoğun ve titiz çalışmaları ile hızlı bir gelişme ve
başarılı sonuçlar görülmüş ve elde edilmiştir. Artık, sanayi
alanında çalışanlarla çalıştıranlar arasındaki ilişkilerin ülke koşulları doğrultusunda yeni gereksinmelere göre mevzuatın gözden geçirilmesi zamanı gelmişti. İşte bu düşünce
ve nedenlerle Türkiye'de ilk kez genel kapsamlı hükümleri içeren 8/6/1936 da kabul edilen. 3008 sayılı İş Kanunu
yürürlüğe konmuş oldu. Böylece İş hayatı ve özellikle, Sanayi kesiminde çalışanlar, o zamanın şartları ve ihtiyaçları bakımından oldukça mükemmel ve yeterli sayılacak ye
ni bir yasaya ve düzene kavuşturulmuş oldu. Ancak, hemen
—41—
açıklayalımki, Konut kapıcıları İş kanunu kapsamı dışında
kalmışlardı. Bunlar hakkında eskisi gibi, Borçlar Yasasının
hükümleri uygulanmaya devam edildi.
12/Ağustos/1967 de yürürlüğe giren 931 sayılı İş Kanunu da Konut Kapıcıları hakkında bir değişiklik ve yenilik getirmemiştir. Bu kanunun istisnalara ilişkin 5. maddesinin 8 nci bendinde (Konut Kapıcılık Hizmetlerinde) bu.
Kanunun uygulanmıyacağı ayrıca açıklanmıştı. Kısaca
söylemek gerekirse bu yasa ile de Konut Kapıcıları İşçi niteliğini kazanamamışlar ve işçi haklarından yararlanma
olanağına kavuşamamışlardı.
4 — Hatırlanacağı üzere, açılan dava sonucu, adı geçen 931 sayılı İş kanunu, Anayasa Mahkemesince iptal edilmişti. Bu yüzden Türkiye bir süre (yeni İş kanunu çıkarılıncaya kadar) çalışma hayatı açısından yorumlara bağlı,
çeşitli Yargısal içtihatlara yol açan durgunluk dönemi geçirmiştir. Bu durum, 1971 de yürürlüğe konan 1475 sayüı
yeni ve bugün uygulanmakta olan İş kanunu ile son bulmuştur. İşte bu yasa iledir ki, Konut Kapıcıları ve Kapıcılık Hizmetleri, kısmen ve bazı şartlarla İş Kanunu kapsamına ilk defa alınmış oldular. Şimdi, bu Yasanın kapsadığı
hükümleri, uygulamada görülen sorunları ve yakınmaları
birlikte gözden geçireceğiz.
KANUN KAPSAMINA GİREN KONUT KAPICILARI :
Öncelikle, 1475 sayılı İş Kanununun 6 ncı maddesinde
sayılan ve gösterilen Ticaret ve Sanayi işyerlerindeki Kapıcılık hizmetlerinde çalışanların esasen işçi sayılmakta oldukları hususunu açıklığa kavuşturmak gerekir. Bunlar
eskiden beri işyerinde çalışan diğer işçiler gibi işçi hakla
nndan ve sosyal güvenlik olanaklarından yararlanmaktadırlar. Burada söz konusu olanlar sadece (Konut) kapıcılarıdır.
Kanunun 5. maddesine göre, Yasa kapsamına alman
— 42 —
ve işçi sayılan konut kapıcıları başlıca iki gurupta toplanmaktadır:
A) KALORİFERLİ KONUT KAPICILARI:
Yasanın açık ve kesin ifadesine göre, kaloriferli konut
kapıcıları işçi durumunda ve niteliğindedir. O halde, kaloriferli olmayan konutların kapıcıları esas itibariyle (aşağıda açıklanacak istisnai haller dışında) işçi sayılmamakta ve İş Kanunu hükümlerine tabi bulunmamaktadırlar.
Kaloriferden maksat, ister kömürlü ister mazotlu olsun konutun bir cihazla ısıtılmakta olmasıdır. Konut içinde oturanların malsahibi ya da kiracı olmaları, hattâ kaloriferin
ayrı bir bakıcı ve yakıcısının bulunması bu tür konut kapıcılık hizmetinde çalışan Kapıcıların durumunu etkilememektedir.
