Emlak dünyası, tapu mevzuatı ve tapu da yapılan işlemler hakkında bilgi, kişisel gelişim makale ve yazılarınız içerir.
3 Kasım 2011 Perşembe
Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu
Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu
Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu
Kanun No. 4691 Kabul Tarihi : 26.6.2001
Amaç
MADDE 1.- Bu Kanunun amacı, üniversiteler, araştırma kurum ve kuruluşları ile üretim
sektörlerinin işbirliği sağlanarak, ülke sanayinin uluslararası rekabet edebilir ve ihracata yönelik
bir yapıya kavuşturulması maksadıyla teknolojik bilgi üretmek, üründe ve üretim yöntemlerinde
yenilik geliştirmek, ürün kalitesini veya standardını yükseltmek, verimliliği artırmak, üretim
maliyetlerini düşürmek, teknolojik bilgiyi ticarileştirmek, teknoloji yoğun üretim ve girişimciliği
desteklemek, küçük ve orta ölçekli işletmelerin yeni ve ileri teknolojilere uyumunu sağlamak,
Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulunun kararları da dikkate alınarak teknoloji yoğun alanlarda
yatırım olanakları yaratmak, araştırmacı ve vasıflı kişilere iş imkânı yaratmak, teknoloji
transferine yardımcı olmak ve yüksek/ileri teknoloji sağlayacak yabancı sermayenin ülkeye
girişini hızlandıracak teknolojik alt yapıyı sağlamaktır.
Kapsam
MADDE 2.- Bu Kanun, Teknoloji Geliştirme Bölgelerinin kuruluşunu, işleyişini, yönetim ve
denetimini ve bunlarla ilgili kişi ve kuruluşların görev, yetki ve sorumluluklarını kapsar.
Tanımlar
MADDE 3.- Bu Kanunun uygulanmasında;
a) Bakanlık: Sanayi ve Ticaret Bakanlığını,
b) Teknoloji Geliştirme Bölgesi (Bölge): Yüksek/ileri teknoloji kullanan ya da yeni teknolojilere
yönelik firmaların, belirli bir üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsü ya da AR-GE merkez veya
enstitüsünün olanaklarından yararlanarak teknoloji veya yazılım ürettikleri/geliştirdikleri,
teknolojik bir buluşu ticari bir ürün, yöntem veya hizmet haline dönüştürmek için faaliyet
gösterdikleri ve bu yolla bölgenin kalkınmasına katkıda bulundukları, aynı üniversite, yüksek
teknoloji enstitüsü ya da AR-GE merkez veya enstitüsü alanı içinde veya yakınında; akademik,
ekonomik ve sosyal yapının bütünleştiği siteyi veya bu özelliklere sahip teknoparkı,
c) Araştırma ve Geliştirme (AR-GE): Bilim ve teknolojinin gelişmesini sağlayacak yeni bilgileri
elde etmek veya mevcut bilgilerle yeni malzeme, ürün ve araçlar üretmek, yazılım üretimi dahil
olmak üzere yeni sistem, süreç ve hizmetler oluşturmak veya mevcut olanları geliştirmek amacı
ile yapılan düzenli çalışmaları,
d) AR-GE Merkez veya Enstitüleri: Kamuya ait, yetişmiş nitelikli insan gücü ile günün modern
teknolojilerine dayalı makine, donanım ve yazılımı içinde bulunduran, teknoloji ve ürün
geliştirilmesine yönelik AR-GE faaliyetlerinin yapıldığı mekânları,
e) Üretim Birimleri: Bölge içerisinde bu Kanunun amacına uygun olarak faaliyette bulunan gerçek
veya tüzel kişilerce kurulan veya kullanılan, yeni ve yüksek teknolojilere dayalı ve çevreye zarar
vermeyen üretim birimlerini,
f) Girişimci: Bölgedeki hizmet ve imkânlardan yararlanmak isteyen veya yararlanmakta olan
gerçek ve tüzel kişileri,
g) Yenilik: Bir fikri; satılabilir, yeni ya da geliştirilmiş bir ürün ya da mal ve hizmet üretiminde
kullanılan yeni ya da geliştirilmiş bir yöntem haline dönüştürmeyi,
h) Üründe Yenilik: Teknolojik açıdan yeni ürün, önceki ürün kuşağıyla karşılaştırıldığında
malzemesi, parçaları ve yerine getirdiği işlevler açısından öze ilişkin, teknolojik farklar gösteren
bir ürünü,
ı) Üretim Yöntemlerinde Yenilik: Geleneksel üretim tesislerinde üretilemeyen, yeni ya da
geliştirilmiş ürünlerin üretilmesinde veya halen üretilmekte olan ürünlerin yeni tekniklerle
üretilmesinde kullanılan yöntemi,
i) Üniversite: Mühendislik ve temel bilimler dallarında yapılanmasını gerek insan gücü ve teknik
donanım olarak tamamlamış ve gerekse doktora öğrencisi seviyesinde yeterli araştırma elemanı
olduğu Yükseköğretim Kurulu tarafından onaylanan üniversiteleri,
j) Kurucu Heyet: Bölgenin içinde veya bulunduğu ilde yer alan en az bir üniversite veya yüksek
teknoloji enstitüsü ya da kamu AR-GE merkez veya enstitüsü ve diğer kuruluş temsilcilerinden
oluşan heyeti,
k) Yönetici Şirket: Bu Kanuna uygun ve anonim şirket olarak kurulan, Bölgenin yönetimi ve
işletmesinden sorumlu şirketi,
l) Yazılım: Bir bilgisayar, iletişim cihazı veya bilgi teknolojilerine dayalı bir diğer cihazın
çalışmasını ve kendisine verilen verilerle ilgili gereken işlemleri yapmasını sağlayan komutlar
dizisinin veya programların ve bunların kod listesini, işletim ve kullanım kılavuzlarını da içeren
belgelerin ve hizmetlerin tümünü,
İfade eder.
Kuruluş
MADDE 4.- Bölge ile ilgili başvurular Kurucu Heyet tarafından yapılır. Bölge başvurularını
değerlendirilmek üzere Bakanlık Sanayi Araştırma ve Geliştirme Genel Müdürünün başkanlığında
Bayındırlık ve İskân Bakanlığı, Devlet Planlama Teşkilâtı Müsteşarlığı, Yükseköğretim Kurulu
Başkanlığı, Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu Başkanlığı, Türkiye Odalar ve Borsalar
Birliği ve Bakanlık tarafından belirlenecek teknoloji konusunda faaliyet gösteren bir özel
kuruluştan birer temsilcinin katılımı ile Değerlendirme Kurulu kurulmuştur.
Bölgeler, Değerlendirme Kurulunun uygun görüşü ve Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu
kararı ile tespit edilir ve Resmi Gazetede yayımlanır.
Bölgelerdeki plânlama sürecinde imar plânları ve değişiklikleri, parselasyon plânları ve
değişiklikleri çıkacak yönetmeliğe uygun olarak Bölgenin yönetici şirketince hazırlanır ve Bakanlık
tarafından onaylanarak yürürlüğe girer. Kesinleşen imar plânları ilgili kurumlara bilgi için
gönderilir. Arazi temini, plânlama ve projelendirme, alt yapı ve üst yapının inşası ile ilgili
harcamalar yönetici şirkete aittir.
Bölgelerde ihtiyaç duyulacak araziler 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu hükümlerine göre
sağlanabilir.
Bölge alanları içinde yer alan üniversite arazileri, bu üniversitelerin uygun görüp izin vermeleri
durumunda, mülkiyeti ilgili üniversitede kalmak kaydıyla Bölgeyi kuracak yönetici şirkete tahsis
edilebilir. Bu durum kamu kurum ve kuruluşlarına ait araziler için de geçerlidir.
Bölge kurulması için öngörülen alanda veya Bölgenin bulunduğu ilin sınırları içinde üniversite
veya yüksek teknoloji enstitüsü veya AR-GE merkez veya enstitüsünün bulunması ve yörede
yeterli AR-GE ve sanayi potansiyelinin olması şartı aranır. AR-GE ve sanayi potansiyelinin
yeterliliği konusundaki kriterler yönetmelik ile belirlenir.
Bölge olarak belirlenen araziler hiçbir şekilde başka amaçlarla kullanılamaz.
Yönetici şirket
MADDE 5.- Bölgenin yönetimi ve işletmesinden sorumlu yönetici şirketin kurucuları arasında,
Bölgenin içinde veya bulunduğu ilde yer alan en az bir üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsü
ya da kamu AR-GE merkez veya enstitüsü bulunur. Bu kurum ve kuruluşlar, şirketleri ve/veya
vakıf işletmeleri ile de yönetici şirkete katılabilirler.
Yönetici şirkete ayrıca, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğine bağlı odalar ve borsalar, yerel
yönetimler, bankalar ve finansman kurumları, yerli ve yabancı özel hukuk tüzel kişileri, AR-GE ve
teknoloji geliştirme ile ilgili vakıf ve dernekler, ilgili kamu kuruluşları, ihracatçı birlikleri kurucu ya
da sonradan ortak olarak iştirak edebilirler.
Yabancı özel hukuk tüzel kişileri 6224 sayılı Yabancı Sermayeyi Teşvik Kanunu ve ilgili mevzuat
hükümleri çerçevesinde gerekli izinleri almak kaydıyla yönetici şirkete iştirak edebilirler.
Yönetici şirket; Bölgenin kuruluş aşamasında plânlama ve projelendirmenin yapılması, gerekli alt
yapı ve üst yapı hizmetleri ile Bölge için gerekli her türlü hizmetlerin yürütülmesi, Bölgenin bu
Kanun ve ilgili yönetmeliklerde gösterilen amaca uygun olarak yönetilmesi, girişimcilerin ve
üçüncü şahısların buna aykırı davranışlarının önlenmesi ve gerekli önlemlerin alınması ile
yükümlüdür.
Bakanlık, Bölgede bu Kanunda belirtilen amacın dışında faaliyet gösteren yönetici şirketi uyarır
ve belirli bir süre vererek Bölgenin istenen amaca uygun faaliyete geçirilmesini ister. Bu sürenin
sonunda, yönetici şirketin, amacın gerçekleştirilmesinde yeterli olmayacağının anlaşılması
durumunda Bakanlık görevli mahkemeye başvurarak yönetici şirketin faaliyetinin durdurulmasını
veya feshini isteyebilir. Yönetici şirketin feshi halinde, şirket ve yöneticileri hak ve yükümlülükleri
ile sorumlulukları saklı kalmak kaydıyla, Bakanlık, yönetici şirketin mülkiyetinde olan Bölgeye ait
araziyi ve üzerindeki taşınmazları kamulaştırır ve Bölgenin yönetimini başka bir yönetici şirkete
verebilir.
Denetim
MADDE 6.- Bölgedeki yönetici şirket ve girişimcilerin faaliyet ve uygulamaları Bakanlık
tarafından denetlenir.
