30 Mart 2016 Çarşamba

Asansör Kronolojisi

Asansör Kronolojisi



4500-1500 M.Ö.
Metalürjinin başlangıcı 3000 yıl öncesi bakır ve tunç devrine uzanmaktadır. Bakır madenciliği M.Ö. 4000 ila 2500 yılları arası Balkanlar ve Karpat dağlarında sürdürülmüştür. Sonraki 1000 yıl içerisindeki madencilik dönemi ise Slovakya’daki maden eritme ve dökme merkezinde boy göstermiştir. İnsanoğlunun ısının işlevlerini keşfetmesiyle bakır işletmeciliğinin başka özellikleri Güney İspanya ve Kafkas Dağlarında ortaya çıkmıştır. Bakır pratik araç-gereç ve silah üretimi için yumuşak bir malzemeydi. Bakır ile % 20 oranında alüminyumun karıştırılması ile iki oldukça yumuşak metalden çok sert tunç madeni elde edilmiştir.
2900 M.Ö.
Dünyanın yedi harikasından biri olan Gize’deki 147 mt yüksekliğindeki Keops Piramidi için neredeyse 5 ton ağırlığında taş ilkel taşıma araçlarıyla inşaat alanına götürülmüştür. Bazı araştırmalara göre yapıda 4.000 duvarcı ve 100.000 işçinin emeği vardır.
2500 - 1000 M.Ö.
Orta Doğuda ortaya çıkan Demir Çağında 1.500 derecelik ısılar uygulanmıştır. Bronzdan çok daha sert olan bu yeni metal, bir 1000 yıl daha kullanılamayacaktır. Büyük ölçekli demir eritmenin ekonomik yöntemleri Anadolu’da bulunmuş olup silah, demir araç-gereç ve teçhizatları M.Ö. 1.000 senesinden sonra üretilmeye başlamıştır.
2500-1500 M.Ö.
Karşı ağırlık kaldırıcının (sulama cihazı) kullanılmasıyla Nil nehri hendeklere aktarılmıştır.
3500-600 M.Ö.
Sümerler, Babilliler ve Asurlulara özgü olan sıralı tapınaklar tuğlalardan inşa edilmiş olup en fazla 150 m yüksekliğine ulaşır. En üst noktada ise bir türbe bulunur.
600 M.Ö.
Efes’teki Artemis tapınağının çatısını taşımak adına kullanılan 2.000’e yakın taş kolonu yerine yerleştirmek için kum çuvallarından yapılmış bir rampa kullanılmıştır.
285 M.Ö.
Pharos adasındaki İskenderiye limanında 91,4 m yüksekliğinde bir ışık evi Doğu Akdeniz’deki gemiler için işaret kulesi niteliğinde kullanılmıştır. Dünyanın yedi harikasından biri olan bu yapı 1.600 yıl boyunca işlev görmüştür.
236 M.Ö.
Yunan matematikçisi, fizikçi ve mucit Arşimed, vinç, makara ve halat takımlarıyla birçok kaldırma ve çekme aracı tasarlamıştır. Su ve benzeri hafif malzeme taşımacılığını başlatan kişi olarak tanınmaktadır.
100 M.Ö.
Haterii mezarı için, birkaç kişi tarafından çalıştırılan ayak değirmeni, blok ve halat takımları eşliğinde malzeme taşımak üzere kullanılmıştır.
50
Akan su basıncıyla sürülen yatay eksenli su dümeni geliştirilmiştir.
1690
Fransız mühendis Denis Papin maden ocaklarından su çıkarmak üzere buhar kullanma fikrini bulmuştur. 1707 yılında yüksek basınçlı buhar kazanını üretmiştir.
1698
Askeri mühendis olan Kaptan Thomas Savery İngiliz madenlerinden su vakumlayan buhar pompası geliştirmiştir.
1712
İngiliz demir tüccarı Thomas Newcoman derin maden ocaklarından su pompalayan bir buhar makinesi geliştirmiştir. 1739’da kurulan makine ile 48 saatte 50 insangücü ve 20 atın bir haftada yapacağı işin verimi sağlanmıştır.
1743
15. Luis’in Versailles’da bulunan apartmanını, sevgilisi Madame de Chateauroux’a bağlayan içinde insan taşıyan, karşılıklı ağırlıklı bir asansör üretilmiştir.
1764
James Watt buhar makinesine hazırlık olarak konsensatörü keşfetmiştir.
1765
James Watt buhar makinesinin patentini almıştır.
1774
İngiliz John Wilkinson el değirmeni buhar makinelerinin silindirleri için üretim kolaylığı kazandırmıştır.
1782
James Watt çift işlevli döner buhar makinesini geliştirmiştir. Watt ve çalışma arkadaşı ilk döner buhar makinesini Matthew Boulton Papplewick/Nottinghamshire’da bir pamuk ipliği değirmeninde uygulamıştır.
1796
İngiliz Joseph Branah silindir içerisindeki pistonu etkili kılan deri kaplı “U” çanağını üretmiştir.
1819
Danimarkalı fizikçi Hans C. Oersted elektro-manyetizmayı bulmuştur.
1821
Faraday elektromanyetik rotasyonun esaslarını bulmuştur.
1823
Burton ve Hormer 20 kişilik kapasitesi olan, Londra’nın eşsiz manzarasını gözler önüne seren, 37 metre yüksekliğe ulaşan bir “yükseltilen oda” üretmiştir.
1827
Wilhelm August Julius Albert demir halat üzerine ilk denemeleri yapmıştır.
1829
Amerikalı fizikçi John Henry elektromanyetik motorun ilk türünü keşfetmiştir.
1833
Burgomaster Durrell Harz dağlarındaki maden şaftında insanların karşılıklı sopalarla 200 metreye kadar yükseltilip alçaltılabildiği bir sistem geliştirmiştir. İki yıl sonra derinlik 420 metreye yükseltilmiştir.
1835
İngiliz William Barnett tutuşmaksızın gaz sıkıştırma işlevini geliştirmiştir. Sonradan çift vuruşlu motoru üretmiştir.
1835
Frost ve Stutt İngiltere’de ünlü kayışlı ve buhar basıncıyla çalışan, karşı ağırlıklı asansörü geliştirmiştir.
1841
John Röbling Amerika’da özellikle köprüler için tel kordon üretimini gerçekleştirmiştir. 1862’de asansör sanayisinde tel kordonları kullanıma sunan ilk kişidir.
1844
Viyana Opera Binasına çift hidrolik zemin kurulmuştur.
1845
Sir William Thompson hidrolik vinç fikrini geliştirmiş ve patentini almıştır. İlk vinci 3:1 oran ve makaralarla Newcastle tersanesinde kargo taşımada kullanılmıştır.
1845
İngiliz mühendis William M’Naught ilk bileşik buhar makinesini geliştirmiştir.
1846
Su basıncıyla çalışan ilk hidrolik endüstriyel asansör üretilmiştir.
1847
Fransız Marchecourt tarafından ilk güvenlik paraşütü üretilmiştir. Maden kafesinin askı ipi kopsa da düşmesini engelleyen cihaz ilk kez iki yıl sonra Decize maden ocaklarında kullanılmıştır. Aynı sene Anzin maden ocaklarında müdür olan Fontaine tarafından geliştirilmiştir.
1850
New Yorklu Henry Waterman 1851’de “sabit halat sistemini” geliştirmiştir. George Fox ile Boston firması ise yük asansörleri için kendi kendini kilitleyen donanımı üretmiştir.
1851
Sir William Armstrong şehir suyunun basıncını sağlamak için, dökme demirden içi taş dolu bir kovayı destekleyen geniş çaplı dikey bir piston şeklindeki ilk akümülatörü geliştirmiştir. Böylece 5 milyon Pascala yakın basınç elde edilir.
1851
George Fox ve Boston firması kendi kendini kilitleyen dişli çarklı yük asansörü fikrini bulmuştur.
1854
Elisha Grave Otis, Crystal Palace’taki New York fuar alanında asansör yolcularının emniyetini kanıtlayarak ilk güvenlik asansörünü sergilemiştir.
1856
