17 Ocak 2013 Perşembe

Konutta KDV defteri kapandı


Vergi adaletini tesis etmeye yönelik bir adım attıklarını belirten Şimşek, “İkinci el konuta bir yansıması yok. Yeni satılacak evlerle ilgili. 2013 başından itibaren yeni inşaat ruhsatı alacaklarda geçerli.”  Şimşek, ‘lüks inşaatın tanımı’na ilişkin de “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile tüzüğümüz var. Sınıflamayı yapmışız” dedi.
DÜŞÜK TEK HANE HEDEFİ
Küresel ekonomideki olumsuzluklara rağmen geçen yıl Türkiye ekonomisinin istikrarını ve güçlü makro ekonomik dengelerini koruduğunu ve yumuşak inişi iyi yönettiklerini söyleyen Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 2013 yılında enflasyonun yüzde 5.3’e gerilemesini hedeflediklerini belirtti. Ekonomik büyümeyi ise yüzde 4 olarak tahmin ettiklerini söyleyen Şimşek, “Ama bunun üzerine çıkacağına dair bir çok beklenti ve değerlendirme de söz konusudur. 2013’te enflasyondaki düşüşün devam etmesini bekliyoruz ve ve hedeflenen yüzde 5.3’e gerilemesini öngörüyoruz” dedi. Şimşek, 2013’te öngörülen vergi artışının zamlarla sağlanmayacağını belirterek, “Açık ve net altını çiziyorum, yeni zamlar gündemde değil” dedi.

16 Ocak 2013 Çarşamba

Kentsel dönüşümde plan yapma yetkisi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nda!

Kentsel dönüşümde plan yapma yetkisi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nda!


Afet riski altındaki alanların dönüştürülmesi hakkında kanun ile ilgili tartışmalar çok ciddi bir şekilde devam ederken sürecinde hızlı bir şekilde ilerlediğini görüyoruz

15 Ocak 2013 / Saat: 12:18

Yasanın mülkiyet hakkı, 2/3 kuralı, müteahhitler ve vatandaşlar arasındaki problemler, riskli yapı tespitleri ile ilgili süreçlerinde ki tartışmalar devam ederken çok önemli bir hususun atlandığı da görülüyor.




Bilindiği üzere imar planı yapma yetkilerinin belli kurumlara verildiğini hepimiz gayet iyi biliyoruz. Bu kurumlar dışında ise plan yapma yetkisi maalesef ki yoktur. Ancak bilinen adı ile kentsel dönüşüm yasasında çok önemli bir madde ile bu yetkinin Çevre ve Şehircilik Bakanlığında verildiğini görmekteyiz. Yasanın 15 Aralık 2012 tarihinde yayınlanan uygulama yönetmeliğinin 18.maddesi ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığına çok önemli bir yetki veriliyor. Buna göre;



1) Çevre ve Şehircilik Bakanlığı riskli alan ve riskli yapılara ilişkin her tür ve ölçekte planı resen yapmaya, yaptırmaya ve onaylamaya



2) Riskli alan ve rezerv yapılarda özel kanunlar ile öngörülen alanlara ilişkin olanlarda dahil her tür ve ölçekte planlama işlemine esas teşkil edecek standartları belirlemeye ve gerek görülmesi halinde bu standartları plan kararları ile tayin etmeye ve özel standartlar ihtiva eden planlar yapmaya, onaylamaya ve kent tasarımları hazırlamaya yetkili kılınmıştır.



Bize göre çok geniş yetkiler getiren bu düzenleme ile riskli alan-riskli yapı ayrımı yapmadan Bakanlığa planlama yetkisinin verilmiş olması Türkiye’nin tamamında belediyelerin devre dışı kaldığı bir düzenleme olarak göze çarpmaktadır.



Yasada çok önemli bir madde de Büyükşehir Belediye sınırları içerisinde Büyükşehir belediyelerinin de bu alanlarda planlama yetkilerinin ellerinden alınmasıdır. Yönetmeliğin 18.maddesinin 3.fıkrasına göre;



“Büyükşehir belediyesi sınırları içerisinde ilçe belediyelerince hazırlanan imar planı teklifleri hakkında büyükşehir belediyesinin görüşü alınır. Büyükşehir belediyesi 15 gün içerisinde uygunluk görüşü vermez ise “UYGUN GÖRÜŞ VERİLMİŞ” sayılır şeklindedir. Bu süreci çok basit bir örnekler anlatmak istersek eğer;



Birden fazla taşınmazı barındıran bir sitenin riskli yapı olarak tespiti sağlandıktan sonra yeniden yapımı için imar durumunda ortaya çıkabilecek sorunların çözümünde ilçe belediyesi ve Büyükşehir belediyesi süreçlerinin geçirilerek yeni bir imar durumu alınmasına gerek kalmadığı bu konuda yasadan faydalanılarak Bakanlıktan bu konuda imar planı yapılmasının sağlanabileceği bu yasa ile getirilmiştir. Belediyelerin ve Büyükşehir belediye başkanlarımızın bu konuda yasanın içeriğini ve uygulaması hakkında bilgi sahibi olduklarını bilmemekle beraber halihazırda bazı taşınmazlar ile ilgili bu yöntemin uygulanmaya başladığı da bilinmektedir.



Saygılarımızla



Av.Ali Güvenç KİRAZ- Gayrimenkul Hukuku Derneği Başkanı

11 Ocak 2013 Cuma

2013’te mirasçı başına 140 bin TL’ye vergi yok


2013’te mirasçı başına 140 bin TL’ye vergi yok

Şükrü KIZILOT

HALK arasında kullanılan “Gelin girmeyen ev vardır ama ölüm girmeyen ev yoktur” sözü, hayatın acı gerçeklerinden biri...










Bunun dışında bir de “ölüm hak miras helal” diye bir atasözü var. Bu da ölümün olağan olması gibi mirasın da paylaşılması olağandır, anlamına geliyor.
ÖLÜM, MİRAS VE VERGİ
Ölüm halinde, ölenin borcu daha fazlaysa, ölüm tarihinden itibaren “üç ay içinde” mirası reddetmek mümkün (Medeni Kanun Md. 606). Bu süre içinde reddedilmediği takdirde, miras; mirasçı tarafından kabul edilmiş oluyor (MK Md. 610). Mirası reddeden kişi, ölen kişiden bağlanacak olan dul ve yetim aylığını alabiliyor. Bu da önemli bir avantaj.

