27 Eylül 2013 Cuma

AFET RİSKİ ALTINDAKİ ALANLARIN DÖNÜŞTÜRÜLMESİ HAKKINDA KANUN

AFET RİSKİ ALTINDAKİ ALANLARIN DÖNÜŞTÜRÜLMESİ
HAKKINDA KANUN
Kanun Numarası : 6306
Kabul Tarihi : 16/5/2012
Yayımlandığı R.Gazete : Tarih: 31 /5/2012 Sayı : 28309
Yayımlandığı Düstur : Tertip : 5 Cilt : 52
BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç ve Tanımlar
Amaç 
MADDE 1- (1) Bu Kanunun amacı; afet riski altındaki alanlar ile bu alanlar dışındaki riskli yapıların bulunduğu arsa
ve arazilerde, fen ve sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek üzere iyileştirme,
tasfiye ve yenilemelere dair usul ve esasları belirlemektir.
Tanımlar
MADDE 2-(1) Bu Kanunun uygulanmasında;
a) Bakanlık: Çevre ve Şehircilik Bakanlığını,
b) İdare: Belediye ve mücavir alan sınırları içinde belediyeleri, bu sınırlar dışında il özel idarelerini, büyükşehirlerde
büyükşehir belediyelerini ve Bakanlık tarafından yetkilendirilmesi hâlinde büyükşehir belediyesi sınırları içindeki ilçe
belediyelerini,
c) Rezerv yapı alanı: Bu Kanun uyarınca gerçekleştirilecek uygulamalarda yeni yerleşim alanı olarak kullanılmak
üzere, TOKİ’nin veya İdarenin talebine bağlı olarak veya resen, Maliye Bakanlığının uygun görüşü alınarak Bakanlıkça
belirlenen alanları,
ç) Riskli alan: Zemin yapısı veya üzerindeki yapılaşma sebebiyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıyan, Bakanlık
veya İdare tarafından Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının görüşü de alınarak belirlenen ve Bakanlığın teklifi üzerine
Bakanlar Kurulunca kararlaştırılan alanı,
d) Riskli yapı: Riskli alan içinde veya dışında olup ekonomik ömrünü tamamlamış olan ya da yıkılma veya ağır hasar
görme riski taşıdığı ilmî ve teknik verilere dayanılarak tespit edilen yapıyı,
e) TOKİ: Toplu Konut İdaresi Başkanlığını,
ifade eder.11580
İKİNCİ BÖLÜM
Uygulama
Tespit, taşınmaz devri ve tescil
MADDE 3- (1) Riskli yapıların tespiti, Bakanlıkça hazırlanacak yönetmelikte belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde
masrafları kendilerine ait olmak üzere, öncelikle yapı malikleri veya kanuni temsilcileri tarafından, Bakanlıkça
lisanslandırılan kurum ve kuruluşlara yaptırılır ve sonuç Bakanlığa veya İdareye bildirilir. Bakanlık, riskli yapıların tespitini süre vererek maliklerden veya kanuni temsilcilerinden isteyebilir. Verilen süre içinde yaptırılmadığı takdirde, tespitler Bakanlıkça veya İdarece yapılır veya yaptırılır. Bakanlık, belirlediği alanlardaki riskli yapıların tespitini süre vererek İdareden de isteyebilir. Bakanlıkça veya İdarece yaptırılan riskli yapı tespitlerine karşı maliklerce veya kanuni temsilcilerince onbeş gün içinde itiraz edilebilir. Bu itirazlar, Bakanlığın talebi üzerine üniversitelerce, ilgili meslek disiplini öğretim üyeleri arasından görevlendirilecek dört ve Bakanlıkça, Bakanlıkta görevli üç kişinin iştiraki ile teşkil edilen teknik heyetler tarafından incelenip karara bağlanır. Bakanlık veya İdare tarafından yapılan tespit işleminin masrafı ilgili tapu müdürlüğüne bildirilir. Tapu müdürlüğü, binanın paydaşlarının müteselsil sorumlu olmalarını sağlamak üzere tapu kaydındaki arsa payları
üzerine, masraf tutarında müşterek ipotek belirtmesinde bulunarak Bakanlığa veya İdareye ve binanın ayni ve şahsi hak sahiplerine bilgi verir.
(2) Riskli yapılar, tapu kütüğünün beyanlar hanesinde belirtilmek üzere, tespit tarihinden itibaren en geç on iş günü içinde Bakanlık veya İdare tarafından ilgili tapu müdürlüğüne bildirilir. Tapu kütüğüne işlenen belirtmeler hakkında, ilgili tapu müdürlüğünce ayni ve şahsi hak sahiplerine bilgi verilir.
(3) Bakanlığın talebi üzerine; 28/12/1960 tarihli ve 189 sayılı Millî Savunma Bakanlığı İskân İhtiyaçları İçin Sarfiyat İcrası ve Bu Bakanlıkça Kullanılan Gayrimenkullerden Lüzumu Kalmıyanların Satılmasına Salâhiyet Verilmesi Hakkında Kanun ve 18/12/1981 tarihli ve 2565 sayılı Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanunu kapsamında bulunan yerler de dâhil olmak üzere, riskli alanlarda ve rezerv yapı alanlarında olup Hazinenin özel mülkiyetinde bulunan taşınmazlardan;
a) Kamu idarelerine tahsisli olanlar, ilgili kamu idaresinin görüşü alınarak, 189 ve 2565 sayılı kanunlar kapsamında bulunan yerler için Millî Savunma Bakanlığının uygun görüşü alınarak, Maliye Bakanlığının teklifi ve Bakanlar Kurulu kararıyla,
b) Kamu idarelerine tahsisli olmayanlar, ilgili kamu idaresinin görüşü alınarak Maliye Bakanlığınca,
Bakanlığa tahsis edilir veya Bakanlığın talebi üzerine TOKİ’ye ve İdareye bedelsiz olarak devredilebilir.
(4) Hazine dışındaki kamu idarelerinin mülkiyetinde bulunan taşınmazlar, bu Kanunun amaçları çerçevesinde
kullanılmak üzere maliki olan kamu idarelerinin görüşü alınarak Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu kararıyla Bakanlığa tahsis edilerek tasarrufuna bırakılır veya Bakanlığın talebi üzerine TOKİ’ye ve İdareye bedelsiz olarak devredilebilir. Bu Kanuna göre uygulamada bulunulan alanlarda yer alan tescil dışı alanlar, tapuda Hazine adına tescil edildikten sonra Bakanlığa tahsis edilerek tasarrufuna bırakılır veya Bakanlığın talebi üzerine TOKİ’ye ve İdareye bedelsiz olarak devredilebilir.11581
(5) Tahsis ve devir tarihinden itibaren üç yıl içinde ve gerekli görülen hâllerde Bakanlığın talebi üzerine Maliye Bakanlığınca uzatılan süre içinde maksadına uygun olarak kullanılmadığı Bakanlıkça tespit edilen taşınmazlar, bedelsiz olarak ve resen tapuda Hazine adına tescil edilir veya önceki maliki olan kamu idaresine devredilir.
(6) 25/2/1998 tarihli ve 4342 sayılı Mera Kanunu kapsamında olup riskli alanlarda ve riskli yapılarda yaşayanların nakledilmesi için Bakanlıkça ihtiyaç duyulan taşınmazlar, 4342 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinin birinci fıkrasının (g) bendindeki alanlardan sayılarak, tahsis amaçları aynı maddeye göre değiştirilip tapuda Hazine adına tescil edilir; bu taşınmazlar hakkında bu Kanuna göre uygulamada bulunulur.
(7) Bu Kanunun uygulanması için belirlenen alanların sınırları içinde olup riskli yapılar dışında kalan diğer
yapılardan uygulama bütünlüğü bakımından Bakanlıkça gerekli görülenler de bu Kanun hükümlerine tabi olur.
Tasarrufların kısıtlanması
MADDE 4- (1) Bakanlık veya uygulamayı yürütmesi hâlinde TOKİ veya İdare, riskli alanlarda, riskli yapıların bulunduğu taşınmazlarda ve rezerv yapı alanlarında bu Kanun kapsamındaki proje ve uygulamalar süresince her türlü imar ve yapılaşma işlemlerini geçici olarak durdurabilir.
(2) 3 üncü maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen taşınmazlar, tahsis ve devir işlemleri sonuçlandırılıncaya kadar Maliye Bakanlığınca satılamaz, kiraya verilemez, tahsis edilemez, ön izne veya irtifak hakkına konu edilemez.
(3) Uygulama sırasında Bakanlık, TOKİ veya İdare tarafından talep edilmesi hâlinde, hak sahiplerinin de görüşü alınarak, riskli alanlardaki yapılar ile riskli yapılara elektrik, su ve doğal gaz verilmez ve verilen hizmetler kurum ve kuruluşlar tarafından durdurulur.
Tahliye ve yıktırma 
MADDE 5- (1) Riskli yapıların yıktırılmasında ve bunların bulunduğu alanlar ile riskli alanlar ve rezerv yapı
alanlarındaki uygulamalarda, öncelikli olarak malikler ile anlaşma yoluna gidilmesi esastır. Anlaşma ile tahliye edilen yapıların maliklerine veya malik olmasalar bile kiracı veya sınırlı ayni hak sahibi olarak bu yapılarda ikamet edenlere veya bu yapılarda işyeri bulunanlara geçici konut veya işyeri tahsisi ya da kira yardımı yapılabilir.
(2) Uygulamanın gerektirmesi hâlinde, birinci fıkrada belirtilenler dışında olup riskli yapıyı kullanmakta olan kişilere de birinci fıkra hükümleri uygulanabilir. Bu kişiler ile yapılacak olan anlaşmanın, bunlara yardım yapılmasının ve enkaz bedeli ödenmesinin usul ve esasları Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca belirlenir.
(3) Uygulamaya başlanmadan önce, riskli yapıların yıktırılması için, bu yapıların maliklerine altmış günden az
olmamak üzere süre verilir. Bu süre içinde yapı, malik tarafından yıktırılmadığı takdirde, yapının idari makamlarca yıktırılacağı belirtilerek ve tekrar süre verilerek tebligatta bulunulur. Verilen bu süre içinde de maliklerince yıktırma yoluna gidilmediği takdirde, bu yapıların insandan ve eşyadan tahliyesi ve yıktırma işlemleri, yıktırma masrafı ile gereken diğer yardım ve krediler öncelikle dönüşüm projeleri özel hesabından karşılanmak üzere, mahallî idarelerin de iştiraki ile mülki amirler tarafından yapılır veya yaptırılır.11582
(4) Birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarda belirtilen usullere göre süresinde yıktırılmadığı tespit edilen riskli yapıların yıktırılması, Bakanlıkça yazılı olarak İdareye bildirilir. Buna rağmen yıktırılmadığı tespit edilen yapılar, Bakanlıkça yıkılır veya yıktırılır. Uygulamanın gerektirmesi hâlinde Bakanlık, yukarıdaki fıkralarda belirtilen tespit, tahliye ve yıktırma iş ve işlemlerini bizzat da yapabilir.
(5) Bakanlık veya İdare tarafından yapılan yıktırmanın masrafları, ilgili tapu müdürlüğüne bildirilir. Tapu müdürlüğü, yıkılan binanın paydaşlarının müteselsil sorumlu olmalarını sağlamak üzere tapu kaydındaki arsa payları üzerine masraf tutarında müşterek ipotek belirtmesinde bulunarak Bakanlığa veya İdareye ve binanın ayni ve şahsi hak sahiplerine bilgi verir.
Uygulama işlemleri 
MADDE 6- (1) Üzerindeki bina yıkılarak arsa hâline gelen taşınmazlarda daha önce kurulmuş olan kat irtifakı veya kat mülkiyeti, ilgililerin muvafakatleri aranmaksızın Bakanlığın talebi üzerine ilgili tapu müdürlüğünce resen terkin edilerek, önceki vasfı ile değerlemede bulunularak veya malik ile yapılan anlaşmanın şartları tapu kütüğünde belirtilerek malikleri adına payları oranında tescil edilir. Bu taşınmazların sicilinde bulunan taşınmazın niteliği, ayni ve şahsi haklar ile temlik hakkını kısıtlayan veya yasaklayan her türlü şerh, hisseler üzerinde devam eder. Bu şekilde belirlenen uygulama alanında cins değişikliği, tevhit ve ifraz işlemleri Bakanlık, TOKİ veya İdare tarafından resen yapılır veya yaptırılır. Bu parsellerin malikleri tarafından değerlendirilmesi esastır. Bu çerçevede, parsellerin tevhit edilmesine, münferit veya birleştirilerek veya
imar adası bazında uygulama yapılmasına, yeniden bina yaptırılmasına, payların satışına, kat karşılığı veya hasılat paylaşımı ve diğer usuller ile yeniden değerlendirilmesine sahip oldukları hisseleri oranında paydaşların en az üçte iki çoğunluğu ile karar verilir. Bu karara katılmayanların bağımsız bölümlerine ilişkin arsa payları, Bakanlıkça rayiç değeri tespit ettirilerek bu değerden az olmamak üzere anlaşma sağlayan diğer paydaşlara açık artırma usulü ile satılır. Bu suretle paydaşlara satış gerçekleştirilemediği takdirde, bu paylar, Bakanlığın talebi üzerine, tespit edilen rayiç bedeli de Bakanlıkça ödenmek kaydı ile tapuda Hazine adına resen tescil edilir ve yapılan anlaşma çerçevesinde değerlendirilmek üzere Bakanlığa tahsis edilmiş sayılır veya Bakanlıkça uygun görülenler TOKİ’ye veya İdareye devredilir. Bu durumda, paydaşların kararı ile yapılan
anlaşmaya uyularak işlem yapılır.
(2) Üzerindeki bina yıkılmış olan arsanın maliklerine yapılan tebligatı takip eden otuz gün içinde en az üçte iki
çoğunluk ile anlaşma sağlanamaması hâlinde, gerçek kişilerin veya özel hukuk tüzel kişilerinin mülkiyetindeki taşınmazlar
için Bakanlık, TOKİ veya İdare tarafından acele kamulaştırma yoluna da gidilebilir. Bu Kanun uyarınca yapılacak olan
kamulaştırmalar, 4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasındaki iskân
projelerinin gerçekleştirilmesi amaçlı kamulaştırma sayılır ve ilk taksit ödemesi, mezkûr fıkraya göre belirlenen tutarların
beşte biri oranında yapılır. Tapuda mülkiyet hanesi açık olan taşınmazlar ile mirasçısı belirli olmayan, kayyım tayin edilmiş,
ihtilaflı veya üzerinde sınırlı ayni hak tesis edilmiş olan taşınmazların kamulaştırma işlemleri aynı madde hükümlerine
tabidir. Bakanlık, TOKİ veya İdare; kamulaştırma işlemlerinin yürütülmesi için mirasçılık belgesi çıkartmaya, kayyım tayin
ettirmeye veya tapuda kayıtlı son malike göre işlem yapmaya yetkilidir.11583
Tapuda kayıtlı malikin ölmüş olması hâlinde Bakanlık, TOKİ veya İdare, kamulaştırma işlemi için mirasçılık belgesi
çıkartabileceği gibi, gerekiyorsa tapu sicilinde idari müracaat veya dava yolu ile kayıt düzeltme de isteyebilir. Kamulaştırma
için anlaşma sağlanması hâlinde, Bakanlık, TOKİ veya İdare ile ilgililer arasında taşınmazın tescil veya terkinine ilişkin ferağ
ve muvafakati de ihtiva eden sözleşme ve uzlaşma tutanağı tanzim edilir ve ilgili tapu müdürlüğüne gönderilerek
kamulaştırmanın resen tapu siciline işlenmesi sağlanır.
(3) Anlaşma ile tahliye edilen, yıktırılan veya kamulaştırılan yapıların maliklerine ve malik olmasalar bile bu
yapılarda kiracı veya sınırlı ayni hak sahibi olarak en az bir yıldır ikamet ettiği veya bunlarda işyeri bulunduğu tespit
edilenlere konut, işyeri, arsa veya dönüşüm projeleri özel hesabından kredi veya mülkiyet ya da sınırlı ayni hak sağlayan ve
usul ve esasları Bakanlıkça belirlenen konut sertifikası verilebilir. Bunlardan konutunu ve işyerini kendi imkânları ile yapmak
veya edinmek isteyenlere de kredi verilebilir. 20/7/1966 tarihli ve 775 sayılı Gecekondu Kanununa göre yoksul veya dar
gelirli olarak kabul edilenlere verilecek olan konut veya işyerleri; Bakanlık, TOKİ veya İdare tarafından, 15/5/1959 tarihli ve
7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısiyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanunda belirtilen
usul ve esaslar uyarınca borçlandırma suretiyle de verilebilir.
(4) Riskli alanlarda, rezerv yapı alanlarında ve riskli yapıların bulunduğu taşınmazlar üzerinde yapımı gerçekleştirilen
konutların bedelleri, gerekli görüldüğünde, proje uygulamalarının yapıldığı illerdeki mevcut ekonomik durum, tabii afetin
ortaya çıkardığı durumlar, konut rayiç ve enkaz bedelleri ile uygulama alanındaki kişilerin mal varlığı ve geliri göz önünde