William H. Thompson ve Eustus P. Morgan depolar için “güvenlik ambarı” fikirlerinin patentini almışlardır. Bu sistemde her katın girişine yerleştirilmiş kayar ve menteşeli kapılar sistemi yangının yayılmasını engelliyor.
1857
Otis Asansör Şirketi ilk yolcu asansörü siparişini almıştır. Kuruldukları yıl olan 1853’den beri sadece yük asansörleri üretmişlerdi.
1857
Halkın kullanımına açık olan ilk asansör Otis Brothers tarafından E.W. Haughtwhat&Company için Broadway’deki beş katlı mağazadaki buharla çalışan türdür.
1860
Augusto Stigler Milano’da bir mühendislik firması kurmuştur. İlk elektronik asansörler 1898’de üretilmiştir.
1860-1864
Londra’daki Victoria istasyonunda bulunan beş katlı Grosvenor Oteli şehir suyu basıncıyla çalışan asansörlere sahip ilk oteldir. Müşteriler bu cihazlara “yükselen odalar” derlerdi.
1862
Otis Brothers çift dikey buhar silindiri olan yük makinesini geliştirmiştir. Makaradaki bantlar gövdenin sürülmesini sağlar.
1861-1866
Otis dikey basınç asansörünü geliştirmiş ve beş yeni patentle çok halat destekli emniyet asansörünü üretmiştir. İki veya daha fazla halatın dengelenmesi ve uzun süreli dayanıklılık üzerine yoğunlaşmıştır.
1862
İlk funiküler Fransız Molinus ve Pronier tarafından Lyons/Croix-Rousse’de inşa edilmiştir. 16 derecelik eğimle 466 mt yüksekliğe ulaşmaktadır.
1863
İlk yeraltı metrosu Londra’daki Baker Street istasyonu ile açılmıştır.
1863
Miller asansör vagonunun düşmesini önlemek için vida takımları ve vagon platformu kullanmıştır.
1864
Philadelphia’lı William Smith vidalarla sürülen döner çemberi geliştirmiştir.
1865
İngiliz Easton ve Amos firmaları Brighton otelinde 17 mt yüksekliğe ulaşan doğrudan işlevli yolcu asansörünü kurmuştur.
1865
Amerikalı Morgan Willard asansör vagonunun her tarafına yerleştirilen vidalama olanağıyla asansör boşluğunun uzunluğunun artırılabildiği bir sistem geliştirmiştir. Miller sisteminden farklı olarak burada vidalar dönebilmektedir. Vidalar ile vagonun enerji kaybı azaltılmıştır. Ashcroft Kardeşler 1868’de, William Edison ise 1869’da bu sistemi geliştirmişlerdir.
1865
Paris’teki 6 katlı Grand Otele ilk hidrolik asansör kurulduğunda basınç o kadar düşüktü ki su basıncının gerekli seviyeye çıkışı sağlayabilmesi için de gazlı bir motor kurulumu gerekmişti. İki yıl sonra sistem Leon Edoux tarafından yenilenmiştir.
1867
Campbell, Whitter & Co. 2000 ila 8000 libre ağırlığına kadar ulaşan Miller Patentli Asansörü üretmiştir.
1867
Leon Edoux Evrensel Paris Fuarında ilk emniyetli hidrolik asansörleri sergilemiştir. Asansörün 20 m yüksekliğine kadar taşıma özelliği vardır. Asansöre bağlanan dört demir kolon aynı zamanda karşı ağırlık işlevini göstermektedir, bunlar da zincirlerle vagona bağlıdır. Artık yolcuların emniyeti sağlanmıştır!
1867
Otto & Langen tarafından geliştirilen gaz makineleri “en ekonomik güç tedariki” adı altında Altın Madalya kazanılmıştır.
1867
Werner von Siemens yaratıcı alternatif akım için mekik armatürü geliştirmiştir. Dinamo adı verilen bu armatür elektronik akımının bütün dünyada uygulanmasına yol açmıştır.
1868
New York metrosunun inşaatı başlamıştır.
1868
Waygood ilk hidrolik asansörünü üretmiştir. Richard Waygood şirketini 1842 yılında kurmuştur.
1869
William E.Hale Chicago’da “su balanslı asansörü” geliştirmiştir. Özelliği ise çekim kuvvetidir.
1870
C.W. Baldwin su balanslı asansörün patentini almıştır; hareketi su basıncı değil, ağırlığı sağlar.
1870
New York’taki 9 katlı Hayat Sigortası Kuruluşunda ilk kez iş yerlerine özel tasarlanmış olan yolcu asansörleri kurulmuştur. Bu asansörler 30.000 USD maliyete sahiptir. İlk gün bu asansörü 2.500’e yakın kişi kullanmıştır.
1870
1860 senesi itibariyle buhar ve elle çalıştırılan asansörlerin üreticisi Lane&Bodley şehrin merkezi su sistemine bağlı olmayan hidrolik asansörü geliştirmişlerdir. 1872’de tasarımlarını Cincinnati Sanayi Fuarında sergilemişlerdir. O dönemde L&B ve diğer iki üretici bölgede 100 adede yakın asansör kurmuş, böylece Cincinnati’yi bir asansör üretim merkezi haline getirmişlerdir.
1871
New York- Albert Lucius yatay bir silindir yardımıyla ilk hidrolik raf ile çarkı tasarlayıp patentini almıştır.
1871
Büyük Chicago yangını şehrin merkezinde yaklaşık 18.000 binayı yok etmiştir.
1872
Timothy Stebins dikey hidrolik piston ile sürülen bir raf ve çark makinesi tasarlamıştır. Makine boyutunun değiştirilmesiyle taşıma kapasitesi ile hızı değiştirilebilmektedir.
1872
İlk dikey motorlu hidrolik asansör New York’ta kurulmuştur.
1872
Nickolas August Otto ve Eugene Langen isimli Alman mühendisler iki devirli gaz makinesinin pazarlamasına başlamışlardır. Zaman içinde 5.000 adet satılmıştır.
1874
Yük taşıma halatları ilk kez Alman Harz dağlarındaki maden ocaklarında kullanılmıştır.
1875
Cincinnati’de Lane ve Bodley ilk halat çekmeli hidrolik asansör sistemini oluşturmuştur. Bu sistemde silindirlerden herhangi bir sızıntı veya kaçak olmamıştır.
1875
New York’taki dokuz katlı Western Union Telgraf Binasında, 30 hp buharlı motor gücü olan çok işlevli asansörler kullanılmaya başlanmıştır. Cyrus W. Baldwin kariyeri süresince 35’i aşkın asansöre yönelik patent almıştır. Willian Ellery Hale karşıt-dengeli (counterbalance) hidro atmosferik asansör patentini almıştır. Bu asansör yerçekimi gücüyle işletilmekte ve hızı 7,5 m/sn’ye varabilmektedir.
1875
Nicolas August Otto ilk ticari dört devirli gaz motorunu geliştirmiş, hemen Amerika ve İngiltere’de patentini almıştır.
1875
Robert Schindler Lucerne yakınlarındaki River Reuss’da, bir adada kurduğu bir dükkan ile Schindler’i yaratmıştır.
1877
Alman maden mühendisi Friedrich Köpe, Ruhr bölgesinde 218 1878 no.lu Alman patentini alarak ilk çekme sürüşü sistemini geliştirmiştir. Leon Edoux’un geliştirdiği dört doğrudan hareketli hidrolik asansör sisteminde her bir kabinin 60 kişilik yolcu potansiyeli ve 85 m. yükselme kapasitesi vardır. Her kulenin zeminindeki büyük buhar motoru suyu zirvedeki bir tanka taşır. Edoux uygulamalarının o bölgede eşi benzeri yoktur.
1878
Mannheim/Almanya’da Siemens ilk elektronik asansörü kurmuştur, aynı yıl Seimens ve Halske’ye ürünün patenti verilmiştir.
1878
Charles Hill Morgan doğrudan işlevli hidrolik asansörün patentini almış ve ilk örneklerinden birini Worcester’daki Wahburn&Moer Wire Works binasında kurmuştur.
1880
