30 Mart 2016 Çarşamba

2008 Project of the Year – 2008 Yılının Projesi

2008 Project of the Year – 2008 Yılının Projesi



KONE, Özgün KONE EcoMod™ çözümüyle New York’daki Morgan Post Office’deki 12 adet merdivenin modernize edilmesindeki başarılı çalışması nedeniyle 2008 Project of the Year (2008 Yılının Projesi) ödülünü kazandı. Böylece, asansör endüstrisinin önde gelen yayını olan Elevator Worlddergisi tarafından verilen ödülü üst üste beşinci kez KONE kazanmış oldu.
Morgan Postanesi’nde yer alan mevcut 12 merdivenin, yapıya herhangi bir zarar vermeden değiştirilmesi gerekiyordu. KONE EcoMod™ çözümüyle, merdivenlerin iskeleti aynen korunarak, yapısal bir değişikliğe gidilmeden yenilendi.

2008 Good Design Award – 2008 En İyi Tasarım Ödülü

2008 Good Design Award – 2008 En İyi Tasarım Ödülü


Chicago Athenaeum ve European Centre for Architecture Art Design and Urban Studies (Mimari Sanatsal Tasarım ve Kentsel Çalışmalar için Avrupa Merkezi) tarafından verilen Good Design Award (En İyi Tasarım) ödülüne KONE değer bulundu.FourSeasons™ konseptiyle ödüle değer görülen KONE, böylesine prestijli bir ödülü kazanan ilk asansör firması oldu.
2006 yılında lansmanı yapılan KONE’nin FourSeasons™ konsepti, KONE tasarım koleksiyonunun bir parçası olup, mevsimleri ve farklı bölgelerin kültürel havasını yansıtan farklı renk ve gölgeleri birleştiriyor. Yetmişin üzerinde özel olarak tasarlanmış ürünler, farklı iç mekânları ve mimariyi uyumlu hale getirebilmek için binlerce seçenek sunuyor.
1950 yılından beri verilen GOOD DESIGN, dünyanın en çok tanınan tasarım ödül programı olarak biliniyor. Ödüller, 2006 ve 2008 yılları arasında oluşturulan en iyi yeni tasarım ve tasarım inovasyonlarını vurgulamak üzere veriliyor.

Accessibility” Projesi

Accessibility” Projesi


KONE Türkiye, 'Binaların Erişilebilirliği – Accessibility' projesini başlattı. Bunun ilk adımı olarak da, 04 - 06 Ağustos 2008tarihlerinde Lift Instituuttarafından Hollanda’nınAmsterdam kentinde gerçekleştirilen 'Access for All - Built for All' konulu eğitime KONE Türkiye’den Ünver Tekirli,Celalettin BesenSelçuk DikmenFunda Doğru Tavukcu, KONE’nin erişilebilirlik projesi çözüm ortağı ADAKON’dan Berrin Şencan ve Rolf Waldhof ile KONE Türkiye’nin danışmanlarında Nahit Öztürkcan katıldılar.
Böylece adı geçen kişiler Lift Instituut tarafından sertifikalandırılarak, binaların 'erişilebilirliliği' konusunda rapor verebilecek; yani yaşlı ve engellilerin rahat bir şekilde binalara giriş-çıkışlarını sağlamak, bina içindeki hareketlerini kolaylaştırmak ve ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla yapılması gerekli düzenlemelerin normlara uygun nasıl olması gerektiğini mimarlara, bina yöneticilerine tavsiye edebilecek duruma geldiler.
Accessibility Süreci
Konuyla ilgili olarak, Birleşmiş Milletler'in 20 Aralık 1993 yılında aldığı kararda şöyle deniliyor:
· “Fiziksel çevreye katılımı engelleyen her şeyin ortadan kaldırılması için önlemler alınmalı ve toplum hayatının ev, bina, kamu ve diğer taşıma araçları, sokaklar ve diğer açık hava çevreleri gibi çeşitli alanlarına erişim mutlaka sağlanmalıdır.”
· Buna uygun olarak da Avrupa Standart Kurumu CEN / CENELEC, yukarıda sözü edilen fiziksel çevrede yaşlıların ve engellilerin erişimi ve kullanımı üzerine bir rehber yayınlamıştı.
· Daha sonra Avrupa Komisyonu yaşlıların ve engellilerin kullanabileceği asansörler için EN 81–70 standardını kabul etmiş, üye ve üyeliğe aday ülkelerde harmonize edilerek kullanılmaya başlanmasını sağlamıştı.
KONE bu yeni standardın gereksinimlerini karşılayan sertifikalı ürünler sağlayan ilk asansör şirketlerinden biri. Bu anlamda hâlihazırda KONE asansörleri, duruş hassasiyeti, kabin ve kapı ölçülerinin uygunluğu ve acil aydınlatma, haberleşme gibi güvenlik özelliklerinin varlığı ile EN81-70'in öngördüğü normlara uyan bir erişim paketi de geliştirdi.

