İnşaatçılardan korkunç itiraflar! Binaları deniz kumu ve hurda demirlerden yaptıklarını anlatan Ali Ağaoğlu'ndan sonra Aşçıoğlu da aynı itirafta bulundu...
İnşaatçılardan korkunç itiraflar!
Binaları deniz kumu ve hurda demirlerden yaptıklarını anlatan Ali Ağaoğlu'ndan sonra Aşçıoğlu da aynı itirafta bulundu...
"Çürük malzemeler kullandık ama elimizde başka imkanlar yoktu. Tüm inşaat firmaları binalarını bu şekilde diktiler."
İzoduo, Mintec Yapı Kaplamaları ve Modern Mortgage Institute firmalarının sponsorluğunda ve Fulya Fuar Merkezi'nde düzenlenen "Biz de asırlık konutlar yapmalıyız" teması altında gerçekleştirilen panelde inşaat sektörünün önde gelen isimleri ve ekonomi gazetecileri sektörün sorunlarını masaya yatırdı. Ekonomi Gazetecileri Derneği Başkanı Celal Toprak moderatörlüğünde gerçekleştirilen toplantıda özellikle 1999 depremi sonrası Türkiye'de yapılan konutların büyük kısmında deprem mevzuatına uyulduğunu ve yaşam merkezi konseptiyle öne çıkılmaya başlandığını anlatan Aşçıoğlu Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Aşçıoğlu, 70'li yıllarda deniz kumuyla binalar yaptıklarını itiraf etti. Daha önce de Ali Ağaoğlu çeşitli platformlarda benzer söylemlerde bulunmuştu.
Aşçıoğlu o dönemde ellerinde başka imkanlar olmadığını belirterek "Tüm inşaat firmaları binalarını bu şekilde diktiler İstanbul'daki binaların yüzde 70'i sorunluysa suçlu hepimiziz" dedi.
Önce şehir planları asırlık olmalı
İyi bir şehir planlamasıyla İstanbullu yeniden yaşanabilir hale getirilebileceği anlatan Aşçıoğlu, "Dünya Türk müteahhitlerini konuşuyor. Ancak bu başarı ülke içinde ispatlamış değil. Birinci derecede deprem bölgesi olan başta İstanbul için siyasi otoritenin kentsel dönüşümde emin adımlar atması gerek" dedi.
İstanbul İnşaatçılar Derneği ve Teknik Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Nazmi Durbakayım da konutlardan önce şehir planlarının asırlık olması gerektiğini savundu ve "Türkiye'de şehir planları her 10 yılda bir değişiyor. Plan karmaşası devam ettikçe bırakın asırlığı 20 yıllık bina bile yapılması zor" dedi.
Üniversite hocaları ayaklanmalı
"Türkiye'de çarpık kentleşme varken nasıl oluyor da üniversitelerdeki inşaat akademisyenleri ses çıkarmıyor, isyan etmiyor şaşırıyorum" diyen Önay Grup Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Akdaş da çocuklarımıza sağlıksız konutlar teslim etmenin endişesini yaşadığını söyledi. Akdaş şunları söyledi:
"Tüketici bilinçli değil. Konuta sadece başımızı sokacak bir çatı olarak bakıyoruz ve iç mimariye önem veriyoruz. Bu anlamda son yapılan binalarda iç dekorasyon gayet güzel ve şık. Yani makyajı önemsiyoruz." Canan Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Necati Akyazıcı da "Türkiye'nin asırlık binalara ihtiyacı olduğunu anlatarak istesek 200 yıllık binalar bile yapabiliriz. Mimarlarımız yeterli bilgi ve beceriye sahip. Ancak bu noktada yetkileri arttırılmalı" dedi.
3 milyon yeni konut açığı var
Çürük binaları bir tarafa bırakırsak nüfusun giderek arttığını ve buna paralel olarak 3 milyon yeni konuta ihtiyaç olduğunu söyleyen Ege Grup Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Bozan "Sadece bina yapmak yetmiyor. Doğru proje, doğru tüketiciye gitmeli. Bugün çok güzel havuzlu, sosyal tesisli evler yapıyoruz. Fakat aidatı sorun oluyor. Aidatlar ödenemediği için havuzlar kapatılıyor. Kat mülkiyeti kanununda çok eksiklik var" dedi. Doğa Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı Ali Duek de şöyle konuştu: "Türkiye'de artık konut sektörü markalaştı. Ama hala mimarlara yetki yeterince verilmiyor. Konut alırken de kaliteden ziyade fiyata önem veriyoruz. Firmanın kendi içinde ise iş bölümü yok. Kredi kullanımı, pazarlama, müteahhitlik konut firmasının sorumluluğunda oluyor. Ama örneğin ABD'de pazarlama profesyonel şirketlere veriliyor. Bu noktada işbirliğine gitmeliyiz."
Panelde Hürriyet Gazetesi'nden Sadi Özdemir, Zaman'dan İbrahim Balta, Mintec Yapı Kaplamaları Genel Müdürü Ayşe Mortaş, Cumhuriyet Gazetesi'nden Murat Gülderen ve Yeni Şafak'tan Yılmaz Yıldız da sektörle ilgili yorumlarıyla katkıda bulundular.
Akşam
Yorumlar