İSKİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
SIHHİ TESİSAT EĞİTİMİ VE UYGULAMA ESASLARI
YÖNETMELİĞİ
İÇİNDEKİLER
MADDE NO TARİFİ SAYFA NO
MADDE 1 – GAYE 2
MADDE 2 – MUHTEVA 2
MADDE 3 – TARİFLER 2
MADDE 4 – GENEL ESASLAR 2
MADDE 5 BİNA
İÇİ SU TESİSATINDA UYULMASI
GEREKEN HUSUSLAR 3
MADDE 6 BİNA
İÇİ ATIKSU TESİSATI 6
MADDE 7 – EĞİTİM İLE ALAKALI HUSUSLAR 6
MADDE 8 – KURSLARA KAYIT ŞARTLARI 7
MADDE 9 – UYGULAMA ESASLARI 7
MADDE 10 – YÜRÜTME VE YÜRÜRLÜK 7
*Bu Yönetmelik 28.5.2002 tarih 252 sayılı Genel Kurul kararı ile kabul edilmiş olup, 26 Haziran
2002 tarihli Bizim Gazete’de yayınlanmıştır.
1
MADDE
1 GAYE
İSKİ müşterilerinin binalarına sıhhi tesisatların ne şekilde yapılacağı , hangi kalitede
malzemelerin kullanılacağı ve uygulamada yoruma meydan vermeyecek şekilde tatbikat
esaslarının tespiti ve bu hususlar ile alakalı olarak eğitim verilmesi bu yönetmeliğin gayesini
teşkil eder.
MADDE 2 MUHTEVA
Piyasada ehil olmayan kişiler tarafından yapılmakta olan sıhhi tesisatın, belli bir standarda
kavuşturulması , yeni teknolojilerin takip edilmesi , büyük maliyetlerle elde edilen suyun
israfının en aza indirilmesi , ayrıca meslek erbabı olmadan haksız kazanç elde eden şahıslara
mani olunması gayesi ile sıhhi tesisat eğitimi verme esaslarının tespit edilmesi hususlarını
ihtiva eder.
MADDE 3TARİFLER
3.1. Şube Yolu : İSKİ tarafından döşenen ana boru ile bina arasındaki boru ve
teçhizatlardan meydana gelen tesisattır.
3.2. Kolon : Münferit su aboneliği için, İdarenin döşediği şube yolundan itibaren en son
kata kadar bina içinde ortak kullanım alanından açıktan çekilen ve birimlerin su
almasını temin eden boru ve bağlantı elemanlarından meydana gelen tesisattır.
3.3. Su Sayacı : İSKİ tarafından müşteriye verilen suyun ölçümünü yapan bir cihazdır.
3.4. Sayaç Yuvası : Sayaçların yerleştirilip, muhafaza edilmesi için hazırlanan ebatlı yerdir.
Sayaç Kutusu, Sayaç odası kavramları kullanılabilir.
3.5. Rögar : Bahçe nizamlı binalardaki sayaç odasıdır.
3.6. Rabıt : Binanın cephe aldığı sokaktaki / caddedeki atıksu kanalı ile binanın parsel
bacası arasında bulunan Æ 20 cm’lik muflu beton boru (MBB)’dan mamul atıksu
sistemidir.
3.7. Parsel Bacası : Bina ile ana kanal arasında bulunan atıksuların toplandığı ve akışın
kontrol edildiği odadır.
3.8. Atıksu Rögarı : Binanın içindeki ıslak zeminlerden düşey akışla toplanan odacıklardır.
3.9. Yağ Tutucu (Çamur kapanı) : Lokanta, otel vb. işyerlerindeki yağların toplanarak
rabıta akışına mani olunan sistemdir.
MADDE 4 – GENEL ESASLAR:
4.1.İSKİ’den yetki belgesi alan tesisatçılar, bina tesisatlarında TSE, ISO 9001 ve/veya
Uluslar arası Standartlara uygunluk belgesi olan malzeme kullanacaklardır.
2
4.2.
Sıhhi tesisat projeleri 1/50 veya 1/100 ölçekli olarak hazırlanıp dört takım halinde
İSKİ’ye tasdik ettirilecektir. Binalarda yatay ve düşey taşıyıcı elemanlar (kiriş – kolon
ve yığma binalarda taşıyıcı duvar) delinmek suretiyle temizsu, yağmur suyu ve pissu
boruları kesinlikle geçirilmeyecektir.
4.3.Tesisatlar döşenirken projeye uygun olarak yapılıp, diğer kuruluşlara ait tesisatlara
hiçbir şekilde zarar vermeyecektir.
MADDE 5 BİNA
İÇİ SU TESİSATINDA UYULMASI GEREKEN HUSUSLAR
Ölçü cihazı olan su sayaçlarının, İSKİ ile müşteri arasında ihtilaflara sebebiyet
vermemesi için dış tesirlere karşı iyi bir şekilde korunması gayesiyle mutlaka kapaklı
sayaç yuvalarına konulması gerekir.
Sağlıklı bir ölçüm yapılabilmesi bakımından sayaçlar tesisata takılırken kolon
borusuna 90 derece dik açıyla ve tabana paralel şekilde monte edilir.
Müşteri, su sayacını her türlü dış tesirlere karşı korumakla mükelleftir. Sayacın dış
tesirlerden hasar görmesi (sayacın tahrip edilmesi, üst kapak camının kırılması,
dondan dolayı patlaması v.b ) halinde sayaç bedeli müşteri faturasına ilave edilerek
tahsil edilir.
5.1. Tek Sayaçla Su Alacak Binalarda :
5.1.1. Sayaç yuvası ve kapağı, cümle kapısından 1 – 1.5 mt. içeride, giriş zemininden
70 cm. yükseklikte ve uygun bir yerde 60 x 40 x 15 cm ebadında yapılmış
olacaktır. (Şekil 1)
Sayaca bağlanan giriş borusu ile sayaçtan çıkan boruların çapı
aynı olmalıdır.
5.1.2 Müşterinin mukavele yapması halinde, İSKİ tarafından teknik şartnamesine uygun
olarak şube yolu döşenmek suretiyle sayaç mevcut yuvaya monte edilecektir.
5.1.3. Binanın ana kolon borusunun çapı, bağımsız bölümlere ait tesisatın giriş
çapından büyük olacaktır. Kolon sonu binanın son birim tesisatına dirsekle
bağlanacaktır. Çap hesabı Tablo 1’deki gibi olacaktır.
5.1.4. Suyun bağlanması esnasında mermer, kalebodur vb. kaplamaların kırılmaması ve
şube yolunun açıkta kalmamasını teminen, sayaç yuvasından dış cephe tretuar
bağlantısına kadar içinden şube yolu borusunun geçebileceği çapta boru
konulacaktır.
5.2. Yeni Su Kolon Binalarda :
5.2.1. Yeni su ve kolon tesisi için, kolon borusu binanın cümle kapısının girişinden
başlayıp, binanın ortak kullanım alanı olan merdiven boşluğundan, açıkta, görünür
bir şekilde döşenecek ve son birime dirsekle bağlantısı yapılacaktır. Kolon
borusu kömürlük, sığınak, dükkan içi gibi kapalı yerlerden geçmeyecektir.
(Şekil –2 )
3
5.2.2.
Kolon borusu 15 daireye kadar, TSE, İSO 9001 ve Uluslar arası Standartlara
uygunluk belgeli, 10 atü’ye dayanaklı, asgari 1 1/2” galvaniz borudan yapılmış
olacaktır. Daire giriş borusu 5.1.3 ncü maddede belirtildiği şekilde yapılacaktır.
5.2.3. Birim sayaçları, ait olduğu katta uygun bir yerde kolon üzerinden hat almak
suretiyle tesis edilir. Tek sayaç için sayaç yuvası 60 x 40 x 15 cm. ebadında
kapaklı olarak yapılır. Ayrıca ilave her sayaç için yuva 20 cm. yükseltilir.
(Tablo 2 , Şekil 3 )
5.2.4. Tesisata, İSKİ teknik şartnamesine uygun, iri gövdeli, magnetik aktarmalı, çok
hüzmeli, hız esasına dayanan, standart, çek valfli ve imal yılı itibariyle 3
yıldan eski olmayan 0 m 3 ve Æ 20 mm.lik (190 mm. uzunluğunda) sayaçlar
takılır.
5.2.5. Sayaçlar binaya ait daire, dükkan vs. gibi bağımsız bölümlerin içine konulamaz ve
sayaç için yapılan yuva kapaklarına kilit takılamaz.
5.2.6. Sayaçların girişine şiber , çıkışına ise şiber veya küresel olmak üzere iki adet
vana monte edilir ve sayaç arızalandığı zaman sökülüp takılabilmesi için çift
rakorla bağlantısı yapılır.
5.2.7. Su deposu ve hidrofor bulunan binaların su depolarını, betonarme olarak yapmak
istemeleri halinde, su zayiatına sebep olmayacak şekilde içi mermer, fayans ,
granit vb. kaplı olacaktır. Su, hidrofor vasıtasıyla müşteri sayaçlarına basıldıktan
sonra ölçülebildiğinden depo giriş ve çıkış boruları açıkta, görünür bir şekilde
olacak ve depodan kolon harici herhangi bir çıkış olmayacaktır. Ancak, depo
temizliğinde kullanmak için tahliye vanası konulacaktır. Depo ölçüleri, birimlerin
bir günlük su tüketim avarajı dikkate alınarak yapılır (Tablo 1). Depoda bulunan
su İSKİ ‘nin rezerv suyu olduğundan mukavelesiz kullanılması yasaktır.
5.2.8. Kolon sistemi ile su kullanan binalarda, İdarenin mes’uliyeti döşediği şube yolu
uzunluğu kadardır. Bunun haricindeki mes’uliyet müşteriye aittir.
5.3. Tesise Ek Su Almak :
5.3.1 Suyu mevcut binalarda, henüz abone olmayan bağımsız birime veya ilave edilen
bölümlere talepleri halinde ek tesisat yapılarak su verilir.
5.3.2 Bağımsız birim için birim önünden geçen kolon borusundan ağız almak suretiyle
5.2.3. ncü maddede belirtildiği şekilde tesisat yapılarak, mukavele yapıldıktan
sonra 5.2.4 ncü maddedeki vasfa uygun sayaç, İSKİ elemanları nezaretinde
müşteri tarafından İSKİ yetki belgeli tesisatçıya taktırılır.
5.3.3 Tek sayaçtan su kullanan binada bağımsız birimlerin değişik tarifeden su
kullanmaları durumunda ( ev , lokanta , fırın v.s gibi ) daire haricindeki birimler
kendi adlarına tesise ek tesisat yaptırmaları halinde tesisatlarını ayırabilirler. Bu
durumdaki müşteriler tesisatlarını ana sayaçtan önce, 5.2.3 ncü maddesinde
belirtilen şartlara uygun olarak tesisat yaptırmaları zaruridir.
4
5.4.
Dizi Sistem Su Almak :
Binaya ait bağımsız birimlerin kendi adlarına olan mukavelelere ait sayaçların bir
pano halinde dizilmesi işlemidir. Bu sistemde bütün sayaçlar bina girişinde üst üste
konulacak şekilde dizilir (kolon sayaçlarının bir panoda toplanmış halidir). Tesisat
4.2 nci madde hükümlerine uygun olarak yapılır. Sayaçlardan sonra her bağımsız
birime ayrı kolon borusu çekilir. ( Şekil – 4 )
5.5. Bahçe Nizamlı Binalarda :
5.5.1. Sayaç, İSKİ tarafından bahçe nizamlı müstakil binalarda, bahçe kapısından
1 – 1.5 mt. içerde, müşteri tarafından hazırlanan uygun rögara monte edilir. Rögar
ölçüleri sayaç çapına göre değişir. ( Tablo 3 , Şekil 5 ) Müşteri tarafından rögar’
dan sonra kolon başına kadar olan mesafeye 50 x 50 cm ebadında üst kapakları
gerektiğinde açılıp kapanacak bir kanal yapılarak, tesisat bu kanala döşenir ve bina
içindeki tesisata bağlanır. Su baskınına karşı korunabilmesi için sayaç, rögar
zemininden belli bir yüksekliğe konulmalı ve tahliye hattı yapılmalıdır. Bu
durumda İdarenin mes’uliyeti sayaca kadardır.
5.5.2. Aynı parselde kooperatif , site v.b gibi birden fazla blok bulunan binalara da site
içi yollar belediyeye terk edilmemiş ise bu çeşit yollara İdare tarafından bedeli
mukabilinde de olsa DF boru döşenemez 5.5.1 nci maddesine göre işlem yapılır.
5.5.3. Site içi yolların belediyeye devri yapılıp imar yolu ve fiili yol olması halinde bu
yollara, bedeli mukabilinde İdare tarafından DF boru döşendikten sonra 5.1 nci
veya 5.2 nci maddelerdeki esaslara göre işlem yapılır.
5.6. Tesisat Ayırma :
5.6.1. Tesisat ayırmak için bina sakinleri tarafından oy çokluğu ile karar alınır.
5.6.2. Tesisat ayırmak için müracaat eden müşterilerin tesisatlarını 5.2 nci maddelerdeki
hükümlere göre yaptırmaları halinde, işlemleri yapılır.
5.6.3. Tesisat ayırma işleminde sayaçların yeni takılması halinde 5.2.4 ncü maddedeki
vasıflara haiz olması gerekir. Ayrıca tesisatlarında müracaat öncesi takılı olan
sözleşmesiz sayaçlar 0 m 3 ’den farklı olsa dahi 5.2.4 ncü maddedeki vasıflara
uygunsa kabul edilir.
5.6.4. Tesisat ayrımına müracaat etmiş olan binada su almak istemeyen birim ( daire,
işyeri v.s ) varsa tesisatı kolon borusundan körtapa ile iptal edilir.
5.6.5. Bahçe sulama ve kalorifer daireleri için ayrıca mukavele yapılır. Bu birimlere ait
sayaçlar da binanın ortak kullanım alanında bulunan kolon borusundan ağız almak
suretiyle sayaç yuvasına konulur.
5.6.6. Aynı sayaç yuvasında bulunan sayaçların, hangi birime ait olduğu uygun bir yere
yazılır.
5
5.6.7.
Tesisat ayırımı yapılan binalarda depo ve hidrofor sistemi varsa 5.2.7 nci
maddeye göre işlem yapılır.
MADDE 6 BİNA
İÇİ ATIKSU TESİSATI :
6.1. Eski binalarda atık su tesisatları tekniğine uygun yapılmadığından gerek aynı bina
içinde gerekse bitişik binaların alt katlarındaki daire ve işyeri sakinlerini mağdur
etmektedir. Genellikle binaların üst katlarındaki daire sakinleri bu mağduriyete ortak
olmadığından komşu şikayetlerine sebebiyet vermektedir. Bu gibi durumlarda bina içi
atık su problemlerinin bina sakinleri tarafından giderilmesi şarttır. Komşu bina
şikayetlerinde ise İSKİ tarafından tebligat yapılarak müeyyide uygulanır.
6.2. Binalara ait atık su tesisatları, atıksu tesisat boşluğundan geçirilmelidir. Atık su boşluğu
olmayan binalarda ise aydınlatma boşluğundan indirilir. Tesisat ve aydınlatma boşluğu
bulunmayan binalarda açıktan geçen atık su borularının kırılmaması için koruma altına
alınarak döşenmesi ve bina önündeki parsel bacasına bağlanması şarttır. Her binanın
bütün atık suları bir noktadan parsel bacasına bağlanır.
6.3. Yağmur suyu ve çatı su giderleri kesinlikle atık su parsel bacasına bağlanamaz.
6.4. Binada, lokanta , yemek imalathanesi , oto yıkama v.b gibi iş yerleri olması halinde
parsel bacasından önce bina içerisinde yağ tutucu ve çamur kapanı yapılması
mecburidir.