Paris’teki Grande Magasins du Louvre’un çeşitli katlarını birbirine bağlamak için Louvre Oteli’nin altındaki tünele bir tramvay kurulmuştur. Kabinler ray yolunun içine hidrolik asansörlerle yerleştirilmiştir.
1881
Werner von Siemens dinamoya buharlı motor bağlamıştır.
1881
Edison Paris Fuarı’nda 300 hp’lik buharla çalışan bir dinamo sergilemiştir.
1882
Otis Tufts ilk düşey şaft uzunluğunca helezon burmanın bulunduğu demir yolunu kurmuştur. Vagon hareketli somuna bağlı olarak hareket etmektedir.
1882
Batı Berlin Güç İstasyonuna Siemens tarafından 1000 hp’lik doğrudan bağlı buharla çalıştırılan bir buhar dinamosu kurulmuştur.
1882
İngiliz Hart, “Paternoster” diye anılan insan taşıma asansörü fikrini başlatmıştır. 1884’de İngiltere’de J&E Hala tarafından ilk devirli asansör (sürekli kovalı) geliştirilmiştir.
1885
Chicago’daki Sigorta Binası bulonlu birleşimli çelik iskeletli ilk yapı olmuştur.
1885
Profesör G. Forbes ilk kontak kömürünün 1288 no.lu patentini almıştır.
1886
Reynolds ilk vitessiz asansör makinesini geliştirerek Amerikan patentini almıştır.
1886
Avusturyalı mühendis Victor Popp sıkıştırılmış hava ağına bağlı “aerohidrolik” asansörü geliştirmiştir.
1887
William Baxter Amerika’da ilk elektrikli asansörü kurmuştur. Asansör Frank Alvord Perret tarafından geliştirilen bir elektrikli motorla çalıştırılmıştır.
1888
Charles Platt elektrikli asansörün yüksek çıkış sağlaması için yatay silindirli bir makineyi motorlu bir helezon burma ile birleştirmiş, böylece makaralarla hareket mekanizmasını sağlamıştır. Frank Sprague ise motor ve denetim sürecini geliştirmiştir.
1888
Otis Brothers&Co. hidrolik valflar için akümülatörlerden güç sağlayarak elektrik sistemi geliştirmiştir.
1888
J.Richard & Co. İspanya/Barcelona’daki Columbus anıtında 41 m yüksekliğe ulaşan doğrudan işlevli hidrolik asansörü kurmuşlardır.
1889
Paris’teki Gustave Eiffel Kulesine 5 buharlı hidrolik asansör kurulmuştur – ikisi Roux-Combaluzier’e, diğer ikisi Otis’e, sonuncusu ise Edoux’a aittir.
1889
Paris Sergisindeki Makine Galerisi’nin inşaatı Eiffel Kulesi kadar masraflı olmuş ve içerisine galeri boyunca dolaşan elektrikle işleyen hareketli platformlar kurulmuştur.
1889
Otis New York’ta alternatif akım ile yürütülen ilk asansörü geliştirmiştir.
1889
Amiot Paris fuarında basamaklı özel asansörünü sergilemiştir.
1890
Fransız De Bueren, New York’taki Alman-Amerikan Evine ilk vitessiz asansörü kurmuştur.
1890
Japonya’nın en uzun yapısı olan 12 katlı Ryoukaka en uzun seyahat asansörü kurulmuştur.
1890
Chicago’daki Tacoma Binası ilk çelik perçinli iskelet yapı olarak kurulmuştur.
1891
Roux-Compaluzier Paris’teki Alma Hipodromuna aslanları kafeslerden hipodroma taşımak için doğrudan işlevli bir hidrolik asansör kurmuştur.
1893
Jesse Reno Chicago Columbia Fuarında hareketli rampasını sergilemiştir. Elektrikli bir tren ziyaretçileri fuar alanı içerisinde dolaştırmış ve rıhtımdan gelenleri de hareketli bir kaldırım taşımıştır.
1891-1894
Dünyanın ilk funiküler rayları New Jersey/Weehawken’de kurulmuş, 61 m yüksekliğe araç taşımışlardır. Sisteme bağlı olarak her bir halatı 130 yolcu taşıyabilen üç halatlı hidrolik asansörden oluşan bir kule kurulmuştur.
1892
Harry Ward beraberinde birçok patenti getiren jeneratör kontrollü doğru akımlı motoru geliştirmiştir.
1892
New Jersey/Watessing’deki Sprague Asansör Şirketinin ürettiği 48 asansör Londra Metrosu’nun ilk elektrikli asansörleri olmuştur.
1892
Amerika’nın ikinci metrosu Chicago’da kurulmuştur.
1892
Jesse Reno bantlar üzerinde platform bulunan hareketli ve eğimli bir rampa geliştirmiştir.
1892
G.H. Wheeler hareketli ve tutacaklı merdiven geliştirmiştir.
1895
Chicago’daki 21 katlı Masonlar binası dünyanın en uzun binası seçilerek 10 yıl boyunca bu özelliği korumuştur.
1896
Budapeşti metrosu kurulmuştur.
1897
August L.Duwelius vitessiz makine konseptini geliştirerek 595874 no.lu Amerikan patenti elde etmiştir.
1897
Glasgow metrosu kurulmuştur.
1900
Chicago’daki 12 katlı Tüccarlar binasına ayrıntılandırılmış halatlara sahip bir asansör kurulmuştur.
1900
Paris Uluslararası Sergisi Avrupa’nın en büyük fuar organizasyonu olarak seçilmiştir ve fuar alanına saatte 2,5 ila 4,5 millik performans sergileyebilen hareketli bir çift yürüme bandı (the Trottier Roulant) kurulmuştur. Seeberger, Otis ile birlikte ilk Yürüyen merdiveni sergilemiştir. Bu fuar sayesinde Paris metrosu 23 duraklı kapasiteye kadar geliştirilmiştir.
1900
C.W.Baldwin vitessiz asansör için 1:1 halat sistemini geliştirerek ödül almıştır.
1904
Joseph Richmond İngiltere’de ilk butonlu makineyi üretmiştir.
1905
Chicago’daki Majestic Binası Masonların binasını da geçerek dünyanın en uzun binası unvanını kazanmıştır.
1906
Milano’da GG.Falconi asansörleri kurulmuştur.
1906/07
Sprague ve Otis Londra yer altı tüneline yapılacak her biri 70 kişi kapasiteli 170 asansörlük siparişi alabilmek için birleşmişlerdir.
1907
Otis ilk Kolektif Push Buton kontrollü asansörü üretmiştir.
1909
Chicaco’daki Blackstone ve LaSalle otelleri 22 yıl boyunca dünyanın en uzun binaları unvanını korumuşlardır.
1909
New York’taki 41 katlı Singer binasında asansörlere telefon hattı bağlanmış ve bu hatlar bir denetmen tarafından kontrol edilmiştir.
1910
KONE firması kurulmuştur.
1914
Boston’un ilk asansör kodu devreye girmiştir.
1918
New York’ta ilk 16 sayfalık asansör yönergeleri kitapçığı oluşturulmuştur. Buna göre asansör hızı 3,5 m/sn sınırına çekilmiştir.
1919
New York’ta bulunan 60 katlı Woolworth binası 15 yıl boyunca dünyanın en uzun binası olarak ününü korumuştur.
1922
Edison firması binlerce asansörünü yenileyerek iki evreli doğrudan akımdan üç evreli alternatif akıma geçirmiştir.
1924
Otis New York’ta ilk otomatik “sinyal denetimini” geliştirmiştir. Asansör vagonları için artık herhangi bir görevli gerekmemektedir.
1926
Haughton otomatik kapanan kapıyı geliştirmiştir. 1929 yılında da patentini almıştır.
1929
Japonya’nın ilk vitessiz makinesi (152 m/sn) Mitsui bankasına kurulmuştur.
1930
New York’taki Chrysler binası en uzun bina seçilmiştir.
1931
New York’ta asansör izin sınırı Empire State Binası’na 305 m/sn’lik asansör kurulabilmesi için yeniden düzenlenmiştir. Binaya 67 tane asansör kurulmuştur.
1932
New York’taki Empire State Binası en uzun bina seçilmiştir.

