Emlak dünyası, tapu mevzuatı ve tapu da yapılan işlemler hakkında bilgi, kişisel gelişim makale ve yazılarınız içerir.
22 Ocak 2013 Salı
Tuzla, Mimarsinan ve Esenyurt’taki 2 bin 456 konutun satışı başladı
Tuzla, Mimarsinan ve Esenyurt’taki 2 bin 456 konutun satışı başladı
“KİPTAŞ’la Üç Kuş!” kampanyası kapsamında Tuzla, Mimarsinan ve Esenyurt’ta inşa edilecek 2 bin 456 konutun satış kampanyasını İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş başlattı. | |
|
Esenyurt'ta imar sorunu sona erdi
Esenyurt'ta imar sorunu sona erdi
Hasoğlu Yapı’nın İstanbul’da, Beylikdüzü'nde yer alan rezidans projesi Newista Residence’ın inşaatına İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Esenyurt Belediyesi arasında yaşanan imar sorununun sona ermesi ile, tüm hızıyla devam ediliyor.
Hasoğlu Yapı’nın İstanbul’da, Beylikdüzü Metrobüs İstasyonu’nun ve E-5 Otoyolu’nun yanı başında yer alan rezidans projesi Newista Residence’ın inşaatına Esenyurt’ta İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Esenyurt Belediyesi arasında yaşanan imar sorununun sona ermesi ile, tüm hızıyla devam ediliyor.
Newista Residence konut projesini incelemek için tıklayın
3 bloktan oluşan projenin temeli 20.10.2011 tarihinde atılmış; ancak, belediyeler arasında yaşanan sorun nedeniyle inşaat durmuştu.
1+0, 1+1, 2+1 ve 3+1 daire seçenekleri sunan Newista Residence’ta ev temizliğinden oda servisine, resepsiyon hizmetinden valeye kadar onlarca hizmet veriliyor.
Lokasyonu, ulaşım avantajı ve modern mimarisinin yanı sıra sağlam zemin yapısı ve yüksek inşaat kalitesiyle de dikkat çeken projenin 2014’te teslim edilmesi planlanıyor.
Newista Residence konut projesini incelemek için tıklayın
3 bloktan oluşan projenin temeli 20.10.2011 tarihinde atılmış; ancak, belediyeler arasında yaşanan sorun nedeniyle inşaat durmuştu.
13 ofis de yer alıyor
Toplam inşaat alanı 144,228,37 metrekare olan projede, 55 metrekareden 295 metrekareye kadar farklı büyüklüklerde 864 daire ve 58,5 metrekare ile 3,241 metrekare aralığında 28 mağaza ve 131 ile 168 metrekare arasında 13 ofis yer alıyor.1+0, 1+1, 2+1 ve 3+1 daire seçenekleri sunan Newista Residence’ta ev temizliğinden oda servisine, resepsiyon hizmetinden valeye kadar onlarca hizmet veriliyor.
2014 yılında teslim
Kapalı yüzme havuzu, fitness center, sauna, hobi alanı, oyun odası,çocuk parkları gibi sosyal olanakları, ofis ve toplantı odaları, cafe-restorant alanları, AVM üniteleri, süpermarket, 24 saat güvenlik, residence hizmetleri ve 1000 araçlık otoparkı ile projenin pekçok avantajı bulunuyor.Lokasyonu, ulaşım avantajı ve modern mimarisinin yanı sıra sağlam zemin yapısı ve yüksek inşaat kalitesiyle de dikkat çeken projenin 2014’te teslim edilmesi planlanıyor.
Esenyurt'ta on binlerce mağdur imar sorununa çözüm bekliyor
Esenyurt'ta on binlerce mağdur imar sorununa çözüm bekliyor
Fi-Yapı'nın inşaatlarıyla gündeme gelen Esenyurt'ta imar problemi yaşayan 25 civarında firma ve bu firmalardan konut satın alan on binlerce mağdur tüketici var.
Sorun, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile Esenyurt Belediyesi'nin firmalara verilen imarlarda anlaşamamasından kaynaklanıyor. Peki Esenyurt'ta sorun ne, çözüm ne zaman...?
Şenay KÖŞDERE
Esenyurt Bölgesi'ndeki kriz Fi-Yapı'daki sıkıntıların dile getirilmesi ile gündeme gelse de bölgede aslında uzun süredir ciddi bir imar krizi yaşanıyor. Krizin nedeni ise Esenyurt Belediyesi ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin, bölgenin imarıyla ilgili ortak noktada buluşamaması. Büyükşehir'in Esenyurt Belediyesi için hazırladığı 1/5000 ölçekli imar planı bir süre önce yargı tarafından iptal edilmiş, ancak Esenyurt Belediyesi bu iptal edilen 1/5000'lik plana göre hazırlanmış 1/1000'lik nazım imar planını kullanarak inşaat ruhsatı vermeye başlamıştı. Ancak Büyükşehir Belediyesi olaya müdahale etti ve bölgede inşaatına başlanan 25 civarında projeyi durdurdu. Haziran ayında yapılan Büyükşehir Belediye Meclisi toplantısında sunulan 'arsa transferi' yöntemi sayesinde bazı projeler inşaatlarına tekrar devam etmeye başladı. Ancak hala tamamen duran inşaatlar da var. Esenyurt Belediyesi sorunun çözümlenmesi için İBB'nin kararını bekliyor. İBB yetkilileri de kimseyi mağdur etmeyecek yeni bir plan üzerinde çalışıldığını belirtiyor. Son bilgiler, sorunun çözümünün ekim ayı içinde yapılacak meclis toplantılarına yetişeceği yönünde.
'Yap-sat' değil, 'sat-yap' işliyor
ESENYURT'ta imar problemi yaşayan irili ufaklı 25 civarında şirket bulunuyor. Bu şirketler arasında projeleri 1000 konutun üzerinde olanlar da var. Projelerin tamamı sat-yap yöntemi ile yapılıyor. Dolayısıyla, projelerden daire alan ve imar sorunun çözülmesini bekleyen aile sayısı 20 bine yakın. İmar problemi en fazla telaffuz edilen şirket Fi-Yapı ama Özyurtlar, Ukra, Yalçıntepe, Uluhan, İhlas, Osmanlı, Yalçıntepe ve Reform İnşaat da bölgenin mağdurlarından.
YENİ PLAN YAKINDA BİTECEK
BÜYÜKŞEHİR Belediyesi'nden alınan bilgiye göre; insanların mağdur olmamasını sağlayacak tamamen yeni bir plan üzerinde çalışılıyor. Belediye yetkilileri, '2008 yılında mahkeme Esenyurt'taki söz konusu projeleri durdurma kararı aldı, planları iptal etti. Bunun üzerine 2010 yılında yeni bir plan yapıldı. Fakat bunun sonrasında üst mahkeme iptal kararını da iptal etti. Dolayısıyla bu sefer ortaya iki tane plan çıktı. Şimdi bu iki plan birden uygulanamayacağına göre, Belediye kimseyi mağdur etmeyecek yeni bir plan üzerinde çalışıyor. Kısa bir süre içerisinde bu yeni plan tamamlanıp, açıklanacak.'
Uçaklar için de rapor şart
ESENYURT'un havalimanı aksında olması da projeler açısından ciddi bir sorun teşkil ediyor. Belli bir yüksekliğin üzerindeki binaların uçakların uçuş güvenliğini tehlikeye sokması nedeniyle Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'nden de bir değerlendirme raporu bekleniyor.
Mağdurlar ne yapmalı?
Esenyurt imar probleminin kuşkusuz baş aktörlerinden biri Fi-Yapı'nın sahibi Fikret İnan. Bölgedeki 4 projesinden 3'ü mühürlü olan İnan, son olarak iflas erteleme talebinde bulundu. Bu talebin sonuçlanmasının 1.5 yıl sürebileceğini söyleyen Avukat Orhan Boran, artık firmaya güvenini kaybeden yatırımcılar için şöyle bir yol haritası sunuyor:
l Elinde tapusu olan fakat inşaat bitmediği için dairesini teslim alamamış olanlar dairenin son durumunun tespitiyle birlikte maddi ve manevi tazminat davası açabilirler. Açacakları davada sözleşmelerinden haketmiş oldukları birikmiş kira alacaklarının da talep edebilirler.
l Dairelerinin bedellerini ödemiş olmalarına rağmen tapuyu henüz alamamış olanlar şayet tapuyu talep ediyorlarsa çok acil tapu iptali ve tescil davası açabilirler. Çünkü tapulara haciz gelmiş ve haciz koyduranlarca tapuların cebri icra yoluyla satılması veya el değiştirmesi riski var. Şayet tapuyu talep etmiyorsa sözleşmeyi feshederek bedelin faiziyle kendilerine iadesi talepli bir dava da açabilirler.
l Halen senet borcu olanlar senetlerin durdurulması için dava açabilirler. Bu kişiler de yine sözleşmeyi feshederek daha evvelce ödedikleri bedelin faiziyle iadesini talep edebilirler.
l %25 geri ödemeli olarak satış vaadi sözleşmesi yapmış olanlar bedeli talep etmiş fakat ödeme alamamışlarsa müteahit firmaya karşı alacak davası açabilirler.
Uluhan 'arsa transferi' ile çözecek
ULUHAN Grup ortaklarından Necati Aktülün, Babil projesinde yaşadıkları sorunu 'arsa transferi' metoduyla çözeceklerini belirtiyor. Aktülün, süreci şöyle anlatıyor: 25 katlık Babil projesi, 13 kata düşürüldü. Daha sonra İBB, önceden imar alınan projelerde kaç metrekareye ihtiyaç varsa ona tekabül eden büyüklükteki bir arsayı belediyeye verirsek projeye devam edebileceğimizi söylediler. Yani biz, 12 kata tekabül eden 15 bin metrekarelik bir arsa satın alıp bunu Esenyurt Belediyesi'ne verirsek, inşaatı planladığımız gibi gerçekleştirebileceğiz. Kimseyi mağdur etmemek adına bu yüke katlanacağız.'
Masaya oturup müzakere edelim
UKRA İnşaat'ın yönetim kurulu başkanı Atilla Yavuz ise Ukra City projelerinde inşaatın durduğunu ve şirket olarak ekim ayını beklediklerini belirterek, süreci şöyle anlattı: Haziran ayında alınan son kararla ruhsatını almış ve inşaatın yüzde 20'sini tamamlamış firmaların inşaata devam edebileceği, henüz 20'ye ulaşmamışların ise ruhsatının kabul edilmeyeceği açıklandı. Bir de 'arsa transferi' yönteminden bahsedildi ancak biz bunu kabul edemeyiz. En son ekimde konunun çözüleceği söylendi. Konunun tüm tarafları masaya otursun ve müzakereye açık bir şekilde konuyu çözelim istiyoruz.
Şenay KÖŞDERE
Esenyurt Bölgesi'ndeki kriz Fi-Yapı'daki sıkıntıların dile getirilmesi ile gündeme gelse de bölgede aslında uzun süredir ciddi bir imar krizi yaşanıyor. Krizin nedeni ise Esenyurt Belediyesi ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin, bölgenin imarıyla ilgili ortak noktada buluşamaması. Büyükşehir'in Esenyurt Belediyesi için hazırladığı 1/5000 ölçekli imar planı bir süre önce yargı tarafından iptal edilmiş, ancak Esenyurt Belediyesi bu iptal edilen 1/5000'lik plana göre hazırlanmış 1/1000'lik nazım imar planını kullanarak inşaat ruhsatı vermeye başlamıştı. Ancak Büyükşehir Belediyesi olaya müdahale etti ve bölgede inşaatına başlanan 25 civarında projeyi durdurdu. Haziran ayında yapılan Büyükşehir Belediye Meclisi toplantısında sunulan 'arsa transferi' yöntemi sayesinde bazı projeler inşaatlarına tekrar devam etmeye başladı. Ancak hala tamamen duran inşaatlar da var. Esenyurt Belediyesi sorunun çözümlenmesi için İBB'nin kararını bekliyor. İBB yetkilileri de kimseyi mağdur etmeyecek yeni bir plan üzerinde çalışıldığını belirtiyor. Son bilgiler, sorunun çözümünün ekim ayı içinde yapılacak meclis toplantılarına yetişeceği yönünde.
'Yap-sat' değil, 'sat-yap' işliyor
ESENYURT'ta imar problemi yaşayan irili ufaklı 25 civarında şirket bulunuyor. Bu şirketler arasında projeleri 1000 konutun üzerinde olanlar da var. Projelerin tamamı sat-yap yöntemi ile yapılıyor. Dolayısıyla, projelerden daire alan ve imar sorunun çözülmesini bekleyen aile sayısı 20 bine yakın. İmar problemi en fazla telaffuz edilen şirket Fi-Yapı ama Özyurtlar, Ukra, Yalçıntepe, Uluhan, İhlas, Osmanlı, Yalçıntepe ve Reform İnşaat da bölgenin mağdurlarından.
YENİ PLAN YAKINDA BİTECEK
BÜYÜKŞEHİR Belediyesi'nden alınan bilgiye göre; insanların mağdur olmamasını sağlayacak tamamen yeni bir plan üzerinde çalışılıyor. Belediye yetkilileri, '2008 yılında mahkeme Esenyurt'taki söz konusu projeleri durdurma kararı aldı, planları iptal etti. Bunun üzerine 2010 yılında yeni bir plan yapıldı. Fakat bunun sonrasında üst mahkeme iptal kararını da iptal etti. Dolayısıyla bu sefer ortaya iki tane plan çıktı. Şimdi bu iki plan birden uygulanamayacağına göre, Belediye kimseyi mağdur etmeyecek yeni bir plan üzerinde çalışıyor. Kısa bir süre içerisinde bu yeni plan tamamlanıp, açıklanacak.'
Uçaklar için de rapor şart
ESENYURT'un havalimanı aksında olması da projeler açısından ciddi bir sorun teşkil ediyor. Belli bir yüksekliğin üzerindeki binaların uçakların uçuş güvenliğini tehlikeye sokması nedeniyle Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'nden de bir değerlendirme raporu bekleniyor.