MADDE 7 – EĞİTİM İLE ALAKALI HUSUSLAR :
Yukarıda sayılan tesisatları yapacak olan personel 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu
hükümleri mucibince eğitime tabi tutulur. Bu eğitimi tamamlayıp sertifika alanların
yaptıkları tesisat İSKİ tarafından kabul edilir.
7.1. Kursların verileceği yerler İSKİ tarafından tespit edilir.
7.2. Eğitimi verecek okul ile İSKİ arasında bir protokol tanzim edilir. İSKİ tarafından
yapılması icabeden masraflar bu protokolla tespit edilir.
7.3. Eğitim, İSKİ’nin açmış olduğu sınıflarda anlaşmalı okulların öğretmenleri tarafından
verilir.
7.4. Eğitim konuları, İSKİ ve eğitimi verecek okul ile birlikte tespit edilir.
7.5. Eğitimi başarı ile tamamlayanlara İSKİ ile okul tarafından müştereken düzenlenen
sertifika, İSKİ tarafından ise yetki belgesi verilir.
7.6. Yetki belgesi verilen tesisatçının, herhangi bir yere kaçak su bağladığı veya usulsüz bir
iş yaptığı tespit edildiği takdirde, yetki belgesi bir daha verilmemek üzere geri alınarak
iptal edilir ve hakkında kanuni işlem yapılır.
7.7. Eğitim verecek olan öğretmeler ile yardımcı personel, okul tarafından temin edilir.
6
MADDE
8 – KURSLARA KAYIT ŞARTLARI :
8.1. Kurslara katılabilmek için müracaatlar İSKİ’ye yapılır.
8.2. Kurslara iştirak edebilmek için en az İlkokul veya llköğretim okulu mezunu olmak ve
18 yaşını tamamlamış bulunmak şarttır.
MADDE 9 – UYGULAMA ESASLARI :
Bu yönetmeliğin uygulama esasları İSKİ Yönetim Kurulu tarafından çıkarılacak bir
yönerge ile tespit edilir.
MADDE 10 – YÜRÜTME VE YÜRÜRLÜK :
On maddeden ibaret olan bu yönetmelik Yönetim Kurulu kararının, Genel Kurul
tarafından kabul edilmesini müteakip, usulüne göre ilan edildiği tarihten itibaren
yürürlüğe girer ve Genel Müdür tarafından yürütülür.
7
Tablo
2
BİNA İÇİNDEKİ SAYAÇ ODASI ÖLÇÜLERİ
SAYAÇ DURUMU DERİNLİK
(cm)
YÜKSEKLİK
(cm)
EN (cm)
Bina girişinde tek sayaç hali
(Æ 20 mm veya (Æ 25 mm.lik sayaç için)
15 40 60
Kolomonton sistemde tek sayaç hali
(Æ 20 mm)
15 40 60
Kolomonton sistemle çift sayaç hali
(Æ 20 mm)
15 60 60
Kolomonton sistemde üçlü sayaç hali
(Æ 20 mm)
15 80 60
Kolomonton sistemde dörtlü sayaç hali
(Æ 20 mm)
15 100 60
Bina girişinde dizi sistem çift sayaç hali
(Æ 20 mm)
15 60 60
Bina girişinde dizi sistem üçlü sayaç hali
(Æ 20 mm)
15 80 60
Bina girişinde dizi sistem dörtlü sayaç hali
(Æ 20 mm)
15 100 60
Bina girişinde dizi sistem beşli sayaç hali
(Æ 20 mm)
15 120 60
Bina girişinde dizi sistem altılı sayaç hali
(Æ 20 mm)
15 140 60
Tablo – 3
BİNA DIŞINDAKİ SAYAÇ ODASI ÖLÇÜLERİ
SUYAÇ DURUMU DERİNLİK BOY (cm) EN (cm)
Bahçede tek sayaç hali
(Æ20 mm veya Æ25 mm.lik sayaç için)
40 80 50
Seri sistem çift sayaç hali
(Æ20 mm. veya Æ 25 mm.lik sayaç için)
40 80 70
Seri sistem üçlü sayaç hali
(Æ20 mm veya Æ25 mm.lik sayaç için)
40 80 90
Bahçede tek sayaç hali
(Æ40 mm. veya Æ50 mm.lik sayaç için)
50 80 50
Bahçede tek sayaç hali
(Æ80 mm.lik sayaç için)
70 100 80
Bahçede tek sayaç hali
(Æ100 mm.lik sayaç için)
70 120 80
Emlak dünyası, tapu mevzuatı ve tapu da yapılan işlemler hakkında bilgi, kişisel gelişim makale ve yazılarınız içerir.
21 Haziran 2010 Pazartesi
İMAR YÖNETMELİĞİ
İMAR YÖNETMELİĞİ
Belediye Ve Mücavir Alan Sınırları İçinde Ve Dışında İmar Planı Bulunmayan Alanlarda Uygulanacak İmar Yönetmeliği
Esaslı Tamirler
Madde 40 - Binanın plan ve görünüşüne statik bünyesine tesir etmeyen esaslı tamirler ruhsata tabi olup;bunlar için plan,proje resim ve hesap istenmez.
Adi Tamir
Madde 41 - Derz ,iç ve dış sıva, badana ,boya, oluk,dere,doğrama,döşeme ve tavan kaplamaları, elektrik, sıhhi tesisat,korkuluk,paratoner,pergole ve benzerlerinin tamirleri ile bölme duvarı,bahçe duvarı,baca ve saçak ve benzeri elemanların tamiri ve yoldan görünmeyen küçük ve basit kümes yapılması ruhsata tabi değildir.
İskele Kurulması
Madde 42- Cadde ve kaldırım üzerine iskele kurulması gerektiren hallerde ilgili idareye iskele kurulması için yazı ile müracaat edilmesi zorunludur ve yeterlidir.
Çatılar Ve Dış Görünüm
Madde 35 - (Değişik:12/8/1987 tarih ve 19542 sayılı R.G'de yayınlanan yönetmelikle değişik şekli.)Çatıların,civarındaki cadde ve sokakların karakterine göre yapılacak binanın durum ve ihtiyacına uygun olması şarttır.Çatı meyilleri kullanılacak çatı malzemesi ile yörenin özelliği ve iklim şartları dikkate alınarak belediyenin tasvibi ile tayin edilir.
Çatı aralarında bağımsız bölüm yapılmaz.Bu kısımlarda ancak su deposu, asansör kulesi ve son kattaki bağımsız bölümlerle irtibatlı piyesler yapılabilir;
ancak üst kat tavan döşemesi ile çatı örtüsü arasında kalan bu hacimler,ilave kat döşemeleri yapılmak suretiyle bölünemezler.Özelliği olan binalarda,ancak bakanlık görüşü doğrultusunda işlem yapılır.
Merdiven evi ve ışıklar,çatı gabarisini(0.50)m. aşabilir.
Teras çatılarda yapılacak en çok(0.90)m .yüksekliğinde kagir korkuluk,bina yüksekliğine dahil değildir. Belediye mahallin ve çevrenin özelliklerine göre yapılar arasında uyum sağlamak,güzel bir görünüm elde etmek amacı ile dış cephe boya ve kaplamaları ile çatının malzemesini ve rengini tayin etmeye yetkilidir.Evvelce yapılmışolan olan yapılar içinde bu yetki kullanılır.
Binalarda Yangın Önlemleri
Madde 44 - (Değişik:2/9/1999 tarih ve 23804 sayılı R.Gazete) Binalarda alınması gereken yangın önlemleri aşağıda belirtilmiştir.
a)(Değişik:13/7/2000 tarih ve 24108 sayılı R.Gazete) Yangın merdivenleri
Kat alanı 150 m2'den fazla ve birden fazla katı olan umumi binalarda,kat adedi 4'ten fazla olan tüm yapılarda yangın merdiveni yapılması zorunludur.Yapı sahibince istenirse daha az katlı yapılarda da yangın merdiveni yapılır.
Yangın merdiveni kitle içinde veya dışında komşu parsel sınırına (1.50)m. den daha fazlayaklaşmamak kaydıyla açık veya kapalı,yüksek katlı binalarda tamamen kapalı olarak düzenlenir.Ancak,ilgili idarenin izni alınarak açık da yapılabilir. Kargir veya betonarme olarak ilgili standartlara uygun,yangına dayanıklı ve kaygan olmayan malzemeden inşa edilen yangın merdivenleri kitle içinde tertiplendiğinde ısıya ve dumana karşı yalıtılmış,kapalı bir hacimde düzenlenir.Yangın merdivenleri,çatı ve tabi zemine ulaşacak ve kaçış emniyetini sağlayacak şekilde tesis edilir. Yangın merdiveninin,genişliği,umumi ve yüksek katlı binalarda (1.20)m'den, diğer binalarda (0.90)m'den az olamaz.
Basamak genişliği(0.25)m'den az,yüksekliği (0.18)m'den fazla olamaz Merdiven basamaklarının her iki tarafında yangına dayanıklı malzemeden yapılmış korkuluk ve küpeşte bulunur.
b) Kaçış yolları
Yapıda tahliye anında yangın merdivenine ve çıkışa ulaşılmasını sağlayan yüksek katlı ve umumi binalarda herhangi bir genel çıkıştan ayrı olarak düzenlenen,ışıklı ve sesli yönlendirme elemanlarının bulunduğu kaçış yolları tesis edilmesi zorunludur.
Yangın merdivenlerine yapının en uzak noktasından ulaşım mesafesi 30 m.yi geçemez. Yangın merdiveni yapılması zorunlu olmayan umumi binalarda da kaçış yolları tesis edilir.
c) Kapılar
Yangın merdivenine kaçış yollarına açılan kapı kanatlarının kaçış yönüne açılacak, kendiliğinden kapanacak, duman sızdırmayacak şekilde ve ısıya dayanıklı malzemeden tesis edilmesi gerekir.Bu kapılarda eşik yapılamaz.
d)(Değişik:13/7/2000 tarih ve 24108 sayılı R.Gazete) Yangın dolabı
Kat alanı 150 m2'den fazla ve birden fazla katı olan umumi binalarda ve iskan edilsin veya edilmesin bodrum katlar dahil 5 ve daha fazla katlı binalarda her katta yangın musluğu ve donatısı olan bir yangın dolabı yapılması zorunludur.Kat alanı(800)m2'nin üzerindeki binalarda ise her katta en az 2 yangın dolabı olacaktır.
Yangın muslukları,hacimleri 50 nci maddede belirlenen su depoları ile irtibatlıdır.
e) Diğer önlemler
Bina dışında ana caddeden ulaşılabilecek en uygun yerde itfaiyenin kendi aracından su bağlantısı yapabileceği boru sistemi tesis edilir. Umuımi binalar ve tüm yüksek katlı binalarda özürlü, yaşlı ve çocukların yangından kaçışını sağlayan ısıya dayanıklı malzemeden imal edilmiş yangın kaçış hortumu ve bu gibi önlemler alınır.
Bitişik nizama tabi parsellerde komşu parseldeki yapıyla ortak yangın merdiveni düzenlenebilir.
Bu maddede yer almayan teknik hususlarda 4/11/1995 tarihli ve 22453 sayılı resmi gazetede"kamu binalarının yangından korunması hakkında yönetmelik" hükümlerine uyulur.
Korkuluklar
Madde 46 - Her türlü binada:
Balkon ve teras etrafında,5 den fazla basamağı bulunan açık merdivenlerde kotu (0.90)m.den az olan pencere boşluklarında,döşeme kotundan itibaren en az (0.90)m.yüksekliğe kadar,fenni icaplara uygun olarak korkuluk yapılması mecburidir.
Su depoları ve sıhhi tesisler ve fosseptikler
Madde 50 - (Değişik:12/8/1987 tarih ve 19542 sayılı R.Gazete)
(Değişik:13/7/2000 tarih ve 24108 sayılı R.Gazete) Bu yönetmelikte belirtilen umumi yapılarda ve yüksek katlı yapılarda 15 m3'altında olmamak üzere, yapının kullanma amacı,günlük su ihtiyacı,seçilen yangın söndürme sistemi gibi kriterlere ve ulusal ve uluslararası standartlara uyulmak ve gerekli drenaj ve yalıtım tedbirleri alınmak şartıyla hacmi belirlenen su deposu bulun durulması zorunludur.Diğer konut tipi binalarda ise yeterli büyüklükte su deposu ve hidrofor yeri ayrılır,yapı sahibinin isteğine bağlı olarak mekanik tesisat projelerine işlenerek tesis edilir.Su depoları,gerekli drenaj ve yalıtım tedbirleri alınarak binanın bodrum yada çatı katında tertipleneceği gibi,aynı koşulları taşımak şartıyla,bina alanı dışında ön,yan ve arka bahçelerde toprağa gömülü şekilde de yerleştirilebilir.
Belediye Ve Mücavir Alan Sınırları İçinde Ve Dışında İmar Planı Bulunmayan Alanlarda Uygulanacak İmar Yönetmeliği
Esaslı Tamirler
Madde 40 - Binanın plan ve görünüşüne statik bünyesine tesir etmeyen esaslı tamirler ruhsata tabi olup;bunlar için plan,proje resim ve hesap istenmez.
Adi Tamir
Madde 41 - Derz ,iç ve dış sıva, badana ,boya, oluk,dere,doğrama,döşeme ve tavan kaplamaları, elektrik, sıhhi tesisat,korkuluk,paratoner,pergole ve benzerlerinin tamirleri ile bölme duvarı,bahçe duvarı,baca ve saçak ve benzeri elemanların tamiri ve yoldan görünmeyen küçük ve basit kümes yapılması ruhsata tabi değildir.
İskele Kurulması
Madde 42- Cadde ve kaldırım üzerine iskele kurulması gerektiren hallerde ilgili idareye iskele kurulması için yazı ile müracaat edilmesi zorunludur ve yeterlidir.
Çatılar Ve Dış Görünüm
Madde 35 - (Değişik:12/8/1987 tarih ve 19542 sayılı R.G'de yayınlanan yönetmelikle değişik şekli.)Çatıların,civarındaki cadde ve sokakların karakterine göre yapılacak binanın durum ve ihtiyacına uygun olması şarttır.Çatı meyilleri kullanılacak çatı malzemesi ile yörenin özelliği ve iklim şartları dikkate alınarak belediyenin tasvibi ile tayin edilir.
Çatı aralarında bağımsız bölüm yapılmaz.Bu kısımlarda ancak su deposu, asansör kulesi ve son kattaki bağımsız bölümlerle irtibatlı piyesler yapılabilir;
ancak üst kat tavan döşemesi ile çatı örtüsü arasında kalan bu hacimler,ilave kat döşemeleri yapılmak suretiyle bölünemezler.Özelliği olan binalarda,ancak bakanlık görüşü doğrultusunda işlem yapılır.
Merdiven evi ve ışıklar,çatı gabarisini(0.50)m. aşabilir.
Teras çatılarda yapılacak en çok(0.90)m .yüksekliğinde kagir korkuluk,bina yüksekliğine dahil değildir. Belediye mahallin ve çevrenin özelliklerine göre yapılar arasında uyum sağlamak,güzel bir görünüm elde etmek amacı ile dış cephe boya ve kaplamaları ile çatının malzemesini ve rengini tayin etmeye yetkilidir.Evvelce yapılmışolan olan yapılar içinde bu yetki kullanılır.
Binalarda Yangın Önlemleri
Madde 44 - (Değişik:2/9/1999 tarih ve 23804 sayılı R.Gazete) Binalarda alınması gereken yangın önlemleri aşağıda belirtilmiştir.
a)(Değişik:13/7/2000 tarih ve 24108 sayılı R.Gazete) Yangın merdivenleri
Kat alanı 150 m2'den fazla ve birden fazla katı olan umumi binalarda,kat adedi 4'ten fazla olan tüm yapılarda yangın merdiveni yapılması zorunludur.Yapı sahibince istenirse daha az katlı yapılarda da yangın merdiveni yapılır.