bulundurularak Bakanlar Kurulu kararı ile yapım maliyetlerinin altında tespit edilebilir ve sosyal donatı ve altyapı
harcamaları uygulama maliyetine dâhil edilmeyebilir.
(5) Bakanlık;
a) Riskli yapılara, rezerv yapı alanlarına ve riskli yapıların bulunduğu taşınmazlara ilişkin her tür harita, plan, proje,
arazi ve arsa düzenleme işlemleri ile toplulaştırma yapmaya,
b) Bu alanlarda bulunan taşınmazları satın almaya, ön alım hakkını kullanmaya, bağımsız bölümler de dâhil olmak
üzere taşınmazları trampaya, taşınmaz mülkiyetini veya imar haklarını başka bir alana aktarmaya,
c) Aynı alanlara ilişkin taşınmaz mülkiyetini anlaşma sağlanmak kaydı ile menkul değere dönüştürmeye,
ç) Kamu ve özel sektör işbirliğine dayanan usuller uygulamaya, kat veya hasılat karşılığı usulleri de dâhil olmak
üzere inşaat yapmaya veya yaptırmaya, arsa paylarını belirlemeye,
d) 23/6/1965 tarihli ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunundaki esaslara göre paylaştırmaya, payları ayırmaya veya
birleştirmeye, 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu uyarınca sınırlı ayni hak tesis etmeye,
yetkilidir. (ç) bendinde belirtilen uygulamalar, 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanununa tabi idareler ile
iş birliği içinde veya gerçek ve özel hukuk tüzel kişileri ile özel hukuka tabi anlaşmalar çerçevesinde de yapılabilir.11584
(6) Bakanlık, riskli alanlardaki ve rezerv yapı alanlarındaki uygulamalarda faydalanılmak üzere; özel kanunlar ile
öngörülen alanlara ilişkin olanlar da dâhil, her tür ve ölçekteki planlama işlemlerine esas teşkil edecek standartları
belirlemeye ve gerek görülmesi hâlinde bu standartları plan kararları ile tayin etmeye veya özel standartlar ihtiva eden planlar
yapmaya, onaylamaya ve kent tasarımları hazırlamaya yetkilidir.
(7) Bu Kanun çerçevesinde dönüştürmeye tabi tutulan taşınmazların, üzerindeki köhnemiş yapılar da dâhil olmak
üzere, muhdesatı ile birlikte değer tespiti işlemleri ve dönüşüm ile oluşacak taşınmazların değerlemeleri Bakanlık, TOKİ
veya İdarece yapılır veya yaptırılır.
(8) Riskli alan ve rezerv yapı alanı dışında olup da bu Kanunun öngördüğü amaçlar bakımından güçlendirilebileceği
teknik olarak tespit edilen yapılar için, Bakanlar Kurulunca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde Bakanlıkça dönüşüm
projeleri özel hesabından güçlendirme kredisi verilebilir.
(9) Bu Kanun uyarınca tesis edilen idari işlemlere karşı tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde 6/1/1982 tarihli ve
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu uyarınca dava açılabilir. Bu davalarda yürütmenin durdurulmasına karar
verilemez.
(10) Bu Kanun uyarınca yapılan iş ve işlemlere ilişkin olarak adrese dayalı nüfus kayıt sisteminde belirtilen adreslere
yapılan tebligat, muhataplarına yapılmış sayılır.
(11) Bu Kanun hükümlerine göre Maliye Bakanlığınca Bakanlığa tahsis edilerek tasarrufuna bırakılan veya
Bakanlığın talebi üzerine TOKİ’ye veya İdareye devredilen taşınmazlar üzerinde bu Kanun kapsamındaki uygulamalara bağlı
olarak meydana gelen yeni taşınmazlar Bakanlığın, TOKİ’nin veya İdarenin isteği üzerine, kendileri ile anlaşma sağlanan
gerçek kişiler veya mirasçıları ile tüzel kişiler adına tapuya tescil olunur.
(12) Bakanlık, bu Kanunda belirtilen iş ve işlemlere ilişkin olarak TOKİ’ye veya İdareye yetki devrine ve bu iş ve
işlemlerden hangilerinin TOKİ veya İdare tarafından yapılacağını belirlemeye yetkilidir.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Dönüşüm Gelirleri ve Diğer Hükümler
Dönüşüm gelirleri
MADDE 7- (1) Bu Kanunda öngörülen amaçlar için kullanılmak üzere aşağıda sayılan gelirler, dönüşüm gelirleri
olarak ilgili yıl genel bütçesinin (B) işaretli cetvelinde özel gelir olarak öngörülür ve gelir gerçekleşmesine bağlı olarak gelir
kaydedilir:
a) 9/8/1983 tarihli ve 2872 sayılı Çevre Kanunu gereğince, çevre katkı payı ve idari para cezası olarak tahsil edilerek
genel bütçeye gelir kaydedilecek tutarın yüzde ellisi.
b) 31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (B) bendine göre Hazine
adına orman dışına çıkarılan yerlerin satışından elde edilen gelirlerin yüzde doksanını geçmemek üzere Bakanlar Kurulu
kararı ile belirlenen orana tekabül eden tutar.
c) İller Bankası Anonim Şirketinin Hazine gelirleri ve faiz gelirleri dışındaki banka faaliyetleri ile 26/1/2011 tarihli
ve 6107 sayılı İller Bankası Anonim Şirketi Hakkında Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca yapacağı
faaliyetlerden elde edeceği kârın yüzde ellisi.11585
(2) İlgili yıl genel bütçesinin (B) işaretli cetvelinde özel gelir olarak tahmin edilen dönüşüm gelirleri karşılığı tutar,
Bakanlık bütçesinde özel ödenek olarak öngörülür. Ödenek tutarını aşan gelir gerçekleşmeleri karşılığında ödenek eklemeye
Çevre ve Şehircilik Bakanı yetkilidir. Özel gelir ve ödenek kaydedilen tutarlardan yılı içinde harcanmayan kısımları ertesi yıl
bütçelerine devren gelir ve ödenek kaydetmeye Maliye Bakanı yetkilidir.
(3) Gerektiğinde dönüşüm faaliyetlerinde kullanılmak üzere Bakanlık bütçesinde özel ödenek dışındaki mevcut veya
yeni açılacak tertiplere, genel bütçenin diğer tertiplerinden ödenek aktarmaya Maliye Bakanı yetkilidir. Bu tertiplerde yılı
içinde kullanılmayan tutarlar, ertesi yıla devredilemez.
(4) Bu madde kapsamındaki ödenekler, Bakanlığın merkez muhasebe birimi adına açılacak dönüşüm projeleri özel
hesabına aktarılmak suretiyle kullanılır. Bakanlığın dönüşüm faaliyetlerine ilişkin giderleri, 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı
Devlet Memurları Kanunu ile diğer kanunların sözleşmeli personel çalıştırılmasına dair hükümlerine bağlı kalınmaksızın
çalıştırılacak sözleşmeli personel giderleri de dâhil olmak üzere, dönüşüm projeleri özel hesabından karşılanır. Bu madde
kapsamındaki ödenekler ile dönüşüm projeleri özel hesabından yapılacak kullanımlar yılı yatırım programı ile
ilişkilendirilmez.
(5) Bu Kanunda öngörülen amaçlar için kullanılmak üzere;
a) Bu Kanunda öngörülen uygulamalar sonucunda elde edilecek her türlü gelir ve hasılat,
b) Bakanlığa tahsis veya devredilen taşınmazlardan imar uygulamasına tabi tutulması sonucunda tapuda Hazine adına
tescil edilenlerin satışından elde edilecek gelirler,
c) Dönüşüm projeleri özel hesabından kullandırılan krediler kapsamında ilgili kişi veya kuruluşlarca yapılan geri
ödemeler ile bu kapsamda tahsil edilen gecikme zamları,
ç) Her türlü şartlı veya şartsız bağış ve yardımlar ile sair gelirler,
dönüşüm projeleri özel hesabına gelir olarak kaydedilir. Birinci fıkranın (c) bendinde belirtilen tutar, hesap dönemini
takip eden yılın mayıs ayı sonuna kadar Bakanlığın merkez muhasebe birimine aktarılır. Bu Kanun kapsamındaki
uygulamalara yönelik olarak Bakanlık tarafından sağlanacak kredilerin vadesi geçtiği hâlde geri ödenmeyen kısımları,
21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre vergi dairelerince
takip ve tahsil edilir.
(6) Bu Kanun kapsamında sağlanması öngörülen krediler ile dönüşüm faaliyetleri kapsamında yapılacak konutlara
ilişkin, hak sahiplerince bankalardan kullanılacak kredilere dönüşüm projeleri özel hesabından karşılanmak üzere faiz desteği
verilebilir. Bu işlemlere ve verilecek desteğe ilişkin usul ve esaslar Hazine Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakanın teklifi
üzerine Bakanlar Kurulunca belirlenir.
(7) Bakanlık, dönüşüm projeleri özel hesabı gelirlerinin elde edilmesi, tahsili ve takibi ile bu hesaba bütçeden
aktarılan tutarların dönüşüm faaliyetleri kapsamında yürütülecek hibe veya borç verme programlarında kullanımı, her türlü
yapım, mal ve hizmet alımına ilişkin taahhütlere girişilmesi, giderleştirilmesi, muhasebeleştirilmesi, denetimi ve özel hesabın
işleyişine ilişkin diğer usul ve esasları, Maliye Bakanlığının uygun görüşünü alarak belirlemeye yetkilidir.11586
(8) Bu Kanun kapsamında uygulamada bulunacak olan belediyeler, yatırıma ilişkin yıllık bütçelerinin yüzde beşi ile
26/5/1981 tarihli ve 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun 80 inci maddesi uyarınca tahsil edilen harç gelirlerinin yüzde
ellisini, bu Kanunda öngörülen uygulamalara ayırmak zorundadır.
(9) Bu Kanun uyarınca yapılacak olan işlem, sözleşme, devir ve tesciller ile uygulamalar, noter harcı, tapu harcı,
belediyelerce alınan harçlar, damga vergisi, veraset ve intikal vergisi, döner sermaye ücreti ve diğer ücretlerden; kullandırılan
krediler sebebiyle lehe alınacak paralar ise banka ve sigorta muameleleri vergisinden müstesnadır.
(10) Gerçek kişilerce ve özel hukuk tüzel kişilerince uygulamada bulunulan riskli alanlardaki yapıların mevcut
alanları için daha önce belediyelerce alınan harç ve ücretlere ilave olarak, sadece kullanım maksadı değişiklikleri ile yapı
alanındaki artışlar için hesaplanan harç ve ücret farkları alınır.
(11) Bu Kanunda belirtilen iş, işlem ve hizmetlere tahsis edilmiş olan taşınır ve taşınmazlar ile her türlü hak ve
alacaklar, para ve para hükmündeki kıymetli evrak, kamu yararı amacına tahsis edilmiş sayılır ve bunlar hakkında haciz ve
tedbir uygulanamaz.
(12) Bakanlık, bu Kanun kapsamındaki uygulamalarda kullanılmak üzere dönüşüm projeleri özel hesabından TOKİ,
İdare ve İller Bankası Anonim Şirketine kaynak aktarabilir. İller Bankası Anonim Şirketine aktarılan kaynak, Bankanın gelir
ve gider hesapları ile ilişkilendirilmeksizin Dönüşüm Projeleri Özel Hesabının işleyişine ilişkin usul ve esaslar çerçevesinde
kullanılır.
(13) Bu maddede öngörülen gelirler, bu Kanunun amaçları dışında kullanılamaz.
Çeşitli hükümler
MADDE 8- (1) Bu Kanun uyarınca kamu kaynağı kullanılarak gerçekleştirilen her türlü mal ve hizmet alımları ile
yapım işleri, 4734 sayılı Kanunun 21 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen hâllere dayanan işlerden
sayılır.
(2) Bakanlık, TOKİ ve İdare; danışmanlık, yazılım, araştırma, her tür ve ölçekte harita, etüt, proje, kadastro,
kamulaştırma, mikro bölgeleme, risk yönetimi ve sakınım planı çalışmalarını, her tür ve ölçekte plan yapımı ve imar
uygulaması işlerini ve dönüşüm uygulamalarını, 4734 sayılı Kanun kapsamındaki idareler ile akdedecekleri protokoller
çerçevesinde 4734 sayılı Kanuna tabi olmaksızın ortak hizmet uygulamaları suretiyle de gerçekleştirebilirler.
(3) Riskli yapıların tespiti, tahliyesi ve yıktırma iş ve işlemleri ile değerleme işlemlerini engelleyenler hakkında,
işlenen fiil ve hâlin durumuna göre 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun ilgili hükümleri uyarınca
Cumhuriyet başsavcılığına suç duyurusunda bulunulur. Riskli yapıların tespiti, bu yapıların tahliyesi ve yıktırılması iş ve
işlemlerine dair görevlerinin gereklerini yerine getirmeyen kamu görevlileri hakkında, tabi oldukları ceza ve disiplin
hükümleri uygulanır.
(4) Bakanlık, TOKİ ve İdare; bu Kanun kapsamındaki uygulamalarda, uygulama süresini aşmamak kaydı ile 657
sayılı Kanun ile diğer kanunların sözleşmeli personel çalıştırılmasına dair hükümlerine bağlı kalmaksızın, özel bilgi ve ihtisas
gerektiren konularda sözleşmeli personel çalıştırabilir. Bu suretle çalıştırılacakların unvanı, sayısı, ücretleri ile diğer hususlar
Bakanlar Kurulunca belirlenir. 11587
(5) Bu Kanun kapsamındaki işler ile ilgili olarak valilikler, belediyeler ve diğer kamu kurumları personelinden
Bakanlık emrinde geçici olarak görevlendirilenler hakkında 657 sayılı Kanunun ek 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (d)
bendinde yer alan süre sınırlaması uygulanmaz.
(6) Bu Kanun uyarınca yapılacak anlaşmaların usul ve esasları Bakanlıkça belirlenir.
(7) Riskli yapıların tespit edilmesine veya ettirilmesine dair usul ve esaslar, risklilik kriterleri, riskli yapıların
tespitinde ve itirazların değerlendirilmesinde görev alacak teknik heyet ve diğer komisyonlar ile bu Kanunun uygulanmasına
dair diğer usul ve esaslar, Bakanlıkça hazırlanacak yönetmelikler ile düzenlenir.
(8) Riskli yapı tespitlerine karşı yapılacak itirazları inceleyip karara bağlayacak teknik heyetlerde üniversiteler
tarafından görevlendirileceklere, fiilen görev yaptıkları her gün için, (4.000) gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile
çarpımı sonucunda bulunacak tutarda huzur hakkı ödenir. Bir ayda fiilen görev yapılan gün sayısının beşi aşması hâlinde,
aşan günler için huzur hakkı ödenmez.
(9) Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu ile ulusal, bölgesel ve yerel yayın yapan özel televizyon kuruluşları ve
radyolar, ayda en az doksan dakika afet, afet risklerinin azaltılması ve kentsel dönüşüm konularında uyarıcı ve eğitici
mahiyette yayınlar yapmak zorundadır. Bu yayınlar, asgari otuz dakikası 17:00-22:00 saatleri arasında olmak üzere, 08:00-
22:00 saatleri arasında yapılır ve yayınların kopyaları her ay düzenli olarak Radyo ve Televizyon Üst Kuruluna teslim edilir.
Bu saatler dışında yapılan yayınlar, aylık doksan dakikalık süreye dâhil edilmez. Bu programlar, Bakanlık, Radyo ve
Televizyon Üst Kurulu ile ilgili diğer kamu kurum ve kuruluşları ile bilimsel kuruluşlar, kamu kurumu niteliğindeki meslek
kuruluşları veya sivil toplum kuruluşları tarafından hazırlanır veya hazırlatılır. Hazırlanan programların, Bakanlığın olumlu
görüşü alındıktan sonra Radyo ve Televizyon Üst Kurulu tarafından radyo ve televizyonlarda yayınlanması sağlanır. Bu fıkra
kapsamında yapılan yayınlar için herhangi bir bedel ödenmez. Bu yayınların ve sürelerinin denetimi Radyo ve Televizyon
Üst Kurulunca yapılır.
Uygulanmayacak mevzuat
MADDE 9- (1) Bu Kanun uyarınca yapılacak olan planlar, 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununda ve imara
ilişkin hükümler ihtiva eden özel kanunlar da dâhil olmak üzere diğer mevzuatta belirtilen kısıtlamalara tabi değildir. Bu
Kanuna tabi riskli yapılar, riskli alanlar ve rezerv yapı alanları hakkında 7269 sayılı Kanunun uygulanıyor olması bu
Kanunun uygulanmasına engel teşkil etmez.
