Başbakan Erdoğan: Beton Bina Adı Altında, Kumdan Kaleler İnşa Ediliyor
Başbakan Erdoğan: Beton Bina Adı Altında, Kumdan Kaleler İnşa Ediliyor
(ULUSA SESLENİŞ HABERİ SAAT 19.Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yaşanan onca tecrübeye rağmen çürük binaların inşa edildiğini belirterek, "Beton bina adı altında adeta kumdan kaleler, kumdan binalar, kumdan meskenler inşa ediliyor." dedi.
SAYIN ABONEMİZ,
(ULUSA SESLENİŞ HABERİ SAAT 19.30'A KADAR AMBARGOLUDUR)
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yaşanan onca tecrübeye rağmen çürük binaların inşa edildiğini belirterek, "Beton bina adı altında adeta kumdan kaleler, kumdan binalar, kumdan meskenler inşa ediliyor." dedi. Mekanı genişletmek için binalardaki taşıyıcı sütunların kaldırıldığını, kolonların kesildiğini söyleyen Erdoğan, "Belediyeler de, müteahhitler de, denetim elemanları da, bu ihmallerin cinayetle, intiharla eşanlamlı olduğunu artık kabul etmek durumundadır." diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, Ulusa Sesleniş konuşmasında merkez üssü Van'ın Tabanlı köyü olan 7.2 şiddetindeki depremin, herkesi derinden sarstığını söyledi. Erdoğan, "Deprem, Van çevresindeki şehirleri ve kırsallarını da etkiledi, yüreğimizi yakan can kayıplarına neden oldu. Bu zor günümüzde yurt dışından taziye mesajlarını, geçmiş olsun dileklerini ileten, yardımımıza koşan tüm ülke liderlerine, dost ve kardeş ülke halklarına ülkem ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Bu felaket günlerinde, tüm dünyaya örnek teşkil edecek bir dayanışma sergileyen, kardeşliğimizi tüm dünyaya bir kez daha en müşahhas şekilde ispat eden 74 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının da her birine kalpten teşekkür ediyorum." dedi.
Türkiye'nin bir deprem ülkesi olduğunu kaydeden Erdoğan, "Depremlerle yaşamayı öğrenmek, bu duruma uyum göstermek mecburiyetindeyiz." ifadesini kullandı. Depremleri önlemenin, yerkürenin hareketlerini engellemenin, fizik kanunlarını değiştirmenin, böylesi tabii afetlerin önüne geçmenin mümkün olmadığını kaydeden Erdoğan, "Maalesef, her toplum, her ülke bu acı tecrübeleri yaşıyor, yaşamak zorunda kalıyor. Ancak bu tecrübelerden dersler çıkarmak, depremin yaralarının sarılmasında en doğru yöntemleri bulmak mecburiyetindeyiz. Nitekim bu son hadisede, geçmişte yaşadığımız acı tecrübelerden büyük oranda dersler çıkarıldığına, geçmişteki hataların tekrar edilmediğine, çaresizlik ve aşırı panik yaşanmadığına şahit olduk. Kamu kurum ve kuruluşlarımızın, sivil toplum örgütlerimizin, sağlık kuruluşlarımızın, yerel yönetimlerimizin, arama kurtarma ekiplerimizin, yardım kuruluşlarımızın, güvenlik güçlerimizin ivedilikle bölgeye intikal ettiklerini, edebildiklerini hep birlikte gördük. Her ne kadar aksaklıklar, eksiklikler olsa da gerekli teçhizatlar, yardım malzemeleri süratle afetzedelerle buluşturuldu, bölgedeki yaralar bir an evvel sarılmaya başlandı." diye konuştu.
"80 VİLAYETİMİZİ SEFERBER ETTİK"
Olay anından itibaren yetkililerin deprem mahalline doğru hareket ettiklerini söyleyen Erdoğan, kendisinin de Van ve Erciş'te incelemelerde bulunduğunu hatırlattı. Erdoğan şöyle devam etti: "Hem yetkilileri, hem vatandaşlarımızı dinledim, yaşanan sıkıntıları yakinen tespit ettim. Aksaklıkların giderilmesi, ihtiyaçların karşılanması, çalışmaların koordineli bir şekilde yürütülmesi için bölgede hazır bulunan yetkililere gerekli talimatları verdim ve bakan arkadaşlarımın riyasetinde orada koordinasyon merkezlerini süratle oluşturduk, olgunlaştırdık. Depremin meydana geldiği andan itibaren en doğru bilgileri sizlere aktarmaya, her türlü gelişmeyi, her türlü bilgiyi sizlerle samimiyetle paylaşmaya özen gösterdik. 80 vilayetimizi seferber ederek, en yakından en uzağa kadar tüm imkanların koordineli biçimde ihtiyaç sahiplerine ulaşması için tam bir hassasiyet içinde olduk."