Yangın merdiveni kitle içinde veya dışında komşu parsel sınırına (1.50)m. den daha fazlayaklaşmamak kaydıyla açık veya kapalı,yüksek katlı binalarda tamamen kapalı olarak düzenlenir.Ancak,ilgili idarenin izni alınarak açık da yapılabilir. Kargir veya betonarme olarak ilgili standartlara uygun,yangına dayanıklı ve kaygan olmayan malzemeden inşa edilen yangın merdivenleri kitle içinde tertiplendiğinde ısıya ve dumana karşı yalıtılmış,kapalı bir hacimde düzenlenir.Yangın merdivenleri,çatı ve tabi zemine ulaşacak ve kaçış emniyetini sağlayacak şekilde tesis edilir. Yangın merdiveninin,genişliği,umumi ve yüksek katlı binalarda (1.20)m'den, diğer binalarda (0.90)m'den az olamaz.
Basamak genişliği(0.25)m'den az,yüksekliği (0.18)m'den fazla olamaz Merdiven basamaklarının her iki tarafında yangına dayanıklı malzemeden yapılmış korkuluk ve küpeşte bulunur.
b) Kaçış yolları
Yapıda tahliye anında yangın merdivenine ve çıkışa ulaşılmasını sağlayan yüksek katlı ve umumi binalarda herhangi bir genel çıkıştan ayrı olarak düzenlenen,ışıklı ve sesli yönlendirme elemanlarının bulunduğu kaçış yolları tesis edilmesi zorunludur.
Yangın merdivenlerine yapının en uzak noktasından ulaşım mesafesi 30 m.yi geçemez. Yangın merdiveni yapılması zorunlu olmayan umumi binalarda da kaçış yolları tesis edilir.
c) Kapılar
Yangın merdivenine kaçış yollarına açılan kapı kanatlarının kaçış yönüne açılacak, kendiliğinden kapanacak, duman sızdırmayacak şekilde ve ısıya dayanıklı malzemeden tesis edilmesi gerekir.Bu kapılarda eşik yapılamaz.
d)(Değişik:13/7/2000 tarih ve 24108 sayılı R.Gazete) Yangın dolabı
Kat alanı 150 m2'den fazla ve birden fazla katı olan umumi binalarda ve iskan edilsin veya edilmesin bodrum katlar dahil 5 ve daha fazla katlı binalarda her katta yangın musluğu ve donatısı olan bir yangın dolabı yapılması zorunludur.Kat alanı(800)m2'nin üzerindeki binalarda ise her katta en az 2 yangın dolabı olacaktır.
Yangın muslukları,hacimleri 50 nci maddede belirlenen su depoları ile irtibatlıdır.
e) Diğer önlemler
Bina dışında ana caddeden ulaşılabilecek en uygun yerde itfaiyenin kendi aracından su bağlantısı yapabileceği boru sistemi tesis edilir. Umuımi binalar ve tüm yüksek katlı binalarda özürlü, yaşlı ve çocukların yangından kaçışını sağlayan ısıya dayanıklı malzemeden imal edilmiş yangın kaçış hortumu ve bu gibi önlemler alınır.
Bitişik nizama tabi parsellerde komşu parseldeki yapıyla ortak yangın merdiveni düzenlenebilir.
Bu maddede yer almayan teknik hususlarda 4/11/1995 tarihli ve 22453 sayılı resmi gazetede"kamu binalarının yangından korunması hakkında yönetmelik" hükümlerine uyulur.
Korkuluklar
Madde 46 - Her türlü binada:
Balkon ve teras etrafında,5 den fazla basamağı bulunan açık merdivenlerde kotu (0.90)m.den az olan pencere boşluklarında,döşeme kotundan itibaren en az (0.90)m.yüksekliğe kadar,fenni icaplara uygun olarak korkuluk yapılması mecburidir.
Su depoları ve sıhhi tesisler ve fosseptikler
Madde 50 - (Değişik:12/8/1987 tarih ve 19542 sayılı R.Gazete)
(Değişik:13/7/2000 tarih ve 24108 sayılı R.Gazete) Bu yönetmelikte belirtilen umumi yapılarda ve yüksek katlı yapılarda 15 m3'altında olmamak üzere, yapının kullanma amacı,günlük su ihtiyacı,seçilen yangın söndürme sistemi gibi kriterlere ve ulusal ve uluslararası standartlara uyulmak ve gerekli drenaj ve yalıtım tedbirleri alınmak şartıyla hacmi belirlenen su deposu bulun durulması zorunludur.Diğer konut tipi binalarda ise yeterli büyüklükte su deposu ve hidrofor yeri ayrılır,yapı sahibinin isteğine bağlı olarak mekanik tesisat projelerine işlenerek tesis edilir.Su depoları,gerekli drenaj ve yalıtım tedbirleri alınarak binanın bodrum yada çatı katında tertipleneceği gibi,aynı koşulları taşımak şartıyla,bina alanı dışında ön,yan ve arka bahçelerde toprağa gömülü şekilde de yerleştirilebilir.
18 Haziran 2010 Cuma
Emlak Güncel
İnşaat sektörünün önde gelen firmalarından FİYAPI, İzmir Dikilide’ ki
400 bin metrekarelik Türkiyenin tek imarlı adası Garip Adayı satın aldı. FİYAPI,adayı Fi-İsland adıyla turizme kazandıracak..
Fiyapı, inşaat sektöründen sonra turizmde de dev bir projeye imza atmanın haklı gururunu yaşıyor..
GARİP ADA FİYAPI’NIN
İzmir Dikili’deki Türkiye’nin tek imarlı adası olan Garip Ada’yı satın alan ve adaya Fi-İsland adını veren Fiyapı, ada üzerinde 5 yıldızlı otel inşa edecek..
5000 YATAKLI OTEL İNŞA EDECEK
Fiyapı’nın 5000 yataklı 5 yıldızlı otel inşa edeceği toplam yüzölçümü 400 bin metrekare olan adada ticari ve sosyal alanlarla birlikte toplam 200 bin metrekare inşaat alanı bulunuyor..Bölgede kaplıca suyu olması nedeniyle Otel sağlık turizmine de hizmet verecek ve yılın 9 ayı açık olacak..Futbol sahalarının bulunacağı adada, futbol kulüpleri de kamp yapabilecek...
İşletmesi Fi-Turizm AŞ tarafından yapılacak otele 150 bin ziyaretçi gelmesi hedefleniyor.Otele gelen ziyaretçilerin transferleri yine talebe göre Fi-Turizm bünyesinde bulunan özel uçak, helikopter ve otobüslerle yapılacak.
350 milyon dolarlık yatırım
FİYAPI tarafından 30 milyon dolara satın alınan Adanın üzerinde yapılacak yatırım için 350 milyon dolarlık bir kaynak kullanılacak..Adanın alımında hiçbir şekilde kredi kullanmayan Fiyapı yapılacak yatırımla ilgili de kredi kullanmayacak bu yatırımı tamamen kendi özkaynakları ile gerçekleştirecek..
"Turizmde de fark yaratmak istiyoruz"
Fiyapı Yönetim Kurulu Başkanı Fikret İnan, ‘’Bizim esas uzmanlık alanımız toplu konut.. bu projeye girme nedenimiz ise inşaatta yarttığımız farklılığı turizmde de yaracatağımıza inanmış olmamız... Bu proje bize çok cazip geldi.. Tamamen alışılmışın dışında farklı bir konsept oluşturacağız ve bu yeni konseptle yılda 150 bin ziyaretçi ağırlamayı hedefliyorz’’dedi.’’Adayı alırken hiçbir bankadan kredi kullanmadıklarını belirten İnan, projenin inşasında da kredi kullanmayacaklarını, tamamen kendi özkaynakları ile
bu projeyi hayata geçireceklerini söyledi.
Ege Denizi kıyılarına 880 metre mesafedeki ada, Akdeniz bitki örtüsüne sahip, çam, zeytin ağacı ve makilerden oluşuyor..
Yaklaşık 4 km kıyı şeridine, olağanüstü sualtı güzelliklerine sahip son derece temiz berrak ve turkuaz rengi bir denizle
çevrili olan adada, değişik özelliklere sahip çok sayıda koy bulunuyor..
Sakinlik ve huzurun sembolü
Ada yazın doğal korunak görevi gören muhteşem koylarına gelen
irili ufaklı bir çok tekneye de ev sahipliği yapıyor.Ada,kolay
erişim olanakları, uygun iklimi, kıyı,deniz ve toğoğrafik özellikleri, olağanüstü güzellikteki koyları ve bitki örtüsü ile huzur ve sakinliğin sembolü durumunda..
Garip adayı alarak konut sektöründe ki başarısını turizme de taşıyan Fiyapı, 350 milyon dolara mal olacak tesisi 2013 sezonunda hizmete açacak..
Ufuk Yurtseven 24 Mayıs
Emlak Güncel
En yüksek gelir grubu dışındaki hane halkı,
faizlerin aylık ortalama yüzde 0,60 - 0,80 arasına inmesi halinde
konut kredisi kullanabilecek.
Gayrimenkul Yatırım Oraklığı Derneği (GYODER) tarafından düzenlenen, İstanbul Restate Gayrimenkul Fuarı'nda ''Küresel Kriz Sonrası Gayrimenkul Sektörü ve Türkiye İçin Öngörüler 2015'' raporu açıklandı.
Ekonomi ve Strateji Danışmanlık Hizmetleri Başkanı Dr. Can Fuat Gürlesel tarafından açıklanan raporda, 2008 yılında başlayan küresel ekonomik krizin tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de gayrimenkul sektörünü olumsuz etkilediği ve hızlı gelişimini kesintiye uğrattığı belirtildi.
Krizin etkisi ile birlikte yeni ekonomik koşullar ortaya çıktığı, bu ekonomik koşulların dünyadaki ve Türkiye'deki gayrimenkul sektörünün gelişiminde belirleyici olacağı kaydedildi.
Raporda, ''Türkiye'de gayrimenkul sektörü Türkiye ekonomisindeki gelişmeler ve kendi iç dinamikleri ile kriz sonrası yeni bir döneme girmektedir. Bu yeni dönemdeki eğilimler bir önceki dönemden farklı olacaktır'' denildi.
ABD ve AB'de konut ve ticari gayrimenkul sektörüne ait tüm göstergelerde 2009 yılında gerileme yaşandığı ifade edilen raporda, ticari gayrimenkul kredilerine dayalı menkul kıymetleştirme pazarında 2007 yılında 315 milyar dolar olan işlemlerin 2009 yılında 28 milyar dolara düştüğüne dikkati çekildi.
Raporda, 2007 yılında 759 milyar dolar olan küresel ticari gayrimenkul doğrudan yatırımlarının 2009 yılında 209 milyar dolara gerilediği, 2008 yılından sonra 2009 yılında da küresel ölçekte ticari gayrimenkul yatırımı getirilerinin gerilemeye devam ettiği belirtildi.
Küresel gayrimenkul sektöründe 2010 yılında dibe ulaşma ve dipte tutunma süreci yaşanırken, 2011 - 2012 durağan piyasalar içinde yeni
arz-talep ve fiyat dengelerinin oluşması, 2013 - 2014'ün ise yeniden istikrarlı bir büyüme sürecine geçiş dönemleri olacağı vurgulandı.
2015'TE 492 BİN ADET KONUT KREDİSİ
Rapora göre, Türkiye'de 2010 - 2015 yılları arasında hane halkı artışı, yenileme ve kentsel dönüşüm kaynaklı konut ihtiyacı 3,4 milyon adet olacak.
2010 - 2015 yılları arasında yıllık ortalama yüzde 4,5 ekonomik büyüme varsayımına bağlı olarak konut kredilerinin 2015 yılında 124 milyar lira ile GSMH'nin yüzde 7,5'ine ulaşacağı öngörülüyor.
Bu öngörü çerçevesinde yıl içinde kullandırılacak kredi büyüklüğü 2010 yılında 17,4 milyar lira iken 2015 yılında 36,9 milyar liraya kadar çıkacak. 2015 yılında 75 bin lira büyüklüğünde 492 bin adet konut kredisi kullandırılabilecek.
Hane halkı gelir dağılımındaki göreceli iyileşme ve ekonomik büyüme varsayımı altında en yüksek gelir grubu dışındaki hane halkları ancak faizlerin aylık ortalama 0,60 - 0,80 arasına inmesi halinde konut kredisi kullanabilir hale gelecekler.
LOJİSTİK BİNA TALEBİ
İnşaatı devam eden 241 bin metrekare A ve B tipi ofisin ilavesi ile İstanbul'daki ofis arzı 2011'de 3,2 milyon metrekareye, 2013 sonunda
ise 3,45 milyon metrekareye ulaşacak.
Orta vadeli ekonomik gelişmeler İstanbul'da özellikle yabancıların ofis talebini canlı tutacak. Ancak en iyi iş şehirleri arasında 27. sırada bulunan İstanbul'u listenin üst sıralarına çıkartmak için iyileştirmeler yapması gerekiyor.
Dış ticaret ve perakende sektöründeki genişlemeye bağlı olarak İstanbul'da uluslararası standartlarda lojistik bina ihtiyacı ve talebi orta vadede artışını sürdürecek. Dünya lojistik performansı endeksinde 39. sırada yer alan Türkiye'nin konumunu iyileştirmek için bu alanda da ilerlemeler sağlaması gerekli.
ŞEHİR OTELİ YATIRIMLARI
İstanbul otel piyasası Avrupalı gayrimenkul yatırımcıları için en cazip şehir konumuna geldi. İstanbul'da oda fiyatları ve oda gelirleri olgun pazarların seviyelerine yaklaşıyor. İstanbul'da ve Türkiye genelinde şehir oteli ağırlıklı yatırımlar devam edecek.
İstanbul gayrimenkul piyasasında getiriler 2015 yılına kadar olgun Avrupa pazarlarının üzerinde kalmaya devam edecek. Ancak Rusya dışında Romanya, Hırvatistan, Sırbistan, Bulgaristan gibi ülkeler yeni rakipler olmaya başlayacak.
Ufuk Yurtseven 18 Haziran
20 Mayıs 2010 Perşembe
Emlak Vergisi Kanunu Hakkında
Mayıs, Emlak Vergisi birinci taksitinin ödenmesi için son ay. Vergi hesaplanacak gayrimenkul değerleri dört yılda bir yeniden belirleniyor.
Diğer yıllarda ise belirlenen bu değer, önceki yıl için beyan edilen yeniden değerleme oranının yarısı kadar artırılarak Emlak Vergisi matrahı tespit ediliyor. Bu sene komisyon tarafından belirlenen değerler üzerinden vergi ödenecek. Bu vergi için herhangi bir beyanname vermeye gerek yok. Yalnızca yeni bir gayrimenkul alanların yıl sonuna kadar belediyeye bilgi vermesi gerekiyor. Sadece bir konutu bulunan ve geliri sınırlı olanlar için Emlak Vergisi oranı sıfır olarak uygulanıyor. Başka bir geliri olmayan emekliler, özürlüler, gaziler, şehitlerin dul ve yetimleri, hiçbir geliri olmayan işsizler ve ev hanımları, brüt alanı 200 metrekareyi aşmayan ve sadece tek bir konut sahibi iseler Emlak Vergisi ödemiyor. 22 bin lira altındaki menkul sermaye gelirleri sıfır oranlı Emlak Vergisi uygulamasına mani değil. Bunun dışında ticari, zirai veya kira geliri bulunması halinde bu indirimden faydalanılamaz.