Ölüm halinde, mirasçılar dört ay içinde “veraset ve intikal vergisi” beyannamesi verecekleri için bu süre dolmadan “sulh hukuk mahkemesi”ne ya da notere başvurup “veraset ilamı” yani kimlerin ne oranda mirasçı olduklarını gösteren mahkeme kararı almaları gerekiyor.

Ölüm nedeniyle intikal eden miras üzerinden, mirasçılar beyanname verip “veraset ve intikal vergisi” ödüyorlar. Duruma göre de ödemiyorlar.
İSTİSNA TUTARI
2013 yılında, mirasçılara uygulanacak “istisna tutarı” ve “tarife” yeniden belirlendi. Buna göre;

1) Miras kalan menkul ve gayrimenkul mallardan (borçlar düşüldükten sonra), evlatlıklar da dahil olmak üzere füruğ (altsoy yani bir kimsenin çocukları, onların çocukları, onların da çocukları) ve eşten her birine isabet eden miras hissesinin 2013 yılında 140 bin 774 TL’si veraset ve intikal vergisinden müstesna.
İlginçtir çocuk, torun hatta torunun torunu bile 140 bin 774 TL’lik istisnadan yararlanabilmesine karşılık; anne, baba ve kardeş yararlandırılmıyor. Çünkü yasa böyle!..

2) Füruğ bulunmaması halinde, eşe isabet eden miras hissesinin 2013 yılında, 281 bin 720 TL’si veraset ve intikal vergisinden müstesna tutulacak.
VERGİ TARİFESİ
Veraset ve İntikal Vergisi hesaplanırken;

- Önce her mirasçıya isabet eden miras payının tutarı belirleniyor.

- Sonra her birinden ayrı ayrı “istisna tutarı” düşülüyor.

- Kalan tutarın vergisi, (yüzde 1’den başlayıp 10’a kadar çıkan) tarifeye göre hesaplanıyor.

2013 yılı tarifesi Tablo-I’de gösterilmiştir.

Hesaplanan Veraset ve İntikal Vergisi, her biri Mayıs ve Kasım ayında olmak üzere, 3 yılda 6 eşit taksitte ödeniyor.

BAĞIŞ, ÖDÜL VE HEDİYELER
Bağış, hediye veya ödüllerde, farklı bir tarife uygulanıyor.

Hemen belirtelim örf ve adete göre verilmesi mutat bulunan (örneğin düğünlerde verilen) hediye, cihaz, yüz görümlüğü ve drahomalar (kız babasının damada verdiği başlık parası), veraset ve intikal vergisinden müstesna.

Bağış, hediye ve ödüllerin, 2013 yılında 3.244 TL’si vergiden müstesna tutuluyor. Örneğin; eş, çocuk ya da sevgiliye bağışın 3.244 TL’si vergiden müstesna.
Tablo-II’de de görüldüğü gibi bir şahsa; anne-baba, eş ve çocuklardan mal intikalinde, vergi oranı yüzde 50 indirimli uygulanıyor.

Örneğin eşe ve sevgiliye gayrimenkul bağışında; eş yüzde 5-15, sevgili ise yüzde 10-30 arasında değişen tarifeye göre vergi ödüyor.

BANKADAKİ PARANIN MİRASÇILARA ÖDENMESİ
Bankalar, ölen kişinin (murisin) hesabındaki parayı mirasçılara ödemeden önce, mirasçılardan “veraset ve intikal vergisinin ödenmiş olduğuna dair bir tasdikname” isterler. Tasdikname ibraz etmeyen mirasçılardan ödeme aşamasında “yüzde 5 oranında vergi kesintisi” yapılıyor.
YARIN: KONUTLARDA KDV DEĞİŞİKLİĞİ KİME NE GETİRİYOR, NE GÖTÜRÜYOR


800 BİN ÖĞRETMENİN ESKİ VE YENİ MAAŞLARI
YENİ yıla girmemizle birlikte işçi, memur bütün çalışanların dört gözle beklediği 2013 yılı maaşları zam oranları belli oldu. 2013 bütçesinde aslan payını alan Milli Eğitim Bakanlığı’nın kadrosunda yer alan 800 bini aşkın öğretmenin maaşlarının ne kadar artacağı, ek ders ücretleri, emekli maaşları da merak konusuydu.
Bu doğrultuda, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan detaylı ve karşılaştırmalı maaş tablolarını aşağıda yayınlıyoruz.  Tabloda, öğretmenlerin 1 Temmuz 2012’de aldıkları maaşla 1 Ocak 2013’ten itibaren aldıkları zamlı maaşın tüm detayları ve farklarını rahatlıkla görebilirsiniz.
Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü Tahakkuk Grubu’nun hazırladığı  tabloların içinde ayrıca öğretmenlerin 2012 ve 2013 yılı ek ders ücretleri ve farkları ile maaşlarına ödenen ek ödemelerde detaylarıyla yer alıyor.
TABLOLARIN BÜYÜK HALİNİ GÖRMEK İÇİN TIKLAYIN

Konut Alırken Tapu Harcı ve Vergileri Hesaba Katmayı Unutmayın!


Konut Alırken Tapu Harcı ve Vergileri Hesaba Katmayı Unutmayın!