İlk etapta, Başbakanlık kaynaklarından 13 milyon lirayı bölgede yaraların sarılması, ihtiyaçların giderilmesi için seferber ettiklerini kaydeden Erdoğan, "Başbakanlık hesabına vatandaşlarımızın yaptıkları yardım yaklaşık 22 milyon lira rakamına ulaştı." dedi.
Erdoğan, çadır ve battaniye dağıtımından günlük gıda teminine, sağlık hizmetlerinden psikolojik desteğe, ısınmadan eğitime, tarımdan maliyeye kadar her alanda geniş spektrumlu bir yaklaşımla bölge insanının elinden tuttuklarını ve tutacaklarını belirtti.
EN ÜCRA KÖŞEYE KADAR İHTİYAÇ SAHİPLERİNE ULAŞILDI
"Kusurlarımız elbette oldu. Elbette anında bütün ihtiyaç sahiplerine ulaşmak mümkün olmadı." diyen Erdoğan, bununla birlikte büyük ve geniş çaplı bir afetlerde bu tür aksaklıkların yaşanmasının tabii olduğunu aktardı. Zaman ilerledikçe bu aksaklıkların da giderildiğini, en ücra köşeye kadar ihtiyaç sahiplerine ulaşıldığını vurguladı.
Erdoğan, "Dikkatinizi çekiyorum, deprem anından itibaren, 4.000'e yakın kamu görevlisi, 500 civarında sivil toplum örgütü gönüllüsü, kamuya ait 600 iş makinesi ve araç, 1.000'e yakın sağlık görevlisi, 7'si hava ambulansı olmak üzere 146 ambulans, 78 uçak bölgede faaliyet gösterdi. 30 binden fazla çadır, 130 bin civarında battaniye depremzedelere teslim edildi. 11 seyyar hastane bölgeye sevk edildi, 4 tanesi şu anda faaliyet gösteriyor, ihtiyaç halinde diğer 7 tanesi de faaliyete geçecek." şeklinde konuştu.
BÜTÜN VATANDAŞLARIMIZ MÜSTERİH OLSUN.
Bütün bu faaliyetlerin Van'daki deprem için hükümetin acil olarak gerçekleştirdiği çalışmaların sadece bir kısmı olduğunu ifade eden Erdoğan, şunları dile getirdi: "Bakınız. Biz, büyük bir iddiayla yola çıktık: Dedik ki, bizim hükümetimiz kimsesizlerin kimsesi olacaktır. Hükümetimiz döneminde hiçbir vatandaşımız aç ve açıkta bırakılmayacak, hiçbir insanımız sahipsiz kalmayacaktır. Yetimlerin, yoksulların, acizlerin ve muhtaçların yanında yer alacağız, onların yar ve yardımcısı olacağız dedik. Deprem bölgesinde bu iddiamızı bir kez daha teyit ettim: 'Bu kış günü hiçbir vatandaşımızı açıkta bırakacak değiliz' dedim. Yine söylüyorum: Bütün vatandaşlarımız müsterih olsunlar; devletimizin tüm imkanları insanımızın hizmetindedir. Geçici çadır kent, Mevlana evleri, Konteynır kentlerle kalıcı konutlara taşınacağız. Devletimiz bütün kurumlarıyla, bütün teşekkülleriyle, bütün enerjisi ve bütün gayretiyle vatandaşımızın yanında olmaya, depremin yaralarını sarmaya, afet zararlarını gidermeye devam edecektir."
BİRAZ DAHA SABIR İSTİYORUM
"Sizlerden biraz daha sabır istiyorum." diyen Erdoğan, kalıcı konutları 24 saatte kurmanın mümkün olmadığını kaydetti. Erdoğan, "Onun için burada Elazığ'da olduğu gibi Erzurum'da olduğu gibi, Bursa'da olduğu gibi 6 ay 8 ay gibi bir zamana ihtiyacımız var." dedi.