Özetle diyebiliriz ki, kapıcının gördüğü hizmetin niteliği ne olursa olsun, kaloriferli konutta çalışmakta olması
yeterlidir.
B) ÇALIŞMASINI AYNİ İŞVERENE YADA. AYNİ
KONUTA HASREDEN KONUT KAPICILARI :
Burada önemli olan yasa öğesi, çalışılan konutun kaloriferli olmamasıdır. Konutun, kalorifer cihaz veya tesisatı dışında (kömür veya odun sobası vesaire) ile ısıtılmakta bulunması kanun koyucusu tarafından dikkata alınmıştır. Taşınmazın niteliği ve bağımsız bölüm sayısı da etken değildir. Yasanın aradığı başlıca koşul, kaloriferli olmayan Konut kapıcılarının çalışmalarını ayni işverene yada ayni konuta hasretmiş olmalarıdır. O halde, kalorifersiz konutlardan ayrı ayrı bir kaçında çalışan yada başka
başka işverenlerin kalorifersiz konularında kapıcılık hizmetinde çalışanlar iş kanunu kapsamı dışında kalmaktadırlar ve bu gibiler işçi haklarından yararlanamıyacaklardır.
— 43
KONUT KAPICILIĞI ve KAPICILIK HİZMETLERİ
Bu konuda kanunlarımızda her hangi bir tanımlamaya rastlamak mümkün değildir. 1970'den bu yana uygulamada görülen zorluklara bakılırsa, mevzuat yönünden bir
boşluğun mevcudiyeti sezilmektedir. Gerçi İş Kanununun
1. maddesinin son fıkrasma göre, işin yapıldığı yere İşyeri
denilir. Bu hükme dayanılarak, kapıcılık hizmetinin yapıldığı yere de konut nazariyle bakmak gerekir. Konut, genel bir ifade ile, insanların ve ailelerin barındığı bir bina
olabileceği gibi, kat Mülkiyeti Kanununa tabi bağımsız bölümlerden oluşan bir apartıman da olabilir. Kapıcının,
atandığı, kapıcılık görevinin yapıldığı yer bir kişinin mülkü olabileceği gibi, birden çok kişilerin de ayrı ayrı mülkü
olabilir yada ortakları bulunabilir. Görülüyor ki, hizmetin
mahiyeti ve niteliği bakımından olduğu kadar, işveren ve
işveren vekili bakımından da sorunun özelliği vardır.
Kapıcının istihdam sorununda (kapıcılık hizmetlerinin) nitelik ve kapsamının tayini de ayrı ve önemli bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. Kapıcılık hizmetlerini kesin bir şekilde saptamak kolay bir iş değildir. Çünkü, bu
hizmet alanı, halden hale, şehirden şehre, hattâ aileden
aileye, apartımandan apartımana göre değişen bir manzara arzetmektedir. Bunları, geleneksel ve göreneksel niteliklerine göre genel olarak şöylece sıralayabiliriz: Konuta gelen akaryakıtı yada kömür ve odunları belli yerlerine depo ve istif etmek, kalorifer kazanlarını yakmak, kontrol
etmek sürekli çalışmasını sağlamak, bina malik veya kiracılarını, konut bir apartıman ise, daire daire dolaşıp ihtiyaç duyulan günlük yiyecek, içecek ve beslenme ile ilgili
eşya ve maddeleri çarşıdan yada pazar yerinden satın alıp
getirmek, konutun genel ve ortak yerlerine ait kısımlarının temizlik işlerini görmek, çöpleri almak ve bunları yerlerine dökmek yada Belediyenin temizlik Araçlarına ve Hizmetlilerine vermek, konutun yada sakinlerinin verilen talimata ve öngörülen tedbirlere göre güvenlik işlerini yerme
getirmek, elektrik, havagazı ve su paralarını gerektiğinde
yatırmak, kolluk kuvvetlerine ve bekçilere yardımcı olmak,
— 44 —
yangın, su basması vesaire gibi tehlike yaratan durumlarda konut malik ve kiracılarını ve gerekirse resmi görevlileri haberdar etmek, kimi zaman konut sakmlerinin özel
işlerine yardımda bulunmak gibi iş ve hizmetlerdir. (İJ
Yıllardan beri Türkiye çapında sürüp giden başıboşluk,
ve yoruma elverişli ortam içinde uygulama alanında başgösteren pek çok uyuşmazlıklarla Konut işverenleri, kapıcılar ve kapıcılık hizmetleri zarar görmüş ve özellikle kö
mürlü kalorifer kullanılan konutlarda aksamalara sebep
olmuştur. 1475 sayılı İş Yasasına son zamanlarda 2184 sayılı Yasai2) ile eklenen bir madde ile soruna bir açıklık
getirilmek istenmiş ve (Kapıcılık Hizmetlerinin Kapsam ve
niteliklerinin Çalışma Bakanlığınca çıkarüacak) bir Tüzükle saptanması ve düzenlenmesi öngörülmüştür. Henüz
bu tüzük çıkarılmamıştır. Bu suretle soruna nasıl bir çözüm getirileceğini şimdiden belirtmek bizce mümkün değüdir. Ancak, en iyi çare ve tedbir, kapıcılık görev ve hizmetlerini yazılı bir sözleşme ile belirtmektir.