İndirimli (sıfır) vergi oranından faydalanılması için, konutta bizzat oturma şartı aranmıyor. Sahip oldukları tek konutu kiraya verip, kirada oturanlar da diğer şartları taşımak kaydıyla indirimden faydalanabilir. Birden fazla konutu olanlar ise bu konutlarından biri için bile indirimden yararlanamıyor. Aynı şekilde, ara sıra dinlenmek maksadıyla gidilen yazlık veya dağ evi gibi konutlar da bu vergi muafiyetinin dışında tutuluyor. Hisseli dahi olsa, iki ya da daha fazla konutu olanlar, bütün konutları için Emlak Vergisi yatırmak mecburiyetinde. Emekliler (emekli aylığı dışında), işsiz ve ev hanımları, herhangi bir gelir elde ederse aynı şekilde bu avantajı kaybediyor. Yukarıdaki gruba girip sadece tek konutu olanlar, belediyelere müracaat ederek emekli, özürlü, gazi veya işsiz olduğunu beyan ederek taahhütname doldurup vergi ödemeyebilir. Ancak şahısların bu durumlarını ispatlamaları gerekiyor. Mesela bir özürlüden sağlık raporu sunması isteniyor. Şehitlerin yetim ve dullarının, gazilerin de durumu ispatlayıcı belgeleri belediyece talep edilebilir. Bu belgelerin taahhüt belgeleri veya formlarla birlikte durumu açıklayan bir dilekçeye eklenip belediyeye verilmesi gerekiyor.
Gelir İdaresi, yatırım indirimi konusundaki belirsizliği gidersin
Anayasa Mahkemesi'nin Gelir Vergisi Kanunu'nun geçici 69. maddesinin yatırım indirimi devrini 2008'e kadar sınırlayan hükmünü iptal etmesiyle yeni uyuşmazlıklara kapı açılmış oldu. Mükellefler, 15 Ekim'de Anayasa Mahkemesi'nce yapılan açıklamayla yatırım indirimi devir yasağının Anayasa'ya aykırılığının açıkça ortaya çıktığını, bu hükmün uygulanmaması gerektiğini düşünüyor. Beyanlarını da yatırım indiriminden faydalanarak verdiler. Gelir İdaresi ise konuyla ilgili açıklamada bulunmamakla beraber beyannamelerde yatırım indirimi satırına yer vermeyerek ve Kurumlar Vergisi beyannamesinin elektronik ortamda hazırlanmasında mükelleflerin 2009'da yatırım indiriminden faydalanamayacağına dair uyarıda bulunarak görüşünü belli etti. Buna rağmen birçok mükellef ya doğrudan veya ihtirazi kayıtla devreden yatırım indiriminden faydalanma yoluna gitti. Bu şekilde verilen 2009/4 geçici vergi beyannameleri için açılan davalar mükelleflerin lehine sonuçlanmaya başladı.
Ancak bazı mükellefler Maliye ile davalık olmak istemediğinden 2009'da geçici vergi ve Kurumlar Vergisi beyanında yatırım indirimi haklarını kullanmadı. Bunlar haklarını 2010'dan itibaren kullanmayı tercih etti. Ancak şimdi de geçen sene kullanılmayan yatırım indiriminin 2010'da kullanılamayacağı fikri seslendirilmeye başlandı. Çünkü yatırım indirimi mecburi bir uygulama değil. İhtiyari olarak sunulan bu imkândan faydalanmayan mükelleflerin sonraki yıl bu imkândan faydalanmalarına müsaade edilmiyor. Amortismanlar konusu buna örnek teşkil ediyor.
Bana kalırsa geçen yıl idarenin görüşüne paralel hareket ederek yatırım indirimini kullanmayan mükelleflerin bu indirimlerini bu yıl yapmalarına bir mani yok. Ancak idare veya denetim elemanlarının bunu kabul etmemesi mümkün. Çünkü her inceleme elemanı farklı yorumladığı için, Türkiye'de neredeyse denetim elemanı sayısınca mevzuat bulunuyor. Bakalım önümüzdeki günler neyi gösterecek? Aslında bu aşamada Gelir İdaresi'nin sessizliğini bozarak konuyla ilgili açıklama yapması gerekiyor. Tebliğ veya sirküler yoluyla yapılacak bu duyuru daha baştan birçok uyuşmazlığın önünü kesecektir. Böylece ne vergi daireleri ne denetim elemanları ne de mükellefler gereksiz yazışmalara girip vakit ve nakit israfında bulunmamış olur.
Diğer yıllarda ise belirlenen bu değer, önceki yıl için beyan edilen yeniden değerleme oranının yarısı kadar artırılarak Emlak Vergisi matrahı tespit ediliyor. Bu sene komisyon tarafından belirlenen değerler üzerinden vergi ödenecek. Bu vergi için herhangi bir beyanname vermeye gerek yok. Yalnızca yeni bir gayrimenkul alanların yıl sonuna kadar belediyeye bilgi vermesi gerekiyor. Sadece bir konutu bulunan ve geliri sınırlı olanlar için Emlak Vergisi oranı sıfır olarak uygulanıyor. Başka bir geliri olmayan emekliler, özürlüler, gaziler, şehitlerin dul ve yetimleri, hiçbir geliri olmayan işsizler ve ev hanımları, brüt alanı 200 metrekareyi aşmayan ve sadece tek bir konut sahibi iseler Emlak Vergisi ödemiyor. 22 bin lira altındaki menkul sermaye gelirleri sıfır oranlı Emlak Vergisi uygulamasına mani değil. Bunun dışında ticari, zirai veya kira geliri bulunması halinde bu indirimden faydalanılamaz.
İndirimli (sıfır) vergi oranından faydalanılması için, konutta bizzat oturma şartı aranmıyor. Sahip oldukları tek konutu kiraya verip, kirada oturanlar da diğer şartları taşımak kaydıyla indirimden faydalanabilir. Birden fazla konutu olanlar ise bu konutlarından biri için bile indirimden yararlanamıyor. Aynı şekilde, ara sıra dinlenmek maksadıyla gidilen yazlık veya dağ evi gibi konutlar da bu vergi muafiyetinin dışında tutuluyor. Hisseli dahi olsa, iki ya da daha fazla konutu olanlar, bütün konutları için Emlak Vergisi yatırmak mecburiyetinde. Emekliler (emekli aylığı dışında), işsiz ve ev hanımları, herhangi bir gelir elde ederse aynı şekilde bu avantajı kaybediyor. Yukarıdaki gruba girip sadece tek konutu olanlar, belediyelere müracaat ederek emekli, özürlü, gazi veya işsiz olduğunu beyan ederek taahhütname doldurup vergi ödemeyebilir. Ancak şahısların bu durumlarını ispatlamaları gerekiyor. Mesela bir özürlüden sağlık raporu sunması isteniyor. Şehitlerin yetim ve dullarının, gazilerin de durumu ispatlayıcı belgeleri belediyece talep edilebilir. Bu belgelerin taahhüt belgeleri veya formlarla birlikte durumu açıklayan bir dilekçeye eklenip belediyeye verilmesi gerekiyor.
Gelir İdaresi, yatırım indirimi konusundaki belirsizliği gidersin
Anayasa Mahkemesi'nin Gelir Vergisi Kanunu'nun geçici 69. maddesinin yatırım indirimi devrini 2008'e kadar sınırlayan hükmünü iptal etmesiyle yeni uyuşmazlıklara kapı açılmış oldu. Mükellefler, 15 Ekim'de Anayasa Mahkemesi'nce yapılan açıklamayla yatırım indirimi devir yasağının Anayasa'ya aykırılığının açıkça ortaya çıktığını, bu hükmün uygulanmaması gerektiğini düşünüyor. Beyanlarını da yatırım indiriminden faydalanarak verdiler. Gelir İdaresi ise konuyla ilgili açıklamada bulunmamakla beraber beyannamelerde yatırım indirimi satırına yer vermeyerek ve Kurumlar Vergisi beyannamesinin elektronik ortamda hazırlanmasında mükelleflerin 2009'da yatırım indiriminden faydalanamayacağına dair uyarıda bulunarak görüşünü belli etti. Buna rağmen birçok mükellef ya doğrudan veya ihtirazi kayıtla devreden yatırım indiriminden faydalanma yoluna gitti. Bu şekilde verilen 2009/4 geçici vergi beyannameleri için açılan davalar mükelleflerin lehine sonuçlanmaya başladı.
Ancak bazı mükellefler Maliye ile davalık olmak istemediğinden 2009'da geçici vergi ve Kurumlar Vergisi beyanında yatırım indirimi haklarını kullanmadı. Bunlar haklarını 2010'dan itibaren kullanmayı tercih etti. Ancak şimdi de geçen sene kullanılmayan yatırım indiriminin 2010'da kullanılamayacağı fikri seslendirilmeye başlandı. Çünkü yatırım indirimi mecburi bir uygulama değil. İhtiyari olarak sunulan bu imkândan faydalanmayan mükelleflerin sonraki yıl bu imkândan faydalanmalarına müsaade edilmiyor. Amortismanlar konusu buna örnek teşkil ediyor.
Bana kalırsa geçen yıl idarenin görüşüne paralel hareket ederek yatırım indirimini kullanmayan mükelleflerin bu indirimlerini bu yıl yapmalarına bir mani yok. Ancak idare veya denetim elemanlarının bunu kabul etmemesi mümkün. Çünkü her inceleme elemanı farklı yorumladığı için, Türkiye'de neredeyse denetim elemanı sayısınca mevzuat bulunuyor. Bakalım önümüzdeki günler neyi gösterecek? Aslında bu aşamada Gelir İdaresi'nin sessizliğini bozarak konuyla ilgili açıklama yapması gerekiyor. Tebliğ veya sirküler yoluyla yapılacak bu duyuru daha baştan birçok uyuşmazlığın önünü kesecektir. Böylece ne vergi daireleri ne denetim elemanları ne de mükellefler gereksiz yazışmalara girip vakit ve nakit israfında bulunmamış olur.
YABANCI UYRUKLU GERÇEK KİŞİLERİN TÜRKİYE'DE TAŞINMAZ EDİNİMLERİ
YABANCI UYRUKLU GERÇEK KİŞİLERİN TÜRKİYE'DE TAŞINMAZ EDİNİMLERİ
Yabancı gerçek ve tüzel kişilerin Türkiye'de taşınmaz edinmeleri, 2644 Sayılı Tapu Kanunun 35 ve 36'ıncı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan hükümlerin önceki tarihlerde Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi nedeni ile 07.01.2006 tarih ve 26046 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 29.12.2005 tarih ve 5444 sayılı Kanun ile 15 Temmuz 2008 tarih ve 26937 sayılı Resmi Gazete de yayınlanarak yürülüğe giren 5782 sayılı Tapu Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile yapılan değişiklikler yapılmıştır. Yapılan değişiklikle, yabancı uyruklu gerçek kişiler ile yabancı ülkelerde bu ülkelerin kanunlarına göre kurulan tüzel kişiliğe sahip ticaret şirketlerinin Ülkemizde taşınmaz edinimlerine ilişkin yeni esaslar getirilmiştir.
Tapu Kanununun 35'inci Maddesinin yeni hali aşağıdaki şekildedir:
Madde 35- (Yeniden Düzenleme: 29/12/2005-5444/1 md. - 03/07/2008-5782 /1 md)
Yabancı uyruklu gerçek kişiler, karşılıklı olmak ve kanunî sınırlamalara uyulmak kaydıyla, Türkiye'de işyeri veya mesken olarak kullanmak üzere, uygulama imar planı veya mevzii imar planı içinde bu amaçlarla ayrılıp tescil edilen taşınmazları edinebilirler. Sınırlı aynî hak tesis edilmesinde de aynı koşullar aranır. Yabancı uyruklu bir gerçek kişinin ülke genelinde edinebileceği taşınmazlar ile bağımsız ve sürekli nitelikte sınırlı aynî hakların toplam yüzölçümü iki buçuk hektarı geçemez. (İptal dördüncü cümle: Anayasa Mahkemesi’nin 11/4/2007 tarihli ve E.: 2006/35, K.: 2007/48 sayılı Kararı ile.)
Yabancı ülkelerde kendi ülkelerinin kanunlarına göre kurulan tüzel kişiliğe sahip ticaret şirketleri, ancak özel kanun hükümleri çerçevesinde taşınmaz mülkiyeti ve taşınmazlar üzerinde sınırlı aynî hak edinebilirler.
Yabancı uyruklu gerçek kişiler ile yabancı ülkelerde kendi ülkelerinin kanunlarına göre kurulan tüzel kişiliğe sahip ticaret şirketleri lehine Türkiye'de taşınmaz rehni tesisinde birinci ve ikinci fıkralarda yer alan kayıt ve sınırlamalar aranmaz.
Yabancı uyruklu gerçek kişiler ile yabancı ülkelerde kendi ülkelerinin kanunlarına göre kurulan tüzel kişiliğe sahip ticaret şirketleri dışındakiler Türkiye'de taşınmaz edinemez ve lehlerine sınırlı aynî hak tesis edilemez.
Türkiye Cumhuriyeti ile arasında karşılıklılık olan devlet vatandaşlarının kanunî miras yoluyla intikal eden taşınmazları için birinci fıkrada belirtilen kayıt ve sınırlamalar uygulanmaz. Ölüme bağlı tasarruflarda yukarıdaki fıkralarda belirtilen kayıt ve sınırlamalar uygulanır. Türkiye Cumhuriyeti ile arasında karşılıklılık olmayan devlet vatandaşlarının kanunî miras yoluyla edindikleri taşınmaz ve sınırlı aynî hakların intikal işlemleri yapılarak tasfiye edilir.
Karşılıklılığın tespitinde hukukî ve fiilî durum esas alınır. Bu ilkenin kişilere toprak mülkiyeti hakkının tanınmadığı, ülke uyruklarına uygulanmasında, yabancı devletin taşınmaz ediniminde kendi vatandaşlarına tanıdığı hakların, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına da tanınması esastır.
(Değişik yedinci fıkra: 3/7/2008-5782/1 md.) Yabancı uyruklu gerçek kişiler ile yabancı ülkelerde kendi ülkelerinin kanunlarına göre kurulan tüzel kişiliğe sahip ticaret şirketlerinin; sulama, enerji, tarım, maden, sit, inanç ve kültürel özellikleri nedeniyle korunması gereken alanlar, özel koruma alanları ile flora ve fauna özelliği nedeniyle korunması gereken hassas alanlarda ve stratejik yerlerde kamu yararı ve ülke güvenliği bakımından taşınmaz ve sınırlı aynî hak edinemeyecekleri alanları, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının tescile esas koordinatlı harita ve planları içeren teklifi üzerine belirlemeye Bakanlar Kurulu yetkilidir. Yabancı uyruklu gerçek kişiler merkez ilçe ve ilçeler bazında, uygulama imar planı ve mevzi imar plan sınırları içerisinde kalan toplam alanların yüzölçümünün yüzde onuna kadar kısmında taşınmaz ile bağımsız ve sürekli nitelikte sınırlı aynî hak edinebilirler. Bakanlar Kurulu, merkez ilçe ve ilçelerin altyapı, ekonomi, enerji, çevre, kültür, tarım ve güvenlik açısından önemlerini dikkate alarak, bu orandan fazla olmamak kaydıyla farklı oran belirlemeye yetkilidir. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün bağlı olduğu Bakanlık bünyesinde, ilgili idare temsilcilerinden oluşan komisyon tarafından, bu madde uyarınca Bakanlar Kuruluna verilen yetkiler dâhilinde çalışmalar yapılmak suretiyle kamu kurum ve kuruluşlarının bu kapsamdaki teklifleri incelenip değerlendirilerek Bakanlar Kuruluna sunulur. Valiliklerce, merkez ilçe ve ilçelerin uygulama imar planı ve mevzi imar plan sınırları içerisinde kalan toplam alanların yüzölçümünde meydana gelen değişiklikler takip eden yılın Ocak ayı sonuna kadar komisyona bildirilir.