Gebze Eğitim Merkezi

Gebze Eğitim Merkezi



Asansör montajı ve bakımı konusunda bireysel gelişim eğitimleri başlatanKONEGebze’de bir eğitim merkezi kurdu. Çok fonksiyonlu bir eğitim asansörünün de yer aldığı merkezde, montörler ve servis elemanları uygulamalı eğitimler alıyor. Uygulamalı eğitimler, 2008 Ocak ayında başladı. İlk olarak KONE’nin üzerinde titizlikle durduğu ve çok önem verdiği İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemleri eğitimi verildi.
Eğitimlerde montörler için;
· Yeni montör yetiştirilmesi ve mevcutların teknik yeterliliğinin artırılması, 
· Tüm montörlere uluslararası geçerliliği olan KONE montaj pasaportu verilmesi,
· Özel yeterlilik programları (kaynakçı, ilkyardım vb)
Servis departmanları için de;
· Modüler bakım eğitimleri,
· Trouble shooter adı verilen sorun giderici / arıza eğitim workshopları,
· Kalifiye servis elemanları yetiştirme eğitimleri amaçlanıyor.
Öte yandan, KONE Corporation tarafından 2000 yılında bu yana düzenli olarak verilen Ambassador eğitimleri de Merkez’in konuları arasında yer alıyor. Taşeronlar dahil tüm KONE çalışanlarını birer elçi olarak gören Ambassador eğitimleriyle, müşteri memnuniyetinin artırılması, KONE ile oluşan bağların daha da güçlendirilmesi hedefleniyor. Eğitimler ilk aşamada KONE personeli ve taşeronlarına yönelik olacak. Sonrasında ise öğrencilere yönelik teknik gezi ve eğitimler düzenlenecek.

KONE VQ Sistemi

KONE VQ Sistemi


KONETürkiye gibi deprem kuşağında bulunan bir ülkede depremi algılayıp önlem alan deprem sertifikalı asansörleriyle hizmet sunuyor. Deprem sırasında mekanik olarak etkilenebilecek tüm asansör aksamının depreme dayanıklılığının artırılarak yolcu güvenliğinin sağlanmasını ve kesilen elektrik enerjisine rağmen kabinin en yakın kata gidip kapılarını kendiliğinden açarak yolcuların tahliye edilmesini sağlayan KONE VQ sistemi, şöyle çalışıyor:
- Depremi anında algılayan Sismik Sensör, binada uygun bir yere monte ediliyor. 
- Depremi algılayan Sensör, asansörün kumanda tablosuna hemen deprem sinyalini gönderiyor.
- Sinyali alan asansör, öncelikle en uygun katta duruyor ve kapılarını açarak insanları tahliye ediyor. 
- Sonrasında da sistemi kilitleyerek, asansörü kullanım dışı tutuyor. Asansör, ancak ehil bir teknisyenin manuel müdahelesi ile yeniden devreye verilebiliyor (bunun amacı deprem nedeniyle asansörde güvenliği etkileyen bir hasar olmadığı gözlendikten sonra hizmete sunulması).
- Ayrıca, sarsıntı anında, asansörün raydan çıkmamasını, halatların güvenliğini sürdürmesini, asansörde oluşacak çeşitli deformasyonları önleyici mekanik özellikler de sistemin diğer özelliklerini oluşturuyor.

