22 Kasım 2011 Salı

Serdar İnan: Sağlam Binanın Formülü İdeal Karışım

Serdar İnan: Sağlam Binanın Formülü İdeal Karışım Sağlam binanın formülü ideal karışım "Adı Serdar, soyadı İnan". Serdar İnan, Altın Çağ sloganlı reklam filminde böyle diyor. 1965 yılında kurulan İnanlar İnşaat'ın genç yöneticisi Serdar İnan, mimar bir aileden geliyor. Kendisi de mimar olan Serdar İnan'ın bir özelliği de şiir yazması. Hem para sayıp hem de şiir yazan bir iş adamı o. Serdar İnan projelerini anlatıyor... Mimar bir aileden geliyorsunuz, siz de bir mimarsınız. Aldığınız eğitim inşaat sektörüne bakışınızı değiştirdi mi? Evet. Çünkü mimarların daha iyi inşaat yapma potansiyelleri vardır. Fakat bununla birlikte mimarların yaptığı hatalar da var. İnşaat firmalarının, mühendisin ve mimarın yaptığı hataları birbirinden farklıdır. Mimar olmanın artıları ve eksileri var. Mesela? Çok fazla estetiğe önem verirsin para kazanamazsın. Bunu nasıl dengeliyorsunuz? İnşaat yapan biri arsayı bulur, arsa bir bedendir, üstüne terzilik yapar. Bina yaparken ekolojik hata, çevreye saygısız binadır. Mühendisler de çok fazla matematiğe önem verdikleri için estetikten kaçabilirler. Daha sağlam bina yapma hissiyatı içinde olabilirler. Mühendis hesaba konstanre olurken, mimar estetiğe konsantre olur. Buradaki ideal karışımı yakalayamazsan bugünün koşullarındaki ideal binayı yapamazsın. Doğruları yaparken yanlışlardan korkmaman gerekiyor. Yanlış illa ki vardır. Önemli olan tercihler. Ucuz, estetik bir bina mı yapmak istiyorsun, tercihlerini ona göre belirliyorsun. Geçmişte yapılan binalar yeterli miydi sizce? Geçmiş zamana göre zayıf binalar da yapıldı, sağlam binalar da yapıldı. Şehirdeki kırk binayı yıkarak yaptım. Kırktan sonra boş arsaya bina yapmaya başladım. Yıkarken de malzemesine bakardım. BS beş beton da çıkan oldu, BS yirmi beton da çıkan oldu. Bugünkü betonlar BS otuz. Yirmi beton aslında sağlam bir betondur. Ama beş beton elinle vurduğunda ufalanır. Van'ı gezdim, gördüğüm bazı binalar yıkılmamış. Fakat yeni binalar yıkılmış. Depremden sonra yapılan binalar sağlam mı? 1998'den sonra deprem yönetmeliği değişti. Bu yönetmelikle binalar sağlam hale geldi. Bana kalırsa çok sağlam oldu. Bu kadar sağlam olması gereksiz. Neden? Çünkü İstanbul 7.5 civarı deprem üretiyor. İstanbul'da sekiz buçuk da olsa depremin şiddeti, binalara bir şey olmaz. Paratoner kuralı vardır. Yönetmeliği uygulasan çok pahalıya mal olur. Mühendisin bu kuralları koymalı. Bir ideali olması gerekiyor. Ya tamamen öldürüyoruz veya abartıyoruz. Deprem yönetmeliğine göre yeni binalara 9.5 şiddetinde depremde bile binalara bir şey olmaz. İstanbul'da 9'luk deprem yok. Çok iyi demir ve beton harcanıyor. Estetik, sağlamlık ve kalite. Bu üçlüden hangisini önceliyorsunuz? İdeal karışım. Yani bedene göre kıyafet. Ben bir arsa aldığım zaman önce arsanın sesini dinlerim. Bir ruhu vardır. Hangi yöne bakıyor, yol nerden geçiyor, çevresinde neler var? Çevrede hangi yapıların olduğunu pazarının veya otobüs durağının nerede olduğuna bakarım. Mimarın vazifesi bedene elbise dikmek. Bunun için estetik, sağlamlık, gibi özellikler her arsa için değişebilir. Estetik hiçbir zaman sıfır oranda olmaz ama kimi yerde bazı özellikler diğerine göre daha fazla olur. Siz 200'ün üzerinde projeye imza atmışsınız. Var mı iddalı bir projeniz? Büyük Çekmece Koyu Tacı İstanbul Projesi. Bu projenin maliyeti yaklaşık bir milyar dolar. Hedefimiz Türkiye'de kalıcı bir eser üretmek. Görünümü nasıl olacak? Koyu hilal şeklinde yapacağımız eseri de yıldız şeklinin üzerine oturtmayı düşünüyoruz. Görünümü ay yıldız olacak.
İstanbul değerleniyor mu? İstanbul Resullullah Efendimizin de söylediği gibi önemli bir şehir. Ben dünya başkenti olduğunu düşünüyorum. Dünya bugünkü iletişim çağının sonunda yepyeni bir çağa bir kapı açıyor. Telefonlar dinleniyor, mobese kameraları GPRS. Artık her şey şeffaf. Eski patronlar ve babalar yok artık. Eski devlet yok. Sistem değişiyor. Herkes buna adapte olmak zorunda. Yani eninde sonunda ideal karışım olacak. Kapitalizm bitiyor, insanlar 1929 krizine benzetiyorlar ayağa kalkacağız zannediyorlar. Kalkamayacaklar, bitiyor. Ne zamana denk gelir bilinmez. Kapitalizm ortadan kalktığı zaman geriye ne kalıyor? Batı inerken Doğu çıkacak. Doğu'da ne var? Çin kendine bir medeniyet kurmuş fakat bunu hiçbir zaman ihraç edememiş. Hintler hala farelere tapıyor. Medeniyet kurabilecek yer olarak Türkiye dışında bir yer yok. Biz bunun aksini yapmamıza rağmen hayat bizi buraya doğru itiyor. Eskiden Araplar Türk deyince yüzüne bakmıyorlardı şimdi durum tersine döndü. Şimdi "ne güzel memleketiniz var" diyorlar. Halbuki bu ülke hep vardı ve hep güzeldi. Başbakan İstanbul'u kuzeye taşıyacağız dediğinde siz "30 milyar dolar veririm" demişsiniz. Verecek misiniz? İşi alırsam veririm. Bu alan 40 km bir alan. 3 milyon nüfus besleyecek. Yeni bir kent inşa edilecek. Bugünkü İstanbul şartlarında yaparsan 300 milyar dolara, büyük eserler yaparsan 500 milyar dolara mal oluyor. Satış rakamları bir trilyon dolar. Türkiye buradan beş yüz milyar dolar para kazanacak. Bu da büyük oranda devletin cebine girecek. Maliyetini kim üstlenecek? Parası yurt dışından gelecek. Çünkü Türkiye'de bu parayı bulman mümkün değil. Para girince Türkiye'nin sanayisi, işçisi çalışacak. Bir kalkınma meydana getirecek. Başbakan da bunun projelendirme işlemine başladı. Bunu açıklayacak olsa her kafadan bir ses çıkar. bir sürü adam itiraz ediyor. Neden? Kimse bu projeye sıcak bakmıyor. Çünkü İstanbul'un güneyde kalması gerektiğini düşünüyorlar. "İstanbul'u kuzeye taşımayın" diyorlar. Fakat güneyde de fay var. Buradan elde ettiğin gelirle, İstanbul'un güneyine büyük parklar yapılmalı. Ormanı şehir içine taşımamız gerekiyor. Kuzeyde kalan ormanın kimseye bir faydası yok. Kentsel dönüşümün bu kadar çok ısrar edilmesinin altında bu proje mi var? Elbette. Kapitalizm bitti şimdi Altın Çağ'dayız Reklam filminde oynadınız. Bu filmin sloganı neden Altın Çağ? 1980'den 2012'ye kadar iletişim çağının içindeyiz. 2012'de iletişim çağı bitecek. Maya takvimine göre 2012'de kıyamet kopacak yeniçağ başlayacak. Yeniçağ da altın çağ. Resullah Efendimiz döneminde Asrı Saadet devri var. İnsanlar o zaman dürüstlermiş, ibadetlerini yapıyorlarmış, zekâtlarını veriyorlar ve cihat ediyorlarmış. Dürüstlük tercih ettiğin bir şeymiş. Namazını kılıp ibadet yaptığında ben dürüst olacağım diyorsun. Bugün telefondan kimseyle dedikodu yapamıyorsun. Gayri meşru paralar kazanıyorsun diyelim devlet senin kayıtlarını çıkarıyor. Artık mecburi dürüstlük çağındasın. Dürüstlük artık opsiyonlu değil, standart. Asrı saadette bunu tercih ederdin ama artık öyle bir şansın yok çünkü her şey şeffaf. Altın Çağ başlıyor. Reklam filminde oynadınız. Bunca yıl sonra neden? Reklam filmini ben yazıp oynadım. Hiçbir şeyin yüzde yüz doğrusu yoktur. Her şeyin yanlışı vardır ama sen tercih edersin. Ben orada üç seçenek sunuyorum. Kapitalizm alım iştahını büyütüyor. İnsana insan değer vermiyor. Altın Çağda neden kapitalizm yok olacak? Eskiden bilgi krallardaydı. Şimdi bilgi herkesin elinde. Herkes artık kral oluyor. Bu sayede hayatın dinamikleri ve kuralları değişiyor. İnsanlar o yüzden birbirlerine saygı duymak zorunda. Kapitalizm büyüdü ama insana insan saygısı göstermediği için sorun yaşıyor. Alım iştahını büyüttü. Otuz yıl sana hiç peşinatsız vade diye vaatlerde bulundu. Yanlış bir şeyler yaptı kapitalizm ve şimdi çöküyor. Siz ne öneriyorsunuz? Üç altın formül açıklıyorum. Ben kişilerin alım iştahını arttırmaktan ziyade gücünü arttırıyorum. Nasıl yapıyorsunuz bunu? Normalde inşaatçılar yüz liralık malı yüz yirmi lira yapıyorlar sonra faiz yok, peşin fiyatına vade koyuyorlar. Dünyada peşin fiyatına vade modeli yok. Beş yıl vade ödemeyip peşin fiyatına ödeme yaptınız diyelim. Karşı taraf fiyattan düşmeyecek mi? Düşecek. O zaman peşin fiyatına olmamış oluyor. İnsanları kandırıyorlar. Ben de diyorum ki ışıklar yandı herkes birbirini görüyor kimseyi kandıramazsınız. Alım iştahını arttırmak yerine önce insana değer veriyorum. Üç formülde ne diyorsunuz? Birincisi; "Aldırdıkça kazan" diyorum. Diyelim ki ben reklam bütçesi hazırlıyorum. Reklam bütçesinden birkaçını müşterime vereyim, tanıtımımı benim yerime X müşteri yapıyor. X müşteri çevresindeki Y kişinin almasını sağlarsa X müşteriye fark veriyorum ya da borcundan düşüyorum. Yani müşterinin alım gücü artıyor. Yani 100 bin liraya alacak gücün var ama bu sayede 125 liralık alım gücüne çıkıyor. Ben de başka yere harcayacağım parayı müşteriye harcıyorum. Alan memnun, satan memnun. Herkes kazanmış oluyor. İkincisi; "eskiyi getir yeniyi al" diyorum. Normalde iki yüz binlik ev alamayacakken yüz bin liralık evini getiriyorsun iki yüz milyonluk evi alabiliyorsun. Yüz bin borçlanıyorsun. Peki üçüncü şık? Alım gücün yoksa "metrekare al" diyorum. Bankaya gidip de riske girme diyorum. Çünkü bankaya ödeyemediğinde haciz geliyor. Ben ise eğer ödeyemezse müşteriye metrekare veriyorum. Üç beş kişi birlikte benden bir daire alabiliyor. Bina bittiğinde sat %30 para kazan diyorum. Üç formülün açılımı bu. Devamı da gelecek. Bunları insanlara kendim anlatmak istedim. Reklam işlerinizi açtı mı? Tabi. Ben kitaplar ve şiirler yazarak topluma mesajlar veriyorum. Derdim sırf inşaat yapmak değil. Ben sadece inşaat yapmak istemiyorum. Madem insanlara mesaj veriyorum. Ben de "adım Serdar, Soyadım İnan devamı gelecek" diyorum. Siz iyi bir twitter kullanıcısısınız. Bu reklamla ilgili orada nasıl tepki aldınız? Twitter'da aralarında bir sürü insan konuşuyor. "Adım Serdar Soyadım İnan" diyor "ne bu ya" diyor. Ben de konuşmaya dâhil oluyorum. Şaşırıyorlar. "Adam birinci elden düştü" diyor. Onlarla böyle konuşuyorum. Kızmıyorum da eğleniyorum. Eleştirileri izah ediyorum. "Reklamınız hiç yaratıcı değil" diyorlar. Üç formül açıklıyorum daha ne yaratıcı olacak ki? Şiir de yazarım inşaat da yaparım İlkokulda hiç kompozisyon yazamazdım. Hayatımın ilk şiirini 1996 yılında köprüden geçerken yazdım. Makale de yazamıyordum. Fakat sekiz yıldır birçok makalem yayınlandı. Yeteneğim sonradan ortaya çıktı. İnanlar İnşaat piyasada etkinliği olan bir firma. Nasıl büyüdünüz? 65'ten beri çalışıyoruz. Malzemeden çalıp zengin olanlar yok mu? Çürük bina ile sağlam bina arasında %5 fark var. Bu kadar küçük oran kimseyi zengin yapmaz. Neden çürük bina yapılıyor peki? Bilinçsizlik ve hesapsızlıktan. İyi ustaya verirsin 80 lira, kötü ustaya verirsin 65 lira. Kötü usta malzemeni de mahveder. Ondan da zarar edersin. 50 kilo demir kullansan çürük bina oluyor 70 kilo demir kullansan sağlam bina oluyor. Sırf demirle de inşaat bitmiyor ki. Sıvası, duvarı, tesisatı, ince işi var. Hepsini düşündüğünde demirde %20 fark ediyor. Büyüme sırrınız ne? Çok çalışkan bir adamım. Sabah yedi akşam dokuz çalışırım. Bunun bir etkisi var mı bilmiyorum. Ailenizin mimar olmasının bir etkisi var mı? Tecrübeli bir şirket olmamızın, çok yönlü olmanın, müşterilerle iyi iletişim kurmanın etkisi olabilir. İyi bir satışçıyımdır. Kolay ikna ederim ve satarım. Sattıktan sonra ararım sorarım. Müşterinin bir eksiği varsa onu gideririm. Kendimi kasmam. Bunların etkileri vardır. Sizi diğerlerinden ne ayırır? Robert Koleji mezunuyum. Robert Koleji mezunu olup da müteahitlik yapan yok. Şiir yazarım. İçinde bulunduğunuz iş madde ama şiir mana âleminde duruyor. Maddeden manaya nasıl geçiş yapabiliyorsunuz? Bazı insanlar hayatının başından sonuna kadar aynı şeyi yapar. Benim babam öyleydi mesela. Sabah saat on bir buçukta işe giderdi, ben sabahları yedide gelirim. Babam işe hep aynı yoldan gelirdi ben hep farklı yollarla geliyorum. Madde ve manayı iyi karıştırabilirsen artıdır. Bazı insanlar stabildir. Bunun artı ve eksisi de vardır. Bazı insanlarda git geldir. Normalde benim gibi adamın Galata Kulesi'nin altında kafa çekiyor olması lazım. Ama ben bu durumu dengeliyorum. Duygusal mısınız? Evet. Hem duygusal olup, hem de para sayan biri Rabbin isterse olur. Şiirleri hangi arada yazıyorsunuz? Sabahları saat yediden sonra. Kimse olmuyor ofiste. Bana sanki biri söylüyormuş gibi yazıyorum. Yazdığımı okuduğumda "acaba bunu ben mi yazdım" diye şaşırıyorum. Neden mimar olmak yerine edebiyatı tercih etmediniz? İlkokulda hiç kompozisyon yazamazdım. Hayatımın ilk şiirini 1996 yılında köprüden geçerken yazdım. Makaleler de yazamazdım. Fakat sekiz yıldır makale yazıyorum. Sanırım yeteneğim sonradan ortaya çıktı. Siz beş yıl siyasetin içinde bulunmuşsunuz. Neden bıraktınız? Siyaset bazen doğru düşündüğüne yanlış, yanlış düşündüğüne doğru demektir. O yüzden siyasete devam etmedim. Siyasetin içinde olmanın bu sektöre bir faydası var mı? Tabi. Müteahitler olarak hep belediyede çalışan arkadaşlara kızardık. Onların tarafından baktığım da daha çok hak verdim. Beş sene siyasette yaşadığım ve gördüklerim bana çok şey kattı. Bürokrasinin içinde olmanız işlerinize yansımış mıdır? Yoo. İnanlar İnşaat'ın ismi herkes tarafından bilinmese de zamanında işini yapan, bitiren, çekini ödeyen köklü bir firmayız. Bizim hiç sıkıntıya ya da yokluğa düştüğümüz bir dönemimiz yok. Kaynak Yeni Şafak

Müteaahhitlerin beklediği karar çıktı!