(Değişik sekizinci fıkra: 3/7/2008-5782/1 md.) Askerî yasak bölgeler, askerî güvenlik bölgeleri ile stratejik bölgelere ve değişiklik kararlarına ait harita ve koordinat değerleri Millî Savunma Bakanlığınca, özel güvenlik bölgeleri ve değişiklik kararlarına ait harita ve koordinat değerleri ise İçişleri Bakanlığınca geciktirilmeksizin Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün bağlı olduğu Bakanlığa verilir.
Yukarıdaki fıkralarda belirtilen bölgeler içerisinde kalması nedeniyle kamulaştırılması gereken ya da tapu sicilinde şerh verilmesine gerek duyulan parsellere ilişkin bildirimler ilgili idarelerince tapu sicil müdürlüklerine yapılır.
Bu madde hükümlerine aykırı edinilen veya kanunî zorunluluk dışında edinim amacına aykırı kullanıldığı tespit edilen taşınmazlar ile sınırlı aynî haklar, Maliye Bakanlığınca verilecek süre içerisinde maliki tarafından tasfiye edilmediği takdirde tasfiye edilerek bedele çevrilir ve bedeli hak sahibine ödenir.
Madde 36 – (Mülga: 3/7/2003-4915/38 md.; Yeniden Düzenleme: 3/7/2008-5782/2 md.)
Yabancı yatırımcıların Türkiye’de kurdukları veya iştirak ettikleri tüzel kişiliğe sahip şirketler, ana sözleşmelerinde belirtilen faaliyet konularını yürütmek üzere taşınmaz mülkiyeti veya sınırlı ayni hak edinebilir ve kullanabilirler. Bu şekilde edinilen taşınmazların Türkiye’de kurulu bulunan bir başka yabancı sermayeli şirkete devrinde ve taşınmaz maliki yerli sermayeli bir şirketin hisse devri yoluyla yabancı sermayeli hale gelmesi durumunda da aynı esas geçerlidir. Türkiye’de kurulu yabancı sermayeli şirketlerin tasfiyesi halinde şirketin sahip olduğu taşınmazın şirket ortağı yabancı gerçek kişiler veya yurt dışında kurulu yabancı ticaret şirketleri tarafından edinilmek istenmesi halinde 35 inci madde hükümleri uygulanır.
18/12/1981 tarihli ve 2565 sayılı Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanunu hükümleri saklı kalmak kaydıyla bu şirketlerin, askeri yasak bölgeler, güvenlik bölgeleri ve aynı Kanunun 28 inci maddesi çerçevesinde belirlenen stratejik bölgelerdeki taşınmaz edinimleri, Genel Kurmay Başkanlığının ya da yetkilendireceği komutanlıkların, özel güvenlik bölgelerindeki taşınmaz edinimleri ise taşınmazın bulunduğu yerdeki valiliğin iznine tabidir. Valilik iznine tabi hususlar, ilgili idare temsilcilerinin katılımıyla oluşan komisyonda, taşınmaz ediniminin, ülke güvenliği ve faaliyet konusuna uygunluğu değerlendirilerek karara bağlanır.
Bu madde hükümlerine aykırı şekilde edinildiği veya kullanıldığı tespit edilen taşınmazlar ve sınırlı aynî haklar, Maliye Bakanlığınca verilecek süre içerisinde maliki tarafından tasfiye edilmediği takdirde tasfiye edilerek bedele çevrilir ve bedeli hak sahibine ödenir.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin esas ve usuller, ilgili bakanlıkların görüşlerinin alınmasını müteakip Hazine Müsteşarlığı, İçişleri Bakanlığı, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı ve Millî Savunma Bakanlığı tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Madde 37 – Yabancı hakiki şahısların intikal işleri Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinden verilen veyahut kendi salahiyetli makamlarından verilipte Türk kanunlarının veraset usulü hakkındaki hükümlerine uygun olduğu Türk mahkemelerince tasdik edilen veraset senetlerine istinaden yapılır.
Tapu Kanununun yabancılara mülk satışını düzenleyen maddeleri ile ilgili, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı dikkate alınarak hazırlanan ve TBMM Genel Kurulu'nun 03 Temmuz 2008 tarihli birleşiminde kabul edilen 5782 sayılı Tapu Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun uygulaması ile ilgili Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Yabancı İşler Dairesi Başkanlığı 'nın 17.07.2008 tarih ve 2008/12 sayılı genelgesi tüm Tapu ve Kadastro Müdürlüklerine gönderilmiş olup, yabancı uyruklu gerçek ve tüzel kişiler ile yabancı ortaklı (yabancı sermayeli) firmaların taşınmaz edinimleri anılan genelge kapsamında yürütülmektedir.
T.C. BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANLIĞI Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Yabancı İşler Dairesi Başkanlığı'nın
2008/12 Sayılı Genelgesi
Bilindiği üzere; yabancı uyruklu gerçek kişiler ile yabancı ülkelerde bu ülkelerin kanunlarına göre kurulan tüzel kişiliğe sahip ticaret şirketlerinin, ülkemizde taşınmaz mal tasarruflarına ilişkin talepleri 22.12.1934 tarihli ve 2644 sayılı Tapu Kanununun 35. maddesinde belirtilen esaslara göre düzenlenen ilgi (a)-(p) genelgelerimizde belirtilen esaslar çerçevesinde değerlendirilerek sonuçlandırılmakta, işlemlerin sonucunda ise yabancı uyruklu alıcı veya satıcı adına bilgi formları düzenlenerek merkeze gönderilmekteydi.
Ancak, Anayasa Mahkemesinin 11.04.2007 tarihli ve 2006/35 E, 2007/48 K. sayılı kararı ile; yabancı uyruklu gerçek kişiler ile yabancı ülkelerde bu ülkelerin kanunlarına göre kurulan tüzel kişiliğe sahip ticaret şirketlerinin, Türkiye’de taşınmaz mal edinimlerini düzenleyen 2644 sayılı Tapu Kanununun 35. maddesinin birinci fıkrasının dördüncü cümlesi olan “Bu fıkrada belirtilen koşullarla, yüzölçümü miktarını otuz hektara kadar artırmaya Bakanlar Kurulu yetkilidir.” hükmü ile yedinci fıkrasında yer alan “ve yabancı uyruklu gerçek kişilerin il bazında edinebilecekleri taşınmazların, illere ve il yüzölçümüne göre binde beşi geçmemek üzere oranını tespite” ibaresi iptal edilmiştir.
İptal kararının yürürlüğe girdiği 16.04.2008 tarihi itibarıyla yeni yasal düzenleme yapma çalışmaları devam ettiğinden, ilgi (r) genelgemizle anılan tarihten itibaren yabancı uyruklu gerçek kişiler ile yabancı ülkelerde bu ülkelerin kanunlarına göre kurulan tüzel kişiliğe sahip ticaret şirketlerinin Türkiye’de taşınmaz edinme ve intikal taleplerinin ikinci bir talimata kadar bekletilmesi bildirilmişti.
Bilahare, 2644 sayılı Tapu Kanunu’nun 35 inci maddesi 03.07.2008 tarihli ve 5782 sayılı kanunla aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiş ve 15.07.2008 tarihli ve 26937 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
5782 sayılı Kanunla değişik 2644 sayılı Tapu Kanununun 35 inci maddesi;
“Yabancı uyruklu gerçek kişiler, karşılıklı olmak ve kanunî sınırlamalara uyulmak kaydıyla, Türkiye'de işyeri veya mesken olarak kullanmak üzere, uygulama imar planı veya mevzii imar planı içinde bu amaçlarla ayrılıp tescil edilen taşınmazları edinebilirler. Sınırlı aynî hak tesis edilmesinde de aynı koşullar aranır. Yabancı uyruklu bir gerçek kişinin ülke genelinde edinebileceği taşınmazlar ile bağımsız ve sürekli nitelikte sınırlı aynî hakların toplam yüzölçümü iki buçuk hektarı geçemez.
Yabancı ülkelerde kendi ülkelerinin kanunlarına göre kurulan tüzel kişiliğe sahip ticaret şirketleri, ancak özel kanun hükümleri çerçevesinde taşınmaz mülkiyeti ve taşınmazlar üzerinde sınırlı aynî hak edinebilirler.
Yabancı uyruklu gerçek kişiler ile yabancı ülkelerde kendi ülkelerinin kanunlarına göre kurulan tüzel kişiliğe sahip ticaret şirketleri lehine Türkiye'de taşınmaz rehni tesisinde birinci ve ikinci fıkralarda yer alan kayıt ve sınırlamalar aranmaz.
Yabancı uyruklu gerçek kişiler ile yabancı ülkelerde kendi ülkelerinin kanunlarına göre kurulan tüzel kişiliğe sahip ticaret şirketleri dışındakiler Türkiye'de taşınmaz edinemez ve lehlerine sınırlı aynî hak tesis edilemez.
Türkiye Cumhuriyeti ile arasında karşılıklılık olan devlet vatandaşlarının kanunî miras yoluyla intikal eden taşınmazları için birinci fıkrada belirtilen kayıt ve sınırlamalar uygulanmaz. Ölüme bağlı tasarruflarda yukarıdaki fıkralarda belirtilen kayıt ve sınırlamalar uygulanır. Türkiye Cumhuriyeti ile arasında karşılıklılık olmayan devlet vatandaşlarının kanunî miras yoluyla edindikleri taşınmaz ve sınırlı aynî hakların intikal işlemleri yapılarak tasfiye edilir.
Karşılıklılığın tespitinde hukukî ve fiilî durum esas alınır. Bu ilkenin kişilere toprak mülkiyeti hakkının tanınmadığı, ülke uyruklarına uygulanmasında, yabancı devletin taşınmaz ediniminde kendi vatandaşlarına tanıdığı hakların, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına da tanınması esastır.
Yabancı uyruklu gerçek kişiler ile yabancı ülkelerde kendi ülkelerinin kanunlarına göre kurulan tüzel kişiliğe sahip ticaret şirketlerinin; sulama, enerji, tarım, maden, sit, inanç ve kültürel özellikleri nedeniyle korunması gereken alanlar, özel koruma alanları ile flora ve fauna özelliği nedeniyle korunması gereken hassas alanlarda ve stratejik yerlerde kamu yararı ve ülke güvenliği bakımından taşınmaz ve sınırlı aynî hak edinemeyecekleri alanları, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının tescile esas koordinatlı harita ve planları içeren teklifi üzerine belirlemeye Bakanlar Kurulu yetkilidir. Yabancı uyruklu gerçek kişiler merkez ilçe ve ilçeler bazında, uygulama imar planı ve mevzi imar plan sınırları içerisinde kalan toplam alanların yüzölçümünün yüzde onuna kadar kısmında taşınmaz ile bağımsız ve sürekli nitelikte sınırlı ayni hak edinebilirler. Bakanlar Kurulu, merkez ilçe ve ilçelerin altyapı, ekonomi, enerji, çevre, kültür, tarım ve güvenlik açısından önemlerini dikkate alarak, bu orandan fazla olmamak kaydıyla farklı oran belirlemeye yetkilidir. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün bağlı olduğu Bakanlık bünyesinde, ilgili idare temsilcilerinden oluşan komisyon tarafından, bu madde uyarınca Bakanlar Kuruluna verilen yetkiler dâhilinde çalışmalar yapılmak suretiyle kamu kurum ve kuruluşlarının bu kapsamdaki teklifleri incelenip değerlendirilerek Bakanlar Kuruluna sunulur. Valiliklerce, merkez ilçe ve ilçelerin uygulama imar planı ve mevzi imar plan sınırları içerisinde kalan toplam alanların yüzölçümünde meydana gelen değişiklikler takip eden yılın Ocak ayı sonuna kadar komisyona bildirilir.
Askerî yasak bölgeler, askerî güvenlik bölgeleri ile stratejik bölgelere ve değişiklik kararlarına ait harita ve koordinat değerleri Millî Savunma Bakanlığınca, özel güvenlik bölgeleri ve değişiklik kararlarına ait harita ve koordinat değerleri ise İçişleri Bakanlığınca geciktirilmeksizin Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün bağlı olduğu Bakanlığa verilir.
Yukarıdaki fıkralarda belirtilen bölgeler içerisinde kalması nedeniyle kamulaştırılması gereken ya da tapu sicilinde şerh verilmesine gerek duyulan parsellere ilişkin bildirimler ilgili idarelerince tapu sicil müdürlüklerine yapılır.
Bu madde hükümlerine aykırı edinilen veya kanunî zorunluluk dışında edinim amacına aykırı kullanıldığı tespit edilen taşınmazlar ile sınırlı aynî haklar, Maliye Bakanlığınca verilecek süre içerisinde maliki tarafından tasfiye edilmediği takdirde tasfiye edilerek bedele çevrilir ve bedeli hak sahibine ödenir.” Hükmünü amirdir.
Yine aynı Kanuna eklenen 36 ıncı maddesinde de “Yabancı Yatırımcıların Türkiye’de kurdukları veya iştirak ettikleri tüzel kişiliğe sahip şirketler, ana sözleşmelerinde belirtilen faaliyet konularını yürütmek üzere taşınmaz mülkiyeti veya sınırlı ayni hak edinebilir ve kullanabilirler. Bu şekilde edinilen taşınmazların Türkiye’de kurulu bulunan bir başka yabancı sermayeli şirkete devrinde ve taşınmaz maliki yerli sermayeli bir şirketin hisse devri yoluyla yabancı sermayeli hale gelmesi durumunda da aynı esas geçerlidir. Türkiye’de kurulu yabancı sermayeli şirketlerin tasfiyesi halinde şirketin sahip olduğu taşınmazın şirket ortağı yabancı gerçek kişiler veya yurt dışında kurulu yabancı ticaret şirketleri tarafından edinilmek istenmesi halinde 35 inci madde hükümleri uygulanır.
18/12/1981 tarihli ve 2565 sayılı Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanunu hükümleri saklı kalmak kaydıyla bu şirketlerin, askeri yasak bölgeler, güvenlik bölgeleri ve aynı Kanunun 28 inci maddesi çerçevesinde belirlenen stratejik bölgelerdeki taşınmaz edinimleri, Genel Kurmay Başkanlığının ya da yetkilendireceği komutanlıkların, özel güvenlik bölgelerindeki taşınmaz edinimleri ise taşınmazın bulunduğu yerdeki valiliğin iznine tabidir. Valilik iznine tabi hususlar, ilgili idare temsilcilerinin katılımıyla oluşan komisyonda, taşınmaz ediniminin, ülke güvenliği ve faaliyet konusuna uygunluğu değerlendirilerek karara bağlanır.
Bu madde hükümlerine aykırı şekilde edinildiği veya kullanıldığı tespit edilen taşınmazlar ve sınırlı ayni haklar, Maliye Bakanlığınca verilecek süre içerisinde maliki tarafından tasfiye edilmediği takdirde tasfiye edilerek bedele çevrilir ve bedeli hak sahibine ödenir.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin esas ve usuller, ilgili bakanlıkların görüşlerinin alınmasını müteakip Hazine Müsteşarlığı, İçişleri Bakanlığı, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.” Hükmü ile Geçici 3 üncü madde ile “İlgili kurum ve kuruluşlar, bu Kanunun 35 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca, yabancı uyruklu gerçek kişiler ile yabancı ülkelerde kendi ülkelerinin kanunlarına göre kurulan tüzel kişiliğe sahip ticaret şirketlerinin taşınmaz ve sınırlı ayni hak edinemeyecekleri alanların yüzölçümlerini ve valilikler bu fıkrada belirtilen ilçelerin uygulama imar planı ve mevzi imar plan sınırları içerisinde kalan toplam alanların yüzölçümlerini bu maddenin yürürlük tarihinden itibaren en geç üç ay içinde komisyona bildirir.
