'120 milyon dolarlık oteli yakarım!'
İSTOÇ Başkanı Nahit Kemalbay, İBB tarafından ruhsat verilmeyen 120 milyon dolarlık otel ve alışveriş merkezi projesi hakkında "Olumlu karar çıkmazsa oteli yakacağım" dedi
Ünsal EREKE /EKONOMİ
İkitelli'de İstanbul Toptancılar Çarşısı (İSTOÇ) yönetimi tarafından yaptırılan ancak metronun 3 bin metrekarelik alanı üzerinde bulunduğu için 2 yıldan bu yana 'atıl durumda' bulunan İSTOÇ Saray AVM ve 5 yıldızlı otel projesi için 'ruhsat gerilimi' yaşanıyor.
İSTOÇ Yönetim Kurulu Başkanı Nahit Kemalbay, 120 milyon dolara mal olan proje hakkında, "Yapımı devam eden metro bizim inşaat sahamıza girmiş. Daha önce böyle bir şey yoktu. Bizden orasının terkini istiyorlar. Ancak bu bizim bitmiş binamızın 3 bin metrekarelik alanının tekrar yıkılması anlamına geliyor" dedi.
Oteli 2013'te tamamlayıp hizmete açmak için otelin işletmesine yönelik yerli ve yabancı birçok otel zinciriyle görüştüklerini belirten Nahit Kemalbay, "Şu anda görüşmelerini ruhsat konusunda görüşmeleri sürdürüyoruz. Olumlu karar çıkmazsa bir kısmını yıkmak yerine komple oteli yakarım" ifadelerini kullandı.
2005 yılında temeli atılan İSTOÇ Saray projesi için şimdiye kadar 120 milyon doların üzerinde para harcanırken, projede 36 katlı ve 400 oda kapasiteli otel yapılması öngörülüyor.
Emlak dünyası, tapu mevzuatı ve tapu da yapılan işlemler hakkında bilgi, kişisel gelişim makale ve yazılarınız içerir.
28 Aralık 2012 Cuma
Kimler riskli oyun oynuyor?
Büyük risk ne? Yelda AKGÜN / HABERTÜRK
Satıştaki projelerine devam eden Mesa Grup, bu yıl başlaması beklenen projelerine piyasalardaki dengesiz seyir yüzünden başlamama kararı aldı. Yıl boyunca yaşanan belirsizliklerin ciddi bir sorun olduğunu vurgulayan Mesa Yönetim Kurulu Başkanı Erhan Boysanoğlu, “Eylül-ekim ayları enteresan bir süreçti. Ağırlıklı olarak bitmek üzere olan projelerimizde ciddi satış gerçekleşti. Konut alıcıları güven aradı ve bitmiş projelere yöneldi.
KDV hadisesi ise piyasayı ürküttü” diye konuştu. KDV belirsizliği sürecinde, “KDV bizden kampanyası” yapan firmaların riskli oyun oynadıklarını söyleyen Boysanoğlu, “KDV’yi tahsil etmeniz için binayı bitirmeniz lazım. Piyasaların kırılgan bir düzende olduğu bu yıl bir kere daha ortaya çıktı. Sadece söylenti bile piyasaları bu hale getirdi” dedi.
ÖNÜMÜZDEKİ YILLARDA KARTAL BAĞDAT CADDESİ’Nİ GEÇER
Mesa Grup, geçtiğimiz gün düzenlenen Emlak Konut GYO’nun Kartal’daki toplam 64 bin 502 metrekare büyüklüğe ve 141 bin 896 metrekare inşaat alanına sahip arsasına satış gelir oranı için yüzde 22 ve 143 milyon TL Şirket Payı Gelir Oranı teklif etti. Kartal’ın önümüzdeki yıllarda Bağdat Caddesi fiyatlarından konut satılacak bir bölge haline geleceğini belirten Boysanoğlu, 2013 yılında Kartal sahilde 2 önemli arazi üzerinde çalıştıklarını ve yıl içinde projeye başlayabileceklerini ifade etti.