Aradığınız evi buldunuz. Peki ya sonra? Satıcı ve emlakçı ile anlaşmak, evinizi finanse edebilmek için doğru krediyi bulmak, bankaya ekspertiz ücretini yatırmak, gerekli tapu harcı ve vergi ödemesi yapmak gibi pek çok aşamadan geçmeniz gerekiyor. Tüm bu aşamalar hakkında doğru bilgiye ulaşmak, maliyetlerinizi doğru hesaplayıp zarar etmemeniz adına çok önemli. Bu yüzden konut kredisi hakkında tüm sorularınıza en doğru ve en güncel cevapları verirken konut alma sürecindeki doğrudan kredi ile alakalı olmayan konularda da sizleri bilgilendirmek istiyoruz. Başlıktan da anlayacağınız gibi bu yazımda tapu harcı ve konut alım satımında oluşabilecek diğer vergilerden bahsedeceğim.
Tapu harcı
Öncelikli olarak konut alan ve satan kişileri doğrudan etkileyen tapu harcına değinelim. 2012 yılında satışı gerçekleştirilen konutlar üzerinden alınan tapu harcı, 2011 yılına göre %0,1 puan artarak konutun gerçek satış bedelinin %3,3’ü olarak gerçekleşiyor. Tapu harcı bedeli alıcı ve satıcıdan eşit olarak %1,65’er oranında alınıyor. Yani 100 bin TL’lik bir ev aldığınızda hem sizin hem de evi aldığınız kişinin 1.650 TL harç bedeli ödemesi gerekiyor.
Yatırım amaçlı alınan konutlarda doğabilecek vergiler
Her ne kadar konut kredisine gelen taleplerin %80’i, ilk evlerini almak isteyen kişilerden oluşsa[1] da, konut kredisi ile yatırım amaçlı konut almayı düşünenleri ilgilendiren mevzuatı da sizlerle paylaşmak istiyorum.
Eğer evinizi yatırım amaçlı alıyorsanız ve değeri yükseldiğinde satmayı düşünüyorsanız, evinizi satarken değer artışı kazancı[2] olarak gelir vergisine tabi olabilirsiniz. 2012 yılı için evinizi aldıktan sonra 5 yıl içerisinde sattığınızda, eğer alış bedeliniz ve satış bedeliniz arasındaki değer kazancınız 8.800 TL’nin üzerinde ise bu kazanç üzerinden %15-35 arası gelir vergisi ödemeniz gerekiyor. Eğer yıl içerisinde birden fazla ev alıp satarsanız bu kez ticari kazanç kriterlerine göre vergilendiriliyorsunuz. Bunun yanında miras ve bağış yoluyla alınıp satılan konutlarda değer artışı kazancına göre gelir vergisi uygulanmıyor.
Yatırım amaçlı ev alanları ilgilendiren bir diğer konu da kira gelirleri üzerinden alınan vergiler. 2011 yılında vergiden muaf olan 2.800 TL yıllık kira geliri, 2012’de 3 bin TL’ye çıktı. Bu tutarın üzerinde kira geliri olan kişiler kira gelir vergisine tabi oluyor. Örneğin, ayda bin TL kira geliri olan bir kişi yılda 12 bin TL olan kira gelirinin 9 bin TL’si üzerinden vergiye tabi tutulacak. Buna göre taban oran olan %15 üzerinden yılda 1.350 TL kira geliri vergisi ödeyecek. Kira geliri arttıkça bu oran %35’e kadar yükselebiliyor.
Bazı bankalar yatırım amaçlı alınan iş yerlerine de ticari gayrimenkul kredisi kullandırabildiği için, iş yerlerine uygulanan kira geliri vergisinden de bahsedelim. Ev kirasında olan 3 bin TL altı vergi istisna durumu, iş yeri için söz konusu olduğunda brüt 25 bin TL’ye çıkıyor. Ancak 25 bin TL üzerine çıkıldığında, konuttan farklı olarak, gelirin tamamı %20 stopaja tabi oluyor. İş yerlerinde kira dışında da beyan edilen gelirler olduğunda iş yeri kirasının beyan edilmemesi için toplam beyannamenin 25 bin TL’nin altında olması gerekiyor.
Konut kredisi ile alınan konutlarda muaf olunan harç ve vergiler
Eğer evinizi konut kredisi ile alıyorsanız, 2012 yılında %0,396 olarak alınan ipotek harcından ve katma değer vergisinden muaf oluyorsunuz.
Emekli,ev hanımı ve işsizlerin sıfır oranlı emlak vergisi
Emekli, ev hanımı ve işsizler, 23 bin TL’yi aşmayan faiz, repo, fon, kâr payı ve temettü gibi, menkul sermaye iradı gelirleri hariç başka gelirleri yok ise brüt alanı 200 m2’yi aşmayan bir konutu için emlak vergisinden muaflar.
Ekleme: Maliye Bakanlığı’nın aldığı son kararlara göre tapu harcı bedeli, alıcı ve satıcıdan eşit olarak alınmak üzere %1,65’ten %2,00′ye yükselmiştir.  (24.09.2012)

Konutlarda tapu harcı ve KDV acilen indirilmeli

Konutlarda tapu harcı ve KDV acilen indirilmeli

TÜRKİYE, yavaş yavaş derinleşen ciddi bir ekonomik kriz yaşıyor. Bu aşamada, krizin olumsuz etkilerini azaltmak için bazı önlemler alınması gerekiyor.

Bunlardan biri de inşaat sektörü ile ilgili..

Bilindiği gibi, inşaat sektörü Türkiye ekonomisinin lokomotif sektörü. Ekonominin üçte birini doğrudan ilgilendiren bu sektörde, yaşanan durgunluk ya da canlılık, ekonomiye aynen yansıyor.

TAPU HARCI İNMELİ

Gayrimenkul alım-satımında, alıcı ve satıcı binde 15'er oranında "tapu harcı" ödüyorlar. Yakın zamana kadar, gayrimenkul alım-satımında "Emlak Vergisi asgari değeri"nin bildirilmesi yeterliydi (Bkz.13 Eylül 2005 Tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 48 No.lu Harçlar Kanunu Tebliği ile yapılan açıklama).

6 Haziran 2008 itibariyle, gayrimenkul alım satımında, tapu harcına esas alınacak değer daha doğrusu tapu işlemlerinde gösterilmesi gereken değerle ilgili bir yasa değişikliği oldu (Bkz. 6.6.2008 Tarihli Mükerrer Resmi Gazete'de yayımlanan 5766 sayılı Kanun'un 11/c maddesi). Yeni düzenlemeye göre; "gerçek alım satım bedeli" üzerinden tapu harcı ödenmesi gerekiyor (Yasada, bu bedelin de emlak vergisi asgari değerinden aşağı olmayacağı belirtiliyor).

Özellikli bazı durumların dışında, gerçek alım satım bedeli, emlak vergisi asgari değerinin 2-3 katı bazen daha da fazlası olabiliyor. Bu durumda ödenecek tapu harcı tutarı da 2-3 kat hatta daha fazla artmış oluyor.

Yeni düzenlemede, gerçek değerin esas alınması son derece anlamlı. Ancak, sağlıklı bir uygulama için, tapu harcı oranının binde 15'den binde 5'e inmesi gerekiyor. Alıcı ve satıcının, binde 5'er oranında harç ödemesi, tapuda gösterilen değerin de gerçeğe uygun olmasını sağlayabilecek. Değer yüksek olacağı için, tapu harcı tahsilatında da gerileme olmayacak.

Düşük oranlı tapu harcı, gayrimenkul piyasasına da bir ivme kazandırabilecek.

KDV KOMEDİSİ BİTMELİ

Konut satışlarındaki KDV komedisini, artık çok kişi biliyor.

- Net alanı 150 m2'ye kadar olan konutlarda, yüzde 1 KDV uygulanıyor.

- Net alanı 150 m2'yi aşan konutlarda ise, aşan kısma değil, tamamına yüzde 18 KDV uygulanıyor.

ÖRNEK: Net alanı 150 ve 151 m2 olan iki konut, 400 biner YTL'ye satılmıştır.