Personel
MADDE 7.- Yönetici şirkette ve Bölgede yer alan faaliyetlerde yürürlükteki iş ve çalışma
mevzuatına göre personel istihdam edilir. Bu Bölgelerde 6224 sayılı Yabancı Sermayeyi Teşvik
Kanunu ve ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde yabancı uyruklu yönetici ve vasıflı AR-GE
personeli çalıştırılabilir.
Kamu kurum ve kuruluşları ile üniversite personelinden Bölgede yer alan faaliyetlerde araştırmacı
personel olarak hizmetine ihtiyaç duyulanlar, çalıştıkları kuruluşların izni ile sürekli veya yarı
zamanlı olarak çalıştırılabilirler. Yarı zamanlı görev alan öğretim üyesi, öğretim görevlisi,
araştırma görevlisi ve uzmanların bu hizmetleri karşılığı elde edecekleri gelirler, üniversite döner
sermaye kapsamı dışında tutulur. Sürekli olarak istihdam edilecek personele kurumlarınca aylıksız
izin verilir ve kadroları ile ilişkileri devam eder. Bunlardan 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli
Sandığı Kanununa tâbi personelin burada geçirdikleri süreler için emeklilik hakları 5434 sayılı
Kanunun 31 inci maddesi hükümlerine uyulmak kaydıyla saklı kalır. 2547 sayılı Yükseköğretim
Kanununun 36 ncı maddesinin bu maddede yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri
uygulanmaz.
Öğretim elemanları 2547 sayılı Kanunun 39 uncu maddesinde öngörülen yurt içinde ve yurt
dışında geçici görevlendirme esaslarına göre yapacakları çalışmaları Üniversite Yönetim
Kurulunun izni ile Bölgedeki kuruluşlarda yapabilirler. Aylıklı izinli olarak Bölgede görevlendirilen
öğretim üyelerinin Bölgede elde edecekleri gelirler üniversite döner sermaye kapsamı dışında
tutulur. Ayrıca, öğretim elemanları Üniversite Yönetim Kurulunun izni ile yaptıkları araştırmaların
sonuçlarını ticarileştirmek amacı ile bu bölgelerde şirket kurabilir, kurulu bir şirkete ortak olabilir
ve/veya bu şirketlerin yönetiminde görev alabilirler.
Destek ve muafiyetler
MADDE 8.- Bölgelerin kurulması için gerekli arazi temini, alt yapı ve idare binası inşası ile ilgili
giderlerin yönetici şirketlerce karşılanamayan kısmı yardım amacıyla Bakanlık bütçesine konulan
ödenekle sınırlı olmak üzere karşılanabilir.
Yönetici şirket, bu Kanunun uygulanması ile ilgili işlemlerde her türlü vergi, resim ve harçtan
muaftır. Atık su arıtma tesisi işleten Bölgelerden, belediyelerce atık su bedeli alınmaz.
Yönetmelikler
MADDE 9.- Değerlendirme Kurulunun çalışmalarına, Bölgelerin yer seçimine, yapılabilirlik
raporlarının hazırlanış kriterlerine, kuruluşuna, işletilmesine, arazi kullanımına, Bölgede yer
alacak faaliyetler ve bunlarla ilgili koşullara ilişkin usul ve esaslar, Bölgelerin kurulması için
Bakanlık bütçesine konulan ödeneğin kullanım esasları ile bu Kanunun uygulanmasına dair diğer
hususlar Bakanlık tarafından, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde
hazırlanacak yönetmeliklerle düzenlenir.
Uygulanmayacak hükümler
MADDE 10.- Bu Kanun kapsamı Bölgelerdeki faaliyetlerde; 1050 sayılı Muhasebei Umumiye
Kanunu, 832 sayılı Sayıştay Kanunu ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümleri uygulanmaz.
Geçici hükümler
GEÇİCİ MADDE 1.— Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce kuruluşu Bakanlıkça
onaylanmış teknoparklar, bu Kanun hükümlerine uymak kaydıyla, bu Kanunun yürürlüğe
girmesiyle Bölge olarak kabul edilir ve Kanunun sağladığı tüm muafiyet ve desteklerden istifade
ederler.
GEÇİCİ MADDE 2.— Yönetici şirketlerin bu Kanun uygulaması kapsamında elde ettikleri
kazançlar ile bölgede faaliyet gösteren gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin, münhasıran bu
bölgedeki yazılım ve AR-GE faaliyetlerinden elde ettikleri kazançları 31.12.2013 tarihine kadar
gelir ve kurumlar vergisinden müstesnadır.
Teknoloji Geliştirme Bölgesinde faaliyette bulunan girişimcilerin kazançlarının gelir veya kurumlar
vergisinden istisna bulunduğu süre içerisinde münhasıran bu Bölgelerde ürettikleri ve sistem
yönetimi, veri yönetimi, iş uygulamaları, sektörel, internet, mobil ve askeri komuta kontrol
uygulama yazılımı şeklindeki teslim ve hizmetleri katma değer vergisinden müstesnadır.
Bölgede çalışan araştırmacı, yazılımcı ve AR-GE personelinin bu görevleri ile ilgili ücretleri
31.12.2013 tarihine kadar her türlü vergiden müstesnadır. Yönetici şirket, ücreti gelir vergisi
istisnasından yararlanan kişilerin bölgede fiilen çalışıp çalışmadığını denetler. Bölgede fiilen
çalışmayanlara istisna uygulandığının tespit edilmesi halinde, ziya uğratılan vergi ve buna ilişkin
cezalardan yönetici şirket de ayrıca sorumludur.
Bu madde hükümleri TÜBİTAK-Marmara Araştırma Merkezi Teknoloji Serbest Bölgesi yönetici
şirketi, bu bölgede faaliyet gösteren Gelir ve Kurumlar Vergisi mükellefleri ile bölgede çalışan
araştırmacı, yazılımcı ve AR-GE personelinin bu görevleri ile ilgili ücretleri bakımından da
uygulanır.
Yürürlük
MADDE 11.- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 12.- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
Teknologi Geliştirme Bölgeleri Kanunu ve Uygulama Yönetmeliği
Teknologi Geliştirme Bölgeleri Kanunu ve Uygulama Yönetmeliği
Ülkemizde teknoparkların kurulup işletilmesine ve denetlenmesine imkan sağlayacak yasal düzenleme 06.07.2001 tarihinde yürürlüğe giren 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Yasası ve 19.06.2002 tarihinde yürürlüğe giren Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği ile büyük ölçüde sağlanmıştır. 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu ile bölgede yer alan kuruluşlara, bölgede çalışmak isteyen üniversite ve kamu personeline ve bölge yönetici şirketine önemli avantajlar sağlanmaktadır:
Teknoloji Geliştirme Bölgesinde Faaliyet Gösteren Kuruluşlara Yönelik Avantajlar :
•
Bölgede faaliyet gösteren gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin, bölgedeki yazılım ve AR-GE faaliyetlerinden elde ettikleri kazançları için gelir ve kurumlar vergisinden muafiyet
•
Bölgede çalışan araştırmacı, yazılımcı ve AR-GE personel ücretlerine ilişkin her türlü vergiden muafiyet
•
Bölgede çalışan araştırmacı, yazılımcı ve AR-GE personel ücretlerine ilişkin 5 yıl süre ile SSK işveren payının %50 muafiyeti
•
Bölgede üretilen yazılımlar için KDV muafiyeti
Üniversite ve Kamu Kurum ve Kuruluşları Personeli İstihdamı ile İlgili Sağlanan Avantajlar:
•
Çalıştıkları kuruluşların izni ile sürekli veya yarı-zamanlı olarak çalışma hakkı
•
Öğretim elemanlarının elde ettiği gelirlerin üniversite Döner Sermaye kapsamı dışında tutulması
•
Öğretim elemanlarının yaptıkları araştırmaların sonuçlarını ticarileştirmek amacı ile şirket kurabilme, kurulu bir şirkete ortak olabilme ve/veya bu şirketlerin yönetiminde görev alabilme hakkı
PENDİK TEKNOPARK PROJESİ
TARİHÇE
Teknopark İstanbul’un kurulması 8 Ekim 1987 tarih, 87/6 sayılı ve 3 Mayıs 1999 tarih, 99/10 sayılı Savunma Sanayii İcra Komitesi Kararları (SSİK)’na dayanmaktadır.
ITEP, Savunma Sanayii Müsteşarlığı tarafından İstanbul’un Anadolu yakasında, gerçekleştirilmekte olan ve endüstriyel destek, araştırma-geliştirme, bilim ve teknoloji, eğitim/öğretim boyutları içeren bir projedir. Projenin ana hedefleri, ülkenin ileri teknoloji ihtiyaçlarının milli kaynaklardan karşılanabilmesi için gerekli dinamik, bilimsel ve teknolojik altyapının oluşturulmasına destek sağlanmasıdır.
20 Nisan 1988 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile Pendik Kurtköy’de proje amaçları doğrultusunda kullanılmak üzere 13 milyon m² genişliğinde bir arazi kamulaştırılmıştır. Bu alanın içerisinde yaklaşık 250 hektarlık (2,5 milyon m²) arazi, “Teknopark İstanbul” için ayrılmıştır.
1990-1993 yılları arasında uluslararası bir konsorsiyum tarafından hazırlanmış olan “İTEP Projesi Master Planı” ile belirlenen kavramsal çerçeve doğrultusunda ve gelişen şartlar neticesinde İTEP, ancak tümü tamamlandığında arzu edilen hedeflere ulaşabilecek birbirleriyle ilişkili 4 ana birim etrafında yapılandırılmıştır. Bu 4 ana birim; Teknopark, Sabiha Gökçen Havaalanı, Havacılık Bakım Onarım Merkezi ve Ticari Sosyal Bölge’dir.
İTEP’nin önemli bir parçası ve ana yatırım kalemlerinden biri olarak planlanan Sabiha Gökçen Havaalanı’nın inşaatı 2000 yılı sonunda tamamlanmıştır ve istanbul’un ikinci havaalanı olarak 08 Ocak 2001’den bu yana faaliyet göstermektedir. İTEP’in önemli diğer birimi olan “Teknopark İstanbul”un kuruluş süreci, Kurucu Heyet’te yer alacak SSM, İstanbul Ticaret Odası (İTO) ve İstanbul Ticaret Üniversitesi (İTİCÜ) arasında, 12 Şubat 2009’da niyet mektubu imzalanması ile ivmelenmiştir. Daha sonra Havaalanı İşletme ve Havacılık Endüstrileri A.Ş. (HEAŞ), kurucu heyetin bir parçası olmuştur.
Savunma Sanayii Müsteşarlığı (SSM) koordinasyonunda yapılan çalışmaların ilk aşaması 24 Nisan 2009 tarihinde Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’na Teknoloji Geliştirme Bölgesi (TGB) başvurusu yapılarak tamamlanmıştır. “Teknopark İstanbul”, 03 Ekim 2009 tarih ve 27365 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2009/15439 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla Teknoloji Geliştirme Bölgesi statüsü kazanmıştır.
KURUCULAR
Teknopark İstanbul’un kurucu heyetini oluşturan aşağıdaki saygın kuruluşların alanlarındaki deneyim ve birikimleri bölgenin oluşumu ve başarısına çok önemli katkılar sağlayacak niteliktedir.