Halkalı- Atakent’te hayata geçirilecek Tema Park projesi için Kentsel Tasarım Kitapçığı hazırladıklarını söyleyen Boysanoğlu, projenin Fuar merkezi ile konut etbına Mart ayında başlamaya hazırlandıklarını kaydetti. Tema Park’ın içerisinde 16 tane futbol sahası büyüklüğünde tasarlanan fuar merkezine, yıllık 32 milyon ziyaretçi gelmesi bekleniyor. Normal KDV düzeninin de adaletli olmadığını savunan Boysanoğlu, “Yüzde 1 ve yüzde 18 farkı da normal değil.
Dairenin biçimi ihtiyaçtan çok KDV’ye döndü. 150 metrekare yüzde 18 olduğu için 149 metrekarenin altındaki daireler tercih edilmeye başlandı” diye konuştu. KDV’de kademelendirme olması gerektiğini söyleyen Boysanoğlu, “Bir konuta 2 milyon dolar da veren yüzde 1 vergi ödüyor, 300 bin TL veren de. KDV metrekare bazında değil, fiyat bazında olmalı. Mesela 300 bin TL’lik daire yüzde 1, 350 bin TL’lik daire yüzde 2 gibi artış olursa, vergide kaçak olayı da azalır” dedi.
DÜNYAYA AÇILIYOR MERKEZDEN UZAKLAŞMIYOR
Mesa 2013 yılında yurtiçi ve yurtdışı projelerine ağırlık vermeye hazırlanıyor. Bahçeşehir’de 250 dönüm arazi üzerine Nurol ortaklığında 1150 konut gerçekleştirecek olan firma, Ankara Çayyolu’dan Tepe İnşaat ile beraber yeni projesine de start verecek. Libya’da iki ayrı üniversite inşaatının da devam ettiği firmanın portföyünde Polonya’da inşa edilen 200 dairelik inşaat projesi de bulunuyor. Mesa’nın Polonya’da 2 bin dairelik arazisi için plan çalışmaları da sürüyor. Yine yıl içerisinde Koşuyolu, Çamlıca ve Ortaköy’de de butik projeye imza atacak olan firma, Kartal Mesa projesine de devam ediyor.
'Maket biterse biz ölürüz'
'Maket biterse biz ölürüz'
İnşaatçılardan ortak mesaj
YAVUZ BARLAS/HABERTÜRK
İnşaat sektörünün üç önemli çatı örgütü Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER), Konut Geliştiricileri ve Yatırımcıları Derneği (Konutder) ve İstanbul İnşaatçılar Derneği (İNDER) Başkanları ve yönetim kurulu üyeleri ilk kez bir masa etrafında buluşarak ortak bir mesaj verme ihtiyacı duydu. Belli ki Ankara'dan yana dertliler ve biraraya geldikleri takdirde daha güçlü bir sesle sorunlarını duyurabileceklerini düşündüler.
'TEZAT VAR'
Sorunun başında inşaat sektörünün büyüme performansı geliyor. Son 10 yılda Türkiye büyümesinin hep üzerinde bir büyüme gösteren inşaat sektörü, 2012 yılında ise Türkiye büyümesinin altında bir performans sergiliyor. KONUTDER Başkanı Faruk Ömer Çelik durumu şöyle özetledi: İnşaat sektörü büyümenin motoru. 1 milyon 600 bin kişiye istihdam sağlıyor. Yaklaşık 100 milyon metrekare inşaat yapılıyor ve bu da her yıl 250 milyar liralık bir iş hacmi oluşturuyor. Bu hükümet 2004'ten bu yana inşaatı temel alarak büyüdü. Ancak bir politika değişikliği seziyoruz. Sektörle ilgili tezat bir durum var. Başkakan 3 çocuk yapın diyor, ancak Maliye Bakanı 70 metrekarenin üzerindeki konutlara yüzde 18 KDV getirmek istiyor. Küçük evlerde 3 çocuk nasıl yapılır. Anadolu'da 150 metrekare bile küçük. Tezatlar devam ederse korkarım 2013'te de satışlar düşecek demektir.