(2) Bu Kanun kapsamındaki alanlarda bu Kanunun öngördüğü uygulamaların zaruri kılması hâlinde, bu
uygulamaların gerektirdiği iş ve işlemler hakkında;
a) 26/1/1939 tarihli ve 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanunun,
b) 31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununun,
c) Afete maruz bölgeye ilişkin hükümleri saklı kalmak kaydıyla 15/5/1959 tarihli ve 7269 sayılı Umumi Hayata
Müessir Afetler Dolayısiyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanunun, 11588
ç) 28/12/1960 tarihli ve 189 sayılı Millî Savunma Bakanlığı İskân İhtiyaçları İçin Sarfiyat İcrası ve Bu Bakanlıkça
Kullanılan Gayrimenkullerden Lüzumu Kalmıyanların Satılmasına Salâhiyet Verilmesi Hakkında Kanunun,
d) 18/12/1981 tarihli ve 2565 sayılı Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanununun,
e) 12/3/1982 tarihli ve 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanununun,
f) 21/7/1983 tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun,
g) 4/4/1990 tarihli ve 3621 sayılı Kıyı Kanununun,
ğ) 25/2/1998 tarihli ve 4342 sayılı Mera Kanununun,
h) 16/6/2005 tarihli ve 5366 sayılı Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve
Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanunun,
ı) 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun,
i) Geri görünüm ve etkilenme bölgeleri bakımından 18/11/1983 tarihli ve 2960 sayılı Boğaziçi Kanununun,
bu Kanunun uygulanmasını engelleyici hükümleri ve diğer kanunların bu Kanuna aykırı hükümleri uygulanmaz.
Ancak, bu Kanunun öngördüğü uygulamalar sırasında, bahsedilen kanunların amaçları ayrıca gözetilir. Uygulamalar için
6831 sayılı Kanuna tabi alanların kullanılması zaruri olduğu takdirde, başka yerlerde en az bu alanlar kadar alanın
ağaçlandırılması, 3573 sayılı Kanuna tabi alanların kullanılması zaruri olduğu takdirde de, başka yerlerde en az bu alanlar
kadar alanın zeytinlik alan hâline getirilmesi mecburidir.
(3) 2863 sayılı Kanun ve 5366 sayılı Kanun kapsamındaki alanlarda uygulamada bulunulması hâlinde alanın sit
statüsü de gözetilerek Kültür ve Turizm Bakanlığının görüşü alınır.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Diğer Mevzuatta Yapılan Değişiklikler ve Son Hükümler
MADDE 10- (31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Kanun ile ilgili olup yerine işlenmiştir.)
MADDE 11- (20/7/1966 tarihli ve 775 sayılı Kanun ile ilgili olup yerine işlenmiştir.)
MADDE 12- (4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kanun ile ilgili olup yerine işlenmiştir.)
MADDE 13- (2/3/1984 tarihli ve 2985 sayılı Toplu Konut Kanunu ile ilgili olup yerine işlenmiştir.)
MADDE 14- (3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı Kanun ile ilgili olup yerine işlenmiştir.)
MADDE 15-16 - (16/6/2005 tarihli ve 5366 sayılı Kanun ile ilgili olup yerine işlenmiştir.)
MADDE 17- (3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanunu ile ilgili olup yerine işlenmiştir.)
MADDE 18- (19/9/2006 tarihli ve 5543 sayılı İskân Kanunu ile ilgili olup yerine işlenmiştir.)
MADDE 19- (29/6/2011 tarihli ve 644 sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında
Kanun Hükmünde Kararname ile ilgili olup yerine işlenmiştir.)
MADDE 20- Ekli (1) sayılı listedeki kadrolar ihdas edilerek 13/12/1983 tarihli ve 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü
Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (I) sayılı cetvelin Çevre ve Şehircilik Bakanlığına ait bölümüne eklenmiştir.
(1)
–––––––––––––
(1) Bu maddede yer alan kadrolarla ilgili olarak 31/5/2012 tarihli ve 28309 sayılı Resmi Gazete’ye bakınız.11589
MADDE 21- (26/1/2011 tarihli ve 6107 sayılı Kanun ile ilgili olup yerine işlenmiştir.)
MADDE 22- (23/9/1980 tarinli ve 2302 sayılı Kanun ile ilgili olup yerine işlenmiş ve 11/8/1983 tarihli ve 2876
sayılı Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Kanununun 104 üncü maddesi yürürlükten kaldırılmıştır.)
MADDE 23- 24/2/1984 tarihli ve 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı
İşlemler ve 6785 Sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun yürürlükten kaldırılmıştır.
Devir ve tahsislerin iptali
GEÇİCİ MADDE 1- (1) 775, 5366 ve 5393 sayılı kanunlar ile 29/6/2001 tarihli ve 4706 sayılı Hazineye Ait
Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ve diğer
kanunlar kapsamındaki dönüşüm ve iyileştirme uygulamaları için TOKİ’ye, İdareye ve diğer kamu idarelerine tahsis ve
devredilmiş olup da tahsisin yapıldığı veya mülkiyetin devredildiği tarihten itibaren iki yıl içinde dönüşüm ve iyileştirme
uygulaması başlatılmayan taşınmazların tahsisleri resen kaldırılır ve devir işlemi de iptal edilmiş sayılarak, tapuda resen
Hazine adına tescil ve Bakanlığın talebi üzerine bu Kanunun öngördüğü amaçlar için kullanılmak üzere Maliye Bakanlığınca
Bakanlığa tahsis edilir.
Gerçekleşen dönüşüm gelirleri
GEÇİCİ MADDE 2- (1) 7 nci maddede belirtilen dönüşüm gelirlerinden 2012 yılında gerçekleşen tutarlar, genel
bütçenin (B) işaretli cetveline özel gelir kaydedilir. Gelir kaydedilen bu tutarlar karşılığında Bakanlık bütçesine özel ödenek
kaydetmeye Çevre ve Şehircilik Bakanı yetkilidir.
Yürürlük
MADDE 24- (1) Bu Kanunun;
a) 19 uncu maddesinin (a) bendi ile değiştirilen 644 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 2 nci maddesinin birinci
fıkrasının (e) bendi ile 23 üncü maddesi yayımı tarihinden üç yıl sonra,
b) Diğer hükümleri yayımı tarihinde,
yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 25- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
----------
BELEDİYE KANUNU
Kentsel dönüşüm ve gelişim alanı (1)
Madde 73- (Değişik: 17/6/2010-5998/1 md.)
Belediye, belediye meclisi kararıyla; konut alanları, sanayi alanları, ticaret alanları, teknoloji parkları, kamu hizmeti alanları, rekreasyon alanları ve her türlü sosyal donatı alanları oluşturmak, eskiyen kent kısımlarını yeniden inşa ve restore etmek, kentin tarihi ve kültürel dokusunu korumak veya deprem riskine karşı tedbirler almak amacıyla kentsel dönüşüm ve gelişim projeleri uygulayabilir. Bir alanın kentsel dönüşüm ve gelişim alanı olarak ilan edilebilmesi için yukarıda sayılan hususlardan birinin veya bir kaçının gerçekleşmesi ve bu alanın belediye veya mücavir alan sınırları içerisinde bulunması şarttır. Ancak, kamunun mülkiyetinde veya kullanımında olan yerlerde kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı ilan edilebilmesi ve uygulama yapılabilmesi için ilgili belediyenin talebi ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca bu yönde karar alınması şarttır.
Kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı olarak ilan edilecek alanın; üzerinde yapı olan veya olmayan imarlı veya imarsız alanlar olması, yapı yükseklik ve yoğunluğunun belirlenmesi, alanın büyüklüğünün en az 5 en çok 500 hektar arasında olması, etaplar halinde yapılabilmesi hususlarının takdiri münhasıran belediye meclisinin yetkisindedir. Toplamı 5 hektardan az olmamak kaydı ile proje alanı ile ilişkili birden fazla yer tek bir dönüşüm alanı olarak belirlenebilir.
––––––––––––––
(1) 16/5/2012 tarihli ve 6306 sayılı Kanunun 17 nci maddesiyle, bu maddenin birinci fıkrasının üçüncü cümlesinde yer alan “yapılabilmesi Bakanlar Kurulu kararına bağlıdır.” ibaresi “yapılabilmesi için ilgili belediyenin talebi ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca bu yönde karar alınması şarttır.” şeklinde değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
9494-1
Büyükşehir belediye ve mücavir alan sınırları içinde kentsel dönüşüm ve gelişim projesi alanı ilan etmeye büyükşehir belediyeleri yetkilidir. Büyükşehir belediye meclisince uygun görülmesi halinde ilçe belediyeleri kendi sınırları içinde kentsel dönüşüm ve gelişim projeleri uygulayabilir.
Büyükşehir belediyeleri tarafından yapılacak kentsel dönüşüm ve gelişim projelerine ilişkin her ölçekteki imar planı, parselasyon planı, bina inşaat ruhsatı, yapı kullanma izni ve benzeri tüm imar işlemleri ve 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununda belediyelere verilen yetkileri kullanmaya büyükşehir belediyeleri yetkilidir.
Kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanlarında bulunan yapıların boşaltılması, yıkımı ve kamulaştırılmasında anlaşma yolu esastır. Kentsel dönüşüm ve gelişim projesi kapsamında bulunan gayrimenkul sahipleri ve belediye tarafından açılacak davalar, mahkemelerde öncelikle görüşülür ve karara bağlanır.
Kentsel dönüşüm ve gelişim alanları içinde yer alan eğitim ve sağlık alanları hariç kamuya ait gayrimenkuller harca esas değer üzerinden belediyelere devredilir. Kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanlarında yıkılarak yeniden yapılacak münferit yapılarda ilgili vergi, resim ve harçların dörtte biri alınır.
Kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanlarındaki gayrimenkul sahipleri ve 24/2/1984 tarihli ve 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 Sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanuna istinaden, hak sahibi olmuş kimselerle anlaşmaları halinde kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanında hakları verilir. 2981 sayılı Kanun kapsamına girmeyen gecekondu sahiplerine enkaz ve ağaç bedelleri verilir veya belediye imkanları ölçüsünde kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı dışında arsa veya konut satışı yapılabilir. Bu kapsamda bulunanlara Toplu Konut İdaresi Başkanlığı ile işbirliği yapılmak suretiyle konut satışı da yapılabilir. Enkaz ve ağaç bedelleri arsa veya konut bedellerinden mahsup edilir.
Kentsel dönüşüm ve gelişim alanı ilan edilen yerlerde belediyelere ait gayrimenkuller ile belediyelerin anlaşma sağladığı veya kamulaştırdıkları gayrimenkuller üzerindeki inşaatların tamamı belediyeler tarafından yapılır veya yaptırılır. Belediye ile anlaşma yapmayan veya belediyece kamulaştırılmasına gerek duyulmayan gayrimenkul sahiplerinden proje alanında kendilerine 3194 sayılı Kanunun 18 inci maddesine göre ayrı ada ve parselde imar hakkı verilmemiş olanlar kamulaştırmasız el atma davası açabilir.
Kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanlarında yapılacak alt yapı ve rekreasyon harcamaları, proje ortak gideri sayılır. Belediyelere ait inşaatların proje ortak giderleri belediyeler tarafından karşılanır. Kendilerine ayrı ada veya parsel tahsis edilen gayrimenkul sahipleri ile kamulaştırma dışı kalan gayrimenkul sahipleri, sahip oldukları inşaatın toplam metrekaresi oranında proje ortak giderlerine katılmak zorundadır. Proje ortak gideri ödenmeden inşaat ruhsatı, yapılan binalara yapı kullanma izni verilemez; su, doğalgaz ve elektrik bağlanamaz.
Dönüşüm alanı sınırı kesinleştiği tarihte, bu sınırlar içindeki gayrimenkullerin tapu kütüğünün beyanlar hanesine kaydedilmek üzere tapu sicil müdürlüğüne, paftasında gösterilmek üzere kadastro müdürlüğüne bildirilir. Söz konusu gayrimenkullerin kaydında meydana gelen değişiklikler belediyeye bildirilir.
9494-2
Kentsel dönüşüm ve gelişim alanı ilan edilen yerlerde; ifraz, tevhit, sınırlı ayni hak tesisi ve terkini, cins değişikliği ve yapı ruhsatı verilmesine ilişkin işlemler belediyenin izni ile yapılır. Bu yerlerde devam eden inşaatlardan projeye uygunluğu belediye tarafından kabul edilenler dışındaki diğer inşaatlar beş yıl süreyle durdurulur. Bu sürenin sonunda durdurma kararının devam edip etmeyeceğine belediye tarafından karar verilir. Toplam durdurma süresi on yılı geçemez.
Belediye, kentsel dönüşüm ve gelişim projelerini gerçekleştirmek amacıyla; imar uygulaması yapmaya, imar uygulaması yapılan alanlardaki taşınmazların değerlerini tespit etmeye ve bu değer üzerinden hak sahiplerine dağıtım yapmaya veya hasılat paylaşımını esas alan uygulamalar yapmaya yetkilidir.
Kentsel dönüşüm ve gelişim projelerinin uygulanması sırasında, tapu kayıtlarında mülkiyet hanesi açık olan veya ayni hakları davalı olan taşınmazlar doğrudan kamulaştırılarak bedelleri mahkemece tayin edilen bankaya belli olacak hak sahipleri adına bloke edilir. Belediye kentsel dönüşüm ve gelişim projelerinin uygulama alanında bulunan taşınmazların kamulaştırılması sırasında veraset ilamı çıkarmaya veya tapudaki kayıt malikine göre işlem yapmaya yetkilidir.
(Ek fıkra: 16/5/2012-6306/17 md.) Büyükşehirlerde büyükşehir belediye meclisinin, il ve ilçelerde belediye meclislerinin salt çoğunluk ile alacağı karar ile masrafların tamamı veya bir kısmı belediye bütçesinden karşılanmak kaydıyla kentin uygun görülen alanlarında bina cephelerinde değişiklik ve yenileme ile özel aydınlatma ve çevre tanzimi çalışmaları yapılabilir. Cephe değişikliği yapılacak binalarda telif hakkı sahibi proje müelliflerine talep etmeleri hâlinde, değiştirilecek cephe veya cephelerin beher metrekaresi için bir günlük net asgari ücret tutarını geçmemek üzere telif hakkı ödenir. Büyükşehir belediye meclisince uygun görülmesi hâlinde, büyükşehir belediyesi içindeki ilçe belediyeleri kendi sınırları içinde bu fıkrada belirtilen iş ve işlemleri yapabilir.
(Ek fıkra: 16/5/2012-6306/17 md.) Bina cephelerinde değişiklik ve yenileme ile özel aydınlatma ve çevre tanzimi çalışmaları için yapılması gereken iş, işlem ve yetkilendirmeler, kat maliklerinin arsa payı çoğunluğu ile verecekleri karara göre yapılır.
(Ek fıkra: 16/5/2012-6306/17 md.) Büyükşehir belediyelerince, kentsel dönüşüm ve gelişim alanı ilan edilen alanlar ile 5366 sayılı Kanuna göre yenileme alanı ilan edilen alanlarda veya bu Kanunun 75 inci maddesine göre kamu kurum ve kuruluşları ile protokol yapmaları hâlinde, büyükşehir belediye meclisi kararı ile, yıkılan ibadethane ve yurtların yerine veya ihtiyaç duyulan yerlerde ibadethane ve yurt inşa edilebilir.
Kentsel dönüşüm ve gelişim projesi kapsamındaki işler, kamu idareleriyle 75 inci madde çerçevesinde ortak hizmet projeleri aracılığıyla gerçekleştirilebilir.
Bu Kanunun konusu ile ilgili hususlarda Başbakanlık Toplu Konut İdaresine 2985 sayılı Kanun ve diğer kanunlarla verilen yetkiler saklıdır