Savunma Sanayii Müsteşarlığı (SSM): Türk savunma sanayisinin arkasındaki itici güç olan SSM, savunma sanayiinde rol alan tüm kurum ve kuruluşlarla kuvvetli bağları olan çok önemli bir kamu kurumumuzdur. ( www.ssm.gov.tr )
İstanbul Ticaret Odası (İTO): 300 bini aşan üyesiyle dünyanın en büyük ticaret odalarından biri olan İTO, İstanbul genelinde sunduğu hizmetler, kamu ve iş dünyasındaki seçkin konumu ve mevcut iletişim ağları ile teknoparka önemli katkılar sağlayacak konumdadır. ( www.ito.org.tr )
İstanbul Ticaret Üniversitesi (İTİCÜ): Yeni kurulan bir üniversite olmasına rağmen iddialı stratejik hedefleri ve projeleri ile oldukça hızlı gelişen İTİCÜ, öğrencileri ve akademisyenleri ile teknopark oluşumu için seçkin bir iş gücü oluşturacak, her türlü araştırma ve geliştirme faaliyeti için gereken üniversite tesislerine ve birikimine erişimi sağlayacaktır. (http://www.iticu.edu.tr )
Havaalanı İşletme ve Havacılık Endüstrileri A.Ş (HEAŞ): İTEP kapsamında Sabiha Gökçen Uluslararası Havaalanı’nın işletmesini sürdüren ve sunduğu hizmetler ile gittikçe güçlenen bir kuruluş olan HEAŞ’ın kaynakları, bölgedeki mevcut işletme tecrübesi ve altyapısı teknopark oluşumuna önemli katkılar sağlayacaktır. (www.sgairport.com)
STM Savunma Teknolojileri Mühendislik ve Ticaret A.Ş. (STM): Bilgi ve savunma teknolojileri konusunda 1991 yılından beri faaliyet gösteren ve saygın bir konumu olan STM, bilgi birikimi, nitelikli alt yapısı, ulusal ve uluslararası bağlantılarıyla Teknopark İstanbul’un gelişimine ve hizmet kalitesine önemli katkılar sağlayacaktır. (www.stm.com.tr)
KONUM
Seçilen Bölge, SSM tarafından yürütülmekte olan İleri Teknoloji Endüstri Parkı ve Havaalanı Projesi (İTEP) kapsamında olup, İstanbul Anadolu Yakasında Kurtköy bölgesinde Sabiha Gökçen Uluslararası Havaalanı bitişiğinde yer almaktadır. Yaklaşık 250 hektarlık çok kıymetli bir alanda kurulmakta olan Teknopark İstanbul, Sabiha Gökçen Uluslararası Havaalanı ve İTEP sahasının barındırdığı diğer cazibe unsurları ile oldukça önemli bir gelişme potansiyeline sahiptir.
KONUM AVANTAJLARI
•İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havaalanı ile katılımcılarına eşsiz bir ulaşım avantajı sunması,
•Kara ve deniz ulaşımı imkânlarına erişim için mükemmel bir konumda olması,
•TEM ve E5 (D100) otoyoluna yakın konumda olması,
•Teknopark İstanbul ulaşım hattının, Asya ve Avrupayı birbirine bağlayacak olan Marmaray metro hattı ile entegre olacak olması,
•Geniş bir ormanlık alanı da içeren, İstanbul’da benzeri olmayan çok değerli ve büyük bir arazinin teknoparka tahsis edilmiş olması,
•Teknoloji Geliştirme Bölgesi dışında kalan bitişik alanda bacasız/hafif imalat imkânları sunulması,
MİSYON
Teknopark İstanbul’un misyonu:
•Katılımcılarının farklı teknolojik, sosyal ve kültürel ihtiyaçlarına cevap verebilecek seçkin çalışma imkânları ve dünya kalitesinde teknopark hizmetleri sunmak,
•Alanlarında uzman olan akademik ve ticari kurumların sinerji yaratacak şekilde işbirliği yapmaları ve mükemmeliyet merkezleri oluşturmalarına imkân sağlayabilecek nitelikli araştırma ve geliştirme altyapılarını sağlamak,
•Başta uzay ve havacılık, savunma, ileri malzemeler ve nanoteknoloji, gemi inşaatı ve denizcilik sektörlerinde olmak üzere akademik ve bilimsel çalışmaların ticari değeri olan teknolojik ürünlere dönüşmesi, girişimciliğin desteklenmesi, yeni şirketlerin kurulması ve mevcut şirketlerin büyümesinin teşvik edilmesi yoluyla ulusal inovasyon sisteminin gelişimine, bilgi toplumu sürecine ve ülkemizin uluslararası rekabet gücüne katkı sağlamak ve paydaşlarına kaynak yaratmak.
VİZYON
Teknopark İstanbul’un temel vizyonu, Avrupa’nın en büyük ve en nitelikli imkânlara sahip teknoparklarından birisi olarak ülkemizin ileri teknoloji alanında yurt dışına açılan kapısı ve en temel rekabet yeteneklerinden biri olmaktır. Teknopark İstanbul’un vizyonunun diğer bileşenleri arasında;
•Hem Ar-Ge hem İş Merkezi olmak,
•Ülkemiz için kritik olan teknoloji alanlarında Mükemmeliyet Merkezlerinin Merkezi olmak,
•Yüksek yaşam standardına sahip uluslararası bir ticaret merkezi olmak,
•İnovasyon ve ekonomik gelişim için bir model olmak,
•Uluslararası arenada tanınan, saygın bir marka olmak sayılabilir.
Teknopark İstanbul’un ileriye dönük hedeflerinin başında, 25 yıllık gelişme süresi sonunda 900’ün üzerinde şirket ve 18 binin üzerinde nitelikli AR-GE personelinin faaliyet göstermesi öngörülmektedir
•Nitelikli altyapı ve işletme hizmetleri (güvenlik, temizlik, sigorta, bakım, çevre ve peyzaj düzenlemesi v.b.)
•Nitelikli ortak araştırma imkânları
•Özel alanlara yönelik kuluçka merkezleri
•Teknoloji transfer birimleri ve üniversite irtibat ofisleri
•Avrupa Birliği Bilgi Merkezi
•Yaşam Boyu Eğitim Merkezi
•Toplantı ve Konferans Tesisleri
•Risk ve girişim sermayesi fonları
•Finansal ve hibe kaynaklara erişim için danışmanlık
•Danışmanlık ve eğitim hizmetleri (iş hukuku, finansal konular, fikri mülkiyet hakları, uluslararası pazarlama v. b.)
•Sosyal, kültürel ve sportif faaliyet imkânları ve özel etkinlikler
•Teknoparkın farklı paydaşları için düzenlenecek sinerji platformları
•Uluslararası havaalanına doğrudan ulaşım
•Şirketlere destekleyici faaliyette bulunacak diğer kuruluşlar (bankalar, kargo taşıma şirketleri, seyahat acenteleri, danışmanlık şirketleri v.b)
NEDEN TEKNOPARK İSTANBUL
ITEP (İleri Teknoloji Endüstri Parkı ve Havaalanı Projesi) BÖLGESİNİN AVANTAJLARI
•İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havaalanı ile katılımcılarına eşsiz bir ulaşım avantajı sunması,
•Kara ve deniz ulaşımı imkânlarına erişim için mükemmel bir konumda olması,
•Geniş bir ormanlık alanı da içeren, İstanbul’da benzeri olmayan çok değerli ve büyük bir arazinin teknoparka tahsis edilmiş olması,
•Teknoloji Geliştirme Bölgesi dışında kalan bitişik alanda bacasız/hafif imalat imkânları sunulması,
•Teknopark katılımcılarının İTEP kapsamında kurulacak olan otel, konferans merkezi ve benzeri sosyal tesislerden ayrıcalıklı imkânlarla faydalanabilecek olması.
DİĞER AVANTAJLAR
• ◦4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu kapsamında sunulan teşvikler,
◦Güçlü kurucularının desteği ve sunduğu işbirliği imkânları,
◦Profesyonel teknopark yönetim anlayışı, geniş bir yelpazeye yayılan nitelikli teknopark destek hizmetleri,
◦Offset zorunluluğu olan potansiyel yatırımcılar için cazip fırsatlar ( detaylar için lütfen SSM ile irtibata geçiniz),
◦İstanbul Ticaret Odası’nın desteği sayesinde iş dünyasına kolay erişim imkânı.
29 Ekim 2011 Cumartesi
ONLİNE TAPU
Gayrimenkul satış ve ipotek işlemleri için farklı bir şehre gitmenin önüne geçecek projenin pilot uygulaması İstanbul'da gerçekleştirildi. İstanbul'da ikamet eden bir vatandaş, Avcılar Tapu Müdürlüğü'ne giderek Samsun'daki dairesinin satışını yaptı. Yetkililer, uygulamanın yıl sonuna kadar bütün Türkiye'de hayata geçirileceği müjdesini verdi.
Uzun süredir vatandaşların şikâyet ettiği tapu işlemleri için şehir şehir dolaşma çilesi nihayet sona eriyor. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü'nün tapu daireleri arasında on-line iletişim sağlayacak projesinin pilot uygulaması başladı. Tapu ve Kadastro Bilgi Sistemi (TAKBİS) sayesinde on binlerce vatandaşın arazi satmak için farklı bir şehre gitmesine gerek kalmayacak. Örneğin Edirne'de yaşayan bir vatandaş Kars'ta bulunan arsasını satmak için yüzlerce kilometre yol gitmeyecek. Bu kapsamda satış, satış-ipotek ve ipotek işlemleri için pilot uygulama 21 Eylül 2011'de gerçekleştirildi. İstanbul Avcılar Tapu Müdürlüğü'nde Samsun ili İlkadım Tapu Müdürlüğü yetki sahasında bulunan bir dairenin satışı yapıldı. Uygulamanın bu yıl sonuna kadar Türkiye genelinde yaygınlaştırılması için çalışmalar sürüyor. Sistemin tam çalışması halinde Türkiye genelindeki tüm tapu daireleri arasında on-line işlem yapılabilecek. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü yılda ortalama 7 milyon işlem gerçekleştirerek yaklaşık 20 milyon vatandaşa hizmet veriyor. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü'nün uzun süredir yürüttüğü çalışmayı Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar hızlandırdı.
Tapu müdürlükleri tarafından kendi yetki alanı dışında kayıtlı bulunan taşınmazlarla ilgili genel müdürlükçe belirlenecek akitli ve akitsiz tapu işlemlerinin yapılmasına ilişkin usul ve esasları belirleyen yönetmelik 30 Nisan 2011 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanmıştı. Yönetmelik kapsamında yapılacak işlemler için bilgi ve belgelerin elektronik ortamda gönderilmesinde TAKBİS veri tabanı kullanılıyor. 6083 sayılı kanun ve yeni yönetmelik uyarınca yurtdışındaki Türk vatandaşları ile yabancı uyruklu gerçek ve tüzel kişilerin her türlü tapu işlemi de bulundukları ülkeden yerine getirilebilecek. Türkiye'de taşınmaza ilişkin bir işlem yapılabilmesi için her gün binlerce insan seyahat etmek veya notere giderek vekaletname vermek zorunda kalması zaman ve işgücü kayıplarına neden oluyor.