İş Kanunu Kapsamına giren ve işçi haklarından yararlanan Kapıcıyı da İş Yasasının birinci maddesi uyarınca
şöyle tanımlamak mümkündür. Kapıcı, Konut İşverenine
ya da İşveren Vekiline (Yöneticiye) bir İş (Hizmet) akdiyle bağlı olarak belli bir ücret karşılığı çalışan kişidir.
KONUT İŞVERENİ VE İŞVEREN VEKİLİ
Kat mülkiyetine tabi olan ve olmayan taşınmazlarda
(Bina ve Apartımanlarda) gerek yasalar gerekse işçi durumunda bulunan kapıcılar açısından işverenin kim olduğunun tayini konusu, bir çok sorunlar yaratmış, değişik yo
rumlara ve yargısal içtihatlara yol açmıştır. Konu, türlü
aşamalardan geçerek bugünkü duruma gelmiş, gerek mev-
(1) Bak: Mustafa Çenberci (Yargıtay üyesi), İş Kanunu Şerhi 1972
sayfa: 180-209.
{%) Bak: 28/3/1979 günlü ve 16564 sayılı Resmî Gazete.
— 45 — mevzuat ve gerekse yargısal içtihatlarla tutarlı bir çözüme kavuşturulmuştur . '
îş Kanununa Tabi Konutları genellikle iki gurupta
toplamak mümkündür:
a) Kat Mülkiyetine tabi bulunmayan konutlarda, kapıcının işvereni konutun maliki ve varsa ortaklarıdır. Konutun yönetimi ve kapıcının çalıştırılması müşterek bir kararla ortaklardan biline verilebilir.
b) 634 sayüı Kat Mülkiyeti Kanununun 50. maddesinin son fıkrasına göre, tümü kagir olmayan yapılarda kat
mülkiyeti kurulamaz. Bu gibi konutlarda işverenin kimler
olabileceği yukarda açıklanmıştır. Kat Mülkiyetine ait Yasanın 1. maddesi uyarınca, tamamlanmış bir yapının Kat,
Daire, İş Bürosu, Dükkân, Mağaza, Mahzen, Depo gibi Bölümlerinden ayrı ayrı ve başlı başma kullanılmaya elverişli olanları üzerinde, O gayrimenkulun Maliki veya or
tak malikleri tarafından bağımsız mülkiyet hakları kurulabilir. Kat mülkiyetine tabi bir Apartımanm (Taşınmazın)
maliki tek bir kişi ise, işveren kendisidir. İş Kanununun 1.
maddesinin açık hükmüne göre, kapıcıyı çalıştıran sıfatiyle sorumlu işveren durumundadır.
Birden çok kat malikinin bulunması halinde, Kat Malikleri Kurulu işveren sayılır. Bilindiği gibi, kat Mülkiyeti
yasasının 34 üncü Maddesi hükmüne göre, Anataşınmazm
sekiz ve daha fazla bağımsız bölümü varsa yönetici atan
ması zorunludur. Daha az bağımsız bölümlü apartımanlarda yönetici tayini ihtiyaridir. Bununla birlikte bu gibi
hallerde ana gayrimenkulün bakımsız ve idaresiz kalmaması için Kat Malikleri Kurulu kendi aralarından birinin
isteği üzerine toplanarak usulüne göre bir karar verir. Şayet kat malikleri yönetici tayininde anlaşamazlarsa, yahut
Kat Malikleri Kurulu, yönetici tayinine mahal olmadığına
karar verirse, kararın İptali, yönetici tayini haklı sebeplere dayanılarak anagayrimenkulün bulunduğu yer Sulh
Hukuk Mahkemesinden istenebilir. Mahkemece yönetici
tayin edilebilir. Kat Malikleri bu karara uymaya mecbur46 —
durlar. Ancak, aradan altı ay geçince yöneticiyi değiştirebilirler.