MaxiSpace

MaxiSpace



Asansör bulunmayan veya mevcut binalarda eskiyen sistemlerin yenilenmesi için tasarlanmış olan MaxiSpace, karşı ağırlık ihtiyacını ortadan kaldırarak, aynı boyutlardaki asansör kuyularına geleneksel sistemlerden çok daha büyük kabin konmasına olanak sağlıyor. Daha önce 4 kişilik kabin yer alan kuyulara 6 veya 8 kişilik kabinler yerleştirilerek, taşıma kapasitesi ikiye katlanabiliyor.
MaxiSpace platformu, küçük ama son derece güçlü KONE PowerDisc motoru ve gergi kabiliyeti yüksek olan esnek bir halat düzenine dayanıyor. Piyasada mevcut tüm kaldırma ünitelerinden daha hafif ve kompakt, dişli kutusu olmayan bir kaldırma ünitesi olan PowerDisc, yalnızca 70 kg ağırlığı ile asansör kuyusunda küçük bir hacme sığabilmekte. Buna karşın kendisinden kat kat büyük makineler kadar güç üretebilmekte.
KONE MaxiSpace teknolojisi, özellikle mevcut binalar için büyük olanaklar sağlıyor. Platformları ekonomik ömrünü yitirmiş olan asansörlerin yenilenmesinde veya asansörü olmayan binalarda, merdiven boşluğuna küçük boyutlu bir asansör kuyusu konabilecek projeler için ideal bir çözüm sunuyor.
Kuyusu küçük ve makine dairesi olmayan asansörlere daha geniş kabin, ileri teknoloji, seyir konforu sağlayan MaxiSpace:
· Daha konforlu ve daha güvenli bir seyir sağlıyor,
· Makine dairesine gerek olmadığı için çatı katı kullanılabilir alan haline dönüştürülebiliyor ve asansör bu kata da çıkabiliyor,
· Hidrolik asansörlerle kıyaslandığında yüzde 50’den fazla enerji tasarrufu sağlıyor.

MonoSpace

MonoSpace


KONE, geliştirdiği makine dairesiz asansör ile endüstride yeni bir dönem başlattı. Kaldırma ünitesini asansör kuyusunun içine yerleştirerek, ekstra alan gerektiren makine dairesi ihtiyacını ortadan kaldıran devrim niteliğindeki bu yenilik, 1850’lerde Elisha Graves Otis tarafından geliştirilen güvenli fren mekanizmasından sonra asansör endüstrisindeki en önemli icat olarak kabul ediliyor.

Makine dairesiz asansörü mümkün kılan EcoDisc® teknolojisini kullanan KONE, sunduğu bu teknolojik yenilikle sektöre büyük avantajlar sağlıyor.

Çevre dostu ve enerji tasarrufu

EcoDisc®, teknolojisiyle çalışan MonoSpace’ler;

· Geleneksel asansörlere göre %53,3 enerji tasarrufu sağlıyor.
· Yağ gerektirmediği için yağ sızmalarına karşı önlem gerektirmiyor.
· Makine dairesiz asansör kullanılan binaların çatılarında biçimsiz çıkıntılara gerek kalmıyor. Böylece, şehir siluetinin bozulmasını engelliyor.
· Makine dairesini binanın çatısından alıp asansör kuyusunun içine yerleştirmek binanın “Beşinci Cephe”sini, yani çatısını boş bırakarak, özgürleştiriyor. 
Böylelikle çatı, makine dairesinden öte, daha başka ve daha hoş bir amaçla kullanılabilecek hale geliyor.
· Hafifliği nedeniyle bina statiğine yük getirmiyor.
· Motorun düşük devirli olması ve redüksiyon dişlisine ihtiyacının olmaması EcoDisc®’i son derece sağlam ve basit bir hale getirirken, yumuşak ve güvenilir bir seyir konforu sağlıyor.

Ekonomik enerji kullanımı, yağ gerektirmemesi, aynı zamanda kolayca geri dönüşebilen çevre dostu malzemelerle üretilmesi, hem satın alanlar hem de kullanıcılar açısından çevreye katkıda bulunmaları anlamını da taşıyor.