Yabancı uyruklu gerçek kişilerin merkez ilçe ve ilçeler bazında edinebilecekleri taşınmazlar ile bağımsız ve sürekli nitelikte ayni hakların miktarı tespit edilinceye kadar geçecek süre içinde yabancı uyruklu gerçek kişiler bu kanunun 35 inci maddesi hükümlerine göre taşınmaz ve sınırlı ayni hakları edinebilirler.” Hükmü getirilmiştir.
Bu itibarla;
1- Taşınmaz edinimi konusunda ülkemiz ile arasında tam karşılıklılık bulunan ve genelge eki “A” listede belirtilen ülkelerin vatandaşı olan yabancı gerçek kişilerin ülkemizde taşınmaz mülkiyeti ile bağımsız ve sürekli nitelikteki sınırlı ayni hak edinme taleplerinin, ilgili belediye veya valilikten alınacak yazı ile uygulama imar planı veya mevzi imar planında konut veya işyeri olarak ayrılmış olduğunun belgelendirilmesi ve bu amaçlarla kullanılmak amacıyla tapuya tescil edilmiş olması ile yetkili komutanlık vasıtasıyla askeri yasak bölge ve güvenlik bölgeleri dışında kaldığının tespiti kaydıyla, doğrudan tapu sicil müdürlüklerince sonuçlandırılması,
2- Taşınmaz edinimi konusunda ülkemiz ile arasında karşılıklılık bulunmayan ve genelge eki “B” listesinde belirtilen ülke vatandaşlarının taşınmaz edinim taleplerinin, Genel Müdürlükle herhangi bir yazışma yapılmadan tapu sicil müdürlüklerince doğrudan reddedilmesi,
3- Tam karşılıklılık bulunan (A listesi) ve tam karşılıklılık bulunmayan (B listesi) ülkelerin dışındaki diğer ülke vatandaşlarının taşınmaz edinim taleplerinin gerekli belgeleriyle birlikte Genel Müdürlüğe intikal ettirilerek alınacak talimata göre sonuçlandırılması,
4- Yabancı ülkelerde bu ülkelerin kanunlarına göre kurulan tüzel kişiliğe sahip yabancı ticaret şirketleri Türkiye’de ancak özel kanun hükümleri (2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu, 4737 sayılı Endüstri Bölgeleri Kanunu ve 6326 sayılı Petrol Kanunu) çerçevesinde taşınmaz edinebildiklerinden, bu şirketlerin taşınmaz edinimine ilişkin taleplerinin de özel kanun hükümlerine göre ilgili kurumlarından temin edecekleri belgelerin uygunluğu kapsamında doğrudan ilgili tapu sicil müdürlüklerince değerlendirilerek sonuçlandırılması,
5- Yabancı uyruklu gerçek kişiler ile yabancı ülkelerde kendi ülkelerinin kanunlarına göre kurulan tüzel kişiliğe sahip ticaret şirketleri lehine Türkiye’de taşınmaz rehini tesisinde 35. maddenin birinci ve ikinci fıkralarında yer alan kayıt ve sınırlamalar aranılmadan doğrudan ilgili tapu sicil müdürlüklerince sonuçlandırılması,
6- Yabancı uyruklu gerçek kişiler ile yabancı ülkelerde kendi ülkelerinin kanunlarına göre kurulan tüzel kişiliğe sahip ticaret şirketleri dışındaki tüm tüzel kişiliklerin (tüzel kişiliği olan veya olmayan vakıf, dernek, kooperatif, cemiyet, topluluk, cemaat vb.) Türkiye’de taşınmaz edinmesi ve lehlerine sınırlı ayni hak tesis edilmesi mümkün olmadığından, konuya ilişkin taleplerin, Genel Müdürlükle herhangi bir yazışma yapılmadan tapu sicil müdürlüklerince doğrudan reddedilmesi,
7- Türkiye Cumhuriyeti ile arasında taşınmaz edinimi konusunda karşılıklılık bulunan ülke vatandaşlarının kanuni miras yoluyla intikal eden taşınmazları için 35. maddenin birinci fıkrasında belirtilen kayıt ve sınırlamalar uygulanmadan, ölüme bağlı tasarruflarında ise maddenin birinci ve ikinci fıkralarında belirtilen kayıt ve sınırlamalar uygulanarak doğrudan tapu sicil müdürlüklerince karşılanması,
8- Türkiye Cumhuriyeti ile arasında taşınmaz edinimi konusunda karşılıklılık bulunmayan ülke vatandaşlarının ise kanuni miras yoluyla edindikleri taşınmazların ve sınırlı ayni hakların intikal işlemleri yapıldıktan sonra, ilgililere taşınmazların ve sınırlı ayni hakların tasfiyeye tabi olduğu bildirilerek, tasfiyesi için ilgili defterdarlık veya mal müdürlüklerine bildirimde bulunulması ve taşınmazın beyanlar hanesine bu yönde belirtme yapılması, işleme konu taşınmazın özel güvenlik bölgesinde kalması halinde İçişleri Bakanlığına (Valilik), askeri yasak bölge ve güvenlik bölgelerinde kaldığının tespiti halinde ise, tasfiyesi için ilgili askeri makamlara bildirimde bulunulması,
9- Yabancı uyruklu gerçek kişilerin ülkemizde taşınmaz ve sınırlı ayni hak edinimleri 2,5 hektarla sınırlandırıldığından, bu miktarı geçen edinim taleplerinin ilgili tapu sicil müdürlüklerince reddedilmesi,
Öte yandan, ülke çapındaki iki buçuk hektara ilişkin sınırlama merkeze intikal edecek işlemler üzerinden kontrol edilmekle birlikte, tapu sicil müdürlüklerince yürütülen işlemler esnasında, taşınmaz edinimi ile bağımsız ve sürekli nitelikte sınırlı ayni hak tesisi talebinde bulunan yabancı uyruklu gerçek kişilerin akitli işlemlerde resmi senede, kanuni miras dışındaki tasarruflar için, düzenlenen tescil istem belgesinde; "Bu taşınmaz dahil, Türkiye Cumhuriyeti sınırları dahilinde şahsım tarafından edinilen bağımsız ve sürekli nitelikte sınırlı ayni haklar ile taşınmazların miktarı iki buçuk hektarı geçmemektedir. Aksi durumun tespiti halinde fazla miktarın tasfiye edilerek bedele çevrilmesini kayıtsız şartsız kabul ve taahhüt ederim." şeklinde taahhütlerinin alınması,
10- Tapu Kanunu’nun 35 inci maddesi hükümlerine aykırı edinilen veya kanuni zorunluluk dışında edinim amacına aykırı kullanıldığı ilgili Makamlarca tespit edilen taşınmazlar ile sınırlı ayni hakların tasfiyesi gerektiğinden, bunların tasfiye edilerek bedelinin hak sahibine ödenmesi için tapu sicil müdürlüklerince Maliye Bakanlığı’nın ilgili mahalli birimlerine bildirimde bulunulması,
Gerekmektedir.
Diğer taraftan;
11- Suriye vatandaşlarının taşınmaza ilişkin taleplerinin merkezden sorulmak suretiyle sonuçlandırılması,
12- Sırbistan Cumhuriyeti ile karşılıklılık bulunduğundan, Yugoslavya Federal Cumhuriyeti pasaportu taşıyan “Sırbistan” uyruklu gerçek kişilerin, Sırbistan Cumhuriyeti vatandaşı olduklarını ülkemizdeki Sırbistan Konsolosluklarından alacakları belge ile teyit edilmesi kaydıyla, taşınmaz edinimine yönelik taleplerinin madde (1) uyarınca doğrudan ilgili tapu sicil müdürlüklerince sonuçlandırılması,
13- Türk asıllı Yunan uyruklu gerçek kişilerin taşınmaz satın alma taleplerinin, talep sahiplerinin Türk asıllı olduklarının tespit edilmesi için pasaport fotokopisi ve ibraz etmeye ihtiyaç duydukları diğer belgeleriyle birlikte, Dışişleri Bakanlığı Emlak Dairesi Başkanlığı’na bir dilekçe ile başvurarak, Türk asıllı olduklarını, kimlik ve Yunanistan’daki adres bilgileriyle birlikte beyan ederek, hangi tapu sicil müdürlüğü yetki alanında bulunan taşınmaz malı satın almak istediklerini bildirmelerinin sağlanması ve bu talepleri hakkında Dışişleri Bakanlığından bildirilecek cevaplara göre (talep sahibi hakkında ilgili dış temsilciliğimiz aracılığıyla yapılacak inceleme sonucunda Türk asıllı olduğu tespit edildiği takdirde, Türk asıllı Yunan uyruklu talep sahibinin taşınmaz mal satın almasında sakınca bulunmadığı, ilgili tapu sicil müdürlüğüne iletilmek üzere, Dışişleri Bakanlığınca Genel Müdürlüğümüze bir yazı ile bildirilmesinden sonra) Genel Müdürlüğümüzden alınacak talimatlar doğrultusunda işlem tesis edilmesi,
Türk aslından olmayan Yunan uyruklu gerçek kişilerin taşınmaz mala ilişkin her türlü taleplerinin ise Genel Müdürlüğe aktarılarak, alınacak talimat doğrultusunda sonuçlandırılması,
14- Cemaat Vakıflarının ülkemizdeki taşınmaz mal edinim talepleri 2762 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 1 inci maddesinde belirtilen esaslar çerçevesinde düzenlenerek tüm birimlerimize gönderilen ilgi (d) genelgemizde belirtilen esaslara göre değerlendirilerek sonuçlandırılmaktaydı.
Bu defa; 2762 sayılı Vakıflar Kanunu 20.02.2008 tarihli ve 5737 sayılı Kanunla yeniden düzenlenerek 27.02.2008 tarihli ve 26800 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Bu bağlamda Tasarruf İşlemleri Dairesi Başkanlığı tarafından 5737 sayılı kanunda belirtilen esaslara göre Cemaat Vakıflarının da ülkemizde taşınmaz mal edinimlerini kapsayacak şekilde ilgi (r) genelge düzenlenerek tüm birimlerimize bildirilmiştir.
Bu nedenle; Cemaat Vakıflarının ülkemizde taşınmaz mal edinim talepleri Tasarruf İşlemleri Dairesi Başkanlığınca düzenlenen ilgi (r) genelgede belirtilen esaslar çerçevesinde değerlendirilerek sonuçlandırılacaktır.
15- Daha önce gerekli yazışmaları yapılarak Genel Müdürlüğümüze soru konusu edilmiş ve Genel Müdürlüğümüzce de olumlu talimatlandırılmış, ancak ilgi (p) genelge gereğince tamamlanamayan işlemlerin gerekli eksikliklerinin tamamlanması kaydıyla Merkeze yeniden intikal ettirilmeksizin başkaca da sakıncası bulunmaması kaydıyla sonuçlandırılmaları uygun bulunmuştur.
16- Yabancı uyruklu gerçek kişiler ile yabancı ülkelerde kendi ülkelerinin kanunlarına göre kurulan tüzel kişiliğe sahip ticaret şirketlerinin; ülkemizdeki her türlü taşınmaza ilişkin işlemlerinin sonunda bilgi formunun mutlak surette düzenlenerek merkeze gönderilmesi,
Gerekmektedir.
Yeni yasal düzenlemeyle, yabancı uyruklu gerçek kişiler merkez ilçe ve ilçeler bazında, uygulama imar planı ve mevzi imar plan sınırları içerisinde kalan toplam alanların yüzölçümünün yüzde onuna kadar kısmında taşınmaz ile bağımsız ve sürekli nitelikte sınırlı ayni hak edinebileceklerdir. Anılan oran merkeze intikal edecek işlemler üzerinden kontrol edileceğinden, tapu sicil müdürlüklerimizce, yabancı uyruklu gerçek kişiler ile yabancı ülkelerde kendi ülkelerinin kanunlarına göre kurulan tüzel kişiliğe sahip ticaret şirketlerinin; ülkemizdeki her türlü taşınmaza ilişkin işlemlerinin sonunda bilgi formunun düzenlenerek merkeze gönderilmesi büyük önem taşımaktadır.
Söz konusu bilgi formları, merkezdeki bilgisayar kayıtlarına aktarılmak üzere, bilgi formunun arkasındaki açıklama dikkatlice okunarak ilgililerinden en az biri yabancı olan kişiler arasındaki her türlü akit ve tescil işleminin tamamlanmasını takiben noksansız doldurulup formun alt tarafındaki açıklama kısmında hiçbir tereddüde yer verilmeyecek şekilde gerekli açıklama yapıldıktan sonra en kısa sürede Genel Müdürlüğe gönderilmesi gerekmektedir.
Ayrıca 4875 sayılı Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanununun Anayasa Mahkemesince iptal edilen 3/d maddesindeki hüküm ile ilgili olarak 2644 sayılı Tapu Kanununun 36 ıncı maddesinde getirilen ve yukarda belirtilen hükümle ilgili bu madde uygulamasına ilişkin usul ve esaslar bir yönetmelikle belirlenecek olmakla birlikte ilgili Kurumlarca bir yönetmelik çıkarılıncaya kadar uygulamaya ilişkin bazı önlemlerin alınması zorunluluğu ortaya çıkmıştır.
Buna göre Ticaret Şirketlerinin Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu hükümlerine göre kurulup kurulmadığı İdaremizce bilinemeyeceğinden Ticaret Şirketlerinin 2644 sayılı Tapu Kanununun 2 inci maddesi gereğince ibraz ettikleri yetki belgesinde şirketin 4875 sayılı Kanuna göre kurulan bir şirket olduğu hususu belirtilmemişse düzenlenen resmi senedin uygun bir yerine “ taşınmazı edinen şirketin 4875 sayılı yasaya tabi olmadığı, aksi halde edinilen taşınmazın 2644 sayılı Tapu Kanununun 36 ıncı maddesi gereğince tasfiyeye tabi tutulacağını bildikleri ve kabul ettikleri” hususu yazılarak taraflara imzalatılmak suretiyle genel hükümlere göre işlem tamamlanacaktır;
4875 sayılı Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanununa göre kurulduğunun bildirilmesi halinde ise;
1- Edinilmek istenilen söz konusu taşınmaz malın askeri yasak bölgesi, güvenlik bölgesi ya da 2565 sayılı Kanunun 28 inci maddesi çerçevesinde belirlenen stratejik alanlarda kalıp kalmadığı, bu alanlarda kalıyor ise satışında sakınca bulunup bulunmadığı hususunda Genelkurmay Başkanlığı izni;
2-Yine satışa konu taşınmaz malın ediniminin şirket faaliyet konusuna uygun olup olmadığı ile özel güvenlik bölgesinde kalıp kalmadığı, bu alanlarda kalıyor ise satışında sakınca bulunup bulunmadığı hususlarında da Valilik izni,
Gerekmektedir.
Valilikler nezdinde oluşturulacak Komisyonca, edinilecek taşınmazın şirketin faaliyet konusuna uygunluğu yönünden yapılacak değerlendirmede, Genel Kurmay Başkanlığınca verilecek izinlerin de dikkate alınması uygun olacağından, anılan komisyonca gerekli değerlendirmenin daha doğru bir şekilde yapılabilmesi için; söz konusu taşınmazın askeri yasak bölgesi, güvenlik bölgesi ya da stratejik alanlarda kalıp kalmadığı, bu alanlarda kalıyor ise satışında sakınca bulunup bulunmadığı hususların da Valilik tarafından Genelkurmay Başkanlığı ya da yetkilendireceği komutanlıktan alınacak yazının komisyonca verilecek izin (Özel güvenlik bölgesinde kalıp kalmadığı, bu alanlarda kalıyor ise satışında sakınca bulunup bulunmadığı yönünde) yazısına ek yapılmasının talep edilmesi ve Valilikten alınacak cevap sonucuna göre taleplerin karşılanması ya da ret edilmesi gerekmektedir.