KONUT YÖNETİCİLERİNİN DURUMU :
Son zamanlara kadar iş yasası kapsamına giren Konutlardaki Yöneticilerin İşveren veya İşveren Vekili olup olmadıkları konusu tartışılmakta idi. 2148 sayılı Yasa ile 1475
Sayılı İş Kanununa Eklenen bir Madde ile bu Sorun kesinlikle çözümlenmiş, apartıman yöneticilerinin işveren vekili oldukları, malî sorumluluklar işverene (Konutun Kat
Malikleri Kuruluna) ait olmak üzere, yargı uyuşmazlıklarında ve İş yasasının uygulanmasında işverenin temsilcisi
bulundukları açıklanmış ve kabul edilmiştir.
Gerçekten, Apartıman, Yöneticileri Kat Mülkiyeti hakkındaki 634 sayılı Yasanın 35 inci maddesindeki görevleri,
34. maddeye göre atanma tarzı, dikkate alınırsa, işveren
vekili olduğu kanısına varılabilir. Kaldıki, ayni Yasanın 40
ncı maddesinde açıklandığı üzere Yönetici, Kural olarak
vekilin haklarına sahiptir. 38. madde dahi, bunu doğrulayarak ve perçinliyerek, yöneticinin kat maliklerine karşı
aynen bir vekil gibi sorumlu olduğu ayrıca açıklanmıştır.
Diğer yandan, İş Kanununun birinci maddesinde işveren vekili, (İşyerinde işveren adına hareket eden ve işin ve
işyerinin yönetiminde görev alan kimselerdir) şeklinde tanımlanmıştır. Bu tanımlama, esasen Kat mülkiyeti kanununun yukarda açıklanan hükümlerine paraleldir. Borçlar
Yasasının vekalete üişkin hükümleri de bu doğrultudadır.
Sonuç itibariyle Apartıman Yöneticileri, işveren değil
işveren vekilidir. Bu sıfatla yönetici, kapıcı tayin edebiür.
Kapıcılık sözleşmesi yapabilir. Gerektiğinde iş akdini fesh
ederek kapıcıyı işden çıkarabilir. Kapıcı ile çıkabilecek
uyuşmazlıklarda ve davalarda kat maliklerini yada kat malikleri kurulunu yargı yerlerinde bizzat veya bir avukat
vasıtasıyla temsil edebilir. Ancak, bu işlerin malî sorumluluğu kat maliklerine aittir. Yönetici de kat maliklerine karşı sorumludur.
Biz burada, uygulamada tereddütleri üzerine çeken kiracıların durumuna kısaca değinmekte yarar görmekteyiz.
Kat'malikleri, ana gayrimenkulün müşterek ve genel giderlerinden yükümlü ve sorumludurlar. Ancak, katını veya
dairesini (Bağımsız Bölümünü) kiraya veren kat maliki
çoğunlukla akaryakıt ve kapıcı masraf ve ücretinin kiracıya ait olacağına dair kira sözleşmesine hüküm koymaktadırlar. Bu takdirde kapıcı ücretini kiracı ödemekle yükümlüdür. Ödenmediği takdirde Yönetici 634 sayılı Kat Mülkiyeti hakkındaki kanunun 18 inci maddesi uyarınca kiracı
aleyhine icra koğuşturması yapabilir ve dava açabilir. Bü
giderlerden ötürü kiracılar kât. malikleriyle birlikte müteselsilen sorumludurlar.
KAPICILARLA YAPILACAK İŞ SÖZLEŞMESİ
(HİZMET AKDİ) .
İş Kanunu Kapsamına giren konut malikleri yada yönetici tarafından atanan kapıcı ile yazılı sözleşme yapılması zorunluğu yoktur. İş Yasasının 9 uncu maddesine göre,
belirli süresi bir yıl ve daha fazla olan hizmet akitlerinin
yazılı yapılması mecburidir. Yazılı sözleşmeler bu madde
uyarınca her türlü resim ve harçtan muaftırlar. Noterden
onanmışsa noter ücretleri bu muafiyetin dışındadır.
