28 Kasım 2013 Perşembe

Kentsel dönüşüm için 3 ile müdürlük

Kentsel dönüşüm için 3 ile müdürlük

Ekim ayında kentsel dönüşüme start verecek Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, harekete geçti. Bakanlık, üç ilde 'altyapı ve kentsel dönüşüm' müdürlüğü kuracak.


Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, büyük şehirlerde 'kentsel dönüşüm'ü hızlı sonuçlandırmak için harekete geçti. Bakanlık, üç ilde 'altyapı ve kentsel dönüşüm' müdürlüğü kuracak. 'Altyapı ve kentsel dönüşüm' müdürlükleri İstanbul, İzmir ve Bursa'da kurulacak. Bu illerin yanısıra Kocaeli, Eskişehir, Sakarya, Bolu, Tekirdağ ve Düzce'deki kentsel dönüşüm çalışmaları hızlandırılacak. Müdürlükler, belediyeler ve il özel idareleri ile işbirliği yapacak. Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, geçtiğimiz hafta, afet riski altındaki kentsel alanların dönüşüm projesi için takvimin belli olduğunu da açıkladı. Bayraktar, "Çok ses getirecek bir başlangıç yapacağız. Ekim ayında start veriyoruz. Türkiye'nin 30 ya da 40 değişik yerinde aynı anda yıkım başlatacağız" dedi. Dönüşüme ilk etapta İstanbul ve İzmir gibi birinci derece deprem kuşağında bulunan yerlerden başlanılacak. RİSKLİ ALAN TESPİTİ Riskli alanlar, gerekli belgeleri içerecek şekilde hazırlanan dosyaya istinaden, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının görüşü alınarak belirlenecek. Hazırlanan dosya ve görüş, Bakanlar Kurulu kararı alınmak üzere Bakanlığa gönderilecek. Bakanlıkça, yapılacak inceleme sonucunda uygun görülen talepler, teklif olarak Bakanlar Kurulu'na sunulacak. Rezerv yapı alanı da gerekli belgeleri ihtiva eden dosyaya istinaden, Maliye Bakanlığı'nın uygun görüşü alınarak Bakanlıkça belirlenecek. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı, riskli alana ilişkin görüşünü 15 gün, Maliye Bakanlığı ise rezerv yapı alanına ilişkin görüşünü 30 gün içinde bildirecek. LİSANS VERİLECEK KURUMLAR Riskli yapılar, idarece veya müracaatları üzerine lisanslandırılacak üniversiteler, inşaat, jeoloji ve jeofizik mühendisleri odaları, Yapı Denetimi Hakkında Kanun uyarınca faaliyet gösteren yapı denetimi kuruluşları ile lisanslandırılacak kurum, kuruluş ve şirketlerce tespit edilecek. Sermayesinin en az yüzde 40'ı kamu kurum ve kuruluşlarına ait şirketler ve ilgili konuda faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları ile mimarlık ve mühendislik hizmetleri veren, büro tescilini yaptırmış tüzel kişiler, riskli yapıları tespit etmek üzere Bakanlıkça lisanslandırılabilecek. Lisanslandırılacak kuruluş ve şirketlerde, tespit raporunu hazırlayacak mühendislerin, ilgili meslek odalarına üyeliklerinin devam etmesi, mesleklerinde fiilen en az 5 yıl çalışması şartı aranacak. Bu sürenin en az 3 yılının, inşaat mühendisleri için proje hazırlanması veya incelenmesi; jeoloji ve jeofizik mühendisleri için ise jeolojik-jeoteknik etütlerde fiilen görev yapması şeklinde olması gerekecek. Bakanlık, riskli yapı tespitine ilişkin faaliyetleri denetleme yetkisine sahip olacak. Aykırılık görülmesi halinde lisans iptal edilecek. TESPİT VE İTİRAZ Riskli yapı tespitine ilişkin raporların bir örneği, tespit tarihinden itibaren en geç 2 gün içinde, tespiti yapan lisanslandırılmış üniversite, meslek odası, kurum, kuruluş ve şirketçe tespite konu yapının bulunduğu ildeki çevre ve şehircilik müdürlüğüne gönderilecek. Müdürlük, raporları inceledikten sonra riskli tespit edilen yapıları, tapu kütüğünün beyanlar hanesinde belirtilmek üzere tespit tarihinden itibaren en geç 10 iş günü içinde ilgili tapu müdürlüğüne bildirecek ve bu konuda Bakanlığa bilgi verecek. Riskli yapı tespitine karşı malikler veya kanuni temsilcilerince 15 gün içinde, yapının bulunduğu yerdeki müdürlüğe verilecek dilekçeyle itiraz edilebilecek. Riskli yapı tespitlerine yapılacak itirazları değerlendirmek üzere ihtiyaca göre Bakanlıkça gerekli görülen yerlerde yeteri kadar teknik heyet oluşturulacak. Teknik heyet, üniversitelerden bildirilen 4 üyeyle en az 2'si inşaat mühendisi olmak üzere, Bakanlık teşkilatında görev yapan 3 üyenin katılımıyla 7 üyeli teşkil edilecek. Teknik heyet, görüşülecek dosya sayısı ve olağanüstü durumları da göz önüne alarak ayda en az bir defa toplanacak. En az 6 üyenin katılımıyla toplanacak teknik heyet, üyelerin çoğunluğuyla karar alacak, oyların eşitliği halinde heyet başkanının taraf olduğu görüş çoğunlukta sayılacak. Toplantı sonunda alınan kararlar, dayanakları ve ilmi gerekçeleri belirtilerek yazıldıktan sonra Bakanlığa, tespiti yapan veya yaptıran idareye ve itiraz edene bildirilecek. DEĞER TESPİTİ Taşınmazın değeri, idare bünyesinden en az 3 kişiden teşkil olunacak kıymet takdir komisyonları marifetiyle veya hizmet satın alınmak suretiyle tespit edilecek. Söz konusu değer, taşınmaz değerleme konusunda uzman kişi, kurum veya kuruluşlardan bilgi alınarak ve mahallin emlak alım satım bürolarından alınacak bilgilerden de faydalanılarak, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'ndaki ilgili maddenin esaslarına göre belirlenecek. Yapılacak konut ve iş yerlerinin niteliği ve büyüklüğü idarece tespit edilmek kaydıyla, uygulama alanında kalan taşınmaz malikleriyle, öncelikle uygulama alanında yapılacak konut ve iş yerlerinden verilmek üzere sözleşme akdedilecek. Uygulama alanındaki taşınmazın belirlenen bedeli, idarece malike verilecek konut veya iş yerinin inşaat maliyet bedelinden düşülecek. Bu şekilde yapılacak hesaplama sonucunda taşınmaz malikinin idareden alacağı olursa bu meblağ, taraflar arasındaki anlaşmaya istinaden, idarece, nakdi olarak veya idarenin kamu hizmetine tahsis edilmemiş taşınmazlarından verilerek ya da imar hakkının başka alana aktarılmasıyla ödenebilecek. İdareye borçlu olması halinde bu borca konu meblağ, taşınmaz malikince idareye taksitle ödenecek. Birden fazla konut veya iş yeri alma hakkının olması halinde birden fazla konut veya iş yeri verilmek üzere sözleşme yapılabilecek. Böyle bir durumda taşınmaz malikinin idareye borçlanması halinde ödemeler, verilecek konut veya iş yerinin tespitine yönelik gerçekleştirilecek noter kurası sonrası, idarece belirlenecek takvime göre peşin olarak yapılacak. Taşınmaz maliklerinden kendisine iş yeri verileceklere, müstakil iş yeri yerine iş yeri hissesi de verilebilecek. KREDİ DESTEĞİ Bakanlık, riskli alanda olup, binası riskli olduğu tespit edilen vatandaşlara kredi desteği ve kira yardımı yapacak. Ayrıca vatandaşların sosyoekonomik durumlarını değerlendirerek, talepte bulunmaları halinde faiz desteği, sübvansiyon ve geçici konut destekleri de verecek. Bakanlık, dönüşümde bina stoku oluşturmamak için çalışmalar yapacak, yıkılan konutların adedi kadar konut üretilecek. Örneğin 3 katlı bina yıkılıp yerine 10 katlı bina yapılamayacak. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 2B arazilerinin yüzde 90'ını kentsel dönüşüm hesabına aktaracak. Bunun yanında, çevre cezalarının yüzde 50'si, uygulamada bulunacak belediye yatırım bütçelerinin yüzde 5'i ve harç gelirlerinin yüzde 50'si, İller Bankası'nın bazı faaliyetlerinden elde edeceği karın yüzde 50'si ve Maliye Bakanlığı'nca aktarılacak ödenek de kentsel dönüşüm için kullanılacak. KREDİLER DENETLENECEK Bakanlık, kredilerin amacına uygun kullanımını denetlerken, uygulama sırasında yaşanan noksanlıkların giderilmemesi halinde ise krediyi durduracak. Ayrıca kredi borcunun tamamını peşin hale getirebilecek. Koşulları uymadığı halde kredi aldıkları tespit edilenlerden, kredinin kullanılan kısımlarına gecikme zammı uygulanarak borcun tamamı peşin alınabilecek. Bakanlık, krediyle edinilen konutun, aynı şartı taşıyan bir başkasına devri veya satılması halinde, kredi borcunu da devredecek. Devredilmeyen kredi borcu, usulüne ve sözleşme hükümlerine göre peşin hale getirilerek tahsil edilebilecek. Vatandaşlar, krediyle aldıkları konut veya iş yerini sigorta ettirecek. Sigorta, kredi borcu bitene kadar her yıl yenilenecek. Sigorta poliçeleri, vergi ve harçtan muaf olacak. Kredi kullananlara, geri ödeme süresince hayat sigortası yapılacak. Bakanlık, konutunu veya iş yerini kendi yapmak isteyen kiracı ya da sınırlı hak sahiplerinin kredi istemeleri durumunda, özel hesaptan kredi verebilecek. Kredi verilirken, hak sahiplerinin, yıktırılan ve kamulaştıran yapılarda en az 1 yıl ikamet etmesi şartı aranacak. Bakanlık, açılacak kredinin azami miktarı ile kredi önceliklerini, özel hesabın finansman durumu, proje büyüklüğü, inşaat maliyeti, inşaatların bulunduğu bölgeleri dikkate alarak her yıl belirleyip ilan edecek. Talepte bulunulması halinde, belirlenen miktarların altında da kredi açılabilecek. Özel hesaptan kredi kullanmak isteyen hak sahipleri, bulundukları yerdeki Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüklerine başvuracak. Buradaki inceleme sonucunda kredi almaya hak kazananlar, onay için Bakanlığa gönderilecek. Bakanlık, inşaatın ilerlemesini dikkate alarak, hak sahibinin hesabına para aktaracak. TESPİTTE FİYATLAR Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın yapacağı riskli bina tespitlerinde, Döner Sermaye İşletmesi Müdürlüğü'nce belirlenen birim fiyatlar kullanılacak. Rapor, deney gibi tüm masrafları kapsayan birim fiyatlara göre, vatandaş riskli binalarını tespitte bina kullanım alanı için her metrekareye fiyat ödeyecek. Bakanlığın açıkladığı birim fiyatlarına göre vatandaş, kullanım alanı 500 metrekareye kadar olan bir binada, her bir metrekare için KDV dahil 2,25 lira ödeyecek. 500 metrekare bir bina için tespit masrafı, KDV dahil bin 125 lira olacak. Kullanım alanı 501-bin metrekareye kadar binalarda, ilk 500 metrekareye 2,25 ödenecek, 501-bin metrekare arasında ise bu rakama KDV dahil 1,75 lira daha eklenecek. Kullanım alanı bin metrekare olan binalarda, bu fiyat KDV dahil 2 bin lira olurken, metrekaresi 1001'den yüksek binalarda vatandaş her metrekare için 1 lira artı para ödeyecek. Bin metrekare kullanım alanı olan bir binada 10 daire olursa, daire başına 200 lira tespit fiyatı düşecek. ALO KENTSEL DÖNÜŞÜM HATTI Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, vatandaşlardan kentsel dönüşüm konusunda gelen soruları yanıtlamak üzere 'Alo Kentsel Dönüşüm Hattı'nın kurulması için çalışmalara da başladı. Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetler Genel Müdürlüğü'nde halkla ilişkiler bürosu kurularak, vatandaşların kentsel dönüşümle ilgili soruları uzmanlarca cevaplanacak. Afet riski altındaki alanların belirlenmesi, riskli binaların tespiti ve rezerv alanı gibi konularla ilgili bilgiler, sosyal medya aracılığıyla da vatandaşlara anlatılacak. Bakanlık tarafından Facebook ve Twitter üzerinden kentsel dönüşüm sayfaları açılarak dönüşümle ilgili haber ve gelişmeler anında kamuoyuna duyurulacak. PATLATMA YÖNTEMİ Kentsel dönüşümde yıkımlara Ekim'de kamu binalarından başlanacak. Dönüşüm kapsamındaki 7 milyon binanın yıkımında, iş makinelerinin yanı sıra dinamit başta olmak üzere çeşitli patlatma yöntemleri de kullanılacak. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın katılacağı törenle başlayacak kentsel dönüşüm çalışmalarıyla, İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa ve Kocaeli'nin aralarında bulunduğu yaklaşık 30 ilde, aynı anda çok sayıda yıkım gerçekleştirilecek.

İnşaatçılardan korkunç itiraflar! Binaları deniz kumu ve hurda demirlerden yaptıklarını anlatan Ali Ağaoğlu'ndan sonra Aşçıoğlu da aynı itirafta bulundu...