Bu durumda, 150 m2 olan konut için 4 bin YTL, 151 m2 olan konut için de 72 bin YTL,

KDV hesaplanacaktır. Başka bir anlatımla, 1 m2'lik fazlalık için, 68 bin YTL ödenecek.

Bu uygulama hem adil değil hem de muvazaalı bazı yollara başvurulmasına neden olabiliyor. Projesine göre net alanı 149, uygulamada 160 m2 olan konutlar yapılabiliyor. Bazen de "ikiz evler"
 dediğimiz, yan yana 150 m2'den küçük iki konut satılıp, sonradan birleştirilebiliyor.

Oysa, bunların hiçbirine gerek yok. Örneğin, konutlarda;

Net alanı 120 m2'ye kadar olanlara yüzde 1,

Net alanın 120-160 m2 arasına (yani 40 m2'lik aralığa) yüzde 8,

Net alanın 160 m2'yi aşması durumunda, aşan kısma yüzde 18,

KDV uygulanması, sorunu çözecektir. Ayrıca, konut yapı kooperatiflerine yapılan inşaatlarda, her bir konut 400 m2 olsa bile yüzde 1 KDV uygulanırken, diğer konut inşaatlarında net alanı 150 m2'yi aşanlara yüzde 18 KDV uygulanması da bir başka çelişki!..

ACİL ÖNLEMLER

İnşaat sektöründe yaşanan durgunluğun giderilebilmesi için,150 m2 üstü tapu harcı oranının binde 5'e indirilmesi, KDV yönünden de, kademeli bir oran uygulanması ve kat irtifaklı arsa payı satışlarının, tamamlanmış konut olarak kabul edilmesinden vazgeçilmesi, alınan ruhsata istinaden temel inşaatının tamamlanmasındaki iki yıllık zorunlu sürenin, dört yıla çıkartılması, inşaatın bütünü için tanınan 5 yıl içinde bitirme zorunluluğunun uzatılması, kısa zamanda alınabilecek belli başlı önlemler olarak göze çarpıyor...

28 Aralık 2012 Cuma

'120 milyon dolarlık oteli yakarım!'

'120 milyon dolarlık oteli yakarım!'


İSTOÇ Başkanı Nahit Kemalbay, İBB tarafından ruhsat verilmeyen 120 milyon dolarlık otel ve alışveriş merkezi projesi hakkında "Olumlu karar çıkmazsa oteli yakacağım" dedi
Ünsal EREKE /EKONOMİ




İkitelli'de İstanbul Toptancılar Çarşısı (İSTOÇ) yönetimi tarafından yaptırılan ancak metronun 3 bin metrekarelik alanı üzerinde bulunduğu için 2 yıldan bu yana 'atıl durumda' bulunan İSTOÇ Saray AVM ve 5 yıldızlı otel projesi için 'ruhsat gerilimi' yaşanıyor.



İSTOÇ Yönetim Kurulu Başkanı Nahit Kemalbay, 120 milyon dolara mal olan proje hakkında, "Yapımı devam eden metro bizim inşaat sahamıza girmiş. Daha önce böyle bir şey yoktu. Bizden orasının terkini istiyorlar. Ancak bu bizim bitmiş binamızın 3 bin metrekarelik alanının tekrar yıkılması anlamına geliyor" dedi.



Oteli 2013'te tamamlayıp hizmete açmak için otelin işletmesine yönelik yerli ve yabancı birçok otel zinciriyle görüştüklerini belirten Nahit Kemalbay, "Şu anda görüşmelerini ruhsat konusunda görüşmeleri sürdürüyoruz. Olumlu karar çıkmazsa bir kısmını yıkmak yerine komple oteli yakarım" ifadelerini kullandı.



2005 yılında temeli atılan İSTOÇ Saray projesi için şimdiye kadar 120 milyon doların üzerinde para harcanırken, projede 36 katlı ve 400 oda kapasiteli otel yapılması öngörülüyor.

Kimler riskli oyun oynuyor?

Bloglaryarisiyor.netKimler riskli oyun oynuyor?


Büyük risk ne?   Yelda AKGÜN / HABERTÜRK



Satıştaki projelerine devam eden Mesa Grup, bu yıl başlaması beklenen projelerine piyasalardaki dengesiz seyir yüzünden başlamama kararı aldı. Yıl boyunca yaşanan belirsizliklerin ciddi bir sorun olduğunu vurgulayan Mesa Yönetim Kurulu Başkanı Erhan Boysanoğlu, “Eylül-ekim ayları enteresan bir süreçti. Ağırlıklı olarak bitmek üzere olan projelerimizde ciddi satış gerçekleşti. Konut alıcıları güven aradı ve bitmiş projelere yöneldi.



KDV hadisesi ise piyasayı ürküttü” diye konuştu. KDV belirsizliği sürecinde, “KDV bizden kampanyası” yapan firmaların riskli oyun oynadıklarını söyleyen Boysanoğlu, “KDV’yi tahsil etmeniz için binayı bitirmeniz lazım. Piyasaların kırılgan bir düzende olduğu bu yıl bir kere daha ortaya çıktı. Sadece söylenti bile piyasaları bu hale getirdi” dedi.



ÖNÜMÜZDEKİ YILLARDA KARTAL BAĞDAT CADDESİ’Nİ GEÇER

Mesa Grup, geçtiğimiz gün düzenlenen Emlak Konut GYO’nun Kartal’daki toplam 64 bin 502 metrekare büyüklüğe ve 141 bin 896 metrekare inşaat alanına sahip arsasına satış gelir oranı için yüzde 22 ve 143 milyon TL Şirket Payı Gelir Oranı teklif etti. Kartal’ın önümüzdeki yıllarda Bağdat Caddesi fiyatlarından konut satılacak bir bölge haline geleceğini belirten Boysanoğlu, 2013 yılında Kartal sahilde 2 önemli arazi üzerinde çalıştıklarını ve yıl içinde projeye başlayabileceklerini ifade etti.



Halkalı- Atakent’te hayata geçirilecek Tema Park projesi için Kentsel Tasarım Kitapçığı hazırladıklarını söyleyen Boysanoğlu, projenin Fuar merkezi ile konut etbına Mart ayında başlamaya hazırlandıklarını kaydetti. Tema Park’ın içerisinde 16 tane futbol sahası büyüklüğünde tasarlanan fuar merkezine, yıllık 32 milyon ziyaretçi gelmesi bekleniyor. Normal KDV düzeninin de adaletli olmadığını savunan Boysanoğlu, “Yüzde 1 ve yüzde 18 farkı da normal değil.