Türkiye'nin deprem kuşağı üzerinde, fay hatlarının bulunduğu bir bölgede yer aldığına dikkat çeken Erdoğan, "Farklı iklim özelliklerinin olduğu, dört mevsimin yaşandığı bir coğrafyada yaşıyoruz. Haliyle, bugüne kadar yaşadığımız afetler, sel felaketleri, depremler bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kaçınılmaz olarak yaşanabilir. Burada önemli olan, bu afetler karşısında her an tedbirli olmak, hazırlıklı olmak ve anında müdahale edebilmektir. Bizi asıl yıkan, bize asıl zarar veren, depremin kendisinden çok, depreme karşı gerekli hassasiyetin gösterilmemiş olmasıdır, felaketlere karşı gerekli hassasiyetin gösterilmemiş olmasıdır." diye konuştu.
İHMALLERİN CİNAYETLE EŞ ANLAMLI OLDUĞUNU KABUL ETMEK ZORUNDALAR
Van depreminde bunun bir kez daha tecrübe edildiğini aktaran Erdoğan, şunları söyledi: "Yapılan onca uyarıya, yaşanan onca acı tecrübeye, ödenen onca ağır bedele rağmen, tedbirin elden bırakıldığına, çürük binaların inşa edildiğine, nerede yapılacak nerede yapılmayacak buna dikkat edilmeden binaların inşa edildiğine, çürük binalarda yaşandığına şahit olduk, hala da oluyoruz. Yıkılan binalar, enkazlar her şeyi ayan beyan ortaya koyuyor. Beton bina adı altında adeta kumdan kaleler, kumdan binalar, kumdan meskenler inşa ediliyor. Binaların kalitesiz malzemeyle yapılması yetmezmiş gibi, daireyi, dükkanı, mağazayı genişleteceğim düşüncesiyle binalardaki taşıyıcı sütunlar kaldırılıyor, kolonlar kesiliyor. Belediyeler de, müteahhitler de, denetim elemanları da, bu ihmallerin cinayetle, intiharla eşanlamlı olduğunu artık kabul etmek durumundadır."
MİLLETİMİZ IRKÇI, AYRIMCI, BÖLÜCÜ TAVIR VE İMALARIN HİÇBİRİNE YÜZ VERMEDİ
Deprem sonrasında özellikle sosyal paylaşım sitelerinde, bazı televizyon ekranlarında, bazı gazete köşelerinde ortaya konan ayrımcı tutum ve tavırların da yaraya tuz bastığını kaydeden Erdoğan, "Allah'a hamdolsun… Milletimiz, bu ırkçı, ayrımcı, bölücü tavır ve imaların hiçbirine prim vermedi. Van depremiyle yer sarsılırken, bizim kardeşliğimiz, uhuvvetimiz, muhabbetimiz daha bir pekişti, daha bir güçlendi. Bu felaket vesilesiyle bir kez daha samimiyetle kucaklaştık." şeklinde konuştu.
Erdoğan, 780 bin kilometrekarenin nasıl bir ve bütün olduğunun, dosta da, düşmana da bir kez daha gösterildiğini söyledi. Hiçbir tahrike prim verilmediğini, hiçbir provokasyona atlanılmadığını belirten Erdoğan, "Kalbimize kara düşürecek hiçbir imaya, kardeşliğimize halel getirecek hiçbir tavra, birliğimizi lekeleyecek hiçbir fitne ve fesada eyvallah demedik. Böyle günler, dayanışmanın sınandığı, kalplerin imtihan edildiği günlerdir. Allah'a şükürler olsun ki, bu millet, bir kez daha imtihanı geçmiştir." ifadelerini kullandı.
Van DEPREMİ BİR NASİHAT OLMuşTUR
İstiklal şairi Mehmet Akif Ersoy'un, 'Bir zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz. Gelmişiz dünyaya, millet, milliyet nedir öğretmişiz.' şeklindeki mısralarını hatırlatan Erdoğan, "İşte Van depremi, bu milletin dünyaya, milletin ve milliyetin ne olduğunu öğrettiği bir nasihat olmuştur." diye belirtti.
Sağduyuyla, soğukkanlılıkla, aklıselimle hareket eden, milli birlik ve kardeşlik için yapıcı açıklamalarda bulunan tüm siyasi partileri tebrik eden Başbakan Erdoğan, "Afet zamanlarında ortaya çıkan bu sıcak dayanışmanın, 365 gün boyunca ülkemizin siyasi atmosferine hakim olmasını temenni ediyor, arzuluyorum." ifadesine yer verdi.