İnşaatçılardan korkunç itiraflar! Binaları deniz kumu ve hurda demirlerden yaptıklarını anlatan Ali Ağaoğlu'ndan sonra Aşçıoğlu da aynı itirafta bulundu... "Çürük malzemeler kullandık ama elimizde başka imkanlar yoktu. Tüm inşaat firmaları binalarını bu şekilde diktiler." İzoduo, Mintec Yapı Kaplamaları ve Modern Mortgage Institute firmalarının sponsorluğunda ve Fulya Fuar Merkezi'nde düzenlenen "Biz de asırlık konutlar yapmalıyız" teması altında gerçekleştirilen panelde inşaat sektörünün önde gelen isimleri ve ekonomi gazetecileri sektörün sorunlarını masaya yatırdı. Ekonomi Gazetecileri Derneği Başkanı Celal Toprak moderatörlüğünde gerçekleştirilen toplantıda özellikle 1999 depremi sonrası Türkiye'de yapılan konutların büyük kısmında deprem mevzuatına uyulduğunu ve yaşam merkezi konseptiyle öne çıkılmaya başlandığını anlatan Aşçıoğlu Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Aşçıoğlu, 70'li yıllarda deniz kumuyla binalar yaptıklarını itiraf etti. Daha önce de Ali Ağaoğlu çeşitli platformlarda benzer söylemlerde bulunmuştu.
Aşçıoğlu o dönemde ellerinde başka imkanlar olmadığını belirterek "Tüm inşaat firmaları binalarını bu şekilde diktiler İstanbul'daki binaların yüzde 70'i sorunluysa suçlu hepimiziz" dedi. Önce şehir planları asırlık olmalı İyi bir şehir planlamasıyla İstanbullu yeniden yaşanabilir hale getirilebileceği anlatan Aşçıoğlu, "Dünya Türk müteahhitlerini konuşuyor. Ancak bu başarı ülke içinde ispatlamış değil. Birinci derecede deprem bölgesi olan başta İstanbul için siyasi otoritenin kentsel dönüşümde emin adımlar atması gerek" dedi. İstanbul İnşaatçılar Derneği ve Teknik Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Nazmi Durbakayım da konutlardan önce şehir planlarının asırlık olması gerektiğini savundu ve "Türkiye'de şehir planları her 10 yılda bir değişiyor. Plan karmaşası devam ettikçe bırakın asırlığı 20 yıllık bina bile yapılması zor" dedi.
Üniversite hocaları ayaklanmalı "Türkiye'de çarpık kentleşme varken nasıl oluyor da üniversitelerdeki inşaat akademisyenleri ses çıkarmıyor, isyan etmiyor şaşırıyorum" diyen Önay Grup Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Akdaş da çocuklarımıza sağlıksız konutlar teslim etmenin endişesini yaşadığını söyledi. Akdaş şunları söyledi: "Tüketici bilinçli değil. Konuta sadece başımızı sokacak bir çatı olarak bakıyoruz ve iç mimariye önem veriyoruz. Bu anlamda son yapılan binalarda iç dekorasyon gayet güzel ve şık. Yani makyajı önemsiyoruz." Canan Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Necati Akyazıcı da "Türkiye'nin asırlık binalara ihtiyacı olduğunu anlatarak istesek 200 yıllık binalar bile yapabiliriz. Mimarlarımız yeterli bilgi ve beceriye sahip. Ancak bu noktada yetkileri arttırılmalı" dedi. 3 milyon yeni konut açığı var
Çürük binaları bir tarafa bırakırsak nüfusun giderek arttığını ve buna paralel olarak 3 milyon yeni konuta ihtiyaç olduğunu söyleyen Ege Grup Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Bozan "Sadece bina yapmak yetmiyor. Doğru proje, doğru tüketiciye gitmeli. Bugün çok güzel havuzlu, sosyal tesisli evler yapıyoruz. Fakat aidatı sorun oluyor. Aidatlar ödenemediği için havuzlar kapatılıyor. Kat mülkiyeti kanununda çok eksiklik var" dedi. Doğa Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı Ali Duek de şöyle konuştu: "Türkiye'de artık konut sektörü markalaştı. Ama hala mimarlara yetki yeterince verilmiyor. Konut alırken de kaliteden ziyade fiyata önem veriyoruz. Firmanın kendi içinde ise iş bölümü yok. Kredi kullanımı, pazarlama, müteahhitlik konut firmasının sorumluluğunda oluyor. Ama örneğin ABD'de pazarlama profesyonel şirketlere veriliyor. Bu noktada işbirliğine gitmeliyiz." Panelde Hürriyet Gazetesi'nden Sadi Özdemir, Zaman'dan İbrahim Balta, Mintec Yapı Kaplamaları Genel Müdürü Ayşe Mortaş, Cumhuriyet Gazetesi'nden Murat Gülderen ve Yeni Şafak'tan Yılmaz Yıldız da sektörle ilgili yorumlarıyla katkıda bulundular. Akşam

Topbaş: İstanbul’da çürük binalar yıkılacak

Topbaş: İstanbul’da çürük binalar yıkılacak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Topbaş İstanbul’un kaçak ve çürük bina sorununu değerlendirdi: İşi çadıra bırakmayacak binalar yapmalıyız. NTV yayınına katılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İstanbul’un deprem hazırlığını anlattı, çürük binaları yıkacaklarını söyledi. Başbakan Erdoğan’ın yeni düzenlemeyle kaçak ve çürük binaların yıkılacağını söylemesi üzerine bunun nasıl yapılabileceği tartışılmaya başlandı. Radikal adımlar atıp İstanbul’daki çürük ve kaçak yapıları kamulaştıracaklarını, sağduyulu vatandaşların kamulaştırma bedeline razı olacağını söyleyen Topbaş, ‘Devlet kimseyi mağdur etmez’ dedi ve Başbakan’ın sözlerine katıldığını ifade etti. Yıkım ve yeniden inşa projelerinin yüksek maliyet gerektirmediğini, aksine kendi maliyetini oluşturabileceğini söyleyen Başkan Kadir Topbaş, İstanbul depreminde çadırların nerelere kurulacağının belli olduğunun altını çizerek, yapılan yorumların maksatlı olduğunu öne sürdü. Van depremi sonrasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kaçak yapılarla ilgili sözleri yeni bir tartışmayı da başlattı. Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER) Başkanı Işık Gökkaya, İstanbul'da 3,5 milyon konutun yüzde 50'sinin kaçak olduğuna işaret ederek, Türkiye genelinde de konut stokunun yüzde 40-45'inin yenilenmesi gerektiğini belirtti. Gökkaya buna göre İstanbul'da 2 milyon konutun yenilenmesinin gerektiğini söyledi.
Erdoğan'ın, “kaçak yapılaşma konusunda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile çalışma içine gireceklerini, iktidarı kaybetseler de bunu yapacaklarını” belirterek, “Artık şehirlerimizde kaçak yapı, gecekondu, bunlara yönelik gerekirse yetkiyi tamamen Bakanlığımıza alacağız ve bu tür binalarını değiştirmeyen, bunları yıkmayanlara sormadan kamulaştırmasını yapacak ve bu binaları biz yıkacağız” açıklamasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Gökkaya, bu açıklamanın tamamen arkasında durabilecekleri ve GYODER olarak da sürekli vurgu yaptıkları bir konuşma olduğunu ifade etti. Gökkaya, açıklamada kat mülkiyeti kanununun da yavaş yavaş ortadan kalkabileceğinin işaretlerinin verildiğini vurgulayarak, bu kanunun değiştirilmesi gerektiğini söyledi. Bunun yanında imar haklarının transferinin de insanların yerlerinden ayrıldıktan sonra başka yerlere geçmesinde rahatlık sağlayacağını dile getiren Gökkaya, ayrıca imar haklarının menkulleştirilmesinin önemli olduğunun altını çizdi. Yüzde 45'i sağlıksız
Türkiye'de 18 milyon konut stokunun yüzde 45'inin sağlıksız olduğuna işaret eden Gökkaya, 1999 öncesinde yapılan binaların en kısa sürede envanterinin çıkartılması gerektiğini kaydetti. Daha önce 19 ilde başlatılan yapı denetiminin bu yılın başında 81 ile çıkarıldığını anımsatan Gökkaya, “Yapı denetiminin de hepsi yüzde 100 çok sağlıklı diye bir şey yok. Yapı denetimi mekanizmasını da değiştirmek lazım” dedi. İstanbul'da 2 milyon konutun yenilenmesi gerekiyor Türkiye genelinde bina stokunun yüzde 40-45 oranında yenilenmesi gerektiğini söyleyen Gökkaya, “İstanbul'da 3,5 milyon konut stokunun yüzde 50'si kaçak. İstanbul'da 2 milyon konutun yenilenmesi gerek” dedi. Işık Gökkaya, bunun için değişik finansman modelleri oluşturulabileceğini, imar haklarının menkulleştirilmesinin sağlanabileceğini, yabancı fonlarla ilgili tahviller olabileceğini belirtti.

YENİ DEPREM ESKİSİNİ ARATIR!

Depremin 14'ncü yıldönümünde çok ciddi uyan geldi Yeni deprem eskisini aratır! Bu uyarı İnşaat Mühendisleri Odası Sakarya Şube Başkanı Hüsnü Gürpınar'dan geldi. Gürpınar; "Yeni bir deprem şimdiye kadar yaşananları aratır" dedi Hüsnü Gürpınar Sakarya İnşaat Mühendisleri Odası Şube Başkanı Hüsnü Gürpınar 17 Ağustos •Depreminin yıldönümü nedeniyle yaptığı yazılı açıklamada deprem yorgunu çok katlı • binalar ve eski deprem yönetmeliğine göre* yapılan riskli binalara dikkat çekti. binalar oldurur Gürpınar; 1999 Depreminden önce yapılan ve yürürlükte bulunan 2007 DepremYönetmeliği'riin istediği şartları sağlamayan çok katlı binalarımız olası bir depremde can güvenliğimiz için tehlike arzetmektedir. İnsanları deprem öldürmez, binalar öldürür, gerçeğinden hareketle ilimizdeki mevcut yapı stokunun depreme dayanıklı hale getirilmesi gerekiyor" dedi.

YENİ BİNALARIN YÜZDE 70'İ MEVZUATA AYKIRI

Binaların yüzde 70'i mevzuata aykırı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İnşaat Mühendisleri İstanbul Şubesi bir basın açıklaması düzenledi. Şube Başkanı Cemal Gökçe, Marmara depreminin yol açtığı travmanın Van depremiyle tekrar gün yüzüne çıktığını anlatarak, bu travmanın kendisini unutturduğunu fakat her an ortaya çıkabileceğini kaydetti. Gökçe, yapılardaki denetimsizlikten de yakınarak, "Mühendislerin, mimarların ve kent plancılarının, planlama ve yapılaşma süreçlerinde daha çok, daha bilgili ve daha etkili olarakyer almaları gerekirken, yapısal yasa ve yönetmelik değişiklikleriyle sahte veya imzacı mühendisler çoğalmış, süreç denetimsizliğe mahkum edilmiştir" dedi. Cemal Gökçe 2011 İle 2013 yılları arasında inşaat Mühendisleri Odasına ulaşan yapı ruhsatı bilgilerini özetlerken; "1226 yapı ruhsatından 352'sinin incelenmesi tamamlanmış, bunlardan 265'inin sorunlu olduğu tesbit edilmiştir. Yani binaların yüzde yetmişi mevzuata aykırı inşa edilmiştir" ifadelerini kullandı.

Ağa'dan şok itiraf! Çıtırlarla keyif yapacağına, çürük bina yapma!