Müteaahhitlerin beklediği karar çıktı! Mütekabiliyetle ilgili kritik toplantı dün yapıldı. Toplantıya katılan bakanlar taslağa son şeklini verdi Mütekabiliyetle ilgili kritik toplantı dün yapıldı. Toplantıya katılan bakanlar taslağa son şeklini verdi. Pasaportu olan her yabancı Türkiye'den konut alabilecek. Arazi satışında ise sınırlama var
Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın eylül ayında müjdesini verdiği, yabancıya konut satışının önündeki engelleri kaldıracak yasa taslağına son şekli verildi. Kasım ayında Meclis'e sunulacak taslağa göre pasaportu olan her yabancı ülke vatandaşı Türkiye'de konut sahibi olabilecek ve tapusunu alabilecek. Cari açığın ilacı olarak görülen yabancıya konut satışı, mütekabiliyet (karşılıklılık) ilkesi nedeniyle 89 ülke vatandaşına yapılamıyordu. Yasanın Meclis'te onaylanmasıyla tıpkı Batılılar'a olduğu gibi paranın merkezinde oturan Rusya, Türki Cumhuriyetler ve Körfez ülkeleri vatandaşlarına da gayrimenkul satışı yapılabilecek.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan başkanlığında toplanan Ekonomi Koordinasyon Kurulu'nda (EKK) mütekabiliyet şartının kaldırılması ve 2B arazilerinin satışına ilişkin çalışma masaya yatırıldı. Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın Van'da bulunduğu için katılamadığı toplantıya, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu'nun yanı sıra Hazine Müsteşarı İbrahim Çanakçı ile Milli Emlak ve Tapu Kadastro genel müdürleri katıldı. EKK'da nihai şekli verilen çalışma Bakanlar Kurulu'na sunulacak. Satış işlemleri başvuru tarihinden itibaren en geç altı ayda tamamlanacak. Satış bedeli peşin ya da taksitle ödenebilecek. Taksitli satışlarda bedelin yüzde 10'u iki ay içinde, kalanı ise dört yılda sekiz taksitte ödenecek. 2B arazilerin satışından sağlanacak gelir, bütçeye aktarılacak. Yeni orman alanlarının kurulmasında kullanılacak. 2B Yasa Taslağı da hazır Orman vasfını yitirmiş hazine arazilerinin satışını düzenleyen 2B yasasına ilişkin taslağa da son şekli verilirken, 2B arazileri üzerine kurulu 1 milyon konutun kadastrosu datamamlandı. Taslağa göre tapusu olan hak sahiplerine arazileri bedelsiz verilecek.Tüm arazilerin satışlarının rayiç bedel üzerinden yapılmasına karar verilirken, hak sahipleri arazileri peşin veya taksitle alabilecek. Arazileri belediye ve mücavir alan sınırları içinde olanlar bir ay, bu sınırların dışında olanlar ise üç ay içinde başvuru yaparak satışı isteyebilecek. 174 bin hektarlık arazinin satışının önü açılırken, sadece İstanbul'daki 2B arazilerin satış bedeli 16 milyar lira. Hazal Ateş - Sabah

Ali Ağaoğlu: Depreme Dayanıklı Değilse Yeniden Yaptıracağım

Ali Ağaoğlu: Depreme Dayanıklı Değilse Yeniden Yaptıracağım
Ali Ağa’dan müthiş söz İnşaat sektörünün en önemli isimlerinden Ali Ağaoğlu'nun verdiği söz, piyasaları alt üst edecek cinsten… Türkiye'nin en büyük müteahhitlerinden Ali Ağaoğlu, bugüne kadar yaptırdığı tüm evlerin depreme dayanıklılık testlerini yeniden yaptıracağını ve bu testlerden geçemeyen binaları yıktırarak, daire sahiplerinden hiçbir ücret talep etmeden yeniden yaptıracağının sözünü verdi. Vatan Gazetesi yazarı Mustafa Mutlu'nun köşesinde yer verdiği açıklamada Ağaoğlu şu ifadelere yer verdi: "1998 yılında deprem yönetmeliğinde değişikliğe gidilerek, bu tarihten önce 2. derece deprem bölgesi olarak kabul edilen iller, başta da İstanbul, 1. derece deprem bölgesi ilan edildi. Buna göre, (1975 tarihli) eski yönetmeliğe uygun yapılan tüm binalar, yeni yönetmeliğin tarifine göre 'dayanıksız' hale gelmiş oldu. Ben bu tespiti yapmak adına; kaçak olsun olmasın, malzemeden çalınmış olsun olmasın, yönetmeliğe uygun yapılmış olsun olmasın, hiç istisna olmaksızın eski binaların tümünün bugünkü deprem güvenliğine uygun olmadığını belirttim. Başta Başbakanımız ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar olmak üzere, daha birçok bakan, inşaatçılar, akademisyenler, sivil toplum kuruluşları da aynı tespiti yapmaktadırlar. Başbakanımız kendi ifadesinde, Türkiye'deki 19 milyon adet yapı stoku içinde 10 milyonunun yeniden yapılması gerektiğini söyleyerek durumu açıkça gözler önüne serdi.
SIVA ÇATLAĞIMIZ BİLE YOK Benim (1998'den önce) 1975 yönetmeliğine uygun olarak yaptığım binalar da bu kapsamda değerlendirilmelidir. Benim işaret ettiğim budur. Söz konusu binaların tamamını 1999'daki depremden sonra da kontrol ettirdim. Tek bir sıva çatlağına bile rastlamadık. Bu binalarda oturanlar rahat olsun. Ancak bu benim işaret etmek istediğim meseleyi hafifletmez. İnşaat sektöründe malzemenin, işçiliğin, teknolojinin, mühendislik faaliyetlerinin yetersiz olduğu ve denetlenmediği yıllarda yapılan binaları bugünkü yönetmeliklere göre yeniden yapmak, hepimizin ve en başta da ülkemizin menfaatinedir. Deprem yıkıp yapmadan biz yapalım diyorum. Olası bir İstanbul depreminde İstanbul'a ordu bile giremez diyorum. Depremde ölen şanslıdır diyorum. Bunu sadece ben değil, tüm yetkililer biliyor ve kabul ediyor. Buna göre plan ve program yaparsak, kentsel dönüşümü doğru ve hızlı bir biçimde uygularsak, Türkiye bu acıları bir daha yaşamaz." AĞAOĞLU'NDAN MÜTHİŞ BİR SÖZ Ağaoğlu, ayrıca çok ses getirecek bir de söz verdi: "Şimdi talimat veriyorum. Eski yönetmeliğe göre inşa ettiğim bütün binaların depreme dayanıklılık testlerini tıpkı 1999'da olduğu gibi yeniden yaptıracağım ve sonuçları sizinle paylaşacağım. Ve yine söz veriyorum ki; o testlerden geçemeyen binalar olursa; hepsini yıktırıp, kimseden beş kuruş almadan yeniden yaptıracağım." Kaynak: Sabah