KONE Türkiye

KONE Türkiye


KONE CORPORATION (Finlandiya), inşaat, sanayi ve turizm sektörlerindeki hızlı gelişmelere paralel olarak, Türkiye'de modern, yüksek hızlı, ileri teknoloji ürünü, elektronik kontrollü asansörlere duyulan talebi, Türkiye koşullarında en uygun şekilde karşılamak üzere 1987 yılında Türkiye'de bu sektördeki ilk yabancı sermaye ortaklık (Joint Venture) şirketini kurdu.
KONE Corporation, 1996 yılında KONE Asansör Sanayi ve Ticaret A.Ş.’yi tüm hisselerini alarak bünyesine kattı. KONE Corporation firmasının direkt sermaye ve teknolojisi ile faaliyet gösteren KONE Türkiye, direkt destek ve bakım imkanlarını müşterilerinin hizmetine sunuyor.
KONE Türkiye, İstanbul Merkez Ofisi dışında, Ankara, Antalya, Bursa, İzmir Bölge Müdürlükleri ile Adana, Eskişehir , Kayseri, Kıbrıs, Malatya, Rize ve Zonguldak gibi şehirlerde bulunan Yetkili Bölge Yüklenicileri ile tüm kullanıcılara, en üst düzeyde satış öncesi ve sonrası destek hizmeti sunuyor

Hayvinkaa Test Kuyusu

Hayvinkaa Test Kuyusu


Finlandiya’nınHelsinki şehrine basın mensuplarını davet eden KONE’nin Yönetim Binası’nı ziyaret ettik.  Burası KONE’nin genel merkezi. Gezinin ikinci etabında iseHayvinkaa kentinde yer alan test kuyusu vardı. Eski bir kireçtaşı madeninin dönüştürüldüğü 350 metre derinliğe sahip test çukurunda, firmanın ürettiği ultra hıza sahip asansörler deneniyor.
Lohja madenineyapılan test kuyusu, şirket tarihindeki en önemli modernizasyon projelerinden biri. 1897 yılından kalma tarihi maden test kuyusuna dönüştürülürken, mevcut altyapıya dokunulmamış. Sadece, kaya çıkarmak için kullanılan eski asansörün yerine iki adet asansör monte edilmiş. Madende her 35 metrede bir ana kuyuya erişim sağlayan mükemmel bir ulaşım bulunuyor.
Madende ayrıca bir müze de yer alıyor. Madenin ve müzenin tek ziyaretçileri de doğal olarak test aşamasına gelenler. Amaç kullanıcıdan ilk kullanımda ve gereken feedback’i almak ve üretimin ilk aşamalarına müdahale edebilmek. Madende yer alan laboratuar 1998 yılında kurulmuş, madenin 200 m derinliğinde yer alıyor.
Normalde bir asansörün ivme kazanması için 145 m’ye ihtiyacı oluyor. Normal binalarda 150-430 m aralığında asansörün kazanacağı hız 4-9 m/sn iken, Lohja test çukurunda yer alan iki kabinli asansörün bir tanesi saniyede 10 m, diğeri ise 17 m hıza ulaşabiliyor.
KONE’nin bugüne kadar ürettiği en hızlı asansör Tayvan’da yer alan 508 metre yüksekliğe sahip Taipei binasına tesis ettiği 17 metre / saniyelik asansör.