Ağa'dan şok itiraf! Çıtırlarla keyif yapacağına, çürük bina yapma! İnşaat sektörünün önde gelen isimlerinden biri de Ali Ağaoğlu. Genç sevgilileri ile magazinel görüntüler vermekten çekinmeyen evli işadamı, şok itiraflarda bulundu. 20.08.09 16:50 Türk inşaat sektörünün önde gelen gruplarından Ağaoğlu'nun Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ağaoğlu, 17 Ağustos depreminin 10. yıldönümü ertesinde İstanbul konut yapısına ilişkin şok açıklamalar yaptı. Referans Gazetesi'nden Ayten Güvenkaya'ya konuşan Ağaoğlu, olası bir depremde uzmanların açıkladığı 50 bin binadan çok daha fazlasının yıkılacağını, can kaybının ise milyonları bulabileceğini belirtti. Ağaoğlu, "Avazım çıktığı kadar bağırıyorum. İstanbul konut inşaat sektörünü en iyi bilen isimlerden biri olarak söylüyorum ki; mevcut yapı stoğunun yüzde 70'i deprem açısından güvenli değil. 1970'li yıllarda İstanbul'un Anadolu yakasında yapılan yapıların büyük bir kısmına inşaat malzemesini ben sattım. Kumları Marmara Denizi'nden demirleri hurdadan çektik. O zamanın şartlarında en iyi malzeme buydu. Sadece biz değil tüm firmalar aynı şeyi yapıyordu. Deprem olursa İstanbul'a ordu bile giremez, ölen şanslıdır" itirafında bulundu. Herkes böyle çalışıyordu O dönem Anadolu yakasında Bağdat Caddesi dahil olmak üzere çok sayıda inşaat yaptıklarını belirten Ağaoğlu, malzeme ve işçiliğin kaliteli olmadığına dikkat çekti. Ağaoğlu, şöyle devam etti: "En lüks semtlerdeki o süslü püslü binalar için konuşuyorum; çoğu sadece tuğla üstünde duruyor, içleri gitmiş. 1970'li yıllar, sanayağ ve benzinin karneyle alındığı zamanlardı. İbrahim Tatlıses'in dediği gibi, Urfa'da Oxford vardı da okumadık mı? Yani o dönemde en iyi malzeme onlardı. Teknoloji yoktu, betonlar kürekle karıştırıldı. Sağdan sola en az beş kere karıştırılması gerekirdi. Beton işleri de Doğulu ekiplerin elindeydi. İşçilere laf da anlatamazdık. Bir kere çevirip bırakırlardı. Yani kısaca kum kötü, malzeme kötü, işçilik kötü. Tüm firmalar böyle çalışıyordu. Belki karamsar bir tablo çiziyorum ama ilkokuldan bu yana işin içindeyim. İşin mutfağında yetişen biri olarak söylüyorum ki; mevcut yapı stoğunun yüzde 70'i deprem açısından güvenli değil. Binalar resmen iman kuvveti ile ayakta duruyor. Binaların 17 Ağustos'ta nasıl karton gibi yıkıldığını unutmamak lazım." Belediyelere yetki verilmeli Deprem yüzünden büyük bir kayba uğramadan 15 senelik zaman diliminde binaların Kentsel Dönüşüm Yasası ile yeniden yapılandırılabileceğini vurgulayan Ağaoğlu, bununla birlikte yasanın ek düzenlemelere ihtiyacı olduğunu ifade etti. Kentsel Dönüşüm'ün işler durumda olmadığını, planlama yetkisindeki belirsizliğin halen sürdüğünü kaydeden Ağaoğlu, belediyelere daha aktif yetkiler verilmesi gerektiğini açıkladı. Ağaoğlu, şöyle devam etti: "Yasada ek yönetmeliklerle belediyelere planlama yetkisi verilmesi gerekiyor. Bu konuya Bakanlık düzeyinde ilgili herkese ilettik, herkes aynı fikirde ancak kimse adım atmıyor. Herkeste rant korkusu var. Ancak biz inşaat şirketleri kişiye ranttan bahsetmiyoruz, bölgeye ranttan bahsediyoruz. Bundan İstanbul halkı kazanacak. TOKİ bunu başarıyla yapıyor ama bu işin altından tek başına kalkması mümkün değil. Özel sektör de bunu vatandaşla tek başına yapamıyor." Türkiye'deki inşaat firmalarının sermaye, bilgi birikimi ve teknolojik açıdan dünya firmaları ile boy ölçüşebilecek bir yapıda olduğunu söyleyen Ağaoğlu, deprem yönetmeliğinden sonra inşaat sektörünün artık siyah ve beyaz kadar ayrıştığını kaydetti. Ağaoğlu, "Yönetmelik öncesi binalarda mühendislik ve mimarlık adına hiçbir şey yoktu. Kalfadan bozma müteahhitlik vardı" diye konuştu. Deniz kumu, taşıma sistemlerini çürütüyor Ağaoğlu'nun İstanbul'daki binalarının yapımında kullanıldığını söylediği deniz kumunun, denizden çıktığı haliyle kullanılması mühendislik kurallarına aykırı. Bu kum, içinde balçık, midye kabuğu gibi organik maddeler barındırdığı ve tuzlu olduğu için beton içinde boşluk yaratıyor. Dolayısıyla deniz kumunun inşaatta kullanılabilmesi için çok iyi yıkanması ve kırma taşla karıştırılması gerekiyor. Deniz kumu sadece betona zarar vermiyor, içinde boşluk yarattığı ve suyu geçirdiği için beton içindeki demiri de çürütüp korozyona yol açıyor. Böylece binaların taşıma sistemleri de yok oluyor. İnşaat Mühendisleri Odası verilerine göre, İstanbul'da mühendislik hizmeti görmeden yapılan yapıların yüzde 70'i bu riski taşıyor. Büyüklüğü 7 ve üzeri olacak olası bir depremde İstanbul'un durumu 70 bin konut yerle bir olacak. 70 ila 150 bin konut ağır hasar görecek. 250 ila 300 bin üretim tesisi zarar görecek. 70 ila 150 bin can kaybı, 150 ila 250 bin yaralı olacak. 400 bin aile evsiz kalacak. 70 milyar dolar maddi zarar meydana gelecek. Ağaoğlu'nun yeniden yapılandırma önerileri Belediyeler'in kentsel dönüşümde planlayıcı ve organize edici durumda olması gerekiyor. Yönetmeliğe uygun olmayan binalar, komşu binalarla birleştirilip tek bir binada toplanabilir. İstanbul konutları yukarı doğru yükselir ama fiili yeşil alanlar yaratılır. Araçlar kapalı otoparka çekilir. Böylece hem yollar park alanı olmaktan kurtulur hem de binalar nitelikli hale gelir.