Çılgın müteahhitler: Müthiş genç inşaatçılar

Çılgın müteahhitler: Müthiş genç inşaatçılar Son 10 yılda konut sektöründe markalaşan bu müteahhitler, hızlı yükselişleriyle dikkat çekiyor. Öylesine büyük projelere girişip, öylesine büyük riskler alıyorlar ki doğrusu ‘çılgın’ tanımlamasını hak ediyorlar. Üstelik çoğu da 40 yaşın altında. Türkiye’de kapsamlı bir kentsel dönüşüm için 10 milyon civarında konutun yenilenmesi gerekiyor. Önümüzdeki 10 yılın hedefi ise 5 milyon yeni konut yapımı. İşte bu dönüşümde en büyük rol, markalı konut projeleriyle rüştünü ispatlayan yeni nesil müteahhitlere düşüyor... DEPREM gerçeğiyle bu kez Van’da yüzleşen Türkiye’nin yapı stoğunun yenilenmesi gerektiği konusunda hemen her kesim hemfikir. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bu son depremin ardından “İktidarı kaybetmek pahasına da olsa kaçak yapıları yıkacağız” çıkışı, kentsel dönüşümde yeni bir döneme girildiğinin habercisi olarak algılandı. Nitekim çok yakın bir sürede yeni bir yasal düzenleme bekleniyor. Zaten dönüşüm yasası taslağına göre imar ve denetim hakkı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na devredilecek. Ayrıca gerektiği durumlarda devlete acil kamulaştırma hakkı tanınacak. Bu konuya kafa yoran uzmanlara göre, Türkiye’deki kapsamlı bir dönüşümün gerçekleşebilmesi için 10 milyon konutun yenilenmesi gerekiyor. Bu da mevcut konut stoğunun neredeyse yarısına denk geliyor. Önümüzdeki 10 yılda 5 milyon yeni konut yapılarak dönüşüm sürecinin hızlandırılması gerekiyor. GENÇ VE CESURLAR Nihayetinde kentsel dönüşüm için siyasi bir irade, yerel yönetimlerin de kararlı bir tutumu gerekiyor. Bu şartlar gerçekleştiği takdirde ise dönüşümü özel sektör gerçekleştirecek. Eminiz, böyle bir dönüşüm sürecinde kapak haberimize konu olan isimler daha da markalaşacak, Türkiye onları daha yakından tanıyacak. Evet, Türkiye’de dönüşümü gerçekleştirecek ‘çılgın müteahhit’lerinden bahsediyoruz. Son 10 yılda konut sektöründe markalaşan bu müteahhitler, hızlı yükselişleriyle dikkat çekiyor. Öylesine büyük projelere girişip, öylesine büyük riskler alıyorlar ki doğrusu ‘çılgın’ tanımlamasını hak ediyorlar. Üstelik çoğu da 40 yaşın altında. OKUMUŞ ÇOCUKLAR Yeni nesil müteahhitlerin ortak özelliğinden biri de hepsinin ‘okumuş çocuklar’ olması. Zaten ilkokul mezunu müteahhit dönemi tarihe karışıyor. Ağırlığını inşaat mühendislerinin oluşturduğu markalı konut üreticileri, inşaat sektöründe bir gün bayrağı devralacaklarını bilerek hazırlanmışlar. Çoğunun genlerinde inşaatçılık var. Birkaç nesildir inşaat sektöründe uğraşan ailelere mensuplar. Yani daha en başından inşaatı kariyer alanı olarak belirlemişler. Çok değil 10 yıl öncesine kadar markalı konut üreten müteahhit deyince akla gelen isimlerin sayısı iki elin parmaklarını geçmezdi. Mesa, Soyak, Koray, Tepe gibi şirketler 1960’lı ve 1970’ler; şimdilerde konut sektörüne hakim olan Ağaoğlu, Varlıbaşlar, Torunlar GYO gibi şirketlerse 1980’li yıllarda kuruldu. Bunların dışındakilerin geçmişi ise 2000’li yıllardan öteye gitmiyor. Para dergisi olarak Türkiye’nin konutta markalaşan ve markalaşma yolunda emin adımlarla ilerleyen 101 müteahhidini belirledik. Bize bu sektöre nasıl girdiklerini, ulaştıkları gücü ve gelecek hedeflerini samimiyetle anlattılar. Araştırmamızda Ali Ağaoğlu, Nazmi Durbakayım, Aziz Torun gibi büyük müteahhitlerin hikayelerine yer vermedik. Onlar zaten bir şekilde biliniyor. Biz daha çok kamuoyunun adlarının yeni yeni duymaya başladığı, hikayelerini çok fazla bilmediği müteahhitlere yer verdik. İşte Türkiye’yi dönüştürecek yeni patronlar... Altan ELMAS / Sur Yapı 3 bin konuta imza attı 1969 doğumlu Altan Elmas, İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü mezunu. 1992 yılında Abdullah Armağan, Bilal Özkan ve kardeşleri Ufuk ile Hakan Elmas’la birlikte Sur Yapı'yı kurdu. Bugüne kadar 2 milyon metrekarenin üzerinde yapı inşa eden Elmas, 3 bine yakın konuta imza attı. Çamlıca eteklerinde 1.038 konuttan oluşan Exen İstanbul ve Sancaktepe’de 826 konuttan oluşan Adapark projeleri devam ediyor. Atilla YAVUZ / Ukra İnşaat Kurtlar Vadisi’yle adını duyurdu 1967 Ankara doğumlu Atilla Yavuz, aslen Niğdeli bir aileye mensup. Kendi deyimiyle babası Ankara’da sosyete terzisi olan Yavuz, 1988 yılında İstanbul Üniversitesi’nden jeoloji mühendisi olarak mezun oldu. Madencilik, temizlik ürünleri imalatı derken birçok sektöre girip çıkan Yavuz, 2000’li yılların başında inşaatı yeni yatırım alanı olarak gözüne kestirdi. 2004-2009 yılları arasında Esenyurt Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu’nun danışmanlığını yaptı. 2003’te inşaat sektörüne girdi ve Esenyurt’ta Ukra City, Hane Plus, Han Plus markalarıyla 3 bin 500 konut üretti. Kurtlar Vadisi dizisine sponsor olarak markasını daha da duyuran Yavuz, orta sınıfa yönelik konut geliştiriyor. Bekir CESUR / Uluhan Grup Babil Kuleleri’ni dikiyor Demirhan İnşaat’ın sahibi Süleyman Demirhan, Pehlivan Lokantaları’nın sahibi Bekir Cesur ile yatırımcılar Necati Aktülün ve Taha Aktülün inşaat sektöründe güçlerini Uluhan Grup çatısı altında birleştirdiler. Grubun inşaattaki deneyimli isminin inşaat mühendisi Süleyman Demirhan olduğu biliniyor. Başlangıçta TOKİ’ye bağlı taahhüt işleri gerçekleştiren ortaklar, ilk markalı konut projesini Esenyurt’ta Acunkent adıyla hayata geçiriyorlar. Acunkent projesinin tapu teslim tarihi Haziran 2012 olarak belirlendi. 8 blokta toplam 670 konut, 240 ticari birim ve 56 ev ofisten (mikro ofis) oluşan projenin yüzde 80'lik bölümünün satışı tamamlandı. Uluhan Grup, Acunkent’in ardından ikinci büyük projesi olan Babil Kuleleri'nin de startını verdi. Bu proje ise Nisan 2013’te tamamlanacak. Babil Kuleleri’nde bin 50 konut ve 151 işyeri yapılacak. Acunkent ve Babil Kuleleri toplamda 260 milyon TL proje bedeline sahip. Uluhan Grup, İstanbul'da yaşam ve iş merkezi niteliği taşıyan bazı araziler üzerinde yeni projeler geliştirmek üzere ön çalışmalarını yürütüyor. Bülent BAHADIR / Garage İnşaat 200 milyon dolarlık dört proje Garage İnşaat Yönetim Kurulu Üyesi Bülent Bahadır da inşaat sektörünün yeni patronlarından. 1963 doğumlu Bahadır, asker bir babanın oğlu. Lise mezunu olan Bahadır, rulman ticaretiyle başladığı iş hayatını müteahhit olarak sürdürüyor. 2008 yılında Zekeriyaköy’deki arsasına konut yapmak için kolları sıvayan Bahadır’ın niyeti, yaptığı daireleri öncelikle kiraya vermekmiş. Ancak daha sonra projeyi geliştirerek 8 villada 32 dubleks daireli Garage Zekeriyaköy Evleri’nin inşasına başlamış. İlk sermayesini aile içinden sağlayarak işe başlayan Bahadır, 251 hane ve 11 dükkandan oluşan Sarıgazi Simplicity projesini de kısa sürede bitirip sahiplerine teslim etmiş. Bu iki projenin dışında Merter’deki Garage Tower, Garage Topkapı, Yenidoğan ve Bahçeşehir’deki yeni projeleri için 200 milyon dolar civarında harcama yapacak. Bahadır, Garage Tower ve Garage Topkapı’nın yanı sıra 88 haneli Yenidoğan ve 350 villalık Bahçeşehir projeleri için çalışmaların devam ettiğini, yıl sonuna doğru inşaata başlayacaklarını söylüyor. Bülent Bahadır, “Bu projeleri önümüzdeki 5 yıllık süreçte bitirmek istiyoruz. Bir taraftan da arsa ve proje geliştirme çalışmalarımız sürüyor” diyor. Bilent DÜNDAR / 216 Yapı “Ağabeyim sağ olsun” 216 Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Bilent Dündar, “Çocukluk ve ilk gençlik yıllarımı dedem ve babamla birlikte Almanya’da gönülsüz olarak inşaatlarda çalışarak geçirdim” sözleriyle hikayesini anlatmaya başlıyor. Dündar’ın işçilikten patronluğa geçmesi ise 2000’li yıllarının başında İstanbul’da olmuş. Tüy dökücü krem ve serumlarıyla bilinen Bioder markasının yaratıcısı kardeşi Cihat Dündar’la birlikte kurmuş 216 Yapı’yı. 2007 yılından itibaren de şirketin tümüyle dümenine kendisi geçmiş. Bilent Dündar’ın inşaatçılığı aileden gelse de kendi başına yaptığı ilk iş 1988’de gerçekleşmiş. İstanbul Çekmeköy’deki 10 katlı bir apartmanın yapımını kat karşılığı olarak alan Dündar, “O yıllarda kendime ait çok az birikimim vardı. Arabamı satıp ona ekledim. Kardeşim Cihat Dündar da bana destek oldu. Bu sayede ilk binamızın kabasını attık ve ilk daireyi sattıktan sonra inşaatın kalanının bitirdik” diyor. 1980-1990 yılları arasında 4 milyon euro’luk iş yapan Dündar, son 10 yılda ise 70 milyon euro’luk yatırımı yöneterek hayata geçirmiş. 216 Yapı, 20 milyon TL’lik yatırımla 208 daireden oluşan 216 Sancaktepe Konutları’nın tüm etaplarını tamamlamak üzere. Bilent Dündar, “Çekmeköy’de iki projenin daha yapımına başlıyoruz. Biri 12 milyon, diğeri ise 6 milyon TL’ye mal olacak. Biri orman manzaralı, diğeri ise butik ve özel bir projeden oluşacak” diyor. Can Reşit ÖZÇİÇEK / Propa İnşaat Kartal ve Ümraniye’de fırsat kovalıyor Can Reşit Özçicek’in dede mesleği müteahhitlik. Propa İnşaat, Ankara Keçiören’de 86 konutluk bir kooperatif inşaatıyla 1970’lı yılların ortalarında sektöre girmiş. Baba Harun Reşit Özçiçek tarafından kurulan şirketin dümeninde şu anda Can Reşit Özçiçek bulunuyor. Propa, zaman içinde kamuya da özel sektöre de birçok taahhüt işi gerçekleştirmiş. 1985-1990 yılları arasında Ege’de yabancılara satmak üzere yazlık siteler yapan şirket, 2005-2008 arasında Bodrum’da 300’e yakın konutu tamamlayarak teslim etti. 2005 yılında, Prokon/Ekon Grubu’yla ortak Çorlupark projesini gerçekleştirdi. 17 bloktan oluşan 952 konutluk nitelikli site ve alışveriş merkezi projesine imza attı. 26 dubleksten oluşan Sarıyer Park, A plus bir ofis projesi olan Propa Ofis, grubun diğer işlerinden bazıları. Halense Kartal’daki Aura Deluxe Residence projesi devam ediyor. 2 blokta toplam 195 konuttan oluşan bu projenin arsa dahil yatırım tutarı 26 milyon TL. Mayıs 2012’de bitmesi öngörülen projenin yüzde 85’i tamamlanmış.Propa İnşaat İcra Kurulu Başkanı Can Reşit Özçicek, bu projeden 45 milyon TL ciro beklediklerini söylüyor. Kartal ve Ümraniye bölgelerinde proje geliştirmek için arsa görüşmeleri yaptıklarını belirten Özçiçek, “Anadolu yakasının en merkezi konumunda, 80 milyon dolarlık yatırımla yeni bir rezidans-ofis-alışveriş merkezi projesi gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Üç yıl sonra şirketlerimizin bütün gayrimenkul portföylerini tek bir çatı altında toplayıp bunu bir GYO’ya dönüştürmeyi hedefliyoruz” diyor. Cemil YÜKSEKDAĞ / BTC İnşaat İlk projesini hayata geçirdi İşletme fakültesi mezunu Cemil Yüksekdağ, üniversitede okuduğu dönemlerde restoran işletmeciliğiyle uğraşmış. Okul bittikten sonra babasının yönlendirmesiyle kardeşleriyle birlikte inşaat sektörüne adım atmış. Başlangıçta taahhüt işlerini yapan Yüksekdağ ailesi, ilk markalı konut projesinin temelini bir yıl önce attı. BTC İnşaat, İstanbul Esenyurt Doğan Araslı Bulvarı’nda Lemuria projesini hayata geçirdi. 150 daire ve 20 dükkandan oluşan bu projenin yarısı tamamlanmış durumda. Cemil Yüksekdağ, 20 milyon TL’lik yatırımla inşa ettikleri projeyi 2013’ün nisan ayında sahiplerine teslim edeceklerini söylüyor. BTC İnşaat’ın devam eden taahhüt işlerinin tutarı 50 milyon TL’yi buluyor. Önümüzdeki 5 yıl içinde konut sektörüne daha büyük yatırımlar yapmayı hedefleyen şirket, yeni araziler için de görüşme halinde. Edi DUEK / ENA Gayrimenkul Oyuncakla başladı, inşaatla devam ediyor Edi Duek, Saint Michel Fransız Lisesi mezunu. Üniversiteyi yurtdışında okuyan Duek, üniversite yıllarında yurtdışından Türkiye’ye oyuncak ithal ederek ilk parasını kazanmaya başlamış. Türkiye’ye döndükten sonra babası ve ağabeyiyle birlikte İntertoy’u kurarak oyuncak sektörüne girmiş. Bu şirketi büyüttükten sonra satan Duek ailesi, daha sonra Tıpset firmasını kurmuş. Tek kullanımlık enjektör üreten şirketle pazarda hakim olan Duek, bu şirketi de Amerikalı bir firmaya satmış. Edi Duek, inşaat sektörüne ise Fi-Yapı’nın kurucu ortaklarından biri olarak adım atmış. Ancak Fi-Yapı’nın patronu Fikret Öztürk’le Sancaktepe’de 242 konutluk ilk projelerini inşa edip sahiplerine teslim ettikten sonra yolları dostça ayrılmış. Duek, hikayenin devamını ise şöyle anlatıyor: “Kardeşim Ari Durek, Doğa Gayrimenkul’ün kurucu ortağıydı. Aileden kalma Zekeriyaköy’deki araziye inşaat yapmak için kardeşime teklif götürdüm. Kardeşim de ‘Elimde çok inşaat var. Sen ne istiyorsan yap’ dedi.” Bunun üzerine Nuri Petek’in de ortaklığıyla ENA Gayrimenkul’ü kuran Edi Duek, ortakların kendi birikimleri Zekeriyaköy’de Doğa Teras Evleri projesini geliştirmiş. Yatırım tutarı 10 milyon dolar olan proje, Kasım 2011’de sahiplerine teslim edilecek. Proje, A ve B blok olmak üzere 54 daireden oluşuyor. Edi Duek, ikinci konut projesini ise 5 milyon dolarlık yatırımla Bağdat Caddesi’nde gerçekleştirmeyi planlıyor. Engin YEŞİL / Yeşil İnşaat 14 bin konut üretti Kamil Engin Yeşil, Yeşil Kundura’nın sahibi Yeşil ailesine mensup. 48 yaşındaki Yeşil, University of Florida’da finans eğitimi aldı. Amerika’da üniversite eğitimini tamamladıktan sonra yine bu ülkede iş hayatına atıldı. 2006 yılında Türkiye’ye döndü ve Türkiye inşaat sektöründeki gelişmelerden etkilenip Yeşil İnşaat’ı kurdu. Beylikdüzü ve Esenyurt’taki geliştirdiği Innovia markalı projesiyle adını duyurdu. Innovia markasıyla bugüne kadar 14 bin konut üretti. Erden TİMUR / Timur Gayrimenkul Dolandırıldı, müteahhit oldu Nef markalı konut projeleriyle adını duyuran Timur Gayrimenkul’ün dümeninde 29 yaşındaki genç bir patron var. Hukuk mezunu olan Timur, tesadüfen bu sektöre girmiş. 22 yaşında okuldan mezun olmak üzereyken, Mersin Sanayici ve İşadamı Derneği’ne başkanlık yapan babası Musa Timur, bir inşaat firması tarafından dolandırılmış. Yarım kalan inşaat Erden Timur'a kalmış. O dönem babasından aldığı 280 bin TL’yle işe başlamış. Timur Gayrimenkul’ün projeleri arasında Lemontri, Nef, Nef 163 3 D ve Foldhome dikkat çekiyor. Şirket, bugüne kadar 96 bin metrekarelik inşaat projesi için 350 milyon dolarlık yatırıma imza atmış. Ferhat KETEN / Keten İnşaat Merkezde büyümeye devam edecek Keten İnşaat’ın kuruluşunda Ferhat Keten’in babası Ali Keten’in imzası var. Ali Keten ve kardeşleri Almanya’da çalışırken oluşturdukları sermayeyle 1976’da şirketlerini kurmuşlar. Bir yıl sonra da İstanbul Sefaköy’de ilk inşaatlarına başlamışlar. Keten kardeşler, ardından Kozyatağı ve Göztepe’de butik işler yapmış. ‘Nişantaşı müteahhidi’ olarak bilinen Keten İnşaat’ın başında şimdilerde Ferhat Keten bulunuyor. 1974 doğumlu Ferhat Keten, İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi mezunu. Ardından İngiltere’deki Nottingham Trent Üniversitesi’nde yüksek lisansını tamamlamış. Ferhat Keten, bugüne kadar 200 milyon TL’lik yatırımla 48 proje tamamladıklarını belirtiyor. Keten İnşaat, başta Nişantaşı olmak üzere Levent, Taksim gibi şehir merkezlerinde projeler gerçekleştiriyor. Keten, “Bu yıl içinde yine Nişantaşı, Levent, Taksim ve Cihangir’de dört yeni projeyi hayata geçireceğiz. Merkezde olmaya devam edeceğiz. Mimari farklılığımızı ön plana çıkaracak projeler geliştirmek bizi daha çok mutlu ediyor. Projelerimizin adedinden ziyade ölçeğini büyütmek istiyoruz. Yıllık ortalama yüzde 35-40 büyüyoruz” bilgisini veriyor. Fikret İNAN / Fi-Yapı 7 bin konutluk yeni projesi yolda 1968 doğumlu Fikret İnan, ortaokul mezunu. Askere gidinceye kadar babasının Tahtakale’deki nalbur dükkanında çalışmış. Askerden dönünce Tahtakale ve Bostancı’da nalbur toptancılığı yapmış. 1993-1995 yılları arasında Göztepe'de elektronik ve müzik sistemleri satan bir mağaza işletmiş. Bu işten ciddi para kaybedince 1995’te inşaatçılığa adım atmış. İlk ciddi projesi de Samandıra'daki 144 konutluk Pınarkent Kooperatifi olmuş. Onu yine Samandıra'da 192 konutluk Paşakent Konutları, ardından Göztepe ve Kartal'da 2-3 bin metrekarelik ticari binalar izlemiş. 2000 yılında Antalya Lara'da 208 konutluk Falezyum Sitesi’nin inşaatına başlayan İnan, 2001 ekonomik kriziyle birlikte ciddi bir daralma yaşamış. 2003 ve 2005 yıllarını arayış içinde geçirmiş. 2005’ten itibaren toparlanma sürecine girmiş ve yeni ortaklarıyla birlikte Fi-Yapı’yı kurmuş. 242 konutluk Fi-Yaka Sancaktepe’yi sahiplerine teslim ettikten sonra ortaklarıyla ayrılan Firet İnan, şimdi yoluna tek başına devam ediyor. 