Mağdurlar ne yapmalı?
Esenyurt imar probleminin kuşkusuz baş aktörlerinden biri Fi-Yapı'nın sahibi Fikret İnan. Bölgedeki 4 projesinden 3'ü mühürlü olan İnan, son olarak iflas erteleme talebinde bulundu. Bu talebin sonuçlanmasının 1.5 yıl sürebileceğini söyleyen Avukat Orhan Boran, artık firmaya güvenini kaybeden yatırımcılar için şöyle bir yol haritası sunuyor:
l Elinde tapusu olan fakat inşaat bitmediği için dairesini teslim alamamış olanlar dairenin son durumunun tespitiyle birlikte maddi ve manevi tazminat davası açabilirler. Açacakları davada sözleşmelerinden haketmiş oldukları birikmiş kira alacaklarının da talep edebilirler.
l Dairelerinin bedellerini ödemiş olmalarına rağmen tapuyu henüz alamamış olanlar şayet tapuyu talep ediyorlarsa çok acil tapu iptali ve tescil davası açabilirler. Çünkü tapulara haciz gelmiş ve haciz koyduranlarca tapuların cebri icra yoluyla satılması veya el değiştirmesi riski var. Şayet tapuyu talep etmiyorsa sözleşmeyi feshederek bedelin faiziyle kendilerine iadesi talepli bir dava da açabilirler.
l Halen senet borcu olanlar senetlerin durdurulması için dava açabilirler. Bu kişiler de yine sözleşmeyi feshederek daha evvelce ödedikleri bedelin faiziyle iadesini talep edebilirler.
l %25 geri ödemeli olarak satış vaadi sözleşmesi yapmış olanlar bedeli talep etmiş fakat ödeme alamamışlarsa müteahit firmaya karşı alacak davası açabilirler.
Uluhan 'arsa transferi' ile çözecek
ULUHAN Grup ortaklarından Necati Aktülün, Babil projesinde yaşadıkları sorunu 'arsa transferi' metoduyla çözeceklerini belirtiyor. Aktülün, süreci şöyle anlatıyor: 25 katlık Babil projesi, 13 kata düşürüldü. Daha sonra İBB, önceden imar alınan projelerde kaç metrekareye ihtiyaç varsa ona tekabül eden büyüklükteki bir arsayı belediyeye verirsek projeye devam edebileceğimizi söylediler. Yani biz, 12 kata tekabül eden 15 bin metrekarelik bir arsa satın alıp bunu Esenyurt Belediyesi'ne verirsek, inşaatı planladığımız gibi gerçekleştirebileceğiz. Kimseyi mağdur etmemek adına bu yüke katlanacağız.'
Masaya oturup müzakere edelim
UKRA İnşaat'ın yönetim kurulu başkanı Atilla Yavuz ise Ukra City projelerinde inşaatın durduğunu ve şirket olarak ekim ayını beklediklerini belirterek, süreci şöyle anlattı: Haziran ayında alınan son kararla ruhsatını almış ve inşaatın yüzde 20'sini tamamlamış firmaların inşaata devam edebileceği, henüz 20'ye ulaşmamışların ise ruhsatının kabul edilmeyeceği açıklandı. Bir de 'arsa transferi' yönteminden bahsedildi ancak biz bunu kabul edemeyiz. En son ekimde konunun çözüleceği söylendi. Konunun tüm tarafları masaya otursun ve müzakereye açık bir şekilde konuyu çözelim istiyoruz.
İstanbul Belediye Meclisi’nde Esenyurt İlçesi’nin 1/1000 ölçekli plan notu tadilatı
İstanbul Belediye Meclisi’nde Esenyurt İlçesi’nin 1/1000 ölçekli plan notu tadilatı hakkında İmar ve Bayındırlık Komisyonu Raporu’nun oy çokluğuyla kabul edilmesi de tartışmalara neden oldu
İstanbul Belediye Meclisi'nde Esenyurt İlçesi'nin 1/1000 ölçekli plan notu tadilatı hakkında İmar ve Bayındırlık Komisyonu Raporu'nun oy çokluğuyla kabul edilmesi de tartışmalara neden oldu.
İmar planı değişikliğiyle Esenyurt'ta kaçak durumda bulunan 25 bin konut yasal hale geldi. Görüşmelerde CHP'li meclis üyeleri yine ret oyu kullandı. Kararın ardından CHP'li Oğuz Kaan Salıcı, Büyükşehir Belediye Başkanlığı önünde basın açıklaması yaptı.
Esenyurt Belediyesi'nin imar planlarının 2008 yılında mahkeme kararı ile iptal edildiğini belirten Salıcı, plansız kalan alan için Büyükşehir'in 1/5000 ölçekli plan hazırladığını, bu planın da mecliste kabul edildiğini söyledi. Oğuz Kaan Salıcı, “İlçe belediyeleri imar planlarını Büyükşehir'in yaptığı 1/5000 ölçekli planlara uygun yapmak zorundadır” dedi. Esenyurt Belediyesi'nin kaçak duruma düşen konutları kurtarmak için hazırlanan 1/1000'lik plan notları değişikliklerini Belediye Meclisi İmar Komisyonu'na havale ettiğini, bunların meclisten AKP'li üyelerin oylarıyla kabul edildiğini söyleyen Oğuz Kaan Salıcı, Esenyurt'ta 25 bin konutun kaçak olduğunu, konuyu yargıya taşıyacaklarını belirtti.
Habertürk
Esenyurt'ta imar sorunu sona erdi
Esenyurt'ta imar sorunu sona erdi
26 Aralık 2012 | sahibinden.com | Selma Şenol
Hasoğlu Yapı’nın İstanbul’da, Beylikdüzü'nde yer alan rezidans projesi Newista Residence’ın inşaatına İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Esenyurt Belediyesi arasında yaşanan imar sorununun sona ermesi ile, tüm hızıyla devam ediliyor.
Hasoğlu Yapı’nın İstanbul’da, Beylikdüzü Metrobüs İstasyonu’nun ve E-5 Otoyolu’nun yanı başında yer alan rezidans projesi Newista Residence’ın inşaatına Esenyurt’ta İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Esenyurt Belediyesi arasında yaşanan imar sorununun sona ermesi ile, tüm hızıyla devam ediliyor.
Newista Residence konut projesini incelemek için tıklayın
3 bloktan oluşan projenin temeli 20.10.2011 tarihinde atılmış; ancak, belediyeler arasında yaşanan sorun nedeniyle inşaat durmuştu.
1+0, 1+1, 2+1 ve 3+1 daire seçenekleri sunan Newista Residence’ta ev temizliğinden oda servisine, resepsiyon hizmetinden valeye kadar onlarca hizmet veriliyor.
Lokasyonu, ulaşım avantajı ve modern mimarisinin yanı sıra sağlam zemin yapısı ve yüksek inşaat kalitesiyle de dikkat çeken projenin 2014’te teslim edilmesi planlanıyor.
Newista Residence konut projesini incelemek için tıklayın
3 bloktan oluşan projenin temeli 20.10.2011 tarihinde atılmış; ancak, belediyeler arasında yaşanan sorun nedeniyle inşaat durmuştu.
13 ofis de yer alıyor
Toplam inşaat alanı 144,228,37 metrekare olan projede, 55 metrekareden 295 metrekareye kadar farklı büyüklüklerde 864 daire ve 58,5 metrekare ile 3,241 metrekare aralığında 28 mağaza ve 131 ile 168 metrekare arasında 13 ofis yer alıyor.1+0, 1+1, 2+1 ve 3+1 daire seçenekleri sunan Newista Residence’ta ev temizliğinden oda servisine, resepsiyon hizmetinden valeye kadar onlarca hizmet veriliyor.
2014 yılında teslim
Kapalı yüzme havuzu, fitness center, sauna, hobi alanı, oyun odası,çocuk parkları gibi sosyal olanakları, ofis ve toplantı odaları, cafe-restorant alanları, AVM üniteleri, süpermarket, 24 saat güvenlik, residence hizmetleri ve 1000 araçlık otoparkı ile projenin pekçok avantajı bulunuyor.Lokasyonu, ulaşım avantajı ve modern mimarisinin yanı sıra sağlam zemin yapısı ve yüksek inşaat kalitesiyle de dikkat çeken projenin 2014’te teslim edilmesi planlanıyor.
Topbaş’tan Esenyurt’taki imar sorunu için ‘kısa sürede çözün’ talimatı
Topbaş’tan Esenyurt’taki imar sorunu için ‘kısa sürede çözün’ talimatı | ||||
|
STAR’ın ‘inşaatı konuşuyoruz’ toplantısında sektör temsilcileri, sorunlarını da Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’a iletme fırsatını buldular. Sektörün başlıca sorunlarından en başında firmaların devletten alacağı KDV idaleri geliyor. Sektör temsilcileri toplantı sırasında “İnşaatı yaparken KDV’yi peşin ödüyoruz. Ancak devletten alacağımız KDV’ye gelince 2-3 yıl bekliyoruz. Borcumuza faiz öderken, alacağımıza faiz ödenmiyor” diye konuşunca Bakan Bayraktar, müjdeli haberi verdi. Bayraktar “Biz KDV’leri de ödeyeceğiz hem de faiziyle yapacağız bunu. Ancak siz de bize yardımcı olun birlikte kentsel dönüşümün altından kalkalım. Siz iş yapın yeter ki, biz size kaynak yaratacağız” diye konuştu. Bakan Bayraktar daha sonra inşaat şirketleri yöneticilerinin dilek ve sorularına yanıt verdi.
6.5 milyon konut acil yenilenmeli
Kadir Topbaş ve Erdoğan Bayraktar İnşaat sektörünün önde gelen isimleriyle biraraya gelerek sohbet etti. Bayraktar kentsel dönüşüm kapsamırda 6.5 milyon konutun acilen yenilenmesi gerektiğini söyledi.
İnşaat malzemelerinde %18 olan KDV indirilsin
-Varyap İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Varlıbaş: “Kentsel dönüşüm Türkiye’nin kaçınılmaz gerçeği. İnsanlar önce güvenmek istiyor. Markalı konutlar hayata geçiren isimler olarak burada bize iş düşüyor. Ancak sektörün bazı sorunları var. Bina maliyetlerini düşürmek için inşaat malzemelerinde KDV istisnası uygulanabilir. İnşaat malzemelerimizde ödediğimiz yüzde 18’lik KDV’yi indirebilirsek müteahhitler bu işi daha sağlıklı yapar.”
Dünyada böyle bir örnek yok
-Bakan Bayraktar: “Diyorsunuz ki inşaat malzemelerine KDV oranı indirilsin. Dünyada böyle bir örnek yok arkadaşlar. Bunu yapamazsınız. Maliye ile görüşüyoruz bu konuyu. Doğrusu neyse onu yapalım istiyoruz. Ancak malzeme alırken nasıl çeşitlendireceksin. Bunun altından Maliye kalkamaz. Devlet çöker, kayıt dışı ekonomi daha da artar. Biz KDV’leri de ödeyeceğiz hem de faiziyle yapacağız bunu. Ancak siz de bize yardımcı olun birlikte yapalım. Siz iş yapın yeter ki biz size kaynak yaratacağız.”
Bizim gizli ortağımız: Elektrik, su ve doğalgaz
-Dumankaya Yönetim Kurulu Başkanı Halit Dumankaya: “Kentsel dönüşümde asıl rantı arsa sahipleri alıyor. Müteahhit elektriğini, suyunu, doğalgazını çekiyor anahtar teslim veriyor. Ben trafoyu yapacağım, elektrik kablosunu çekeceğim, beyefendi gelip parasını alacak. Bu 3 idare bizim gizli ortağımız.”
İhaleye milyonlarca $ vermeyi biliyorsunuz
-Bakan Bayraktar: “Daha yeni ihale yaptık Emlak Konut’ta 530 milyon TL... Biz mi dedik size gidin bu parayı bu kadar yükseltin diye. Biz yalvarıyoruz müteahhitlere yapmayın. Sonra diyorsunuz ki TOKİ kazandı. Sonra diyorsunuz ki bizim maliyetlerimiz yüksek, yok efendim KDV meselesi.. Vermeyin bu kadar paraları, demek var ki veriyorsunuz” dedi.
Topbaş’tan Esenyurt’taki imar sorunu için ‘kısa sürede çözün’ talimatı
Uzun süredir çözüm bekleyen Esenyurt bölgesindeki imar sorununun birkaç ay içinde çözülmesi bekleniyor. Başkan Topbaş konuyla ilgili kurmaylarına ‘En kısa sürede bitirin’ talimatı verdi.
STAR’ın ‘inşaat sektörü’ buluşmasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’tan da Esenyurt’ta imar sorunu nedeniyle duran projeler yüzünden mağdur olan binlerce vatandaşa müjde geldi. Toplantıda inşaat şirketlerinin temsilcilerinden Esenyurt’ta büyük sıkıntı yaşandığını hatırlatılması üzerine Topbaş, orada halen senet ödeyen binlerce vatandaşın olduğunu belirtti. Topbaş, kurmaylarına dönerek, “Bu işi (Esenyurt) en kısa sürede halledin’ talimatı verdi. Toplantıya katılan Özyurtlar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Özyurt “Yaklaşık 1 yıldır yaşadığımız bir imar problemi var. Esenyurt bölgesine hastalıklı olarak bakılıyor. Benim dışındaki çoğu firma cansız vaziyette yerde yatıyor. Esenyurt’taki imar sorunu ile ilgili bir gelişme yaşanacak mı?” diye sordu.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş da Esenyurt’ta imar sorunu nedeniyle durdurulan 30’a yakın sorunlu projenin yeniden devam etmesiyle ilgili bir çalışma yaptıklarını ve 2 ay içinde yeni bir planla projelerin devam edeceğini söyledi.