Varlık bilimsel Deyişle Asansör

Varlık bilimsel Deyişle Asansör


Asansör; belki de çocukluğumuzdan beri dağarcığımızda dolaştırdığımız ve büyüdükçe bile (çaktırmadan) izini kaybetmediğimiz, biraz çocuklaşınca yeniden içine siniverdiğimiz ışınlanma, bir kapıdan çıktığımızda dünyanın değişmesi, taa uzaklardaki bir şeye gözümüzü kapatıp açtığımızda ulaşma, ufak bir kumanda tuşuyla dünya! (mekân) değiştirme, kendi kontrolümüzdeki zaman yolculuğu hayallerinin birçoğunu kapsıyor. Ondan değil mi ki, çocukluğumuzdan beri asansörden çekinmediğimiz bir yaşam kesitimiz olmamıştır? Ondan değil mi ki büyüyüp yalnız başına o kapıdan içeri girme cesaretine eriştiğimiz -o hep hatırlanan- günden beri, kapı sessizce kayıp yerine oturduktan ve her şey hareket eder pozisyona ulaştıktan, yani o “tık” anından sonra, yalnızlık/heyecan/korku/merak arası bir duygunun (asansör duygusu) kucağına her seferinde düşeriz? 
Asansör; “elektrikle işleyen, çelik halatla çekilen ve genellikle dik raylar arasında hareket eden, yapılarda insanları, yukarıya çıkarmada, aşağıya indirmede kullanılan araç” diye tarif edilir (1). Ona kendi dilimizde seslenmek istesek katgezer, yükseltici, inerçıkar, hatta belki ağıncak da deriz.
“İnsanca özelliklerden biri de, tekniktir. İnsan, içgüdülerinin eksikliğini nasıl zekasıyla gideriyorsa, organlarının eksikliğini de teknikle giderir. Ayrıca insan, birçok organlarının görevlerini de tekniğe yükler. Araba yapıp ayaklarıyla yürümekten kurtulur, asansör yapıp merdivenleri tırmanmaktan kurtulur.” (2)  
İşte o zaman yolculuğudur aslında bize vaat edilen.. Daha kapısında beklerken başlar yolculuk. Ona “ben buradayım” deme zorunluluğu içinde, ufacık bir bellek turundan sonra basarız iki düğmeden birine, çoğunlukla düşünmemek için her ikisine de.. Gelir; kendisi için tasarlanmış bir sesle (nerede duysak tanıyabileceğimiz) “geldim” der ve usulca açar kapılarını. İçine girdiğimiz anda kendimizce kumanda edebileceğimizi bildiğimiz bir öğrenmişlikle, az bir incelemeden sonra gitmek istediğimiz katın düğmesine basarız. Hatta kapıların çabuk kapanması için “>I<” düğmesine basmadan hemen önce oluşmuş “asansör duygumuzu”, zaten o malum düğmeye basmasak da aynı hızda ve sürede kapanacak kapılara söz geçirebildiğimizi zannettiğimiz o basma anının hakimiyet/iktidar duygusuyla katmerleyip daha bir tadını çıkartırız. Bu yolculuğun bir parçası olduk ve hatta kumandadayız artık..
Bütün bunları her gün yapıyorsak, kendimizi “asansör müziğinin” (varsa) tınılarına kaptırır, içine girdiğimiz bu küçücük odanın ses, renk, hacim özelliklerini incelemeye başlarız..
Bilmediğimiz bir öteki tarafın, görmediğimiz bir karenin biranda karşımıza çıkması ve kendimizi bir adımda onun içinde buluvermemiz olur bu yolculuğun sonucu çokça. O yüzden çıktıktan sonra silkinip kendimize geliriz, etrafı araştırır, bu sürede yönlenmemizi yönetiriz. Yani bir anlamda asansör yolculuğu bilincimizin en açık olduğu zaman aralığıdır.
Öte yandan bilinçaltının en derin korkuları bu yalnızlık odasında gizlice bekler bizi.. Klostrofobinin en sevdiği mekanlardan biridir asansör. “Hızla ve kuvvetle düşme” korkusunun en gizlice ve derinden hissedildiği en küçük iç hacimdir.