20 Kasım 2013 Çarşamba

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME

17 Ağustos 2011 ÇARŞAMBA Resmî GazeteSayı : 28028 KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME Karar Sayısı: KHK/648 Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile bazı kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik yapılması; 6/4/2011 tarihli ve 6223 sayılı Kanunun verdiği yetkiye dayanılarak, Bakanlar Kurulu’nca 8/8/2011 tarihinde kararlaştırılmıştır. MADDE 1 – 29/6/2011 tarihli ve 644 sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) ve (ç) bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, (e) bendinde yer alan “özel ihtisas işleri hariç” ibaresinden sonra gelmek üzere “talepleri halinde” ibaresi eklenmiş, (ğ) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki bentler eklenmiş ve mevcut bentler buna göre teselsül ettirilmiştir. “b) Çevrenin korunması, iyileştirilmesi ile çevre kirliliğinin önlenmesine yönelik prensip ve politikalar tespit etmek, standart ve ölçütler geliştirmek, programlar hazırlamak; bu çerçevede eğitim, araştırma, projelendirme, eylem planları ve kirlilik haritalarını oluşturmak, bunların uygulama esaslarını tespit etmek ve izlemek, iklim değişikliği ile ilgili iş ve işlemleri yürütmek.” “ç) Her tür ve ölçekteki fiziki planlara ve bunların uygulanmasına yönelik temel ilke, strateji ve standartları belirlemek ve bunların uygulanmasını sağlamak, Bakanlar Kurulunca yetkilendirilen alanlar ile merkezi idarenin yetkisi içindeki kamu yatırımları, mülkiyeti kamuya ait arsa ve araziler üzerinde yapılacak her türlü yapı, milli güvenliğe dair tesisler, askeri yasak bölgeler, genel sığınak alanları, özel güvenlik bölgeleri, enerji ve telekomünikasyon tesislerine ilişkin etütleri, harita, her tür ve ölçekte çevre düzeni, nazım ve uygulama imar planlarını, parselasyon planlarını ve değişikliklerini resen yapmak, yaptırmak, onaylamak ve başvuru tarihinden itibaren iki ay içinde yetkili idarelerce ruhsatlandırma yapılmaması halinde resen ruhsat ve yapı kullanma izni vermek.” “h) Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan veya mülkiyeti Hazineye, kamu kurum veya kuruluşlarına ya da kişilere ait olan taşınmazlar üzerinde yapılacak yatırımlara ilişkin olarak ilgilileri tarafından hazırlanan veya hazırlattırılan ancak yetkili idarelerce üç ay içerisinde onaylanmayan etüt, harita, her tür ve ölçekte çevre düzeni, nazım ve uygulama imar planlarını, parselasyon planlarını ve değişikliklerini ilgili idarelerin başvurusu üzerine yapmak, yaptırmak, onaylamak ve başvuru tarihinden itibaren üç ay içinde yetkili idarelerce ruhsatlandırma yapılmaması halinde resen ruhsat ve yapı kullanma izni vermek. ı) Depreme karşı dayanıksız yapılar ile imar mevzuatına, plan, proje ve eklerine aykırı yapıların ve bunların bulunduğu alanların dönüşüm projelerini ve uygulamalarını yapmak veya yaptırmak.” MADDE 2 – 644 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “dört” ibaresi “beş” şeklinde değiştirilmiştir. MADDE 3 – 644 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 6 ncı maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, (f) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki bent eklenmiş ve mevcut bentler buna göre teselsül ettirilmiştir. “d) Altyapı Hizmetleri Genel Müdürlüğü.” “g) Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü.” MADDE 4 – 644 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki bent eklenmiş, mevcut bentler buna göre teselsül ettirilmiş ve (j) bendinde yer alan “kamu yatırımları,” ibaresinden sonra gelmek üzere “mülkiyeti kamuya ait arsa ve araziler üzerinde yapılacak her türlü yapı,” ibaresi eklenmiştir. “e) 2 nci maddenin birinci fıkrasının (h) bendinde belirtilen konularla ilgili olarak 2985 sayılı Toplu Konut Kanununun ek 7 nci maddesi çerçevesinde uygulama yapmak veya yaptırmak, bu uygulamalara yönelik olarak kentsel dönüşüm, yenileme ve transfer alanları geliştirmek, bu alanların her ölçekteki imar planı ve imar uygulamalarını, kentsel tasarım projelerini yapmak, yaptırmak ve onaylamak, bu çerçevede paylı mülkiyetleri ayırmak, birleştirmek, arsa ve arazi düzenlemeleri yapmak, imar hakkı transfer etmek, kamulaştırma ve gerektiğinde usulüne uygun olarak acele kamulaştırma yoluna gitmek, yapı ruhsatı ve yapı kullanma izinlerini vermek ve kat mülkiyeti tesis ve tescilini sağlamak.” MADDE 5 – 644 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ğ), (ı), (j) ve (l) bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, (m) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki bentler eklenmiş, mevcut bentler buna göre teselsül ettirilmiş ve (k) bendinde yer alan “ölçütleri belirlemek” ibaresinden sonra gelmek üzere “, uygulanmasını sağlamak” ibaresi eklenmiştir. “ğ) Yeraltı ve yerüstü sularının, denizlerin ve toprağın korunması, kirliliğin önlenmesi veya bertaraf edilmesi maksadıyla kirletici unsurlar ile kirliliğin giderilmesi ve kontrolüne ilişkin usul ve esasları tespit etmek ve uygulamayı sağlamak, acil müdahale planları yapmak ve yaptırmak, çevrenin korunması maksadıyla uygun teknolojileri belirlemek ve bu maksatla kurulacak tesislerin vasıflarını tespit etmek ve bu çerçevede gerekli tedbirleri almak ve aldırmak.” “ı) Atıksu arıtma tesislerinin tasarım esaslarını ve kriterlerini belirlemek, onay işlemlerini yürütmek.” “j) İlgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği içinde atıkların taşınması ile tehlikeli atıkların taşınma lisanslarına ilişkin esasları belirlemek, uygulanmasını sağlamak, izlemek, atık ve kimyasallarla kirlenmiş alanların mevcut kirlilik durumlarını tespit etmek, çevre ve insan sağlığına yönelik risklere ve kirlenmiş alanların iyileştirilmesine ilişkin çalışmaları yapmak ve yaptırmak.” “l) Ulusal çevre stratejisi ve eylem planlarını hazırlamak, yürütmek ve koordinasyonu sağlamak.” “n) Mahalli çevre kurullarının çalışmalarını takip etmek ve yönlendirmek. o) Yerleşik alanlarda bina ve sair yapılarda görüntü kirliliğine yol açan uygulamaları önleyici tedbirler almak.” MADDE 6 – 644 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (b), (c) ve (i) bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, (ç), (d), (f), (ğ) ve (k) bentleri yürürlükten kaldırılmış, mevcut bentler buna göre teselsül ettirilmiş ve (ı) bendinde yer alan “, tespit ve kalite ölçütlerini” ibaresi “ve analiz ölçütlerini belirlemek,” şeklinde değiştirilmiştir. “b) Çevre kirliliğini önleme ve çevre kalitesini iyileştirmeye yönelik her türlü faaliyet ve tesisi izlemek, gerekli tedbirleri almak ve aldırmak, denetlemek, çevre izni ve lisansı vermek. c) Çevre kirliliğine neden olan faaliyet ve tesislerin emisyon, deşarj ve atıklar ile arıtma ve bertaraf sistemlerini izlemek ve denetlemek.” “i) Her türlü atık bertaraf tesisine lisans vermek, bunları izlemek ve denetlemek.” MADDE 7 – 644 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (f), (g) ve (ğ) bentleri yürürlükten kaldırılmış ve aynı maddenin ikinci fıkrasında yer alan “(ç)” ibaresi “(c)” şeklinde değiştirilmiştir. MADDE 8 – 644 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 11 inci maddesinin başlığı “Altyapı Hizmetleri Genel Müdürlüğü” şeklinde ve birinci fıkrasında yer alan “İmar ve Kentsel Altyapı Genel Müdürlüğünün” ibaresi “Altyapı Hizmetleri Genel Müdürlüğünün” şeklinde değiştirilmiş, aynı maddenin birinci fıkrasının (f) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki bent eklenmiş ve mevcut (g) bendi (ğ) bendi olarak teselsül ettirilmiştir. “g) 2 nci maddenin birinci fıkrasının (ğ) bendi kapsamındaki uygulamalara ilişkin her türlü altyapı, katlı ve köprülü kavşak gibi yapıların proje ve uygulamalarını yapmak, yaptırmak, bu alanlarda mülk sahiplerinden altyapı katılım bedellerini tahsil etmeye dönük düzenlemeler yapmak.” MADDE 9 – 644 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 12 nci maddesinin birinci fıkrasına (l) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki bentler eklenmiş ve mevcut (m) bendi (o) bendi olarak teselsül ettirilmiştir. “m) Yapılarda kullanılacak malzemelerin kullanım amacına uygunluğuna dair esasları belirlemek, koordinasyon ve yetkilendirme çalışmalarını yürütmek, yapı malzemelerine ilişkin standartların hazırlanıp yayımlanmasını sağlamak. n) Yapı malzemelerinin üretim, satış, nakil ve kullanma safhalarında her türlü mekânda ve ortamda gözetim ve denetimini yapmak, yapı malzemesi numunelerinin test ve deneylerini ilgili standarda göre yapmak, yaptırmak ve laboratuvar altyapısını geliştirmek.” MADDE 10 – 644 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye 13 üncü maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir. “Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü MADDE 13/A – (1) Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğünün görevleri şunlardır: a) Milli parklar, tabiat parkları, tabiat anıtları, tabiatı koruma alanları, sulak alanlar ve benzeri koruma statüsü bulunan diğer alanların tescil, onay ve ilanına dair usul ve esasları belirlemek ve bu alanların sınırlarını tescil etmek. b) Tabiat varlıkları ve doğal sit alanları ile özel çevre koruma bölgelerinin tespit, tescil, onay, değişiklik ve ilanına dair usul ve esasları belirlemek ve bu alanların sınırlarını tespit ve tescil etmek, yönetmek ve yönetilmesini sağlamak. c) Milli parklar, tabiat parkları, tabiat anıtları, tabiatı koruma alanları, doğal sit alanları, sulak alanlar, özel çevre koruma bölgeleri ve benzeri koruma statüsü bulunan diğer alanların kullanma ve yapılaşmaya yönelik ilke kararlarını belirlemek ve her tür ve ölçekte çevre düzeni, nazım ve uygulama imar planlarını yapmak, yaptırmak, değiştirmek, uygulamak veya uygulanmasını sağlamak. ç) Tabiat varlıkları, doğal, tarihi, arkeolojik ve kentsel sitler ile koruma statüsü bulunan diğer alanların çakıştığı yerlerde koruma ve kullanma esaslarını ilgili bakanlıkların görüşünü alarak belirlemek ve bu alanların kısmen veya tamamen hangi idarelerce yönetileceğine karar vermek, her tür ve ölçekteki çevre düzeni, nazım ve uygulama imar planlarını yapmak, yaptırmak ve onaylamak. d) Orman alanları dışında yer alan korunması gerekli taşınmaz tabiat varlıkları, koruma alanları ve doğal sit alanlarının Bakanlıkça belirlenen ilke kararlarına, onaylanan planlara uygun olarak kullanılmak üzere tahsisini gerçekleştirmek, uygulamaların tahsis şartlarına uygun olarak gerçekleşmesini izlemek ve denetlemek. e) Tabiat varlıkları ve doğal sit alanları ile özel çevre koruma bölgelerine ilişkin olarak; hâlihazır haritaları aldırmak, gerekli görülen projeleri yapmak, yaptırmak ve onaylamak, her türlü araştırma ve inceleme yapmak, yaptırmak, izlemek, eğitim ve bilinçlendirme çalışmaları yürütmek, kullanım yasağı getirilen alanların kamulaştırma veya benzer yollarla kamunun eline geçirilmesini sağlamak, kontrol ve denetim yapmak, gerekli görülen alanların korunması ve kirliliğin önlenmesi amacıyla yatırım yapmak veya ilgili idarelerin yatırım projelerini desteklemek, bu alan ve bölgelerde Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlere ilişkin her türlü tasarrufta bulunmak, işletmek, işlettirmek ve kullanım izinlerini vermek, korunan alanlara ilişkin insan ve finansman kaynağı sağlamak. f) Bakan tarafından verilen benzeri görevleri yapmak. (2) Orman ve orman rejimine tabi olmayan yerlerde Orman ve Su İşleri Bakanlığınca tespit edilen veya ettirilen tabiat parkları, tabiat anıtları, tabiatı koruma alanları, sulak alanlar ve benzeri diğer koruma alanları ile Bakanlıkça tespit edilen doğal sit alanları, tabiat varlıkları ve bunların koruma alanlarının tescil ve ilanı Bakanın onayı ile yapılır. Ancak Bakanlıkça yapı yasağı önerilen tabiat varlıkları ve doğal sit alanları dahil orman rejimine tabi olmayan bütün koruma alanları Bakanlar Kurulu kararı ile tescil ve ilan edilir. Uygulama imar planı kararı ile yapı yasağı getirilen özel mülkiyete konu alanlara ilişkin arazi ve arsa düzenlemesi, trampa veya kamulaştırma işlemleri, bu alanların yönetimi ve işletmesini üstlenen kuruluşlarca veya Bakanlıkça gerçekleştirilir.” MADDE 11 – 644 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 16 ncı maddesinin dördüncü fıkrasının birinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Yüksek Fen Kurulu, en az üçte iki çoğunluk ile toplanır ve toplantıya katılanların çoğunluğu ile karar alır; oyların eşitliği halinde, Başkanın taraf olduğu görüş çoğunlukta sayılır.” MADDE 12 – 644 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 25 inci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir. “(2) Bakanlık Müşavirleri, Bakanın uygun göreceği merkez veya taşra teşkilatına ait birimlerde çalıştırılabilir.” MADDE 13 – 644 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 32 nci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir. “(2) Bakanlık, 2 nci maddenin birinci fıkrasının (i) bendinde belirtilen görevlerden bir kısmını veya tamamını, talepleri üzerine, yeterli teknik teşkilatı olduğu kabul edilen kamu kurum ve kuruluşlarına devredebilir.” MADDE 14 – 644 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye 36 ncı maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir. “Sözleşmeli personel çalıştırılması MADDE 36/A – (1) 2 nci maddenin birinci fıkrasının (ğ) bendi kapsamında Bakanlar Kurulunca belirlenen projelerde, proje ve uygulama süresini aşmamak kaydıyla 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile diğer kanunların sözleşmeli personel çalıştırılmasına dair hükümlerine bağlı kalınmaksızın, özel bilgi ve ihtisas gerektiren konularda sözleşmeli personel çalıştırılabilir. Bu suretle çalıştırılacakların unvanı, sayısı, ücretleri ile diğer hususlar, Bakanlar Kurulunca yürürlüğe konulacak hizmet sözleşmesi esaslarına göre tespit edilir.” MADDE 15 – 644 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye aşağıdaki ek madde eklenmiştir. “EK MADDE 1 – (1) 19/10/1989 tarihli ve 383 sayılı Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı Kurulmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname ile kurulan Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı kapatılmıştır. (2) 383 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede belirtilen iş ve işlemler, Bakan tarafından uygun görülen Çevre ve Şehircilik Bakanlığının birimlerince yürütülür. (3) Bu Kanun Hükmünde Kararname ile kapatılan Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığına ait her türlü taşınır, taşıt, araç, gereç ve malzeme, borç ve alacaklar, hak ve yükümlülükler, yazılı ve elektronik ortamdaki her türlü kayıtlar ve dokümanlar Çevre ve Şehircilik Bakanlığına hiçbir işleme gerek kalmaksızın devredilmiş sayılır. Mülkiyeti Hazineye ait veya Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmazlardan Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığına tahsis edilmiş olanlar hiçbir işleme gerek kalmaksızın tahsis amacında kullanılmak üzere Bakanlığa tahsis edilmiş sayılır. (4) Kapatılan Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığının harcamaları, 6091 sayılı 2011 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanununa istinaden Maliye Bakanlığınca yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar, Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığının 2011 yılı bütçesinde yer alan ödeneklerden karşılanır. (5) Kapatılan Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığında Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanı, Başkan Yardımcısı, I. Hukuk Müşaviri ve Daire Başkanı kadrosunda bulunanlar, ekli (3) sayılı liste ile ihdas edilen Bakanlık Müşaviri kadrolarına, Özel Çevre Koruma Müdürü ve Özel Çevre Koruma Müdür Yardımcısı kadrolarında bulunanlar, bulundukları illerdeki Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün şube müdürü kadrolarına halen bulundukları kadro dereceleriyle atanmış sayılır. Geçici 3 üncü maddenin beşinci fıkrası hükümleri bunlar hakkında da uygulanır. Bu madde uyarınca ihdas edilen Bakanlık Müşaviri kadroları, herhangi bir sebeple boşalması halinde hiçbir işleme gerek kalmaksızın iptal edilmiş sayılır. Bunlar dışında kalan personel, hiçbir işleme gerek kalmaksızın kadro ve pozisyonlarıyla birlikte Çevre ve Şehircilik Bakanlığına devredilmiştir. Devredilen personele ait kadrolar, başka bir işleme gerek kalmaksızın devir tarihi itibarıyla ihdas edilerek 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Çevre ve Şehircilik Bakanlığına ait bölümüne eklenmiş ve devredilen sözleşmeli pozisyonlar aynı Bakanlığa vize edilmiş sayılır.” MADDE 16 – 644 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin geçici 2 nci maddesine aşağıdaki fıkralar eklenmiştir. “(7) Bu Kanun Hükmünde Kararname ile Bakanlığa verilen görevlerle ilgili iş ve işlemlerden dolayı Çevre ve Orman Bakanlığınca taraf olunan işlem ve sözleşmelerde Bakanlık taraf olur ve Çevre ve Orman Bakanlığı leh ve aleyhine açılmış olan davalar ile başlatılmış olan takiplerde Bakanlık kendiliğinden taraf sıfatını kazanır. Söz konusu görevlere ilişkin olarak bu maddenin yürürlüğe girmesinden önce Çevre ve Orman Bakanlığınca yapılmış iş ve işlemler sebebiyle açılacak davalar Bakanlığa yöneltilir. Tabiat varlıkları ile ilgili iş ve işlemlerden dolayı Kültür ve Turizm Bakanlığının taraf olduğu işlem, sözleşme, dava ve takipler hakkında da bu fıkra hükmü uygulanır. (8) Yedinci fıkrada belirtilenler hariç olmak üzere bu maddenin yayımı tarihinden önce, Çevre ve Orman Bakanlığı ile Bayındırlık ve İskan Bakanlığına ilişkin iş ve işlemler sebebiyle adı geçen Bakanlıkların leh ve aleyhine açılmış olan davalar ile başlatılmış takiplerde Çevre ve Orman Bakanlığınca tesis edilmiş işlemler için husumet Orman ve Su İşleri Bakanlığına; Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca tesis edilmiş işlemlerde ise husumet Çevre ve Şehircilik Bakanlığına yöneltilir.” MADDE 17 – 644 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye aşağıdaki geçici madde eklenmiştir. “Mevcut statülerin değerlendirilmesi GEÇİCİ MADDE 6 – (1) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte, doğal sit alanı ve tabiat varlığı olarak tespit ve tescil edilmiş alan ve varlıklara ilişkin her türlü belge, bu