Yüzde 20 seviyesini geçmiş olmalı
İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi İmar Komisyonu Başkanı Sefer Kocabaş da konuşmasında “2003 yılında yapılan planda bir hata yapıldı. Bürokrasinin yanlış uygulaması sonucu ‘her 100 daireye yüzde 15 artırılır’ gibi bir ifade konulmuş ancak bu ifade ardışık olarak artırılmış. Şimdi biz gerekli incelemelerimizi yaptık. Yüzde 20 seviyesine gelmiş olan inşaatlarına devem edebilecekler. 2 ay içinde bu işi bitireceğiz” dedi.
Vatandaşı ikna için kamu desteği gerekiyor
-Artaş Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Çetinsaya: “Kentsel dönüşümde insanları ikna etmek zor. Bize gidip vatandaşla siz anlaşın derseniz buna ömrümüz yetmez. İlçe belediye başkanlıklarında kentsel dönüşüm başkanlığı olmalı, vatandaşlarla bir araya gelerek ihale ortamında bu işi halletmeliyiz.”
Siz kimsenin ayağına gitmeyin
-Bakan Bayraktar: Vatandaş riskli evini ya da evinin riskli olduğunu düşünüyorsa bunun tetkikini kendisi yaptıracak. Şu anda 200 civarında lisanslandırdığımız kuruluş var. Diyelim ki vatandaş oturduğu binayı riskli buluyor, ancak binada oturan diğer kişiler bunu kabul etmiyor. İşte burada yetkilendirdiğimiz heyet kararı verecek. Eğer riskliyse Valilik bu binayı yıkmak zorunda... Siz müteahhit olarak size geleni yapacaksınız. Kimsenin ayağına gitmenize gerek yok.”
Elbise darlaştı, İmar Kanunu değişsin
Sur Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Altan Elmas: “Bugün ülke yönetimiyle, işadamıyla, bürokrasisiyle bir dinamizm yakalamış vaziyette. Ancak inşaat konusunda bazı sorunlar yaşanıyor. Mesela İmar Plan Hukuku ve İmar Hukuku’nun da ele alınması gerekiyor. Biz bugüne kadar Anayasa dahil olmak üzere yukarıdan aşağı birçok kanunu değiştirdik. Ancak 30 sene önceki İmar Kanunu ile yürüyoruz. Burada bir eksiklik var. Elbise artık dar gelmeye başladı.”
İmar işleri rayına oturmaya başladı
-Bakan Bayraktar: “Sadece kentsel dönüşüm değil sorunlarımız, imar sorunlarımız da var. Bu düzeliyor ama. İmar planlarına karşı itiraz, yürütmeyi durdurma işleri de biraz daha kendi kaidesi üzerine oturmaya başladı. Öyle eskisi gibi her gelen imar planını iptal ettirme işleri yok artık.”
Star
AKP'li eski başkana 342 yıl hapis istemi
| ||||||
| ||||||
Akfırat belde belediyesi’nde yapılan yolsuzluk iddialarına ilişkin yürütülen soruşturma tamamlandı.Hazırlanan iddianamede, AKP'li eski belediye başkanı Hilmi Yıldız’ın 342 yıla kadar hapsi istendi.
İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nca hazırlanan iddianamede, ulusal basında çıkan bir kısım haberler ile kolluk kuvvetlerine yapılan ihbarlarla Tuzla Akfırat Belde Belediyesinde bazı usulsüzlük ve yolsuzluk iddialarının gündeme geldiği belirtildi. Bunun üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından teknik takibe başlanıldığı, aynı dönemde Akfırat Belediyesi ile ilgili olarak İçişleri Bakanlığı tarafından görevlendirilen Başkontrolörlerin de çalışma başlattığı, yapılan usulsüzlükler ile ilgili olarak Belediye Başkanı Hilmi Yıldız’ın görevden uzaklaştırıldığı kaydedildi. İddianamede Akfırat Belediyesinde meydana geldiği ifade edilen rüşvet, irtikap, ihaleye fesat karıştırma, evrakta sahtecilik ve bunun gibi mali suç eylemlerinin gerçekleştirilmesi sonrasında yapılmakta olan incelemelerden kurtulabilmek amacıyla mağdurlara karşı gerçekleştirilen cebir ve tehdit unsurları içeren eylemler yer aldı.
Tepeören Mahallesinde Can Akbaşoğlu tarafından Akfırat Belediyesine hibe edilen 8 bin metrekarelik sanayi imarlı taşınmazın Belediye Başkanlığınca 14 Aralık 2007’de ihale yolu ile satışa çıkartılmasında ihaleye fesat karıştırıldığı, İçişleri Bakanlığı Kontrolörlerinin hazırladığı raporda, Fiyat Takdir Komisyonunca arsanın bedelinin, 640 bin lira olarak belirlendiği kaydedildi. Arsanın açık teklif usulü ile satışı için belirlenen 4 Aralık 2007’de sekiz kişinin geçici teminat yatırarak ihaleye katılmak istediği, ihale günü isteklilerin Belediye Başkanı makam odasına alınarak, Belediye Başkanı Hilmi Yıldız tarafından binlik planla ilgili bir eksiklik olduğundan ihalenin o gün yapılamayacağının açıklandığı; böylece hileli davranışla isteklilerin ikna edilerek ihaleye veya ihale sürecindeki işlemlere katılmalarının engellendiği kaydedildi. İstekliler ikna edilip ihaleye ve ihale sürecindeki işlemlere katılmaları engellendikten sonra, arsanın KDV dahil metrekaresi 118 lira olmak üzere toplam 944 bin lira bedelle Ali Kılıç’a satılmasına karar verildiği belirtildi. Taşınmazın metrekaresinin rayiç değerinin, İstanbul Ticaret Odası bilirkişilerinin raporuna göre 250 lira, İstanbul Umum Emlak Komisyoncuları Esnaf Odası bilirkişilerinin raporuna göre ise 390 lira olarak tespit edildiği, buna göre söz konusu arsanın rayiç bedelinden, en az 2 en fazla 3 katı düşük fiyata satılarak Ali Kılıç’a menfaat temin edildiği iddianamede anlatıldı.
İDDİANAMEDE SAHTE İMZALAR İLE VASFININ DEĞİŞTİRİLEREK TOKİ'YE VERİLDİ
İddianamede Hüseyin Çelik’in yapmış olduğu şikayet başvurusunda Akfırat Belediyesinde 166 dönüm mera vasıflı taşınmazın sahte imzalar ile vasfının değiştirilerek TOKİ'ye verildiği, daha sonra Akfırat Belediyesince imar planlarında belediye hizmet alanı, lise alanı ve belediye fakirler ve yatı evi olarak planlanan bazı parsellerin, toplam 25 dönüm taşınmazın Yaşar Yılmaz’a verildiği, mera kapsamından çıkartılan aynı yerde belediye başkanının oğlu Enes YILDIZ adına tapu kaydının yapıldığını anlattığı ifade edildi.
YOĞUN BİR HAFRİYAT DÖKÜMÜ YAPILDI
Formula 1’in bulunduğu bölgede 2005 yılında yol yapım çalışmaları ve 2006 yılında Formula 1 açık otopark yapımı gerekçe gösterilerek yoğun bir hafriyat dökümü yapıldığının anlatıldığı iddianamede, sadece Formula 1 açık otopark alanlarının bulunduğu 1094 parseldeki hafriyat dolgu miktarının 565.008,03 metreküp olarak hesaplandığı, 2005 yılı Formula 1 organizasyonu sırasında yaşanan otopark sorununun 25, 26 ve 27 Ağustos 2006 tarihlerinde gerçekleştirilecek Formula 1 yarışlarında da yaşanmaması için hazırlanan projenin; mevzuata uygun olarak gerçekleştirilmeyerek Yönetmeliğe aykırı hafriyat dökümleri için bir mazeret olarak kullanıldığı ifade edildi.
2007 yılında yeni belediye hizmet binasının yapıldığı 1125 parsele ise yaklaşık 263.164,18 metreküp hafriyat döküldüğü, bilirkişi raporuyla tespit edilen toplam döküm miktarının 828.172 metreküp olduğu anlatıldı. İddianamede bir kamyonun ortalama 18 metreküp aldığı belirtilerek sadece Formula 1 açık otopark alanına ve yeni belediye hizmet binası alanına 46.009 kamyon döküm yapıldığının ortaya çıktığı, ayrıca yol çalışması bahane edilerek yapılan dökümler dikkate alındığında döküm miktarının ve sağlanan gelirin artacağı vurgulandı. Bu şekilde şüphelilerin suretiyle 2006 tarifesine göre en az 846 bin liranın, 2007 yılı tarifelerine göre en az 940 bin liranın irtikap edinilmesi suçunu işledikleri anlatıldı.
FORMULA 1 otopark alanının tesfiyesi ve asfalt dökümünün İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yapıldığı halde Akfırat Belediyesi tarafından da aynı alana “Kazı, dolgu ve asfalt dökümü adı altında ihale açıldığı, İhaleyi alan VESEM isimli firmanın hiçbir tesfiye, dolgu ve asfaltlama işi yapmadığı, asfalt dökülmüş gibi sahte hak ediş raporları düzenlenerek 1 milyon 500 bin liralık ödemede bulunulduğu da iddianamede yer aldı. VESEM şirketine ödenmiş gösterilen toplam net 1.572.648,65 liranın ödenmediği; 1.562.200,15 lirasının Şahin YİĞİT’e teslim edildiğine iddianamede yer verildi.
Vatandaşlar tarafından Akfırat Belediyesine teslim edilen çek ve nakit tutarların Muhtaç Kimselere Yardım (MKY) Sandığı’na yardım olarak kabul edildiği; vatandaşlardan MKY Sandığına yardım adı altında yapılan tahsilatların gönüllü değil zoraki bir yardım olduğu; Sandık için tutulan kayıtlarda “özel hukuk gerçek ve tüzel kişileri tarafından Sandığa yapılan nakdî bağış ve yardımlar dışında gelir kaydı bulunmadığı kaydedilen iddianamede, "Sandık adına banka hesabı açılmadığı; tanık ifadelerinde de belirtilen İstanbul Büyükşehir Belediyesince ve özel hukuk gerçek ve tüzel kişileri tarafından yapılan gıda paketi yardımlarının sandık kayıtlarında hiç gösterilmediği anlaşılmıştır." denildi.
MKY Sandığı’na alınmış gibi gösterilen nakit ve çeklerle ilgili olarak Tahsilat Makbuzlarıyla 2004 ve 2005 yıllarında toplam 1.936.758 YTL tahsil edildiği; MKY Sandığına kömür ve gıda paketi alınmış gibi gösterebilmek için çeşitli şirketlere ait toplam 1.938.781,30 liralık 19 adet sahte ve naylon fatura temin edildiğinin ifade edildiği iddianamede, MKY Sandığı’nın paravan bir sandık olduğu, ‘kimsesizlere yardım’ gibi ulvî bir amacın arkasına saklanılarak nakit ve çek ödemesinde bulunan kişilerin ‘yardım yaptıkları yönünde’ ikna edildiğinin belirlendiği vurgulandı.
Tuzla Akfırat Belediyesinde meydana gelen yolsuzluk olaylarını ortaya çıkaran Hüseyin Çelik’in avukatı Ömer Yeşilyurt’un yolsuzluğu yapan grup tarafından öldürüleceği, olayın gerçekleşmesi sonrasında 17 yaşında başka bir şahsın olayı üstleneceği de iddianamede anlatıldı.
Akfırat Beldesinde faaliyet gösteren ve kendini şeyh olarak adlandıran Yaşar Yılmaz’ın bölge üstünde etkili olduğunun belirtildiği iddianamede, Hilmi Yıldız’ın Yaşar Yılmaz sayesinde belediye başkanı seçildiği, seçim zamanı Yaşar Yılmaz’ın bölge halkı üzerinde dini kullanarak baskı kurduğu, onun sözünü dinlemeyenlerin bölgede barınamayacağı, Hilmi Yıldız açığa alındıktan sonra yerine atanacak olan başkan vekili konusunda meclis üyelerine baskı uygulandığı, evlerinin taşlandığı, Hilmi Yıldız’ın başkan seçildikten sonra bu şahsa çıkar sağladığı, mecliste alınacak kararların bile Yaşar Yılmaz’ın isteğine göre alındığı, Yaşar Yılmaz’ın 15 eşinin olduğu, vatandaşın korkusundan bir şey söyleyemediği belirtildi.
Gizli tanık ifadelerine dayandırılan bu iddialar dışında sabit bir işi olmamasına rağmen eşlerinin ve kendisinin varlık içinde yaşadığı, önceki belediye döneminde Yaşar Yılmaz’ a belediye işçilerinin maaşlarından kesinti yapılarak para verildiği, Hilmi Yıldız’ın döneminde ise kargo kutusu içerisinde Yaşar Yılmaz’a para verildiği, ayrıca arsalar üzerinde sahte belgeler ile oynama yaparak Yaşar Yılmaz’ a rant sağlandığı kaydedilen İddianamede, “Bu görüşmeler kapsamında yaptığı hizmet ve propaganda faaliyetine karşılık Belediye kaynaklarından Yaşar Yılmaz’a aktarılan sadece gayrimenkul değil aynı zamanda nakit akışının da bulunduğu açıkça anlaşılmaktadır denildi.
İddianamede ayrıca şunlar anlatıldı:
“Şüpheliler tarafından oluşturulan topluluk incelendiğinde, sahip oldukları Belediye olanaklarını kullanarak, esas itibariyle mali kaynaklı suçlar işlemek suretiyle haksız menfaat temini yöntemini benimsemiş olmakla birlikte bu yolda karşılarına çıkabilecek engelleri ortadan kaldırmak maksadına matuf olarak bir kısım şüphelileri yine Belediye olanaklarını kullanmak suretiyle maaşa bağladıkları ve bu şahısları adeta örgüt evi olarak adlandırılabilecek mekanlarda barındırarak menfaatleri aleyhine ihbar ve şikayetlerde bulunan mağdurların üzerine sevk ederek ve cebir tehdit unsurları kullanarak sindirme faaliyetinde bulundukları, aynı şekilde bölgede dini güç ve etkinliğe sahip olan şüpheli Yaşar YILMAZ’ı da Belediye kaynaklarından nemalandırarak kendi saflarına çekmek suretiyle propaganda faaliyeti yürüttükleri anlaşılmaktadır."