'MAKETTEN SATIŞ ENGELLENİRSE SIKINTI BÜYÜR'
İNDER Başkanı Nazmi Durbakayım söz aldı: Bu sektörün temel problemi özkaynak ve sermaye yetersizliği. Projeden konut satışı yani maketten satış engellenirse sıkıntı büyür. Üç örgüt de maketten satışın belirli kurallar çerçevesinde mutlaka devam etmesi gerektiğini belirterek bu konuda bazı düzenlemelerle tüketicinin haklarının en üst seviyede korunabileceğini belirttiler. Maket satışa yönelik önerileri yine Durbakayım özetledi: Maketten satışta inşaat ruhsatı kesinlikle alınmalı, kat irtifakı kurulmalı. Satış sözleşmesine satışa konu daire ile ilgili vaziyet planındaki yeri, yönü, katı gibi bilgiler ek yapılmalı. 250 dairenin üzerindeki projelerde numune daire yapılarak kullanılacak malzemenin ne şekilde uygulanacağı belirlenmeli. Bu dairelerin noter nezdinde resimleri çekilerek tasdiki yapılmalı ve yine satış sözleşmesine ek yapılmalı. Satış ofislerinde opsiyon yaptıran müşterilerin zemin etüdü, ruhsat ve prejeye dair teknik hususları rahatça inceleyebilecekleri bir bölüm olmalı. Konut tesliminden itibaren 5 yıl boyunca Tüketici Kanunu icaplarının yerine getirilmesi için yapımcı firma ilgili bakanlığa taahhüt vermeli. Yapılacak işin en az yüzde 75'i kadar aynı anlamda iş bitirmiş ve teslim etmiş firmaların maketten satış yapmasına izin verilmeli. Projeden satış yapacak firmanın mali rasyoların Emlak GYO'nun hasılat paylaşımında aradığı şartlara sahip olmalı.
İnder Başkanı maketten satışın genel çerçevesini çizdikten sonra bir başka soruna değindi: "SPK ile Tüketici Kanunu ile Çevre Şehircilik Bakanlığı ile Maliye ile sektörü bir şekilde tutmaya çalışıyorlar. Oysa bu sektörün tek bir patronu olması lazım. Bizim önerimiz Çevre Şehircilik Bakanlığı nezdinde bir genel müdürlük kurulmalı. Sektörle ilgili her türlü kanun ve yönetmelik çıkarmaya bu oluşum yetkili olmalı.
'İNŞAATÇILAR ÇOK KAZANIYOR ALGISI HİÇ DOĞRU DEĞİL'
KONUTDER Başkanı ve aynı zamanda Sinpaş GYO İcra Kurulu Başkanı Ömer Faruk Çelik sektörün çok kazandığına dair özellikle Maliye'de bir algı olduğunu bunun doğru olmadığını söyledi. Çelik şöyle konuştu: Bir araştırma yaptık. 120 metrekare büyüklüğünde bir evi baz aldık. Metrekare satış fiyatını da 3 bin TL olarak öngördük. Bunun 1200 TL'si inşaat yapımına, 1200 TL'si de arsa maliyetine gidiyor. Yani geriye 600 lira kalıyor. Bu da yüzde 20 kar marjı demektir. Ancak mükerrer harçlar, 4 yıl bekleyen KDV iadeleri gibi görünmeyen dolaylı giderlerle bu yüzde 20'lik marjın da büyük bölümü eriyor ve geriye yüzde 7-8 gibi bir pay kalıyor. Sadece bizim şirketin ödenmiş sermayesinin yüzde 25'i kadar KDV iadesi Maliye'de bekliyor.
Soyak Holding CEO'su Dr Emre Çamlıbel araya girdi: "Bu sektörün sorunu sermaye yetersizliği. Bunu ya halka açılarak, ya yabancı ortaklıkla ya da maketten satışla aşabiliriz. Eğer olumsuzluklar devam edese bu sektör hiçbir zaman sermaye birikimi yapamaz.