24 Eylül 2013 Salı

En ciddi problemi tartışmıyoruz

Berksoy ile yaptığım söyleşide cari açık, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'nın (TCMB) buna karşı aldığı tedbirler, Türkiye'nin büyüme modeli ve Avrupa'da yaşanan son gelişmeler ile euronun kaderi ana başlıklar oldu. 
 
Berksoy, Türkiye'de cari açığın kronik bir hal aldığını bunu konuşmaktan artık sıkıldıklarını vurgulamasına rağmen, sorun devam ettikçe, 'konuşmaya ve tartışmaya' devam edeceklerini de belirtti. 
 
ASIL TARTIŞILMASI GEREKEN BÜYÜME MODELİ
 
Berksoy, cari açığın yönetilebilir bir seviyeye gelmesi durumunda, 2023 yılı için hedeflerin ardı ardına açıklandığı bu dönemde asıl tartışılması gerekenin, 'büyüme modeli' olduğuna dikkat çekti. Hem iktidar hem de ana muhalefetin modellerinde hatalar olduğunun altını çizen Berksoy şu değerlendirmeyi yaptı:
 
Emek KAPLANGİL
hurriyet.com.tr
"Türkiye ekonomisiyle ilgili şu anda ileriye dönük iki görüş var. Birisi Ak Parti'nin diğeri ise CHP'nin görüşü. Ak Parti, 2023 yılında Türkiye ekonomisinin büyüklüğünü 2.1 trilyon dolara, CHP ise 2.6 trilyon dolara çıkaracağını belirtiyor. CHP yıllık yüzde 7 büyüme yakalamayı hedefliyor, AK Parti'ninki ise 2.1 trilyon dolar üzerinden hesap yapıldığında yüzde 5.5 civarına geliyor. Yüzde 5.5 büyüteceğim demek yanına bir şey koymadan, ben halimden memnunum demektir. Yani, '2002 ile kriz öncesi dönemin aynısını devam ettireceğim' demek oluyor. CHP de 'tasarrufları artıracağım, yapıyla uğraşacağım' diyor."
 
Ben AK Parti'nin geçmiş dönemi tekrar edeceğim demesinin doğru bir zemini olmadığı kanaatindeyim. Çünkü geçmiş dönem çok özellikliydi. Biz çok büyük bir krizden çıkmıştık. Kendi istikrar programımızı uygularken, dünya ekonomisi birden gelişti. Faizler düştü, bol para ortamı oluştu. O da bizi büyüttü. Yani bizim büyüme rejimimiz bize ait değil. Dışarıdan ithal. Dünyadaki bu koşullar bir daha olmaz. Önümüzdeki dönemde bol likidite, düşük faiz oranları serbest dolaşan para, risk iştahının tepeye vurması olmaz. Dolayısıyla, eğer 'geçmişte başarılı olduğumuz dönemi tekrar ederek gideriz' diyorlarsa öyle bir şansları yok. Ak Parti'nin böyle düşündüğüne yönelik bir izlenim edindim. Böyle düşünüyorlarsa yanılıyorlar" dedi. 
 
Berksoy şöyle devam etti:
 
"CHP de yüzde 7 büyüteceğini belirtiyor. Peki nasıl artıracaksın. 'Tasarrufla' diyorlar. Türkiye ekonomisinin şu andaki temel yapısal problemi tasarruf. Yani cari açık da oradan kaynaklanıyor. Şöyle bir yapı sıkıntımız daha var. Türkiye'de tüketimi caydırmaya başladığınızda sanayiyi öldürürsünüz. Bırak yüzde 7 büyümeyi, ekonomi yıkılır gider. Belki yüzde 7 büyük bir hedef değil ama bunu nasıl yapacağını belirtmen lazım. Burada bir politika eksikliği var gibi. Bunu söylediğiniz zaman da, 'Biz onu açıklayacağız' diyorlar".
 
Berksoy, her iki partinin de bir mevcut durumda büyüme modeli seçme sıkıntısını hissetmediklerini, seçimden sonra ekonominin ya kendi haline bırakılacağını ya da düzgün bir patikaya sokulması isteniyorsa, yepyeni bir büyüme modelinin oluşturulması gerektiğini belirtti. Berksoy, siyasetçiler yapmasa da özellikle iktisatçıların bunu tartışmaya açması gerektiğine dikkat çekti.
 
SERMAYE GİRİŞİ DEVALÜASYONU ÖRTÜYOR
 
Berksoy cari açık sorunuyla ilgili olarak ise, bu problemin iki boyutlu olduğunu, bunlardan ilkinin üretim, sanayi, ekonomideki verimlilik ve rekabetçilik düzeyinden kaynaklı olmak üzere yapısal, ikinci boyutunun ise büyümeyle bağlantılı konjonktürel taraf olduğunu söyledi.
 
Ekonominin yapısından dolayı, büyüme hızlandıkça, cari açığın arttığına, büyüme yavaşladıkça cari açığın azaldığına dikkat çeken Berksoy yüzde 3 civarında bir cari açığın yönetilebilir olduğunu da belirtti.
 
Türkiye'ye gelen sermayenin kuru baskıladığını ve liranın değer kaybının önüne geçtiğini belirten Berksoy, ihracatın yanı sıra giren bu dövizin arzının, döviz talebini dengelediğini ve devalüasyon riskini örttüğünü söyledi. Berksoy, "Bunu hep söylüyorum giren bu sermaye, kur riskini ortadan kaldırmıyor. Sadece riskin üzerini örtüyor" dedi.
 
Berksoy, bu noktada sermaye akımının durması ya da terse dönüp ülkeden çıkması durumunda kur üzerinde büyük risk yaşanabileceği uyarısını da yaptı.
 
FAİZ SONBAHARDA ARTAR
 
Cari açık nedeniyle ekonominin soğutulması gerektiğini de belirten Berksoy, Merkez Bankası'nın aldığı munzam karşılık oranlarındaki artış tedbirlerinin etkili beklenen etkiyi yapmadığını, bunun en etkili silah olan faizlerin artırılması yoluyla yapılması gerektiğine dikkat çekti. Berksoy, faizlerin sonbaharda artırılacağı tahminini yaptı.
 
Berksoy, Türkiye ekonomisinin 2011 yılında yüzde 6 civarında bir büyüme kaydedeceğini ve cari açığın GSYİH'ya oranının ise yüzde 7 ile yüzde 8 arasında gerçekleşerek 60-65 milyar dolar arasında gerçekleşeceği öngörüsünde bulundu.
 
/_np/1430/14731430.jpg
 
SEKİZ SENEDE TÜRKİYE’Yİ TANIYAMAZSINIZ
 
Berksoy yüzde 5.5 ile yüzde 6 arasında istikrarlı büyümenin Türkiye'nin diğer kronik sorunu işsizliği azaltabileceğini, bu performansın yakalanması durumunda Türkiye'nin gelecekte iyi anlamda tanınmayacak bir hal alacağını savundu.
 