Sistem nasıl çalışıyor?
Tapu müdürlüğü tarafından kabul edilen başvurunun karşılanabilmesi için TAKBİS üzerinden taşınmazın bulunduğu tapu müdürlüğünden yetki talebi işlemi başlatılıyor. Taşınmaza ait bilgiler, başvuru sahiplerinin TC kimlik numaraları girilerek, ilgili belgeler, talebe dair resmî yazı elektronik ortamda taranarak gönderiliyor. Yetki talep edilen müdürlük, Doküman Yönetim Sistemi'ne kaydedilen bilgi ve belgeler ile taşınmaza ait kütükteki bilgiler ve kendi arşivinde yer alan hak sahibinin tespitine esas bilgi ve belgeleri karşılaştırarak yetki talebini onaylıyor. Başvuru yapılan müdürlük ekrandan talebin onaylanıp onaylanmadığını anlık olarak takip edebiliyor. Onaydan itibaren başvuru yapılan müdürlükte yetki verilen işlem başlatılıyor. Başvuru yapılan yerde herhangi bir kısıt ile karşılaşılmazsa düzenlenen satış/ipotek Resmi Senedi veya İntikal Tescil İstem Belgesi, taraflar ve tapu müdürlüğünce imzalanıp işlem tamamlanıyor. (ZAMAN)
--
Mehmet KEKLİK
AVRUPA YAKASI EMLAK MÜŞAVİRLERİ DERNEĞİ
www.emlakder.org
26 Ekim 2011 Çarşamba
GAYRİMENKUL SATIŞ VAADİ SÖZLEŞMESİ
GAYRİMENKUL SATIŞ VAADİ SÖZLEŞMESİ
Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi, Alıcı ve satıcının karşılıklı olarak, satıcının taraflarca belirlenen bir bedel karşılığında taşınmazın satışını vermek, alıcının da bu taşınmazı satın almak ve bedelini ödemek konusunda tapu sicil memuru karşısında tarafların vaat ve taahhüt beyanlarını kapsayan ve noterlerce düzenlenen sözleşme satış vaadi sözleşmesidir.
İleride yapılacak olan asıl satışın yapılmasına dair ön sözleşmedir. Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi düzenlemeye noterler yetkilidir ve ancak; noterlerce düzenlenen satış vaadi sözleşmesi geçerlidir.
Tapuya şerh edilmesi şarttır. Ancak alıcı satış vaadi sözleşmesine dayanarak tek taraflı olarak asıl satışın yapılmasını isteyemez. Satıcının da bu işleme katılması gerekir aksi halde alıcı mahkeme yoluyla adına tescil isteyebilir.
Tapuya şerh edilen şahsi haklar üçüncü şahıslara karşı ileri sürülebilir.
Tarafların hak ve borçları açıkça tereddüte meydan vermeyecek şekilde ve taşınmazın bedeli ve ödenme şekli sözleşmede belirtilir.
Sözleşmeye tarafların fotoğraflarının yapıştırılması ve noter tarafından mühürlenmesi gerekir.
Tarafların istemeleri halinde cayma durumunda cezai şart konulabilir.
Şerh beş sene devam edebilir. Beş sene geçtikten sonra hükmü kalmaz ve resen telkin edebilir.Ancak taşınmaz mal üzerine işlenen satış vadi şerhi 5 yıllık süreyi aşmış ve satış vaadi lehdarına satış yapılmamış ise taşınmaz mal malikinin talebi üzerine satış vaadi lehdarının muvafakatı aranmaksızın. Harçların tahsili ile taşınmaz üzerindeki şerh resen terkin edilir. Terkin edilen şerhin satış vaadi lehdarına bildirilmesi gerekir.
Buna gore; sözleşmeyi imzalayacak notere ışık tutabilmesi açısından bir Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi örneği ekte sunulmuştur.
GAYRİMENKUL SATIŞ VAADİ SÖZLEŞMESİ ÖRNEĞİ
... yılı ... ayının ... günü (.../.../...) Aşağıda mühür ve imzası bulunan ... Noteri ... dairemde görev yaparken yanıma gelen ve gösterdiği ... nüfus dairesinden verilen fotoğraflı/ fotoğrafsız ... gün ve ... numaralı nüfus cüzdanına göre ... ili ... ilçesi ...köyü/ mahallesinde ... numaralı hanede kayıtlı.... oğlu/kızı .... tarihinde ... anadan doğma ve halen ... ili .... ilçesi ....köyü/ mahallesinde .... ....ada....parsel nolu gayrimenkulun sahibi olduğunu söyleyen ... düzenleme şeklinde bir satış vaadi sözleşmesi düzenlenmesi istendi. Kendisini... sebeple tanıdığım gibi bu işlemi yapma yeteniğinin bulnduğunu da gördüm. Satıcı ... söze başladı. " Taşınmazın tamamını (veya ... payını) ... ya .... TL'ye satmayı vaadediyorum. Paramı tamamen aldım. .... gün içinde tapu satış işlemini yapacağım /(veya)satış işlemi için ... ... vekil tayin ettim). Yukarıda gösterilen süre içinde satış işlemini yapmadığım takdirde ....TL cezai şartı ödemeyi kabul ederim" diye sözünü bitirdi. Oturumda hazır bulunan alıcı BARES ELEKTRIK ÜRETIMI A.S. yetkilisi .............söze başlayarak, "Ben yukarıdaki yazılı taşınmazın satış vaadini aynı şartla kabul ediyorum"diye sözlerini bitirdi. Taraflar huzurunda tanzim edilen bu tutanak okumaları için kendilerine verildi. Okuduktan sonra yazılanların kendilerinin gerçek arzularının olduğunu bildirmeleri üzerine altı tarafımızdan imzalandı../../...
KONUT SATIŞ VAADİ SÖZLEŞMESİ
1. TARAFLAR:
SATICI: , Tekstil, Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
ALICI : ……………………………………….
………………………………………
………………………………………
(Kısaca ALICI olarak adlandırılacaktır.)
2. SÖZLEŞME KONUSU:
Mülkiyeti AKFO’ya ait olan; AYDIN-KUŞADASI-DAVUTLAR Beldesi Kiremit ocağı mevkii Parsel No: …….’de kayıtlı imarlı arsa üzerinde; EGE Birlik Siteleri–1 Projesi kapsamında AKFO tarafından inşa edilecek Villa tipi/Apart Tipi … …. numaralı bağımsız bölüm ve eklentisinden müteşekkil konutun, AKFO tarafından ALICIYA satışına ve mülkiyetin devredilmesine ilişkin şartlar ile tarafların hak ve sorumluluklarının belirlenmesidir.
3. SÖZLEŞME ŞARTLARI:
3.1. “Uygulama İşbirliği Ana Sözleşmesi” ve “İnşaat Ana Sözleşmesi” esasları dahilinde AKFO tarafından yapılacak olan .. nolu bağımsız bölüm, ALICI tarafından “Vaziyet Planı”ndan seçilerek tercih edilmiş ve düzenlenen “ Konut Alım Başvuru Formu” ile Alıcı adına ön satışı yapılmıştır. Hiçbir şekil ve şartta, Alıcının tercih ettiği konut Alıcının rızası alınmadan değiştirilemez.
3.2. AKFO; .. nolu bağımsız bölümü; tasdikli projelerine, teknik şartname ve mahal listesine göre tamamlayarak, inşaat ana sözleşmesinin 9 ncu maddesindeki süreler hariç … Temmuz 2011 tarihinde ALICIYA teslim edecektir. Satışa konu konutlar bu sözleşmeye ekli Teknik Şartname ve Mahal Listesinde belirtilen malzeme kullanılarak inşa edilecektir. Alıcı, bu belgeleri incelemiş ve uygun bulmuş olup, aynen kabul etmiştir.
3.3. ALICI, bu sözleşmede belirtilen ödeme planı çerçevesinde satış bedelini ödeyecektir. Ayrıca; ALICI, bağımsız bölümün devrinin gerçekleşmesine yönelik vergi, harç ve masrafları, yapı kullanma izin belgesinin alınması ile ilgili harçları ve diğer tüm yasal masrafları ödemeyi ve yükümlülüklerini yerine getirmeyi kabul eder. Konuta ait % 1 (yüzde bir) oranındaki Katma Değer Vergisi AKFO’ya ait olup, Katma Değer Vergisinde meydana gelecek artışlarda ve KDV mevzuatında yapılacak değişikliklerden AKFO aleyhine olan uygulama ve artış farkı Alıcıya ait olacaktır.
3.4. Sözleşme konusu bağımsız bölüme ait numara özel vaziyet planına ait olup, konutun yeri sabit kalmak şartı ile numarası değiştirilebilir.
3.5. ALICI, gerektiğinde projelerde ve vaziyet planında tadilat veya değişiklik yapılmasını, TESUD A.Ş.’nin de mutabakatı halinde kabul eder.
3.6. AKFO; bağımsız bölümün teslime hazır olduğunu, Alıcının bu sözleşmedeki adresine yazılı olarak bildirir. ALICI, bildirimin kendisine tebliğine bağlı olmaksızın, en geç 30 (otuz) takvim günü içerisinde konutu teslim almakla yükümlüdür. ALICI; sözleşmedeki adresinin değişikliğini AKFO’ya yazılı olarak bildirmediği takdirde, süre sonunda bağımsız bölümün kendisine teslim edilmiş sayılacağını kabul eder. Bu şekilde; bağımsız bölümün alıcı tarafından teslim alınması ya da teslim alınmış sayılması ile bağımsız bölüme ilişkin tüm sorumluluk ALICIYA geçer.
3.7. Yürürlükte bulunan mevzuat uyarınca kabul edilen mücbir sebepler ve her türlü fevkalade haller, tüm resmi merciler ve belediyelerden alınması gereken izinlerdeki AKFO’nun kusuru bulunmayan gecikmeler, tüm idari kısıtlamalar,yetkili makamların emir ve yasakları, yapımı ve tahsisi, kamu kuruluşlarına ait olan malzeme ve hizmetlerdeki aksamalar, olağanüstü hava şartlarından dolayı resmi makamlarca çalışmanın durdurulması gibi AKFO’nun, yetkisi ve sorumluluğu dışında kusuru bulunmaksızın meydana gelen tüm gecikmeler teslim süresine ilave edilecektir.