Bir de toplumsal yönü vardır bu yapı sektörünün en kabiliyetli makinelerinden biri olan asansörlerin. Hayatınızda tanımadığınız insanlarla yanyana ve bazen kişisel mahremiyet mesafesinden daha da yakın olmak ve bu yolculuğu onlarla sürdürmek zorunda olmak, bazen de bu birlikteliğe asgari bir “asansör diyalogunun” eşlik etmesi gerekliliği. Bütün bunlar biçilmiş zamanı en iyi/uygun/yanlış anlaşılmayacak şekilde birarada değerlendirme içgüdü ve sorumluluğuyla birleştiğinde bu yolculuk keyifli olma ve kendini dışarı zor atma arasında gidip gelir. Yalnızlıkların gözle görülür bir enerjiyle çarpıştığı bu odalar, içlerinde bulunanlara aynı zamanda kısa süreli çaresizlikler de enjekte eder. Öte yandan “asansör psikolojisi” diye adlandırılan davranış biçimi, birlikte hareket etmenin rahatlatıcı etkisini de anıştırır çoğu zaman; kim ne yapıyorsa onu yapma, kim nerede duruyorsa onun tam karşısında durma, eşit mesafeyi koruma, farklı davranıp dikkat çekmeme. Bu anlamda asansör toplumsal davranış biliminin en küçük örneklemi oluverir. Ve neden sonra istenilen kata varılır. “Çling!”
Sinemada da çokça işlenen endişeli sahnelerdendir, asansörün göstergesinde yer alan rakamlar tek tek artarken, bir anda yukarıda sizi bekleyen bir varlıkla özdeşleşmiş biçimde, asansörün en son gösterge rakamının da üstündeki katlara çıkması. Durup kapılar açıldığında ise yoğun bir ışık bulutu gözlerinizi yakar ve ansızın beliren bir “bellboy” sizi, tanrımsı varlığa götürmek için hazır bekler. Asansördeki gıcırdama, sizinle beraber katlararası dolaşan küçük kızın hayaleti, plakalar arasından duyduğunuz kimliği belirsiz uğultu, ansızın elektriklerin kesilmesi ve kat arasında kalmanız, asansörün can kazanıp sizi kontrolü altına alması defalarca işlenen ve bilinçaltımızda yer etmiş diğer imgelerdendir. 
Filmlerde asansörler normal şartlarda her zaman kattadır. Ama filmin kahramanı kaçıyor ve kovalanıyorsa asansör bir türlü gelmek bilmeyerek, insanın çaresizliğini vurgular. Böylece hemen, alternatif olan merdivenler kullanılır ve amansız bir karşılaştırma hissettirilir; insan gücü ve asansör egemenliği. Ama özellikle ilginç bir şekilde kaçıp kovalama sahnesinde, kovalanan asansöre daha önce ulaşmışsa kovalayan asla elini asansörün kapanan kapılarının arasına koyup kapıları geri açtırmayı aklına getirmez. Bu da sinemada asansör öğesinin özelliklerini senaryo gereği çarpıtmanın bilinen örneklerindendir. Ayrıca asansör boşluğu ve halatları da kahramanların kullandığı enstrümanlardandır.
Kentsel boyutta baktığımızda ise, eğer asansörler, yani insanlara yardımcı olmak için yaratılmış bu oda-robotlar olmasaydı, onca gökleri delen bina boşuna yapılmış olacaktı. Bu anlamda yapılı çevreyi dikeyde insan ölçeğine indirgeyen en önemli buluşlardan biri diyebiliriz asansör için. Şeyleri insanın ulaşabileceği kadar yakına getiren ve bunu zamanla yarıştıran en önemli yapı buluşlarından biri.. Düşünün ki, önümüzdeki 20 yıl içerisinde kentsel nüfus neredeyse 2 milyar daha artarak 5 milyara varacak. 10 milyondan fazla nüfus barındıran megakentlerin sayısı da her 20 yılda bir ikiye katlanacak. Bu anlamda insanların binalarla baş etmesi için asansörlerin de gelişmesi gerekiyor!
1 PÜSKÜLLÜOĞLU, Ali, Türkçe Sözlük, YAPI KREDİ YAYINLARI, İstanbul, Ekim 1995
2 HANÇERLİOĞLU, Orhan, Düşünce Tarihi, 1970