Berksoy, "Türkiye'yi ortalama yüzde 5.7 ya da 5.8 olan bir büyüme hızıyla götürün yedi ya da sekiz sene sonra o kadar hızlı bir düzelme kaydederiz ki Türkiye'yi tanınmayacak durumda görürsünüz. Ama bu basit bir parmak hesabı değil... Dengeyi koruyan, istikrara dayalı, kopup gitmeyen bir patika daha iyi yol olur... Ne zaman ekonomiyi biraz da popülist kışkırtmalarla hızlı büyütsek bu iş karakolda bitti" dedi.
 
Küresel ekononmi ve Avrupa'nın yaşadığı zor süreci de değerlendiren Berksoy, euronun çökmeyeceğini ancak küresel ekonomi içerisindeki nispi yerinin değişeceğini belirtti.
 
Berksoy, "Avrupa olması gereken yere gelir. Son krizde Avrupa'nın birlikte karar alamayan, birlikte politika oluşturamayan sorunlu bir alan olduğu ortaya çıktı... Katılaşmış, esnekliğini kaybetmiş bir kütle gibi duruyor... Benzer durumu gelişmekte olan bir ülke yaşasaydı küresel ekonomideki yeri değişirdi. İşin içinde Avrupa olunca bu biraz gecikti... Son ortaya çıkan tabloda Yunanistan bitmiş durumda. Şu anda Almanya ve belki Fransa’nın dışında, birliği alıp götürecek büyük bir güç yok. Aslında küresel çapta ağırlıklar değişmeye başladı. G7'nin, G20'ye dönüşmesi bunun yansıması" dedi.
 
Berksoy, kur tarafında AB'nin yaşadığı sıkıntılar rağmen euronun, dolarla başa baş 'itişerek' seyrini devam ettireceğini, Çin'in para birimi yuanın ise bu ikiliye alternatif olamayacağını söyledi.
 
EURODAKİ ARTIŞ ABD OYUNUNUN YANSIMASI
 
Berksoy, "Şu anda dolarla başa çıkabilecek para eurodur. Eğer ekonominin zaaf içerisinde olduğu görülür ve kaçış başlarsa euro değer kaybeder. ABD'de zaaf içerisinde olduğu için çok fazla değer kaybetmiyor. İkinci olarak benim kanaatim, ABD ve tüm dünya Çin'in parasının düşük değerde olmasından rahatsız. ABD tüm baskısına rağmen Çin'e söz geçiremiyor. Dolayısıyla, rekabet için kendi parasını değerini düşürmek zorunda. Euronun son günlerdeki düşüşünden önce yaşadığı değer kazancıyla, sanki doları ezdiği yönünde ortaya bir görüntü oluştu. Bu, bana ABD'nin Çin'e karşı yaptığı oyunun yansıması gibi geliyor. Bunun yükünü de Avrupa çekiyor" dedi.
 
Berksoy son değerlendirmesi ise dünyanın yükselen gücü Çin üzerine oldu. Berksoy son dönemde Çin üzerine çalışmalar yaptığını ve Asya'nın Süper Gücü konumundaki bu ülkenin kendini taşıyamayacak noktaya doğru hızla ilerlediğini belirtti.
 

Kentsel dönüşümde amaç yerinde dönüşüm…

Kentsel dönüşümde amaç yerinde dönüşüm…

Kentsel dönüşümde amacın yerinde dönüşüm olduğunu açıklayan Başkan Topbaş, Bakan Bayraktar’ın da kimsenin yerinden edilmeyeceği yönünde beyanda bulunduğunu söyledi.
Kimse yerinden edilmeyecek…
Saraçhane Belediye Sarayı’nda gazetecilerin Kentsel Dönüşüm Kanunu ile ilgili sorularını cevaplandıran İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Topbaş, bu düzenlemede vatandaşın rızasının önemli olduğunu ve insanların mağdur edilmeyeceğini söyledi.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın da ‘Bir gecekondu bölgesinde bile önce biz binaları yapar gösterir onları sonra taşırız. Kimseyi yerinden etmeyeceğiz’ açıklamasını hatırlatan Kadir Topbaş, “Bizim de prensibimiz bu. Burada her şeyden önce, riskli alanlarda tehdidi ortadan kaldırıcı adım atma, yerinden dönüştürmek. Birileri alıp da, bir yerlere sürüp birilerine peşkeş çekmek değil” dedi.
Kentsel Dönüşüm Kanunu’nun riskli yapılarda yaşayan vatandaşlardan menfaat hesapları fazla yapanlar ve bu sürece katılmayanlar olursa devreye gireceğini kaydeden Başkan Topbaş, “Yani ben katılmıyorum diyenler için böyle bir düzenleme yapıldı. Esasında vatandaşın rızası ve beraber olmak önemli. Aslında bir konsensus sağlandı vatandaş buna varım diyor. Biz vatandaşa rağmen farklı bir adım da atmak istemiyoruz” diye konuştu.
Dönüşüm istihdam ve büyüme getirecek
Kentsel dönüşüm yasasında kimseyi yerinden etmeyeceklerinin altını çizen Topbaş, sözlerini şöyle sürdürdü; “Burada her şeyden önce, riskli alanlarda tehdidi ortadan kaldırıcı adım atma yerinden dönüştürmek amacındayız. Ancak birileri diyorlar ki, ‘Sosyal vaka ortaya çıkacak. Yaşam alanları tarumar ediliyor, yaşam alanları taziz edilecek.’ Böyle bir niyetimiz yok. Sayın Başbakanımız TOKİ vasıtasıyla 100 liraya konut vermeyi istiyor. TOKi vasıtasıyla bunu veren bir anlayış kalkıp da insanı mağdur eder mi? Etmez.”
İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak birçok ilçede kentsel dönüşüm çalışmalarını başlattıklarına dikkat çeken Topbaş, “Adım attık ve atmaya devam ediyoruz. Maltepe’de,  Esenlerde, Zeytinburnu, Beyoğlu’nda yaptıklarımız var. Bu kanun daha yoğun bir faaliyet ve kentin her yerinde bir şantiye anlamına gelmekte. Bu da ekonomik hareketlilik, istihdam oluşturmak ve kendi ekonomisini kendi içinde üretmek demek. Kimseyi, mağdur etmeden şehrin, hele dünyanın şu anki ekonomik krizini de dikkate alırsanız, kendi yağımızla kavrulurken, kendimizi yenileme anlamı taşımakta. Birileri mağdur etme anlamı taşımıyor. Süreç başladı. Hazırlıklar yapılıyor. İlçe belediye başkanlarımız da bu konuda gayet kararlı, vatandaşımız istekli. Beraberce bu alanları, özel proje alanları ve düzenleme alanlarını birlikte kurgulayacağız” şeklinde konuştu.


Haliç Köprüsü’ndeki sıkıntı giderildi
Başkan Topbaş, Haliç Köprüsü’nde yaşanan problemle ilgili soruyu da şöyle cevaplandırdı; “Haliç köprüsünde dün itibariyle bir problem yaşandı bunu biliyoruz. Ama orada yaşanan problem, güçlendirilen bir köprünün güçlenmesinde eksiltecek bir olay olmadığını söylüyorlar bize. Teknik bir çalışma yapılıyor. Metrobüsü kesmedik, devam ettirdik, insanlarımı yolda bırakmadık. Özellikle bu köprünün Haliç Köprüsü’nün bakımı tamamen karayollarında, bizde belediye olarak yardım isterlerse zaten destek veriyoruz. Ufak bir teknik sıkıntı giderildi. Köprünün sağlamlığını ve güvenliliğini helal getirecek veya o konuda bir şey olmadığını söylediler.”

Kadıköy’ün Belediye Başkanı Selami Öztürk, ilçede deprem riski taşıyan bölge ve binalar için yüzde 20 imar artışı öngören planı İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) sunduklarını söyledi

İstanbul’da kentsel dönüşümde en hareketli bölgelerden biri olan Kadıköy’ün Belediye Başkanı Selami Öztürk, ilçede deprem riski taşıyan bölge ve binalar için yüzde 20 imar artışı öngören planı İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) sunduklarını söyledi



İstanbul'da kentsel dönüşümde en hareketli bölgelerden biri olan Kadıköy'ün Belediye Başkanı Selami Öztürk, ilçede deprem riski taşıyan bölge ve binalar için yüzde 20 imar artışı öngören planı İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) sunduklarını söyledi.
Öztürk, Kadıköy'de mevcut emsalin 2.07 olduğunu ve bunu 2.50'ye çıkarmak istediklerini anlatarak, “Bizim plan yapma yetkimiz elimizden alındı. Bu yetki büyükşehirde ve ilçenin yenilenmesi için hazırladığımız planı İBB'ye sunduk. Oradan gelecek cevabı bekliyoruz. 1 ay sonra imar artışı verilecek” dedi.
Öztürk, yüzde 20 emsal artışıyla ilgili tüm Kadıköy'ü kapsayan detaylı bir çalışma hazırladıklarını anlatarak, “Eğer büyükşehirden cevap gelmezse Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na başvuru yapacağız. Bakanlığın plan yapma yetkisi bulunuyor” dedi.
Selami Öztürk, yüzde 20 imar artışının boş parseller ve sağlam binalar için geçerli olmayacağının altını çizerek, “Sadece yenilenmesi zorunlu olan binalara bu izni vereceğiz. Bunun dışında Kadıköy sınırları içinde 2.50 emsali geçecek her şeye dava açarım. Eğer bir hak verilecekse bu herkese eşit olarak verilmeli” diye konuştu.
‘1 daireye 2 tane olmaz'
İlçede yapılacak dönüşümde emsal artışı verildiğinde bu rantı yurttaşla paylaşmak gerektiğini ifade eden Öztürk, şunları söyledi:
“Kadıköy'de toplamda 30 bin 500 bina bulunuyor. Bu binaların 2 bin 800'ü 1998 yılından sonra yapılan binalar. Geri kalan binalar 1998 öncesinde yapıldığı için güvenli değiller. Mesela Fikirtepe ve Dumlupınar'da kaçak yapılar var. Dönüşüm şart. Ancak bu yüzde 20 imar artışıyla sağlanabilir. Tabi bunu yaparken vatandaşın da 100 metrekare evinden fedakarlık yapıp 70-80 metrekareye razı olması gerekir. Kimseye 1 daireye karşılık 2 daire vermeyeceğiz.”
İlçede neler olacak?
Yeldeğirmeni: Bu bölgede istimlâk çalışmaları başladı. Çöküntü alanları kaldırılıp bölge daha yeşil ve nitelikli hale geliyor. Cadde ve sokaklar yenileniyor.
Hasanpaşa: Bölgede yenileme çalışmaları başladı. Binalar riskli ve sokaklar dar, bu nedenle parsellerin birleştirilmesi gerekiyor. Selami Öztürk, burası çöküntü alanı ilan edildiğinde kimseye fazladan daire verilmeyeceğini ama kendi dairesini yenileyecek olanlara da bonus vereceklerini söyledi. Bu durum Kadıköy'ün tamamı için geçerli olacak.
Koşuyolu: Diğer bölgelere göre binaların daha düzenli olduğu bölgenin mevcut duruma uygun bir şekilde geliştirilmesi öngörülüyor.
Caferağa: Bölgedeki binaların bitişik nizam olması arkalarının ise bahçelerden oluşması dikkat çekiyor. Selami Öztürk, arkadaki bakımsız bahçelerin ortasında binalar yaparak, böylece önünde geniş bahçesi ve caddeleri olan binalar yaratmayı planlıyor. Bölgede mevcut binalar 5 katlı ama yeni yapılacak binaların 7-8 katlı olması öngörülüyor.
Moda: Eski bina stoğu çok fazla. Buradaki binalar 5-6 katlı ve yeni imar artışıyla birlikte 7-8 kata kadar çıkabilecek.
Bağdat Caddesi: Buradaki emlaklar çok değerli olduğu için taban oturumunun yüzde 10 genişletilmesi ve böylece binaların yenilenmesi düşünülüyor. Bölgede daire ve dükkânı olan kişilerin maddi sıkıntısı bulunmadığı için kendileri de binalarını yenileyebiliyor. Binalar yenilenince değeri 2-3 kat artıyor.
Sahil bandı: Buradaki imar izni 3 katlı ve bu durumun değiştirilmesi planlanmıyor. Ancak bina oturum alanı yüzde 10 genişleyebilir.
Fikirtepe: Dönüşüm adına büyük adımlar atıldı. Anka Yapı, Baysaş, Nuhoğlu, Teknik Yapı, Sevgili Yapı ve Emay gibi şirketler anlaşma yaptı. Planlara ilişkin askılar asıldı ve son gün 11 Şubat. Burada 5 kez askıya çıkıldı. Bundan sonra yeni bir askıya çıkma durumu beklenmiyor. Bölgede 5 bin 798 bina vardı. Yıkılan kat sayısı ise 1500. Her katta 2 daire olsa ortalama 3 bin dairenin yıkıldığı söylenebilir. Ancak bölgede süreç uzadı ve hâlâ ne olacağı tam olarak belli değil.
Kadıköy Meydanı: Meydandaki otobüs ve minibüs durakları Et Balık'ın arkasına taşınacak. Haydarpaşa'dan Haldun Taner'e kadar düzenleme ve yeşil alan yapılacak. Haldun Taner ile Moda arasında ise büyükşehirin fuar alanı projesi var ama biz buna karşıyız.
Göztepe Parkı: Göztepe Parkı'nda İBB'nin cami yapma ısrarı sürerken, Kadıköy Belediye'si caminin Bağdat Caddesi'nin trafiğini kilitleyebileceği gerekçesiyle parkın arka tarafında altında otoparklar yapılabilecek bir arsa gösterdi. İBB ise bu teklife sıcak bakıyor ama son karar henüz verilmedi.
Dönüşüm yerinde olmalı'
Selami Öztürk, kentsel dönüşüm için kentin çeperlerine yeni yerler planlamanın çok da doğru olmadığına işarete ederek, “Mesela Ataşehir'de bu yaşandı. Ataşehir'e 5-10 bin konut yapıldı. Kadıköy'den Ataşehir'e taşınanlar oldu. Ama taşınanların yerine başkaları geldi. Binalar ise riskli olarak yerinde kaldı. Dönüşüm yerinde olmalı” diye konuştu.
72 çürük bina başvuru yaptı
Kadıköy'de dönüşüm için bakanlığa 72 başvuru yapıldığını belirten Öztürk, yıkılan binaların yerine yenilerinin nasıl yapılacağının şu an için net olmadığını vurgulayarak, “Bu konu ile ilgili 1 ay içinde karar verileceğini düşünüyorum. Yenilemenin başlamasıyla birlikte trafik de rahatlayacak. Çünkü araçlar yollardan kapalı otoparklara girecek” görüşünü dile getirdi.
Yavuz Karaman