Özel İşletim Modları

Özel İşletim Modları


Suç Koruması (ACP)
Suç Koruması ile vagon önceden tanımlanan noktada durur ve kapılarını açar. Bir güvenlik görevlisi veya resepsiyonist görsel olarak yolcuları kontrol eder. Asansör diğer çağrılara cevap verirken de bu noktaya geldiğinde yine durur.
Yukarı Trafik Yoğunluğu (MIT)
Bu modda vagonlar binaya giriş yapan sayıca fazla yolcuya hizmet etmek için lobiye doğru yol alırlar. Bu işlev çoğunlukla sabahları (yoğun işe giriş saatleri) veya öğle yemeği saatlerinde olur. Asansörler yeterince yük aldıklarında teker teker harekete geçerler. Bu işlevi ayarlanmış asansörlerde belirli bir sürede dolu olan vagonların lobiden hareket etmeleri için bir süre ayarı mevcuttur veya vagon manuel olarak çalıştırılır.
Aşağı Trafik Yoğunluğu
Bu modda vagonlar lobiden en yüksek kata çıkar ve orada dururlar. Daha sonra yolcuların binayı terk ettikleri zamanlarda yukarıdan aşağıya doğru yol alırlar. Böylece kısa süre içerisinde maksimum kişi sorunsuz olarak binayı terketmiş olur. Bu işlev de saate göre işler; belirli bir sürede dolu olan vagonların lobiden hareket etmeleri için bir süre ayarı mevcuttur veya vagon manuel olarak çalıştırılır.
Bağımsız Servis (ISC)
Bağımsız servis birçok asansörde bulunan özel bir servis modudur. Asansörün içindeki bir buton ile veya lobideki merkezi bir panel ile aktif hale getirilir. Bir asansör bağımsız moddayken kat çağrılarına cevap vermez. Asansör kapıları açık bir şekilde başka bir kattan çağrı gelene kadar olduğu yerde kalır. Yük taşımalarında bağımsız servis uygun bir yöntemdir.
Denetleme Servisi (INS)
Denetleme modunda asansörler denetim ve bakım işlemleri için hareket ederler. İşletim paneli ile “denetim”, “üst vagon”, “kapalı giriş” tuşlarıyla aktif hale gelirler. Bu butona basıldığında asansör durur, olası çağrılar iptal edilir veya başka asansörlere yönlendirilir. Asansör bu durumda sadece “giriş” butonu ile çalıştırılabilir ki bunlar da genelde en üst ya da en alt katlarda mevcuttur. Giriş butonu kapıları kilitler ve vagon düşük bir hızla ilgili noktaya hareket eder. Hızı % 60 oranına kadar artırılabilir, ancak bu işlem genellikle sadece emniyet kodları ile mümkündür.
Asansörler için varolan denetleme bölmelerinde vagonlar mekanik bir sistem tarafından yürütülür ve bakım için kaldıraca doğru gönderilir. Genellikle ÜST, HAREKET ve ALT şeklinde üç tane buton vardır. Vagonun aynı istikamette hareket etmesi için hem HAREKET hem de yön butonuna aynı anda basılı tutulması gerekir ve butonlardan birine basılmadığı an vagon güvenlik nedeniyle durur. Denetleme noktasında genelde ışık, alarm ve “stop” butonu bulunmaktadır.
Yangın Servisi Modu (EFS)
Genellikle iki evre mevcuttur. 1. evre ve 2. evre asansörün modunu ayırt eden iki farklı moddur.
1. Evre binadaki bir duman veya ısı sensörü ile aktif hale gelir. Alarm çalıştığı anda vagon otomatik olarak 1. Evre’ye doğru hareket eder. Asansör bir süre bekler ve katı terkedeceğine dair yolculara sinyal verir. Asansör katı terkettikten hemen sonra yangın sensörünün belirdiği kata hareket eder. Eğer alarm yangının çıktığı kattan geliyorsa alarm yeniden verildiğinde asansör ilgili kata gider ve kapıları açık bir şekilde beklemeye geçer. Artık hareket etmez ve başka çağrılara cevap vermez. İlgili katta bir yangın servisi butonu bulunur. Bununla yangın servisi açılıp kapatılabilir. Asansörün normal moda geçmesi için tek yöntem alarm sustuktan sonra baypas moduna alınmasıdır.
2. Evre modu sadece asansörün içindeki konrol panelinde bulunan bir anahtar ile aktive edilir. Bu mod itfaiyecilerin insanları yanan bir binadan kurtarabilmeleri için tasarlanmıştır. Anahtarda üç farklı pozisyon bulunur: kapalı, açık, beklemede. Açık pozisyonda vagon hareket edemez. Manuel olarak kapıların kapatıldığı butona basana kadar asansör hareket etmez ve başka çağrılara cevap vermez. Asansör yangının çıktığı kata ulaştığında butona basılmadıkça kapılar açılmaz. Bu önlem katta büyük bir yangının çıkmış ve kapıların yanıyor olabileceği durumlar içindir. İtfaiyeci kapıları tam açılana kadar tutmalıdır. Eğer herhangi bir sebepten dolayı asansörü terketmesi gerekiyorsa, asansörün katta kalmasını sağlamak için “bekleme” butonuna basabilir. Eğer çağrı yapılan başka bir kata varılması isteniyorsa, anahtarı ve kapıları kapatılır.
Medikal Acil Durum/’Mavi Kod’ Servisi (EHS)
Genelde hastanelerde uygulanan bu mavi kod servisi ile asansör acil durumlar için kullanılır. Her katta mavi kod butonu bulunur ve butona basıldığında asansör ilgili noktaya en hızlı ulaşabilecek şekilde harekete geçer. Asansör içerisinde bulunan yolcular bir alarm sinyali ile acil durumdan haber edilir ve kapılar ilk açıldığında yolcular asansörü terk eder.
Asansör ilgili kata ulaştığında kapıları açık halde beklemeye geçer ve butonlar herhangi bir yolcunun müdahalesine karşı kullanım dışı moda geçer. Sonrasında yetkililer mavi kod butonuna basarak istedikleri katın tuşuna basarlar ve asansör kapılarını kapatıp harekete geçer. Asansör hiç durmadan istenilen kata gider ve mavi kod modunda kalır. Bazı hastanelerde ise asansörlerin “bekleme” tuşu vardır ve asansör acil durumlarda bu “bekleme” tuşu ile yetkili tarafından kapatılana kadar beklemede kalır.
Acil Güç İşlemi (EPR)
Birçok asansörde acil güç sistemleri bulunmaktadır; bunlar acil bir durum esnasında yolcuların asansörde kalmasını önler.
Çekme Asansörleri
Bir çekme asansör sisteminde enerji kesildiğinde öncelikle sisteme bağlı bütün asansörler durma pozisyonuna geçer. Her asansör sırayla lobi katına doğru harekete geçer, kapılarını açar ve bekler. Asansör içerisindeki yolcular bir sinyal ve anons ile durumdan haberdar edilir. Bütün asansörler lobiye ulaştıktan sonra sistem sırayla asansörleri tekrar kullanım için hazır hale getirir. Acil güç modunda hareket eden asansör manuel olarak bir anahtar butonu ile normal moda alınabilir. Sistem asansörün düşük bir enerji ile hareket ettiğini farkederse asansörü en yakın kata ve lobiye gönderir, kapılar açılır ve asansör beklemeye geçer.
Hidrolik Asansörler
Hidrolik sistemlerde acil güç durumu asansörü yavaşlatır ve en yakın katta yolcuların inebilmesi için kapılarını açar. Belirli bir süre sonra kapılar tekrar kapanır ve asansör resetlenene kadar kullanım dışı modunda bekler. Tipik olarak pompa motoru başlatıldığı an yüksek çekme sebebiyle hidrolik asansörler acil güç sistemiyle çalışmaz. Hastane gibi binalarda yetkililer çekme gücüne göre acil durum jeneratörlerini ayarlar. “Hafif-start” teması olarak bilinen motor başlatıcılarının kullanımının artmasıyla bu tür problemler giderilip pompa motorunun çekimi azalır.
Asansörlerde Bulunan Yararlı Cihazlar
Bazı asansörlerde körlere yönelik sesli bilgilendirme sistemleri bulunur. Sistem hareketin varış yerini belirtir, kapı kapanmadan yolcuları uyarır, vb.
Asansörlerin kat göstergeleri ve yön tabelaları vardır. Eski asansörler iç donanım açısından oldukça kapsamlıdır ve en az iki tane “stop” butonu bulunur. Kat göstergeleri döner iğneli olabilir, fakat en çok kullanılanlar kat göstergeleri ve LCD’li olanlardır.  Kat değişimi veya durma bildirisi asansöre bağlı bir ses ile anons edilir.
Yön göstergeleri asansörlerin hem içinde hem dış tarafında bulunur fakat yolcuların gidiş yönlerine karar verebilmeleri için özellikle asansörün dış tarafında bulunmaları gerekir. Kişi yukarıya doğru hareket eden bir asansörü beklerken başka bir asansörün aşağıya indiğini fark ederse, o asansöre binmekten vazgeçebilir. Yön göstergeleri bazen ok şeklindedir ve kırmızı renkteyse “aşağı”, yeşil renkteyse “yukarı” anlamına gelir. Bazı sistemlerde renk ayrımı bulunmaz ise farklı ayırt edici faktörler bulunabilir.
Göstergelere ek olarak çoğu asansör gidiş yönünü bir melodi veya zil ile bildirir. Genel olarak bir kez çalan zil yukarıyı, iki kez ise aşağı yönünü işaret eder ve hiç melodi olmaması asansörün boş olduğunu anlamına gelir.  
Gözlemevlerindeki asansörlerde çoğunlukla asansör hızı, yükseklik, vb. özellikler de gösterilir, örneğin; Taipei 101’in servis asansörleri.