Şüphelilerin “Müşteki Hüseyin ÇELİK’e yönelik iftira, yaralama ve tehdit eylemleri, Müştekiler Talip ÇELİK ve Erkan ÇELİK’e yönelik yaralama, silahlı tehdit, hırsızlık ve yağma eylemleri, Müşteki Şaban ÖZDEVECİ’ye yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve tehdit eylemleri, Müşteki Sinan ÖZTÜRK’e yönelik yaralama, tehdit ve yağma eylemleri, Müşteki Mustafa ÇELİK’e yönelik tehdit eylemi, Müşteki Mustafa KAYMAZ’a yönelik tehdit eylemi, Müşteki Mehmet EREN’e yönelik tehdit eylemi, Musa HASDEMİR’in serbest bırakılmasına ilişkin rüşvet verme eylemi, Sarp SEZEN’in serbest bırakılması için rüşvet verme eylemi, Ali İŞLEK için tavassut eylemi, Mehmet Fatih MUSAL isimli şahıs adına rüşvet eylemiö gibi bir çok suça karıştıkları da iddianamede belirtildi.
Hilmi Yıldız’ın suç işlemek amacıyla kurulan örgütün yöneticiliğini yapmak, ihaleye fesat karıştırmak ve resmi belgede sahtecilik, zimmet, görevi kötüye kullanmak, irtikap, resmî belgeyi bozmak, edimin ifasına fesat karıştırmak, mühürde sahtecilik, vergi kaçakçılığı, iftira ve tehdit, yaralama, yağma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, mala zarar verme, hırsızlık, silahlı tehdit, Ruhsatsız bıçak bulundurmak suçlarından 137 yıldan 342 yıla kadar hapsi istendi.
Yıldız’ın oğlu Enes Yıldız’ın ise “suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak, resmi belgede sahtecilik ve zimmet, irtikâp, iftira, tehdit, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçlarından 32 yıldan 84 yıla kadar hapsi talep edilirken şüpheli Yaşar Yılmaz’ın “suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak, resmi belgede sahtecilik ve zimmet suçlarından” 13 yıldan 34 yıla kadar hapsi istendi. İddianamede diğer 47 şüphelinin çeşitli yıllarda cezalandırılması istendi.
İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nca hazırlanan iddianamede, ulusal basında çıkan bir kısım haberler ile kolluk kuvvetlerine yapılan ihbarlarla Tuzla Akfırat Belde Belediyesinde bazı usulsüzlük ve yolsuzluk iddialarının gündeme geldiği belirtildi. Bunun üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından teknik takibe başlanıldığı, aynı dönemde Akfırat Belediyesi ile ilgili olarak İçişleri Bakanlığı tarafından görevlendirilen Başkontrolörlerin de çalışma başlattığı, yapılan usulsüzlükler ile ilgili olarak Belediye Başkanı Hilmi Yıldız’ın görevden uzaklaştırıldığı kaydedildi. İddianamede Akfırat Belediyesinde meydana geldiği ifade edilen rüşvet, irtikap, ihaleye fesat karıştırma, evrakta sahtecilik ve bunun gibi mali suç eylemlerinin gerçekleştirilmesi sonrasında yapılmakta olan incelemelerden kurtulabilmek amacıyla mağdurlara karşı gerçekleştirilen cebir ve tehdit unsurları içeren eylemler yer aldı.
Tepeören Mahallesinde Can Akbaşoğlu tarafından Akfırat Belediyesine hibe edilen 8 bin metrekarelik sanayi imarlı taşınmazın Belediye Başkanlığınca 14 Aralık 2007’de ihale yolu ile satışa çıkartılmasında ihaleye fesat karıştırıldığı, İçişleri Bakanlığı Kontrolörlerinin hazırladığı raporda, Fiyat Takdir Komisyonunca arsanın bedelinin, 640 bin lira olarak belirlendiği kaydedildi. Arsanın açık teklif usulü ile satışı için belirlenen 4 Aralık 2007’de sekiz kişinin geçici teminat yatırarak ihaleye katılmak istediği, ihale günü isteklilerin Belediye Başkanı makam odasına alınarak, Belediye Başkanı Hilmi Yıldız tarafından binlik planla ilgili bir eksiklik olduğundan ihalenin o gün yapılamayacağının açıklandığı; böylece hileli davranışla isteklilerin ikna edilerek ihaleye veya ihale sürecindeki işlemlere katılmalarının engellendiği kaydedildi. İstekliler ikna edilip ihaleye ve ihale sürecindeki işlemlere katılmaları engellendikten sonra, arsanın KDV dahil metrekaresi 118 lira olmak üzere toplam 944 bin lira bedelle Ali Kılıç’a satılmasına karar verildiği belirtildi. Taşınmazın metrekaresinin rayiç değerinin, İstanbul Ticaret Odası bilirkişilerinin raporuna göre 250 lira, İstanbul Umum Emlak Komisyoncuları Esnaf Odası bilirkişilerinin raporuna göre ise 390 lira olarak tespit edildiği, buna göre söz konusu arsanın rayiç bedelinden, en az 2 en fazla 3 katı düşük fiyata satılarak Ali Kılıç’a menfaat temin edildiği iddianamede anlatıldı.
İDDİANAMEDE SAHTE İMZALAR İLE VASFININ DEĞİŞTİRİLEREK TOKİ'YE VERİLDİ
İddianamede Hüseyin Çelik’in yapmış olduğu şikayet başvurusunda Akfırat Belediyesinde 166 dönüm mera vasıflı taşınmazın sahte imzalar ile vasfının değiştirilerek TOKİ'ye verildiği, daha sonra Akfırat Belediyesince imar planlarında belediye hizmet alanı, lise alanı ve belediye fakirler ve yatı evi olarak planlanan bazı parsellerin, toplam 25 dönüm taşınmazın Yaşar Yılmaz’a verildiği, mera kapsamından çıkartılan aynı yerde belediye başkanının oğlu Enes YILDIZ adına tapu kaydının yapıldığını anlattığı ifade edildi.
YOĞUN BİR HAFRİYAT DÖKÜMÜ YAPILDI
Formula 1’in bulunduğu bölgede 2005 yılında yol yapım çalışmaları ve 2006 yılında Formula 1 açık otopark yapımı gerekçe gösterilerek yoğun bir hafriyat dökümü yapıldığının anlatıldığı iddianamede, sadece Formula 1 açık otopark alanlarının bulunduğu 1094 parseldeki hafriyat dolgu miktarının 565.008,03 metreküp olarak hesaplandığı, 2005 yılı Formula 1 organizasyonu sırasında yaşanan otopark sorununun 25, 26 ve 27 Ağustos 2006 tarihlerinde gerçekleştirilecek Formula 1 yarışlarında da yaşanmaması için hazırlanan projenin; mevzuata uygun olarak gerçekleştirilmeyerek Yönetmeliğe aykırı hafriyat dökümleri için bir mazeret olarak kullanıldığı ifade edildi.
2007 yılında yeni belediye hizmet binasının yapıldığı 1125 parsele ise yaklaşık 263.164,18 metreküp hafriyat döküldüğü, bilirkişi raporuyla tespit edilen toplam döküm miktarının 828.172 metreküp olduğu anlatıldı. İddianamede bir kamyonun ortalama 18 metreküp aldığı belirtilerek sadece Formula 1 açık otopark alanına ve yeni belediye hizmet binası alanına 46.009 kamyon döküm yapıldığının ortaya çıktığı, ayrıca yol çalışması bahane edilerek yapılan dökümler dikkate alındığında döküm miktarının ve sağlanan gelirin artacağı vurgulandı. Bu şekilde şüphelilerin suretiyle 2006 tarifesine göre en az 846 bin liranın, 2007 yılı tarifelerine göre en az 940 bin liranın irtikap edinilmesi suçunu işledikleri anlatıldı.
FORMULA 1 otopark alanının tesfiyesi ve asfalt dökümünün İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yapıldığı halde Akfırat Belediyesi tarafından da aynı alana “Kazı, dolgu ve asfalt dökümü adı altında ihale açıldığı, İhaleyi alan VESEM isimli firmanın hiçbir tesfiye, dolgu ve asfaltlama işi yapmadığı, asfalt dökülmüş gibi sahte hak ediş raporları düzenlenerek 1 milyon 500 bin liralık ödemede bulunulduğu da iddianamede yer aldı. VESEM şirketine ödenmiş gösterilen toplam net 1.572.648,65 liranın ödenmediği; 1.562.200,15 lirasının Şahin YİĞİT’e teslim edildiğine iddianamede yer verildi.
Vatandaşlar tarafından Akfırat Belediyesine teslim edilen çek ve nakit tutarların Muhtaç Kimselere Yardım (MKY) Sandığı’na yardım olarak kabul edildiği; vatandaşlardan MKY Sandığına yardım adı altında yapılan tahsilatların gönüllü değil zoraki bir yardım olduğu; Sandık için tutulan kayıtlarda “özel hukuk gerçek ve tüzel kişileri tarafından Sandığa yapılan nakdî bağış ve yardımlar dışında gelir kaydı bulunmadığı kaydedilen iddianamede, "Sandık adına banka hesabı açılmadığı; tanık ifadelerinde de belirtilen İstanbul Büyükşehir Belediyesince ve özel hukuk gerçek ve tüzel kişileri tarafından yapılan gıda paketi yardımlarının sandık kayıtlarında hiç gösterilmediği anlaşılmıştır." denildi.
MKY Sandığı’na alınmış gibi gösterilen nakit ve çeklerle ilgili olarak Tahsilat Makbuzlarıyla 2004 ve 2005 yıllarında toplam 1.936.758 YTL tahsil edildiği; MKY Sandığına kömür ve gıda paketi alınmış gibi gösterebilmek için çeşitli şirketlere ait toplam 1.938.781,30 liralık 19 adet sahte ve naylon fatura temin edildiğinin ifade edildiği iddianamede, MKY Sandığı’nın paravan bir sandık olduğu, ‘kimsesizlere yardım’ gibi ulvî bir amacın arkasına saklanılarak nakit ve çek ödemesinde bulunan kişilerin ‘yardım yaptıkları yönünde’ ikna edildiğinin belirlendiği vurgulandı.
Tuzla Akfırat Belediyesinde meydana gelen yolsuzluk olaylarını ortaya çıkaran Hüseyin Çelik’in avukatı Ömer Yeşilyurt’un yolsuzluğu yapan grup tarafından öldürüleceği, olayın gerçekleşmesi sonrasında 17 yaşında başka bir şahsın olayı üstleneceği de iddianamede anlatıldı.
Akfırat Beldesinde faaliyet gösteren ve kendini şeyh olarak adlandıran Yaşar Yılmaz’ın bölge üstünde etkili olduğunun belirtildiği iddianamede, Hilmi Yıldız’ın Yaşar Yılmaz sayesinde belediye başkanı seçildiği, seçim zamanı Yaşar Yılmaz’ın bölge halkı üzerinde dini kullanarak baskı kurduğu, onun sözünü dinlemeyenlerin bölgede barınamayacağı, Hilmi Yıldız açığa alındıktan sonra yerine atanacak olan başkan vekili konusunda meclis üyelerine baskı uygulandığı, evlerinin taşlandığı, Hilmi Yıldız’ın başkan seçildikten sonra bu şahsa çıkar sağladığı, mecliste alınacak kararların bile Yaşar Yılmaz’ın isteğine göre alındığı, Yaşar Yılmaz’ın 15 eşinin olduğu, vatandaşın korkusundan bir şey söyleyemediği belirtildi.
Gizli tanık ifadelerine dayandırılan bu iddialar dışında sabit bir işi olmamasına rağmen eşlerinin ve kendisinin varlık içinde yaşadığı, önceki belediye döneminde Yaşar Yılmaz’ a belediye işçilerinin maaşlarından kesinti yapılarak para verildiği, Hilmi Yıldız’ın döneminde ise kargo kutusu içerisinde Yaşar Yılmaz’a para verildiği, ayrıca arsalar üzerinde sahte belgeler ile oynama yaparak Yaşar Yılmaz’ a rant sağlandığı kaydedilen İddianamede, “Bu görüşmeler kapsamında yaptığı hizmet ve propaganda faaliyetine karşılık Belediye kaynaklarından Yaşar Yılmaz’a aktarılan sadece gayrimenkul değil aynı zamanda nakit akışının da bulunduğu açıkça anlaşılmaktadır denildi.
İddianamede ayrıca şunlar anlatıldı:
“Şüpheliler tarafından oluşturulan topluluk incelendiğinde, sahip oldukları Belediye olanaklarını kullanarak, esas itibariyle mali kaynaklı suçlar işlemek suretiyle haksız menfaat temini yöntemini benimsemiş olmakla birlikte bu yolda karşılarına çıkabilecek engelleri ortadan kaldırmak maksadına matuf olarak bir kısım şüphelileri yine Belediye olanaklarını kullanmak suretiyle maaşa bağladıkları ve bu şahısları adeta örgüt evi olarak adlandırılabilecek mekanlarda barındırarak menfaatleri aleyhine ihbar ve şikayetlerde bulunan mağdurların üzerine sevk ederek ve cebir tehdit unsurları kullanarak sindirme faaliyetinde bulundukları, aynı şekilde bölgede dini güç ve etkinliğe sahip olan şüpheli Yaşar YILMAZ’ı da Belediye kaynaklarından nemalandırarak kendi saflarına çekmek suretiyle propaganda faaliyeti yürüttükleri anlaşılmaktadır."