Ayrıca, 4875 sayılı Kanunda Hazine Müsteşarlığı tarafından bu konuda bilgi sistemi kurulması öngörüldüğünden, yapılacak işlemleri takiben “bilgi formu”nun uyruğu kısmına yetki belgesi ve işleme esas diğer evrakı müsbiteye bakılmak suretiyle “4875 sayılı kanuna göre kurulmuştur” ya da “6224 sayılı kanuna göre kurulmuştur” ibaresi yazıldıktan sonra Genel Müdürlüğe gönderilecektir.
İlgi (b), (c), (d), (f), (h), (i), (k), (l), (m), (n), (o) ve (p) genelgeler yürürlükten kaldırılmıştır.
Bilgi edinilmesini, bu genelgenin Bölgenize bağlı tüm tapu sicil ve kadastro müdürlüklerine duyurularak genelge hükümleri doğrultusunda işlem yapılmasının temini ile uygulamanın titizlikle takibini önemle rica ederim.
A.1.KARŞILIKLILIK
Karşılıklılığın tespitinde hukuki ve fiili durum esas alınır. Karşılıklılığın kanuni ve fiili olmasının yanında yeni düzenlemede karşılıklılık ilkesinin birebir uygulanması yerine, yabancı devletin kendi vatandaşlarına tanıdığı hakların, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına da tanınması esası getirilmiştir.
Bu ilkenin kişilere toprak mülkiyeti hakkının tanınmadığı, ülke uyruklarına uygulanmasında, yabancı devletin taşınmaz ediniminde kendi vatandaşlarına tanıdığı hakların, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına da tanınması esastır.
Bakanlar Kurulu 29.05.1940 tarih ve 2/13394 sayılı Kararında, karşılıklılık ilkesinden ne anlaşılması gerektiğini açıklamıştır. Karara göre karşılıklılık ilkesinin varlığı için kanuni düzenlemenin yanında bunun fiilen uygulanabilir olması da gerekmektedir. Kanuni karşılıklılığın fiili durumu göstermeyeceği göz önüne alınan kararda, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının başvurusu halinde, yabancı ülkede karşılaşacakları sınırlamaların karşılıklılık uygulamasına esas alınması istenmiştir. Dolayısıyla Ülkemiz ile yabancı bir devlet arasında taşınmaz edinimi konusunda karşılıklılığın varlığından söz edebilmek için karşılıklılığın kanuni ve fiili olması gerekmektedir. Buna göre, bir yabancı ülke vatandaşının ülkemizde taşınmaz edinmesi, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının da o ülkede taşınmaz l edinmesine, kanun ile hak tanınmış olmasına ve bu hakkın da fiilen uygulanabilmesine bağlıdır. A.2. KARŞILIKLIK İLKESİNİN İSTİSNALARI Yabancı gerçek kişilerin ülkemizde taşınmaz edinmelerinin birinci koşulu karşılıklılık olmakla birlikte, karşılıklılık ilkesine gerçek kişiler açısından getirilen bazı istisnalar bulunmaktadır. Bu istisnalar şunlardır:
a. Vatansızlar hiçbir devlet uyruğu taşımadıkları için karşılıklılık şartının belirleneceği muhatap bir devlet bulunmamaktadır. Bu nedenle, vatansızlar karşılıklılık şartından muaftırlar.
b. Türkiye tarafından 26.08.1961 tarih ve 359 Sayılı Kanunla onaylanan 28.07.1951 tarihli "Mültecilerin Hukuki Durumuna Dair Sözleşme"nin m. 7/2 hükmüne göre, mülteciler, sığındıkları ülkede üç yıl ikamet ettikten sonra karşılıklılık şartından muaf olurlar. Türkiye'de bulunan mülteciler de aynı hükme tabidir. Muafiyet için mültecilerin bu durumlarını resmi belge ile kanıtlamaları yeterlidir.
c. Yabancı uyruklu gerçek kişiler ile yabancı ülkelerde kendi ülkelerinin kanunlarına göre kurulan tüzel kişiliğe sahip ticaret şirketleri lehine Türkiye’de taşınmaz rehni tesisinde birinci ve ikinci fıkralarda yer alan kayıt ve sınırlamalar aranmaz.
A.3. KANUNİ KISITLAYICI HÜKÜMLERE UYMAK
Yabancı gerçek kişilerin ülkemizde taşınmaz edinmelerinin ikinci koşulu kanunla getirilmiş olan kısıtlayıcı hükümlere uymaktır.
Yabancıların taşınmaz edinmelerine ilişkin olarak kanunlarımızda bazı kısıtlamalar yer almış bulunmaktadır. Bu kısıtlayıcı hükümler şunlardır:
a. Yabancıların ülkemizde taşınmaz edinmelerini coğrafi açıdan sınırlayan 2565 sayılı Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanununda yer alan düzenlemelere göre; askeri yasak bölgeler ve güvenlik bölgelerindeki taşınmazların yabancı gerçek ve tüzel kişilere satılması, devredilmesi ve kiralanması mümkün bulunmamaktadır.
b. 2644 sayılı Tapu Kanununun 35'inci Maddesine göre, yabancı uyruklu bir gerçek kişinin ülke genelinde edinebileceği taşınmazlar ile bağımsız ve sürekli nitelikteki sınırlı ayni hakların toplam yüz ölçümü 2,5 hektarı geçemez. Yüz ölçüm miktarını 30 hektara kadar artırmaya Bakanlar Kurulu yetkilidir. Kanuni miras bu hükmün dışındadır.
c. Yabancı uyruklu gerçek kişiler, Türkiye’de işyeri veya mesken olarak kullanmak üzere, uygulama imar planı veya mevzii imar planı içinde bu amaçlarla ayrılıp tescil edilen taşınmazların dışındaki taşınmazları edinemezler. Sınırlı ayni hak tesis edilmesinde de aynı koşullar aranır. Yabancı uyruklu gerçek kişilerin il bazında edinebilecekleri taşınmazların, illere ve il yüzölçümüne göre binde beşi geçmemek üzere oranını tespite Bakanlar Kurulu yetkilidir
YABANCI TÜZEL KİŞİLİĞE SAHİP TİCARET ŞİRKETLERİNİN TÜRKİYE'DE TAŞINMAZ EDİNİMLERİ
________________________________________
Tapu Kanununun 35'inci Maddesinde yapılan değişiklikle, yabancı ülkelerde kendi ülkelerinin kanunlarına göre kurulan tüzel kişiliğe sahip ticaret şirketleri, ancak özel kanun hükümleri çerçevesinde taşınmaz mülkiyeti ve taşınmazlar üzerinde sınırlı ayni hak edinebilirler.
İlgili özel kanunlar;
—2634 sayılı Turizm Teşvik Kanunu
—6326 sayılı Petrol Kanunu
—4737 sayılı Endüstri Bölgeleri Kanunu
Yabancı uyruklu gerçek kişiler ile yabancı ülkelerde kendi ülkelerinin kanunlarına göre kurulan tüzel kişiliğe sahip ticaret şirketleri lehine Türkiye’de taşınmaz rehni tesisinde birinci ve ikinci fıkralarda yer alan kayıt ve sınırlamalar aranmaz.
Yabancı uyruklu gerçek kişiler ile yabancı ülkelerde kendi ülkelerinin kanunlarına göre kurulan tüzel kişiliğe sahip ticaret şirketleri dışındakiler Türkiye’de taşınmaz edinemez ve lehlerine sınırlı ayni hak tesis edilemez.
YABANCI SERMAYELİ ŞİRKETLERİN TAŞINMAZ EDİNİMLERİ
________________________________________
Yabancı sermayeli şirket ifadesi çoğu zaman yabancı şirket ifadesi ile karıştırılmaktadır. Öncelikle belirtmek gerekir ki, yabancı sermayeli şirketler Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre Türkiye'de kurulurlar ve Türk Ticaret Siciline kaydedilirler. Yani, bu şirketler Türkiye Cumhuriyeti hukuk kurallarına tabi şirketlerdir. Sadece sermayelerinin tamamı veya bir kısmı yabancı gerçek veya tüzel kişilere aittir. Hissedarlarının yabancı kişiler olması şirketi yabancı tüzel kişi statüsüne sokmaz; çünkü şirketin uyruğu ile hissedarlarının uyrukları farklı hususlardır.
17 Haziran 2003 tarih ve 25141 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5 Haziran 2003 tarih ve 4875 sayılı "Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu" ile 18.01.1954 tarih ve 6224 sayılı Yabancı Sermayeyi Teşvik Kanunu yürürlükten kaldırılarak; doğrudan yabancı yatırımların özendirilmesi ve artırılması, yabancı yatırımcının haklarının korunması, yabancı yatırımların gerçekleşmesinde izin ve onay sisteminin bilgilendirme sistemine dönüştürülmesi amaçlarıyla yeni esaslar getirilmiştir. 4875 sayılı Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu ile yabancı yatırımcılar yerli yatırımcılarla eşit muameleye tabi tutulmuş; yatırım izni, şirket kuruluş izni gibi izin ve onaylar kaldırılmış; yabancı yatırımcıların Ülkemizde kurdukları veya iştirak ettikleri tüzel kişiliğe sahip şirketlerin, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının edinimine açık olan bölgelerde taşınmaz mülkiyeti veya sınırlı ayni hak edinmeleri serbest bırakılmıştı. Ancak anılan hükmün Anayasa Mahkemesi Tarafından iptal edilmesinin ardından konu 15 Temmuz 2008 tarih ve 26937 sayılı Resmi Gazete de yayınlanarak yürülüğe giren 5782 sayılı Tapu Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 2'inci maddesinde yeniden düzenlenmiştir. Buna Göre:
3/7/2008 TARİH VE 5782 SAYILI TAPU KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN
MADDE 2 – 2644 sayılı Kanunun 36 ncı maddesi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
"MADDE 36 – Yabancı yatırımcıların Türkiye’de kurdukları veya iştirak ettikleri tüzel kişiliğe sahip şirketler, ana sözleşmelerinde belirtilen faaliyet konularını yürütmek üzere taşınmaz mülkiyeti veya sınırlı ayni hak edinebilir ve kullanabilirler. Bu şekilde edinilen taşınmazların Türkiye’de kurulu bulunan bir başka yabancı sermayeli şirkete devrinde ve taşınmaz maliki yerli sermayeli bir şirketin hisse devri yoluyla yabancı sermayeli hale gelmesi durumunda da aynı esas geçerlidir. Türkiye’de kurulu yabancı sermayeli şirketlerin tasfiyesi halinde şirketin sahip olduğu taşınmazın şirket ortağı yabancı gerçek kişiler veya yurt dışında kurulu yabancı ticaret şirketleri tarafından edinilmek istenmesi halinde 35 inci madde hükümleri uygulanır.
18/12/1981 tarihli ve 2565 sayılı Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanunu hükümleri saklı kalmak kaydıyla bu şirketlerin, askeri yasak bölgeler, güvenlik bölgeleri ve aynı Kanunun 28 inci maddesi çerçevesinde belirlenen stratejik bölgelerdeki taşınmaz edinimleri, Genel Kurmay Başkanlığının ya da yetkilendireceği komutanlıkların, özel güvenlik bölgelerindeki taşınmaz edinimleri ise taşınmazın bulunduğu yerdeki valiliğin iznine tabidir. Valilik iznine tabi hususlar, ilgili idare temsilcilerinin katılımıyla oluşan komisyonda, taşınmaz ediniminin, ülke güvenliği ve faaliyet konusuna uygunluğu değerlendirilerek karara bağlanır.
Bu madde hükümlerine aykırı şekilde edinildiği veya kullanıldığı tespit edilen taşınmazlar ve sınırlı aynî haklar, Maliye Bakanlığınca verilecek süre içerisinde maliki tarafından tasfiye edilmediği takdirde tasfiye edilerek bedele çevrilir ve bedeli hak sahibine ödenir.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin esas ve usuller, ilgili bakanlıkların görüşlerinin alınmasını müteakip Hazine Müsteşarlığı, İçişleri Bakanlığı, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı ve Millî Savunma Bakanlığı tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir."
MADDE 3 – 2644 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 3 – İlgili kurum ve kuruluşlar, bu Kanunun 35 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca, yabancı uyruklu gerçek kişiler ile yabancı ülkelerde kendi ülkelerinin kanunlarına göre kurulan tüzel kişiliğe sahip ticaret şirketlerinin taşınmaz ve sınırlı aynî hak edinemeyecekleri alanların yüzölçümlerini ve valilikler bu fıkrada belirtilen ilçelerin uygulama imar planı ve mevzi imar plan sınırları içerisinde kalan toplam alanların yüzölçümlerini bu maddenin yürürlük tarihinden itibaren en geç üç ay içinde komisyona bildirir.
Yabancı uyruklu gerçek kişilerin merkez ilçe ve ilçeler bazında edinebilecekleri taşınmazlar ile bağımsız ve sürekli nitelikte aynî hakların miktarı tespit edilinceye kadar geçecek süre içinde, yabancı uyruklu gerçek kişiler bu Kanunun 35 inci maddesi hükümlerine göre taşınmaz ve sınırlı aynî hakları edinebilirler."
MADDE 4 – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 5 – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
4875 sayılı Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanununun Anayasa Mahkemesince iptal edilen 3/d maddesindeki hüküm ile ilgili olarak 2644 sayılı Tapu Kanununun 36 ıncı maddesinde getirilen ve yukarda belirtilen hükümle ilgili bu madde uygulamasına ilişkin usul ve esaslar bir yönetmelikle belirlenecek olmakla birlikte ilgili Kurumlarca bir yönetmelik çıkarılıncaya kadar uygulamaya ilişkin bazı önlemlerin alınması zorunluluğu ortaya çıkmıştır Bu itibarla konu ile ilgili Yönetmelkik çıkınaya kadar olan uygulamalarda alınacak tedbirler Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Yabancı İşler Dairesi Başkanlığı nın 2008/12 sayılı geneşgesinde belirlenmiştir.
Buna göre Ticaret Şirketlerinin Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu hükümlerine göre kurulup kurulmadığı İdaremizce bilinemeyeceğinden Ticaret Şirketlerinin 2644 sayılı Tapu Kanununun 2 inci maddesi gereğince ibraz ettikleri yetki belgesinde şirketin 4875 sayılı Kanuna göre kurulan bir şirket olduğu hususu belirtilmemişse düzenlenen resmi senedin uygun bir yerine “ taşınmazı edinen şirketin 4875 sayılı yasaya tabi olmadığı, aksi halde edinilen taşınmazın 2644 sayılı Tapu Kanununun 36 ıncı maddesi gereğince tasfiyeye tabi tutulacağını bildikleri ve kabul ettikleri” hususu yazılarak taraflara imzalatılmak suretiyle genel hükümlere göre işlem tamamlanacaktır;
4875 sayılı Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanununa göre kurulduğunun bildirilmesi halinde ise;
1- Edinilmek istenilen söz konusu taşınmaz malın askeri yasak bölgesi, güvenlik bölgesi ya da 2565 sayılı Kanunun 28 inci maddesi çerçevesinde belirlenen stratejik alanlarda kalıp kalmadığı, bu alanlarda kalıyor ise satışında sakınca bulunup bulunmadığı hususunda Genelkurmay Başkanlığı izni;
2-Yine satışa konu taşınmaz malın ediniminin şirket faaliyet konusuna uygun olup olmadığı ile özel güvenlik bölgesinde kalıp kalmadığı, bu alanlarda kalıyor ise satışında sakınca bulunup bulunmadığı hususlarında da Valilik izni,
Gerekmektedir.