Dairenin biçimi ihtiyaçtan çok KDV’ye döndü. 150 metrekare yüzde 18 olduğu için 149 metrekarenin altındaki daireler tercih edilmeye başlandı” diye konuştu. KDV’de kademelendirme olması gerektiğini söyleyen Boysanoğlu, “Bir konuta 2 milyon dolar da veren yüzde 1 vergi ödüyor, 300 bin TL veren de. KDV metrekare bazında değil, fiyat bazında olmalı. Mesela 300 bin TL’lik daire yüzde 1, 350 bin TL’lik daire yüzde 2 gibi artış olursa, vergide kaçak olayı da azalır” dedi.



DÜNYAYA AÇILIYOR MERKEZDEN UZAKLAŞMIYOR

Mesa 2013 yılında yurtiçi ve yurtdışı projelerine ağırlık vermeye hazırlanıyor. Bahçeşehir’de 250 dönüm arazi üzerine Nurol ortaklığında 1150 konut gerçekleştirecek olan firma, Ankara Çayyolu’dan Tepe İnşaat ile beraber yeni projesine de start verecek. Libya’da iki ayrı üniversite inşaatının da devam ettiği firmanın portföyünde Polonya’da inşa edilen 200 dairelik inşaat projesi de bulunuyor. Mesa’nın Polonya’da 2 bin dairelik arazisi için plan çalışmaları da sürüyor. Yine yıl içerisinde Koşuyolu, Çamlıca ve Ortaköy’de de butik projeye imza atacak olan firma, Kartal Mesa projesine de devam ediyor.

'Maket biterse biz ölürüz'



'Maket biterse biz ölürüz'

İnşaatçılardan ortak mesaj

YAVUZ BARLAS/HABERTÜRK




İnşaat sektörünün üç önemli çatı örgütü Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER), Konut Geliştiricileri ve Yatırımcıları Derneği (Konutder) ve İstanbul İnşaatçılar Derneği (İNDER) Başkanları ve yönetim kurulu üyeleri ilk kez bir masa etrafında buluşarak ortak bir mesaj verme ihtiyacı duydu. Belli ki Ankara'dan yana dertliler ve biraraya geldikleri takdirde daha güçlü bir sesle sorunlarını duyurabileceklerini düşündüler.



'TEZAT VAR'

Sorunun başında inşaat sektörünün büyüme performansı geliyor. Son 10 yılda Türkiye büyümesinin hep üzerinde bir büyüme gösteren inşaat sektörü, 2012 yılında ise Türkiye büyümesinin altında bir performans sergiliyor. KONUTDER Başkanı Faruk Ömer Çelik durumu şöyle özetledi: İnşaat sektörü büyümenin motoru. 1 milyon 600 bin kişiye istihdam sağlıyor. Yaklaşık 100 milyon metrekare inşaat yapılıyor ve bu da her yıl 250 milyar liralık bir iş hacmi oluşturuyor. Bu hükümet 2004'ten bu yana inşaatı temel alarak büyüdü. Ancak bir politika değişikliği seziyoruz. Sektörle ilgili tezat bir durum var. Başkakan 3 çocuk yapın diyor, ancak Maliye Bakanı 70 metrekarenin üzerindeki konutlara yüzde 18 KDV getirmek istiyor. Küçük evlerde 3 çocuk nasıl yapılır. Anadolu'da 150 metrekare bile küçük. Tezatlar devam ederse korkarım 2013'te de satışlar düşecek demektir.



'MAKETTEN SATIŞ ENGELLENİRSE SIKINTI BÜYÜR'

İNDER Başkanı Nazmi Durbakayım söz aldı: Bu sektörün temel problemi özkaynak ve sermaye yetersizliği. Projeden konut satışı yani maketten satış engellenirse sıkıntı büyür. Üç örgüt de maketten satışın belirli kurallar çerçevesinde mutlaka devam etmesi gerektiğini belirterek bu konuda bazı düzenlemelerle tüketicinin haklarının en üst seviyede korunabileceğini belirttiler. Maket satışa yönelik önerileri yine Durbakayım özetledi: Maketten satışta inşaat ruhsatı kesinlikle alınmalı, kat irtifakı kurulmalı. Satış sözleşmesine satışa konu daire ile ilgili vaziyet planındaki yeri, yönü, katı gibi bilgiler ek yapılmalı. 250 dairenin üzerindeki projelerde numune daire yapılarak kullanılacak malzemenin ne şekilde uygulanacağı belirlenmeli. Bu dairelerin noter nezdinde resimleri çekilerek tasdiki yapılmalı ve yine satış sözleşmesine ek yapılmalı. Satış ofislerinde opsiyon yaptıran müşterilerin zemin etüdü, ruhsat ve prejeye dair teknik hususları rahatça inceleyebilecekleri bir bölüm olmalı. Konut tesliminden itibaren 5 yıl boyunca Tüketici Kanunu icaplarının yerine getirilmesi için yapımcı firma ilgili bakanlığa taahhüt vermeli. Yapılacak işin en az yüzde 75'i kadar aynı anlamda iş bitirmiş ve teslim etmiş firmaların maketten satış yapmasına izin verilmeli. Projeden satış yapacak firmanın mali rasyoların Emlak GYO'nun hasılat paylaşımında aradığı şartlara sahip olmalı.

İnder Başkanı maketten satışın genel çerçevesini çizdikten sonra bir başka soruna değindi: "SPK ile Tüketici Kanunu ile Çevre Şehircilik Bakanlığı ile Maliye ile sektörü bir şekilde tutmaya çalışıyorlar. Oysa bu sektörün tek bir patronu olması lazım. Bizim önerimiz Çevre Şehircilik Bakanlığı nezdinde bir genel müdürlük kurulmalı. Sektörle ilgili her türlü kanun ve yönetmelik çıkarmaya bu oluşum yetkili olmalı.



'İNŞAATÇILAR ÇOK KAZANIYOR ALGISI HİÇ DOĞRU DEĞİL'

KONUTDER Başkanı ve aynı zamanda Sinpaş GYO İcra Kurulu Başkanı Ömer Faruk Çelik sektörün çok kazandığına dair özellikle Maliye'de bir algı olduğunu bunun doğru olmadığını söyledi. Çelik şöyle konuştu: Bir araştırma yaptık. 120 metrekare büyüklüğünde bir evi baz aldık. Metrekare satış fiyatını da 3 bin TL olarak öngördük. Bunun 1200 TL'si inşaat yapımına, 1200 TL'si de arsa maliyetine gidiyor. Yani geriye 600 lira kalıyor. Bu da yüzde 20 kar marjı demektir. Ancak mükerrer harçlar, 4 yıl bekleyen KDV iadeleri gibi görünmeyen dolaylı giderlerle bu yüzde 20'lik marjın da büyük bölümü eriyor ve geriye yüzde 7-8 gibi bir pay kalıyor. Sadece bizim şirketin ödenmiş sermayesinin yüzde 25'i kadar KDV iadesi Maliye'de bekliyor.