'YABANCIYA BİZİM DEVLETE GÜVEN OLMAZ MI DİYEYİM'
GYODER Başkanı Işık Gökkaya, kenstel dönüşüme ve bu büyük projede GYO'ların üstlenebileceği role değindi: GYO'lar kısmında da sorun yaşıyoruz. Vergi muafiyetinin ortadan kaldırılması gündemde. Bu sektörün özkaynak sorunu varsa eğer GYO'lar bunu aşmakta önemli bir araçtır. 7 milyon konutu kapsayan 400 milyar dolarlık bir kentsel dönüşümden sözediyoruz. Türkiye gibi sermaye yetersizliği olan bir ülkede bu şartlarda bu dönüşümü yapmak imkansızdır.Bunun için GYO'ların sayısının artması lazım. SPK Başkanı Vedat Hoca ile iyi bir iletişimimiz vardı. Bizi anlıyordu. Umarım yeni yönetim de GYO'ların önemini görür.
Söz vergi muafiyetinin kaldırılmasına gelince Ömer Faruk Çelik yine araya girdi: "Ben Sinpaş GYO'yu halka açarken ve yabancılara hisse pazarlarken vergi muafiyetinden söz ettim. Şimdi 5 yıl sonra o muafiyet elimizden alınmak isteniyor. Zoruma giden şey bu. Biz şimdi tekrar yabancıların karşısına çıktığımızda ne demeliyiz? Devlet bizi teşvik ediyor dedik hisse senedi sattık. Şimdi 'Ey yabancılar bizden hisse senedi alın ama bizde devlete güven olmaz. Muaf dediğimiz şey 3 ay sonra değişebilir. Ona göre hesabınızı yapın karar verin' mi diyelim. Halka açık GYO'larda yabancıların 1.5 milyar doları var. Bunu nasıl izah edeceğiz adamlara."
Bu habere Türkler seviniyor
Çinli'den farkımız kalmadı!
Bu habere Türkler seviniyor Çin'de yabancılara ev alma hakkı tanındı. Pekin yönetimi, 'yeşil kart' sahibi yabancılara ülkede Çin vatandaşları gibi eğitim, emeklilik ve mülkiyet hakkına sahip olma gibi geniş haklar tanıdı. Söz konusu adımın Çin'in hukuk sistemi için önemli bir ileri adım olduğu gibi daha çok yabancı yetenekleri ülkeye çekme arzusunun da yansıması olarak değerlendirildi.
Galeri için tıklayınız...
Çin, yabancılara daimi oturum iznini 2004'te başlatmıştı, ancak Çinlilerin sahip olduğu söz konusu haklar verilmemişti. Daimi ikamet almış yabancılar artık kendi çocukları için eğitim, istihdam, yatırım, ev satın alma ve sağlık gibi imkânlara sahip oldu. Çin'de ilk yeşil kart alanlardan ve eşi Çinli olan Türk vatandaşı Alaladdin Çolak, yeni yönetmelikle Çin'de yaşamlarının daha kolay olacağını ifade ederek, bundan sevinç duyduğunu söyledi.
Çin'de ilk yeşil kart alanlardan Japon Nakahara Mirei ise ''Birkaç yıl önce Çin'e geldiğim zaman Japonya'daki birikmiş sigortam askıya alındı ve burada da sigorta yapamadım. Ayrıca burada doğum yaptığım zaman da bana çok pahalıya mal oldu. Ayrıca benim için annelik sigortası da yoktu Çin'de. '' dedi.Şimdi, yeni düzenlemeler çerçevesinde, daimi ikameti olan yabancılar sosyal güvenliğin tüm haklarını kullanma imkânına kavuştu. Düzenlemelerle daha önce yabancılara yasak olan mülk alımı yasağı da kaldırıldı. Söz konusu yabancıların çocukları da uluslararası okul yerine oturdukları yerlere yakın Çin okullarına gidebilecek.
5 BİN YABANCININ YEŞİL KARTI VAR
Çin'de 2011 yılı sonunda 5 bin yabancıya yeşil kart verildiği kaydediliyor. Bu rakamın ABD'de 120 bin, Avustralya'da ise 100 bin olduğu belirtiliyor.Çinli uzmanlar, Çin'in globalizasyonunun yabancı uzmanlara ihtiyacı olduğunu belirterek, yeni yönetmeliğin yabancı yetenekleri ülkede çalışmaları için daha çekici kılacağı görüşünü aktarıyor. Çinli uzmanlar ayrıca uygulamaların çok daha elverişli olması için yabancıların yeşil kart alma kurallarında da gevşeme yapılması gerektiğini de kaydediyor.