Asansörlerin Denetimi

Asansörlerin Denetimi




Genel kontroller
Tipik modern bir asansörde bulunanlar:
- Ayakta durma boşluğu, tutunma yeri, oturma iskemlesi (lüks asansörlerde)
- Konfor için klima tesisatı
- Kat seçmek için tuşlama sistemi. Bunlardan bazıları anahtarlı olabilir. Bazı asansörlerde ise belirli kişilerin giriş izni bulunan katlara girişleri sağlamak için emniyet kartları bulunur. Amerika’da ve diğer bazı ülkelerde gözü görmeyen kişilere yönelik özel tesisatlar bulunmaktadır. 
- Beklenmedik kişilerin asansörlere girişini engellemek üzere her kattaki asansöre giriş kapıları kilitli tutulur. Kapılar en üst tarafta yerleştirilmiş olan bir makine tarafından açılır. Kapıların hızlı bir şekilde açılıp kapanmasını sağlayan kapı denetimi mevcuttur. Hareket halindeki kapılar üzerindeki bazı nesneler de çeşitli sensorlar tarafından kontrol edilir. Aksi takdirde kapılar belirli bir süre sonrasında kendiliğinden kapanır.
- Asansörlerin yük indirme ve bindirme esnasında hareketsiz kalmaları ve hareket halinde iken durmayı sağlaması için “stop” tuşu. Kapıların çok uzun süre açık kalması alarmı çalıştırabilir.
- Yolcuların asansörde mahsur kalmaları durumunda kullanabilecekleri alarm butonu bulunmaktadır.
Bazı asansörlerde aşağıdaki kalemlerden en az bir tane veya fazlası bulunmaktadır:
- Yolcunun mahsur kalması halinde kullanabileceği bir telefon
- Geciktirme butonu: bu butonla kapıların kapanma süresi uzatılabilir
- İptal Butonu: Çift tıklanarak varılmak istenen kat değiştirilir. 
- Anahtarlı Giriş Yasağı, RFID okuyucu, kod giriş sistemi, otel odası kartı, vs. 
- Farklı kapı açılım olanakları; ön kapı düz bir yola açılırken arka kapı diğer bir yola açılabilir.
- Emniyet Kamerası
- Daha geniş alan görünümü kazandıran düz veya aynalı duvarlar
- Bina iç kısmını veya bina çevresini görünür kılan camekân duvarlar
Genel olarak halkın kullanımına açık olmayan çeşitli denetimler (çünkü anahtar tuşu gerekmektedir):
- İtfaiye Servisi, 2. evre anahtar düğmesi 
- Asansörü işlem dışı bırakabilen düğme
- Asansörü denetim moduna ayarlayan denetim düğmesi.
- Asansör teknisyenlerine özel düğmeler
- Görevli Hizmet Modu
Dışarıdan Kontrol
Asansörler dış alanlarda bulunan butonlar ile çalıştırılır. Belirli bir katta butona basıldığında asansör yolcuları almak için o katta durur. Eğer o esnada asansör başka bir katta hareket halinde ise başka çağrı olmadığı takdirde sadece bulunduğu istikametteki çağrılara cevap verecektir.
İki veya daha fazla asansörlü gruplarda çağrı butonları çağrının her birini uyarması için merkezi bir hareket sistemine bağlı olabilir. Bunun sebebi ise çağrı durumunda sadece bir vagonun ilgili kata ulaşmasını sağlamaktır.
Lobili sistemlerde istenilen varış katı tuşlanır ve hangi asansörün gelmekte olduğu bildirilir.
Asansörün algoritması
Asansör algoritması oldukça basittir; aynı istikamette birden fazla çağrı varken o istikamette hareket etmeye devam eder. Gittiği istikamette başka çağrı yoksa durma moduna girer veya ters istikametten gelen çağrılar için yön değiştirir. Modern asansörlerde taleplere göre karar vermek üzere daha kapsamlı ve bulgusal algoritmalar yolu kullanılır.
Bilgisayar Destekli Yönlendirme
İş merkezlerinde kurulu olan çoklu asansörlerde farklı katlara gitmek isteyen çok sayıda yolcu söz konusu olduğunda, binaların lobisinde “merkezi hareket panelleri” mevcuttur. Yolcular panelde hangi kata varmak istediklerini işaretlerler. Hareket paneli de yolculara hangi asansörü kullanmaları gerektiğini bildirir. Asansörün içinde bir çağrı butonu yoktur (veya butonlar vardır ancak basılmak için değildir, sadece katı gösteren bir şema vardır). Bu sistemin üreticileri, bu mekanizmayla hareket süresinin yüzde 30 oranında kısaldığını bildirmektedir. Yine de sistemde bazı problemler görünmektedir. Bazı zamanlar tek bir kişi bir grup yolcunun varacağı yeri girer, sonradan gelen kişiler asansörü dolu bulurlar. Bazen de bir kişi butona birkaç kez basar. İnsanlar asansörün bu şekilde daha hızlı bir şekilde geleceğini düşünürler, ancak bu durumda bilgisayar birçok kişinin beklediğini varsayarak bütün asansörleri tek bir noktaya, yani tekrar tekrar basılan noktaya gönderir.