alan ve varlıkların statülerinin yeniden değerlendirilmesi için en geç altı ay içinde Bakanlığa devredilir. Tabiat varlıkları ve doğal sitlerle ilgili yeni değerlendirme yapılıncaya kadar bu alanlara ilişkin olarak kültür ve tabiat varlıklarını koruma bölge kurullarınca alınmış kararlar geçerlidir. (2) Devir sürecinde arkeolojik, kentsel, tarihi sitlerin ve kültür varlıklarının bulunduğu alanların doğal sitler, tabiat varlıkları ile benzeri diğer koruma statüsünde bulunan alanlarla çakışması durumunda bu alanlara ilişkin konular mevcut doğal sit statüsü de gözönüne alınarak kültür varlıklarını koruma bölge kurullarınca değerlendirilir ve Kültür ve Turizm Bakanlığının talebi üzerine bu alanların adı geçen Bakanlıkça kısmen veya tamamen yönetilmesine Çevre ve Şehircilik Bakanı ile Kültür ve Turizm Bakanınca birlikte karar verilir. (3) Bakanlık tarafından konunun uzmanlarından oluşturulacak komisyonca yeniden tespit edilen statüler Çevre ve Şehircilik Bakanının onayı ile, yapı yasağı öngörülen statüler ise Bakanlar Kurulunca onaylandıktan sonra tescil edilir. Bu alanlar ve varlıklar yeni statüsüne, ören yerleri ise mevcut statüsüne uygun koruma-kullanma esaslarına göre yetkili idarelerce yönetilir. (4) Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin yayımı tarihinden önce ilan edilmiş olan milli parklar, tabiat parkları, tabiat anıtları, tabiatı koruma alanları ve sulak alanlardaki kamuya ait alanların mevcut halleriyle yönetilmesine ve işletilmesine ilişkin iş ve işlemler, Bakanlıkça onaylanan her tür ve ölçekteki çevre düzeni planı ile nazım ve uygulama imar planı kararlarına uygun olarak Orman ve Su İşleri Bakanlığınca yürütülür.” MADDE 18 – 644 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (I) sayılı cetvelin “Müsteşar Yardımcısı” başlıklı sütununa “Müsteşar Yardımcısı” sırası eklenmiş, “Hizmet Birimleri” başlıklı sütununun 5 inci sırası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, 7 nci sırasından sonra gelmek üzere aşağıdaki sıra eklenmiş ve mevcut sıralar buna göre teselsül ettirilmiştir. “5) Altyapı Hizmetleri Genel Müdürlüğü” “8) Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü” MADDE 19 – 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununun eki (II) sayılı cetvelin “B) ÖZEL BÜTÇELİ DİĞER İDARELER” bölümünde yer alan “31) Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı” sırası yürürlükten kaldırılmıştır. MADDE 20 – 27/6/1989 tarihli ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 3 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı,” ve sekizinci fıkrasında yer alan “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı,” ibareleri yürürlükten kaldırılmıştır. MADDE 21 – 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin dördüncü cümlesi ve ikinci fıkrasının üçüncü cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Bu planlar onay tarihinden itibaren belediye başkanlığınca tespit edilen ilan yerlerinde ve ilgili idarelerin internet sayfalarında bir ay süreyle eş zamanlı olarak ilan edilir.” “Onay tarihinden itibaren valilikçe tespit edilen ilan yerinde ve ilgili idarelerin internet sayfalarında bir ay süreyle eş zamanlı olarak ilan edilir.” MADDE 22 – 3194 sayılı Kanunun 27 nci maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Köylerde yapılacak yapılar ve uyulacak esaslar MADDE 27 – Belediye ve mücavir alanlar dışında köylerin köy yerleşik alanlarında, civarında ve mezralarda yapılacak konut, entegre tesis niteliğinde olmayan ve imar planı gerektirmeyen tarım ve hayvancılık amaçlı yapılar ile köyde oturanların ihtiyaçlarını karşılayacak bakkal, manav, berber, köy fırını, köy kahvesi, köy lokantası, tanıtım ve teşhir büfeleri ve köy halkı tarafından kurulan ve işletilen kooperatiflerin işletme binası gibi yapılar için yapı ruhsatı aranmaz. Ancak etüt ve projelerinin valilikçe incelenmesi, muhtarlıktan yazılı izin alınması ve bu yapıların yöresel doku ve mimari özelliklere, fen, sanat ve sağlık kurallarına uygun olması zorunludur. Etüt ve projelerin sorumluluğu müellifi olan mimar ve mühendislere aittir. Bu yapılar valilikçe ulusal adres bilgi sistemine ve kadastro planlarına işlenir. Köy yerleşik alan sınırları dışında kalan ve entegre tesis niteliğinde olmayan ve imar planı gerektirmeyen tarım ve hayvancılık amaçlı yapıların yapı ruhsatı alınarak inşa edilmesi zorunludur. Tarım ve hayvancılık amaçlı yapıların denetimine yönelik fenni mesuliyet 28 inci madde hükümlerine göre mimar ve mühendislerce üstlenilir. Onaylı üst kademe planlarda aksine hüküm bulunmadığı hallerde köy yerleşik alan sınırları içinde, jeolojik açıdan üzerinde yapı yapılmasında sakınca bulunan alanlar ile köyün ana yolları ve genişlikleri, hâlihazır harita veya kadastro paftaları üzerinde il özel idarelerince belirlenir. Belirlenen yollar, ifraz ve tevhit suretiyle uygulama imar planı kararı aranmaksızın kamu yararı kararı alınarak oluşturulur. Köy yerleşik alan sınırı içerisinde, 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümleri uygulanmaz. Köy yerleşik alan sınırlarının parselleri bölmesi durumunda yerleşik alan sınırı 5403 sayılı Kanun hükümlerine tabi olmaksızın ifraz hattı olarak kabul edilir. İl çevre düzeni planında açıkça belirtilmediği takdirde, ihtiyaç duyulması halinde, köyün gelişme potansiyeli ve gelişme düzeyi de dikkate alınarak köy yerleşik alan sınırları ve özel kanunlara ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla bu alanlarda yapılaşma kararı ve ifraz şartları belediye sınırı il sınırı olan yerlerde büyükşehir belediye meclisi, diğer yerlerde il genel meclisi kararı ile belirlenir. Tespitler kadastro paftasına işlenerek tapu sicilinde belirtilir. İhtiyaç duyulması halinde mevcut köy yerleşik alan sınırları il genel meclislerince yeniden belirlenebilir. İmar planı olmayan köy yerleşik alanı sınırları içerisinde köyün ihtiyacına yönelik olarak ilk ve orta öğretim tesisi, ibadet yeri, sağlık tesisi, güvenlik tesisi gibi yapılar için imar planı şartı aranmaz. Ancak yer seçimi, valilikçe oluşturulan bir komisyonca hâlihazır harita veya kadastro paftaları üzerinde kesin sınırları ile belirlenir. Bu yapı ve tesislere uygulama projelerine göre ilgili yatırımcı kamu kurum ve kuruluşu adına yapı ruhsatı ve yapı kullanma izni verilir. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin hususlar Bakanlıkça hazırlanan yönetmelikle belirlenir.” MADDE 23 – 3194 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir. “EK MADDE 4 – Mera, yaylak ve kışlakların geleneksel kullanım amacıyla geçici yerleşme yeri olarak uygun görülen kısımları valilikçe bu amaçla kurulacak bir komisyon tarafından tespit edilir. Bu yerlerin ot bedeli alınmaksızın tahsis amacı değiştirilerek tapuda Hazine adına tescilleri yapılır. Bu taşınmazlar, bu madde kapsamında kullanılmak ve değerlendirilmek üzere, belediye ve mücavir alan sınırları içinde kalanlar ilgili belediyelerine, diğer alanlarda kalanlar ise il özel idarelerine veya özel kanunlarla belirlenen ilgili idarelere tahsis edilir. Özel kanunlar kapsamı dışında kalan alanlarda belediyesince veya il özel idaresince geçici yerleşme alanının vaziyet planı ve yapılaşma şartları hazırlanır ve onaylanır. Bu taşınmazlardan kamu hizmetleri için gerekli olanların dışındakiler, il özel idaresince veya belediyesince ve özel kanunlarla belirlenmiş alanlarda ilgili idarece kadastro verileri işlenmiş hâlihazır haritalar üzerine yapılmış vaziyet planına veya onaylı imar planına uygun olarak talep sahiplerine bedeli karşılığında yirmidokuz yıla kadar tahsis edilebilir. Bu yerlerde umumi ve kamusal yapılar hariç, inşa edilecek yapıların kat adedi bodrum hariç olmak üzere ikiyi, yapı inşaat alanı 200 metrekareyi geçemez. Bu yapıların yöresel mimariye uygun ve yöresel malzeme kullanılmak suretiyle yapılması zorunludur. Bu fıkranın uygulanmasına, bu fıkra kapsamında tahsis edilecek mera, yaylak ve kışlakların il genelindeki toplam mera, yaylak ve kışlakların binde beşini geçmemek üzere oranının belirlenmesine, bu yerlerin kiralanmak ve irtifak hakkı tesis edilmek suretiyle tahsisine, tahsis sürelerine, tahsis bedellerine, tahsil edilen bedellerin kullanım şekline, tahsis süresinin sona ermesine, komisyonun teşkiline ve diğer konulara ilişkin esas ve usuller, İçişleri Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Orman ve Su İşleri Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığının uygun görüşleri alınarak Bakanlıkça hazırlanan yönetmelikle belirlenir. Mera, yaylak ve kışlakların 12/3/1982 tarihli ve 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu uyarınca ilan edilen turizm merkezleri ile kültür ve turizm gelişim bölgeleri kapsamında kalan kısımları, ot bedeli alınmaksızın tahsis amacı değiştirilerek tapuda Hazine adına tescil edilir ve bu yerler, 2634 sayılı Kanun çerçevesinde kullanılmak ve değerlendirilmek üzere Kültür ve Turizm Bakanlığına tahsis edilir.” MADDE 24 – 29/6/2001 tarihli ve 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanunun 1 inci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Bu Kanun; a) 3194 sayılı İmar Kanununun 26 ncı maddesinde belirtilen kamuya ait yapı ve tesisler ile 27 nci maddesinde belirtilen ruhsata tabi olmayan yapılar, b) Bodrum katı dışında en çok iki katlı ve yapı inşaat alanı toplam 200 metrekareyi geçmeyen müstakil yapılar, c) Entegre tesis niteliğinde olmayan tarım ve hayvancılık amaçlı yapı ve tesisler, d) Köy yerleşik alanlarında, belediye ve mücavir alan sınırları içinde olmayan iskân dışı alanlarda ve nüfusu 5000’in altında olan belediyelerin belediye ve mücavir alan sınırları içinde bodrum katı ve çatı arası dışında en çok iki katlı ve yalnızca bir bodrum katın inşaat alanı hesaba katılmaksızın toplam inşaat alanı 500 metrekareyi geçmeyen konut yapıları ile bunların kömürlük, otopark, depo gibi müştemilatı, hariç olmak üzere, belediye ve mücavir alan sınırları içinde ve dışında kalan yerlerde yapılacak yapıların denetimini kapsar. Ruhsata tabi olup, bu Kanun hükümlerine tabi olmayan yapılarda denetime yönelik fenni mesuliyet 3194 sayılı İmar Kanununun 26 ncı ve 28 inci maddelerine göre mimar ve mühendislerce üstlenilir. Birden fazla müstakil yapının bulunduğu parsellerde, bütün yapıların toplam yapı inşaat alanının 200 metrekareyi geçmesi halinde de bu Kanun uygulanır. Yalnızca bir bodrum katın inşaat alanı hesaba katılmaksızın toplam inşaat alanı 500 metrekareyi geçmeyen yapılarda geçici yapı müteahhidi yetki belgesi almak ve mimar veya mühendis unvanlı şantiye şefi bulundurmak, yapı müteahhitliğine ilişkin bütün sorumlulukları üstlenmek şartıyla parsel maliki kendi yapısını inşa edebilir. Ancak bu yapılarda da mimar veya mühendis unvanlı şantiye şefi bulundurulması zorunludur. Parsel malikinin veya hissedarlardan birinin mimar veya mühendis olması halinde ayrıca şantiye şefi aranmaz.” MADDE 25 – 4708 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin üçüncü fıkrası ve 7 nci maddesi yürürlükten kaldırılmıştır. MADDE 26 – 4708 sayılı Kanunun 4 üncü maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Yapı denetim komisyonları ve görevleri MADDE 4 – Bu Kanunun uygulanması ile ilgili Bakanlık iş ve işlemlerinin yürütülmesini sağlamak üzere, Bakanlık merkezinde Merkez Yapı Denetim Komisyonu ve illerde İl Yapı Denetim Komisyonları kurulur. İl Yapı Denetim Komisyonları, yapı denetim kuruluşlarına izin belgesi verilmesi hariç Kanunda belirtilen diğer görevleri yapar. Merkez Yapı Denetim Komisyonu, konu ile ilgili Bakanlık personeli arasından, biri başkan olmak üzere Bakanlıkça görevlendirilecek toplam yedi üyeden oluşur ve Bakanlıkça uygun görülen birimin bünyesinde faaliyetlerini yürütür. Bakanlık; gerek görülen konular hakkında çalışmada bulunmak üzere, ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile meslek ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerini Bakanlıkça hazırlanan yönetmelikte belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde Komisyonda görevlendirebilir. İl Yapı Denetim Komisyonu, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün teklifi üzerine, biri başkan olmak üzere Merkez Yapı Denetim Komisyonunca görevlendirilecek toplam beş üyeden oluşur.” MADDE 27 – 4708 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin dördüncü ve yedinci fıkraları yürürlükten kaldırılmış, beşinci ve altıncı fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Yapı denetimi hizmeti için yapı denetim kuruluşuna ödenecek hizmet bedeli, yapı denetimi hizmet sözleşmesinde belirtilir. Bu bedel, yapı yaklaşık maliyetinin % 1,5’inden az olamaz. Hizmet bedeli oranı, yapım süresi iki yılı aşan iş için yıllık % 5 artırılır ve yapım süresi iki yıldan daha az olan işler için yıllık % 5 azaltılır. Bu bedele, katma değer vergisi ile yapı denetim kuruluşu tarafından talep edilen ve taşıyıcı sisteme ilişkin olmayan malzeme ve imalâtlar konusunda yapı müteahhidince yaptırılacak olan laboratuvar deneylerinin masrafları dâhil değildir. Yapı denetim kuruluşu, yapı sahibinden başka bir ad altında, ayrıca hiçbir bedel talebinde bulunamaz. Yapı denetim hizmet bedeli, yapı denetim kuruluşlarının hizmet bedellerinin ödenmesinde kullanılmak üzere yapı sahibince il muhasebe birimlerinde açılacak emanet nitelikli hesaba yatırılır. Yatırılan tutarların % 1’i ruhsatı veren idarenin, % 1’i Bakanlık bünyesinde bulunan döner sermaye işletmesinin hesabına aktarılır.” MADDE 28 – 4708 sayılı Kanunun 12 nci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “İlgili idarelerin bu Kanunda belirtilen hususlara ilişkin görevleri ile çalışma usul ve esasları; yapı denetim kuruluşları ve şubelerinin sınıflandırılması, kuruluşlar arasında adaletli iş dağılımını temin etmek üzere bir ilde faaliyet gösterebilecek olan yapı denetim kuruluşu sayısının belirlenmesi ile kuruluş safhasında sahip olunması gereken asgarî nitelikler; yapı denetim kuruluşları ve laboratuvar kuruluşlarının görevleri ile çalışma usul ve esasları; denetçi belgesi verilmesine ilişkin usul ve esaslar ile yapı denetim ve laboratuvar kuruluşlarında görev alacak personelde aranacak nitelik, tecrübe ve bunların istihdam şartları ile görev ve sorumlulukları; diğer yapı sorumlularının nitelikleri, görevleri ile çalışma usul ve esasları; Merkez ve İl Yapı Denetim Komisyonunun görevleri ile çalışma usul ve esasları; yapı denetimi hizmet sözleşmesinin esasları, asgarî hizmet bedelinin belirlenmesi ve hizmet bedelinin ödenmesi, bu Kanun uyarınca denetlenerek inşa edilen yapılara sertifika verilmesi ve düzenlenecek meslek içi eğitimlere ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça hazırlanan yönetmelikle düzenlenir.” MADDE 29 – 29/6/2011 tarihli ve 645 sayılı Orman ve Su İşleri Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “üç” ibaresi “dört” şeklinde değiştirilmiş ve aynı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (I) sayılı cetvelin “Müsteşar Yardımcısı” başlıklı sütununa “Müsteşar Yardımcısı” sırası eklenmiştir. MADDE 30 – 645 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, (g) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki bent eklenmiş ve mevcut (ğ) bendi (h) bendi olarak teselsül ettirilmiştir. “a) Milli parklar, tabiat parkları, tabiat anıtları, tabiatı koruma alanları ve sulak alanların tespiti, bunlardan Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca tescil edilenlerin korunması, geliştirilmesi, tanıtılması, yönetilmesi, işletilmesi ve işlettirilmesi ile ilgili işleri yürütmek ve denetlemek.” “ğ) Orman ve orman rejimine tabi yerlerde tabiat parkı, tabiat anıtı ve tabiatı koruma alanları ile sulak alanları ve benzeri koruma alanlarının tescil ve ilanını yapmak.” MADDE 31 – 645 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki bentler eklenmiş ve mevcut (h) bendi (i) bendi olarak teselsül ettirilmiştir. “h) Su kirliliği açısından hassas alanları ve nitrata duyarlı hassas alanları tespit etmek ve izlemek. ı) İklim değişikliğinin su kaynaklarına etkisi ile ilgili çalışmalar yapmak.” MADDE 32 – 645 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 19 uncu maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir. “(2) Bakanlık Müşavirleri, Bakanın uygun göreceği merkez veya taşra teşkilatına ait birimlerde çalıştırılabilir.” MADDE 33 – 9/8/1983 tarihli ve 2873 sayılı Millî Parklar Kanununun 3 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE 3 – Orman ve Su İşleri Bakanlığınca millî park karakterine sahip olduğu tespit edilen alanlar, Millî Savunma Bakanlığının olumlu görüşü, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı ve Kültür ve Turizm Bakanlığı ile diğer ilgili bakanlıkların görüşü de alınarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulu kararı ile millî park olarak belirlenir. Orman ve orman rejimine tabi yerlerde tabiat parkı, tabiat anıtı ve tabiatı koruma alanları Orman ve Su İşleri Bakanının onayı ile belirlenir. Orman ve orman rejimi dışında kalan yerlerde tabiat parkı, tabiat anıtı ve tabiatı koruma alanı belirlenmesine veya Orman ve Su İşleri Bakanlığınca belirlenmiş olanların işlemlerinin tamamlanması için gerekli yerlerin orman rejimine alınmasına ilgili bakanlıkların görüşü alınarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca karar verilir ve bu alanlar Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca tescil edilir.” MADDE 34 – 2873 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin başlığı “İşletme:”, ikinci fıkrasında yer alan “İmar ve İskan Bakanlığının” ibaresi “Çevre ve Şehircilik Bakanlığının”, üçüncü fıkrasında yer alan “planlar” ibaresi “projeler” ve dördüncü fıkrasında yer alan “Tarım ve Orman Bakanlığının” ibaresi “Çevre ve Şehircilik ile Orman ve Su İşleri Bakanlıklarının” şeklinde değiştirilmiştir. MADDE 35 – 2873 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci ve üçüncü fıkralarında, 5 inci maddesinin birinci fıkrasında, 7 nci maddesinin birinci fıkrasında, 8 inci maddesinin birinci fıkrasında, 9 uncu maddesinin birinci fıkrasında, 11 inci maddesinin ikinci fıkrasında, 12 nci maddesinin birinci fıkrasında, 13 üncü maddesinin ikinci fıkrasında, 15 inci maddesinin ikinci fıkrasında ve 22 