Valilikler nezdinde oluşturulacak Komisyonca, edinilecek taşınmazın şirketin faaliyet konusuna uygunluğu yönünden yapılacak değerlendirmede, Genel Kurmay Başkanlığınca verilecek izinlerin de dikkate alınması uygun olacağından, anılan komisyonca gerekli değerlendirmenin daha doğru bir şekilde yapılabilmesi için; söz konusu taşınmazın askeri yasak bölgesi, güvenlik bölgesi ya da stratejik alanlarda kalıp kalmadığı, bu alanlarda kalıyor ise satışında sakınca bulunup bulunmadığı hususların da Valilik tarafından Genelkurmay Başkanlığı ya da yetkilendireceği komutanlıktan alınacak yazının komisyonca verilecek izin (Özel güvenlik bölgesinde kalıp kalmadığı, bu alanlarda kalıyor ise satışında sakınca bulunup bulunmadığı yönünde) yazısına ek yapılmasının talep edilmesi ve Valilikten alınacak cevap sonucuna göre taleplerin karşılanması ya da ret edilmesi gerekmektedir.
Ayrıca, 4875 sayılı Kanunda Hazine Müsteşarlığı tarafından bu konuda bilgi sistemi kurulması öngörüldüğünden, yapılacak işlemleri takiben “bilgi formu”nun uyruğu kısmına yetki belgesi ve işleme esas diğer evrakı müsbiteye bakılmak suretiyle “4875 sayılı kanuna göre kurulmuştur” ya da “6224 sayılı kanuna göre kurulmuştur” ibaresi yazıldıktan sonra Genel Müdürlüğe gönderilecektir.
TRANSFER
Yabancıların gerek döviz bozdurmak suretiyle satın aldıkları gerekse döviz bozdurmaksızın sahip oldukları taşınmaz ve ayni hakların gelirleri ve satış bedellerinin bankalar ve özel finans kurumları yolu ile transfer ettirilmesi serbesttir.
BAŞVURULAR İLE İLGİLİ GEREKLİ BİLGİLER:
________________________________________
I. BAŞVURULARIN YAPILACAĞI MERCİİ
2644 sayılı Tapu Kanununun 26'ncı Maddesi ile; mülkiyete, mülkiyetten ayrı ayni haklara ilişkin sözleşmeleri düzenleme görev ve yetkisi Tapu Sicil Müdürlüklerine verilmiştir.
Taşınmaz mal edinmek isteyen veya mülkiyetten ayrı ayni haklardan yararlanmak isteyen yabancı kişiler, başvurularını, taşınmaz malın bulunduğu yerin Tapu Sicil Müdürlüğüne yapacaklardır.
Konu ile ilgili ayrıntılı bilgiler Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünden temin edilebilir.
II. BAŞVURULAR İÇİN GEREKLİ BELGELER
Başvurular için gerekli belgeler bakımından yabancılarla Türk vatandaşları arasında herhangi bir fark bulunmamaktadır.
A)GERÇEK KİŞİLER AÇISINDAN
1- Taşınmaz mala ait varsa tapu senedi, yoksa taşınmaz malın ada ve parsel numarasını belirtir belge veya malikin sözlü beyanı,
2- Uyruğunda bulunduğu ülkenin kimlik belgesi veya pasaportu ile iki adet vesikalık fotoğraf,
3- İstemde bulunan kişi vekil ise, temsile ilişkin vekaletname ile temsilcinin fotoğraflı kimlik belgesi ve vesikalık fotoğraf, alıcılar açısından bizzat işleme katılmayanlar var ise, onları temsil eden temsilcilerin fotoğraflı kimlik belgeleri, vesikalık fotoğrafları ve temsilciliklerine ilişkin belgeler.
B) TÜZEL KİŞİLER AÇISINDAN
1- 4875 Sayılı Doğrudan yabancı Yatırımlar Kanununa göre kurulan şirketler Ticaret Sicil Memurluğundan alacakları yetki belgelerini, imza sirkülerini ve buna dayanılarak yetkili kılınan kişiye verilen vekaletnameyi,
2- Yabancı ülkelerde kendi kanunlarına göre kurulan yabancı ticaret şirketleri için kuruldukları ülkenin kendi mevzuatınca ilgili makamlarından alacakları yetki belgesi yerine geçen bir belgeyi ibraz etmeleri gerekmektedir.
Tapu işlemleri sırasında ödenmesi gereken harç ve vergiler açısından yabancı uyruklu kişiler ile Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları arasında hiçbir fark yoktur.
Ancak, ülkemizde taşınmaz mal edinmek isteyen yabancı uyruklu gerçek ve tüzel kişilerin edinmek istedikleri taşınmaz malların Askeri Yasak Bölge ve Güvenlik Bölgeleri dışında kalıp kalmadığının tespit edilebilmesini teminen yetkili askeri makama sorulurken, taşınmazın bulunduğu yerin 1/25000 ölçekli haritada işaretlenmesi için araziye gidilmesi gerekiyorsa “parselin yerinde gösterilmesi” işlemine göre döner sermaye hizmet bedeli alınmaktadır.
11 Mayıs 2010 Salı
EMLAK VERGİSİ BEYANNAMESİ
EMLAK VERGİSİ BEYANNAMESİ
YENİ BİR EVİN EMLAK VERGİSİ NE KADARDIR?
2009 yılında inşaatı yeni bitmiş konut alanlar için Mesken olarak kullanılan bina ve apartman dairelerinin 2 bin 500 TL’den az olmamak üzere vergi değerinin ¼’ü, inşalarının sona erdiği yılı takip eden yıldan itibaren beş yıl süre ile geçici muafiyetten faydalandırılıyor.
Örneğin, inşaatı 2009 yılında tamamlanan ve aynı yılda satın alınan, emlak vergisi değeri 200 bin TL olan konut için 2010 yılından itibaren beş yıl süreyle vergi değerinin ¼’ü kadar muafiyet uygulanacak. 2010 yılı emlak vergisi, vergi değerinin ¾’ü (150 bin TL) üzerinden hesaplanacak.
Konutun, inşaatın bitiminden itibaren beş yıl içinde satın alınmış olması halinde, muafiyet kalan süre için uygulanacak.
-EMLAK VERGİSİNDE KİMLER MUAFTIR?
Emekli, işsiz ve özürlüler Türkiye sınırları içinde sahip oldukları tek konutları için emlak vergisi ödemeyecekler.
Emlak Vergisi Kanununa göre, Türkiye sınırları içinde brüt 200 metrekareyi aşmayan tek konuta sahip olan;
- Emekli, dul veya yetim aylığından başka geliri olmayan emekliler ile dul ve yetimler,
- Kendisine bakmakla mükellef kimsesi olup 18 yaşını doldurmamış olanlar hariç olmak üzere hiçbir geliri olmayan ev kadınları ve işsizler,
- Gaziler,
- Şehitlerin dul ve yetimleri,
- Özürlüler, emlak vergisi ödemeyecekler.(38 No.lu Emlak Vergisi Tebliği, I/3-e)
-EMLAK VERGİSİNİN KAPSAMI NEDİR? NASIL BAŞVURULUR? VE KİMLERİ BAĞLAR?
Emlak vergisi arazi, arsa ve bina için ödenmektedir. Bu tür taşınmazı olan bir yurttaş, emlak vergisi vermekle yükümlüdür. Emlak vergisi ödeyecek kişilerin, ilgili belediyelerin Emlak Vergisi birimine başvurmaları gerekmektedir. Başvuru sırasında kişiler yanlarında taşınmaz ile ilgili olan tapuyu ya da tapu örneğini bulundurmalıdır.
Tapusu ile ilgili birime giden şahıslar, her bir emlak türü için arazi, arsa veya bina gibi ayrı ayrı form ve beyanname doldurmak zorundadırlar. Bu beyannameler; Emlak vergisi Beyannamesi Ek Formu, Arazi, Arsa, Bina Beyannameleridir. (1) Beyannameler Sayfanın sonunda verilmiştir. Ayrıca Türkiye geneli il-ilçe- sokak detayında arsa ve arazi asgari birim fiyatlarını inceleyebilirsiniz. (2)
- EMLAK VERGİSİ BEYANNAMESİ İÇİN HANGİ BELGELER GEREKLİDİR?
Emlak vergisi beyannamesi için; tapu fotokopisi, nüfus cüzdanı fotokopisi, binalar için yapı kullanma izni fotokopisi, binanın bulunduğu adres (mahalle, sokak, bina, daire veya işyeri numarası), beyan sahibinin ikamet ve işyeri adresi, vergi numarası, o yıla ait bedelde damga pulu ile birlikte ilgili olduğu belediyenin Gelir Servisine başvurmalıdır.
-EMLAK VERGİSİ HANGİ DÖNEMLERDE ÖDENMEKTEDİR?
Emlak vergisi, birinci taksiti Mart-Nisan-Mayıs aylarında, ikinci taksiti Kasım ayında olmak üzere iki eşit taksitte ödenir. Dileyen mükellef tümünü birinci taksit döneminde veya daha önce de ödeyebilir.
- EMLAK VERGİSİ BİLDİRİMİNİN ZAMANINDA VERİLMEMESİ SONUCU YAPTIRIM NE OLUR?
Emlak Vergisi Kanunu’nun “Bildirim Verme ve Süresi” başlıklı 23. maddesinde, bildirim verme ve süresiyle ilgili düzenlemelere yer verilmiş olup, 32. maddesinde ise, “Bildirimin süresinde verilmemesi halinde, vergi idarece tarh edilir. İdarece tarhiyatta her yıla ilişkin vergi değeri, 29. madde hükmü dikkate alınarak hesaplanır.” denilmektedir.
Öte yandan, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 341. maddesinde; “Vergi ziyaı mükellefin veya sorumlunun vergilendirme ile ilgili ödevlerini zamanında yerine getirmemesi veya eksik yerine getirmesi yüzünden verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesi veya eksik tahakkuk ettirilmesidir.” şeklinde tanımlanmıştır.
Aynı Kanun’un 344. maddesinde de; vergi ziyaı suçu mükellef veya sorumlu tarafından 341. maddede yazılı hallerde vergi ziyaına sebebiyet verilmesi olarak tanımlanmıştır.
Emlak vergisi, her 4 yılda bir olmak üzere takdir işlemlerinin yapıldığı yılı izleyen Ocak ve Şubat aylarında tahakkuk etmektedir. Vergi değerini tadil eden nedenlerden dolayı bildirim yapılması gereken hallerde, vergi değerini tadil eden sebeplerin meydana geldiği bütçe yılını izleyen Ocak ayında tahakkuk etmektedir. 2009 yılında emlak vergi değerleri yeniden belirlenmiş olduğundan, 2010 yılı emlak vergileri Ocak, Şubat 2010 aylarında tahakkuk edecektir. Dolayısıyla, 31 Aralık 2009’a kadar yapılması gereken emlak vergi bildiriminin Şubat 2010 ayı içinde yapılması halinde, henüz verginin tahakkuk etme süresi geçmemiş olduğundan ortada vergi ziyaı yoktur. Bu nedenle vergi ziyaı cezası kesilmesi söz konusu değildir.
Vergi ziyaı kesilmesi için, bildirimin verginin tahakkuku için kanunda öngörülen süre geçtikten sonra yapılması veya süre geçmesine rağmen yapılmaması gerekmektedir.
·-EMLAK VERGİSİ SÜRESİNDE ÖDENMEZSE NE YAPILMALIDIR?
Emlak vergisini süresinde ödemeyenler, Vergi Usul Kanununun 376. Maddesine göre, vergilerini ödemek için bir dilekçe ile başvuru yapabilirler.
-EMLAK DEVRİ SÖZ KONUSU İSE NE YAPILMALIDIR?
Bu durumda emlakın borcu olmadığına ilişkin bir belge talep edilebilir. Emlakın borcu olmadığına ilişkin belgeyi ilgili belediyeden bir dilekçe ile istenebilir.
- EMLAK SATILDIĞINDA NE YAPILMALIDIR?
Satılan daire/işyeri/arsa ya da arazinin emlak beyanının kişinin üzerinden
düşürülmesi için ilgili belediyeye dilekçe vermek gerekmektedir.
Maliye Bakanlığı Özelgesi
Tarih : 20.03.2009
Sayı : B.07.0.GİB.0.02.66/6656-342/31520
EVK Md. 3
EMLAK VERGİSİNİN MÜKELLEFİ
Bina vergisinin mükellefi, binanın maliki, varsa intifa hakkı sahibi, her ikisi de yoksa binaya malik gibi tasarruf eden olup, verginin ödenmesi ile bu vergiye ilişkin diğer ödevlerin yerine getirilmesinden sorumludur. Binanın maliki veya mükellefi değişmeksizin binanın kullanım ve tasarrufunun gayrimenkul satış sözleşmesinde belirtilen hak sahibine (alıcı) devredilmesi, bina vergisi mükellefinin yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz.
Bilindiği üzere, 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu’nun bina vergisi mükellefini belirleyen 3. maddesinde bina vergisinin binanın maliki, varsa intifa hakkı sahibi, her ikisi de yoksa binaya malik gibi tasarruf edenler tarafından ödeneceği belirtilmiştir.
1319 sayılı Kanun’un 33. maddesinin 6. fıkrasında, bir bina veya arazinin taksim veya ifraz edilmesi veya mükellefinin değişmesi, vergi değerini tadil eden sebepler arasında sayılmış; 9/a maddesinde de, bina vergisi mükellefiyetinin bu Kanun’un 33. maddesinin (1) ila (7) numaralı fıkralarında yazılı vergi değerini tadil eden sebeplerin doğması halinde bu değişikliklerin vuku bulduğu tarihi takip eden bütçe yılından itibaren başlayacağı hükme bağlanmıştır.
Bu hükümlere göre, bina vergisinin mükellefi, binanın maliki, varsa intifa hakkı sahibi, her ikisi de yoksa binaya malik gibi tasarruf eden olup verginin ödenmesi ile bu vergiye ilişkin diğer ödevlerin yerine getirilmesinden sorumludur.
Binanın maliki veya mükellefi değişmeksizin binanın kullanım ve tasarrufunun gayrimenkul satış sözleşmesinde belirtilen hak sahibine (alıcı) devredilmesi, bina vergisi mükellefinin yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacaktır. Ayrıca, bina maliki ile hak sahibi arasında özel hukuk sözleşmeleri gereği bina vergisinin hangi tarafça karşılanılacağı yönündeki belirlemeler Emlak Vergisi Kanunu bakımından bir hüküm ifade etmeyecektir.
Buna göre, Başkanlığınız tarafından inşa ettirilen ve daha sonra hak sahibinin kullanım ve tasarrufuna terk edilen ve tapusu ileride verilecek binanın maliki, dolayısıyla bina vergisi mükellefi binayı inşa eden olup, bu bina ile ilgili olarak tahakkuk edecek bina vergisinin ilgili belediyeye Başkanlığınızca ödenmesi; söz konusu hak sahibinin bina vergisi mükellefiyetinin ise, adına tapu verildiği tarihi takip eden bütçe yılından itibaren başlaması gerekmektedir.
Öte yandan, gayrimenkul satış sözleşmesi hükümlerinden kaynaklanan ve bina vergisinin hangi tarafça karşılanılacağına yönelik satıcı (mükellef) ile alıcı arasında ortaya çıkan uyuşmazlığın özel hukuk kapsamında değerlendirilerek sonuçlandırılması gerekmektir.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
-
Emlakçılık güven isleyen bir meslek olduğu herkes tarafından kabul gören bir gerçek. Yeni emlakçılık hayatına merhaba diyecek olan emlakçı...
-
T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ VE PLANLAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ÇED VE PLAN İZLEME KONTROL DAİRESİ BAŞKANLIĞI 8/8/2...