Soyak Holding CEO'su Dr Emre Çamlıbel araya girdi: "Bu sektörün sorunu sermaye yetersizliği. Bunu ya halka açılarak, ya yabancı ortaklıkla ya da maketten satışla aşabiliriz. Eğer olumsuzluklar devam edese bu sektör hiçbir zaman sermaye birikimi yapamaz.



'YABANCIYA BİZİM DEVLETE GÜVEN OLMAZ MI DİYEYİM'

GYODER Başkanı Işık Gökkaya, kenstel dönüşüme ve bu büyük projede GYO'ların üstlenebileceği role değindi: GYO'lar kısmında da sorun yaşıyoruz. Vergi muafiyetinin ortadan kaldırılması gündemde. Bu sektörün özkaynak sorunu varsa eğer GYO'lar bunu aşmakta önemli bir araçtır. 7 milyon konutu kapsayan 400 milyar dolarlık bir kentsel dönüşümden sözediyoruz. Türkiye gibi sermaye yetersizliği olan bir ülkede bu şartlarda bu dönüşümü yapmak imkansızdır.Bunun için GYO'ların sayısının artması lazım. SPK Başkanı Vedat Hoca ile iyi bir iletişimimiz vardı. Bizi anlıyordu. Umarım yeni yönetim de GYO'ların önemini görür.

Söz vergi muafiyetinin kaldırılmasına gelince Ömer Faruk Çelik yine araya girdi: "Ben Sinpaş GYO'yu halka açarken ve yabancılara hisse pazarlarken vergi muafiyetinden söz ettim. Şimdi 5 yıl sonra o muafiyet elimizden alınmak isteniyor. Zoruma giden şey bu. Biz şimdi tekrar yabancıların karşısına çıktığımızda ne demeliyiz? Devlet bizi teşvik ediyor dedik hisse senedi sattık. Şimdi 'Ey yabancılar bizden hisse senedi alın ama bizde devlete güven olmaz. Muaf dediğimiz şey 3 ay sonra değişebilir. Ona göre hesabınızı yapın karar verin' mi diyelim. Halka açık GYO'larda yabancıların 1.5 milyar doları var. Bunu nasıl izah edeceğiz adamlara."

Bu habere Türkler seviniyor

Çinli'den farkımız kalmadı!


Bu habere Türkler seviniyor    
  Çin'de yabancılara ev alma hakkı tanındı. Pekin yönetimi, 'yeşil kart' sahibi yabancılara ülkede Çin vatandaşları gibi eğitim, emeklilik ve mülkiyet hakkına sahip olma gibi geniş haklar tanıdı. Söz konusu adımın Çin'in hukuk sistemi için önemli bir ileri adım olduğu gibi daha çok yabancı yetenekleri ülkeye çekme arzusunun da yansıması olarak değerlendirildi.




Galeri için tıklayınız...



Çin, yabancılara daimi oturum iznini 2004'te başlatmıştı, ancak Çinlilerin sahip olduğu söz konusu haklar verilmemişti. Daimi ikamet almış yabancılar artık kendi çocukları için eğitim, istihdam, yatırım, ev satın alma ve sağlık gibi imkânlara sahip oldu. Çin'de ilk yeşil kart alanlardan ve eşi Çinli olan Türk vatandaşı Alaladdin Çolak, yeni yönetmelikle Çin'de yaşamlarının daha kolay olacağını ifade ederek, bundan sevinç duyduğunu söyledi.



Çin'de ilk yeşil kart alanlardan Japon Nakahara Mirei ise ''Birkaç yıl önce Çin'e geldiğim zaman Japonya'daki birikmiş sigortam askıya alındı ve burada da sigorta yapamadım. Ayrıca burada doğum yaptığım zaman da bana çok pahalıya mal oldu. Ayrıca benim için annelik sigortası da yoktu Çin'de. '' dedi.Şimdi, yeni düzenlemeler çerçevesinde, daimi ikameti olan yabancılar sosyal güvenliğin tüm haklarını kullanma imkânına kavuştu. Düzenlemelerle daha önce yabancılara yasak olan mülk alımı yasağı da kaldırıldı. Söz konusu yabancıların çocukları da uluslararası okul yerine oturdukları yerlere yakın Çin okullarına gidebilecek.



5 BİN YABANCININ YEŞİL KARTI VAR

Çin'de 2011 yılı sonunda 5 bin yabancıya yeşil kart verildiği kaydediliyor. Bu rakamın ABD'de 120 bin, Avustralya'da ise 100 bin olduğu belirtiliyor.Çinli uzmanlar, Çin'in globalizasyonunun yabancı uzmanlara ihtiyacı olduğunu belirterek, yeni yönetmeliğin yabancı yetenekleri ülkede çalışmaları için daha çekici kılacağı görüşünü aktarıyor. Çinli uzmanlar ayrıca uygulamaların çok daha elverişli olması için yabancıların yeşil kart alma kurallarında da gevşeme yapılması gerektiğini de kaydediyor.



Pekin Teknoloji Enstitüsü'nün göçmenlik yasası uzmanı Liu Guofu, ''Düzenlemede, ''prensipte'' yeşil kart sahibi yabancıların Çinlilerle aynı haklara sahip olduğu öngörülüyor ancak bu, literatürde istisnaların olduğu anlamına da geliyor. Yeşil kart sahibi yabancıların Çinlilerden ne az nede fazla haklara sahip olduklarından emin olmaları için bunu netleştirmemiz lazım.'' diye konuştu. Liu ayrıca Çinlilerle eşit haklara sahip olacak yabancılar için Çinlilere göre daha fazla vergi ödemeden kurtulmaları adına vergi kanununda da değişikliğe gidilmesi konusunun tartışılmaya değer olduğunu söyledi.



KİMLERE YEŞİL KART VERİLİYOR?