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan “Tarım ve Orman Bakanlığınca” ibareleri “Orman ve Su İşleri Bakanlığınca” şeklinde değiştirilmiştir. MADDE 36 – 2873 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “hazırlanacak planın” ibaresi “onaylı uygulama imar planına göre hazırlanacak projelerin” şeklinde değiştirilmiştir. MADDE 37 – 2873 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde ve 9 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Tarım ve Orman Bakanlığının” ibaresi “Orman ve Su İşleri Bakanlığının” şeklinde değiştirilmiştir. MADDE 38 – 2873 sayılı Kanunun 16 ncı maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Çevre ve Orman Bakanlığı” ibaresi “Orman ve Su İşleri Bakanlığı” şeklinde değiştirilmiştir. MADDE 39 – 2873 sayılı Kanunun 22 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan “İmar ve İskan” ibaresi “Çevre ve Şehircilik” şeklinde değiştirilmiştir. MADDE 40 – 13/12/1983 tarihli ve 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 13 üncü maddesinin birinci fıkrasının (r) bendi ve ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “r) Bakanlar Kurulunca uygulama usul ve esasları belirlenen projeler kapsamında; Hazinenin özel mülkiyetinde ve Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmazları geliştirmek, değerlendirmek, kişilerin mülkiyetinde bulunan taşınmazları satın almak, trampa etmek, kamulaştırma ve toplulaştırma yapmak. Birinci fıkranın (r) bendi kapsamındaki tüm taşınmazlara ilişkin her tür ve ölçekteki etüt, harita, plan, imar planları, imar plan tadilatları ve imar uygulamaları Bakanlığın talebi üzerine Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca yapılır ve onaylanarak yürürlüğe konulur.” MADDE 41 – 21/7/1983 tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununda yer alan “Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu” ibareleri “Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu” şeklinde ve “kültür ve tabiat varlıklarını koruma bölge kurulu” ile “Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu” ibareleri “Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu” şeklinde değiştirilmiş ve aynı Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine aşağıdaki alt bentler eklenmiştir. “(13) “Doğal (tabii) sit”; jeolojik devirlere ait olup, ender bulunmaları nedeniyle olağanüstü özelliklere sahip yer üstünde, yer altında veya su altında bulunan korunması gerekli alanlardır. (14) “Taşınır tabiat varlıkları”; jeolojik devirlere ait olup, ender bulunmaları nedeniyle olağanüstü özelliklere sahip yer üstünde, yer altında veya su altında bulunan korunması gerekli taşınır tabii değerlerdir. (15) “Sokak sağlıklaştırma proje ve uygulamaları”; kentsel sit alanları ve koruma alanlarında, korunması gerekli taşınmaz kültür varlıkları ile sokaktaki diğer yapıların özgün sokak dokusunu tanımlayan tüm öğelerle birlikte korunması ve belgelenmesine yönelik rölöve, restitüsyon, restorasyon, kentsel tasarım projeleri ile mühendislik dallarında yapılması gereken her türlü proje ve bunların uygulamalarıdır. (16) “Etkileşim-geçiş sahası”; korunması gerekli kültür varlıklarını ve sit alanlarını doğrudan etkileyen, sit bölgeleriyle bütünlük gösteren, daha önceden sit sınırları içindeyken sit sınırları dışına çıkarılmış veya sit sınırları dışında tutulmuş korunacak sokak, meydan, yapı grupları ve benzerlerinin yer aldığı, sit bölgeleri arasında kalmış, sitleri doğrudan etkileyen veya koruma amaçlı imar planlarının hazırlanma aşamasında gözönünde bulundurulması gereken alanlardır.” MADDE 42 – 2863 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin (a) fıkrasının birinci paragrafında yer alan “etkileşim çevresine ilişkin” ibaresi “etkileşim-geçiş sahası” şeklinde, ikinci, üçüncü, beşinci, sekizinci ve dokuzuncu paragrafları aşağıdaki şekilde, (c) fıkrasının sekizinci paragrafında yer alan “Bayındırlık ve İskân” ibaresi “Çevre ve Şehircilik” şeklinde değiştirilmiştir. “Koruma amaçlı imar planı yapılıncaya kadar, koruma bölge kurulu tarafından üç ay içinde geçiş dönemi koruma esasları ve kullanma şartları belirlenir. Belediyeler, valilikler ve ilgili kurumlar söz konusu alanda üç yıl içinde koruma amaçlı imar planı hazırlatıp incelenmek ve sonuçlandırılmak üzere koruma bölge kuruluna vermek zorundadır. Üç yıllık süre içinde zorunlu nedenlerle plan yapılamadığı takdirde koruma bölge kurulunca gerekçeli olarak bu süre uzatılabilir. Uzatılan süre içerisinde geçiş dönemi koruma esasları ve kullanma şartları uygulanır. Sit alanlarına ilişkin tüm ölçeklerde yapılmış; koruma bölge kurullarının uygun görüşü alınarak yürürlüğe giren planların yargı kararları ile uygulamasının durdurulması veya iptal edilmesi halinde ilgili koruma bölge kurulunca geçiş dönemi yapılanma şartları yeniden belirlenir.” “İlgili idareler, koruma amaçlı imar planını en geç iki ay içinde görüşür ve varsa değişmesini istediği hususları koruma bölge kuruluna bildirir. Koruma bölge kurulunda bu hususlar değerlendirilir ve kurul tarafından uygun görülen haliyle planlar ilgili idarelere onaylanmak üzere gönderilir. Planlar koruma bölge kurulunun uygun gördüğü şekliyle ilgili idarelerce altmış gün içinde onaylanmak zorundadır. Bu süre içinde görüşülmeyen ya da onaylanmayan planlar kesinleşerek yürürlüğe girer. Koruma amaçlı imar planının yürürlüğe girmesiyle geçiş dönemi koruma esasları ve kullanma şartları ayrıca karar almaya gerek kalmadan ortadan kalkar.” “Koruma amaçlı imar planları, müellifi şehir plancısı olmak üzere alanın konumu, sit statüsü ve özellikleri gözönünde bulundurularak ilgili meslek gruplarından Bakanlıkça belirlenecek uzmanlar tarafından hazırlanır. Koruma amaçlı imar planları ve çevre düzenleme projelerinin hazırlanması, gösterimi, uygulanması, denetimi, koruma amaçlı imar planı değişiklikleri, plan müellifleri ile planlama ekibinin niteliği ve yeterliliği ile görev, yetki ve sorumluluklarına ilişkin usul ve esaslar, Bakanlıkça hazırlanan yönetmelikle belirlenir.” MADDE 43 – 2863 sayılı Kanunun 18 inci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir. “Sokak sağlıklaştırma proje ve uygulamalarına ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça hazırlanan yönetmelikle belirlenir.” MADDE 44 – 2863 sayılı Kanunun 48 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Kültür ve Turizm Bakanlığı Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü” ibaresi “Kültür ve Turizm Bakanlığı” şeklinde değiştirilmiştir. MADDE 45 – 2863 sayılı Kanunun 51 inci maddesinin ikinci fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiş, üçüncü ve dördüncü fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “d) Bakanlıklarca Koruma Yüksek Kurulunda görüşülmesi talebiyle gönderilen ve gündeme alınan konularda karar vermek. Mahalli idareler ile diğer kamu kurum ve kuruluşları Koruma Yüksek Kurulunda görüşülmesini istedikleri hususları bağlı, ilgili veya ilişkili oldukları bakanlıklar aracılığıyla bildirir. Koruma Yüksek Kurulunca karar verilen konular ilgili koruma bölge kurulunca tekrar görüşülmez. Koruma Yüksek Kurulunun gündemi Bakanlıkça belirlenir. Gündemin belirlenmesini müteakip Koruma Yüksek Kurulu toplantıya çağırılır. Toplantı sayısına bir sınırlama getirilmez. Koruma Yüksek Kurulu salt çoğunlukla toplanır, toplantıya katılan üyelerin salt çoğunluğu ile karar verir.” MADDE 46 – 2863 sayılı Kanunun 53 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (4), (5), (6) ve (9) numaralı bentleri ile üçüncü ve dördüncü fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “(4) Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü, (5) Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürü, (6) Çevre ve Şehircilik Bakanlığının ilgili Genel Müdürü,” “(9) Koruma bölge kurulları üyelerinden Bakanlıkça seçilecek altı üye,” “Koruma Yüksek Kurulunun başkanı, Bakanlık Müsteşarıdır. Bakan, gerekli gördüğü takdirde Kurula başkanlık eder, ancak oy kullanmaz. Müsteşar bulunmadığı zaman görevlendireceği Müsteşar Yardımcısı Kurula başkanlık eder.” MADDE 47 – 2863 sayılı Kanunun 55 inci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkralarında yer alan “ve Yükseköğretim Kurulunca” ibareleri yürürlükten kaldırılmıştır. MADDE 48 – 2863 sayılı Kanunun 57 nci maddesinin dördüncü fıkrasının ikinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve aynı maddenin yedinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir. “Ancak karar yeter sayısı dörtten az olamaz.” “Koruma, Uygulama ve Denetim Bürosu kurulmamış yerlerde taşınmaz kültür varlıkları, bunların koruma alanları ve sit alanlarında, 3194 sayılı İmar Kanununun 21 inci maddesi kapsamına giren ruhsata tabi olmayan tadilat ve tamiratlar koruma bölge kurulu müdürlüğünün izin ve denetiminde yapılır.” MADDE 49 – 2863 sayılı Kanunun 58 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan “beş” ibaresi “yedi” şeklinde değiştirilmiş, aynı fıkranın (b) bendi yürürlükten kaldırılmış ve üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Koruma bölge kurulunun gündemiyle ilgili meslek odaları, koruma bölge kurulu müdürlüğünün davetiyle toplantılara gözlemci olarak katılabilir.” MADDE 50 – 2863 sayılı Kanunun 61 inci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Koruma bölge kurullarınca alınan kararlara kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve tüzel kişilerce yapılan itirazlar, Bakanlıkça değerlendirilerek gerekli görüldüğü takdirde Koruma Yüksek Kurulu gündemine alınır. Bu itirazlar, Koruma Yüksek Kurulunca incelenir ve en geç üç ay içinde karara bağlanır. Koruma Yüksek Kurulunda görüşülen itiraz konuları ayrıca koruma bölge kurulu gündemine alınmaz. Koruma Yüksek Kuruluna yapılacak itirazlarla ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça hazırlanan yönetmelikle belirlenir.” MADDE 51 – 2863 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir. “EK MADDE 4 – Taşınır tabiat varlıkları hariç tabiat varlıkları, doğal sit alanları ve bunlara ilişkin koruma alanları ile ilgili olarak bu Kanunda öngörülen iş, işlem ve kararlar bakımından görevli ve yetkili bakanlık, Çevre ve Şehircilik Bakanlığıdır. Tabiat varlıkları, doğal sit alanları ve bunlara ilişkin koruma alanları ile ilgili hususlarda karar almak ve bu Kanunda öngörülen diğer iş ve işlemlerde Çevre ve Şehircilik Bakanlığına yardımcı olmak üzere; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı merkez teşkilatı bünyesinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müsteşarının veya ilgili Müsteşar Yardımcısının başkanlığında, Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürü, söz konusu varlıkların ve alanların özelliklerine göre konusunda uzmanlaşmış biolog, peyzaj mimarı, ziraat, çevre, orman ve su ürünleri mühendisleri ve hukukçular ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca uygun görülecek uzmanlardan Tabiat Varlıklarını Koruma Merkez Komisyonu ve taşrada Çevre ve Şehircilik Bakanlığı temsilcisinin başkanlığında, aynı meslek alanlarından yeterli sayıda uzmanın katılması suretiyle yeteri kadar Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu teşkil edilir. Bu komisyonların iş, işlem ve kararları konusunda, bu Kanunun Koruma Yüksek Kurulu ve koruma bölge kurulları ile ilgili hükümleri, Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca alınan ilke kararları çerçevesinde kıyasen uygulanır. Bu Kanunda Koruma Yüksek Kurulunca alınması öngörülen kararlar, tabiat varlıkları, doğal sit alanları ve bunlara ilişkin koruma alanları bakımından Koruma Merkez Komisyonunca, koruma bölge kurullarınca alınması öngörülen kararlar koruma bölge komisyonlarınca alınır ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığının onayıyla yürürlüğe konulur. Bu Kanunda ve diğer mevzuatta tabiat varlıkları, doğal sit alanları ve bunlara ilişkin koruma alanları bakımından Koruma Yüksek Kuruluna ve koruma bölge kurullarına yapılan atıflar ilgisine göre Koruma Merkez Komisyonuna ve koruma bölge komisyonlarına yapılmış sayılır ve ilgili maddelerde geçen Koruma Yüksek Kurulundan Koruma Merkez Komisyonu ve koruma bölge kurullarından koruma bölge komisyonları anlaşılır. Tabiat varlıkları, doğal sit alanları ve bunlara ilişkin koruma alanları ile ilgili iş, işlem ve kararlara ilişkin usul ve esaslar ile bu konularda görev yapacak komisyonların teşkili, çalışma usul ve esasları Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca hazırlanan yönetmelikle düzenlenir.” MADDE 52 – 2863 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici maddeler eklenmiştir. “GEÇİCİ MADDE 9 – Tabiat varlıkları, doğal sit alanları ve bunlara ilişkin koruma alanları ile ilgili olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca hazırlanması öngörülen yönetmelikler yürürlüğe girinceye kadar, bu maddenin yürürlüğe girmesinden önce yürürlüğe girmiş olan yönetmeliklerin bu Kanun Hükmünde Kararnameye aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam edilir. GEÇİCİ MADDE 10 – Koruma bölge kurullarının mevcut üyelerinin görevleri bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte sona erer.” MADDE 53 – 16/4/2003 tarihli ve 4848 sayılı Kültür ve Turizm Bakanlığı Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanunun 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde yer alan “2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu” ibaresi “21/7/1983 tarihli ve 2863 sayılı Kanun” şeklinde değiştirilmiş ve aynı Kanunda yer alan “ve tabiat” ibareleri ile “ve Tabiat” ibareleri yürürlükten kaldırılmıştır. MADDE 54 – 31/10/1985 tarihli ve 3234 sayılı Orman Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanunun 19 uncu maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki bent eklenmiş ve mevcut (ç) bendi (d) bendi olarak teselsül ettirilmiştir. “ç) Orman Harita ve Uzaktan Algılama Dairesi Başkanlığı,” MADDE 55 – 3234 sayılı Kanuna 22 nci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir. “Orman Harita ve Uzaktan Algılama Dairesi Başkanlığı MADDE 22/A – Orman Harita ve Uzaktan Algılama Dairesi Başkanlığının görevleri şunlardır: a) Genel Müdürlüğün, uydu görüntüleri, hava ve yer fotoğrafları, harita ve koordinat bilgilerine ilişkin işlemlerini yapmak ve yaptırmak, b) Coğrafi bilgi sistemleri ve uzaktan algılama ile ilgili faaliyetleri yürütmek, c) Ormancılıkla ilgili haritaların hazırlanmasına ilişkin iş ve işlemleri yapmak veya yaptırmak, ç) Genel Müdürlükçe verilecek benzeri görevleri yapmak.” MADDE 56 – 3234 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir. “GEÇİCİ MADDE 6 – 645 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Orman Genel Müdürlüğüne verilen görevlerle ilgili iş ve işlemlerden dolayı Çevre ve Orman Bakanlığınca taraf olunan işlem ve sözleşmelerde Orman Genel Müdürlüğü taraf olur ve Çevre ve Orman Bakanlığı leh ve aleyhine açılmış olan davalar ile başlatılmış olan takiplerde adı geçen Genel Müdürlük kendiliğinden taraf sıfatını kazanır. Söz konusu görevlere ilişkin olarak bu maddenin yürürlüğe girmesinden önce Çevre ve Orman Bakanlığınca yapılmış iş ve işlemler sebebiyle açılacak davalar Orman Genel Müdürlüğüne yöneltilir. Çevre ve Orman Bakanlığından Orman Genel Müdürlüğüne devredilen görev ve hizmetlere ilişkin dava ve icra takip dosyaları Maliye Bakanlığı ile Orman Genel Müdürlüğünce müştereken belirlenecek esaslara göre bu Kanun Hükmünde Kararnamenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde adı geçen Genel Müdürlüğe devredilir. Bu şekilde devredilen dava ve icra takipleri ile ilgili olarak devir tarihine kadar yapılmış her türlü işlem ilgili idareler adına yapılmış sayılır.” MADDE 57 – 3234 sayılı Kanunun eki (1) sayılı cetvel ekteki şekilde değiştirilmiştir. MADDE 58 – 26/1/2011 tarihli ve 6107 sayılı İller Bankası Anonim Şirketi Hakkında Kanunun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasına aşağıdaki bentler eklenmiştir. “h) Bakanlık tarafından talep edilen özel projeler ve kentsel altyapı projeleri ile yapım işlerini yapar veya yaptırır. ı) Bankaya kaynak temin etmek üzere, proje kaynağı için herhangi bir borç ve şartlı yükümlülük altına girmemek kaydıyla kâr amaçlı gayrimenkul yatırım projeleri ile uygulamalar yapar veya yaptırır.” MADDE 59 – 6107 sayılı Kanunun 7 nci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “(1) Yönetim Kurulu, Genel Kurula karşı sorumlu karar organıdır. Yönetim Kurulu Genel Müdür dahil yedi üyeden oluşur. (2) Yönetim Kurulunun dört üyesi Bakanlık tarafından atanır; iki üyesi de belediyeleri ve il özel idarelerini temsil etmek üzere Genel Kurula katılan belediye başkanları ve il özel idare temsilcileri arasından İçişleri Bakanlığı tarafından önerilen iki kat aday arasından Genel Kurul tarafından seçilir. Yönetim Kurulu yemin törenini izleyen ilk toplantıda, aralarından birer üyeyi başkan ve başkan vekili olarak seçer.” MADDE 60 – 6107 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Genel Müdür, Bakanın teklifi üzerine Başbakan tarafından atanır.” MADDE 61 – 2/3/1984 tarihli ve 2985 sayılı Toplu Konut Kanununun ek 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “müşterek kararname ile,” ibaresinden sonra gelmek üzere “Başkan Yardımcıları Başkanlığın bağlı bulunduğu Bakan tarafından,” ibaresi eklenmiştir. MADDE 62 – Ekli (1) sayılı listede yer alan kadrolar iptal edilerek 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (I) sayılı cetvelin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Orman Genel Müdürlüğü bölümlerinden çıkarılmış ve ekli (2) sayılı listede yer alan kadrolar ihdas edilerek aynı cetvelin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve Orman Genel Müdürlüğüne ait bölümlerine eklenmiştir. Bu Kanun Hükmünde Kararname ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı merkez ve taşra teşkilatında kullanılmak üzere ihdas edilen ikiyüze kadar kadroya, 6091 sayılı 2011 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunundaki sınırlamalara tabi olmadan açıktan ve naklen atama yapılabilir. MADDE 63 – Bu Kanun Hükmünde Kararname yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 64 – Bu Kanun Hükmünde Kararname hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür. Abdullah GÜL CUMHURBAŞKANI