Kadıköy Fikirtepe'deki görülmemiş imar artışı model oldu

Kadıköy Fikirtepe'deki görülmemiş imar artışı model oldu

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, onaylanan Fikirtepe Kentsel Dönüşüm"deki imar haklarını açıklayarak mülk sahiplerini sevindirdi. Sırada 5 ilçe daha var

Fikirtepe"ye görülmemiş imar artışı, İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi"nden oy birliği ile geçti. Buna göre Fikirtepe"de 1250 metrekarelik bir mülkünüz varsa yaklaşık 3 bin 300 metrekarelik bir imar hakkınız oluyor. Ancak hak ettiğiniz alanın yüzde 10"unu yeşil alan için kamuya terk etmeniz gerekiyor. Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Büyükşehir Belediyesi"nde Fikirtepe Kentsel Dönüşüm Projesi"ne ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtladı. Fikirtepe"nin bir örnek bölge olduğunu belirten Topbaş, burada 1 milyon 500 bin metrekarelik alanda yapılan proje çalışması ve imar düzenlemesinin 14 Ocak"ta Belediye Meclisi"nden oy birliğiyle geçtiğini belirtti.
İSTANBULLU"YA BİR FIRSAT VERİYORUZ
Topbaş şunları söyledi: ˜"Kendi kaynağını kendi içinde oluşturma imkanı veren ve parsellerin birleşerek daha farklı imar hakları alabilecekleri gibi bir imkan veren bir fırsatı sunmuş oluyoruz. Fikirtepe"de başlayacak, diğer taraftan Maltepe Dragos"ta başladı. Ayrıca Cendere Vadisi"ndeki çalışmalarımız da meclisten geçti. Orada da sanayinin bulunduğu bir noktada bir dönüşüm çalışması olacak. Ayamama ile ilgili gelecek ay çalışma yapılacak. İmar haklarını arttırmak suretiyle, deprem riskini ortadan kaldırmak adına İstanbullular"a ve riskli alanlara fırsat vermeye çalışıyoruz. 2011"de İstanbul artık deprem riskini gerilerde bırakacak. Aynı şekilde Esenler, Güngören, Küçükçekmece, Zeytinburnu ve Okmeydanı var. Bundan sonra her ilçede bu hakları vermek suretiyle vatandaş, binalarını yenileyebilecek.
48 bin Fikirtepeli yaşadı
Alan büyüklüğü               : 150 hektar
Parsel sayısı                 : 4 bin 500
Bina sayısı                   : 6 bin 400
Nüfus                       : 48 bin 665
Hane sayısı               : 14 bin 629
Ortalama aile büyüklüğü       : 3.25 kişi
Dolu hane               : 14 bin 502
Kişi başına konut büyüklüğü : 25.81 m2
Cendere"de 30 bin çalışan var
Alan                       : 350 hektar
Hizmet edeceği nüfus         : 100 bin
İş kapasitesi                 : 30 bin çalışan
Dönüşüm               : Eğitim bilişim teknoloji alanı
Emsal                         : 0,75-1,25
İnşaat alanı                 : 3 milyon m2
EÄžİTİM VE BULUşžUM ALANI
Kağıthane-Cendere Vadisi"ndeki sanayi alanları Eğitim-Bilişim-Teknoloji alanı olarak dönüştürülecek. Proje tamamlandığında burası Avrupa Yakası"nın en büyük en gelişmiş merkezi olacak.
Parsel m2               imar hakkı emsal
200 m2       1,10
201-600 m2         1,15
601-1200 m2         2.48
1201-2500 m2         2.58
2501-4000 m2         2,80
4001”- m2         3.10
Alanın yüzde 10"u park olarak parselinde kullanılmak üzere kamuya terk
Yapı adası 1
Üç yollarla sınırlandırılmış yapı adası imar hakkı 3.70
Alanın yüzde 20"si park yeşil alan anaokulu, dini tesis, aile sağlık merkezi olarak parselinde kullanılmak üzere kamuya terk edilecek.
Yapı adası 2
Ana yollarla sınırlandırılmış yapı adası imar hakkı 4.14
Alanın yüzde 20"si park yeşil alan kreş, anaokulu, ilköğretim okulu, dini tesis veya aile sağlık merkezi olarak kamuya terk edilecek.
TİCARET +HİZMET ALANLARI İLE TİCARET +KONUT+HİZMET ALANLARINDA (En küçük parsel büyüklüğü 600 m2 dir)
Parsel m2               imar hakkı emsal
601-1200 m2         2.38
1201-2500 m2         2.48
2051-4000 m2         2.70
4001”         3.10
Alanın %10"u park olarak parselinde kullanılmak üzere kamuya terk edilecektir
Yapı adası 1
İç yollarla sınırlandırılmış yapı adası imar hakkı 3.70
Alanın yüzde 20"si park yeşil alan kreş, anaokulu, ilköğretim okulu, dini tesis veya aile sağlık merkezi olarak kamuya terk edilecek.
Yapı adası 2
Ana yollarla sınırlandırılmış yapı adası İmar hakkı 4.14
Alanın yüzde 20"si park yeşil alan kreş, anaokulu, ilköğretim okulu, dini tesis veya aile sağlık merkezi olarak kamuya terk edilecek.
Akşam

Bayraktar: “Kadıköy imar artışını kaldırmaz”

Bayraktar: “Kadıköy imar artışını kaldırmaz”

 
Kadıköy imar artışını kaldırmaz

Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, İstanbul Kadıköy’de bazı müteahhitlerin vatandaşa gelip ‘biz bakanlığı tanıyoruz bize yerinizi kat karşılığı verin’ söylentileri yaydığını, Kadıköy’de bir emsal artışı çalışmalarının olmadığını ifade etti. Vatandaşların bu tip söylentilere inanmamaları uyarısında bulunan Bayraktar, “Kadıköy imar artışını kaldıracak durumda değil” dedi.

Bakan Bayraktar, katıldığı bir televizyon programında, kentsel dönüşümün belediyeler tarafından artık istendiğini ifade etti. Bayraktar, “Vatandaşın tepkisi
üzerine Belediye başkanları dönüşüm kapsamında olmayan mahallelerin neden dönüştürülmüyor diye soruyor. İnsanların bilinci değişti. Şu anda kentsel dönüşüm konuşuluyor. Şu anda belki işte bu barış süreci, kardeşlik süreci çok konuşuluyor, ama ondan sonra diyebilirim ki en çok kentsel dönüşüm konuşuluyor” dedi.
Dönüşümün birçok faydası olduğunun altını çizen Bakan Bayraktar, “Binalar şu anda enerjinin yüzde 40, yüzde 50’sini boşa harcıyor ama kentsel dönüşümle yeni binalar da 10 milyar dolar tasarruf yapacağız. Kentsel dönüşüm sadece binaları yıkıp yenisini yapmak değil, çevreyi düzenlemek, yeşil alanlar yapmaktır. Pillerin, atık yağların, katı atıkların toplanması gibi çok ciddi çalışmalarımız var. Yeter ki bu işe samimi sarılalım” dedi.
100 imar planın 80’nini onaylamadık
Bakan Bayraktar, Bakanlığın belediyelere göre daha kolay imar planını onayladığı yönündeki eleştirilere cevap verdi. Belediyelerin 3 ay içerisinde yapmadığı imar planlarını bakanlığın yapma yetkisi olduğunu belirten Bayraktar, “Bize bu şekilde valiler üzerinden 100 tane imar planı müracaatı geldi. 20 tanesinin imar planını yaptık. 80 tanesini yapmadık. Yaparken de diyoruz ki belediyeye; bunların imar planlarını neye istinaden yapmadın, ne eksiği vardı? O da diyor ki, şu şu şartlardan dolayı sıkıntısı vardı. İmar planını yapmadık. Doğruysa biz de yapmıyoruz” dedi. 
Başbakan Erdoğan’ın gündeme getirdiği İstanbul’daki 16/9 projesi ile ilgili açıklamalarda bulunan Bayraktar, bakanlık tarafından projeyi detaylı olarak incelediklerini söyledi. Projenin yanlış olduğunu tespit eden raporu ilgili yerlere verdiklerini vurgulayan Bayraktar, “Bu İstanbul’un siluetini bozuyor. İşin kendisi yanlış. O tip yerleri ibreti alem için yıkmak lazım. Ama yapıldıktan sonra yıkmak zor bir şey, mühim olan yapılmaması” diye konuştu. 
Yapıların şehrin siluetini bozmaması gerektiğine dikkat çeken Bayraktar, imar kanunu taslağında bunların düzenlediğini belirtti. Bayraktar, “Herkes öyle kafasına göre iş yapamayacak. Kafasına göre imar yönetmeliği yapamayacak. Plan notlarıyla emsali artıramayacak. Bunları ciddi şekilde engelleyecek radikal çalışmalarımız var” dedi.
Kadıköy bir imar artışını kaldıracak durumda değil
Bakan Bayraktar, İstanbul Kadıköy’de bir imar artışı çalışması bakanlığın gündeminde olmadığını söyledi. Bazı müteahhitlerin vatandaşa gelip ‘biz bakanlığı tanıyoruz bize yerinizi kat karşılığı verin’ söylentileri yaydığını ifade eden Bayraktar, Vatandaşların bu tip söylentilere inanmamaları uyarısında bulundu. Bayraktar, “Böyle bir şey, siyasi bir karardır. Oturulur Kadıköy Belediyesiyle, Kadıköy halkıyla konuşulur, Kadıköy muhtarlarıyla toplanılır, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımızla konuşulur. Hükümet bunu ele alır. Bu meseleler sadece Kadıköy için değil Türkiye’nin her tarafı için enine boyuna konuşulur. Ama Kadıköy bir imar artışını kaldıracak durumda değil” dedi.

Kadıköy yüzde 20 imar artışı bekliyor!

Kadıköy yüzde 20 imar artışı bekliyor!

553 bin 670 kişinin yaşadığı İstanbul'un en popüler ilçelerinden biri olan Kadıköy'ün Belediye Başkanı Selami Öztürk, "Kadıköy yeni planları için yüzde 20'lik imar artışı bekliyor" dedi.

26/01/13 00:02



İstanbul’da kentsel dönüşümde en hareketli bölgelerden biri olan Kadıköy’ün Belediye Başkanı Selami Öztürk, ilçede deprem riski taşıyan bölge ve binalar için yüzde 20 imar artışı öngören planı İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) sunduklarını söyledi. Kadıköy'de mevcut emsalin 2.07 olduğunu söyleyen Öztürk, plan yapma yetkilerinin ellerinden alındığını, yeni planı İBB'ye sunduklarını ve 1 y içerisinde imar artışı beklediklerini söyledi. Emsali 2.50'ye çıkarmak istediklerini de sözlerine ekledi. Büyükşehir Belediyesi'nden olumlu cevap almadıkları takdirde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na konu hakkında başvuru yapacaklarını da belirten Öztürk, "Yüzde 20'lik imar artışını yenilenmesi zorunlu binalara vereceğiz. Bunun dışında Kadıköy sınırları içinde 2.50 emsali geçecek her şeye dava açarım" dedi.

Fazla isteyene hayır cevabı!
 
İlçede yapılacak dönüşümde emsal artışı verildiğinde bu rantı yurttaşla paylaşmak gerektiğini ifade eden Öztürk, Kadıköy'de toplamda 30 bin 500 bina bulunduğunu, 2 bin 800 binanın 1998 yılından sonra yapıldığını söyledi. Geri kalan binaların depreme karşı güvensiz olduğunu da belirten belediye başkanı, Fikirtepe ve Dumlupınar'da da kaçak yapıların olduğunu ve dönüşümün ancak yüzde 20 imar artışı ile sağlanabileceğini söyledi. Vatandaşın da bu süreçte uygulamaya destek olması gerektiğini ifade eden Öztürk, "Bunu yaparken vatandaşın da 100 metrekare evinden fedakarlık yapıp 70-80 metrekareye razı olması gerekir. Kimseye 1 daireye karşılık 2 daire vermeyeceğiz” dedi.




Kadıköy’de neler olacak?

Yel değirmeni: Kadıköy Belediyesi bu bölgede istimlâk çalışmalarına başladı. Buradaki çöküntü alanları kaldırılıp bölge daha yeşil ve nitelikli hale geliyor. Cadde ve sokaklar yenileniyor.
Hasanpaşa: Bölgede yenileme çalışmaları başladı. Binalar riskli ve sokaklar dar bu nedenle parsellerin birleştirilmesi gerekiyor. Selami Öztürk, burası çöküntü alanı ilan edildiğinde kimseye fazladan daire verilmeyeceğini ama kendi dairesini yenileyecek olanlara da bonus vereceklerini söyledi. Bu durum Kadıköy’ün tamamı için geçerli olacak. Ancak Hasanpaşa’da mülkiyeti İBB’ye ait olan eski havagazı fabrikası bölge için ciddi bir engel oluşturuyor.

Koşuyolu: Diğer bölgelere göre binaların daha düzenli olduğu bölgenin mevcut duruma uygun bir şekilde geliştirilmesi öngörülüyor.