Asansör Mekanizması

Asansör Mekanizması


Asansör mekanizması, genel olarak üç farklı türden oluşur:
Çekme Asansörü
Dişli donanımlı ve manuel çekme asansörleri
Dişli donanımlı makineler alternatif akımlı (AC) ve doğrudan akımlı (DC) elektrikli motorlar tarafından sürülür. Bunlar çelik halatların, yüksek hız motorları tarafından sürülen donanım kutusuna bağlı olan bir makaraya yuvarlanması ile vagonların mekanik hareketlerini kontrol etmek için sonsuz dişliden oluşan donanım kullanır. Genel olarak 2,5 m/sn ve üzeri hızlar için en iyi yöntemdir.
Donanımsız makineler düşük hızda işleyen, yüksek momentli, alternatif veya doğru akımlı elektrikli motorlardır. Makara doğrudan motorun sonuna bağlıdır. Bunlar 10 m/sn ve üzeri hızlara ulaşabilir. Asansörü bir katta tutabilmek için motor ile makara arasına bir fren monte edilmiştir. Bu fren genellikle dış yüzeyde bulunan bir gövdedir, bir yay ve elektrikle çalıştırılır; bir enerji arızası esnasında fren harekete geçer ve asansör düşmekten alıkoyulur.
Her koşulda kablolar vagonun üst kısmındaki bir çekiş levhasına bağlanır ve makara üzerinden kabloların diğer ucuna bağlanan ve vagonun hareket etmesi için gerekli gücü azaltan bir karşı ağırlığa düğümlenir. Karşı ağırlık çekme tarafına yerleştirilir ve ayrı bir ray sistemini yönetir; vagon yükselirse karşı ağırlık alçalır veya tam tersi. Bu işlem bilgisayar denetimli bir dişli donanım sistemi vasıtasıyla yürütülür; vagonun hızlanması, yavaşlaması, durması tamamen denetim altındadır. Karşı ağırlık, genel olarak vagonun ağırlığıyla asansör kapasitesinin yüzde 40-50’ının toplamı kadarıdır. Makaranın kanalları kabloların kaymasını önlemek üzere özel tasarlanmıştır. “Çekiş Gücü” makaradaki kanalların kulpları sayesinde halatlara dayandırılır. Halatlar eskir ve çekiş kanalları yıpranır ise çekiş gücü azalacağından dolayı halatlar yenilenmeli ve kanallar tamir edilmelidir.
100’den fazla taşıma işlevi gösteren asansörlerde “dengeleme” diye adlandırılan bir sistem bulunmaktadır. Bu sistem karşı ağırlık ile vagonun üst kısmına eklenen bir dizi kablodan oluşur. Bunlar kaldıraç ile vagon arasındaki kablonun ağırlık farkını giderdiği için asansörler daha basit yürütülür. Vagon kaldıracın üst kısmında bulunmakta ise kaldıracın kısa kablosu vagonun üzerinde, uzun bir dengeleyici kablo da vagonun altında bulunur; karşı yük için tam tersi geçerlidir. Dengeleyici sistem kablo kullanacaksa kabloları idare etmek üzere asansörün arka tarafındaki çukurda ek bir makara bulunmalıdır. Sistemde zincir kullanılacaksa, zincir karşı ağırlığın rayları arasında monte edilmiş olan bir demir çubuk tarafından yönetilir.
Hidrolik Asansörler
Konvansiyonel hidrolik asansörleri Dover Elevator tarafından tasarlanmıştır (şimdiki ThyssenKrupp Asansörleri). Bunlar kısa ve orta yükseklikte binalar (2-8 katlı) için oldukça uygundur, 1 m/sn hıza sahiptir ve asansörü ileriye itebilmek için hidrolik olarak çalıştırılan bir piston kullanılır. Bazılarında hidrolik piston tüplerden oluşur, en altta dar bir tüp mekanizmayı yönetir. Bazılarında ise pistonlar iniş alanı üstüne daha derin çukurlar gerektirir, genellikle koruma için PVC kaplamalıdır. 
Halatlı hidrolik asansörler halat ve hidrolikten oluşan bir kombinasyonla çalışır.
Çift devriye hidrolikleri zemin çukuru gerektirmeksizin daha yüksek taşıma potansiyeli sağlar.  
Deliksiz hidrolik asansörleri çukur gerektirmez.  Çoğu tasarımlarda vagon bir çift hidrolik kaldıraç tarafından taşınır.
Tırmanma Asansörleri
Tırmanma asansörleri kendi kendini yürüten asansörlerdir. Yürütme işlevi elektrik veya motorla gerçekleştirilir. Bunlar genellikle teknik bakım amaçlı, yapının üst kısımlarına taşınmak üzere kulelerde kullanılır. Örnek olarak bakım için sadece bir şahıs ve gerekli ekipmanı taşıyan asansörlerin kullanıldığı Texas/Austin’deki Moonlight kulelerini verebiliriz.