Riskli alanlar nasıl belirlenir?

Riskli alanlar nasıl belirlenir? Riskli alanlar, zemin yapısı ya da üzerindeki yapılaşma sebebiyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıyan alanlardır. Riskli alanlar Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenir. Bakanlar Kurulu Kararı alınabilmesi için hazırlanacak teknik raporun Bakanlığımızca uygun görülmesi ve Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının görüşünün alınması gerekmektedir. Kimler riskli alan teklifinde bulunulabilir? Riskli alanlar Bakanlık, TOKİ veya Belediyeler tarafından belirlenebileceği gibi, yaşadığı yerin riskli olduğunu düşünen vatandaşlarımız da Bakanlığımıza riskli alan teklifinde bulunabilir. Riskli alan içindeki binaların ayrıca risk tespiti yapılacak mı? Riskli alan ilan edilen yerlerdeki yapılar için tek tek riskli yapı tespiti yapılmasına gerek yoktur. Riskli alanlardaki konutları yıkılanlar başka yerlere mi nakledilecek? Kanun kapsamında yapılacak dönüşümde öncelikli hedef “yerinde dönüşüm”ü sağlamaktır. Ancak, teknik zorunluluklardan dolayı yerinde dönüşüm mümkün olmaz ise rezerv yapı alanları değerlendirilecektir. Riskli alan içerisinde kalan risksiz binaların durumu ne olacak? Riskli alanda risksiz bina bulunması hâlinde, bu binalar uygulama dışı tutulabilecektir. Böyle bir durumda, risksiz binanın bulunduğu alan ifraz edilebilecek, ifraz imkânı yok ise maliklerin anlaşması hâlinde binanın hâlihazır durumu korunabilecektir. Ancak, uygulama bütünlüğü bakımından gerekmesi hâlinde, risksiz binalar, malikleri ile yapılacak anlaşmalar çerçevesinde yıkılabilecektir. Riskli alanda başlamış inşaatlar devam edecek mi ve yeni ruhsat verilecek mi? Kanun kapsamındaki proje ve uygulamalar süresince, her türlü imar ve yapılaşma işlemleri geçici olarak durdurabilecektir. Riskli alan içerisinde kalan binalar 60 gün içerisinde yıkılacak mı? Riskli alan ilanından sonra öncelikle alanın mevcut durumu tespit edilecek, hak sahiplikleri belirlenecek, hak sahipleri ile anlaşma yoluna gidilecek ve tahliye ve yıkım işlemleri bu süreçlerden sonra başlayacaktır. Riskli alanda kira yardımı için nereye başvurulacak? Riskli alandaki malikler, kiracılar veya sınırlı ayni hak sahipleri kira yardımı için, riskli alan için Bakanlığımıza veya yetkilendirilen İdareye başvuru yapacaktır. Bu alanlarda yapılacak kira yardımı bedeli proje bazında belirlenecektir. Riskli alanda vatandaş kendisi veya müteahhit aracılığı ile konutunu yapmak isterse yine harçlardan muaf olacak mı? Riskli alanlarda, Bakanlık, İdare veya TOKİ tarafından değil de vatandaşlarca veya müteahhitlerce uygulamada bulunulması halinde, bu alanlardaki yapıların mevcut alanları için daha önce belediyelerce alınan harç ve ücretlere ilave olarak, sadece kullanım maksadı değişiklikleri ve yapı alanındaki artışlar için hesaplanan harç ve ücret farkları alınacaktır. Kanun’un uygulanması ile ilgili olarak nereden bilgi alınabilir? Kanun’un uygulanması ile ilgili en doğru bilgiler Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Genel Müdürlüğü, İstanbul, İzmir ve Bursa’da Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Müdürlükleri ve diğer illerde Çevre ve Şehircilik İl Müdürlükleri ile Alo 181 hattından alınabilir.

Emlakçılara Kentsel Dönüşüm Tavsiyeleri,Tüyolar!