Caferağa: Bölgedeki binaların bitişik nizam olması arkalarının ise bahçelerden oluşması dikkat çekiyor. Selami Öztürk, arkadaki bakımsız bahçelerin ortasında binalar yaparak, böylece önünde geniş bahçesi ve caddeleri olan bir binalar yaratmayı planlıyor. Bölgede mevcut binalar 5 katlı ama yeni yapılacak binaların 7-8 katlı olması öngörülüyor.

Moda: Eski bina stoğu çok fazla. Buradaki binalar 5-6 katlı ve yeni imar artışıyla birlikte 7-8 kata kadar çıkabilecek.

Bağdat Caddesi: Bağdat Caddesi de yenilenmesi gereken alanlardan biri. Buradaki emlaklar çok değerli olduğu için taban oturumunun yüzde 10 genişletilmesi ve böylece binaların yenilenmesi düşünülüyor. Bölgede daire ve dükkanı olan kişilerin maddi sıkıntısı bulunmadığı için kendileri de binalarını yenileyebiliyor. Binalar yenilenince değeri 2-3 kat artıyor.

Sahil bandı: Buradaki imar izni 3 katlı ve bu durumun değiştirilmesi planlanmıyor. Ancak bina oturum alanı yüzde 10 genişleyenbilir.

Fikirtepe: Bölgede dönüşüm adına çok büyük bir adım atıldı. Anka Yapı, Baysaş, Nuhoğlu, Teknik Yapı, Sevgili Yapı ve Emay gibi şirketler ada bazında anlaşmalar yaptı. Planlara ilişkin askılar asıldı ve son gün 11 Şubat. Burada 5 kez askıya çıkıldı. Bundan sonra yeni bir askıya çıkma durumu beklenmiyor. Fikirtepe’de 5 bin 798 bina vardı. Yıkılan kat sayısı ise 1500. Her katta 2 daire olsa ortalama 3 bin dairenin yıkıldığı söylenebilir. Ancak bölgede süreç uzadı ve hala ne olacağı tam olarak belli değil.

Kadıköy meydanı: Meydandaki otobüs ve minibüs durakları Et Balık’ın arkasına taşınacak. Haydarpaşa’dan Haldun Taner’e kadar düzenleme ve yeşil alan yapılacak. Haldun Taner ile Moda arasında ise büyükşehirin fuar alanı projesi var. Ancak Kadıköy bu fuarlar için uygun değil.

Göztepe Parkı: Göztepe Parkı’nda İBB’nin cami yapma ısrarı sürerken, Kadıköy Belediye’si caminin Bağdat Caddesi’nin trafiğini kilitleyebileceği gerekçesiyle parkın arka tarafında altında otoparkları yapılabilecek bir arsa gösterdi. İBB ise bu teklife sıcak bakıyor ama son karar henüz verilmedi.

22 Eylül 2013 Pazar

Arkeolojik sit alanı nedir?

Arkeolojik sit alanı nedir?

    İnsanlığın varoluşundan günümüze kadar ulaşan eski uygarlıkların yer altında, yer üstünde ve su altındaki ürünlerini, yaşadıkları devirlerin sosyal, ekonomik ve kültürel özelliklerini yansıtan her türlü kültür varlığının yer aldığı yerleşmeler ve alanlardır.
    I. Derece arkeolojik sit

    Korumaya yönelik bilimsel çalışmalar dışında aynen korunacak sit alanlarıdır.
    II. Derece arkeolojik sit

    Korunması gereken, ancak koruma ve kullanma koşulları koruma kurulları tarafından belirlenecek, korumaya yönelik bilimsel çalışmalar dışında aynen korunacak sit alanlarıdır. en çok burda bulunur
    III. Derece arkeolojik sit

    Koruma - kullanma kararları doğrultusunda yeni düzenlemelere izin verilebilecek arkeolojik alanlardır.

Sit Alanları Koruma ve Kullanma Koşulları


Sit Alanları Koruma ve Kullanma Koşulları
ARKEOLOJİK SİTLER, KORUMA VE KULLANMA KOŞULLARI
Arkeolojik Sit: İnsanlığın varoluşundan günümüze kadar ulaşan eski uygarlıkların yer altında, yer üstünde ve su altındaki ürünlerini, yaşadıkları devirlerin sosyal, ekonomik ve kültürel özelliklerini yansıtan her türlü kültür varlığının yer aldığı yerleşmeler ve alanlardır.
1) I. Derece Arkeolojik Sit: Korumaya yönelik bilimsel çalışmalar dışında aynen korunacak sit alanlarıdır.
Bu alanlarda, kesinlikle hiçbir yapılaşmaya izin verilmemesine, imar planlarında aynen korunacak sit alanı olarak belirlenmesine, bilimsel amaçlı kazıların dışında hiçbir kazı yapılamayacağına, ancak;
a) Resmi ve özel kuruluşlarca zorunlu durumlarda yapılacak alt yapı uygulamaları için müze müdürlüğünün ve varsa kazı başkanının görüşüyle konunun koruma kurulunda değerlendirilmesine,
b) Yeni tarımsal alanların açılmamasına, yalnızca sınırlı mevsimlik tarımsal faaliyetlerin devam edebileceğine, koruma kurullarınca uygun görülmesi halinde seracılığa devam edilebileceğine,
c) Höyük ve Tümülüsler de toprağın sürülmesine dayanan tarımsal faaliyetlerin kesinlikle yasaklanmasına, ağaçlandırmaya gidilmemesine, yalnızca mevcut ağaçlardan ürün alınabileceğine,
d) Taş, toprak, kum vb. alınmamasına, kireç, taş, tuğla, mermer, kum, maden vb. ocakların açılmamasına, toprak, curuf, çöp, sanayi atığı ve benzeri malzeme dökülmemesine,
e) Bu alanlar içerisinde yer alan ören yerlerinde gezi yolu düzenlemesi, meydan tanzimi, açık otopark, WC, bilet gişesi, bekçi kulübesi gibi ünitelerin koruma kurulundan izin alınarak yapılabileceğine,
f) Bu alanlar içerisinde bulunan ve günümüzde halen kullanılan umuma açık mezarlıklarda sadece defin işlemlerinin yapılabileceğine,
g) Taşınmaz kültür varlıklarının mahiyetine tesir etmeyecek şekilde ilgili koruma kurulundan izin almak koşuluyla birleştirme (tevhit) ve ayırma (ifraz) yapılabileceğine,
2) II. Derece Arkeolojik Sit: Korunması gereken, ancak koruma ve kullanma koşulları koruma kurulları tarafından belirlenecek, korumaya yönelik bilimsel çalışmalar dışında aynen korunacak sit alanlarıdır. Bu alanlarda, yeni yapılaşmaya izin verilmemesine, ancak;
a) Günümüzde kullanılmakta olan tescilsiz yapıların basit onarımlarının yürürlükteki ilke kararı doğrultusunda yapılabileceğine,
b) I. derece arkeolojik sit koruma ve kullanma koşullarının a,b,c,ç,d,e,f, maddelerinin geçerli olduğuna,
3) III. Derece Arkeolojik Sit: Koruma - kullanma kararları doğrultusunda yeni düzenlemelere izin verilebilecek arkeolojik alanlardır.
Bu alanlarda,
a) Geçiş dönemi yapılanma koşullarının belirlenmesine, Geçiş dönemi yapılanma koşullarının belirlenmesinde;
- Öneri yapı yoğunluğunun, mevcut imar planı ile belirlenmiş yoğunluğu aşmamasına,
- Alana gelecek işlevlerin uyumuna,
- Gerekli alt yapı uygulamalarına,
- Öneri yapı gabarilerine,
- Yapı tekniğine ve malzemesine, Mevcut ve olası arkeolojik varlıkların korunması ve değerlendirilmesini sağlayacak bir biçimde çözümler getirilmesine,
b) Varsa onaylı çevre düzeni ve nazım plan kararları ile yerleşime açılmış kesimlerinde arkeolojik değerlerin korunmasını gözeterek, koruma amaçlı imar planlarının yapılmasına,
c) Bu ilke kararının alınmasından önce Koruma Amaçlı İmar Planı yapılmış yerlerde planın öngördüğü koşulların geçerli olduğuna.
d) Bu alanlarda, belediyesince veya valilikçe inşaat izni verilmeden önce, ilgili müze müdürlüğü uzmanları tarafından sondaj kazısı gerçekleştirilerek, sondaj sonuçlarının bu alanlarla ilgili, varsa kazı başkanının görüşleriyle birlikte müze müdürlüğünce koruma kuruluna iletilip kurul kararı alındıktan sonra uygulamaya geçilebileceğine,
e) III. Derece arkeolojik sit alanı olarak belirlenen arkeolojik sit alanlarında koruma kurullarının, sondaj kazısı yapılacak alanlara ilişkin genel sondaj kararı alabileceğine,
f) Taşınmaz kültür varlıklarının mahiyetine tesir etmeyecek şekilde ilgili koruma kurulundan izin almak koşuluyla birleştirme (tevhit) ve ayırma (ifraz) yapılabileceğine,
g) Bu alanlarda, taş, toprak, kum vb. alınmasına, kireç, taş, tuğla, mermer, kum, maden vb. ocaklarının açılmamasına, toprak, curuf, çöp, sanayi atığı ve benzeri malzemenin dökülmemesine,
h) Ülke enerji üretimine getireceği katkı ve kamu yararı doğrultusunda bu alanlarda koruma kurulunca uygun görülmesi halinde rüzgar enerji santralları yapılabileceğine,
i) Sit alanlarındaki su ürünleri üretim ve yetiştirme tesislerine ilişkin yürürlüktesi ilke kararının geçerli olduğuna,
4) Kentsel Arkeolojik Sitler: (Not:05/11/1999 tarih ve 658 sayılı işbu ilke kararının 4.maddesi 15/04/2005 tarih ve 702 sayılı ilke kararı ile iptal edilmiştir)Arkeolojik sitlerle, 2863 sayılı Yasanın 6. Maddesinde tanımlanan korunması gerekli taşınmaz kültür varlıklarını içeren ve aynı yasa maddesi gereği korunması gerekli kentsel dokuların birlikte bulunduğunu alanlardır.
a) Bu alanlarda, arkeolojik değerlerin sağlıklı ve kapsamlı envanter çalışmasının yapılmasına, bu çalışma sonucunda hazırlanacak planlar onanmadan, parsel ölçeğinde uygulamaya geçilmemesine,
Planlama çalışmaları sırasında;
- Alana gelecek işlevlerin uyumuna,
- Günümüz koşullarının gerektirdiği altyapı hizmetlerinin proje aşamasından itibaren kültür katmanına zarar vermeyecek ve toprak kullanımını en alt düzeyde tutacak biçimde ele alınmasına,
- Öneri yapı gabarileri ile yapı tekniği ve malzemesinin geleneksel doku ile uyumuna özen gösterilmesine,
b) Bu alanlarda mevcut yıkıntı temeller üzerine, o temellerin ait olduğu eski yapı, korunması gerekli kültür varlığı niteliği taşıyorsa, ayrıca içinde bulunduğu sitin tarihsel kimliğinin yeniden canlandırılmasına önemli bir katkı yaratıyorsa yapıya ait eski bilgi, resim, gravür, fotoğraf, anı belgeleri vb. dokümanlarla restitüe edilebileceği ilgili koruma kurulunca kabul edildikten sonra restitüsyon projesi düzenlenerek ve kurulca onaylanarak, eski yapının yeniden ihya ediledilebileceğine,
c) Tek yapı ölçeğindeki korunması gerekli kültür varlığı niteliği taşıyan yapı ve yapı kalıntılarının rölöve ve restorasyon projelerinin koruma kurulunca onanması koşulu ile onarılıp kullanılabileceğine, yasa kapsamı dışında kalan taşınmazların ise yürürlükteki ilke kararında belirtilen esaslar kapsamında basit onarımlarının yapılabileceği.
TARİHİ SİTLER, KORUMA VE KULLANMA KOŞULLARI
Tarihi Sit: Milli tarihimiz ve askeri harp tarihi açısından önemli tarihi olayların cereyan ettiği ve doğal yapısıyla birlikte korunması gerekli alanlardır.
Koruma ve Kullanma Koşulları
a)*(Değişik: 19/01/2010 tarih ve 763 sayılı İ.K.)Uzun devreli gelişme planı ilgili koruma bölge kurulunca uygun görülünceye kadar zorunlu altyapı uygulamaları dışında, bitki örtüsünü, topografik yapıyı, siluet etkisini bozabilecek, tahribata yönelik hiçbir inşai ve fiziki uygulamada bulunulamayacağına,
b) Bu alanları çevre düzeni planına kavuşturacak gerekli çalışmaların yapılarak hazırlanacak çevre düzeni planları için koruma kurallarının uygun görüşlerinin alınmasına,
c) Alanın tescil tarihi öncesi doğal dengeyi bozucu yapılmış her türlü uygulamanın zaman içinde ıslahı için kamu kuruluşlarınca gerekli çalışmanın yapılmasına,
d) Bu alanlar içinde yer alan orman alanlarında Orman Bakanlığınca gerekli çalışmaların yapılabileceğine,
e) Bu alanlar içinde yer alan anıt ve şehitliklerin düzenleme ve gerekli onarımları için projeleriyle birlikte koruma kurulundan izin alınmasına,
f) Önceden süregelen tarımsal faaliyet ile bağ ve bahçeciliğin devam ettirilebileceğine, bu amaç dışında kesinlikle kullanılamayacağına, karar verildi.
Milli tarihimiz ve askeri harp tarihi açısından önemli tarihi olayların cereyan ettiği ve doğal yapısıyla birlikte korunması gerekli alanlardır. Koruma ve Kullanma Koşulları Uzun devreli gelişme planı ilgili koruma bölge kurulunca uygun görülünceye kadar zorunlu altyapı uygulamaları dışında, bitki örtüsünü, topografik yapıyı, siluet etkisini bozabilecek, tahribata yönelik hiçbir inşai ve fiziki uygulamada bulunulamayacağına, Bu alanları çevre düzeni planına kavuşturacak gerekli çalışmaların yapılarak hazırlanacak çevre düzeni planları için koruma kurallarının uygun görüşlerinin alınmasına, Alanın tescil tarihi öncesi doğal dengeyi bozucu yapılmış her türlü uygulamanın zaman içinde ıslahı için kamu kuruluşlarınca gerekli çalışmanın yapılmasına, Bu alanlar içinde yer alan orman alanlarında Orman Bakanlığınca gerekli çalışmaların yapılabileceğine, Bu alanlar içinde yer alan anıt ve şehitliklerin düzenleme ve gerekli onarımları için projeleriyle birlikte koruma kurulundan izin alınmasına, Önceden süregelen tarımsal faaliyet ile bağ ve bahçeciliğin devam ettirilebileceğine, bu amaç dışında kesinlikle kullanılamayacağına,
 