2008 yılında 832 konutluk Fi-Yaka Esenşehir projesini satışa çıkaran İnan, Şubat 2009’da 100 konutluk Fi-Yaka Tuzla, Mart 2009’da da 725 daire ve 30 işyerinden oluşan Fi-Tower Beylikdüzü projelerini lanse etti. Ardından 3 bin 333 konutluk Fi-Side Bahçeşehir ve 500 konutluk Fi-Yaka Gebze projeleri satışa çıkarıldı. Fikret İnan, “Elimizdeki projeleri bitirmeden yenilerine girmeyeceğiz” açıklamasına rağmen, 2010 yılında Esenyurt’ta 616 konutluk Fi-Life projesine start verdi. Fi-Yapı, önümüzdeki günlerde 7 bin konutluk Fi-Yaka Kırıkkale projesini de satışa çıkarmaya hazırlanıyor. Gökçen KUZU / Kuzu Grup 20 bin konut yaptı Gökçen Kuzu, baba mesleğini sürdüren bir müteahhit. Babası ve amcaları Kuzu İnşaat’ı 1943’te Siirt’te kurmuşlar. Aile 1980’e kadar da Güneydoğu ve Doğu Anadolu’da yoldan havaalanına birçok proje gerçekleştirmiş. Gökçen Kuzu, 1962 doğumlu. Babasının vefat ettiği 1980 yılında İTÜ’ye inşaat mühendisi olmak için giren Kuzu, okulunu bitiremese de sektörde marka olmayı başardı. Kuzu İnşaat, konut sektöründeki büyük ölçekli deneyimini 1993’te yaşanan Afyon Dinar depreminden sonra edindi. Ankara’dan Siirt’e, Konya’dan Kars’a Türkiye’nin birçok yerinde toplu konutlar yapan grubun 20 bine yakın konutta imzası var. Bünyesinde 7 şirket bulunan Kuzu Grup, halen kamuya ve yerel yönetimlere yaptığı altyapı ve üstyapı taahhüt işlerini sürdürüyor. Grubun elindeki işlerin tutarı 1 milyar TL’yi bulmuş durumda. Kuzu Grup, yurtdışına ise İran’dan açılma hazırlığı yapıyor. Hakan ÇAĞLAR / Emay İnşaat KentPlus ile marka oldu Hakan Çağlar, KentPlus markalı konut projeleriyle tanınan Emay İnşaat’ın ortaklarından. İnşaat yüksek mühendisi Çağlar, Emay İnşaat’ı 1995 yılında arkadaşı Yusuf Gören’le birlikte kurmuş. Kuruluşunun ilk 5 yılında okuldan hastaneye birçok inşaat yapan şirket, 2000 yılından itibarense İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve TOKİ tarafından ihale edilen toplu konut projeleriyle adını duyurmaya başladı. İstanbul Ataşehir’deki 2 bin 44 dairelik KentPlus, Emay İnşaat’ın ilk markalı konut projesi. Onu KentPlus Mimarsinan ve KentPlus Kartal projeleri izleri. Emay İnşaat, 2010 yılında önce Kurtköy’de 22 bin metrekarelik alan üzerinde 4 blok ve 436 daireden oluşan KentPlus Newport, ardından da İçerenköy’de 3 bloktan oluşan Centrium Park ve rezidans projesi Centrium Tower’ı satışa çıkardı. Şirket, bu yıl ise Erko Group ile ortaklaşa Ataşehir’de 1 milyar dolarlık yatırımla otel, alışveriş merkezi ve bin 500 konuttan oluşan Brandium Ataşehir projesi için start verdi. Hakan Çağlar, inşaattan kazandığını şimdilerde turizm ve sağlık sektörüne yatırıyor. Çağlar, İstanbul Anadolu Yakası’nda 5 yıldızlı bir otel, kongre merkezi ile bir hastane projesini hayata geçirmek için çalışmalara başladıklarını açıklamıştı. Hakan YILMAZ / Yılmaz İnşaat Babası kurdu, o büyütüyor Hakan Yılmaz, 1970 doğumlu. Giresun Görele kökenli Yılmaz, İstanbul Yapı Meslek Lisesi mezunu. Ardından Kıbrıs’taki Lefke Üniversitesi’nde mimarlık okudu. Hakan Yılmaz, aslında babası Ahmet Yılmaz’ın kurulu düzenini devam ettirmiş. Yılmaz İnşaat’ı 1978’de babası kurmuş. Türkiye’nin farklı bölgelerinde taahhüt işleri yapan aile, 1995’te sanayiye adım atmış ve ETK Kablo’yu satın almış. 30 yılı aşkın süredir inşaat sektöründe olduklarını söyleyen Hakan Yılmaz, otoyol projelerinden havalimanı yapımına kadar birçok iş üstlendiklerini anlatıyor. İzmir ve Ankara’da toplu konut projeleri gerçekleştiren Yılmaz İnşaat’ın halen Fuaye Süreyyapaşa projesinin yapımı sürüyor. Yılmaz, “Kiptaş’la hasılat paylaşımı modeliyle yürütülen 620 konutluk projemizi 2013’te bitirmeyi hedefliyoruz. Projenin toplam bedeli 300 milyon TL” diyor. Hüseyin EKŞİ / Mintek Yapı Sağlam bir oyuncu olmak istiyor Ekşioğlu ailesi inşaat sektöründe köklü bir geçmişe sahip. Hüseyin Ekşi de bu ailenin bir üyesi. Aile birikimlerini kullanarak 2005 yılında Mintek İnşaat’ı kuran Hüseyin Ekşi, 2006 yılında İstanbul Şerifali bölgesinde ilk olarak Twins Residence projesini inşa etmek üzere düğmeye bastı. Ardından 40 dairelik Twins Residence, 10 bin metrekare kapalı alanı bulunan Samsun İş Merkezi, Üsküdar’da 8 dairelik Sultantepe Apartmanı, Üsküdar’da 16 dairelik Bulgurlu apartmanları ve 2 bin 200 metrekare kapalı alanı olan Göztepe İş Merkezi’ni inşa etti. Hüseyin Ekşi, geçen ay ise İstanbul Beylikdüzü’nde 45 milyon TL’lik yatırımla New Residence projesini inşa etmeye başladı. 49 bin 500 metrekarelik inşaat alanına sahip bu proje, 453 daire ve 43 ticari üniteden oluşacak. Ekşi, önümüzdeki 5 yıllık süreçte sermaye yapısını daha da güçlendirerek mimari tasarımıyla fark yaratacak konutlar üretmek istediklerini söylüyor. Marka bilinirliliğini daha da ileriye taşımak isteyen Ekşi, “Sektörde sağlam bir oyuncu olarak yolumuza devam etmek istiyoruz” diyor. İbrahim BABACAN / Babacan Yapı Crown markasıyla büyüyor Yıllarca elektronik eşya ithalatıyla uğraşan Babacan ailesinin iki ferdi İbrahim ve Mehmet Babacan kardeşler, Babacan Yapı’yı 2002 yılında kurdular. İstanbul’un merkezi sayılabilecek semtlerinde 35 butik konut projesi gerçekleştiren Babacan Yapı, Beylikdüzü’nde ‘Crown’ markasıyla yaptığı üç projeyle kamuoyuna adını duyurdu. Şirket, Crown Park, Crown Residence ve Crown Tower’ın ardından 115 milyon TL’lik yatırımla Bahçeşehir’deki 400 konutluk Crown Deluxe’ü Eylül 2011’de satışa çıkardı. Crown Park’taki konutlar bu yılın sonunda sahiplerine teslim edilmeye başlayacak. Crown Residence projesinde 100 daire ve 2 bin 500 metrekarelik alışveriş alanı yer alıyor. İnşaatı devam eden 420 daire ve 3 bin 500 metrekare alışveriş merkezinden oluşan 35 katlı Crown Tower ise sahiplerine 2012’nin eylül ayında teslim edilecek. Babacan Yapı Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Babacan, Crown Tower’ın hemen yanındaki arsayı satın aldıklarını, buraya Crown Tower 2’yi inşa edeceklerini söylüyor. Yakuplu’da ise 17 katlı ve 60 ofisten oluşan Crown Plaza yatırımı planlayan Babacan, bir yandan da Silivri çevresinde ‘Kanal İstanbul’ projesi çevresinde arazi arayışlarını sürdürüyor. İnanç KABADAYI / Ege Yapı 1 milyar dolarlık proje üstlendi İnanç Kabadayı, 37 yaşında bir inşaat mühendisi. Ancak diğer inşaat mühendislerinin çoğunda olduğu gibi bir şirkette ücretli çalışmıyor. O 2000 yılından beri kendi işinin patronu. İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi’ni 1996’da bitiren Kabadayı, mezun olduktan sonra özel sektörde değişik firmalarda şantiye şefi, proje müdürlüğü ve koordinatörlük görevlerinde bulunmuş. Ardından da kendini bilgi ve tecrübe olarak hazır hissedince 2000 yılında Ege Yapı şirketini kurmuş. İnanç Kabadayı, ilk olarak İstanbul Ataşehir’de 14 daire ve iki dükkandan oluşan bir apartman inşa etmiş. 2008 yılından sonra ise büyük ölçekli birçok projeye imza atmış. Bunlar arasında İstanbul Esenyurt’ta yapımı bu yıl tamamlanan ve 461 daire, 17 ofis ile 41 dükkandan oluşan Orion Park Rezidans ve İstanbul Sarıyer’deki Şifasuyu Konakları göze çarpıyor. İstanbul Kartal’da 2010’da yapımını tamamlanan 128 konutluk İz Tetra projeleri de Ege Yapı’nın gerçekleştirdiği projeler arasında. Ege Yapı’nın son 10 yılda tamamladığı projelerin tutarı 600 milyon TL’yi buluyor. Şirketini 10 yılda 10 kat büyüten İnanç Kabadayı, şimdi kendilerini bir üst sınıfa yükselteceğine inandığı Batışehir projesine hazırlanıyor. Ege Yapı, İstanbul Bağcılar’da E-5 ve TEM otoyollarının kesiştiği bölgedeki bu arsayı Eylül 2010’da Emlak Konut GYO’dan hasılat paylaşımı yoluyla almıştı. Kabadayı, Batışehir tamamlandığında 15 bin kişinin yaşayacağının altını çiziyor. İçerisinde 3 bin konut ve rezidans, bir şehir oteli, ofisler, eğitim kompleksi, açık alışveriş çarşısı, kulüp binası, açık ve kapalı yürüyüş-koşu-gezi-parkurları spor salonları ve 100 bin metrekare yeşil alan bulunacak olan Batışehir, dört etap olarak planlandı. Avrupa’nın en büyük karma projesi olarak nitelendirilen Batışehir, 2014 sonunda tamamlanacak. Kazım TÜRKER / Türkerler İnşaat Vergi rekortmeni Kamuoyu Kazım Türker adını, 2008 yılında Ankara’nın vergi rekortmeni olunca öğrendi. 1954 doğumlu Türker, Ankara merkezli Türkerler Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı. Beyaz eşya ticaretinden hazır giyime birçok sektörde faaliyet gösteren Türkerler Holding’in son yıllarda en hızlı büyüdüğü alan inşaat. Türkerler İnşaat, halen İzmir’de Durmaz, İzka İnşaat ve Emlak GYO ortaklığıyla Park Yaşam Mavişehir projesini gerçekleştiriyor. Toplam 521 daireli bu proje 350 milyon TL’ye mal olacak. Mehmet YALÇINTEPE / Yalçıntepe Group Demir ticaretinden müteahhitliğe Mehmet Yalçıntepe, 1989 yılında demir ticaretiyle işe başlamış. 5 yıl önce de Yeşil Ilgaz İnşaat’ı kurarak fiilen inşaatçılığa soyunmuş. 5 yıl önce Esenyurt’ta yaptığı 5 apartman ilk işi olmuş. Sermayesini demir ticaretinden oluşturan Yalçıntepe, konut sektöründeki ilk büyük projesini ise Maximoon adıyla hayata geçiriyor. Yine Esenyurt’taki 33 dönüm alanda gerçekleşen Maximoon projesinde 1.600 konut yer alıyor. Projenin tüm etaplarının 2013 yılı sonuna kadar tamamlanıp teslim edilmesi planlanıyor. Maximoon projesinin 50 milyon TL değerinde olduğunu söyleyen Mehmet Yalçıntepe, bir yandan da demir ticaretini sürdürüyor. Yurtdışına da açılmak isteyen Yalçıntepe, “Bu konuda birçok talep geldi, hepsini değerlendiriyoruz” diyor. Mehmet OKAY / Ant Yapı Yüksek binalar yapıyor Ant Yapı’nın ortaklarından Mehmet Okay, 1961 İzmir Buca doğumlu. İnşaat sektöründe profesyonel yönetici olarak başladığı iş hayatını patron olarak sürdürüyor. Ortaklarıyla birlikte 1990’lı yılların başında Ant Yapı’yı kurdu. Bu şirket, 15 yıl ağırlıklı olarak Rusya’da taahhüt işyeri yaptı ve yüksek binalarla adını duyurdu. Türkiye ve yurtdışında 2 bine yakın konut üreten şirketin ülkemizde gerçekleştirdiği projeler arasında Antrium Residence, Port Alaçatı ve Türkiye’nin en yüksek ikiz kuleleri olan Anthill Residence göze çarpıyor. Mesut SANCAK / Folkart Yapı Sancak ailesinin konuttaki elçisi Siirtli Sancak ailesinin kamuoyunda en çok tanınan ismi şüphesiz Hedef Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Ethem Sancak’tır. Ailenin inşaat sektöründeki temsilcisi ise Mesut Sancak... 1974 doğumlu Mesut Sancak, Hedef Holding’in Ege Bölge Koordinatörü olarak İzmir’de yaşamaya başlayınca inşaat sektöründeki fırsatları görmüş. İzmir merkezli Folkart Yapı da onun liderliğinde 2006 yılında kurulmuş. Folkart Narlıdere ve Folkart Mavişehir projeleriyle markalaşan Folkart Yapı, İzmir'deki üçüncü projesine Bayraklı'da başladı. Folkart Towers'ın 2013 yılı içinde tamamlanması planlanıyor. Avrupa'nın beşinci yüksek ikiz kuleleri olacak olan Folkart Towers'ın A kulesinin satışa sunulmasının ardından 4 ay gibi bir sürede yüzde 80'i satılmış. Mesut TOPRAK / Astay Gayrimenkul 175 milyon dolarlık proje yapıyor Malatyalı işadamı Mesut Toprak, 1959 İstanbul doğumlu. Kumaş ticaretiyle başladığı iş hayatında adını Four Seans otel zincirini Türkiye’ye getiren isim olarak duyurdu. İnşaat sektöründeki ilk deneyimini de kendi otelinin inşaatını yaparak edindi. Şimdi ise İstanbul Zeytinburnu’ndaki OnaltıDokuz projesini gerçekleştiriyor. Bu proje 27, 32 ve 36 katlı 3 blokta toplam 496 adet daireden oluşuyor. 175 milyon dolarlık yatırım bedeline sahip olan projede konutların büyüklüğü 92 ile 482 metrekare arasında değişiyor. Konutların Mart 2012’den itibaren sahiplerine teslim edilmesi planlanıyor. Nimetullah KAYA / Şua İnşaat Hasılat paylaşımıyla büyüdü Şua İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Nimetullah Kaya, 1962 Ağrı doğumlu. Yıldız Teknik Üniversitesi’nden inşaat mühendisi olarak mezun olan Kaya, 1988 yılından bu yana İstanbul’da mühendislik ve müteahhitlik yapıyor. Ataşehir Konakları, Atakent Konutları, Elite Life Ataşehir, Altınoluk Aqua Park villaları adıyla birçok projeye imza attı. Halen Halkalı Atakent’te Emlak GYO’ya hasılat paylaşımı modeliyle Elite City ve Pendik Elite Side projelerini gerçekleştiriyor. Nurettin EROĞLU / Eroğlu Yapı 2 milyar TL’lik inşaat yatırımı Colin’s ve Loft markalarının yaratıcısı Eroğlu Grup, 4 yıl önce inşaat sektörüne girdi. 2008’de Tekira AVM’nin iş geliştirme ve inşaat süreçlerini yöneten grup, 2009’da Ümraniye’de Akkom Ofis Park projesiyle ismini duyurdu. Eroğlu Yapı, 2010’da Sarıyer’de Oksijen Konakları ve Halkalı’da İstanbul Lounge projelerine başladı. Bu yıla ise İstanbul Lounge 2 projesiyle start verdi. Eroğlu Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Eroğlu, toplamda 1.5 milyon metrekarelik inşaat projeleri için 2 milyar TL değerinde yatırım yaptıklarını vurguluyor. Eroğlu Yapı’nın inşaat alanındaki yatırımlarının bedeli 2012’de 3.2 milyar TL’ye ulaşacak. Erdoğlu, “Bu yıl 10 projeye başladık. Bunların 6’sını 2012 sonuna kadar bitirmeyi planlıyoruz. Projelerin ortalama 2 yılda biteceğini düşünürsek her yıl 5 proje bitirip 5 yeni projeye başlamayı hedefliyoruz. 2012 yılında 5 yeni proje geliştireceğiz” diyor. Lounge, İstanbul Lounge 2 ve Gürpınar Yenimoda Evleri’ni 2012’de teslim edecek olan Eroğlu Yapı, bu yıl sonuna kadar Kağıthane’de Ofishane, Florya’da Ekşinar Konakları, Bursa Nilüfer’de Mor Towers, Antalya’da inşaatına başlanan projeyi ve Platform Merter’i satışa sunacak. İstanbul Kıraç’taki Lojistik Park ve Seyrantepe’deki otel, AVM, ofis ve rezidanslardan oluşacak karma projelerse 2012’nin ilk aylarında satışa çıkarılacak. Nurettin Eroğlu, hayalinin tekstildeki başarıyı inşaata da taşıyarak Türkiye’nin ilk 5’ine girmek olduğunu söylüyor. Öte yandan, Eroğlu Yapı’nın GYO’ya dönüşmek için çalışmaları da sürüyor. Eroğlu, yurtdışında Irak, Fas, Katar, Suudi Arabistan ve Abu Dabi’de yatırım yapmak için de görüşmeler yaptıklarını söylüyor. Oktay CEBECİ / Cebeci İnşaat Alanya’da 1.500 konut yaptı Oktay Cebeci, Kayseri’de 10 yıl konut üretip sattıktan sonra rotasını Alanya’ya çevirmiş. Cebeci İnşaat de 1982 yılında Alanya’da kurulmuş. Cebeci İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Oktay Cebeci’nin mühendis olan büyük oğlu Ahmet Cebeci ile mimar ve strateji uzmanı küçük oğlu Ayhan Cebeci, halen yardımcıları olarak görev yapıyor. Ticari ve turistik proje inşaatlarında uzmanlaşan Cebece İnşaat, daha çok Alanya’da inşa ettiği villa, apartman ve otellerle biliniyor. Alanya'nın farklı yerlerinde bin 500 konut ve 2 otel inşa eden Cebeci İnşaat’ın başlıca projeleri Villas, Cebeci Kestel, Cebeci Residence, Atlantis Residence, Blue Bay Residence ve Alanya Country Club olarak sıralanıyor. Şirket, geçen ocak ayında 607 konutluk Azura Park projesini de satışa çıkardı. 26 dönüm arazi üzerine 60 milyon TL’lik yatırımla hayata geçirilen projede tatil köyü ve konut konsepti tek bir projede birleştiriliyor. Osman AĞCA / Yorum İnşaat AVM’den sonra konuta girdi Osman Ağça, Yorum İnşaat’ı 2005 yılında kurdu. Forum markasıyla İstanbul, Trabzon ve Mersin’de alışveriş merkezi (AVM) projeleri geliştirdi. Yorum İnşaat, son olarak yine Turkmall ortaklığıyla konut sektörüne adım attı. Şimdilerde Bayrampaşa’da Forum İstanbul’un hemen arkasındaki arazide, 80 milyon dolarlık yatırımla Yorum İstanbul projesini hayata geçiriyor. 21 bin metrekare arazi üzerinde inşa edilen Yorum İstanbul, 5 blokta 558 daireden oluşuyor Yorum İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Osman Ağca ve Turkmall CEO’su Levent Eyüboğlu, Yorum markasıyla hedeflerinin 5 yılda 10 bin konut üretmek olduğunu söylüyorlar. Osman BAKIRCI / Osmanlı İnşaat “Çılgın projelerimiz olacak” Osmanlı İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Osman Bakırcı, Erzurumlu bir müteahhidin oğlu. Eğitimini tamamladıktan sonra 1990’da İstanbul’a yerleşen Bakırcı, baba mesleğini burada sürdürmeye karar vermiş. 1993’te de Osmanlı İnşaat Yapı’yı kurmuş. Bakırcı, “Şirketimi kurmadan önce çeşitli sektörlerde çalıştım ve sermaye biriktirdim. İlk projem Adapazarı’ndaki Sıla Evleri oldu” diyor. Osmanlı Yapı, çoğu Beylikdüzü’nde olmak üzere şimdiye kadar 15 proje tamamlamış. Bu projelere yatırılan kaynak ise 750 milyon doları bulmuş. Önümüzdeki yıldan itibaren Anadolu’ya açılmak isteyen Bakırcı, Erzurum’da 5 bin, Mardin’de de 3 bin konut yapmayı planlıyor. Ardından da biten ve halen devam eden projelerle ilgili şu bilgileri veriyor: “Adapazarı’ndaki Sıla Evler, Beylikdüzü’ndeki Fildişi Konakları, İmranlı Evleri ve Nadide Evleri tamamladığımız projelerimiz arasında. Yine Beylikdüzü’nde Haziran 2012’de teslim edeceğimiz Beylife Recidence 1, Beylife Recidence 2, Beylik Evler ve Diyanet-Sen projelerimiz var. Toplam 3 bin 500 konutluk bu projelerin kaba inşaatı yüzde 80 bitmiş durumda. Beylikdüzü’nde 60-70 dönümlük arsa stokumuz var. Bu stoklar bitene kadar orada konut yapmaya devam edeceğiz. Ancak ‘çılgın’ projelerimiz olacak. Osmanlı İnşaat Yapı olarak yine farkımızı ortaya çıkaracağız. 50 binin TL’nin altında fiyata satılacak rezidanslar yapacağız. İstanbul’a yakın Çatalca ve Silivri’de de villa tarzı projelerimiz var.” Osman YILDIRIM / Yıldırım Yapı Grubu İstanbul’u yenilemeye talip Son yıllarda markalı konutta büyüyen bazı firmalarda ikinci kuşağın imzası görülüyor. Yıldırım Yapı Grubu’nun geçmişi 40 yıl öncesine dayanıyor. Hasan Yıldırım’ın temellerini attığı grubu bugün oğlu Osman Yıldırım yönetiyor. Okul dönemlerini babasının inşaatlarının farklı kademelerinde çalışarak geçiren Osman Yıldırım, bir gün inşaatçı olacağını bilerek yetişmiş. İnşaat fakültesi mezunu olan Yıldırım, 1984’te kendi proje ofisini kurmuş. 