Şüphelilerin “Müşteki Hüseyin ÇELİK’e yönelik iftira, yaralama ve tehdit eylemleri, Müştekiler Talip ÇELİK ve Erkan ÇELİK’e yönelik yaralama, silahlı tehdit, hırsızlık ve yağma eylemleri, Müşteki Şaban ÖZDEVECİ’ye yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve tehdit eylemleri, Müşteki Sinan ÖZTÜRK’e yönelik yaralama, tehdit ve yağma eylemleri, Müşteki Mustafa ÇELİK’e yönelik tehdit eylemi, Müşteki Mustafa KAYMAZ’a yönelik tehdit eylemi, Müşteki Mehmet EREN’e yönelik tehdit eylemi, Musa HASDEMİR’in serbest bırakılmasına ilişkin rüşvet verme eylemi, Sarp SEZEN’in serbest bırakılması için rüşvet verme eylemi, Ali İŞLEK için tavassut eylemi, Mehmet Fatih MUSAL isimli şahıs adına rüşvet eylemiö gibi bir çok suça karıştıkları da iddianamede belirtildi.
Hilmi Yıldız’ın suç işlemek amacıyla kurulan örgütün yöneticiliğini yapmak, ihaleye fesat karıştırmak ve resmi belgede sahtecilik, zimmet, görevi kötüye kullanmak, irtikap, resmî belgeyi bozmak, edimin ifasına fesat karıştırmak, mühürde sahtecilik, vergi kaçakçılığı, iftira ve tehdit, yaralama, yağma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, mala zarar verme, hırsızlık, silahlı tehdit, Ruhsatsız bıçak bulundurmak suçlarından 137 yıldan 342 yıla kadar hapsi istendi.
Yıldız’ın oğlu Enes Yıldız’ın ise “suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak, resmi belgede sahtecilik ve zimmet, irtikâp, iftira, tehdit, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçlarından 32 yıldan 84 yıla kadar hapsi talep edilirken şüpheli Yaşar Yılmaz’ın “suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak, resmi belgede sahtecilik ve zimmet suçlarından” 13 yıldan 34 yıla kadar hapsi istendi. İddianamede diğer 47 şüphelinin çeşitli yıllarda cezalandırılması istendi.
TUZLA BELEDİYESİ
İlçede sanayi tesislerinin çokluğu nedeniyle çevresel faktörlere
büyük önem verdiklerini anlatan Demirci, bunun için özel ekip
kurduklarını ve yapılan denetimlerle özellikle kontrolsüz
hafriyat boşaltmalarının önüne geçmeye çalıştıklarını kaydetti.
Demirci, ilçede kentsel dönüşüm projelerine de önem verdiklerini ifade ederek, TOKİ ve KİPTAŞ ile 10 bin konutluk
kentsel dönüşüm projemiz var. Bu projeler ile hem çarpık
yapılaşmanın önüne geçeceğiz, hem de olası depremin hasarlarını önlemiş olacağız diye konuştu. İstanbulparkın ilçe
sınırlarında olmasının turizm açısından önemine dikkati çeken
Demirci, bunun için ilçede turizm alanları oluşturduklarını,
ayrıca eski evlerin restore edilerek turizme kazandırılacağını söyledi. Yeni imar planıyla en fazla gelişecek ilçelerden birisi. Liman daha da geliştirilecek. İstanbulun en
büyük lojistik merkezleri Orhanlıda buraya inşa edilecek. Erenköy gümrüğü buraya taşınacak. Deri,
mermerciler, boya ve vernik sanayiinde faaliyet gösteren sanayi tesisleri disipline edilecek. Orhanlı ve Aydınlı yeni gelişme bölgeleri olarak belirlendi. Özellikle Orhanlı ciddi bir çekim merkezi olacak. Konut için
ayrılan alan 5 milyon metrekare civarında. Metro ile Kartala bağlanacak. E-5 üstündeki sanayi tesisleri
öncelikli olarak boşaltılacak. Buralar ofis ve ticaret merkezi haline dönüştürülecek. Lojistik merkezinin
kuzeyinde bir cep otogarı oluşturulacak. Organize sanayi bölgesinin güneydoğusunda 1 milyon 470 bin metrekare alanlı bir teknopark oluşturulacak. Meyve-sebze hali inşa edilecek. Okan Üniversitesi ve Sabancı Üniversitesine erişim kolaylaşacak. Yeni üniversite inşaatlarına izin verilecek. Aydınlıda kentsel dönüşüm
uygulanacak.
büyük önem verdiklerini anlatan Demirci, bunun için özel ekip
kurduklarını ve yapılan denetimlerle özellikle kontrolsüz
hafriyat boşaltmalarının önüne geçmeye çalıştıklarını kaydetti.
Demirci, ilçede kentsel dönüşüm projelerine de önem verdiklerini ifade ederek, TOKİ ve KİPTAŞ ile 10 bin konutluk
kentsel dönüşüm projemiz var. Bu projeler ile hem çarpık
yapılaşmanın önüne geçeceğiz, hem de olası depremin hasarlarını önlemiş olacağız diye konuştu. İstanbulparkın ilçe
sınırlarında olmasının turizm açısından önemine dikkati çeken
Demirci, bunun için ilçede turizm alanları oluşturduklarını,
ayrıca eski evlerin restore edilerek turizme kazandırılacağını söyledi. Yeni imar planıyla en fazla gelişecek ilçelerden birisi. Liman daha da geliştirilecek. İstanbulun en
büyük lojistik merkezleri Orhanlıda buraya inşa edilecek. Erenköy gümrüğü buraya taşınacak. Deri,
mermerciler, boya ve vernik sanayiinde faaliyet gösteren sanayi tesisleri disipline edilecek. Orhanlı ve Aydınlı yeni gelişme bölgeleri olarak belirlendi. Özellikle Orhanlı ciddi bir çekim merkezi olacak. Konut için
ayrılan alan 5 milyon metrekare civarında. Metro ile Kartala bağlanacak. E-5 üstündeki sanayi tesisleri
öncelikli olarak boşaltılacak. Buralar ofis ve ticaret merkezi haline dönüştürülecek. Lojistik merkezinin
kuzeyinde bir cep otogarı oluşturulacak. Organize sanayi bölgesinin güneydoğusunda 1 milyon 470 bin metrekare alanlı bir teknopark oluşturulacak. Meyve-sebze hali inşa edilecek. Okan Üniversitesi ve Sabancı Üniversitesine erişim kolaylaşacak. Yeni üniversite inşaatlarına izin verilecek. Aydınlıda kentsel dönüşüm
uygulanacak.
Cemil Ekşi Suçu Müdürlerine attı!
Cemil Ekşi Suçu Müdürlerine attı!
ÖZEL HABER/ÇAĞDAŞ TUZLA
Geçtiğimiz günlerde gerçekleşen bir operasyonla gözaltına alınarak tutuklanan Orhanlı Eski Belediye Başkanı Cemil Ekşi ve 33 arkadaşı hakkında hazırlanan iddianame gündeme bomba gibi düştü.
19 Temmuz’da görülecek olan dava ile ilgili olarak hazırlanan iddianamede içlerinde Ekşi’nin de bulunduğu 9 sanığın 50’şer yıla kadar hapsi istenirken; 24 sanık hakkında da 8’er yıl ceza talep edildi.
Şüphelilerin iddianameye de yansıyan ifadeleriyle; sahte faturalarla belediye kasasının nasıl 2 trilyon lira boşaltıldığı, ayrıntıları ile ortaya çıktı.
Herkes, suçu birbirlerinin üzerine atarken; Ekşi müdürlerini, müdürler memurlarını, memurlar da amirlerini suçladı. İddianameyi yazan savcının hedefinde ise hepsi vardı…
Cumhuriyet Savcısı Ayhan Aktuğ iddianamesinde Ekşi’yle ilgili olarak: “Cemil EKŞİ’nin Soruşturmaya konu olan (71) adet ödeme emri dosyasının tetkiki neticesinde; O.E.1-2-3-4-5-6-7-8-9-10-11-12-13-14-15-16-17-18-19-20-21-22-23-26-27-31-32-33-34-35-40-41-42-43-44-45-46-47-48-49-50-54-55-56-57-58-59-60-61-62-63-64-65-66-67-68-69-70-71 kodları ile numaralandırılan ödeme emri dosyalarında; Söz konusu şahsın; harcama yetkilisi olduğu, ilgili ihale onay belgesi isminin ve imzasının atılı olduğu, toplam 59 Adet ödeme emri belgesi ile normalde gerçekleşmeyen, hayali mal ve hizmet alımları ile Belediye Bütçesinin zarara uğramasında sorumlu olduğu, görevi itibari ile yapılacak olan ihalelerde piyasa araştırması ve muayene kabul raporu hazırlayacak olan şahısların atamasının yine bu şahıs tarafından yapıldığı, ihale kapsamında yapılacak olan tüm işlemler öncesinde onay imzasının alınmasından dolayı yapılan işlemlerden bilgisinin olduğu, ihale sonrasında yapılacak olan ödemelerin de yine bu şahıstan alınan onay imzası ile yapıldığı, yapılan işlemlerde Osman ÇELİK, Ali SEVİM, Ş.Selçuk KAMIŞ, Nurettin YAZAR, Tarık KILIÇ ve Gülbeyaz KARASU isimli şahıslar ile irtibatlı olduğu ve bu şahısların Cemil EKŞİ isimli şahsın talimatlarına göre işlemlerde görev aldıkları ve hareket ettiklerinin anlaşıldığı,.. bahse konu şahsın sahte fiyat teklifi hazırlama ve tahsilat aşamalarını organize eden Kamil TOSUN ile irtibatlı olduğu, alınan şüpheli ifadelerinde de tahsilat işlemlerinin akabinde buluşarak görüştüğü anlaşıldı” diye yazdı.
Ayrıca Ekşi ve müdürlerinin, Kamil Tosun’la sürekli olarak telefon görüşmeleri yaptıkları emniyetin HTS raporlarıyla da belirlendi.
Sanıklardan Birol Halezaroğlu, Adem Naçar, Kamil Tosun itirafçı olurken; verdikleri ifadelerde, soygunu bütün çıplaklığı ile gözler önüne serdiler. Savcı da mahkemeden, Birol Halezaroğlu ile Adem Naçar’ın, “örgütün yapısı ve çerçevesi dahilinde işlenen suçlarla ilgili bilgi verdikleri için” etkin pişmanlık hükümlerinden yararlandırılmalarını istedi.
Siyasi çevrelerde de merakla beklenen yargılamaya ilişkin olarak hazırlanan iddianamenin ayrıntılarını gazetemiz Çağdaş Tuzla yayınlıyor. Böylece herkesin merak ettiği; gerçekten de, Orhanlı Belediyesi Cemil Ekşi ve arkadaşları tarafından soyuldu mu? Yoksa Ekşi, ‘CHP’li’ olduğu için mi kendisine saldırılıyor? Bugüne kadar Ekşi, CHP’yi kendisine kalkan olarak mı kullandı? Yoksa AKP kendisinden korktuğu için, komplo mu kuruyor? Aşağıda okuyacaklarınız, iddianamede bulunan sanık ifadelerinden özetlenmiştir. Hiçbir yorum yapılmamıştır. Umarız soruların cevaplarını bulmanıza yardımcı olur.İşte olay iddianameden itiraflar:
Sanık Cemil EKŞİ: “ ...verilen tekliflerdeki ve faturalardaki sahte belgelerdeki sorumluluk ihaleyi teklif eden ismini saymış olduğum belediyede müdür olarak çalışan şahıslara aittir. Doğrudan alım ihalelerindeki belgelerin sahte olup olmadığını araştırmak yazılı yetki verdiğim müdürlere aittir. Belgeleri incelerken gözümden birkaç belgenin eksik olduğu veya imzalanmadığı kaçmış olabilir.”İtirafçı sanık Birol HALEZAROĞLU: “…çekleri tahsil ettiğimde Kamil TOSUN bazen benim yanımda oluyordu ve parayı direk alıyordu. Bazen de ben yalnız olarak parayı tahsil edip, Kamil TOSUN a teslim ediyordum. Kamil TOSUN ben muhasebeci olduğum için, para tahsilatından sonra beni iş yerin de bırakıp, bazen şoför olan Adem NAÇAR ile genelde ise yalnız olarak Orhanlı belediyesine giderdi”….” Kamil Tosun teklif mektubunu bana vererek, tek sayfa olarak verdiği koçanından yırtılmış şekilde fatura sayfasına, teklif mektubundaki malzemeleri sırasına göre yazdırıp, yine kendisinde bulunan kaşe ile kaşeledikten sonra tekrar belediye ye giderek bırakıyordu.”
İtirafçı sanık Adem NAÇAR: “ Ben, Ziraat Bankası Tuzla Şubesi’nden Orhanlı Belediyesi tarafından yazılan çeklerin tahsilatlarını yaptım. Bu çekleri tahsil etmem için Kamil TOSUN bana veriyordu,. Parayı çektikten sonra paranın tamamını Kamil TOSUN’a veriyordum. Parayı verdikten sonra şöför olduğumdan dolayı Kamil TOSUN ile birlikte Orhanlı Belediyesine gidiyorduk…beni kapıda bırakarak…belediyeden başkan Cemil EKŞİ, müdürler Tarık KILIÇ, Gülbeyaz KARASU, Nurettin YAZAR ve zabıta komiseri Şinasi Selçuk KAMIŞ ile görüşürdü.”
Sanık Kamil TOSUN: “Bana göstermiş olduğunuz çeklerin tamamının bedeli banka dekontunda yazılı tarihte tarafımdan çekilmiştir. Ben bu çekleri Orhanlı Belediyesi Mali Hizmetler Müdürü Tarık KILIÇ tan teslim alıyordum. Teslim alırken firma adına kesilen faturaları ben vermiyordum.”
Sanık Yasemin EKŞİ; “Ben sadece fiyat araştırma tutanaklarına Tarık KILIÇ isimli müdürümüz isteği üzerine imza atmaktaydım. …Tarık KILIÇ’ın isteği ve talimatları doğrultusunda belge hazırladığım ve piyasa araştırma tutanaklarını imzaladım…. Ancak ben bu tutanakları içeriğine çok da dikkat etmeden imzaladım.”