Yeni kurallara göre yeşil kart sahibi yabancılara sadece siyasi haklar verilmiyor.Yeşil kart, Çin'de yaşayan ve Çin'e katkısı olan yabancı uzmanlar, önemli bilim adamları ve eşi Çinli olanlara veriliyor. Eşi Çinli olup da başvuran her yabancıya yeşil kart verilmiyor. Eşi Çinli olanlarda en az 5 yıl olmak üzere her yılın en az dokuz ayını Çin'de geçirmek, kendi hesabında yeterli parası olmak, iş sahibi olmak, sicili temiz iyi birisi olmak gibi şartlar aranıyor.



CİHAN

Kentsel dönüşümde uygulama kolaylaşıyor!

Vatandaşa 5 kira peşin ödenecek!


Kentsel dönüşümde uygulama kolaylaşıyor!  
 
Bu haberi favori listenize eklemek için üyelik girişi yapmalısınız. Üye değilseniz tıklayın. Habertürk'e facebook veya

twitter hesabınızdan hızlı bağlantı yapabileceğiniz gibi e-posta hesabınızla da yeni üyelik yapabilirsiniz. E-Posta Şifre E-Posta veya şifremi unuttum

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, vatandaşın kentsel dönüşümle ilgili merak ettiklerini açıklığa kavuşturacak yönetmeliği hazırladı.



Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliği, Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlanarak, yürürlüğe girdi.



Yönetmeliğe göre, Bakanlık, TOKİ ve idarelerin dışında artık vatandaş da kendi iradesiyle taşınmazların dönüşüm kapsamında yeni yerleşim alanı olarak değerlendirilmesi için Bakanlığa talepte bulunabilecek. Vatandaşa ait mülkün rezerv alanı olarak tespit edilmesi durumunda ise taşınmazın yüzde 25'i, Dönüşüm Projeleri Özel Hesabı'na aktarılacak.



Bir alanın riskli alan olarak tespiti için asgari 15 bin metrekare büyüklüğünde olması şartı aranacak. Ancak Bakanlıkça uygulama bütünlüğü bakımından gerekli görülmesi halinde parsel veya parsellerin büyüklüğüne bakılmaksızın ve 15 bin metrekare şartı aranmaksızın riskli alan tespiti yapılabilecek.



LABORATUVARLAR DA LİSANSLANACAK!

Riskli yapı tespiti için Bakanlık tarafından lisans verilen kurum ve kuruluşlara, yapı denetimi sistemi içinde çalışan laboratuvarlar da eklenecek.



Lisanslı kurum ve kuruluşlarda riskli yapı tespitinde görev alacak mühendislerin, Bakanlıkça veya Bakanlığın uygun gördüğü kurum ve kuruluşlarca açılacak hizmet içi eğitim programlarına katılması zorunlu olacak.



Yetkilendirilen kurum ve kuruluşlara Riskli Yapı Tespiti Belgesi verilecek. Riskli yapı tespitlerinde, bu belgenin vatandaşa ibrazı zorunlu olacak. Böylece kurum ya da kuruluşun yetkili olup olmadığına dair şüpheler giderilecek.



TESPİT TALEPLERİ TAPU VE KİMLİK BELGESİYLE

Hak sahipleri, riskli yapı tespitine ilişkin taleplerini tapu ve kimlik belgelerinin fotokopisiyle yapacak. Güvenliğin artırılmasına yönelik yapılan bu düzenlemeyle mal sahibinin haberi olmadan kimse binanın riskli olup olmadığını sorgulayamayacak.



Riskli yapı tespiti, Bakanlıkça süre verilerek maliklerden veya kanuni temsilcilerinden istenebilecek. Verilen sürede yaptırılmadığı takdirde, tespitler Bakanlıkça veya idarece yapılacak veya yaptırılacak. Bakanlık, belirlediği alanlardaki riskli yapıların tespitini süre vererek, idareden de isteyebilecek.



İtiraz üzerine yeniden rapor tanzim edilmesi gereken haller ve raporun gerçeğe aykırı düzenlendiğinin belirlenmesi hariç, her yapı için sadece bir riskli yapı tespiti raporu düzenlenebilecek.



Lisanslandırılmış kurum ve kuruluşlar riskli yapı tespit talebi üzerine o yapı hakkında daha önce rapor düzenlenip düzenlenmediğini elektronik yazılım sistemi üzerinden kontrol edecek.



RİSKLİ YAPILARIN YIKIMI 30 GÜN SÜRE

Tapu kütüğüne riskli olarak kaydedilen taşınmazların sahiplerine, 60 günden az olmamak üzere süre verilerek riskli yapıların yıktırılması istenecek.



Yapının bu sürede sahiplerince yıktırılmaması durumunda, idari makamlarca yıktırılacağı belirtilerek, 30 günden az olmamak üzere ek süre verilerek tebligatta bulunulacak.



Riskli yapının yine yıktırılmaması halinde, insan ve eşyadan tahliyesiyle yıktırma işlemleriyle yıktırma masrafı öncelikle Dönüşüm Projeleri Özel Hesabı'ndan karşılanmak üzere, mahalli idarelerin de iştirakiyle mülki amirlerce yaptırılacak.



Süresini aşan riskli yapıların yıktırılması, Bakanlıkça yazılı olarak idareye bildirilecek. Buna rağmen yıktırılmadığı tespit edilen yapılar, Bakanlıkça yıktırılacak.



Uygulamanın gerektirmesi halinde Bakanlık, tahliye ve yıktırma iş ile işlemlerini bizzat da yapabilecek.



Bakanlık veya idarece yapılan yıktırmanın masrafları, ilgili tapu müdürlüğüne bildirilecek. Tapu müdürlüğü, yıkılan binanın paydaşlarının tapu kaydındaki arsa payları üzerine masraf tutarında müşterek ipotek belirtmesinde bulunacak.



İŞ YERİ HİSSESİ DE VERİLEBİLECEK

Yönetmeliğe göre, taşınmaz sahiplerine, öncelikle dönüşümün uygulanacağı alanlarda yapılacak konut ve iş yerlerinden verilmek üzere sözleşme imzalanacak. Uygulama alanındaki taşınmazın bedeli, hak sahibine verilecek konut veya iş yerinin inşaat maliyet bedelinden düşülecek.



Taşınmaz sahiplerinden kendisine iş yeri verilecekler, müstakil iş yeri yerine iş yeri hissesi de alabilecek.



Bakanlık, TOKİ, valilik ya da belediyelerin yapacağı projelerde vatandaş, anlaşmaya bağlı olarak, yıkılacak taşınmazı karşılığında kat yerine hasılattan pay da alabilecek.



VATANDAŞ KARAR VERECEK

Riskli alan ve yapılarda, öncelikle hak sahiplerince uygulama yapılması esas olacak.