1987’de de müteahhitliğe başlamış. Osman Yıldırım, ilk bağımsız inşaat deneyimini şöyle anlatıyor: “Valikonağı’ndaki Doğu Sitesini yaparken, gazetede okuduğum bir ilandan yala çıkarak kat karşılığı Tarabya’da 7 bloklu 52 dairelik bir inşaata başladım ve babamın desteğiyle tamamladım.”Yıldırım Yapı Grubu, bugüne kadar sağlık kurumlarından akaryakıt istasyonlarına, iş merkezlerinden konutlara 32 farklı proje gerçekleştirmiş. Osman Yıldırım’ın deyimiyle binlerce lüks konut yapmış. Grubun projelerinin toplam tutarı 30 milyon TL civarında. Yıldırım Yapı Grubu, konutta son yıllarda ‘Kuleli Evleri’ markasıyla adını duyuruyor. Bu markayla halen Şişli Feriköy’de ve Büyükçekmece Gürpınar’da iki proje gerçekleştiriliyor. Yıldırım, “Önümüzdeki 5 yıllık süreçte çılgın projelerin hayata geçeceği İstanbul’un güzelleşmesine katkıda bulunmayı hedefliyoruz. Özellikle kaçak veya ömrünü tamamlamış binaların kentsel dönüşümü çerçevesinde önemli adımların atılacağına inanıyorum” diyor. Servet SAMSAMA / Cuno Group Önce evini, sonra fabrikasını yaptı... “Her insanın yaşamında inşaatla bir ilişkisi olmuştur” diyerek başlıyor söze Cuno Group Yönetim Kurulu Başkanı Servet Samsama... Esas işi tekstil ve hazır giyim olmasına rağmen kendi fabrika binalarını yapmak için arsa alarak girmiş inşaat sektörüne. Bir süre sonra, fabrika yapmak için alınan arsanın bir kısmına konut yapma kararı almışlar. Samsama, “1993 yılında kendimize yaptığımız ev ilk projemdi aslında” diyor. Fazla bilgi sahibi olmamasına rağmen belli bir süre sonra işin ustası kadar anlamaya başlamış inşaat işlerinden. Hikayenin devamını şöyle anlatıyor Servet Samsama: “2005 yılında Cuno Yapı’yı kurduk. Önce Güneşli’deki 8 bin metrekarelik alana, kendi şirketimiz Cuno Group’un merkez binasını inşa ettik. Beraberinde yine Güneşli’de farklı bir konsepte sahip 2 bloktan oluşan 56 dairelik bir site projesini tamamladık. Florya’da da güzel bir projemiz oldu. Fabrika ve konut inşaatında uzmanlaştık.” Cuo Yapı’nın halen İstanbul Güneşli’de 7 katlı 2 bloktan oluşan 56 konutluk Cuno Park Güneşli Evleri ile Cuno Group Plaza ofis projeleri devam ediyor. Bu projelerin yatırım tutarı 20 milyon dolara yaklaşıyor. Servet Samsama, daha çok iş merkezleri, otel, ofis gibi projelere yatırım yapmayı planladıklarını söylüyor. Ramadan KUMOVA / Fer Yapı Profesyonellikten patronluğa Ramadan Kumova, 1991 yılında Boğaziçi Üniversitesi’nden inşaat mühendisi olarak mezun oldu. Sektördeki kariyerine profesyonel yönetici olarak başladı. Enka’daki 20 yıllık profesyonel çalışma hayatını Eroğlu Yapı’da sonlandırdı. 2006-2010 yılları arasında Eroğlu Yapı İnşaat’ta CEO olarak görev alan Kumova, geçen yılın nisan ayında Muammer Saka’yla birlikte Fer Yapı’yı kurdu. Fer Yapı, kısa sürede alışveriş merkezi, ofis ve konut alanlarında müteahhit ve geliştirici olarak 1 milyon metrekarenin üzerinde projeye imza attı. Fer Yapı’nın ilk projesi, Sinpaş GYO işbirliğiyle geliştirilen iTower Bomonti oldu. Ardından Boyner Holding’le birlikte geliştirilen İstwest projesi satışa sunuldu. Ramadan Kumova, “2012 sonunda iTower, 2013 sonunda da İstwest’i sahiplerine teslim edeceğiz” diyor. Fer Yapı’nın bütçesi yapılmış 270 milyon dolara yakın yatırımı bulunuyor. Bunlardan Güneşli’deki 70 dönümlük eski Altınyıldız fabrikasının arazisinde inşa edilen İstwest, 982 konut ve 73 ticari alandan oluşuyor. Üst düzey küçük metrekareli ofis projesi 31 katlı iTower ise Türkiye’nin dönen yapı mimarisine sahip ilk kulesi olacak. Kumova, ticaretin yeni merkezi Şişli Bomonti’deki bu projede 60 metrekareden 800 metrekareye kadar a+plus ofis seçenekleri sunduklarını söylüyor. Hedefini gayrimenkul geliştirme alanında ilk 5’e girmek olarak açıklayan Kumova, “2012’de Kartal’da yapacağımız projenin geliştirme süreci devam ediyor. Yenilikçi, teknolojiyi en iyi şekilde kullanan, doğaya ve yaşama değer katan projeler üretmek istiyoruz” diyor. Tamer ÖZYURT / Özyurtlar Şirketler Grubu 5 bin konutta imzası var Tamer Özyurt, Özyurtlar Şirketler Grubu Başkanı. 1968’de Gaziantep’te doğan Tamer Özyurt, Bakırköy Ticaret Lisesi’nden mezun olmuş. Ancak kendi deyimiyle asıl okulu Tahtakale piyasası olmuş. Orada çalışarak iş deneyimi edinmiş. 1990 yılında Esenyurt’ta açtığı nalburiye dükkanıyla ticarete atılmış. 15 yıl yapı marketçiliği yaptıktan sonra 2005’te inşaat sektörüne müteahhit olarak adım atmış. Sektördeki ilk 5 yılında Boğazköy'de Genç Girişimciler Sitesi, Tasarımcılar Sitesi, Tasarımcılar İşhanı, Gardencity, Ntepe ve Ntowers projelerini hayata geçirmiş. Tamer Özyurt, son olarak 2010’un aralık ayında Nmerkez projesiyle kamuoyunun karşısına çıktı. Özyurt, Boğazköy’de 18 konutla başlayan inşaat serüveninde 5 bin konuta imza atmanın gurunu yaşıyor. Bugüne kadar Esenyurt, Beylikdüzü ve Bahçeşehir aksında konut üreten Özyurt, “Bu sektöre 600 milyon TL’lik yatırım yaptık. Önümüzdeki dönemde de ağırlıklı olarak Esenyurt’ta büyümek istiyoruz” diyor. Özyurtlar’ın halen 8 blokta 2 bin 30 daireden oluşan Ntowers ve 19 katta 173 ticari birim ve 962 konuttan oluşan Nmerkez projelerinin yapımı devam ediyor. Ntowers’ta teslimler aralık ayında tamamlanacak. Nmerkezde ise gelecek yılın aralık ayı planlanıyor. Devam eden projelerin yatırım tutarı 300 milyon TL’yi buluyor. Tamer Özyurt, gelecek 5 yıllık hedeflerinde İstanbul Esenyurt’ta büyümek olduğunu söylüyor. Ardından da “Önümüzdeki dönemde bizi İstanbul’un farklı lokasyonlarında, Ankara’da, Gaziantep’te hatta yurtdışında da konut üretirken göreceksiniz. Bu hızla gidersek ve herhangi bir kriz olmazsa önümüzdeki 5 yıl içinde 20 bin konut yapmayı hedefliyoruz” diyerek iddiasını ortaya koyuyor. Temel BULUT / Bulut İnşaat 2 milyar TL’yi yönetiyor İnşaat sektörü, Temel Bulut’u 25 yıllık tecrübesiyle tanıyor. Daha geniş kitlelerin onu tanıması ise ‘Evviva’ markasıyla oldu. O da birçok müteahhit gibi Trabzon kökenli. Yıldız Teknik Üniversitesi’nden elektrik teknikeri olarak mezun olan Bulut, 1987 yılında müteahhitliğe başlamış. 1987’den 2002 yılına kadar 84 binada 2binden fazla daire ve dükkan inşa etmiş. Konut projelerinin yanı sıra karakoldan okula, camiden park-bahçelere birçok yapıya imza atmış. Başta da söylediğimiz gibi, Temel Bulut da markalı konutun yükselişini yakalayarak trene atlamış. Bugünlerde İstanbul Esenyurt’taki ilk markalı konut projesi, 174 daireli Evviva Residence’ın teslim etmenin heyecanını yaşıyor. Bulut, halen devam eden projeleri hakkında şu bilgileri veriyor: “Şu anda Evviva Residence projesinin 4 katı büyüklüğünde ve 4 bloktan oluşan Evviva Yaşam Merkezi’ni gerçekleştiriyoruz. 110 bin metrekare inşaat alanına sahip bu projemizde 758 daire bulunuyor. Bünyesinde alışveriş merkezi ve 174 odalı bir de otel bulunuyor. 2 bin 600 konutluk yeni projemiz Evviva Gümüş City’nin de satışına da başladık. Her biri 31 katlı 5 blok ve bir rezidans bloğundan oluşan proje, Esenyurt’ta 28 bin metrekare alan üzerinde yükseliyor. Buradaki konutları 31 Aralık 2013’te daire sahipleriyle buluşturmayı amaçlıyoruz.” Bulut İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Temel Bulut, 1987’de 110 bin TL sermayeyle başlamış müteahhitliğe. O sermayeyi de elektrik tesisat işleri yaparak oluşturmuş. 1987’den bu yana yüzlerce projede binlerce daire üreterek bugünlere gelmiş. Bugün 2 milyar TL’nin üzerinde bir sermayeyi idare ediyor. Turgut GÜVEN / Pera Yapı Lüks konutlar yapıyor Pera Yapı, son yıllarda İstanbul Zekeriyaköy’deki projelerle adını duyurdu. Bu şirketi Uğur Özer Özgüven ve Ahmet Kerem Şengezer’le birlikte kuran Turgut Güven de okumuş müteahhitlerden. İstanbul Erkek Lisesi’nin ardından İstanbul Üniversitesi İngilizce İktisat Bölümü’nü bitiren Güven, sektöre 1996’da girmiş. O yıllarda Yeşilyurt’ta bulunan eski bir binanın yıkılıp ve yeniden yapılmasını işini almış. Yeşilyurt’taki 15 daireli bu apartmanı ailesinden aldığı küçük bir sermayeyle tamamlamış. “Doğru bir lokasyonu tercih ettiğim için daire satışları hemen gerçekleşti. Bu sayede kısa sürede emeğimin karşılığını aldım” diyerek işe iyi başladığının altını çiziyor. Yeşilköy, Yeşilyurt, Bahçelievler, Florya ve Büyükçekmece bölgelerinde lüks konutlar yapan Pera Yapı, şimdilerde Zekeriyaköy’deki Pera Sunset Park Evleri’ni inşa ediyor. 4 bin 700 metrekarelik alana konumlanan Pera Sunset Park Evleri, 40 bahçe ve çatı dubleksi, 2 villa ve 6 dükkandan oluşuyor. Projenin yatırım bedeli 10 milyon dolar civarında. Turgut Güven kısa vadeli hedeflerini şöyle açıklıyor: “2012 yazında Beylikdüzü’nün en göz alıcı lokasyonunda 25 bin metrekarelik bir inşaat işine girmeyi hedefliyoruz. Bölgenin en iddialı, en ses getirecek projesi olacağını düşünüyorum. Zekeriyaköy’de de projelerimiz devam edecek. İstanbul’un diğer iyi semtlerinde de lokasyona araştırmalarımız devam ediyor.” Vehbi ORAKÇI / Marmara Mühendislik Irak’ta 2 bin 500 konut yapıyor Marmara Mühendislik Yönetim Kurulu Başkanı Vehbi Orakçı, lise döneminde yaz aylarında inşaatta işçi olarak çalışmış. 1989’da Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Harita Mühendisliği Bölümü’nü kazanmış. Şirketini ise 1991 yılında kurmuş. 1993’te Beylikdüzü’ndeki Marmara Apartmanı’nı yaparak bu sektöre adım atmış. Aradan geçen 20 yılda Beylikdüzü, Esenyurt, Büyükçekmece, Çatalca, Silivri, Beykoz, Zeytinburnu ve Avcılar’da birçok proje gerçekleştirmiş, 100’e yakın altyapı ve inşaat projesi bitirmiş. Beylikdüzü Belediyesi’nin başkanlığını yürüttüğü 2004-2009 yılları arasında şirketinin başından ayrılmak zorunda kalsa da tekrar dümene geçmiş. Halen Beylikdüzü’ndeki 80 konutluk Marmara Residence ve 216 konut, 40 ev ofis ile 27 dükkandan oluşan Marmara Vizyon Residence projelerini yapıyor. Ayrıca Irak Divaniye’de 2 bin 500 konutluk proje yürütüyor. Orakçı, “Irak’tan çok umutluyuz. Umduğumuz hızda yapılanabilirsek çok büyük altyapı ve üstyapı eksikleri olan Irak’ın inşa faaliyetlerinden yüzlerce milyon dolarlık iş üretme imkanı bulacağımıza inanıyoruz” diyor. Ziya YILMAZ / DAP Yapı Orijinal tasarımlara imza atıyor DAP Yapı'nın sahibi Ziya Yılmaz, 34 yaşında. Trabzonlu olan Yılmaz, “Karadenizliyim ama sanılanın aksine babadan kalma bir işi devralmadım” diye söze giriyor. Babası taş ocağı işletmeciliği yapan Yılmaz, “Hedeflerimi daima büyük tuttum. Benim için ya hep ya da hiçti. Yani bir şey ya iyi olmalıydı ya da hiç olmamalıydı. İşte bu prensip çerçevesinde, DAP YAPI adıyla bizzat tarafımca geliştirilen ve 90’lı yıllardan itibaren her biri yapısal ilginçlikleriyle anılan konut projeleri ürettim” diyerek bu sektördeki iddiasını ortaya koyuyor. Bu arada “Doğru Alanda Projeler”in kısaltması olan DAP’ın aynı zamanda temiz ve şık anlamına da geldiğini belirtelim. Gelelim Ziya Yılmaz’ın bu işteki kilometre taşlarına... Aslında 25 yaşında yaptığı ilk proje olan İstanbul Kağıthane’deki Şelale Evleri, Yılmaz için dönüm noktası olmuş. “Bana yedi Oxford’dan daha fazla tecrübe kazandırdı. Orayı cumhuriyet tarihinin en büyük krizinde yaptık” diyen Yılmaz, bu projenin ardından markalaşma yolunda hız kazanmış. Şelale konseptini Space, Village, Premium ve Crown’la devam ettiren şirket, Ümraniye’nin cehresine değiştiren projelere imza atmış. Çekmeköy’de inşa ettiği Centro Futura’nın ardından ‘olgunluk dönemi eseri’ olarak gördüğü Dragos Royal Towers’ı hayata geçirmiş. 4 blokta 212 rezidanstan oluşan Dragos Royal Towers, 150 milyon TL’ye mal olmuş. Ziya Yılmaz, net olarak ifade etmese de bugüne kadar gerçekleştirdiği projelerin tutarının 500 milyon TL’yi bulduğu hesaplanıyor. DAP Yapı, geçen yıl eylül yapımına başladığı DAP Royal Center’ın satışının yüzde 60’ını tamamladı. Aynı bölgede bu kez dönerek yükselen DAP Burgu Kule’nin inşaatına ise Nisan 2011’de başladı. 120 ve 140 metrelik iki kuleden oluşan DAP Royal Center’da 13 katlı iş merkezi ve 2 blokta 210 rezidans yer alıyor. DAP Burgu Kule’de ise 22’şer katlı simetrik 2 blokta 246 rezidans tasarlanıyor. Ziya Yılmaz, “DAP Yapı olarak ülkemizde denenmemiş, orijinal mimari tasarımlara sahip projeler üretmeye devam edeceğiz. Yatırım olarak E5'in altından Beykoz'a, oradan Sarıyer, Şişli, Bomonti ve Kağıthane'ye doğru geniş bir alanla ilgileniyor ve merkezi konumlarda arazi geliştiriyoruz” diyor. Müteahhitlerden başarılı olma tüyoları Ziya Yılmaz (DAP Yapı Yönetim Kurulu Başkanı): Başarılı markaların başları bulutlarda olabilir ama ayakları yere sağlam basar. Marka dediğimiz kavramın sadece bir ürün logosundan ibaret olmadığını artık çoğu insan biliyor. Satıcı sözünü tutmaya devam ettiği sürece müşteri de o markayı satın almaya devam eder. Ben 40 kez düşünür bir kez yaparım. Yapı olarak mükemmeliyetçiyim, hatayı asla kabul edemem. İnanç Kabadayı (Ege Yapı Yönetim Kurulu Başkanı): Başarı için sektörü çok iyi bilmeniz gerekiyor. Tüketicinin nabzını çok iyi tutmalı, onun beklentilerine uygun projeler ortaya koymalısınız. Gayrimenkul geliştirmede en önemli etken, doğru lokasyonda doğru projeyi, doğru fiyatlarla sunmaktır. Bilent Dindar (216 Yapı Yönetim Kurulu Başkanı): Başarılı olmanın yolu, müşterinin talebini önceden belirlemek ve buna uygun proje üretmekten geçer. Ayakları yere basan, hayali olmayan bir proje yapıp, kullanılan malzemeden ve kaliteden ödün vermezseniz başarılı olursunuz. Osman Bakırcı (Osmanlı Yapı Yönetim Kurulu Başkanı): Günümüzde konutta inanılmaz bir patlama var. Her geçen gün yeni bir inşaat projesinin temelinin atıldığına şahit oluyoruz. Bu yüzden ‘farklı olmak’ ve ‘fark yaratmak’ zorundasınız. Bu sayede bir adım öne geçebilirsiniz. Tabii ki bir projeyi tasarlamadan önce bulunduğunuz bölgenin şartlarını iyi bilmeniz, potansiyel müşterinizin beklentilerini iyi analiz etmeniz gerekir. Tamer Özyurt (Özyurtlar Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı): İnşaat sektöründe başarılı olmak için iyi bir arsa stoğunuz olmalı. Şehrin gelişim aksındaki arazileri iyi tespit ederek buralara yatırım yapmalısınız. Banka kredisi yerine özkaynaklarla büyümeyi tercih etmelisiniz. Bu sayede krizlere karşı dayanıklı olursunuz. Bir de tabii kaliteden ödün vermemeniz gerekir. Turgut Güven (Pera Yapı Yönetim Kurulu Başkanı): Konut ve gayrimenkul sektöründe başarılı olmanın ilk koşulu doğru lokasyon seçimidir. İnsanların ihtiyaç ve beklentilerini iyi öngörebilmeniz de gerekir. Müteahhitler taahhüt ettikleri işleri doğru yapmalı ve arkasında durmalıdır. Her yeni projede bir öncekinin önüne geçmeye çalışarak, yenilikleri ve buna bağlı olarak teknolojiyi önceden takip etmek başarı için şattır. Mehmet Yalçıntepe (Yalçıntepe Group Yönetim Kurulu Başkanı): Yatırım bölgesi çok büyük önem taşıyor. Hedeflenen müşteri profilini ve müşterinin alım gücünün bilimsel verilere dayanılarak ölçülmesi gerekiyor. “Nasıl olsa satarım” mantığıyla bu iş yapılmamalı. Ramadan Kumova (Fer Yapı Yönetim Kurulu Başkanı): Öncelikle gayrimenkul projesini geliştireceğiniz bölgenin geçmişini çok iyi bilmeniz, bugününü iyi anlamanız ve geleceğinizi iyi analiz etmeniz gerekiyor. Çevrenin ihtiyaçlarını doğru belirlemek de çok önemli. Hüseyin Ekşi (Mintek Yapı Yönetim Kurulu Başkanı): İlgilendiğiniz bölgenin havasını iyi koklayabilmeniz yani nasıl bir projeye ihtiyaç olduğunu saptayabilmeniz gerekiyor. Hangi fiyat aralığından satışın efektif olduğu da tespit edilmeli. Bir diğer önemli nokta ise projeler hayata geçtikten sonra sitenin veya binanın iyi yönetilmesi. Servet Samsama (Cuno Yapı Yönetim Kurulu Başkanı): Konsept projeler, amaca uygun tasarımlar, etkili bilgi yönetimi, maliyet yönetimi, zaman yönetimi, risk yönetimi, iyi bir pazarlama stratejisi, kaliteli üretim ve ileri teknoloji kullanımı, sunum ve işi bilen profesyonellerle çalışmak başarıyı getiren faktörlerdir. Ödüllü projeler Türkiye’de son yıllarda inşa edilen birçok proje Avrupa’da birincilik ödülü aldı. Varyap Meridian, Forum İstanbul, Mall of İstanbul, Autopia gibi projeler ödüle layık görüldü. Zeytinburnu’ndaki konut ve otel projesi Ottomare Suites ile Mar Yapı’nın G Plus ve Ekopark projeleri ise bu yıl büyük ödülün sahibi olmak için yarışıyorlar. İşte ödüllü projelerimiz: VARYAP MERIDIAN Varyap’ın bu projesi, 2010 Avrupa Gayrimenkul Ödülleri’nde beş kategoride ödül aldı. Türkiye'nin en iyi mimarisi, Türkiye'nin en iyi yüksek bina mimarisi, Türkiye'nin en iyi gayrimenkul web sitesi, Avrupa'nın en iyi mimarisi ve Avrupa'nın en iyi yüksek bina mimarisi kategorilerinde ödüle layık görüldü. Türkiye'nin ilk karma lüks konut projesi olan Varyap Meridian, RMJM Mimarlık tarafından yapıldı. Proje, 20 ile 60’ar katlı 5 kulede bin 500 konut ve 50 bin metrekare kiralık alana sahip bir iş merkezinden oluşuyor. FORUM İSTANBUL Forum İstanbul, 2010 Avrupa & Afrika Gayrimenkul Ödülleri’nde Avrupa'nın en iyi perakende projesi seçildi. Projenin konsept tasarımı Hollandalı T+T Design, mimari tasarımı İngiltere'den BDP, İspanya'dan Chapman Taylor ve Türkiye'den ERA tarafından gerçekleştirildi. MALL OF İSTANBUL Torunlar GYO'nun rezidans, AVM, ofis ve otelden oluşan karma kullanım projesi Mall of İstanbul, dünyanın en prestijli gayrimenkul yarışmalarından Avrupa Gayrimenkul Ödülleri (European Property Awards) 2011’de en iyi karma kullanım ve en iyi alışveriş merkezi geliştirme kategorilerinde büyük ödül aldı. AUTOPIA Keleşoğlu ve Gül Yapı ortaklığıyla inşa edilen Türkiye'nin ilk otomobil alışveriş merkezi projesi Autopia, Londra'da Avrupa'nın en iyi karma mimarisi ödülü aldı. Autopia’nın içinde otomobille ilgili alışveriş ünitelerinin yanı sıra projenin tepesinde 800 metrelik bir deneme sürüşü alanı da yer alıyor. 365 gün açık otomobil fuarı olmay