Pekin Teknoloji Enstitüsü'nün göçmenlik yasası uzmanı Liu Guofu, ''Düzenlemede, ''prensipte'' yeşil kart sahibi yabancıların Çinlilerle aynı haklara sahip olduğu öngörülüyor ancak bu, literatürde istisnaların olduğu anlamına da geliyor. Yeşil kart sahibi yabancıların Çinlilerden ne az nede fazla haklara sahip olduklarından emin olmaları için bunu netleştirmemiz lazım.'' diye konuştu. Liu ayrıca Çinlilerle eşit haklara sahip olacak yabancılar için Çinlilere göre daha fazla vergi ödemeden kurtulmaları adına vergi kanununda da değişikliğe gidilmesi konusunun tartışılmaya değer olduğunu söyledi.
KİMLERE YEŞİL KART VERİLİYOR?
Yeni kurallara göre yeşil kart sahibi yabancılara sadece siyasi haklar verilmiyor.Yeşil kart, Çin'de yaşayan ve Çin'e katkısı olan yabancı uzmanlar, önemli bilim adamları ve eşi Çinli olanlara veriliyor. Eşi Çinli olup da başvuran her yabancıya yeşil kart verilmiyor. Eşi Çinli olanlarda en az 5 yıl olmak üzere her yılın en az dokuz ayını Çin'de geçirmek, kendi hesabında yeterli parası olmak, iş sahibi olmak, sicili temiz iyi birisi olmak gibi şartlar aranıyor.
CİHAN
Bu habere Türkler seviniyor Çin'de yabancılara ev alma hakkı tanındı. Pekin yönetimi, 'yeşil kart' sahibi yabancılara ülkede Çin vatandaşları gibi eğitim, emeklilik ve mülkiyet hakkına sahip olma gibi geniş haklar tanıdı. Söz konusu adımın Çin'in hukuk sistemi için önemli bir ileri adım olduğu gibi daha çok yabancı yetenekleri ülkeye çekme arzusunun da yansıması olarak değerlendirildi.
Galeri için tıklayınız...
Çin, yabancılara daimi oturum iznini 2004'te başlatmıştı, ancak Çinlilerin sahip olduğu söz konusu haklar verilmemişti. Daimi ikamet almış yabancılar artık kendi çocukları için eğitim, istihdam, yatırım, ev satın alma ve sağlık gibi imkânlara sahip oldu. Çin'de ilk yeşil kart alanlardan ve eşi Çinli olan Türk vatandaşı Alaladdin Çolak, yeni yönetmelikle Çin'de yaşamlarının daha kolay olacağını ifade ederek, bundan sevinç duyduğunu söyledi.
Çin'de ilk yeşil kart alanlardan Japon Nakahara Mirei ise ''Birkaç yıl önce Çin'e geldiğim zaman Japonya'daki birikmiş sigortam askıya alındı ve burada da sigorta yapamadım. Ayrıca burada doğum yaptığım zaman da bana çok pahalıya mal oldu. Ayrıca benim için annelik sigortası da yoktu Çin'de. '' dedi.Şimdi, yeni düzenlemeler çerçevesinde, daimi ikameti olan yabancılar sosyal güvenliğin tüm haklarını kullanma imkânına kavuştu. Düzenlemelerle daha önce yabancılara yasak olan mülk alımı yasağı da kaldırıldı. Söz konusu yabancıların çocukları da uluslararası okul yerine oturdukları yerlere yakın Çin okullarına gidebilecek.
5 BİN YABANCININ YEŞİL KARTI VAR
Çin'de 2011 yılı sonunda 5 bin yabancıya yeşil kart verildiği kaydediliyor. Bu rakamın ABD'de 120 bin, Avustralya'da ise 100 bin olduğu belirtiliyor.Çinli uzmanlar, Çin'in globalizasyonunun yabancı uzmanlara ihtiyacı olduğunu belirterek, yeni yönetmeliğin yabancı yetenekleri ülkede çalışmaları için daha çekici kılacağı görüşünü aktarıyor. Çinli uzmanlar ayrıca uygulamaların çok daha elverişli olması için yabancıların yeşil kart alma kurallarında da gevşeme yapılması gerektiğini de kaydediyor.