Kapıcılık hizmetleri sürekli işlerden sayıldığına göre,
deneme süresi en çok bir aydır. Toplu iş sözleşmeleriyle bu
süre üç aya kadar uzatılabilir. Bir kimse deneme ile kapıcılığa alınabilir. Deneme süresi içinde taraflar iş akdini bildirimsiz ve tazminatsız fesh edebilir. Ancak, çalıştığı süreye ait ücretini istemek hakkı saklıdır. Kapıcıya deneme süresine ait ücreti ödenecektir.
Uygulamada görülen zorluklara ve uyuşmazlıklara; bakılınca kapıcı ile yazılı bir hizmet sözleşmesinin yapılma
sının faydalı ve daha doğru olacağı kanısındayız. -
— 48
îş Yasasının 11 inci maddesine göre, yazılı hizmet akidlerinde en azından aşağıda yazılı hususların bulunması gereklidir:
1 — İşverenin veya işveren vekili sıfatiyle yöneticinin
ve işçi niteliğiyle kapıcının ad, soyadı ve kimlikleri,
2 — İşçinin (Kapıcının) yapacağı işin ve göreceği hizmetin neler olduğu,
3 — İşyerinin (İş yasası kapsamındaki ve kapıcılık hizmetinin görüldüğü yerin) adresi,
4 — Süresi belirli sözleşmelerde (kapıcılık hizmetinin
belli bir süre ile görüleceği kararlaştırılmış ise) sözleşme
süresi,
5 — Ücretin mikdarı, ödeme biçimi, zamanı ve koşulları,
6 — Varsa tarafların ileri sürdüğü ve kabul ettiği Özel
İş Şartlan,
7 — İş Sözleşmesinin (Hizmet Akdinin) yapüdığı gün
(tarih),
8 — Tarafların (İş Sözleşmesini yapan işverenin veya
işveren vekili yöneticinin ve kapıcının) imzaları, bulunacaktır.
a) Kapıcının işe başladığı tarihi ve göreceği hizmeti,
adı ve soyadı, işyeri adresi işe başlama ve işden ayrılma
tarihinden itibaren bir ay içinde Bölge Çalışma Müdürlüğüne yazılı olarak bildirmek,
b) İşe başlamasından itibaren kapıcıya (bir çalışma
ve kimlik karnesi) vermek,
c) İşden ayrılan kapıcıya isteği üzerine hizmet süre
sini ve gördüğü işin çeşidini gösteren bir Çalışma Belgesi
vermek,
ç) İşe alınırken ve işin devamı süresince bedence kapıcılık yapmağa elverişli ve dayanıklı olduğuna dair rapor
almak,
d) Yıllık ücretli izne ait ve yönetmelikte tanımlanan
ve açıklanan biçimine uygun bir defter yada bir kayıt tutmak zorunluğu vardır.
II — 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası Yönünden:
a) Kapıcının işe alınması tarihinden başlamak üzere
en geç bir ay içinde .örneği Sosyal Sigortalar Kurumunca
hazırlanmış olan bildirgeleri doldurarak işyerini ve çalıştırdığı sigortalı kapıcıyı kurumun kendi bölgesindeki ilgili
örgütüne vermeğe, işveren değişikliğini de ayni surette bildirmeğe mecburdur.
b) İş kazasına uğraması halinde Kurumca işe el konuluncaya kadar kapıcıya gereken sağlık yardımını yapmakla yükümlüdür. Sonradan belgelemek şartiyle yaptığı
masrafları Sosyal Sigortalar Kurumundan almağa hakkı
vardır. Kurum bu masrafları işverene ödemekle yükümlüdür. (3)
İŞ YASASI KAPSAMINDAKİ KAPICILARIN
YÜKÜMLÜLÜKLERİ :
Konut Kapıcıları, çoğunlukla kalifiye olmayan herhangi bir kurstan geçmemiş ve eğitim görmemiş, köylerden
kentlere göçeden kimselerden oluşmaktadır. Bu gibilerin
istihdammdaki zorluklarla her zaman karşılaşılmaktadır.