KENTSEL SİTLER, KORUMA VE KULLANMA KOŞULLARI
1- KENTSEL SİTİN TANIMLANMASI VE SINIRLARININ BELİRLENMESİ
Kentsel sitler, mimari, mahalli, tarihsel, estetik ve sanat özelliği bulunan ve bir arada bulunmaları sebebiyle teker teker taşıdıkları kıymetten daha fazla kıymeti olan kültürel ve tabii çevre elemanlarının (yapılar, bahçeler, bitki örtüleri, yerleşim dokuları, duvarlar) birlikte bulundukları alanlardır.
Kentsel sit alanın bulunduğu çevre içinde korunmasında, geliştirilmesinde etkinlik taşıyan ve kentle bütünleşmesine olanak sağlayacak kararlara konu alanlar ise etkileşim geçiş sahası olarak tanımlanır.
2- GEÇİŞ DÖNEMİ KORUMA ESASLARI VE KULLANMA ŞARTLARI TEMEL İLKELERİ
Kentsel sitin ilanından itibaren, üç ay içinde kentsel sit alanlarında koruma amaçlı imar planı elde edilinceye kadar izlenecek kuralları tanımlayan geçiş dönemi koruma esasları ve kullanma şartlarının kentsel sitin niteliklerine bağlı olarak koruma bölge kurullarınca belirlenmesine,
Geçiş dönemi koruma esasları ve kullanma şartlarının belirlenmesinde, sitin doku özelliklerine bağlı olarak yoğunluk, kütle, konum, yükseklik, mimari özellikler, yapı malzemesi, renk vb. koşulların tanımlanmasına,
Kentsel sitlerde geçiş dönemi koruma esasları ve kullanma şartları belirlenene kadar;
a) Yeni imar parseli oluşturmak üzere ifraz ve tevhid yapılamayacağına ancak sınır düzenlemeleri v.b. için gerekli ifraz ve tevhidin yapılabileceği,
b) Koruma amaçlı imar planında öngörülecek yoğunluk ve kentsel donanım kararları belli olmadığından korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı parseline ilave yeni yapı yapılamayacağı,
c) Koruma amaçlı imar planı kriterlerini etkileyebilecek nitelik ve yoğunlukta uygulamalara izin verilemeyeceği,
d) Bulunduğu sokakta ya da imar adasında korunması öngörülen kentsel silüeti olumsuz etkileyebilecek konum ve yükseklikte yeni yapı yapılamayacağı, hususlarının dikkate alınmasının zorunlu olduğuna,
Yukarıda belirtilen koşullar ile geçiş dönemi koruma esasları ve kullanma şartlarına uygun yeni yapılanma talebinin koruma bölge kurulunca değerlendirilmesi için, başvuru dosyasında söz konusu parsel ve çevresindeki yapılar ile dokuya ilişkin bir avan projenin ve fotoğrafların yer aldığı bir etüdün bulunmasının gerektiğine,



3- KENTSEL SİT ALANLARINDA UYGULAMA
3.1- Geçiş dönemi koruma esasları ve kullanma şartları bulunmayan kentsel sit alanlarında;
a) Her ne surette olursa olsun yeni yapı veya imar uygulaması yapılamayacağına,
b) Tescilli kültür varlığı yapılar ile tescilsiz yapıların esaslı onarımlarının koruma bölge kurulu kararı doğrultusunda yapılabileceğine,
c) Tescilli kültür varlığı yapılar ile yürürlükteki yasal düzenlemelere göre ruhsatı bulunan tescilsiz taşınmazlardaki tadilat ve tamiratların ilgili Yönetmelikler kapsamında yapılabileceğine,
d) Zorunlu alt yapı uygulamalarının koruma bölge kurulu kararı doğrultusunda yapılabileceğine,
3.2- Geçiş dönemi koruma esasları ve kullanma şartları belirlenmiş kentsel sit alanlarında;
a) Yeni yapı veya imar uygulamaları ile zorunlu alt yapı uygulamalarının geçiş dönemi koruma esasları ve kullanma şartları doğrultusunda hazırlanmış projelerinin koruma bölge kurulunca uygun bulunması koşulu ile yapılabileceğine,
b) Tescilli kültür varlığı yapıların esaslı onarımlarının, projelerinin koruma bölge kurulunca uygun bulunması koşulu ile yapılabileceğine,
c) Tescilli kültür varlığı yapılar ile yürürlükteki yasal düzenlemelere göre ruhsatı bulunan tescilsiz taşınmazlardaki tadilat ve tamiratların ilgili Yönetmelikler kapsamında yapılabileceğine,
3.3- Koruma amaçlı imar planı onaylanmış kentsel sit alanlarında;
(Değişik:İ.K. 01.11.2007-736) a) Tescilli taşınmaz kültür varlığı parseline komşu olan veya aralarından yol geçse dahi bu parsellere cephe veren parsellerdeki her türlü inşai ve fiziki uygulama ile yeni yapılanma için koruma bölge kurulundan izin alınmasına,
b) Diğer parsellerdeki yeni yapı veya imar uygulamaları için koruma amaçlı imar planı ve planın tamamlayıcı eklerinde belirtilen koşullar doğrultusunda ilgili idarelerce izin verileceğine,
c) Tescilli kültür varlığı yapıların esaslı onarımlarının koruma amaçlı imar planı hükümleri doğrultusunda hazırlanan projelerinin koruma bölge kurulunca uygun bulunması koşulu ile yapılabileceğine,
d) Tescilli kültür varlığı yapılar ile yürürlükteki yasal düzenlemelere göre ruhsatı bulunan tescilsiz taşınmazlardaki tadilat ve tamiratların ilgili Yönetmelikler kapsamında yapılabileceğine,
DOĞAL SİT ALANLARI KORUMA VE KULLANMA KOŞULLARI
Doğal (Tabii) Sit: Jeolojik devirlerle, tarih öncesi ve tarihi devirlere ait olup, ender bulunmaları veya özellikleri ve güzellikleri bakımından korunması gerekli yer üstünde, yer altında veya su altında bulunan korunması gerekli alanlardır.
Bu alanlarda yapılacak tespit çalışmalarında, alanın özelliğine göre ilgili kurum ve kuruluşların görüşlerinin alınması esastır.
1- I. Derece Doğal (Tabii) Sit: Bilimsel muhafaza açısından evrensel değeri olan, ilginç özellik ve güzelliklere sahip olması ve ender bulunması nedeniyle kamu yararı açısından mutlaka korunması gerekli olan, korumaya yönelik bilimsel çalışmalar dışında aynen korunacak alanlardır.
Bu alanlarda, bitki örtüsü, topografya, silüet etkisini bozabilecek, tahribata yönelik hiçbir eylemde bulunulamayacağına, ancak;
a) Kesin yapı yasağı olmakla birlikte, resmi ve özel kuruluşlarca zorunlu olan alanlarda, teknik altyapı hizmetleri (kanalizasyon, açık otopark, telesiyej, teleferik, içme suyu, enerji nakil hattı, telefon hattı, doğalgaz hattı, GSM baz istasyonu ve benzeri) uygulamalarının koruma bölge kurulunun uygun göreceği şekliyle yapılabileceğine;
(Değişik; 12/3/2008 Tarih 740 Sayılı İlke Kararı)Bu alanlarda, doğal kaynak suyu kullanımına yönelik uygulamaların, ekolojik dengeye etkisine ilişkin Çevre ve Orman Bakanlığı ve Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün görüşleri ile Üniversitelerin ilgili bölümlerince hazırlanan rapor doğrultusunda; jeotermal kaynak suyunun kullanımına yönelik uygulamalarda bunlara ek olarak Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı (Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü) ve Bakanlığımız Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürlüğünün görüşleri ile, koruma bölge kurulunun uygun göreceği şekliyle yapılabileceğine,
b) 1/25.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı veya 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı doğrultusunda hazırlanacak projesine göre ilgili koruma kurulundan izin almak koşulu ile halka açık rekreasyon amaçlı günübirlik tesisler (lokanta, büfe, kafeterya, soyunma kabinleri, wc, gezi yolu, açık otopark ve benzeri) ile alanın ve çevrenin özelliklerinden kaynaklanan faaliyetlerin korunması ve geliştirilmesi amacına yönelik yapıların (iskele, balıkçı barınağı, bekçi kulübesi ve benzeri) yapılabileceğine,
c) Alanın doğal bitki dokusunu değiştirmeden Orman Genel Müdürlüğünün ilgili biriminden alınacak uygun görüş doğrultusunda koruma kurulunca ağaçlandırmaya izin verilebileceğine,
ç) Kar ve rüzgar devrikleri, doğal afetlerden etkilenmiş, hastalanmış veya kıymet ağacı olmayan ağaçlar ile ormanların bakımı ve doğal dengenin korunmasını sağlamak amacıyla Orman Genel Müdürlüğünün ilgili biriminden alınacak teknik rapor doğrultusunda ağaç kesimine koruma kurulunca izin verilebileceğine,
d) Orman alanlarında yangın için gerekli koruma önlemlerinin ilgili kuruluşlarca alınmasına,
e) Taş, toprak, kum alınmamasına, kireç, taş, tuğla, mermer, kum, maden vb. ocakların açılmamasına, toprak, curuf, çöp, sanayi atığı ve benzeri malzemenin dökülmemesine, ancak sit kararı ilanından önce ruhsat almış olan işletmelerde sahanın rehabilite edilerek yasal süresi içinde işlerinin tasfiyesine,
f) Doğal dengenin devamlılığının sağlanması amacıyla ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının görüşleri doğrultusunda alanın özelliğinden kaynaklanan faaliyetlerin koruma kurulu izni doğrultusunda sürdürülebileceğine,
g) Bu alanların korunmasını sağlamak amacına yönelik, her türlü bilgi verici uyarı levhalarının konulmasına, bu alanlardaki koruma önlemlerinin ilgili kuruluş ve yerel yönetimlerce alınmasına,
ğ) Mevcut tescilli ve tescilsiz yapıların bakım ve onarımlarının yürürlükteki ilke kararları doğrultusunda yapılabileceğine,
2 – II. Derece Doğal (Tabii) Sit: Doğal yapının korunması ve geliştirilmesi yanında kamu yararı gözönüne alınarak kullanıma açılabilecek alanlardır.
Bu alanlarda, turizm yatırım ve turizm işletme belgeli turistik tesisler ile hizmete yönelik yapılar dışında herhangi bir yapılaşmaya gidilemeyeceğine,
a) Kullanıma açılacak bölgelerde geçici dönem yapılanma koşullarının ilgili kurumların görüşleri alınarak Koruma Kurullarınca belirlenmesine, bu belirlemede varsa çevre düzeni planı veya nazım plan kararları ile arazinin topografya, peyzaj, silüet vb. karakteristiklerinin gözönünde tutulmasına, ancak hazırlanacak Koruma Amaçlı İmar Planı kriterlerini etkileyebilecek nitelik ve yoğunluktaki uygulamalara Koruma Amaçlı İmar Planı yaptırılmadan izin verilemeyeceğine,
b) Taş, toprak, kum alınmamasına, kireç, taş, tuğla, mermer, kum, maden vb. ocakların açılmamasına, toprak, curuf, çöp, sanayi artığı ve benzeri malzemenin dökülmemesine, ancak sit kararı ilanından önce ruhsat almış olan işletmelerde sahanın rehabilite edilerek yasal süresi içinde işlerinin tasfiyesine,
c) Doğal dengenin devamlılığının sağlanması amacıyla ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının görüşleri doğrultusunda alanın özelliğinden kaynaklanan faaliyetlerin Koruma Kurulu izni doğrultusunda sürdürülebileceğine,
ç) Mevcut tarımsal ve hayvancılık faaliyetlerinin sürdürülebilmesinin yanısıra, koruma kurulundan izin almak koşuluyla yeni tarımsal ve hayvancılık faaliyetlerinin yapılabileceğine,
3 – III. Derece Doğal (Tabii) Sit: Doğal yapının korunması ve geliştirilmesi yolunda, yörenin potansiyeli ve kullanım özelliği de göz önünde tutularak konut kullanımına da açılabilecek alanlardır.
a) Bu alanlarda, kullanıma açılacak bölgelerde geçici dönem yapılanma koşullarının ilgili kurumların görüşleri alınarak koruma kurullarınca belirlenmesine, bu belirlemede varsa 1 /25.000 ölçekli çevre düzeni planı veya 1/5.000 ölçekli nazım planı kararları ile arazinin topografya, peyzaj, silüet vb. karakteristiklerinin göz önünde tutulmasına, ancak hazırlanacak Koruma Amaçlı İmar Planı kriterlerini etkileyebilecek nitelik ve yoğunluktaki uygulamalara Koruma Amaçlı İmar Planı yaptırılmadan izin verilemeyeceğine,
b)Mevcut tarımsal ve hayvancılık faaliyetlerinin sürdürülebilmesinin yanısıra koruma kurulundan izin almak koşuluyla yeni tarımsal ve hayvancılık faaliyetlerinin yapılabileceğine,
c) Doğal peyzaj ve siluet dikkate alınarak koruma kurulunca belirlenecek koşullar doğrultusunda kum, çakıl, taş, maden ve benzeri malzeme alınabileceğine, bu amaçla ocak açılabileceğine, toprak, curuf, çöp, sanayi artığı ve benzeri dökülmemesine,

Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu’nca Karar verilmiş olup, Arkeolojik, Doğal, Tarihi, Kentsel Sit Alanları ile Tescilli Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıkları ile ilgili yapılacak tüm uygulamalar için Antalya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğünden izin alınması gerekmektedir.