Pekin Teknoloji Enstitüsü'nün göçmenlik yasası uzmanı Liu Guofu, ''Düzenlemede, ''prensipte'' yeşil kart sahibi yabancıların Çinlilerle aynı haklara sahip olduğu öngörülüyor ancak bu, literatürde istisnaların olduğu anlamına da geliyor. Yeşil kart sahibi yabancıların Çinlilerden ne az nede fazla haklara sahip olduklarından emin olmaları için bunu netleştirmemiz lazım.'' diye konuştu. Liu ayrıca Çinlilerle eşit haklara sahip olacak yabancılar için Çinlilere göre daha fazla vergi ödemeden kurtulmaları adına vergi kanununda da değişikliğe gidilmesi konusunun tartışılmaya değer olduğunu söyledi.
KİMLERE YEŞİL KART VERİLİYOR?
Yeni kurallara göre yeşil kart sahibi yabancılara sadece siyasi haklar verilmiyor.Yeşil kart, Çin'de yaşayan ve Çin'e katkısı olan yabancı uzmanlar, önemli bilim adamları ve eşi Çinli olanlara veriliyor. Eşi Çinli olup da başvuran her yabancıya yeşil kart verilmiyor. Eşi Çinli olanlarda en az 5 yıl olmak üzere her yılın en az dokuz ayını Çin'de geçirmek, kendi hesabında yeterli parası olmak, iş sahibi olmak, sicili temiz iyi birisi olmak gibi şartlar aranıyor.
CİHAN
Kentsel dönüşümde uygulama kolaylaşıyor!
Vatandaşa 5 kira peşin ödenecek!
Kentsel dönüşümde uygulama kolaylaşıyor!
Bu haberi favori listenize eklemek için üyelik girişi yapmalısınız. Üye değilseniz tıklayın. Habertürk'e facebook veya
twitter hesabınızdan hızlı bağlantı yapabileceğiniz gibi e-posta hesabınızla da yeni üyelik yapabilirsiniz. E-Posta Şifre E-Posta veya şifremi unuttum
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, vatandaşın kentsel dönüşümle ilgili merak ettiklerini açıklığa kavuşturacak yönetmeliği hazırladı.
Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliği, Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlanarak, yürürlüğe girdi.
Yönetmeliğe göre, Bakanlık, TOKİ ve idarelerin dışında artık vatandaş da kendi iradesiyle taşınmazların dönüşüm kapsamında yeni yerleşim alanı olarak değerlendirilmesi için Bakanlığa talepte bulunabilecek. Vatandaşa ait mülkün rezerv alanı olarak tespit edilmesi durumunda ise taşınmazın yüzde 25'i, Dönüşüm Projeleri Özel Hesabı'na aktarılacak.
Bir alanın riskli alan olarak tespiti için asgari 15 bin metrekare büyüklüğünde olması şartı aranacak. Ancak Bakanlıkça uygulama bütünlüğü bakımından gerekli görülmesi halinde parsel veya parsellerin büyüklüğüne bakılmaksızın ve 15 bin metrekare şartı aranmaksızın riskli alan tespiti yapılabilecek.
LABORATUVARLAR DA LİSANSLANACAK!
Riskli yapı tespiti için Bakanlık tarafından lisans verilen kurum ve kuruluşlara, yapı denetimi sistemi içinde çalışan laboratuvarlar da eklenecek.
Lisanslı kurum ve kuruluşlarda riskli yapı tespitinde görev alacak mühendislerin, Bakanlıkça veya Bakanlığın uygun gördüğü kurum ve kuruluşlarca açılacak hizmet içi eğitim programlarına katılması zorunlu olacak.
Yetkilendirilen kurum ve kuruluşlara Riskli Yapı Tespiti Belgesi verilecek. Riskli yapı tespitlerinde, bu belgenin vatandaşa ibrazı zorunlu olacak. Böylece kurum ya da kuruluşun yetkili olup olmadığına dair şüpheler giderilecek.
TESPİT TALEPLERİ TAPU VE KİMLİK BELGESİYLE
Hak sahipleri, riskli yapı tespitine ilişkin taleplerini tapu ve kimlik belgelerinin fotokopisiyle yapacak. Güvenliğin artırılmasına yönelik yapılan bu düzenlemeyle mal sahibinin haberi olmadan kimse binanın riskli olup olmadığını sorgulayamayacak.