3.8. Bağımsız bölümün .. Temmuz 2011 tarihinde AKFO tarafından alıcıya teslim edilmemesi halinde AKFO, gecikilen her ay için zararına karşılık olarak Alıcıya 500 TL ( Beş yüz Türk Lirası ) ödemeyi kabul eder. Ancak, bu gecikme en fazla 6 (Altı) ay olabilir. 6 (Altı) ay sonunda, bağımsız bölümün teslim edilmemesi halinde, sözleşmenin fesih edileceği ve fesih tarihi itibariyle AKFO’nun temerrüde düşeceği kabul ve taahhüt edilir. ALICININ, fesih tarihine kadar yapmış olduğu ödemeler, fesih tarihinden bir ay sonra başlamak üzere üç eşit taksit halinde ve temerrüt tarihinden itibaren işletilecek yıllık % 15 (yüzde on beş) faizi ile birlikte iade edilir. Teslimin, bu sözleşmede belirtilen sebepler nedeni ile süresinde yapılamaması halinde, bu maddedeki hükümleri uygulanmaz. Bu halde, teslim süresinin belirtilen nedenlerden kaynaklanan gecikme süresi kadar uzadığı kabul edilir.
3.9. ALICI; herhangi bir neden olmaksızın sözleşmeyi fesih ederse, yapmış olduğu ödemelerin % 15’i (Yüzde on beş) cezai şart olarak, AKFO tarafından mahsup edilir. Cezai şartın mahsubundan sonra, ALICININ yapmış olduğu ödemelerden kalan miktar, sözleşmenin feshi tarihinden itibaren iki ay sonra başlamak üzere, dört eşit taksitle ödenir. ALICI, bu nedenle faiz, gecikme tazminatı vb. hiçbir talepte bulunmayacağını kabul eder.
3.10. Aynı bağımsız bölüme birden fazla alıcının hisseli olarak talip olması halinde; Alıcıların başka türlü yazılı bir talimatı olmadığı takdirde yapılan ödemelerin Alıcılar tarafından eşit ödendiği kabul edilir ve tapuda mülkiyetin devri aşamasında da Konutun mülkiyeti eşit hisseler oranında Alıcılara devredilir.
4. SATIŞ BEDELİ VE ÖDEME ŞARTLARI:
4.1. Satış bedeli ve ödeme şartları; konuta ait arsa payı, mimari-statik-tesisat-peyzaj projelerin hazırlanıp tasdik ettirilmesi, inşaat ruhsatının alınması, yapı denetim bedeli, konutun ekteki mahal listesine göre yapılma masrafları, malzeme ve işçilik giderleri, alt yapı düzenlemeleri ve diğer giderler göz önüne alınarak ilgili Sözleşmeler kapsamında tespit edilmiştir.
4.2. Sözleşme konusu bağımsız bölümün satış bedeli ( % 1-yüzde bir KDV dahil ):
..…………………………………….TL. (Yalnız…………………….........................Türk Lirası) dir.
4.3. ÖDEME PLANI VE ÖDEME PLANINA AYKIRILIK:
4.3.1. ÖDEME PLANI:
- Peşin Ödeme: ……………….. TL. ( ……………………. Türk Lirası)
( Bu ödeme ekli hesap belgesi karşılığı yapılmıştır. )
- Birinci Taksit : ……………….TL. ( …………………. Türk Lirası) / …Mayıs 2010
-
- Birinci Ara Ödeme : ……………….. TL. ( …………………. Türk Lirası) / …- ……- 2010
-
-
- İkinci Ara Ödeme : ……………….. TL. ( …………………. Türk Lirası) / …- ……- 2011
-
- Son Taksit: ……………….. TL. ( …………………. Türk Lirası) / …Haziran 2011
- Şerefiye Bedeli : ……………….. TL. ( …………………. Türk Lirası) / …Temmuz 2011
TOPLAM ÖDEME : ……………….. TL. ( …………………. Türk Lirası)
4.3.2. Peşinatın dışında kalan taksitli ödeme bedelinin karşılığı olan ödemeler için AKFO adına ve emrine muharrer… adet senet Alıcı tarafından imzalanarak verilmiştir.
4.3.3. ALICI; her aya ait taksit senetlerini, gününde AKFO’nun hesabına ödeyecektir. Ödemelerini, ödeme planına uygun ve zamanında yapmaması halinde, gecikilen her ay için % 10 (yüzde on) gecikme cezası ödemeyi kabul eder. Gecikme cezası tahakkuku, ödemenin gününde yapılmaması halinde, ödeme tarihinin ertesi günü itibariyle aylık olarak yapılır ve bunu takip eden her 30 günün sonunda yeni gecikme cezası tahakkuk ettirilir.
4.3.4. Taksit ödemelerinin (ara ödemeler dahil) iki ay üst üste ödenmemesi halinde, AKFO tarafından ALICI'ya iadeli taahhütlü posta ile uyarı yazısı gönderilecek ve yazının tebellüğ tarihinden itibaren, tüm taksit borçları ile masraflarının ve gecikme cezalarının 15 (on beş) gün içinde defaten ödenmesi talep edilecektir.
4.3.5. Bu süre içinde de ödemenin tamamen yapılmaması halinde, bu Sözleşme feshedilerek, Sözleşmenin feshedildiği AKFO tarafından ALICI'ya noter tebligatı ile bildirilecektir. Alıcının bu feshe itiraz yetkisi bulunmayacaktır. Belirtilen şekilde fesih gerçekleştiği takdirde ALICI işbu sözleşmenin 3.9 maddesindeki cezai şartı öder.
4.3.6. Şerefiye farkı bulunan konutları alan ALICI'lar, bu şerefiye bedellerini tek seferde ve konut teslim aşamasında AKFO’nun banka hesabına yatıracaklardır. Şerefiye bedelini, süresinde yatırmayan ALICI'lara 15 gün süreli olarak gönderilen ihtara rağmen, bu süre sonunda da Şerefiye bedelinin yatırılmaması halinde, Sözleşme feshedilir ve ALICI'nın ödediği paralar faizsiz olarak iade edilir.
4.3.7. Bu Sözleşmenin yapılmasına ilişkin vergi, resim ve harçlar ile Noter masrafları ALICI'ya aittir.
4.3.8. Konut fiyatı ve senede bağlanan ödemeler sabit olup, fiyat farkı alınmayacaktır. (Katma Değer Vergisinde meydana gelecek artış ve KDV mevzuatında yapılan değişikliklerden AKFO aleyhine olan durumlar hariç)
4.3.9. Satıcı, bu sözleşme ile belirlenen fiyatı ve aylık ödemeleri (Sözlesme hükümleri dışında) değiştiremez.
5. KONUT TESLİMİ VE MÜLKİYETİN ALICI'YA DEVRİ:
5.1. Konut inşaatlarının tamamlanması ve tespit edilebilecek kusur ve noksanların da giderilmesi ve Şerefiye bedeli dahil olmak üzere konut taksitlerinin tamamının, tapulama ve iskan raporu masraflarının ödenmesinden sonra, ALICI ile AKFO mali yönden ibralaşmış olacaklardır. AKFO’ya hiçbir borcu kalmayan ALICI'lar adına kurulacak kat mülkiyeti çerçevesinde tescil ettirilen konutları teslim edilecektir.
5.2. Tapulama işlemleri ve iskan ruhsatı alınması nedeni ile tahakkuk edecek olan her türlü vergi, resim, harçlar ve Belediyeye ödenecek iskan harçları ALICI tarafından karşılanır. Bunlara ait bedeller, AKFO tarafından ALICI'ya bildirilerek 15 gün içinde Belediye hesabına yatırılması talep edilir. Bu bedelleri yatırmayanların tapu ve konutları teslim edilmez.
5.3. Sosyal tesisler, site müştemilatı, ortak kullanım alanları ve bahçe düzenlemesinin tamamı iskân ruhsatının alınmasından önce tamamlanacaktır.
5.4. Ruhsat, tapu vb. gibi belgelerde belirtilen tesisler ve ortak kullanım alanları, site sakinlerinin arsa payları oranında ortak mülkleridir. Bu alanlar ticari değildir.
6. PROJE TADİLATI VE MALZEME SEÇİMİ İLE İLGİLİ TALEPLER:
6.1. ALICININ; sözleşme konusu bağımsız bölümün, tasdikli statik-mimari-tesisat projelerine aykırı talepte bulunması mümkün değildir.
6.2. ALICI, mahal listelerinde belirtilen malzemelerde değişiklik talebinde bulunamaz.
7. YÖNETİM VE İŞLETME GİDERLERİ:
7.1. Kat Mülkiyeti Kanunu'na (KMK) göre gerekli yönetim organları oluşuncaya kadar, sitenin yönetim ve işletmesi için Mayıs 2011 ayında “Geçici Site Yönetim Kurulu” TESUD A.Ş. ve AKFO işbirliği ile teşkil edilecektir. Bu dönemde KMK' nun tüm hükümlerine riayet edileceğini, işletme amacı ile belirlenecek aylık aidat ödemelerinin düzenli ve zamanında yapılacağını, zamanında ödenmeyen aidatlar için aylık olarak %10 gecikme cezası ödeneceğini ALICI şimdiden kabul ve taahhüt eder. Bu dönemde, ALICI konutunda, KMK'na aykırı tadilat vs. yaptıramaz.
7.2. Konutların tesliminden sonra, konuta; su, elektrik, telefon, v.s. bağlanması sorumluluğu ve bunlara ilişkin masraflar ALICI'ya aittir.
8. GARANTİ KAPSAMI VE SÜRESİ:
AKFO, ALICIYA tesliminden itibaren 1 yıl içinde işçilik ve malzeme hatalarından kaynaklanan sorunları gidermeyi kabul eder. Ancak, kullanım hataları ile yükleniciye ait olmayan kusurlardan dolayı yüklenicinin sorumluluğu söz konusu olamaz. Garanti süresinin bitiminden itibaren, sözleşme konusu bağımsız bölümle ilgili olarak AKFO’ya sorumluluk yükletilemez.
9. TARAFLARIN ADRESLERİ:
Taraflar, sözleşmenin birinci maddesinde belirtilen adreslerini geçerli tebligat adresleri olarak kabul eder. Taraflar, adres değişikliklerini yazılı olarak diğer tarafa bildirmedikçe sözleşmede yazılı adreslere yapılacak tebligatlar geçerli olacaktır.
10. ANLAŞMAZLIKLARIN ÇÖZÜMÜ:
Sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözümünde, Kuşadası Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkilidir.
11. SÖZLEŞMENİN EKLERİ:
EGE Birlik Siteleri–1 Projesi kapsamında yapılmış Sözleşmeler ve ekleri, Teknik Şartname ve Mahal Listesi, Kat Planları, Projeler bu sözleşmenin ayrılmaz bir parçası niteliğindedir. Ayrıca;
- Alıcı nüfus cüzdanının önlü arkalı fotokopisi ve ikametgah belgesi,
- Ödeme takvimi ve senet alındıları,
- Alıcının tercih ettiği daireyi gösterir kat plânı, vaziyet plânı ve cephe görüntüsü,
- AKFO’nun imza sirküleri fotokopisi,
- Teknik Şartname ve Mahal listesi,
- Alıcıya ait Peşin Ödeme Hesap Belgesi,
İşbu Sözleşme ekine konulmuştur.
11 (On bir) maddeden ve dört sayfadan oluşan ve aşağıda imzaları bulunan taraflarca imzalanan bu sözleşme, iki nüsha olarak düzenlenmiş ve .../..../.... tarihinde imzalanmıştır.