Kapıcının, göreceği hizmet yazılı bir sözleşme ile saptanmış ve düzenlenmiş ise bu sözleşmeye uyarak çalışması,
böyle yazılı bir hizmet sözleşmesi yapılmamış ise, gelenek
sel ve göreneksel kurallara ve işin mutad olduğu üzere gerektirdiği mahiyet ve genişlikteki işleri görmesi zorunludur. Deneme süresi geçtikten sonra hizmetin yerme geti-
(3) Halil Alınmaz: Apartımatıların Yönetici, Denetici ve Kapıcının
Vazifeleri YARGITAY İçtihat ve Kararları, 1974: sayfa 6-8.
— 50 —
rilmemesinden yada ihmal ve kusur neticesi ağır ve sürekli
biçimde aksatılmasından sorumlu olması doğaldır. Kapıcının, bir işçi olarak diğer yükümlülükleri iş kanununun
genel hükümleri çerçevesinde mevcuttur. İşveren tarafından kapıcıya yapılacak ihtar ve sair tebligatın yazılı olarak verilmesi ve imzasının alınması mecburidir. Tebligat
kanununa tabi işler posta ile yapılmalıdır.
İŞ YASASINA TABİ KONUT KAPICILARININ
HAKLARI i
Başlıcalarmı şöylece öze tüyebiliriz:
1 — ÜCRET :
Kapıcıya verilecek ücret, İş Yasasının 33 üncü maddesinde öngörülen asgari ücretten az olamaz. Asgari ücret,
en geç iki yılda bir Çalışma Bakanlığında Kurulu Asgari
Ücret Komisyonunca tespit olunur, resmi gazete ile ilân
edilerek yürürlüğe girer. Şimdiye kadar, 16 yaşından büyük işçilerin aylık asgari ücretleri 3300 lira idi. Asgarî ücret komisyonunun yaptığı son saptamaya göre bu miktar
5400 liraya çıkarılmıştır. Komisyon kararları kesindir.
Ücret ödenmesinde cinsiyet aynımı yapılamaz. Kanuna ve Anayasanın eşitlik ilkesine aykırı düşer. Ülkemizde
genellikle kapıcılara ücretleri, aylık esası üzerinden maktuan ödendiği için, bunlara ayrıca hafta tatili ve Genel Tatil günlerine ait bir ödeme yapılmamaktadır. Kapıcıya, ücretinden başka ikamet edeceği bir yer verilebilir. Suyu ve
elektriği de sağlanabilir. Şimdiye kadar ki uygulamalara
göre, bunlar sosyal yardım mahiyetinde sayılmakta ve bunların karşılığı ücretten in dirilmemekte idi. Son zamanlarda
kimi konut işveren yada yöneticiler tarafmdan örneğin, kapıcıya tahsis edilen ikametgâh kısmından kira karşılığı bir
para istemek ve ücretten indirim yapmak yoluna gidilmişti. Bunu önliyecek bir kanun hükmü yoktu. Bu yolu
51 —
kapamak maksadiyle kanun koyucu, son çıkan ve yürürlüğe giren 2148 sayılı yasaya (Kapıcı konutları için kira istenemez.) diye bir hüküm koymuştur. Kapıcı konutlarının
kira sorunu böylece kapıcılar lehine çözüme bağlanmış oldu. Kapıcı ücreti, en geç ayda bir nakden ödenir.
Kapıcı ücreti, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Yasasının 20.
Maddesi hükmüne göre, Ana Taşınmazın (Âpartımanm)
genel giderlerindendir. Buna göre, kat malikleri, Ana gayrimenkulun genel giderlerine payları oranında katılmakla
yükümlüdürler. Bu nedenle her hangi bağımsız Bölüm (daire veya kat) Maliki, kapıcıya kendi açısından ihtiyaç bulunmadığını ileri sürerek kendi payına düşen ücreti Ödememezlik yapamaz.
2 — İŞ SÜRESİNİN DÜZENLENMESİ ve FAZLA
ÇALIŞMAYA AİT ÜCRET SORUNU :
Kapıcılık hizmetinin, bilindiği gibi bazı özellikleri vardır. Bu hizmet, aralıklı olarak yerine getirilen işlerdendir.