Riskli yapı tespiti, Bakanlıkça süre verilerek maliklerden veya kanuni temsilcilerinden istenebilecek. Verilen sürede yaptırılmadığı takdirde, tespitler Bakanlıkça veya idarece yapılacak veya yaptırılacak. Bakanlık, belirlediği alanlardaki riskli yapıların tespitini süre vererek, idareden de isteyebilecek.
İtiraz üzerine yeniden rapor tanzim edilmesi gereken haller ve raporun gerçeğe aykırı düzenlendiğinin belirlenmesi hariç, her yapı için sadece bir riskli yapı tespiti raporu düzenlenebilecek.
Lisanslandırılmış kurum ve kuruluşlar riskli yapı tespit talebi üzerine o yapı hakkında daha önce rapor düzenlenip düzenlenmediğini elektronik yazılım sistemi üzerinden kontrol edecek.
RİSKLİ YAPILARIN YIKIMI 30 GÜN SÜRE
Tapu kütüğüne riskli olarak kaydedilen taşınmazların sahiplerine, 60 günden az olmamak üzere süre verilerek riskli yapıların yıktırılması istenecek.
Yapının bu sürede sahiplerince yıktırılmaması durumunda, idari makamlarca yıktırılacağı belirtilerek, 30 günden az olmamak üzere ek süre verilerek tebligatta bulunulacak.
Riskli yapının yine yıktırılmaması halinde, insan ve eşyadan tahliyesiyle yıktırma işlemleriyle yıktırma masrafı öncelikle Dönüşüm Projeleri Özel Hesabı'ndan karşılanmak üzere, mahalli idarelerin de iştirakiyle mülki amirlerce yaptırılacak.
Süresini aşan riskli yapıların yıktırılması, Bakanlıkça yazılı olarak idareye bildirilecek. Buna rağmen yıktırılmadığı tespit edilen yapılar, Bakanlıkça yıktırılacak.
Uygulamanın gerektirmesi halinde Bakanlık, tahliye ve yıktırma iş ile işlemlerini bizzat da yapabilecek.
Bakanlık veya idarece yapılan yıktırmanın masrafları, ilgili tapu müdürlüğüne bildirilecek. Tapu müdürlüğü, yıkılan binanın paydaşlarının tapu kaydındaki arsa payları üzerine masraf tutarında müşterek ipotek belirtmesinde bulunacak.
İŞ YERİ HİSSESİ DE VERİLEBİLECEK
Yönetmeliğe göre, taşınmaz sahiplerine, öncelikle dönüşümün uygulanacağı alanlarda yapılacak konut ve iş yerlerinden verilmek üzere sözleşme imzalanacak. Uygulama alanındaki taşınmazın bedeli, hak sahibine verilecek konut veya iş yerinin inşaat maliyet bedelinden düşülecek.
Taşınmaz sahiplerinden kendisine iş yeri verilecekler, müstakil iş yeri yerine iş yeri hissesi de alabilecek.
Bakanlık, TOKİ, valilik ya da belediyelerin yapacağı projelerde vatandaş, anlaşmaya bağlı olarak, yıkılacak taşınmazı karşılığında kat yerine hasılattan pay da alabilecek.
VATANDAŞ KARAR VERECEK
Riskli alan ve yapılarda, öncelikle hak sahiplerince uygulama yapılması esas olacak.
Riskli yapılarda, parsellerin birleştirilmesi, yeniden bina yaptırılması, kat karşılığı, hasılat paylaşımı ve diğer usullerle yeniden değerlendirilmesi konularında karar alınmak üzere yönetici, denetçi veya kat sahiplerinin üçte birinin istemiyle noter vasıtasıyla yapılacak tebligatla kat malikleri kurulu toplantıya çağrılacak.
Toplantıda, bütün maliklerce oy birliğiyle anlaşma sağlanamazsa riskli yapının değeri lisanslı değerleme kuruluşlarına tespit ettirilecek. Bu değer gözetilerek oy birliğiyle anlaşmaya çalışılacak.