TARAFLAR
AKFO ALICI
HAZIR BULUNAN
SATIŞ VAADİ ŞERHİ
Kısa Bilgi:
Satış vaadi, ilerideki yapılacak satış akdinin taahhüdü niteliğinde olan bir ön akittir. (BK.22). Satış vaadi sözleşmeleri noterlerce düzenleme şeklinde tanzim edilir. Dışarıda hazırlanarak imzaları noterce tasdik edilmiş satış vaadi sözleşmeleri geçersizdir. Taraflardan birinin istem halinde tapu kütüğünün şerhler sütununa şerh edilmesi mümkündür. Şerh tarihinden itibaren beş yıl geçtikten sonra üçüncü kişilere karşı hüküm ifade etmez. Ancak şerhin sicilden terkini için malikin talebi gerekir.
İştirak halinde mülkiyette hissedarlar hisselerini iştirak hali bozulmadan satışını vaat edebilirler.
Hacizli ve ipotekli taşınmaz malların satışının vaadinde sakınca yoktur.
Taşınmaz mala yasalarla getirilen yasak veya kısıtlamaların olması halinde satış vaadine konu edilmesi mümkün değildir.
Bir Taşınmaz malın henüz bölünmemiş parçasının satışı vaat edilen parçanın sınırlarının ve miktarının belirlenmiş olması halinde satışı vaat olunabilir. Bunun geçerliliği imar mevzuatı açısından sakınca olmamasına bağlıdır.
Yabancıların taşınmaz mal edinemedikleri yerlerde karşılıklılık esasına göre satış vaadi sözleşmesinin şerhi mümkün değildir.
Satış vaadinin vaadi mümkün olup, (vaat lehdarının taşınmaz malın mülkiyetini adına tescil ettirmediği müddetçe) ancak, tapu siciline şerhi mümkün değildir.
Satış vaadi sözleşmesi ile alacaklı duruma gelen kimse bu hakkını satış vaadi sözleşmesinde aksine bir hüküm yoksa ve devir edilebileceği belirlenmişse, devredebilir. Böyle bir devrin tapu siciline şerhi noterde düzenlenen devre ilişkin sözleşmeye dayanarak yapılabilir, bu sözleşmenin tadili kapsamındadır. Dolayısıyla eski şerh terkin edilerek yeni şerh tesis edilir. Ancak; MK 1019. maddesi hükmü gereğince taşınmaz mal malikine bilgi verilmesi gerekir.
Bir taşınmaz malın birden fazla satış vaadine konu edilmesi ve tapu siciline şerhi mümkündür.
İstenecek Belgeler:
- Noterce düzenlenmiş taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi, varsa devre ilişkin sözleşme.
- İstemde bulunanın nüfus cüzdanı veya pasaportu ile bir adet son altı ay içinde çekilmiş 6 x 4 cm. büyüklüğünde vesikalık fotoğrafı,
- İstem, malikin temsilcisinden geliyor ise, temsile ilişkin belge (vekaletname, vasi kararı, kayyım kararı vb.) ile temsilcinin fotoğraflı nüfus cüzdanı veya pasaportu ve bir adet son altı ay içinde çekilmiş 6 x 4 cm. büyüklüğünde vesikalık fotoğrafı,
- Taşınmaz malın niteliği bina ise Deprem Sigortası aranır.
Mali Yönü:
- Harçlar Kanununa ekli (4) sayılı Tarifenin 12 nolu Pozisyonu uyarınca sözleşmede yazılı bedel ile kayıtlı değerin yüksek olanından Binde 5.4 oranında harç tahsili gerekir.
- Döner Sermaye İşletmesince belirlenen tarifeye göre ücret tahsil edilir.
- Satış vaadinin devrinde tesisinde ki harçlar ve vergiler alınır ancak eski şerhin terkini için ayrıca harç alınmaz
Terkini: .
- Satış vaadinin tapu siciline şerhinden itibaren 5 yıl sonunda taşınmaz mal malikinin talebi ile ve her zaman içinde satış vaadi lehdarının talebi ile terkin edilir.
- Terkininde Harçlar Kanununa ekli (4) sayılı Tarifenin 14. Pozisyonu uyarınca maktu terkin harcı ile,
TAŞINMAZ SATIŞ VAADİ SÖZLEŞMESİNİN GEÇERLİLİĞİ VE SONA ERMESİ
TAŞINMAZ SATIŞ VAADİ SÖZLEŞMESİNİN GEÇERLİLİĞİ VE SONA ERMESİ
Bu bültenimizde pratikte yoğun bir şekilde uygulama bulan taşınmazların tapuda satış işlemi yapılmadan önce düzenlenen satış vaadi sözleşmesinin geçerlilik koşullarını ve hangi hallerde sona erdiğini inceleyeceğiz.
Taşınmaz satış vaadi sözleşmesi, bir taşınmazın satım sözleşmesinin yapılmasını isteme hakkı veren bir ön sözleşmedir. Taraflar düzenledikleri ön sözleşme ile ana sözleşmenin akdedilmesini hüküm altına almak istemektedirler. Ön sözleşmenin akdedilmesi ile taraflardan biri yükümlülüğünü yerine getirmediği takdirde diğer tarafın ifayı talep hakkı doğacaktır.
Satış vaadi sözleşmesinin yukarıda anılan ana sözleşme açısından bağlayıcılık unsurunu taşıyabilmesi için kanunda belirtilmiş olan şekil şartına uygun olarak düzenlenmiş olması gerekmektedir. Noterlik Kanunu’nun 60/3’ncü ve 89’ncu maddelerine göre taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin geçerlilik kazanabilmesi için noterde düzenlenmesi gerekir. Taraflar bu şekilde noterde düzenlenecek ön sözleşme niteliğindeki satış vaadi sözleşmesi ile ana sözleşmeyi akdetme iradelerini ortaya koyarlar. Burada önemli olan her iki taraf iradesinin açıkça ortaya konmasıdır. Tek taraflı bir irade beyanı içeren belge satış vaadi sözleşmesi olarak değerlendirilemez. Kanuni düzenlenme olmamasına rağmen doktrin ve pratikte taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin tapuda da düzenlenebileceği belirtilmektedir. Tapu sicil memurları veya muhafızları ana sözleşmeyi düzenlemeye yetkili oldukları için satım vaadi sözleşmesini de düzenleyebilmektedirler.
Satış vaadi sözleşmesi, ilgilisine ayni hak değil sadece kişisel hak sağlar. Taraflar arasında düzenlenmiş olan satış vaadi sözleşmesinin tapu kütüğüne şerh edilmesini sözleşme taraflarından herhangi biri talep edebilir. Sözleşme noterde usulüne uygun olarak düzenlendiği takdirde tapu kütüğüne şerh edilmese dahi geçerli olacaktır. Ancak bu durumda satış vaadi sözleşmesi ile kendisine taşınmazın satılacağı taahhüt edilen taraf tapu kütüğündeki kayıtlara dayanarak işlem yapan üçüncü kişilere karşı herhangi bir hak iddiasında bulunamaz. Sözleşme tapuya şerh edildiği takdirde, kişisel hak güçlenecek ve üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilinecektir. Tapu Kanunu’nun 26/6’ncı maddesine göre taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin tapuda şerh edilmesinden itibaren beş yıl içerisinde satış, haciz, ipotek işlemleri yapılamaz ve benzer irtifak hakları tapuya tescil edilemez. Tapuya şerh edilen satış vaadi sözleşmesi on sene süre ile hüküm ve sonuç doğurmaya devam edecektir.
Tapusuz bir taşınmazın satışının vaad edilmesi teknik olarak mümkün değildir. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi de bu konuya E.1996/9378 K.1997/4125 26.06.1997 tarihli kararına ile “tapusuz taşınmaz satış vaadi sözleşmesi, gerçek anlamda bir gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi değildir” diyerek açıklama getirmiştir. Tapusuz bir taşınmazı elinde bulunduran kişinin hakkı zilyetlik hakkından öteye geçemez. Bu sebeplerle tapusuz bir taşınmaza ilişkin olarak düzenlenen satış vaadi sözleşmesinin gerçek anlamda bir satış vaadi sözleşmesi olarak değerlendirilmesi mümkün değildir. Bu sözleşme geçersiz olmamakla beraber “zilyetlik hakkının devrini amaçlayan bir satım sözleşmesi” olarak kabul edilecektir.
Taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin geçerliliğinin diğer şartı ise taşınmazın belirli veya belirlenebilir olmasıdır. Yargıtay 14.Hukuk Dairesi E.2003/8604 K.2004/1301 01.03.2004 tarihli kararında bu konuya şu şekilde açıklama getirmiştir; “satış vaadine konu taşınmazların mahkemece yapılacak inceleme sonucu teşhis ve tayini mümkün olmuşsa bu durumda belirli olma özelliğinin var olduğu söylenebilir. Sözleşmelerin yerine getirilmesine olanak verecek biçimde yorumlanması asıl olduğundan, satış vaadi sözleşmesinde de bu sözleşmeye konu taşınmazların genel ve kapsamlı bir biçimde gösterilmesi halinde sözleşme ve dışındaki başka delillerle hangi yer olduğu anlaşılabiliyorsa, sözleşmeye konu taşınmazın belirli ya da belirtilebilir olma unsurunu taşıdığının kabulü gerekir”. Bu durumda çapı, tescil krokisi veya diğer mülkiyet sınırlarını belirleyen belgeler varsa satış vaadi sözleşmesi geçerli olacaktır.
Satış vaadi sözleşmesinin temel geçerlilik şartlarından biri de satış bedelinin sözleşmede belirlenmiş olmasıdır. Satış vaadi sözleşmesi ile belirlenen satış bedelinin ödenmesi ile vaad edilen taraf sözleşmeye dayanarak tapu iptali ve tescili isteminde bulunabilir. Bu doğrultuda Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E.2007/1266 K.2007/2679 13.03.2007 tarihli kararı ile vaad edilen tarafın tapu iptali veya tescili talebinde bulunabilmesi için satış vaadi sözleşmesi ile kararlaştırılan satış bedelini ödemesi gerektiğini açıkça belirtmiştir. Yargıtay benzer bir kararında da belirli koşullar gerçekleştiğinde davacının cebri tescil talep hakkı olduğunu belirtmiştir. Ancak vaad edilen vadesinde borcunu ödememiş ise satış vaadi sözleşmesi iptal edilebilecek ve tapuda konulan şerh sildirilebilinecektir.
Taşınmazın maliki olmayan kişinin bu taşınmaza ilişkin satış vaadi sözleşmesi düzenlemesi mümkündür. Belirleyici olan ana satış sözleşmesi düzenlendiği anda taşınmazı vaad eden kişinin bu taşınmazın maliki olmasıdır. Aksi takdirde taşınmaz satım sözleşmesi geçersiz olacaktır.
Paylı mülkiyetin söz konusu olduğu bir taşınmazın payları belli ise, payın belli bir bölümüne veya tamamına ilişkin satış vaadi sözleşmesi geçerli olacaktır.