Bu milletin nice badireler, felaketler, zorluklar ve sıkıntılar atlattığını söyleyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Her seferinde birbirine sarılarak, birbirinin derdine ortak olarak, birbiriyle dayanışarak, aşını, ekmeğini, yuvasını paylaşarak, dostlukla, kardeşlikle, komşulukla, hoşgörüyle, sevgiyle, saygıyla bu badireleri atlatmıştır. Nitekim bugünleri de böyle atlatacağız."
BU ÜLKENİN MAYASINDA KARDEŞLİK VE DAYANIŞMA VARDIR
Depremin herkesi derinden sarstığını ve yaraladığını vurgulayan Erdoğan, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "Ancak, depremin ortaya çıkardığı bir gerçek daha var. O da şudur: Trakya'nın, Anadolu'nun farklı coğrafyalarında, farklı şehirlerinde, farklı bucaklarında yaşayan insanlarımız, bizi birbirimize düşman etmek isteyenlere inat, deprem felaketi sırasında da aralarındaki ülfeti daha da artırmış, birbirleriyle daha sıkı kenetlenmiş, örnek bir dayanışma sergilemiştir. Geçtiğimiz Ramazan ayında bir başka kıtada, son 60 yılın en büyük kuraklık ve açlık tehlikesiyle boğuşan Somali için harekete geçen milletimizin vicdan ve şefkati, bu kez Vanlı kardeşlerimiz için seferber olmuştur. Deprem, milletimizin kalbinin, gönlünün derinliklerinde yatan cevheri, yine gözler önüne sermiştir. Bir kez daha görülmüştür ki, bu ülkenin derinliklerinde, bu ülkenin mayasında kardeşlik vardır, birlik vardır, dayanışma vardır, barış içinde bir arada yaşama arzusu vardır. İşte bu nedenle hiçbir odak, bu kardeşliğimizi gölgeleyemeyecektir, hiçbir güç bu dayanışma zincirini kıramayacaktır. İnanıyorum ki, depremin ardından sergilenen bu birlik ve beraberlik coşkusu, bu dayanışma ruhu artarak devam edecek, milletimiz el ele, gönül gönüle aydınlık bir geleceğe doğru yürüyecektir."
Bir kez daha 74 milyonu Van için seferberliğe davet eden Başbakan Erdoğan, "Biz, devlet olarak her imkanı seferber ettik. Van'ı, Vanlı kardeşlerimizi elbette aç ve açık aynı zamanda açıkta bırakmayacağız. Bingöl'e nasıl anında müdahale ettiysek, Erzurum'a, Elazığ'a, Bursa'ya, Bala'ya, Simav'a, Rize'ye, Ordu'ya, Giresun'a afet yaşayan her yere nasıl anında ulaştıysak, Van'a da ulaştık ve orada da yaraları saracağız." diye konuştu.
AZRA BEBEK TÜM MİLLETİN UMUDU VE SEMBOLÜ HALİNE GELDİ
Yapılan hiçbir çalışmanın, atılan hiçbir adımın boşa olmadığını belirten Erdoğan, "Her ne kadar afet bölgesindeki çalışmalar neticesinde, hepimizi üzen ölüm haberleri alsak da, enkaz altından cesetler çıkarılsa da, bir tek bebeğin sesi dahi hepimizi sevince boğmaya yetmiştir. Onlarca vatandaşımız, kardeşimiz, yavrumuz arama kurtarma çalışmaları neticesinde hayata yeniden merhaba demiş, adeta yeniden dünyaya gelmiştir. Onların sevinç görüntüleri, onların yaşama coşkuları, bizleri de sevindiriyor, bizleri de coşturuyor. Özellikle Azra bebeğin, o minicik yavrunun, Erciş'te enkaz altından, burnu bile kanamadan sağ salim kurtarılması bir nebze de olsa acımızın hafiflemesine vesile olmuştur." dedi.
Azra bebeğin, adeta tüm milletin umudu, sembolü haline geldiğini aktaran Başbakan Erdoğan, "Azra bebeğin ardından annesi ve anneannesi de, çok şükür ki, enkazın altından sağ salim kurtarıldı. Daha sonra da pek çok insanımız o beton blokların, o un ufak olmuş yıkıntıların, enkazların arasından çıkarıldı. Kurtarılan her can bize nefes vermiş, kurtarılan her can bize hayat vermiştir." şeklinde konuştu.
Arama kurtarma çalışmalarında görev almış tüm ekiplere yürekten teşekkür eden Erdoğan, "Kurtuluşlarıyla yüreklerimizi teskin eden can kardeşlerimize, evlatlarımıza Allah'tan uzun ömürler diliyorum." ifadesini kullandı.
Yorumlar