Kaloriferli Konutlarda bü özellik daha da belirgindir. Kaloriferin yakılması, çalıştırılması ve bakılması aralıklı çalışmayı gerektirir. Oysaki, konut kapıcılarının da diğer sanayi ve ticaret işyerlerinde çalışan işçiler gibi günde sekiz ve
haftada kırksekiz saattan fazla çalışmaları istenemez. Çalışma süreleri Cumartesi çalıştırıldıkları takdirde, haftanın
çalışılan günlerine eşit ölçüde bölünmek suretiyle bulunacak süreden fazla olamaz. Aksi halde, İş Kanununun 35 nci
maddesi uyarınca fazla çalışma süresine ait ücretler % 50
arttırılarak ödenir.
Bu hususun dikkate alınması, Konut kapıcılarının çalışma sürelerinin iş yasası çerçevesinde günde sekiz saat
esası üzerinden düzenlenmesi sorunu, uygulamada bir çok
güçlüklere, uyuşmazlıklara sebep olmuş, İş Mahkemelerinde davalar açılmasına yol açmıştır. Hattâ bu konuda Parlamentoda konuşmalar ve tartışmalar olmuştur. Sonuçta,
îş Kanununun 64 üncü maddesine değinilerek konut ka-
— 52 —
pıcıîarınm çalışma sürelerinin hizmet sözleşmesiyle yada
Toplu İş Sözleşmesiyle ara dinlenmelerin uzatılması ve
aralı olarak kullanılması suretiyle günlük iş süresinin sekiz saati geçmiyecek şekilde düzenlenmesinin mümkün olacağı belirtilmiştir (5).
İŞ YASASI KAPSAMINA GİREN KAPICILARIN
İHBAR VE KIDEM TAZMİNATI :
Kapıcının hizmet sözleşmesinin feshi ve işden çıkarılması ve bundan doğan akdi ve kanuni haklarının işveren
veya yönetici tarafından ödenmesi İş Kanunu hükümlerine
tabidir. Biz burada konunun ayrıntılarına girecek değiliz.
Ancak, İş akdinin işveren tarafından bildirimli olarak feshi ve kapıcının bu nedenle işden çıkarılması halinde İş Kanununun 13. maddesine uyulması, kanunda öngörülen öneller dikkate alınarak kapıcıya akdin feshinin ihbar edilmesi, ihbar önellerine ait tazminatın ödenmesi, 19. madde gereğince, kapıcıya ihbar önelleri süresince yeni iş araması
için iş saatleri dahilinde günde ik i saatten az olmamak üze
re ücretinden her hangi bir kesinti yapılmaksızın izin verilmesi gerekmektedir. İşçi (Kapıcı) isterse, yeni iş arama
iznini birleştirerek topluca kullanabilir. Bu takdirde işçi.
bunu işten ayrılacağı günden önceki günlere rastlatmak
ve bu durumu işverene bildirmek zorundadır.
İşveren yada işveren vekili olarak Konut Yöneticisi,
Kapıcının İhbar Önellerine (mühletlerine) ilişkin ücretini
(İhbar Tazminatını) peşin vermek suretiyle hizmet akdini
ihbar önellerine uymaksızın derhal fesh edebilir.
KIDEM TAZMİNATINA gelince, bu konu iş yasasının
14. maddesinde düzenlenmiştir. Bu madde 4/7/1975 de T.B.
M.Meclisince kabul edilen 1927 sayılı Yasa ile değiştirilmiştir. .
(5) Mustafa Çenberci (Yargıtay 10. Daire Başkanı) İş Kanunu Şerhi. 1972 sayfa: 202.
— 53 —
Buna göre, kanunda öngörülen hal ve şartlarda kapıcıya, Hizmet akdinin feshi dolayısiyle (işden çıkarılması
nedeniyle) işe başladığı tarihten başlamak üzere hizmet
akdinin devamı süresince her geçen tam yıl için işverence
30 günlük ücreti tutarmca kıdem tazminatı ödenir. Bir yıldan artan süreler için ayni oran üzerinden ödeme yapılır.
Kıdem tazminatı, kapıcının son aldığı ücretin bürüt tutarı üzerinden hesap edilir. Kapıcının ölümü halinde kıdem
tazminatı kanunî mirasçılarına ödenir. Kıdem tazminatına esas olacak ücretin hesabında, kapıcıya ücretine ilâve
olarak sağlanan para ve para ile ölçülmesi mümkün akidden yada kanundan doğan hak ve menfaatleri de gözönünde tutulur.