Sanık Nurcan EKŞİ UZUN; “…piyasa araştırması komisyonunda bulunmam tamamen müdürüm Gülbeyaz KARASU isimli şahsın isteği üzerine attığım imzadan ibarettir, ben piyasa araştırması yapmadım bahse konu firmaları ve yetkililerini tanımam.”
Sanık Ayfer UZUN; “Ben teklif mektubu veren firmaların sadece vermiş oldukları teklif kağıtlarını görürdüm. Bu firmaların belgelerini ve yetkililerini görmezdim. Bu yüzden bu firmaların belgelerinin sahte olup olmadığını bilemiyorum. … amirlerimden gelen talimatların ve belgelerin içeriklerini sorgulamadan ne yapılması gerekiyorsa onu yapardım”
Sanık Mustafa KÖKLÜ; “Nurettin YAZAR belediyede temizlik işleri müdürüdür… amirimdir … temizlik işlerinde süpürgeci olarak çalışırdım. Ben ihale işlerini bilmem anlamam alakam da yoktur….bana temizlik işleri bölümünde çalışan arkadaşlar işlerle alakalı evrak imzalatırdı ama ben ne evrakı olduğunu bilmiyordum.”
Sanık Hanife ALTUN; “…hiçbir şekilde piyasa araştırma yapmadım müdürümüz Tarık KILIÇ’ın uygun gördüğü firmaya ihale verilirdi. … Firmalara ödemeleri genellikle Yasemin EKŞİ isimli arkadaşım yapardı. … bazı firmaların sadece kağıt üzerinde olduğunu gerçekte ilgili kurumlara kayıtlı firmalar olmadıklarını öğrenmiştim.”
Sanık Engin METİN; “ben bu komisyonların hiç birine katılmadım, ben alınan malzemeler ile ilgili herhangi bir araştırma yapmadım, müdürümüz Şinasi Selçuk KAMIŞ isimli şahıs beni görevlendirdiğini beyan edip evrakları imzalamamı istediği için ve işten atılacağım korkusuyla bana verilen bu evrakları imzaladım.”
Sanık Yaşar KARACA; “. Ben ve fiyat araştırması komisyonunda görevli olarak gözüken arkadaşlarımla beraber herhangi bir firmaya giderek fiyat teklifi almadık firma yetkilileriyle görüşmemiz olmadı … Benim bu tutanakları imzalamamın nedeni Komisyonda görevli olarak personel yetersizliğinden benim adımın olmasından dolayıdır.”
Sanık Murat Yılmaz: “Selçuk KAMIŞ isimlerimizi dosyada hangi komisyonda olduğunu belirler ve bize de belediyeye malzeme alınacağını söyleyerek imzamızı atmamızı söylerdi.”
Sanık Yusuf KELEŞ; “…. Yani Kamil TOSUN herhangi bir firmadan Şinasi Selçuk KAMIŞ’a teklif getirdiğini biliyorum ancak içeriği hakkında bize herhangi bir şekilde bilgi verilmezdi. … bana bir takım evrakları imzalatırdı. Bu evrakların içeriği hakkında hiçbir bilgim yoktur….Şinasi Selçuk KAMIŞ isimli şahıs bana evrakları imzalamamam durumunda işime son vereceğini belirterek beni bu şekilde korkuttu.”
Sanık Atanur SÜLEYMANOĞLU; “Şinasi Kamış isimli şahıs Belediyeye Mal ve hizmet alınacağı zaman sekreterine ve Atilla AYDIN’a benim ve diğer arkadaşlarımın isimlerini mal alım belgesine yazdırıyordu. Kırtasiye malzemesi alınacak diyerek bize gösterilen evraklara imza atmamızı isteniyordu. Bizde yetkili amirimiz olduğu için bu belgelere imza atıyordum. Ancak atmış olduğum belgelerin içeriklerini bilmiyordum. Bize herhangi bir açıklama yapılmazdı. …Ancak atmış olduğum imzalara karşın herhangi bir malın teslimini ben hiç almadım”
Sanık Özdem TOPAL; “Yasemin EKŞİ, Hanife ALTUN, Leyla YAVUZ yanıma gelerek bir evrakta imzan var deniyordu….imzayı getiren kişiye duyduğum güvenle evrakları hiç okumadan imzalardım. Ancak imzalamış olduğum evrakların içeriğini bilmiyordum. Bu evrakların usulsüz olduğunu bilmiyorum.”
Sanık Şahin TÜKEZ; “İmza atmış olduğum belgenin içeriğinde neyin beyan edildiğini, hangi malın veya hizmetin alındığını bilmiyorum. …Ürün kontrol komisyonunda görev aldığımda da bu şekilde önümüze sunulan belgeleri imzaladım. Ancak Belediyeye doğrudan alımı yapılan kırtasiye malzemelerini belediyeye toplu olarak alındığını görmedim.”
Sanık Vatan TEKTAŞ; “…Belirtilen tutanaklarda bulunan imzaların bir iki tanesi bana ait ancak diğerleri tamamen benzetilmek sureti ile benim adıma atılmış imzalardır. Orhanlı Belediyesi bünyesinde tüm kırtasiye malzeme alımı işleri ile yetkili Yazı işleri müdürü Gülbeyaz KARASU isimli şahıstır.
Sanık Emine KUMRAL ÇAVUŞ; “Ben bu belgeler üzerindeki imzaları amirim Nurettin YAZAR isimli şahsın emri ile attım. Belge içeriklerini tam olarak bilmiyorum. … formalite icabı belgelere imza attım ancak piyasa araştırması yapmadım. Yapılan piyasa araştırmaları kâğıt üzerinde yapılırdı ve ben de hazırlanan belgeyi imzalardım.”
Sanık Ertaç AYDEĞER; “…işçi olarak kendilerine bağlı olduğum Nuretttin YAZAR bize belediyeye kırtasiye malzemesi alınacağını belirterek bir takım belgeleri imzalattı. Bana imzalatılan bu belgelerin içeriğini dahi bilmiyorum. … Bu zamana kadar Belediye toplu olarak alınan kırtasiye malzemelerini görmedim..”
Sanık Necati BAŞ; “…fiyat araştırması komisyonunda ve Muayene Kontrol komisyonunda görev aldım….Ben hiçbir zaman fiyat araştırması ve belediyeye alınan malzemelerin kontrolü yaparak teslim almadım. … belgeyi Emine KUMRAL ÇAVUŞ ve birim amirimiz olan Nurettin YAZAR isimli şahıslar getiriyorlardı bana imzalamamı söylüyorlardı, ben de gerekli yerleri imzalıyordum..”
Sanık Mustafa YETGİN; “Yasemin EKŞİ, Hanifi ALTUN ve Muhasebe Müdürü olan Tarık KILIÇ tarafından hazırlanarak eğer dosya içerisinde benim de imzamın bulunması gerekirse içeriğini kontrol etmeden imzamı atardım.”
Sanık Kamil İNCESU; “Fiyat Araştırma Komisyonunda işlemler genelde evrak üzerinden ve firma yetkililerini görmeden firmalara ait belgeler üzerinden yapılmaktaydı. Biz bu tutanakları genelde İsmail ÖKTEN ve Hüseyin SARI ile beraber yapardık.”
Sanık Muzafer DİKMEN; “yazıyı birim müdürüz olan Nurettin YAZAR isimli şahıs getirerek bana iş ile ilgili olduğunu benim adımı açtığı yeri imzalamam gerektiğini söyledi. Bende soru sormadan okumadan imzaladım. Benim bu imzalamış olduğum belgeler karşılığında herhangi bir menfaatim olmadı.
CEMİL EKŞİ MÜDÜRLERİNİ SUÇLADI!
Orhanlı eski Belediye Başkanı Sanık Cemil Ekşi: “Kamil TOSUN isimli şahsı tanırım. Bu şahsın firmasının Orhanlı Belediyesine kırtasiye malzemesi verip vermediğini hatırlamıyorum.… Bana sormuş olduğunuz ve belediye tarafından doğrudan alım yöntemi ile açılan 59 adet ihaledeki malzemelerin başkanlığını yaptığım Orhanlı belediyesine teslim edilip edilmediği hakkında bir bilgim yoktur … malzemelerin bu firmalardan alınıp alınmadığı hakkında bir bilgim yoktur, bu işlerde ki sorumlular belediyede çalışan benim yazılı yetki verdiğim sorumlu müdürlerdir,
... doğrudan alım ihalelerindeki belgelerin sahte olup olmadığını araştırmak yazılı yetki verdiğim müdürlere aittir. … Belgeleri incelerken gözümden birkaç belgenin eksik olduğu veya imzalanmadığı kaçmış olabilir …
Orhanlı Belediyesine verilen Sahte fiyat tekliflerinin kimler tarafından verildiği hakkında herhangi bir bilgim yoktur, burada sorumluluk benim yetki verdiğim o tarihlerde Orhanlı Belediyesinde müdür olarak çalışan isimlerini verdiğim müdürlere aittir …
… İmar İşleri ve Fen İşleri Müdürü olan Osman ÇELİK, Personel ve Yazı İşleri Müdürü olan Gülbeyaz KARASU, Zabıta Müdürü olan Selçuk KAMİŞ, Sağlık İşleri Müdürü olan soy ismini şuan hatırlayamadığım Seval isimli bayan Hesap İşleri Müdürü ise Tarık KILIÇ vermiş olduğum yazılı yetki ile doğrudan alımları yapmaktalardı, yukarda ki sorularda da beyan edildiği gibi doğrudan alımlardan Orhanlı Belediyesine verilen tekliflerdeki ve faturalardaki sahte belgelerdeki sorumluluk ihaleyi teklif eden ismini saymış olduğum belediyede müdür olarak çalışan şahıslara aittir, ben bu belgelerin sahte olup olmadığını yada art niyetli olarak hazırlanıp hazırlanmadığı hakkında bir bilgim yoktur, bu sahte faturalara karşılık belediyenin ödemeleri bu müdürlere aittir.
… Orhanlı Belediye Başkanlığı’na ait T.C. Ziraat Bankası A.Ş. Tuzla Şubesi nezdinde açılı bulunan hesaba bağlı çekler Orhanlı Belediyesinde Muhasebe Müdürü olarak Çalışan Tarık KILIÇ isimli şahısta bulunmaktaydı.”
MÜDÜRLER MEMURLARINI…!
Sanık Tarık KILIÇ: “Alım ile ilgili fiyat araştırması görevlendirilen Yasemin EKŞİ(1) ve Hanife ALTUN(2) isimli şahıslar tarafından yapılmıştır. Bu şahıslar fiyat araştırması yaparken firmalardan ayrı ayrı fiyat teklifi almışlardır. Dosya içerisinde bulunan sahte belgeler ile ilgili sahtelikleri hakkında bilgi sahibi değilim. Sahteliklerini bilseydim gereğini yapardım. Çeki cirolayarak Banka Şubesinden tahsil eden Adem NAÇAR isimli şahsı ismen tanımıyorum. Belirtilen gerçek şirket sahipleri ve yapılan sahtecilik ile ilgili bilgi sahibi değilim benim hiçbir ilgim yoktur. Faturada teslim alan kısmının neden imzalanmadığını bilmiyorum.”Sanık Gülbeyaz KARASU; “Yapılan piyasa araştırması, görevlendirilmiş olan Nurcan EKŞİ (3), Ayfer UZUN(4), ve Vatan TEKTAŞ (5) isimli şahıslar tarafından yapılmıştır. Bahsedilen firmaların yetkililerinden ayrı ayrı fiyat teklifleri alınarak dosyalar hazırlanmıştır. Bende dosyayı inceleyerek en uygun fiyatı veren firmadan alımı yapardık.”
Sanık Şinasi Selçuk KAMIŞ: “Sorumluluğum bulunan ihalelerde piyasa araştırması yapması amacı ile görevlendirdiğim kişilerin niçin hep aynı firmalardan teklif aldığını bilmiyorum. Dolayısıyla her ne kadar piyasa araştırma komisyonları benim tarafımda görevlendirilmiş olsa da piyasa araştırma komisyonunda görev yapan kişilerin hep aynı firmalardan teklif alması ve hep aynı firmanın ihaleyi kazanması benim bilgim dışındadır.”
Sanık Nurettin Yazar: “Emine KUMRAL ile beraber ihtiyacımız olan malzemelerin listesini yaparak piyasa araştırma komisyonuna göndermiştim. Bu komisyonda da görevli olan Emine KUMRAL(6) ve Necati BAŞ (7) isimli şahıslar da piyasada faaliyet gösteren firmalardan teklifler alarak en uygun olanı seçip bana sunmuşlardı..”
Sanık Attile AYDIN; “Benim bağlı olduğum zabıta müdürü olan Şinasi Selçuk KAMIŞ kendisi komisyonda görev alacak olan isimleri daha önceden belirliyordu, belirlemiş olduğu isimlere başkanlık makamında onay alıyordu, böylece biz komisyonda görev alıyorduk. … zabıta müdürümüz Ş. Şelçuk KAMIŞ bize üç adet zarf getiriyordu, tekliflerin zarf içerisinde bulunduğunu söylüyordu. Bizde buna istinaden fiyat tekliflerine bakıyorduk gelen tekliflerden en makul olanı belirleyip raporumuzu yazıyorduk.”
MEMURLAR MÜDÜRLERİNİ…!