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi’nin E.2003/3550, K. 2003/5635 03.07.2003 tarihli kararı ve E.2005/3017, K. 2005/3871, 25.04.2005 tarihli kararında, elbirliği ortaklığına konu bir taşınmazda ortaklardan birinin ortaklık dışında bir kişi ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesi akdetmesi halinde bu sözleşme bir taahhüt muamelesi niteliğinde olup geçerli olacaktır. Ancak anılan Yargıtay kararında elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar satış vaadi sözleşmesinin ifa edilmesinin mümkün olmadığı belirtilmiştir. Yargıtay’ın kararına konu olayda dava konusu taşınmazın paylı mülkiyete dönüşmüş olması sebebiyle taşınmaz satış vaadi sözleşmesi geçerli hale gelmiştir.
Yargıtay’ın anılan kararlarına ve yine Yargıtay 14. Hukuk Dairesi’nin E. 2006/8419, K. 2006/10289, 02.10.2006 tarihli kararına göre taşınmaz elbirliği mülkiyetinden paylı mülkiyete dönüştürülmedikçe satış vaadi sözleşmesinin ifa edilmesi mümkün olmayacaktır.
Özetle paylı mülkiyete konu taşınmaz payları için akdedilen sözleşmeler geçerli olup bu sözleşmelere dayanılarak taşınmazın satışı talep edilebilir. Elbirliği mülkiyetinde ise elbirliği mülkiyeti çözülmedikçe veya bu mülkiyet paylı mülkiyete dönüştürülmedikçe satış vaadi sözleşmesinin ifa edilmesi mümkün olmayacaktır.
Sözleşmenin Sona Ermesi
Taşınmaz satış vaadi sözleşmesi vaadin yerine getirilmesi veya sözleşmenin feshi ile sona ermektedir. Satış vaadi sözleşmesine göre vaad edilen taşınmaz bedelini ödeyerek, vaad eden ise sözleşme konusu taşınmazın mülkiyetini vaad edilene devrederek edimlerini ifa etmiş olurlar.
Yargıtay 15.Hukuk Dairesi’nin E.1993/3539, K.1994/830 17.02 1994 tarihli kararına göre taraflar arasında noterde usulüne uygun olarak düzenlenen sözleşme fesih edilmediği sürece sözleşme geçerli olacak ve tarafları bağlayacaktır. Bu durumda taraflardan her biri sözleşmenin ifasını talep etme hakkına sahiptir. Ancak bir ifa imkânsızlığı söz konusu olduğu zaman Borçlar Kanunu’nun 20 ve 117’nci maddeleri uyarınca sözleşmenin ifası istenemeyecektir.
Taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin geçerliliği noterde düzenlenmiş olmasına bağlı olduğundan sözleşmenin feshi de Noterlik Kanunu’nun 81/2’nci maddesine göre noterde yapılacaktır. Taraflar sözleşmenin feshini noterde usulüne uygun olarak yapacaklardır.
Diğer bir fesih yolu ise Borçlar Kanunu’nun 106’nci maddesine göre taraflardan birinin yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde diğer tarafın fesih ihbarı göndermesidir. Sözleşmenin fesih edilmemesi durumunda ise, taraf karşı taraftan yükümlülüklerini yerine getirmediğinden dolayı doğan zarar tutarının ve yükümlülüklerinin yerine getirilmesini talep edebilecektir.
Davacının, davalının temerrüde düşmesi nedeniyle yukarıda anılan madde uyarınca seçimlik haklarından birini kullanma hakkı vardır. Davacı satımın feshi ile birlikte yükümlülüklerin yerine getirilmemesi sebebi ile doğan zararı da talep etme hakkına sahiptir.
Taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin önemli sona erme sebeplerinden biri zamanaşımına uğramasıdır. Borçlar Kanunu’nun 125’nci maddesine göre satış vaadi sözleşmesi 10 yıllık zamanaşımı süresine tabidir.
Yargıtay 14.Hukuk Dairesi’nin E.2000/2066 K.2000/2448 13.04.2000 tarihli ve E. 2003/3550 K.2003/5635 03.07.2003 tarihli kararlarına göre zamanaşımını hesaplamak için öncelikle sözleşmenin ifa olanağının olup olmadığı araştırılmalıdır. Somut olayda elbirliği ortaklığına konu bir taşınmazda ortaklardan birinin miras payını ortak olmayan bir kişiye satmayı vaad etmesi durumunda sözleşme bir taahhüt işlemi olarak geçerlidir. Ancak elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar bu sözleşmenin ifa olanağı yoktur. Bu durumda elbirliği mülkiyet sona erdiğinde sözleşme ifa kabiliyetini kazanacak ve zamanaşımı da bu tarihten başlayacaktır.
__________________________________________________ _________
1.Yavuz, Cevdet (Prof. Dr. Cevdet Yavuz, Yrd. Doç. Dr. Burak Özen, Yrd. Doç. Dr. Faruk Acar) “Türk Borçlar Hukuku Özel Hükümler”, 7.Baskı, Beta Basım Yayım Dağıtım A.Ş., İstanbul, 2007, s.198
2.T.C. Yargıtay 14.Hukuk Dairesi E. 2005/9207, K. 2006/1921, 22.2.2006 tarihli kararı
3.Surlu, Mehmet Handan “Açıklamalı – İçtihatlı Gayrimenkul Satış Vaadi. Satış Vaadine Dayalı Tapu İptali – Tescil. Elatmanın Önlenmesi Davaları”, Seçkin, Ankara, 2007, s. 32
4.Yavuz, Cevdet (Prof. Dr. Cevdet Yavuz, Yrd. Doç. Dr. Burak Özen, Yrd. Doç. Dr. Faruk Acar) “Türk Borçlar Hukuku Özel Hükümler”, 7.Baskı, Beta Basım Yayım Dağıtım A.Ş., İstanbul, 2007, s.199
5.T.C. Yargıtay 1.Hukuk Dairesi E. 1984/6602, K. 1984/7623, 25.02.1984 tarihli kararı, T.C. Yargıtay 1.Hukuk Dairesi E. 1993/14023, K. 1993/16189, 29.12.1993 tarihli kararı, T.C. Yargıtay 13.Hukuk Dairesi E.2005/13875, K. 2006/795, 27.01.2006 tarihli kararı
6.Surlu, Mehmet Handan “Açıklamalı – İçtihatlı Gayrimenkul Satış Vaadi. Satış Vaadine Dayalı Tapu İptali – Tescil. Elatmanın Önlenmesi Davaları”, Seçkin, Ankara, 2007, s. 68
7.Surlu, Mehmet Handan “Açıklamalı – İçtihatlı Gayrimenkul Satış Vaadi. Satış Vaadine Dayalı Tapu İptali – Tescil. Elatmanın Önlenmesi Davaları”, Seçkin, Ankara, 2007, s. 97
8.T.C. Yargıtay 1.Hukuk Dairesi E. 1984/6602, K. 1984/7623, 25.02.1984 tarihli kararı
9.Surlu, Mehmet Handan “Açıklamalı – İçtihatlı Gayrimenkul Satış Vaadi. Satış Vaadine Dayalı Tapu İptali – Tescil. Elatmanın Önlenmesi Davaları”, Seçkin, Ankara, 2007, s. 42
10.Surlu, Mehmet Handan “Açıklamalı – İçtihatlı Gayrimenkul Satış Vaadi. Satış Vaadine Dayalı Tapu İptali – Tescil. Elatmanın Önlenmesi Davaları”, Seçkin, Ankara, 2007, s. 84
11.T.C. Yargıtay 13.Hukuk Dairesi E. 2005/10091, K. 2005/17180, 21.11.2005 tarihli kararı
KİRA KONTRATI
KİRAYA VEREN :
ADRESİ :
KİRACI :
ADRESİ :
KİRA KONUSU : …'ye ait,..............................................adresindeki
dükkanın kiralanması
KİRA BAŞLANGIÇ TARİHİ : ../../2008
KİRA SÜRESİ : 3 ( ÜÇ ) YIL
1- İlk yıl için ( ../../….-../../…./ tarihleri arası ) aylık kira bedelleri …. (…...) Yeni Türk Lirası'dır. Aylık kira bedeli ödemeleri her ayın 1. günü nakit olarak ve kiraya verenin yukarıda yazılı adresine yapılacaktır. İlk Yıl Toplam Kira Bedeli …. ( …….. ) Yeni Türk Lirasıdır..
2- 2.Yıl için ( ../../….-../../…./ tarihleri arası ) aylık kira bedelleri ….. ( ……) Yeni Türk Lirası'dır. Aylık kira bedeli ödemeleri her ayın 1. günü nakit olarak ve kiraya verenin yukarıda yazılı adresine yapılacaktır. 2. Yıl Toplam Kira bedeli … ( …………….. ) Yeni Türk Lirasıdır.
3- 3. Yıl için ( ../../….-../../…./ tarihleri arası ) aylık kira bedelleri …….. (…… ) Yeni Türk Lirasıdır.Aylık kira bedeli ödemeleri her ayın 1. günü nakit olarak, kiraya verenin yukarıda yazılı adresinde ödenecektir. 3. yıl için Toplam kira bedeli ….. ( ……) Yeni Türk Lirasıdır.
4- 3. yıldan sonra taraflar kira akdini devam ettirmek isterlerse yıllık kira miktarını ,artış oranını ve kira müddetini yeniden görüşeceklerdir.
5- Kira konusu dükkan elektrik saati ve tesisatı, ( ) adet terek, rafı, ( ) adet tezgah ve ( ) adet büyük boy aynası ile hiç masrafsız, tam kullanıma hazır olarak kiracıya teslim edilmiştir. Kiracı tahliye anında dükkanı aldığı gibi teslim edecek olup, işi gereği kullanım için yapacağı masrafları hiçbir surette kiraya verenden talep etmeyecektir. Kira akdi devam ederken veya tahliye anında kiracı yapacağı hiçbir masrafı talep etmeyecektir.
6- Dükkanın elektrik, su, kapıcı, yakıt, telefon, çöp vergisi kiracıya ait olup, bunlardan kiraya verenin hiçbir sorumluluğu yoktur.
7- Kararlaştırılan kira bedelleri net olup, kiracı ayrıca bu rakam üzerinden STOPAJ VERGİSİ ödeyecektir.Stopaj vergisi kira bedeline ek olarak kiracıya aittir.
8- Kiracı kiraya verenin yazılı izni olmadan kira konusu dükkanı, bir başkasına devredemez, kiraya veremez, yanına ortak alamaz.
9- Kiracı kiraya verenin yazılı izni olmadan kira konusu taşınmazda tadilat, tamirat ve esaslı değişiklik yapamaz.
10- Aylık kira bedellerinden biri veya hepsi gününde veya hiç ödenmez ise diğer aylık ve yıllık kira bedelleri de muaccel hale gelecektir.
11- Tarafların bu kontratta yazılı adresleri kanuni tebligat adresleri olup, adres değişiklikleri yazılı olarak bildirilmediği sürece, bu adreslere yapılmış ve yapılacak tebligatlar muteber olacaktır.