Konutta riski ölçmek mümkün ev alırken bunlara dikkat!

Konutta riski ölçmek mümkün ev alırken bunlara dikkat! Daha güvenli bir konuta geçmek istiyorsunuz, ev alacaksınız. Peki yeni evinizin yeterince güvenli olup olmadığını nasıl anlayacaksınız? İşte ev alırken dikkat edilmesi gereken kriterler.. 99 depremi sonrasında yönetmelikler değişti, denetimler sıkılaştı. Son 10 yıldır yapılan konutlarda risk eski binalara göre daha az. Ancak yeni olsun eski olsun konut alırken dikkat edilmesi gereken bazı kriterlerler var. İşte ülke olarak deprem acısı yaşadığımız bu günlerde konut alırken önce dikkat etmemiz gerekenler. Demir İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Hamit Demir, sadece projenin maketine bakarak, dış cephesine, banyosuna, mutfağına aldanarak ev almanın intihardan farksız olduğunu belirtiyor. Ve ekliyor; 'Konut alırken önce mutlaka binanın bodrumuna bakmalı.' Binanın dış cephesi ve duvarlarının kaplanmış olduğu için binanın taşıyıcı sistemi konusunda fikir veremeyeceğini vurgulayan Demir, 'Bodruma bakarak binada rutubet olup olmadığını ve eğer rutubet varsa su yalıtımının eksik ya da hatalı olduğunu anlamak mümkün. Su yalıtımı hiç olmayan ya da standartlara uygun yapılmamış binalar, suyun taşıyıcı sistemi paslandırması sebebiyle, kısa sürede proje aşamasındaki taşıma kapasitesini kaybediyor ve büyük bir depremle mücadele etme şansı kalmıyor' dedi. Bodrumların görüntüsü ve binanın büyüklüğüne göre yeterli bodrum olup olmamasının da önemine dikkat çeken Demir, bodrumların aslında binaların inşaat kalitesi, zenginliği ve taşıyıcı sisteminin güvenilirliği konusunda ipuçları taşıdığını söyledi. Demir, zemini sağlam olan bölgelerde tek bodrumun yeterli olabileceğini ama çürük zeminlerde iki ya da üç bodruma ihtiyaç olduğunu, fore kazık sistemi kullanılmasının da şart olduğunu belirtti. Toprak altındaki kat dayanıklılığı artırır 216 YAPI Yönetim Kurulu Başkanı Bilent Dündar, 'Binalar deprem yönetmeliğine uygun yapılsaydı, Van'da kimse ölmezdi' diyor ve ekliyor: Konut alırken şu sorulara cevap bulmak lazım: 'Bina inşa edilirken hazır beton kullanılmış mı? Binanın kat yüksekliğine göre 3/1'i yer altında mı? Toprak altında bir ya da iki kat olması dayanıklılığı artırır. Bunun yanı sıra yapı denetim firmasından bina etüdü yaptırılması gerekir. Bir mühendisin çıplak gözle bakması yeterli değildir. Demir ve kolon kiriş röntgenlerinin ve beton numunelerinin alınması lazım.' Depreme hazırlık kapsamında kamu binalarının elden geçirildiğini söyleyen Dündar, 'Özel sektörün yaptığı binalarda konu karara bağlanmadı. 99 öncesi konutların tamamı etütten geçirilmeli' dedi.
MİMAR, MÜHENDİSE SORMALI HAMİT Demir, binanın zemin etüdü raporuna mutlaka bakılması gerektiğine işaret ediyor. Demir, 2 el.'Otomobil almadan önce servise götürüyoruz ya da bir bilene soruyoruz. Büyük maliyetlerle satın aldığımız konutlar, canımızı emanet ettiğimiz inşaat firmaları ve projeleri konusunda ise yeteri kadar araştırma yapmıyoruz. Sadece makete bakarak ev almak yerine mutlaka bir mimar ya da mühendise danışmalı' diye konuştu Yönetmeliğe uygun mu orjinalle oynanmış mı ÖZYURTLAR Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Özyurt 'Bir binanın depreme dayanıklı olması için en başta projesi olmalı, zemin etüdü yapılmalı ve tüm bunlar hazırlanırken deprem yönetmeliği dikkate alınmalıdır' diyor. Projeleri kimin hazırladığının ve denetlenip denetlenmediğinin büyük önem taşıdığını vurgulayan Özyurt, 'Binanın kullanım izni ve ruhsatının bulunup bulunmadığı da çok önemlidir. Bunun dışında, yapıda nasıl bir beton kullanıldığı, malzemenin standartlara uygun olması, yapının projeye uygun inşa edilip edilmediği ve temellerde su yalıtımı yapılıp yapılmadığı da depreme karşı dayanıklılık açısından önemli kriterler' diye devam ediyor. Özyurt, Binanın orijinal halinden ayırt edilebilen değişiklikler yapılmış ise bunların mutlaka araştırılması gerektiğini belirterek, 'Bu sorulara cevap bulduğunuzda, o ev depreme dayanıklıdır' diyor.
Önce nelere bakmalı? l Yangın merdiveni ve güvenlik var mı? l Bina ve dairenin inşaat malzemesi kalitesi yönetmeliklere uygun mu? l Ses ve ısı izolasyonu yeterli mi? l Tesisatların durumunu kontrol ettiniz mi? l Yapı kullanım izni alınmış mı? l Alacağınız gayrimenkul inşa halinde ise müteahhidinin mali durumunu göz önüne aldınız mı? l Binanın projesini ve inşaatın projeye uygunluğunu kontrol ettiniz mi? l Zemin etüdünü yaptınız mı? l Bina deprem yönetmeliğine uygun mu yapılmış? Projeler denetlenmiş mi? l Kullanılan malzemeler standara uygun mu? Kum, çakıl nereden gelmiş? Kırma taş kullanılmış mı? l Kullanılan demir standartlara uygun mu? Yapıya uygun miktarda kullanılmış mı? Kaynak; Akşam