Sanık Yasemin EKŞİ(1); “Ben bu zamana kadar fiyat araştırması için herhangi bir kırtasiye üzerine faaliyet gösteren firmalardan teklif almadım. Bu teklifler, bizden sorumlu olan müdürümüz Tarık KILIÇ tarafından alınarak değerlendirilmekteydi. Ancak teklifleri kimlerin getirdiğini ve Tarık KILIÇ isimli şahsın bu teklifleri nereden aldığını bilmiyorum. Ben sadece fiyat araştırma tutanaklarına Tarık KILIÇ isimli müdürümüz isteği üzerine imza atmaktaydım. … Tarık KILIÇ’ın isteği ve talimatları doğrultusunda belge hazırladığım ve piyasa araştırma tutanaklarını imzaladım. ÖE-1-4-9-12-13-18-19-20-24-27-31-33-34-38-39-44-47-51-57-60-64-66-70-71 kodları ile numaralandırılan ödeme emri dosyalarında yer alan fiyat araştırma tutanağı ve ürün muayene ve kontrol tutanaklarında ki imzalar bana aittir. Ancak ben bu tutanakları içeriğine çok da dikkat etmeden imzaladım.Sanık Hanife ALTUN(2); “İhale konusunu baştan sona kadar müdürümüz Tarık KILIÇ takip ederdi. En son aşamada ihaleyi kazanan firmanın evraklarının olduğu dosyası getirerek bizlere imzalatırdı. …tüm ihalelerde ihale komisyon üyesi olarak benim imzam bulunmaktadır. Ben gelen teklifleri ve ihaleyi kazanan firmayı imzalama aşamasında öğrenirdim. … hiçbir şekilde piyasa araştırma yapmadım müdürümüz Tarık KILIÇ’ın uygun gördüğü firmaya ihale verilirdi. … Firmalara ödemeleri genellikle Yasemin EKŞİ isimli arkadaşım yapardı. … bazı firmaların sadece kağıt üzerinde olduğunu gerçekte ilgili kurumlara kayıtlı firmalar olmadıklarını öğrenmiştim … İlgim ve alakam ise beyan ettiğim gibi sadece müdürümüz Tarık KILIÇ tarafından komisyon üyesi ya da piyasa araştırma konulu imzalamam için getirdiği ve benim de imzaladığım evraklardan ibarettir. Aksi takdirde benim bir menfaatim olmamıştır.”
Sanık Nurcan EKŞİ UZUN(3); “İhtiyaç listelerinde bulunan malzemelerin fiyat araştırmasını Müdürümüz Gülbeyaz KARASU isimli şahıs yapardı, bizim buradaki fonksiyonumuz hazırlanan belgeyi imzalamaktı, benim belediyede çalıştığım dönemde fiyat araştırması üzerine herhangi bir görevim söz konusu değildi, fiyat araştırmasını ve ürün muayene ve kontrolünü yapan kişi Müdürümüz Gülbeyaz KARASU isimli şahıstı … belgeler üzerinde bulunan imzalar gerçektir ve bana aittir, benim tarafımdan müdürümüz Gülbeyaz KARASU isimli şahıs isteği üzerine atılmıştır … piyasa araştırması komisyonunda bulunmam tamamen müdürüm Gülbeyaz KARASU isimli şahsın isteği üzerine attığım imzadan ibarettir, ben piyasa araştırması yapmadım bahse konu firmaları ve yetkililerini tanımam”
Sanık Ayfer UZUN(4); “Bende kısım amirim Gülbeyaz KARASU isimli şahsın talimatları doğrultusunda ihale dosyalarının yazışmalarını yaparak ve teklif veren firmaların da teklif mektuplarını dosyaya ekleyerek onaya sunardım. Ben teklif mektubu veren firmaların sadece vermiş oldukları teklif kağıtlarını görürdüm. Bu firmaların belgelerini ve yetkililerini görmezdim. Bu yüzden bu firmaların belgelerinin sahte olup olmadığını bilemiyorum. … amirlerimden gelen talimatların ve belgelerin içeriklerini sorgulamadan ne yapılması gerekiyorsa onu yapardım”
Sanık Vatan TEKTAŞ(5); “Gülbeyaz KARASU ya ismimin neden ihale dosyasına açıldığını sorduğumda; sen de bizim personelimizsin, herhangi bir sakıncası olmadığını belediye ye ihtiyaç ve kırtasiye malzemeleri alımı ile alakalı olduğunu söylerdi … ÖE-6-11-14-26-40-45-54-69 kodları ile numaralandırılan ve bana göstermiş olduğunuz ödeme emri dosyalarından bazılarında fiyat araştırma komisyonu üyesi ve ürün muayene ve kontrol komisyonu üyesi olarak görev aldığım görülmekte ise de ben kesinlikle herhangi bir ihalenin hiçbir aşamasında bulunmadım. Yine ödeme emri dosyasında isimleri geçen firmalardan fiyat araştırması yapmış gibi görünsem de kesinlikle böyle bir araştırma yapmadım, herhangi bir firmaya gitmedim. … Belirtilen tutanaklarda bulunan imzaların bir iki tanesi bana ait ancak diğerleri tamamen benzetilmek sureti ile benim adıma atılmış imzalardır. Orhanlı Belediyesi bünyesinde tüm kırtasiye malzeme alımı işleri ile yetkili Yazı işleri müdürü Gülbeyaz KARASU isimli şahıstır. …faturalardaki ürünlerin belediye birimleri teslim edilip edilmediği konusunda bir bilgim yoktur. bu ürünlerin alınıp alınmadığı hakkında da herhangi bir bilgim bulunmamaktadır. … …. Görevlendirme yazısı tamamen Gülbeyaz KARASU tarafından bilgim dışında tanzim edilmiştir bu belge üzerinde de zaten imzam bulunmamaktadır. Doğrudan mal alımı için yapılan kırtasiye malzemesi alımı ile ilgili yapılan eylemin hiçbir aşamasında bilinçli bir şekilde görev almadım. İsmi geçen Nurcan EKŞİ isimli şahıs ta benim gibi belediye de görev yapan bir şahıstır. kendisi ile fiyat araştırması yapmış değilim.”
Sanık Emine KUMRAL ÇAVUŞ(6); “Ben bu belgeler üzerindeki imzaları amirim Nurettin YAZAR isimli şahsın emri ile attım. Belge içeriklerini tam olarak bilmiyorum. … formalite icabı belgelere imza attım ancak piyasa araştırması yapmadım. Yapılan piyasa araştırmaları kâğıt üzerinde yapılırdı ve ben de hazırlanan belgeyi imzalardım.”
Sanık Necati BAŞ(7); “Bahse konu imzalar bana aittir. Ben dediğim gibi fiyat araştırması komisyonunda ve Muayene Kontrol komisyonun görev aldım. Ben hiçbir zaman fiyat araştırması ve belediyeye alınan malzemelerin kontrolü yaparak teslim almadım. Ben adımın yazılı olduğu belgeyi Emine KUMRAL ÇAVUŞ ve birim amirimiz olan Nurettin YAZAR isimli şahıslar getiriyorlardı bana imzalamamı söylüyorlardı, ben de gerekli yerleri imzalıyordum. Bu şekilde birçok evrak imzaladım, ama bu evrakların ne olduğuna bakmadım. …Bu yapmış olarak gözüken fiyat araştırmalar neticesinde alınan malzemelerin alıp alınmadığını bilmiyorum.”
Sanık Engin METİN; “ben bu komisyonların hiç birine katılmadım, ben alınan malzemeler ile ilgili herhangi bir araştırma yapmadım, müdürümüz Şinasi Selçuk KAMIŞ isimli şahıs beni görevlendirdiğini beyan edip evrakları imzalamamı istediği için ve işten atılacağım korkusuyla bana verilen bu evrakları imzaladım, … belirtilen malzemelerin alınıp alınmadığı hakkında bir bilgim yoktur”,
Sanık Yaşar KARACA; “ Ben ve fiyat araştırması komisyonunda görevli olarak gözüken arkadaşlarımla beraber herhangi bir firmaya giderek fiyat teklifi almadık firma yetkilileriyle görüşmemiz olmadı … Benim bu tutanakları imzalamamın nedeni Komisyonda görevli olarak personel yetersizliğinden benim adımın olmasından dolayıdır. Daha öncede anlattığım gibi bu fiyat araştırması Şinasi Selçuk KAMIŞ a kapalı zarp ile geliyordu kendisi zarfı açıp bize gösterdikten sonra en uygun fiyat veren firmanın ismini söylüyordu bizde o firmanın adını yazarak dosya hazırlıyorduk. Ben şimdiye kadar belediye gelen malzemeleri teslim almadım”,
Sanık Murat YILMAZ; “Yapılan doğrudan alımlar ile ilgili detaylı bilgiye sahip olmadığımdan ve sadece Selçuk KAMIŞ tarafından gösterilen yerleri imzalamam söylendiğinden sadece imzamı attım. İhaleye konu malzemelerin temin edilip edilmediğini bilmiyorum. Herhangi bir komisyon görevi yapmadım. İsmi geçen firmaları tanımam. Bütün işlemler ile Selçuk KAMIŞ ilgilenmekteydi. Ben Selçuk KAMIŞ isimli şahsın verdiği talimat gereği sadece imza attım. Selçuk KAMIŞ isimlerimizi dosyada hangi komisyonda olduğunu belirler ve bize de belediyeye malzeme alınacağını söyleyerek imzamızı atmamızı söylerdi”
Sanık Atanur SÜLEYMANOĞLU; “Şinasi Kamış isimli şahıs Belediyeye Mal ve hizmet alınacağı zaman sekreterine ve Atilla AYDIN’a benim ve diğer arkadaşlarımın isimlerini mal alım belgesine yazdırıyordu. Kırtasiye malzemesi alınacak diyerek bize gösterilen evraklara imza atmamız isteniyordu. Bizde yetkili amirimiz olduğu için bu belgelere imza atıyordum. Ancak atmış olduğum belgelerin içeriklerini bilmiyordum. Bize herhangi bir açıklama yapılmazdı. …Ancak atmış olduğum imzalara karşın herhangi bir malın teslimini ben hiç almadım”
Sanık Yusuf KELEŞ; “Selçuk KAMIŞ ile Kamil TOSUN isimli şahıs kırtasiye malzemesi ile ilgili evrak getiriyordu. Yani Kamil TOSUN herhangi bir firmadan Şinasi Selçuk KAMIŞ’a teklif getirdiğini biliyorum ancak içeriği hakkında bize herhangi bir şekilde bilgi verilmezdi. … bana bir takım evrakları imzalatırdı. Bu evrakların içeriği hakkında hiçbir bilgim yoktur….Şinasi Selçuk KAMIŞ isimli şahıs bana evrakları imzalamamam durumunda işime son vereceğini belirterek beni bu şekilde korkuttu. Belediyenin ihale sonucu aldığı malzemelerin firmalar tarafından Orhanlı belediyesine teslim edildiğini görmedim ben ve diğer mesai arkadaşlarım Murat YILMAZ ve Atanur SÜLEYMANOĞLU hiçbir şekilde mal görmedik. Ve herhangi bir mal sayımı ve kontrolü yapmadık”
Sanık Özdem TOPAL; “Bana sormuş olduğunuz ÖE-4-9-12-13-15-18-19-20-31-33-39-57-60-64-70-71 kodları ile numaralandırılan ödeme emri dosyaları ile ilgili kesinlikle uzaktan yakından bir alakam yoktur. Ben Orhanlı Belediyesinde çalışmış olduğum dönemde hiç ihale komisyonuna katılmadım. Fiyat araştırma komisyonu, ürün muayene kontrol komisyonlarında çalışmadım. … Benim çalıştığım bölümde stajerler, muhasebe elemanları Yasemin EKŞİ, Hanife ALTUN, Leyla YAVUZ isimli şahıslar yanıma gelerek bir evrakta imzan var deniyordu. Bende bankoda çalıştığımdan yoğun iş temposundan gelen mükellefleri bekletmemek ve imzayı getiren kişiye duyduğum güvenle evrakları hiç okumadan imzalardım. Ancak imzalamış olduğum evrakların içeriğini bilmiyordum. Bu evrakların usulsüz olduğunu bilmiyorum. …”
”Sanık Şahin TÜKEZ; “…bizden sorumlu olan Şinasi Selçuk KAMIŞ bize yapılan ihale veya doğrudan mal alım işleri ile alakalı olarak hazırlatmış olduğu belgelere imza atmamızı isterdi. Ben ve diğer arkadaşlarım bu belgelere imza atardık. İmza atmış olduğum belgenin içeriğinde neyin beyan edildiğini, hangi malın veya hizmetin alındığını bilmiyorum. …Ürün kontrol komisyonunda görev aldığımda da bu şekilde önümüze sunulan belgeleri imzaladım. Ancak Belediyeye doğrudan alımı yapılan kırtasiye malzemelerini belediyeye toplu olarak alındığını görmedim. … Biz sadece emir silsilesi içerisinde verilen görevi yaptık. … Şinasi Selçuk KAMIŞ isimli şahıs seni bir komisyona yazdım imza at derdi.”
Sanık Leyla YAVUZ ifadesinde SUSMA HAKKINI kullandı
Sanık Ertaç AYDEĞER; “Belediye Başkanlığı’nda çalışmış olduğunuz dönemde belediye bünyesinde yapılan ihalelerde; ihale komisyonu, fiyat araştırma komisyonu veya ürün kontrol-muayene komisyonunda kesinlikle görev almadım. … işçi olarak kendilerine bağlı olduğum Nuretttin YAZAR bize belediyeye kırtasiye malzemesi alınacağını belirterek bir takım belgeleri imzalattı. Bana imzalatılan bu belgelerin içeriğini dahi bilmiyorum. … çalıştığım birimin sorumlusu Nurettin YAZAR bize içeriğini okumadığım bir takım belgeleri imzalattı. … Bu zamana kadar Belediye toplu olarak alınan kırtasiye malzemelerini görmedim. Ödeme belgeleri ekinde bulunan faturalardaki ürünlerinde Belediye Birimlerine teslim edilip edilmediğini bilmiyorum.”