Asansör Çeşitleri

Asansör Çeşitleri



Yolcu Asansörleri
Bir yolcu asansörü insanları bir bina içerisindeki katlar arasında taşımak üzere tasarlanmıştır. Yolcu asansörünün kapasitesi katın büyüklüğüne göre belirlenir. Genelde yolcu asansörleri 230 kg artış payıyla 455 kg-2,727 kg arası kapasiteye sahiptir. Genellikle sekiz veya daha az katlı binalardaki yolcu asansörleri hidrolik veya elektroniktir; hidrolik asansörler 1 m/sn’lik, elektrikli asansörler ise 2,5 m/sn’ye kadar hız yaparlar. 10 kata kadar yükselen binalarda elektrikli ve vitessiz asansörlerde dakikada 2,5 m/sn’ye kadar, 10 kattan yüksek binalarda ise 2,5-10 m/sn arası bir hız söz konusudur. 
Bazen yolcu asansörleri funiküler sistemiyle beraber şehir içi yolcu taşımacılığı görevini de gösterir. Örneğin, Ukrayna/Yalta’da 3 istasyonlu bir yeraltı halk asansörü yolcuları Karadeniz üzerinde bir otellerle dolu bir dağın tepesinden alır, sahilin altında yer alan bir tünele taşır.
Yolcu asansörleri verdikleri hizmetlere göre uzmanlaşmıştır. Hastane acil asansörü, ön ve arka girişli, çift vagonlu (double deck) olabilirler. Vagonların iç görünüşü gösterişli olabilir, ses ve görüntü tanıtımları, özel kayıtlı sesli talimat sistemi, vb. mevcut olabilir.
Ekspres asansör her kata ulaşım sağlamaz. Örneğin, zemin kattan gök lobisine taşıma sağlar veya gök lobisinden bir dizi özel kata uğrayabilir. Bunlar Batı Asya’da oldukça popülerdir.
Her asansörde 24 saat boyunca çeşitli emniyet merkezleri ile iletişim kurulabilecek bağlantı bulunmalıdır. Bina içi veya çevresinde yangın var ise asansörler kullanılmamalıdır; bu yasak özellikle asansörlerin yakınındaki tabelalarla bildirilmelidir. Bazı ülkelerde “özel yangın asansörleri” de bulunmaktadır.
Konut asansörleri sadece tek kişilik iken bazıları 12 kişilik kapasite sağlayacak kadar geniştir. Tekerlekli sandalye için özel tasarlanmış asansörlerin sandalyeyi 1,8 m çapında hareket ettirebilme ve maksimum 455 kg’lık yük çekme kapasitesi vardır.
Yük Asansörleri
Yük taşımak üzere tasarlanan asansörlerdir. Bu asansörlerde genellikle yolcu taşınmadığına dair uyarı tabelaları mevcuttur, ancak hem yük hem insan taşıyan asansörler de bulunmaktadır. Yük asansörleri yolcu asansörlerine nazaran daha fazla ağırlık kapasitesine sahiptir; bu kapasite genellikle 2,300 ila 4,500 kg civarındadır. Yük asansörlerinin elle açılıp kapanan kapıları vardır ve iç tasarımları yük indirip bindirme esnasındaki hasarlara karşı oldukça dayanıklıdır. Hidrolik yük asansörlerinin yanında elektrikli asansörler yük taşımacılığı için daha etkilidir. Sahne ve orkestra asansörleri sanat alanına özel tasarlanmış olup çeşitli koşullardan muaftırlar. Yerel şartlarla kullanımları, kurulumları ve test süreçleri yönetilebilir; bu asansörler basit kurulumları sayesinde yerel kod uygulamalarının dışında tutulur.
Taşıma Asansörleri
Taşıt asansörleri dar yüzölçümlü binalarda araçları park alanlarına taşımak üzere tasarlanmıştır.  Hidrolik zincirler platform için asansör görevi oluştururlar ve karşı ağırlık gerektirmez. Bina tasarımlarına uygunluğu ve taşıdın asansöre naklinin kolaylığı açısından platformlar her yöne dönebilir, böylece araç geri sürüş yapmak zorunda kalmaz.
Gemi Asansörleri
Bazı küçük kanallarda tekneler ve küçük gemiler çeşitli kanallar arasında gidip gelmek için bir gemi asansöründen faydalanırlar. 
Uçak Asansörü
Uçak taşıyıcılarında asansörler uçakları bakım ve tamirat için uçuş alanı ile hangar arasında taşırlar. Bu asansörler bütün asansörlerden çok daha kapasiteli nitelikte tasarlanmış olup yaklaşık 90 ton kapasite çekebilir. Daha küçük asansörler ise uçaklar için donanım vb. taşımak üzere kullanılmaktadır.
Servis Asansörü
İnsan taşımacılığı yapmayan küçük asansörlerdir.
Kovalı Asansör
Asansörlerin özel bir türüdür ve zincirleme olarak koli yük taşınmasını sağlar. Bunun bir benzeri kullanıcının bir kulp yardımıyla yönettiği sadece ufak bir platformdan oluşan bir tasarımdır ve bunlara bazı endüstriyel tesislerde rastlanır.
Malzeme Taşıyan Bantlar ve Bant Asansörleri
Bunlar da genellikle üzerinde taşıma bandının ilerlediği düzlemlerdir; malzemelerin kaymalarını önleyecek türden bölmeler mevcuttur. Bu asansörler çoğunlukla endüstriyel ve tarımsal uygulamalarda kullanılırlar. Bu tür mekanizmalar yüklü depolama için tahıl taşırlarsa bütün yapıya tahıl asansörü denir. Bazen bant asansörler insanları da taşır; bunlar basamaklardan oluşur, dikey doğrultuda hareket eder, ancak kamu kullanımı için güvenli değildir.
Çift vagonlu Asansörler
Çift vagonlu asansörler üst üste kurulmuş olan iki tane asansör vagonu şeklinde tasarlanmıştır. Arka arkaya gelen katlardaki yolcular asansörü eş zamanlı olarak kullanabilirler ve böylece asansörün yolcu kapasitesi arttırılmış olur. Bu sistem çok yoğun ve kalabalık binalarda trafiği azaltmak için oldukça etkilidir. Çift vagonlu asansör sayesinde hem zemin kattaki hem de giriş katındaki yolcular asansörü aynı anda kullanabilirler. Fakat çoğu zaman vagonlardan bir tanesi kullanılır.
Mimari açıdan da bu sistemin kullanılmasının önemi büyüktür, çünkü çift vagonlu asansörler binalardaki trafiği azalttığından dolayı geleneksel tekli asansörlere nazaran daha az yer işgal ederler. Çift vagonlu asansörler özellikle gökdelenler için çok kullanışlıdır.
Her çift vagonlu asansörde sadece yolcular taşınır diye bir kaide yoktur. Bazı binalarda vagonlardan biri yük taşımacılığı için değerlendirilir. Bu teknik, binalardaki iç donanımların yük arabası kazaları sebebiyle hasar görmemesi ve sadece yük taşımacılığına yönelik ayrıca asansör bulundurma gereği olmaması açısından avantajlıdır. Çok yoğun zamanlarda yük taşımacılığı vagonu da yolcu taşımacılığı moduna ayarlanır ve bina içi yolcu trafiği hafifletilmiş olur.

Asansörün Tarihçesi

Asansörün Tarihçesi


Güvenlik
Asansörler çok güvenilir olarak tanımlanmaktadır. Diğer taşıma sistemlerine nazaran asansörler her gün milyonlarca kişiyi çok daha düşük kaza oranı ile taşımaktadır. Yine de asansör arızaları olabilmektedir. Her yıl önemli sayıda insan asansörler kazalarında hayatını kaybetmektedir. 1998’de Amerika’da yaklaşık olarak 600 bin asansörün 120 milyar kez kullanımı sonucunda 10 bin kişinin asansör kazalarında yaralandığı bildirilmiştir.
1972 senesinden önceki hidrolik asansörler farklı bir kodlama uygulamasına sahip olup, olası felaketlere sebebiyet vermiştir. İlgili koda göre sadece tek tabanlı hidrolik asansörler mevcuttu. Silindir kırılması asansörün düşmesine sebep olabiliyordu. Denetimi gerçekleştirmek için pistonu çıkartmak gerekir. Pistonu çıkartmak başlı başına o kadar masraflı bir işlemdi ki, eski silindiri yeniden monte etmek yerine yeni bir silindir yerleştirip yeni bir piston monte etmek çok daha mantıklıdır. Silindir patlamasından korunmanın bir diğer yolu ise bir “emniyet kılıfı” bulundurmaktadır. Bu kılıf hızlı bir iniş esnasında silindir üstüne kenetlenir ve vagonu durdurur. Eski hidrolik asansörlerde hidrolik yağın sızıp potansiyel çevre kirliliğine sebebiyet vermesi riski de vardı. Bunun üzerine hidrolik silindirlerin PVC ile kaplanması işlemi başlamıştır.
Hidrolik kaldıraçlara ilişkin son 10 yıl içerisindeki yenilikler kaldıracı monte etmek üzere zemine sondaj yapma gibi masraflı bir iş gerekliliğini de ortadan kaldırmıştır. Böylece ayrıca aşınma tehlikesi de ortadan kalkmış olup emniyet arttırılmıştır.
Çekme asansörlerinde “emniyet vitesi” adında bir cihaz vagon çerçevesinin üstüne yerleştirilir. Bu cihaz “yüksek hızlı regülatör” adında başka bir cihaza bağlanır.  Ana halatlardan ayrı olarak başka bir halat emniyet vitesini regülatöre bağlar. Regülatörün genellikle emniyetli halatın çektiği bir makarası vardır. Bunun dışında regülatörün kol şeklinde pencere kilidi mevcuttur. Cihaz çok hızlı dönerse kol santrifüj kuvvetiyle birimin ortasından dışarıya doğru çekilir. Bu da makarayı kilitler ki böylece halat da durdurulmuş olur. Halatın durmasıyla birlikte vagon hareket halinde olmayı sürdürür, halat sürtünmeye sebebiyet verecek şekilde yukarı doğru uzanır. Böylelikle asansörün aniden durmasına veya ağır bir şekilde hareket etmesine yol açar.