İnşaatın kalitesi ve taşıyıcı sistemin sağlamlığı bodrumda gizli!

İnşaatın kalitesi ve taşıyıcı sistemin sağlamlığı bodrumda gizli! 27 yıldır inşaat sektöründe sayısız projeye imza atan Demir İnşaat’ın Yönetim Kurulu Başkanı Hamit Demit, Van depreminin ardından sektördeki denetim eksikliğine dikkat çekti ve tüketicilere konut satın alırken dikkat edilmesi gerekenleri hatırlattı. Sadece projenin maketine bakarak, dış cephesine, manzarasına, banyosuna, mutfağına aldanarak ev satın almanın intihardan farksız olduğunu söyleyen Demir, konut alırken önce mutlaka binaların bodrumuna bakılması gerektiğini vurguladı.
Türkiye’nin gündemine maalesef bir kez daha acı bir deprem bilançosu damgasını vurdu. Şimdiye kadar 250’den vatandaşımızın hayatını kaybettiği, 1.000’den fazla kişinin yaralandığı Van’ın Tabanlı köyünde meydana gelen 7,2 büyüklüğündeki depremde, 1.000 civarında binanın da tamamen yıkıldığı açıklandı. Ve her depremde olduğu gibi bu felakette de bazı binalar kağıt gibi yıkılırken, tam yanında yer alan bazı binalar ayakta kalmayı başardı. İşte bu tablo, bizlere bir kez daha “Deprem değil, eksik ve hatalı bina öldürür.” gerçeğini hatırlattı. 27 yıldır inşaat sektöründe sayısız projeye imza atan Demir İnşaat’ın Yönetim Kurulu Başkanı Hamit Demir, Van depreminin ardından sektördeki denetim eksikliğine dikkat çekti ve tüketicilere konut satın alırken dikkat edilmesi gerekenleri hatırlattı. Sadece projenin maketine bakarak, dış cephesine, manzarasına, banyosuna, mutfağına aldanarak ev satın almanın intihardan farksız olduğunu söyleyen Demir, konut alırken önce mutlaka binaların bodrumuna bakılması gerektiğini vurguladı. Çünkü binanın dış cephesi ve duvarları zaten kaplanmış olduğu için binanın taşıyıcı sistemi konusunda fikir veremiyor. Oysa bodruma bakarak binada rutubet olup olmadığını ve eğer rutubet varsa su yalıtımının eksik ya da hatalı olduğunu anlamak mümkün. Su yalıtımı hiç olmayan ya da standartlara uygun olarak yapılmamış olan binalar, suyun taşıyıcı sistemi korozyona uğratması yani paslandırması sebebiyle, kısa sürede proje aşamasındaki taşıma kapasitesini kaybediyor ve büyük bir depremle mücadele etme şansı kalmıyor. Hamit Demir, aynı şekilde bodrumların görüntüsü ve binanın büyüklüğüne göre yeterli bodrum olup olmamasının da önemine dikkat çekti. Demir, bodrumların aslında binaların inşaat kalitesi, zenginliği ve taşıyıcı sisteminin güvenilirliği konusunda önemli ipuçları taşıdığını söyledi. Demir, zemini sağlam olan bölgelerde tek bodrumun yeterli olabileceğini ama çürük zeminlerde iki ya da üç bodruma ihtiyaç olduğunu, fore kazık sistemi kullanılmasının da şart olduğunu belirtti. Binanın zemin etüdü raporuna da mutlaka bakılması gerektiğine işaret eden Demir, 2 el.“Otomobil almadan önce servise götürüyoruz ya da bir bilene soruyoruz. Büyük maliyetlerle satın aldığımız konutlar, daha da önemlisi canımızı emanet ettiğimiz inşaat firmaları ve projeleri konusunda ise gerektiği kadar araştırma yapmıyoruz. Sadece makete bakarak ev almak yerine mutlaka bir bilene, bir mimar ya da mühendise ve inşaat firmasının güvenilirliğini ölçmek için bankalara danışmak gerekiyor.” dedi. Demir, bu konuda tüketicilerin yanı sıra sektöre ve kamu otoritelerine de çok büyük rol düştüğünün altını çizdi. Denetim sistemindeki eksiklikler nedeniyle bugün çok büyük sorunlar yaşandığını hatırlatan Demir, Deprem Yönetmeliği kapsamında firmalara ağır yaptırımlar uygulanması gerektiğini belirtti. Tüketicilerin daha çok araştırma yapar ve sorgular hale gelmesinin de denetimlere ek olarak firmalar için büyük bir baskı olacağını söyleyen Demir, bu şekilde bir zincirin halkaları gibi inşaat sektörünün olması gereken kalite standartlarına erişeceğini ve daha büyük acıların önüne geçileceğini vurguladı. Demir, beklenen büyük İstanbul depreminin açacağı yaraların tahmin bile edilemeyecek boyutta olduğunu belirterek, başta İstanbul olmak üzere, nüfus yoğunluğu olarak topraklarının yüzde 95’i deprem kuşağında olan Türkiye’mizde hem inşaat firmalarının hem de tüketicilerin daha duyarlı davranması gerektiğini belirtti. BasınBülteni

2B'lerin Geliri, Kentsel Dönüşüm İçin Kullanılacak !

2B'lerin Geliri, Kentsel Dönüşüm İçin Kullanılacak ! 2B’lerle ilgili taslağın şekillenmesiyle birlikte inşaat sektörü, arazi satışından elde edilecek gelirin kentsel dönüşüm projelerinde kullanılacak olmasından memnun
Uzun yıllardır gündemi meşgul eden 2B’lerle ilgili yasa taslağı nihayet şekillendi. 25 milyar doların üzerinde gelir beklenen 2B’lerle ilgili gelişmeler inşaatçıları da yakından ilgilendiriyor. Özellikle İstanbul’da arsa sıkıntısı çeken inşaat firmaları 2B’de sonucu dört gözle beklerken, temsilciler 2B’lerin satışı ve sonrası için uyarılarda bulunmayı da ihmal etmiyor. Sektörde memnuniyet yaratan bir başka unsur ise satıştan elde edilecek gelirin bir bölümünün kentsel dönüşüme harcanacak olması. Ucuz konut üretimi artar Uzun yıllardır 2B’lerdeki gelişmeleri yakından takip eden İNDER Genel Başkanı Nazmi Durbakayım, 2B arazilerinin daha fazla artmaması gerektiğine işaret ederek, “Yeni 2B’lerin oluşmaması için mevcut ormanlarla insanların birlikte yaşayabileceği projelerin geliştirilmesi gerekir” dedi. Durbakayım, 2B’lerle ilgili dönüşümü imkansız olan bir yola da girildiğini belirterek, arazilerin satışının ekonomiye önemli katkı sağlayacağını belirtti. Durbakayım, şunları söyledi: “Gelirin bir bölümünün kentsel dönüşüme ayrılması da sevindirici. Araziler arsa sıkıntısını azaltabilir. Fiyatlar uygun olursa, ucuz konut üretimi artar. Dolayısıyla, konut ihtiyacının en fazla olduğu alt ve orta gelir seviyesine yönelik arz da artmış olur. Son yıllarda sürekli ‘arsa üretmeden konut fiyatları düşmez’ şeklindeki isteklerimiz 2B’lerin satışı ile karşılanabilir.” Devlete ek gelir gelecek Dumankaya İnşaat Yönetim Kurulu Üyesi Ali Dumankaya da, 2B arazileriyle ilgili sorunun çözülmesi gerektiğine vurgu yaparak, “Şu anda Türkiye’deki 2B olarak tanımlanan yerlerin büyük bir kısmı yapılaşmış” dedi. Devletin bu arsaların üzerindeki gayrimenkullerden gelir vergisi ya daemlak vergisi gibi gelirler elde edemediğini belirten Dumankaya, “Çünkü kaçak yapılaşma söz konusu. Bu yapılaşmaya izin verilmemeliydi ama bu saatten sonra da dönüşü yok” diye konuştu. Ali Dumankaya, arazi satışıyla devletin gelirin yanı sıra vergiler de alabileceğini ifade ederek, “Bu şekilde ekonomiye fayda sağlanacak” diye konuştu. Dumankaya, 2B’den elde edilecek gelirin kentlerin yenilenmesi ve depreme karşı dayanıklı hale getirilmesinin finansmanında kullanılacak olmasının da bu kaynağı daha da önemli kıldığını söyledi. Satışın gecikmesi kayıp İnanlar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Serdar İnan ise 2B’lerin orman arazisi olmadığını vurgulayarak, “Çoğu 2B arazilerinin üstünde yerleşkeler vardır. İnsanlar bu arazileri zaten birbirlerine alır ve satarlar” dedi. Devletin bu arazilerin kullanım hakkını üstündeki kullanıcıya zamanında zaten teslim ettiğini ifade eden İnan, şunları söyledi: “2B arazilerinin satışı ile devlet hem bürokratik bir sıkıntıyı ortadan kaldıracak, hem de ciddi bir kaynak sağlayacaktır. Ayrıca araziler, kanuni statüye kavuşarak miras verilebilir, sigorta edilebilir, kredi çıkarılabilir, teminat gösterilebilir bir hale gelecek.” İnan, “Satışın başlamadığı her geçen gün toplum ekonomisi adına da bir kayıptır. Bu işleme bu gözle bakmak gerçekçilik olacaktır” diye konuştu. Milliyet

2-B'lerin satışı, ‘bedel’ anlaşmazlığıyla tıkandı !