Sanık Mustafa KÖKLÜ; “Nurettin YAZAR belediyede temizlik işleri müdürüdür. Benim çalışmış olduğum dönemde sorumlu amirimdir … Ben belediyede temizlik işlerinde süpürgeci olarak çalışırdım. Ben ihale işlerini bilmem anlamam alakam da yoktur. Adımın geçtiği belge ve tutanakları ben imzalamadım. Ancak bana temizlik işleri bölümünde çalışan arkadaşlar işlerle alakalı evrak imzalatırdı ama ben ne evrakı olduğunu bilmiyordum”
Sanık Mustafa YETGİN; “…muhasebe müdürü Tarık KILIÇ’ın onayı ile aldıkları çeki bankaya götürüp tahsil ederlerdi. … İlgi Ödeme Emri Dosyalarında bulunan fiyat teklifleri muhasebe çalışanları olan Yasemin EKŞİ, Hanifi ALTUN ve Muhasebe Müdürü olan Tarık KILIÇ tarafından hazırlanarak eğer dosya içerisinde benim de imzamın bulunması gerekirse içeriğini kontrol etmeden imzamı atardım.”
Sanık İsmail ÖKTEN; “557 adet proje dosyasının alımı için fiyat araştırmasını nasıl yaptığımı aradan uzun zaman geçmesinden dolayı hatırlamıyorum. Söz konusu alıma ilişkin piyasada Balin Tekstil, Emek Kırtasiye ve İpekcan Kırtasiye isimli iş yerlerine giderek fiyat teklifi alıp almadığımı hatırlamıyorum….fiyat tekliflerinin kim tarafından ve ne şekilde düzenlendiğini kesinlikle bilmiyorum”
Sanık Hüseyin SARI; “Piyasa araştırmasında geçen Balin Tekstil, Emek Kırtasiye ve İpekcan Kırtasiye ile görüşüp görüşmediğimizi hatırlamıyorum. Bu firmaların kaşelerinin ve imzalarının sahte olup olmadığını da hatırlamıyorum. Bu ihaleyi alan firmayı da hatırlamıyorum. … Piyasa araştırmasında geçen Öz Kağıtçılık Kimya Bil. Emek Kırtasiye ve İpekcan Kırtasiye ile görüşüp görüşmediğimizi hatırlamıyorum. Bu firmaların kaşelerinin ve imzalarının sahte olup olmadığını da hatırlamıyorum.”
Sanık Kamil İNCESU; “Fiyat Araştırma Komisyonunda işlemler genelde evrak üzerinden ve firma yetkililerini görmeden firmalara ait belgeler üzerinden yapılmaktaydı. … Piyasa Fiyat Araştırma tutanağında bulunan ismimin altındaki imzalar ise bana aittir. Biz bu tutanakları genelde İsmail ÖKTEN ve Hüseyin SARI ile beraber yapardık.”
Sanık Muzaffer DİKMEN; “Bana bu yazıyı birim müdürüz olan Nurettin YAZAR isimli şahıs getirerek bana iş ile ilgili olduğunu benim adımı açtığı imzalamam gerekttiğini söyledi bende kendisi müdürümüz olduğu için herhangi bir soru sormadan okumadan imzaladım. Benim bu imzalamış olduğum belgeler karşılığında herhangi bir menfaatim olmadı. … birim müdürümüz bana imzala dedi bende imzaladım içeriğinin ne olduğunu bilmiyorum.”
İTİRAFÇI SANIKLAR HERŞEYİ ANLATTI!
A) Sanık BİROL HALEZAROĞLU: “2004 yılından bu yana Ekip Ofis unvanlı firmada ön muhasebe işlerine baktım. firmayı Kamil yönetmekte ve emirleri adı geçen şahıs verirdi. Ayrıca imza yetkisi de Kamil TOSUN da idi.EMEK KIRTASİYE , YILDIZKÜÇÜKFOSFOROĞLU, İPEKCAN KIRTASİYE, HÜLYA TUNÇ (SOLAK), MEDYA 34 FİLM ORG. LTD ŞTİ, BÜYÜK TİCARET-AHMET BÜYÜK, İLETİM KIRTASİYE VE ÇAĞ ELEK. BİLG. SİST. LTD ŞTİ unvanlı firmaları Kamil TOSUN un Orhanlı Belediyesine doğrudan alım işi için yan teklif olarak hazırlattığı belgelerden hatırlıyorum. Bu firmalar adına Orhanlı belediyesine teklif mektubunu Kamil TOSUN un talimatları ile hazırlardım. Hazırlanan teklif formu üzerine bu firmaların kaşesini Kamil TOSUN vururdu. Ve kaşe üzerine herhangi bir personele de imzalatırdı. firmaların bu tekliflerden hiç haberi yoktur. Bu kaşelerin üzerine bende imzalamış olabilirim. Fakat imzalayıp imzalamadığımı hatırlamıyorum. Firmaların ortağını, sahibini ve yöneticisini tanımıyorum. Firmanın ismini bilmemin tek sebebi budur.
Ziraat Bankası Tuzla Şubesi’nden Orhanlı Belediyesi tarafından yazılan çeklerin tahsilatlarını yaptım. Bu çekleri tahsil etmem için Kamil TOSUN bana veriyordu, ben de adımı ve “Aydıntepe Mah. Vural Sok. No:26 Tuzla/İst.” adresini yazmak suretiyle bu çekleri tahsil ediyordum. Bu adresi yazmamı Kamil TOSUN istemişti. Bu adres firmamızın belediyece değiştirilmeden önceki Ekip Ofis unvanlı firmanın eski adresidir. Bu çekleri tahsil ettiğimde Kamil TOSUN bazen benim yanımda oluyordu ve parayı direk alıyordu. Bazen de ben yalnız olarak parayı tahsil edip, Kamil TOSUN a teslim ediyordum. Kamil TOSUN ben muhasebeci olduğum için, para tahsilatından sonra beni iş yerin de bırakıp, bazen şoför olan Adem NAÇAR ile genelde ise yalnız olarak Orhanlı belediyesine giderdi. Parayı çektikten sonra paranın tamamını Kamil TOSUN kendisine alıyordu. Bana tahsil ettirdiği paralardan bu güne kadar, hiç para vermemiştir. Zaten ben şahsın iş yerinde maaşlı eleman olduğum için para vermesi konusunda bir talebim olmamıştır.
Adem NAÇAR’ da benim gibi Ekip Ofis bünyesinde çalışan bir elemandır. Bu şahısta Kamil TOSUN un yönlendirmesi ile çek tahsilatı yapmıştır. Fason firmalarla hiçbir alakası yoktur. Öz Kağıtçılık Kimya Bilgisayar Org. San. ve Tic. Ltd. Şti., Balin Tekstil Makine Kırtasiye Rek. Pro. Ltd. Şti., Nuray Tekstil Ürünleri San. Tic. Ltd. Şti. ve Atabay Kırtasiye Kağıtçılık Matb. Rek. Bilg. Ür. Paz. San. Tic. Ltd. Şti. unvanlı firmalar adına Orhanlı Belediyesi tarafından açılan doğrudan temin ihalelerine girmek için patronum olan Kamil TOSUN un yönlendirme ve talimatları ile iş yerindeki bilgisayardan bu firmaların teklif mektupları ile yan teklifte bulunulacak, diğer firmaların teklif mektuplarını bilgisayarda hazırlayarak çıktısını alırdım. Bu çıktılar üzerine Kamil TOSUN isimli şahıs, çantasında bulundurduğu firma kaşelerini basardı. Teklif mektupları kaşelendikten sonra iş yerinde çalışan herahangi bir personele imzalatırdı. Daha sonra da bu mektupları zarf içerisine koyarak belediye ye götürmekte idi. Bu teklif mektuplarından bazılarına bende imza atmış olabilirim. Ama şuan imza atıp atmadığımı tam olarak hatırlamıyorum.
Kamil TOSUN, bu teklif mektuplarını bizzat belediye ye kendisi götürürdü.
Faturayı götürürken veya öncesinden belediye ye faturada yazılı malları bizim aracılığımız ile hazırlama, yükleme, teslim işi yaptırmamıştır. Kendisinin de böyle bir teslimat yaptığına şahit değilim. Kamil TOSUN, faturaya teslim ettikten sonra fatura bedeli olan çeki kendisi alarak firmaya gelirdi. Bu çeklerden bir kısmını yukarıda beyan ettiğim gibi tahsilatını yine onun talimatı ile ben yaptım ve tahsil ettiğim paranın tamamını Kamil TOSUN a teslim ettim. Tahsil ettiğim paraları zarf içerisinde Kamil TOSUN a teslim ettiğime dair, iş yeri çalışanları olan Adem NAÇAR, Çoşkun BAYRAM ve Bayram DORUK şahittir. …
Gülbeyaz KARASU, Atilla TEKİN ve Şinasi Selçuk KAMIŞ, Tarık KILIÇ ve belediye çalışanı olup, ta ismini hatırlayamadığım bazı şahıslar Kamil TOSUN nu arayarak belediye yada başka bir yerden buluşma isteklerini belirterek Kamil ile buluşup, Kamil’e tahsil edilmek üzere çek verirlerdi. Kamil de almış olduğu çeki bana ve bazen de Adem NAÇAR a vererek parayı tahsil ettirirdi. Tahsil ettiğimiz parayı Kamil TOSUN na eksiksiz teslim ederdik. Kamil TOSUN ise yukarıda ismini saydığım şahısları arayarak parayı aldığını belirterek buluşma yeri söylerlerdi.”
B) Sanık ADEM NAÇAR: “Ben Ekip ofis ünvanlı firmada çalıştığım dönemde Ziraat Bankası Tuzla Şubesi’nden Orhanlı Belediyesi tarafından yazılan çeklerin tahsilatlarını yaptım. Bu çekleri tahsil etmem için Kamil TOSUN bana veriyordu, ben de adımı ve “Aydıntepe Mah. Vural Sok. No:26 Tuzla/İst.” adresini yazmak suretiyle bu çekleri tahsil ediyordum.
Bu çekleri tahsil ettiğimde genel olarak Kamil TOSUN benim yanımda bulunuyordu. Parayı çektikten sonra paranın tamamını Kamil TOSUN’a veriyordum. Parayı verdikten sonra şöför olduğumdan dolayı Kamil TOSUN ile birlikte Orhanlı Belediyesine gidiyorduk. Kamil TOSUN ben şöför olduğumdan beni kapıda bırakarak belediye başkanı veya diğer müdürlerin yanına giderek odasında görüşüyordu. Kamil TOSUN belediyeden başkan Cemil EKŞİ, müdürler Tarık KILIÇ, Gülbeyaz KARASU, Nurettin YAZAR ve zabıta komiseri Şinasi Selçuk KAMIŞ ile görüşürdü.
Çekleri Kamil TOSUN ile birlikte Orhanlı Belediyesinden alırdık. Yine ben dışarıda beklerdim, Kamil TOSUN çeki alıp gelirdi. Çeki bana vererek cirolamamı ve tahsil etmemi isterdi. Çek bana Kamil TOSUN tarafından teslim edildiğinde çekin arkası kaşeli ve imzalı olurdu. Çekleri almak için belediyeye gidip Kamil TOSUN çekleri aldıktan sonra direkt bankaya giderek tahsilatı yapıyorduk. Arada başka bir yere uğramıyorduk. ben çek bedellerinin tamamını Kamil TOSUN isimli şahsa veriyordum. Hatta 4 adet çekimde Kamil TOSUN yanımda bulunduğundan, parayı alarak destesini dahi bozmadan yanımda bulunan Kamil TOSUN’ un çantasına koyuyordum.”
Birol HALEZAROĞLU’ da benim gibi Ekip Ofis bünyesinde çalışan bir elemandır. Bu şahısta Kamil TOSUN un yönlendirmesi ile çek tahsilatı yapmıştır. Fason firmalarla hiçbir alakası yoktur.
C) Sanık KAMİL TOSUN: “ … sorduğunuz hiçbir firma ile bu güne kadar herhangi bir ticaret yapmadık. Bahse konu firmalara hatırladığım kadarı ile bu güne kadar hiçbir şekilde ne fatura kestim, ne de bahse konu firmalarda bu güne kadar fatura aldım. Bahse konu firmalar tarafından bana verilmiş herhangi bir vekaletname bulunmamaktadır.
… Bu çeklerde Tarık KILIÇ tarafından bana teslim ediliyordu. Çek teslim edildiğinde arkasında firma kaşesi basılı idi. ben bu şekilde çeki alarak tahsilatı yapmakta idim. … Gerçekleştirildiği iddia edilen eylemler neticesinde, devletin kasasından çıkan 1.770.000,00 TL parandan herhangi bir pay almadım. Çeklerin tahsil edildiği tarihlerde beni belediyeden Tarık KILIÇ telefon ile arayarak gelip çeki almamı söylemekte idi. bunun dışında diğer belediye yetkilileri ile de aynı tahsilat konularında görüşmelerim olmuştur.
… Bana göstermiş olduğunuz çeklerin tamamının bedeli banka dekontunda yazılı tarihte tarafımdan çekilmiştir. Ben bu çekleri Orhanlı Belediyesi Mali Hizmetler Müdürü Tarık KILIÇ tan teslim alıyordum. Teslim alırken firma adına kesilen faturaları ben vermiyordum. Çeki teslim aldığım da çekin arkasında bulunan birinci cirantacı ve çek hamili Öz Kâğıtçılık Kimya unvanlı firmanın kaşesi basılı ve kaşe üzerinde imza atılı halde bu çekler Tarık KILIÇ tarafından bana teslim ediliyordu. Çek bedelini tahsil ettikten sonra paranın tamamını Birol HALEZEROĞLU na elden nakit olarak teslim ediyordum.
devletin kasasından çıkan 1.770.000,00 TL parandan herhangi bir pay almadım. Çeklerin tahsil edildiği tarihlerde beni belediyeden Tarık KILIÇ telefon ile arayarak gelip çeki almamı söylemekte idi. bunun dışında diğer belediye yetkilileri ile de aynı tahsilat konularında görüşmelerim olmuştur.”
————
İddianamenin tamamı için tıklayınız
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
-
T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ VE PLANLAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ÇED VE PLAN İZLEME KONTROL DAİRESİ BAŞKANLIĞI 8/8/2...