Emlakçılara Kentsel Dönüşüm Tavsiyeleri,Tüyolar! YAZAN: MAREMDER YÖNETIM KURULU BAŞKAN YARDIMCISI ALI BURUŞUK TARIH: NIS - 26 - 2013
Maremder kentsel dönüşümİnşaatçılar ve Emlakçılar için gayrimenkulde tapu ve kentsel dönüşümle ilgili kavramlar’ semineri 25.04.2013 Perşembe günü saat 15:00,Gayrimenkul Hukuku Enstitüsü’nün Mecidiyeköy’deki binasında yapıldı.Seminere konuşmacı olarak Ramazan Karakurt, Av. İsmail Doruk, Av. Ali Yüksel katıldı. Emlakçıların ağırlıkta olduğu ,Maremder’inde destek verdiği seminer ilgiyle izlendi. ‘Kentsel Dönüşüm Yasası’nın getirdiği yeni düzenlemelerin irdelenmesi, devlet vatandaş arasında yasanın uygulamasında ortaya çıkacak fırsatlar ve risklerin değerlendirilmesi, uygulamacı kurumların mevcut tecrübelerin aktarılması’nın amaçlandığı seminerde 3.konuşmacı Avukat İsmail Dorukoldu. Emlakçılara seslenen ve kentsel dönüşümde nelere dikkat edilmesi gerektiğini söyleyen Av.İsmail Doruk bu konudaki deneyimlerini paylaştı. ‘Kentsel dönüşüm bölgelerinde çalışmak istiyorsanız imarından haberdar olmanız gerekir. ‘Riskli yapılar dediğimiz Kadıköy, Bakırköy, Bahçelievler gibi yerlerde tek parsel üzerinde yapımlık kat irtifaklı ve kat mülkiyetli binalardan kaynaklanan sorunlar var. ‘Herhangi bir apartmanda, bir parsel üzerinde, kat mülkiyeti yada kat irtifakı bulunan bina üzerinde binadakilerden herhangi birinin, üçte iki çoğunluk aranmadan, tek başına başvursa o binanın riskli yapı olduğunu tespit ettirdiği takdirde, otomatik olarak çevre bakanlığı tarafından o binanın yıkılması gerekiyor. Üçte iki bina yıkıldıktan sonra Üçte iki bina yıkıldıktan sonra, müteahhide verme aşamasında devreye giriyor. Üçte iki çoğunluk konusunda kapalı noktalar var. Bu kanunu Trabzon'lular çıkarmış! Maalesef bu kanunu Trabzon'luların çıkarmış olmasından kaynaklanıyor. Hukuki alt yapısı çok zayıf. Biz şimdi yoldan gidelim, eksiklik nerde olursa sonra düzeltiriz, gibi yaklaşımdan kaynaklanan zorluklar yaşanıyor. Bu kanun düzeltilmediği takdirde binlerce, on binlerce dava açılacak. Üçte iki çoğunluk işte burada gündeme gelecek. En büyük soru şerefiye ‘Burada en büyük sorunu şerefiye değerlerinde ortaya çıkacağını düşünüyorum. Çünkü üçte bir çoğunluk kabul ettiği halde şerefiye anlaşılamadığı için sıkıntılar var. Bunların hepsi mahkemede çözülecek ve yıllar alacak. Nehir ters akacak. Ben yaptım oldu, mantığı var biraz. Kentsel dönüşüm riskli alan Kentsel dönüşüm alanları ile ilgili konular riskli alana giriyor. Sizin ilgi duyacağınız ve para kazanacağınız alanların hiçbirinde riskli alan yok. Fikirtepe, ataşehir, kartal, bunların hiçbirinde kanunun aradığı manada alanda kalmamaktadır. Nerede kalıyor. Gaziosmanpaşa da, Plan notları bu işin Anayasası ‘1/ 5000’lik ve 1/1000 imar planlarını bilmemiz lazım. Belli bir plan sınırı içerisinde İBB tarafından çıkarılan planlardır. Bu planlarda detaya girildiği zaman ana detaylara bakmak gerekir. Plan sınırı içindeki bölgelerde bazı bölgeler konut, bazı bölgeler ticari alan,ticaret artı konut alanları… Ve bunların hepsi Plan notları adı altında, tabiri caizse o planının anayasası tabir ettiğimiz şeklinde bir düzenleme ile yazılır. Binliklerde o 5000’liğe uygun olarak detaylandırılır. Plan sınırı içindeki alanların ne olduğu görürsünüz. Ama binliklerde o parsellerin girişlerini çıkışlarını yapılabilecek, çekmelerin hepsini o binliklerde görürsünüz. 1000’likler 5000’binliklere aykırı olamaz. ‘Dolayısı ile bu kentsel dönüşüm bölgelerinde çalışacağınız zaman 1/ 5000’lik planı çok detaylı okumanızı tavsiye ederim. 1/ 5000 planda en önemli olarak daPlan notlarını okumanızı tavsiye ederim. Plan notlarını okumayı bilene servet var Eğer bu işi okumayı bilebilirseniz plan notundan servet kazanabileceğiniz maddeler görürsünüz ve göreceksiniz. Bilhassa şu anda imar yönetmeliğine konulmuş olan imar transfer hakkını iyi okursanız yeşil alanları, donatı olanlarını alım satımlarla ucuza alıyorsunuz imar transfer hakkını, imarı olan yere aktarırsanız, bire 3 bire 5 para kazanırsınız. Kazanmamızda gerekir, yaptığımız iş legal iş. Bunları bilmenizin yolu da Plan notlarını iyi okumanızdan geçer. İmar fonksiyonlarını bilmeniz gerekir ki yaptığınız işte başarılı olasınız. Mesela Sahra’da 3000 metre ve üzeri 2,5 emsal, ticaret alanlarında da 5000 m ve üstü 2,5 emsal, bu detayı bilmezseniz girdiğiniz yerden çıkmazın da çok zor olur. Plan notları bizim anayasamız. Bu anayasayı çok iyi okuyup oradan ekmek çıkarmamız lazım. Hepsinin başında lokasyon var ‘Bir de bu işlerin hepsinin başında lokasyon tespiti yapmanız gerekir. Lokasyon tespiti de şudur: Dağ başı ile ova bir değildir. Çukur ile tepe bir değildir. Yamaç bir değildir. Yamaçlara konut yaparsınız ama sırtlara iş yeri yaparsınız. Lokasyon da başarılı olmak işinde başarılı olmak demektir. Her zaman sırttan yol gitmiştir. Ve ticari alanlar orda gelişmiştir. İpek yolu gibidir. İyi bir lokasyon tespit ettiğinizde oranın binliğini ve beş binliğini incelemeniz lazım. Bunda da çok ciddi kazanımlarınız olur. Gecekondu alanları ‘Çalışacağınız kentsel dönüşüm alanları Gecekondu alanları olmalıdır. Gecekondualanları parsel bazlı alanlardır. Riskli yapılar dediğimiz kat mülkiyeti ve kat irtifakı olan daire sahipleri ile muhatap olacaksınız. Bir parsel üzerinde yapılacak olan yapıdan bahsediyoruz. Hedeflediğimiz kentsel dönüşüm alanlarında iseGecekondu bölgeleri olup her yapının ayrı bir parseli vardır. Malikler neye dikkat eder? ‘Bu belgedeki insanların en büyük çekincelerin 1. oran, 2.inşaat sözleşmesindenet brüt kavramları, ve 3. de en az oran kadar değerli kira. Kira bedeli çok ciddi en az oran kadar dikkat ediliyor. Satış vaadi sihirli kelime Bu bölgelerde kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapmak için ön protokole ve ön sözleşmeye girmeyin. İşin bitiren tek şey kat karşılığı inşaat sözleşmesidir. Burada kat karşılığı inşaat sözleşmesi önemli değil, önemli olan burada sihirli kelime satış vaadidir. Satış vaadi olduğu için kat karşılığı inşaat sözleşmeleri değerlidir. Tek başına değerli değildir. Eser sözleşmesidir. Hukukta yazılı olarak yapılabilir, yazısız da yapılabilir. Başına satış vaadi koyduğunuz anda müteahhit oranın yarısının sahibi oluyor. Ve geri dönüşü olmaz. Satış vaadinin geri dönüşü olmaz. Tapu şerh verirsiniz sözleşmeden doğan yükümlülükleri yerine getirdiğinde mecburen tapunun size tescili gerekir. Ya rızaen ya da mahkeme yolu ile. Satış vaadinin geçersiz hale gelmesi mümkün değildir. Satış vaadi olmadığında bir hak sahibi olamazsınız. Kat karşılığı inşaat sözleşmelerinde dikkat edilmesi gereken en önemli noktalardan biri bölüşüm oranladır. Müteahhitler net yüzde elliye brüt daireler veriyorlar. Net ile brüt kavramını karıştırıyorlar. Açık bir şekilde müteahhit kendi lehine yazmadıktan sonra sözleşme arsa sahibi lehinedir. Uyanıklık yapıyorum derken günün sonunda ciddi hukuki yanlışlara düşebilir. Yüzde ellinin karşılığı daire sahibine brüt verilecek diye yazmazsanız burada ne kadar alan kazanırsanız kazanın yüzde ellisini arsa sahibi yüzde ellisini müteahhide vermeniz gerekir. Kat irtifakı kurulurken ben bunu brütten veririm diyen müteahhit karşı tarafı kandırırım derse ama kandıramadıklarında ters köşeye yatar. Onun için net ve brüt kavramlarını iyi bilmek gerekir. Satış vaadini noterden yapıp diğerlerini kendi aranızda düzenleyebilirsiz. Açık bıraktığınız her nokta farklı bir şekilde doldurulabilir. Arsa sahiplerinin kendi aralarındaki paylaşım çok sıkıntılı. Kentsel dönüşüme müteahhit girmekten korkuyor, girdiği zaman nasıl çıkacağından korkuyor. Arsa sahipleri nasıl olacağını bilmiyor. Hangi maddelerde tıkanacaklarını bilmiyorlar. Yapanlar kör düğüm döğüşü şeklinde yapıyorlar. Eksik gedik çok şeyler var.’ Dedi Kaynak : http://www.maremder.org/emlakcilara-kentsel-donusum-tavsiyelerituyolar/ Türkiye Büyük Millet Meclisi: Gayrimenkul danışmanlarının kanuni hakları, AB standartlarında olsun

17 Kasım 2013 Pazar

YABANCILAR İÇİN TÜRKİYE’DE TAŞINMAZ SATIN ALMA İŞLEMLERİ REHBERİ

YABANCILAR İÇİN TÜRKİYE’DE TAŞINMAZ SATIN ALMA İŞLEMLERİ REHBERİ

İşbu rehber, yabancı uyruklu gerçek şahısların ülkemizde taşınmaz ediniminde sorunlarla karşılaşmamasına yardımcı olmak amacıyla hazırlanmıştır. Bununla beraber, rehber gerekli profesyonel danışmanlık hizmetlerini ikame etmemektedir.

1.Hukuki temel :
2644 sayılı Tapu Kanunu’nun Mayıs ayında yürürlüğe giren 6302 sayılı Kanun ile değişik 35. Maddesi uyarınca, yabancı uyruklu gerçek kişilerin ülkemizde taşınmaz edinmesinde karşılıklılık şartı aranması uygulaması terk edilmiştir. Ülkemizde  taşınmaz ve sınırlı ayni hak ediminizin mümkün olup olmadığı  konusunda ülkenizdeki Türkiye Büyükelçiliği veya Başkonsolosluklarından veya ülkenizin Türkiye’deki temsilciliklerinden bilgi almanız mümkündür. Yabancı gerçek kişilerin ülkemizde taşınmaz satın alırken zarara uğramamaları maksadıyla aşağıdaki hususlara özen  göstermeleri uygun olacaktır:
2.Sözleşmelerin resmi şekilde düzenlenmesi :
Türkiye’de geçerli mevzuata göre, taşınmaz mülkiyetinin devrini amaçlayan resmi sözleşmelerin mutlaka taşınmazın bulunduğu Tapu Sicil Müdürlüklerinde yapılması gerekmektedir. Ayrıca, resmi satış öncesinde noter huzurunda “satış vaadi sözleşmesi” imzalanması da mümkündür. 
Satış sözleşmesi resmi şekilde yapılan taşınmazın mülkiyetinin kazanılması Tapu Müdürlüklerinde yapılacak tescil ile mümkün olmaktadır.

3. Yabancıların taşınmaz edinimindeki kanuni sınırlamalar :
A. Yabancılar kanuni sınırlamalara uymak kaydıyla, Türkiye’de işyeri veya mesken olarak kullanmak üzere, taşınmaz satın alabilirler. Ancak farklı şehirlerde de olsa, yabancı bir kişinin Türkiye’de satın alabileceği taşınmazların toplam yüzölçümü 30 hektarı geçemez.

B. Yabancıların taşınmaz alımı öncesinde, bölgedeki askeri makamlardan izin alınması da gerekmektedir. Bahsekonu taşınmazın güvenlik bölgesi içinde bulunması halinde, yabancılara satış işlemi yapılması mümkün olamayacağından, bu konunun ödeme yapılmadan önce açıklığa kavuşturulması önemlidir.
4. Pratik bilgiler :
A. Yabancı uyruklu gerçek kişilerin taşınmaz edinimleri için ilgili tapu sicil müdürlüklerine başvurularında:
-Kimlik belgelerini veya pasaportlarını,
-Taşınmaz edinimleri ikamet iznine tabi yabancıların ilgili emniyet müdürlüklerinden verilen ikamet tezkerelerini,
-Yurt dışından verilen vekaletnameler esas alınarak vekaleten işlem yaptırmaları halinde, tercümeleriyle beraber vekaletnamelerin aslını
 veya onaylanmış bir örneğini beraberlerinde bulundurmaları gerekmektedir.
B. Satış sözleşmeleri yapılmadan önce, taşınmazın sınırlı ayni haklarla kayıtlı olup olmadığı, ipotekli veya satışına engel herhangi bir durumun bulunup bulunmadığı gibi hususlar ilgili Tapu Dairesinden kontrol edilmelidir.
C. Ülkemizde mülk almak isteyen yabancıların,
- İlgilisi olduğunu kanıtlaması kaydıyla Tapu Sicil Müdürlüklerinde bahsekonu taşınmaz hakkında bilgi edinmeden hukuki bağlayıcılığı
olan sözleşmeleri imzalamamaları ve ödeme yapmamaları,
-Satıcı şahıs veya firmalar hakkında araştırma yapmadan işlemlerini başlatmamaları, ciddi ve güvenilir olduklarını ispat edemeyen şahıs
veya firmalar ile çalışmamaları uygun olacaktır.

Alım-Satım konusunda herhangi bir anlaşmazlık çıkması halinde, keyfiyetin yargıya taşınması ve Türk mahkemelerinde dava açılması gerekmektedir. Türk Dışişleri Bakanlığı ve dış temsilciliklerinin yargı sürecine müdahil olmaları mümkün değildir.