2-B'lerin satışı, ‘bedel’ anlaşmazlığıyla tıkandı ! Satışın rayiç bedel üzerinden mi yoksa emlak bedeli üzerinden mi yapılacağı noktasında tıkandı.
2-B’de çalışmalar satışın rayiç bedel üzerinden mi yoksa emlak bedeli üzerinden mi yapılacağı noktasında tıkandı. Emlak bedeli dikkate alınırsa gelir 6.7 milyar TL’de kalacak. Rayiç bedel istenirse 25.8 milyar TL’yi bulabilecek. Maliye rayiç bedelden devir istiyor ancak rayiç bedelleri tespit edecek milli emlak kontrolörleri bir süre önce lağvedilmişti. Yılan hikayesine dönen 2-B arazilerinin satışı, ekonomi yönetiminde yaşanan ‘bedel’ anlaşmazlığıyla tıkandı. Ekonomi Koordinasyon Kurulu’nun (EKK) Pazartesi günkü toplantısında masaya gelen taslak kabul görmedi. Bu nedenle 2-B uygulamasına ilişkin yeni baştan bir çalışma yapılması gerekiyor. EKK’da 2-B arazilerinin satışıyla ilgili uygulamada ‘rayiç bedel - emlak bedeli’ anlaşmazlığı çıktı. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 2B arazilerinin ‘rayiç bedel’ üzerinden satılmasını isterken, Maliye Bakanlığı bürokratları tarafından hazırlanan taslak ‘emlak bedeli’ni de dikkate alarak ‘emlak -rayiç bedel ortalamasıyla’ satış öngörüyor. Maliye Bakanı Şimşek’in, ‘rayiç bedel’ savunmasına rağmen Bakanlığın hazırladığı metinde emlak değerinin yer alması üzerine EKK toplantısında Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun durumu eleştirdiği öğrenildi. Eroğlu’nun toplantıda Şimşek’e, “Siz rayiç bedel diyorsunuz ama burada hazırlanan metin başka bir öneri sunuyor. Bununu netlik kazanması gerekiyor” dediği kaydediliyor. Pazartesi günü gerçekleşen toplantı çıkışında Bakan Eroğlu, “Bütün bakanlar, düşüncelerini ortaya koydu. Buna göre taslak yeniden düzenlenecek’’ demişti.
Şimşek’in 2-B arazilerinin satışında rayiç bedelin dikkate alınmasını istediği, EKK’da da bu görüşünü dile getirdiği belirtiliyor. Bu kapsamda Bakan Şimşek’in satılacak olan 2-B kapsamındaki taşınmazların emlak vergi değerinin son derece düşük olacağını, rayiç bedelle satışın taşınmazların hakettiği değer üzerinden satışı anlamına geleceğini vurguladığı belirtiliyor. Rayiç bedelle satış, hesaplamalarda da şimdiden 25.8 milyar liralık bir gelir hedefi ortaya koyuyor. Taslak ne diyor? EKK’da masaya gelen ve Maliye Bakanlığı bürokratlarınca hazırlanan taslakta ise rayiç bedelle satış öngörülmüyor. Taslakta, “belediye mücevir alanları içindeki 2-B arazilerinin ‘emlak vergi değeri ile rayiç bedel ortalaması alınarak bulanacak yeni değer’ üzerinden satışı, belediye mücavir alanları dışındaki arazilerin ise ‘emlak vergi değeri’ üzerinden satılması” planlanıyor. Maliye bürokratları ayrıca, satış için sadece emlak değerinin dikkate alınması halinde gelirin 6.7 milyar lira, sadece rayiç bedelin dikkate alınması halinde bedelin 25.8 milyar lirayı bulabileceğini belirtiyorlar. Ancak EKK’ya önerilen her iki değerin ortalaması yöntemiyle satışın yapılması halinde bedelin 11 milyar lira olacağını ifade ediyorlar. Kaygılar arttı Pazartesi günü yapılan EKK toplantısında 2-B yasasının Meclis’e sunulmaya hazır hale geldiği yönündeki ifadelere rağmen, tasarıya son şeklinin verilememesi kaygıları da arttırdı. 2-B arazilerinin nasıl satılacağına karar veremeyen ekonomi yönetimi uyuşmazlığı çözüp, tasarıyı yenibaştan çalışmak zorunda. Konuyla yakından ilgili bazı üst düzey bürokratlar ‘tasarının 2012 yılı Şubat ayını bulabileceğini’ ifade ediyorlar. Kıymet takdirini kimler yapacak? 2-B arazilerinin hem değer tespitini yapacak hem de satışını gerçekleştirecek olan Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğü, hükümetin son Kanun Hükmünde Kararname’yle yapılan değişiklikle büyük bir yara almıştı. Hükümet, 659 sayılı KHK ile 2B çalışmalarını yürüten ve koordine eden Milli Emlak kontrolörlerini lağvetmiş ve yerlerine başka bir birim kurulmamıştı. 2-B çalışmasını yürüten Milli Emlakçılar’ın, tenzil-i rütbeyle memur kadrosuna alınmasıyla başlayan süreçte, özellikle taşrada çalışmalar durdu. Yeni düzenlemeyle denetmenler de uzman memur yapıldığından illerdeki inceleme işleri de durmuş durumda. Bu durum şu anda kıymet takdiri çalışmaları, ilerdeki dönemde de arazilerin satışı için büyük bir risk olarak görülüyor. 2-B’lere yönelik yapılması beklenen başvuru sayısı yaklaşık 1 milyon olarak hesaplanıyor. Öte yandan 2B çalışması kapsamında 4070 sayılı yasa ile Hazine’ye ait tarım arazilerinin de 2-B tasarısıyla gündeme alınması üzerinde durulduğu belirtiliyor. Toplam başvuru sayısının bu durumda 1.2 milyonu bulabileceği ifade ediliyor. gazetevatan

Kıyı kanuna aykırı 80 bin konut için umut!

Kıyı kanuna aykırı 80 bin konut için umut! Orman vasfını yitiren ve 2B olarak anılan arazilerin satışına ilişkin sorunlar büyük ölçüde çözüme kavuşturuldu.
Orman vasfını yitiren ve 2B olarak anılan arazilerin satışına ilişkin sorunlar büyük ölçüde çözüme kavuşturulurken, arazilerin durumlarına ilişkin bir başka düzenleme isteği de Akdeniz sahillerindeki belediye başkanlarından geldi. Sahip olunan alanların imar kanununa uygun tapularının olduğunu, ancak bu yerlerin mevcut kıyı kanununa göre ''kanuna aykırı'' olarak görüldüğüne işaret eden belediye başkanları, sorunun bir an evvel TBMM'de tartışılmasını ve çözüme kavuşturulmasını istiyor. Sorunun çözümüne ilişkin bir araya gelen ve ortak tavır sergileme kararı alan aralarında ilçe ve beldelerin de bulunduğu 12 belediye başkanı çözüm konusunda ısrarcı. Mersin'in Erdemli ilçesine bağlı Kızkalesi beldesinin AK Partili Belediye Başkanı Necati Kale, Kıyı Kanunu ve Yönetmeliği'ndeki belirsizlik nedeniyle sadece Mersin'de 80 bin konut, iş yeri ve otelin imar kanuna uygun, fakat kıyı kanununa aykırı göründüğünü söyledi. Devletin tapusuna ve belediyelere güvenerek buralardan yer alan, yatırım yapan insanların, bugün ne yapacaklarını bilemez hale geldiklerini ifade eden Kale, şöyle devam etti: Mersin sahillerinde bu sorunun çözümünü bekleyen 80 binin üzerinde konut bulunuyor. Bu alanların içerisinde yazlık sitelerden turistik otellere, devlet kurumlarından dev tesislere kadar çok sayıda bina var. Mevcut tüm bu yapıların ruhsatları ve imar planları var. Ancak yönetmelikteki bazı maddeler nedeniyle kanuna aykırı görünüyorlar. Hükümetimizin kıyı kanununu yeniden gözden geçirmesi gerektiğine inanıyorum. 2013 Akdeniz Oyunları'nın yapılacağı Mersin'de yatırımcıların gözünün korkutulmaması gerekir. Bölgemizin en büyük sorunu yatak kapasitesinin yetersizliği. Bu kanunun bir an önce düzeltilmesi, bölgedeki alanların yatırıma teşvik edilmesi ve yatak kapasitesini hızla arttırılması gerektiği düşüncesindeyim.'' Dosya, Başbakan Erdoğan'a gönderildi Mersin'in en önemli turistik merkezlerinden biri olan Atakent Beldesi'nin MHP'li Belediye Başkanı Hasan Uslu da, Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporlarına güvenerek buraya çeşitli yatırımlar yapan insanların gelinen noktada taşınmazlarının yıkımıyla karşı karşıya kaldıklarına dikkati çekti. Yapılan binaların ruhsatlı olduğunu, ancak ''Kıyı Kanunu Yönetmeliğine uygun olmadığı gerekçesiyle'' kanuna aykırı duruma düştüğünü vurgulayan Uslu, ''Bu sorundan şikayetçi 12 belediye başkanı olarak birlikte hareket etme kararı aldık. Konu hakkında bir sunum dosyası hazırladık ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün ile Başbakanımız Recep Tayip Erdoğan'a da gönderdik. Artık, 80 bin konutun geleceği Sayın Başbakan'ın kararına bağlı. Hükümetin konuyla ilgili gerekli adımları bir an önce atmasını istiyoruz'' dedi. Akdeniz Oyunları öncesinde kent huzursuz Mersin'in bir diğer önemli turizm alanı olan Tömük beldesinin AK Partili Belediye Başkanı Derviş Yıldırım ise, bu sorunun yıllardır beklediği gelişimleri büyük bir kararlılıkla yerine getiren Mersin'in hızını yavaşlatacağı görüşünde. Mersin'de 2013'de düzenlenecek Akdeniz Oyunları'nın şehrin tüm kurumlarına ve Mersinlilere büyük bir coşku getirdiğini belirten Yıldırım, şöyle konuştu: Herkesin yatırım yapmak için çırpındığı bir dönemde yatırım sahiplerinin böyle bir sorunla karşı karşıya kalması hepimizde deyim yerindeyse 'soğuk duş' etkisi yarattı. Sayın Başbakanımız ülkemizi yönetmeye başladığı günden bu yana sürekli çözüm odaklı adımlar atıyor. Yöneticiler olarak kendisinden tek beklentimiz, Güney'in incisi Mersin'in bu sorununa çözüm bulunması. Ülkemizin tanıtımında ve gelirinde çok büyük yeri olan Mersin, İzmir, Muğla ve Antalya gibi turizm merkezlerinde bu sorun bir an önce çözüme kavuşursa, yarının Türkiye'sinin çok daha güçlü olacağından kimsenin şüphesi olmasın'' diye konuştu. Yıkım demek, çok büyük ekonomik kayıp demek Mersin'in merkez Mezitli Belediyesinin CHP'li belediye Başkanı Uğur Yıldırım da, Türkiye genelinde sorunun çözüm beklediğini söyledi. Hükümetin ve parlamentoda siyasi partilerin üyelerinin bir araya gelerek, konuya çözüm üretmesi gerektiğine inandığını vurgulayan Yıldırım, şunları kaydetti: Sadece Mersin sahilinde bu sorunun çözümünü bekleyen yaklaşık 80 bin konut var. Bunların yıkımı demek, çok büyük ekonomik kayıp demek. O nedenle, hükümetin ve parlamentoda grubu bulunan siyasi partilerin üyelerinin bir araya gelerek, konuya çözüm bulmaları gerekir diye düşünüyorum. Çünkü, yaklaşık 80 bin konut ve otelin yıkılması devletin bütçesini çok olumsuz etkiler. Neredeyse devletin bütçesine denk gelecek bir paranın yok olması demek. Türkiye geneline baktığımızda, Antalya, Muğla ve İzmir gibi illeri de düşündüğünüz zaman bu kayıp daha fazla olacaktır. İnanıyorum ki, TBMM bu konuya da, 2B gibi bir çözüm bulur. Haber7

Vatandaşa bedava ev değil ama bedava proje verilecek

Vatandaşa bedava ev değil ama bedava proje verilecek Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, depreme dayanıklı, yöresel mimariye uygun konutlar inşa edilmesi için en ucuzu 8 bin liraya çizdirilebilen projeleri vatandaşa bedava verecek. Uygulamaya göre her ilin, bölgenin dokusuna uygun konut projeleri üretilecek. İsteyen vatandaşa 5 proje seçeneği sunulacak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, vatandaşlara depreme dayanıklı ve bulunduğu bölgenin mimari dokusuna uygun evler yapmaları için ‘bedava proje’ uygulaması başlatıyor. Bakanlık depreme dayanıklı, yöresel mimariye uygun konutlar inşa edilmesi için, en ucuzu 8 bin liraya çizdirilebilen projeleri vatandaşa bedava verecek. Bakanlığın hazırlığını yaptığı uygulama kapsamında, her il ve bağlı köyler için o bölgenin dokusuna uygun konut projeleri üretilecek. İsteyen vatandaşa 5 proje seçeneği sunulacak. Vatandaş istediği birini ücretsiz alabilecek. Şehircilik ve Çevre Bakanlığı uygulamayı 2 Aralık’ta Balıkesir’de ilan edecek. Uygulamanın önce köylerden başlaması ardından da 2012 sonuna kadar tüm Türkiye için tamamlanması planlanıyor. Balıkesir’de yapılacak toplantının, uygulamanın daha geniş çevrelere duyurulması, bilgilendirilmeleri amacını taşıdığı belirtilirken, toplantıya valilik, il özel idaresi, belediyeler, Bakanlıkların taşra teşkilatları, kaymakamlıklar, muhtarlıklar, sivil toplum kuruluşları, üniversiteler ve yöre halkının davet edildiği kaydedildi. Önümüzdeki dönem Türkiye’deki tüm yapıların modern ve depreme dayanıklı hale gelmesi hedefiyle hareket ettiklerini belirten Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkilileri, bu uygulamayla, ‘depreme dayanıklı’, ‘yöresel doku ve mimariye uygun’, ‘modern’ örnek konutlar yapılmasının hedeflendiğini vurguluyorlar. Bakanlık, bu yapılarda kullanılacak ve bulunduğu yörenin halkının kültürel özelliklerini yansıtacak malzemelerin temini için de kolaylık sağlayacak. Uygulamaya ilişkin bilgi veren yetkililer, uygulamanın ortaya çıkışını ve hedeflerini şu sözlerle açıkladılar: “Kırsal alanlardaki kaçak, denetimsiz yapılaşma ve modern malzemelerin bilinçsiz kullanımı, mühendislik mimarlık hizmetinden yoksun yapılar ortaya çıkarmış. Van’da yaşadığımız deprem felaketinde olduğu gibi can ve mal kaybı yanında bazı köylerin tamamı da haritadan silinebiliyor. Hangi yörede olursa olsun o yöre halkının ihtiyaçlarını, yaşam koşullarını, alışkanlıklarını göz önünde bulundurarak hem o yöreye uygun hem de daha güvenli sağlıklı yapılar ve yaşam alanları oluşturulması gerekiyor.” Uygulama Hatay, Malatya, Trabzon, Erzincan ve Kahramanmaraş’tan başlayacak Bakanlığın Hatay, Malatya, Trabzon, Afyon, Erzincan ve Kahramanmaraş illerinde çalışmalara başladığı belirtildi. Bu iller için sağlıklı, güvenli ve yöresel mimariye uygun projeler üretilmeye başlanacak. Bu projeler o bölgelerdeki İl Müdürlükleri ve İl Özel İdareleri aracılığıyla ücretsiz olarak köyde yaşayan vatandaşlara verilecek. Böylece proje maliyetleri devlet desteğiyle karşılanmış olacak. 2012 yılında da bu çalışmalar tüm Türkiye için tamamlanmış olacak. gazetevatan