Riskli yapılarda, parsellerin birleştirilmesi, yeniden bina yaptırılması, kat karşılığı, hasılat paylaşımı ve diğer usullerle yeniden değerlendirilmesi konularında karar alınmak üzere yönetici, denetçi veya kat sahiplerinin üçte birinin istemiyle noter vasıtasıyla yapılacak tebligatla kat malikleri kurulu toplantıya çağrılacak.



Toplantıda, bütün maliklerce oy birliğiyle anlaşma sağlanamazsa riskli yapının değeri lisanslı değerleme kuruluşlarına tespit ettirilecek. Bu değer gözetilerek oy birliğiyle anlaşmaya çalışılacak.



Yine anlaşılamazsa, yapılacak uygulamaya, sahip oldukları hisseleri oranında paydaşların en az üçte iki çoğunluğuyla karar verilecek. Bu karar tutanağa bağlanarak, toplantıdaki bütün kat maliklerince imzalanacak.



Üzerlerindeki yapıların tamamı riskli olan bir veya birleştirilmesi mümkün birden fazla parsel beraber değerlendirilebilecek. Bu alanlarda yürütülecek uygulamaya, sahip oldukları hisseleri oranında proje paydaşlarının en az üçte iki çoğunluğuyla karar verilecek. Böylece birkaç binanın bulunduğu parseller birleştirilerek, daha geniş arazide daha büyük projeler uygulamaya geçirilebilecek.



RİSKLİ ALANDA RİSKSİZ YAPI

Riskli alanlarda ise maliklerce yürütülecek uygulamalarda parsellerin birleştirilmesi, yeniden bina yaptırılması, kat karşılığı, hasılat paylaşımı ve diğer usullerle yeniden değerlendirilmesine, sahip oldukları hisseleri oranında proje paydaşlarının en az üçte iki çoğunluğuyla karar verilecek.



Riskli alan veya riskli yapıların bulunduğu parselde risksiz yapı bulunması halinde, bu yapı uygulama dışı tutulabilecek. Bu durumda binanın bulunduğu alan ifraz edilebilecek. İfraz imkanı yoksa maliklerin anlaşması halinde binanın halihazır durumu korunabilecek.



KİRA YARDIMININ 5 AYLIK KISMI PEŞİN ÖDENECEK

Anlaşmayla tahliye edilen uygulama alanındaki yapılarla bunun dışındaki riskli yapıların sahiplerine, tahliyeden konut ve iş yerlerinin teslimine veya ilgili kurumca belirlenecek tarihe kadar, mümkün olması halinde geçici konut veya iş yeri tahsis edilecek.



Mümkün olmaması halinde ise Bakanlıkça kararlaştırılacak aylık kira yardımı yapılabilecek.



Kira yardımı aylık 600 lirayı, yardım süresi ise 18 ayı geçmeyecek. Aylık kira bedeli, her yıl Türkiye İstatistik Kurumu'nca yayımlanan Tüketici Fiyatları Endeksi oranında güncellenecek.



Kira yardımının ilk 5 aylık kısmı, taşınma masrafları da dikkate alınarak peşin ödenebilecek.



KİRACILARA DEFATEN KİRA YARDIMI YAPILABİLECEK

Kiracı veya sınırlı ayni hak sahibi olarak ikamet edenler veya iş yeri işletenlere, Bakanlıkça belirlenecek oranda defaten kira yardımı yapılabilecek.



Kanun kapsamında kredi kullanacakların bankalardan alacağı kredilere, Bakanlar Kurulu'nca belirlenen oranlarda Dönüşüm Projeleri Özel Hesabı'ndan karşılanmak üzere faiz desteği verilebilecek.



Özel Hesap'tan aynı kişiye hem kira yardımı hem faiz desteği yapılmayacak. Kira yardımı alanlar faiz desteğinden, faiz desteğinden faydalananlar da kira yardımından yararlanamayacak.



İlgili kurumla anlaşma yapan taşınmaz malikleri, belirlenecek takvime göre 15 gün içinde, varsa su, elektrik, telefon, doğalgaz gibi hizmet ve emlak vergisi gibi vergi borçlarını ödeyerek yapıyı boş teslim edecek.



AA

Sıfır faizle kentsel dönüşüm!

Sıfır faizle kentsel dönüşüm!


Bakanlık destek verecek     Kentsel dönüşüm projeleri kapsamında, riskli evini boşaltan vatandaşın kullanacağı faiz desteğinin yarısını devlet, yarısını müteahhit karşılayacak.




Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, yaklaşık 6,5 milyon konutun yıkılıp yeniden inşa edileceği 20 yıllık kentsel dönüşüm sürecinde, kanun kapsamında riskli evini boşaltan vatandaşın kullanacağı kredinin faiz yükünü azaltmak için harekete geçti.



Bakanlık, her bir daire için en fazla 100 bin lira kullanılacak krediye, Dönüşüm Projeleri Özel Hesabı'ndan yüzde 4 faiz desteği verecek. Ayrıca müteahhitleri de devreye sokarak vatandaş açısından faiz oranını sıfıra çekecek.



FAİZ DESTEĞİNİN YARISINI ÖDEYEM MÜTEAHHİDE ÖNCELİK

Yatırımcıların devreye girmesini isteyen Bakanlık, dönüşüm kapsamında görev alacak müteahhitlerin de faiz desteğinin yarısını ödemelerini taahhüt etmeleri halinde, bu projelere her türlü önceliği verecek.



Bu kapsamda, örneğin, 100 bin liralık kredi için, 120 ay vadeli faiz oranı yüzde 8,8 olduğunda 50 bin lira faiz ödenmesi gerekiyor. Bunun 23 bin lirası devletin vereceği yüzde 4'lük faiz desteğiyle, vatandaşın ödemesi gereken 27 bin lira faiz ise müteahhit tarafından karşılanacak.



Faiz desteğinin yanı sıra afet riski altındaki binaların yıkım ve yapımı sürecinde noter, belediye ve tapu gibi harçların yanı sıra damga, banka ve sigorta muameleleri vergileri, Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu gibi vergilerin hiçbirinin alınmayacağı düşünüldüğünde bu rakam yaklaşık 58 bin olacak.



Bu sayede vatandaşın cebinden çekilen kredinin sadece ana parası çıkacak.





MÜTEAHHİT FİRMAYI SEÇME ŞANSI

Bakanlık, yapılacak yeni uygulamalarla kentsel dönüşümün vatandaş odaklı olmasını sağlayacak.



Evini dönüştürmek isteyenler, ucuz kredi faizi veren bankaların yanı sıra müteahhitler arasından da seçim yapabilecek.



AA