Kıdem tazminatına esas olacak 30 günlük ücret tutarının beher yıl için nazara alınacak mikdarı, İş Yasasına
göre tesbit edilmiş olan günlük asgari ücretin 30 günlük tutarının yedi buçuk katından fazla olamaz. Ancak, bu hüküm, Anayasa Mahkemesinin 1978/14 esas, 1976/6 Karar
sayılı ve 23/1/1979 günlü Karariyle Anayasaya aykırılığı
nedeniyle iptal edilmiştir. İptal kararı, resmî gazetede yayımlanmasından başlayarak bir yıl sonra yürürlüğe girecektir. (6)
Kıdem tazminatının ödenmesine esas olan 30 günlük
süre hizmet akdiyle yahut Toplu İş Sözleşmesiyle işçi (Kapıcı) lehine uzatılabilir. Çünkü kanun hükmü, asgari süreyi belirtmektedir.
YILLIK ÜCRETLİ İZİN i
İş Yasasının 49. maddesine göre, Kapıcılara işe başladığı günden itibaren deneme süresi dahil olmak üzere en
az bir yıl çalışmış olmak şartiyle hizmet süresi gözönüne
alınarak yıllık ücretli izin verilecektir. Kapıcının yıllık üc-
(6) 14/4/1979 günlü ve 16609 sayılı resmî gazeteye bak.
54 —
retii iznini başka, yerde geçirmesi halinde ve isteği üzerine
kendisine gidiş ve dönüşünde yolda geçecek süreleri karşılamak üzere yedi güne kadar ücretsiz izin verilir. Yıllık
izin süresine ait ücreti, izne başlamadan önce peşin ödenmek zorunluğu vardır. Avans biçiminde de ödeme yapılabilir. Kanunda gösterilen ve tâyin edilen yıllık ücretli izin
süreleri karşılıklı pazarlıkla Hizmet veya Toplu İş Sözleşmesiyle uzatılabilir. Yıllık ücretli izne ayrılan kapıcının
görevinin kim tarafından yapılacağı bir sorun olarak ortaya çıkmaktadır. Bu hususun hizmet sözleşmesinde açıklığa
kavuşturulması daha uygundur. Son olarak yürürlüğe giren 2184 sayılı Yasada, diğer konular gibi bu hususda
çıkarılacak bir tüzükle düzenleneceği açıklanmıştır.
Yıllık ücretli izne hak kazanmak için gerekli sürenin
ne suretle hesap edileceğine, hangi sürelerin çalışılmış gibi
nazara alınacağına ve uygulamada hangi kurallara uyulacağına dair kanun hükümlerinin ayrıca gözönünde tutulması gereklidir.
İŞDEN ÇIKARILAN KAPICININ KENDİSİNE TAHSİS .
EDİLEN YERDEN TAHLİYESİ SORUNU :
Tatbikatta bu konu büyük bir sorun teşkil etmektedir.
Hizmet akdi fesh edilen ve kanun hükümlerine uygun olarak haklan verilerek işine son verilen kapıcıların bir çoğu,
kendi ikametine tahsis edilen yeri türlü bahanelerle boşaltmağa yanaşmamakta ve bu yüzden yeni kapıcı almak ve
çalıştırmak çoğunlukla zorlaşmakta, yada olanaksız bir hale gelmektedir. Tahliye davası açmak ve netice almak bir
hayli zaman almakta ve masrafı gerektirmektedir. Kaldıkı, bir zamanlar bu gibi kapıcı konutlarının tahliyesi davalarına Sulh Hukuk Mahkemelerinin mi, yoksa İş Mahkemelerinin mi bakacağı konusunda içtihat ihtilâfları çıkmıştır. Nihayet Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, bu gibi davaların Sulh Hukuk mahkemelerinde görüleceğini ye iş akdi fesh edilen kapıcının oturduğu kapıcı konutunu,
FUZULÎ İŞGAL sayılacağından tahliye etmesi gereğini kararlaştırmıştır. (7)
Son çıkan 2184 sayıh yasaya göre, (Kapıcı Konutlarının) Çalışma Bakanlığınca çıkarılacak bir Tüzükte tanzim
edileceği açıklanmıştır. Bu Tüzük henüz çıkmamıştır. Bizce en iyisi, Gayrimenkule vaki tecâvüzün men ve define
dair oian 5917 sayılı kanun uyarınca kapıcı konutlarının
Mahallî en büyük Mülkiye Amirlerince tahliyelerinin sağlanması olacaktır.
Yorumlar