KONE ve Farklı Ürün Özellikleri

KONE ve Farklı Ürün Özellikleri



Genel Müdürlük
1910 yılında Finlandiya’da kurulan KONE, bugün 50 ülkeyi kapsayan üretim ağına ve 32 bin 500 personele sahip. KONE’nin dünya asansör sanayisindeki pazar payı yüzde 12. KONE Türkiye bünyesinde, her yıl ortalama 1.200 asansör ünitesi satılıyor. Türkiye’de toplam asansör stoku 140 binlerde; bunların 7.000 adedi KONE asansörü.
Özellikli ürün gamı ile KONE asansör konusunda teknoloji geliştiren en önemli firmalardan biri. 
EcoDisc
Ürün gamının içindeki en önemli asansör teknolojisini makine dairesiz asansör ile yaratmış. Makine dairesiz asansör ile kaldırma ünitesini asansör kuyusunun içine yerleştirerek makine dairesi ihtiyacı ortadan kalkıyor. Bu sayede EcoDisc teknolojisi kullanılarak yüzde 53,3 oranında enerji tasarrufu sağlanıyor. Monospace adı verilen bu teknoloji ile yağ gerekmediği için çevre katkısı perçinleniyor. Asansörlerin makine dairelerine sahip olmaması sayesinde bina çatılarında biçimsiz çıkıntılara gerek kalmıyor. Böylece, şehir silueti bozulmuyor. Hafifliği nedeniyle bina statiğine yük getirmiyor.
Makine dairesi olmayan ürün üretimi ile bugüne kadar 250 MW’lık enerji kaynağını korumuş, 2 milyon varillik yağı harcamamış, 100 bin arabanın tüketeceği karbon sürümünün önüne geçmiş sayılıyor. 2008 yılında KONE 200 bininci monospace asansörünü monte etmiş durumda. 2010 yılı sonunda dünyada kullanılan asansörlerin üçte ikilik bölümünün makine dairesiz asansör olacağını tahmin eden KONE yetkilileri, bu durumun MonoSpace’in ne kadar başarılı olduğunun kanıtı olduğunu bildiriyorlar.
KONE’nin toplam karbondioksit ve sera gazı miktarı ve enerji tüketimi hidrolik bir asansörün yarısından az. Yağ ihtiyacı 0 litre. Bu anlamda termal kaybı sadece 1 kW.
KONE yürüyen yol konusunda da bir teknoloji yaratarak, kuyu dibi gerektirmeyen yürüyen yolu da hizmete sundu. Bu sistemle yürüyen yol, mevcut zemin üzerine herhangi bir işlem yapılmaksızın, yer seviyesinin altına inmeksizin, direk olarak monte edilebiliyor. InnoTrack adını alan bu teknoloji havaalanları, istasyonlar, alışveriş merkezleri veya gösteri salonları gibi halka açık alanlarda kullanılıyor, yürüyen yol tasarım ve planlamasını çok daha esnek ve etkili hale getiriyor. Sistem gerektiğinde sökülüp başka alanlara da sorunsuz olarak taşınabiliyor.
Asansör ufacık bir iç mekan ve bu mekan da bir iç cephe tasarımı gerektirebiliyor. Aynasıyla, doğramasıyla, iç duvar rengiyle bizi “içeride” hangi konforda tutabildiği konusunda bir iddia taşıyabiliyor. Kabin dekorasyonu, bu anlamda asansörü önemli bir endüstri objesi olarak yorumlamamıza sebep oluyor. Örneğin KONE’nin kabin tasarımlarınıFinlandiya’nın dünyaca ünlü tasarım firması Marimekko yapıyor. Bu anlamda asansör kabininin tasarımı aslında, bina içi mekânında ikinci bir iç mekân anlamına geliyor.
Bunun yanısıra asansörde mahsur kalmayı engelleyen deprem opsiyonlu VQ sistemi, karşı ağırlık sistemini ortadan kaldıran ve böylece aynı boyutlardaki asansör kuyularına geleneksel sistemlerden çok daha büyük kabin konmasına olanak sağlayan, taşıma kapasitesini ikiye katlayanMaxiSpace teknolojisi gibi özellikli ürünleri ile KONE asansör sektörüne önemli hizmetler sunuyor. Çift kabinli sistem ve gideceği yeri belirleyen elektronik yön gösterici ile kullanım kolaylığı sunuyor.
Ayrıca KONE, kurduğu Asansör Okulu ile montör ve servis elemanları yetiştiriyor. Teknik eğitimlerin sonucunda KONE pasaportu verilen bu kişiler dünyanın her ülkesinde bakım yapabilecek sertifikasyonlara sahip oluyorlar. Özürlülere yönelik danışmanlık hizmeti de veren KONE, aynı zamanda Yeşil Bina danışmanlığı da yapıyor.