12- Bu kira akdinden doğacak ihtilaflarda (……..)Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkili olup, yetki hususu özel olarak kararlaştırılmıştır.
13- İşbu kontrat 2 suret olarak tanzim edilmiş ve birer suret taraflara verilmiştir.
14- Kira konusu taşınmaz, bakkaliye, büfe olarak kullanılacaktır. / / 20...
KİRAYA VEREN KİRACI KEFİL
……………(Ad-Soyad) ………………(Ad-Soyad) ………..(Ad-Soyad)
…………(Adresi) …….(Adresi)
OTO SATIŞ SÖZLEŞMESİ
OTO SATIŞ SÖZLEŞMESİ
OTO CİNSİ :
OTO MODELİ :
OTO PLAKA NO :
OTO ŞASE NO :
OTO MOTOR NO :
Yukarıda markası,modeli , motor ve şase numaraları yazılı olan …………. plakalı araç ……………… adına kayıtlıdır. Plaka adresi …………………………………… ‘dir. Bu aracın satışı konusunda satıcı …………….. ve Alıcı …………… aşağıdaki şekilde anlaşmışlardır.
Aracın trafik kaydı üzerimde olmamasına rağmen satıcı olarak aracın trafik kaydını bu sözleşmenin imza tarihinden itibaren 15 gün içerisinde alıcı …………..’a devretmeyi kabul ve taahhüt ediyorum.
Oto satış bedeli olarak ………’dan toplam …………. YTL alınmış olup,bu araç için ………….’un başka bir borcu kalmamıştır. Araç bedeli sözleşme tarihinde alınmıştır. Aracın trafik kaydı başka bir şahıs üzerinde olduğu halde sözleşmenin imza tarihinden itibaren 15 gün içinde trafik kaydını Alıcı ……
………..’a devretmediğim takdirde, almış olduğum ………….. YTL’sını sözleşme tarihinden itibaren yıllık % … faiz oranı ile geri ödemeyi kabul ve taahhüt ediyorum.
Aracın bugüne kadar olan vergi,harç,ceza,sigorta,kan bedeli,kaza ve bilimum borç ve sorumlulukları satıcıya,bu günden sonrakiler alıcıya aittir.
İhtilaf halinde ................ Mahkemeleri yetkilidir ../../2008
SATICI ALICI
İSİM : İSİM :
ADRES : ADRES :
………………………….
……………. ’dan araç bedeli olarak
………….. YTL Aldım ../../20....
ŞAHİT ŞAHİT
İSİM : İSİM :
ADRES : ADRES :
GAYRİMENKUL SATIŞ VAADİ SÖZLEŞMESİ ÖRNEĞİ
GAYRİMENKUL SATIŞ VAADİ SÖZLEŞMESİ
...........yılı.........ayının ........... günü ...../...../.....
Aşağıda mühür ve imzası bulunan ......... Noteri..............dairemde görev yaparken yanıma gelen ve gösterdiği............. nüfus dairesinden verilen fotoğraflı/fotoğrafsız .............gün ve .......numaralı nüfus cüzdanına göre.........ili ..............ilçesi ............köyü/mahallesinde ........numaralı hanede kayıtlı ..........oğlu/kızı ............tarihinde ...........doğma ve halen......... ..........ili ...........ilçesi.......köyü/mahallesinde ......numaralı evde oturduğunu söyleyen .................düzenleme şeklinde bir satış vaadi sözleşmesi düzenlenmesi istendi.
Kendisini .............sebeple tanıdığım gibi bu işlemi yapma yeteneğinin bulunduğunu da gördüm.Satıcı ..........söze başladı taşınmazın tamamını (veya.........payını) .........ya.......liraya satması vaadediyorum. Paramı tamamen aldım ......ay içinde tapu satış işlemini yapacağım (veya satış işlemi için ....................vekil tayin ettim.).
Yukarıda gösterilen süre içinde satış işlemini yapmadığım taktirde ............lira cezai şartı ödemeyi kabul ederim. diye sözünü bitirdi oturumda hazır bulunan alıcı.................söze başlayarak; (Bende yukarıda yazılı taşınmazın satış vaadini aynı şartla kabul ediyorum) diye sözlerini bitirdi.
Taraflar huzurunda tanzim edilen bu tutanak okumaları için kendilerine verildi.Okuduktan sonra
Yazılanların kendilerinin gerçek arzularının olduğunu bildirmeleri üzerine altı tarafımızdan imzalandı.................
Yılı .............ayının ..............günü
Satış Vaadi Sözleşmesi ve Zamanaşımı
T.C. YARGITAY
14.Hukuk Dairesi
Esas: 2004/3496
Karar: 2004/5336
Karar Tarihi: 02.07.2004
ÖZET: Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanunun 125. maddesi gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğmasından sonra işlemeye başlar. Ancak, satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye, yani vaad alacaklısına teslim edilmiş ise, on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda, zamanaşımı savunması Medeni Kanunun 2. maddesi uyarınca iyi niyet kuralları ile bağdaşmayacağından dinlenmez.
(4721 S. K. m. 2, 706) (818 S. K. m. 22, 125, 213)
Davacı M. A. vekili tarafından, davalılar A. A. vd. aleyhine 26.12.2001 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 20.1.2004 günlü hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile önceki Medeni Kanunun 634. ve yürürlükteki Medeni Kanunun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddeleri hükmü uyarınca, noter önünde re' sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan ve tam iki tarafa borç yükleyen kişisel hak veren sözleşmelerdendir.
Vaad alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet geçirim borcu yüklenen satıcıdan, edimini yerine getirmediğinde dava tarihinde yürürlükte bulunan 743 sayılı Medeni Kanunun 642. maddesi uyarınca açılacak tapu .iptali ve tescil davası ile edimin hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.
Gayrimenkul satış vaadine dayalı tapu iptali ve tescil davalarında görevli mahkeme, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 14.2.1996 gün ve 1995/14-963 E, 1996/69 K. Sayılı kararında da vurgulanıp kabul edildiği üzere; tarafların sözleşme de özgür iradeleri ile saptadıkları satış değeri esas alınarak belirlenir. Yargılama giderlerinden olan harç ve vekalet ücreti takdirinde de bu bedel esas alınır.
Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanunun 125. maddesi gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğmasından sonra işlemeye başlar. Ancak, satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye, yani vaad alacaklısına teslim edilmiş ise, on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda, zamanaşımı savunması Medeni Kanunun 2. maddesi uyarınca iyi niyet kuralları ile bağdaşmayacağından dinlenmez.
Davacının tescil isteğinin kabulü için, sözleşmede kararlaştırılan bedelin ödenmiş olması gerekir. Ancak, eksik kalan bir kısım var ise, Borçlar Kanununun 81. maddesi hükmü uyarınca, bu bedel depo ettirilmelidir.
Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davalarının kabulü için aranacak ilk husus sözleşmenin ifa olanağının bulunup bulunmadığıdır.
Elbirliği ortaklığına (iştirak halinde mülkiyete) konu bir taşınmazda elbirliği ortaklarından birinin, miras payını, ortaklık dışı bir kişiye satmayı vaad etmesi halinde sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerlidir. Ancak elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemez. Fakat elbirliği ortaklığına dahil paydaşlar arasında gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapılmışsa iştirak bozulmamak kaydıyla satıcı elbirliği ortağının payının alıcı elbirliği ortağının payına ilave edilmek suretiyle satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı vardır.
Eğer satışı vaad edilen taşınmaz tapusunda temliki tasarrufu engelleyen kayıt varsa veya 3194 sayılı İmar Kanunun 18/son maddesi hükmüne aykırı şekilde satış vaadinde bulunulmuşsa veyahut ta vaade konu taşınmaz bir başka mahkemede mülkiyet uyuşmazlığına konu olmuşsa bu gibi hallerde de sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemez.
Taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin, Türk Medeni Kanununun 1009 maddesi uyarınca tapunun beyanlar hanesine şerhi de mümkündür. Böylece, sözleşme alacaklısı, sözleşmeden kaynaklanan kişisel hakkını kuvvetlendirmiş olur ve üçüncü kişilere karşı ileri sürebilme olanağını kazanır. Tapu Kanunu 26/6 maddesi uyarınca bu şerh 5 yıl için geçerli olup, 5 yılın dolmasıyla kayıttan silinir ve anılan gücünü yitirir. Satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerhinden sonra, 5 yıl içinde kayda işlenen her türlü haciz, ipotek ve benzeri, sözleşme alacaklısının haklarını kısıtlayacak nitelikteki şerhler de sözleşme alacaklısını bağlamaz.
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında;
Davacı, 468 parsel sayılı taşınmazda, davalı F. Y.' ın payını 17.7.1969' da harici sözleşme ile 31.10.2001 tarihinde de noterde resen düzenlenen satış vaadi sözleşmesi ile aldığını, ancak davalı A. A.'ün bunu bilerek tapudan F. Y" ın kendisine satışı vaad edilen payını satın aldığını ileri sürerek tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur.
Davalı, A. A. davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerh edilmediğini belirterek, ayni hakkın şahsı hakka üstün tutulması gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü davacı, davalı A. A.'ın payın kendisine satıldığını bilerek tapuda satın alma yoluyla adına intikal yaptırdığı gerekçesiyle temyiz etmiştir.
Davacının 1969 yılında haricen satın aldığı yeri 2001 yılında da noterde usulünce düzenlenen satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığı, sözleşmenin tapuya şerh edilmediği, davalı A. A.'ün davacı ve satış vaadi borçlusu F. A. ile birlikte tapuda müşterek paydaş olan H. A.'ın oğlu olduğu çekişmesizdir. Çekişme A. A.'ın sözleşmeye konu yeri bilerek satın alıp almadığı noktasında toplanmaktadır.
Satış vaadi sözleşmelerinin tapuya şerh edilmeleri, sözleşmeden kaynaklanan kişisel hakkın üçüncü kişilere karşıda ileri sürülebilmesi olanağını sağlar. Ancak, sözleşmenin varlığından haberdar olan ya da olması beklenen kişilere karşı da sözleşmeden kaynaklanan bu kişisel hak, tapu kaydına şerh verilmemiş olsa bile ileri sürülebilecektir. Sözleşmenin şerhi ile sözleşmenin varlığı aleniyet kazanmaktadır, sözleşmeyi bilen ya da bilmesi gereken kişiler açısından bu aleniyet kendiliğinden var sayılmalıdır. Eldeki davada da, davalı A. sözleşme tarafların kardeşlerinin oğludur ve yakın akrabadır. 1969 yılından bu yana oluşan satış iradesini bilmediğini kabul etmek halin icabı ve hayatın olağan akışına terstir. Mahkemece açıklanan nedenle davanın kabulü gerekirken yazılı gerekçelerle ret kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
Sonuç: Yukarıda yazılı gerekçelerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440. maddesi uyarınca ilamın tebliğinden itibaren 15 günlük karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 2.7.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
-
T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ VE PLANLAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ÇED VE PLAN İZLEME KONTROL DAİRESİ BAŞKANLIĞI 8/8/2...