Asansörün Tarihçesi

Asansörün Tarihçesi



Elisha Otis’in asansör örnek çizimi, 15 Ocak 1861
Asansörden ilk bahseden Romalı mimar Vitruvius’tur. Vitruvius ilk asansörüArşimed’in kurduğunu söyler (İ.Ö. 236). Sonraki dönemlerde bazı kaynaklara göre asansörler kenevir halatlar üzerindeki faytonlardır ve insan ya da hayvanlar tarafından sürülürler. Bu tür asansörlerin Mısır’daki Sina manastırına kurulduğu düşünülmektedir. 17. yüzyılda asansörlerin prototipleri İngiltere ve Fransa’daki saraylarda kurulmuştur.
1793 yılında Ivan Kulibin Saint Petersburg’un Kış Sarayı için bir vidalı kaldırma mekanizması tasarlamıştır. 1816 yılında Moskova’nın bir köyündeArkhangelskoye adlı ana binaya bir asansör kurulmuştur. Londra’da 1823’te “yükseltilen oda” ortaya çıkmıştır.
1800 yılının ortasında yük taşıyan basit asansörlerin birçok çeşidi yapılmıştır. Bunların çoğu hidrolik olarak çalışmıştır. Ilk hidrolik asansörde kalkış ve inişi sağlamak için vagonun altında bir dalma pistonu kullanılmıştır. Pompa dikey bir silindir içindeki bir pistona veya çelik kolona suyla baskı gücü sağlardı. Baskının artmasıyla asansör alçalırdı. Asansörde ayrıca bütün ağırlığın pistona yüklenmemesi için denge sağlayıcı bir sistem kullanılırdı. Piston uzun binalar için pratik değildi, çünkü piston için binanın uzunluğundan öte derin bir çukur gerekmekteydi. Sonradan birçok makaralı halat donanımlı asansörler üretildi.
New York’lu Henry Waterman 1850 yılında asansör için “sabit halat sistemini” üretmesi tanınır. 1853’te Elisha Otis kablonun kopması durumunda boşluğa düşme ihtimalini ortadan kaldıran güvenlikli bir asansör tasarlar. Bu asansörün tasarımı günümüzde de kullanılan asansörlere benzer. Asansörün hızlı inişlerine önlem olarak yönlendirici bir cihaz yaratır, bu cihazı 1854 yılında New York’ta Crystal Palace’daki fuarda sergiler.
İlk yolcu asansörü 3 Mart 1857 tarihinde New York’ta 488 Broadway’de kuruldu. İlk asansör şaftı ilk asansörden dört sene önce geliştirilmiştir. Peter Cooper’ın 1853 yılında yapımına başlanan New York’taki Cooper Unionbinasının tasarımında bir asansör şaftı bulunmaktaydı çünkü Cooper güvenilir bir yolcu asansörünün yakında icat edileceğine inanıyordu. Şaft silindir şeklindeydi çünkü Cooper’a göre en etkili tasarımdı.
İlk elektrikle çalışan asansör 1878 yılında Werner von Siemens tarafından üretildi. Elektronik asansörlerin güvenilirliği ve hızı ise Frank Spraguetarafından geliştirildi. Asansörlerin gelişimi kömür ve tomruk gibi hammaddelerin dağ eteklerinden taşınma ihtiyacı ile başladı. Bu sanayiler sayesinde geliştirilmiş olan teknoloji ve çelik yapıların ortaya çıkması, yolcu ve yük taşımacılığını günümüze taşıdı.
1874’te J.W. Meaker asansör kapılarının güvenilir bir şekilde açılıp kapandığı bir yöntem buldu. U.S. Patent 147,853. 1929’da Clarence Conrad Crispen ilk konut asansörünü üretti.

Asansör Nedir?

Asansör Nedir?


Asansörler başlangıçta basit bir halat veya zincirlerden oluşurdu. Bir asansör esasında bir araç tarafından itilip çekilen bir platformdur. Günümüzün modern asansörü “asansör boşluğunda” bulunan bir platforma monte edilmiş bir kabinden (kafes veya vagon da denilebilir) oluşur. Geçmişte asansörler buhar ve hidrolik pistonlar ile çalıştırılırdı. Bir taşıma asansöründe vagonlar derin makara üzerinde yuvarlanan çelik halatlı mekanizmalar tarafından çekilir; bunlara sanayide bobin denir. Vagonun ağırlığı bir abra ile dengelenir. Bazen iki asansör eş zamanlı olarak karşı yönlere doğru hareket eder ve birbirinin ağırlığını dengeler.
Halatlar ile makara arasındaki sürtünme çekiş gücünü sağlar. Hidrolik asansör vagonu kaldırmak ve indirmek için üst veya iç zemin pistonuna basınç uygulamak üzere hidroliklerin kaynaklarını kullanır. Halatlı hidrolikler vagonu kaldırmak ve indirmek için hem halatları hem hidrolik gücü kullanır. Son yeniliklerde sabit yer çekimi motorları, raylı vites makineleri ve mikroişlemci güçler bulunuyor.
Yeni kurulumlarda kullanılan teknoloji birçok etkene bağlıdır. Hidrolik asansörler daha az masraflıdır ancak belirli bir uzunluğu geçen büyük silindirler çok yüksek asansör boşlukları için pratik değildir. 7 kattan daha yüksek binalarda taşıma asansörler kullanılmalıdır. Hidrolik asansörler genel olarak taşıma asansörlere nazaran daha yavaştır.
Asansörler kitlelere uygundur. Parçaların seri üretimi ile sağlanan tasarruf yolları vardır fakat yine de her binanın kat sayısı, asansör boşluğu ölçüleri ve modelleri sebebiyle kendine has gereklilikleri bulunmaktadır.
Asansör Kapıları
Asansörün kapıları bina sakinlerini asansör boşluğundan korur. En çok kullanılan şekil orta kısımda birleşen ve yanlara doğru açılan iki paneldir. Kademeli bir tasarımda kapılar ayrı raylar üzerine yerleştirilmiş olup açıldıklarında birbiri ardında katlanırlar ve kapandıklarında bir tarafta kademeli bir yüzey oluştururlar.

Önde Gelen Asansör Üreticileri

Önde Gelen Asansör Üreticileri


Dünya İstatistikleri
2008 itibariyle İtalya 850,000 adet ile en çok asansörün kurulduğu ülkedir, hemen ardından 700,000 asansör ile Amerika ve 1949 yılından beri kurulmakta olan 610,000 asansörüyle Çin gelmektedir. Dünyanın en büyük pazarı 1.629 Milyon Euro satış ve 1.224 Milyon Euro İç Pazar ile İtalya’dır. Çin ise gelişmekte olan bir pazardır; 2013 yılına kadar asansör miktarının 1,300,300’e çıkması beklenmektedir.
Belli başlı üreticiler
· Otis (dünyanın en büyük asansör üreticisi, 1999’da The Express Lifts’i üretti) 
· Schindler Group (dünyanın en büyük ikinci üreticisi, 1989’daWestinghouse Elevator’i üretti)
· ThyssenKrupp (1999’da Dover Asansör Sistemini kuran dünyanın en büyük üçüncü asansör üreticisi) 
· KONE (1987’de Fiam Asansörlerini ve 1994’te Montgomery Asansörlerini üreten en büyük dördüncü üretici) 
· Fujitec (başlıca bilinen fakat en küçük üretici) 
· Hitachi Elevator 
· Mitsubishi Electric Elevator Division (bazı bölgelerde Ryodan adlı yan kuruluşu tarafından yürütüldü)
· Richmond Elevator (Vancouver/Kanada’da en büyük üretici) 
· 1/6/1894; Rochester N. Y. adlı önemli asansör firması tarafından üretilen asansörler.
· Toshiba (Taipei 101’de kurulan asansörler)

Yeni Bina da Müteahhit Firmanin Sorumlulukları

 Yeni iskanı alınmış bir binada müteahhit firmanın teknik ve eksiklere dair sorumlulukları, hem Türk mevzuatı hem de genel inşaat hukuku çer...