Yine anlaşılamazsa, yapılacak uygulamaya, sahip oldukları hisseleri oranında paydaşların en az üçte iki çoğunluğuyla karar verilecek. Bu karar tutanağa bağlanarak, toplantıdaki bütün kat maliklerince imzalanacak.
Üzerlerindeki yapıların tamamı riskli olan bir veya birleştirilmesi mümkün birden fazla parsel beraber değerlendirilebilecek. Bu alanlarda yürütülecek uygulamaya, sahip oldukları hisseleri oranında proje paydaşlarının en az üçte iki çoğunluğuyla karar verilecek. Böylece birkaç binanın bulunduğu parseller birleştirilerek, daha geniş arazide daha büyük projeler uygulamaya geçirilebilecek.
RİSKLİ ALANDA RİSKSİZ YAPI
Riskli alanlarda ise maliklerce yürütülecek uygulamalarda parsellerin birleştirilmesi, yeniden bina yaptırılması, kat karşılığı, hasılat paylaşımı ve diğer usullerle yeniden değerlendirilmesine, sahip oldukları hisseleri oranında proje paydaşlarının en az üçte iki çoğunluğuyla karar verilecek.
Riskli alan veya riskli yapıların bulunduğu parselde risksiz yapı bulunması halinde, bu yapı uygulama dışı tutulabilecek. Bu durumda binanın bulunduğu alan ifraz edilebilecek. İfraz imkanı yoksa maliklerin anlaşması halinde binanın halihazır durumu korunabilecek.
KİRA YARDIMININ 5 AYLIK KISMI PEŞİN ÖDENECEK
Anlaşmayla tahliye edilen uygulama alanındaki yapılarla bunun dışındaki riskli yapıların sahiplerine, tahliyeden konut ve iş yerlerinin teslimine veya ilgili kurumca belirlenecek tarihe kadar, mümkün olması halinde geçici konut veya iş yeri tahsis edilecek.
Mümkün olmaması halinde ise Bakanlıkça kararlaştırılacak aylık kira yardımı yapılabilecek.
Kira yardımı aylık 600 lirayı, yardım süresi ise 18 ayı geçmeyecek. Aylık kira bedeli, her yıl Türkiye İstatistik Kurumu'nca yayımlanan Tüketici Fiyatları Endeksi oranında güncellenecek.
Kira yardımının ilk 5 aylık kısmı, taşınma masrafları da dikkate alınarak peşin ödenebilecek.
KİRACILARA DEFATEN KİRA YARDIMI YAPILABİLECEK
Kiracı veya sınırlı ayni hak sahibi olarak ikamet edenler veya iş yeri işletenlere, Bakanlıkça belirlenecek oranda defaten kira yardımı yapılabilecek.
Kanun kapsamında kredi kullanacakların bankalardan alacağı kredilere, Bakanlar Kurulu'nca belirlenen oranlarda Dönüşüm Projeleri Özel Hesabı'ndan karşılanmak üzere faiz desteği verilebilecek.
Özel Hesap'tan aynı kişiye hem kira yardımı hem faiz desteği yapılmayacak. Kira yardımı alanlar faiz desteğinden, faiz desteğinden faydalananlar da kira yardımından yararlanamayacak.
İlgili kurumla anlaşma yapan taşınmaz malikleri, belirlenecek takvime göre 15 gün içinde, varsa su, elektrik, telefon, doğalgaz gibi hizmet ve emlak vergisi gibi vergi borçlarını ödeyerek yapıyı boş teslim edecek.
AA
Kentsel dönüşümde uygulama kolaylaşıyor!
Bu haberi favori listenize eklemek için üyelik girişi yapmalısınız. Üye değilseniz tıklayın. Habertürk'e facebook veya
twitter hesabınızdan hızlı bağlantı yapabileceğiniz gibi e-posta hesabınızla da yeni üyelik yapabilirsiniz. E-Posta Şifre E-Posta veya şifremi unuttum
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, vatandaşın kentsel dönüşümle ilgili merak ettiklerini açıklığa kavuşturacak yönetmeliği hazırladı.
Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliği, Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlanarak, yürürlüğe girdi.
Yönetmeliğe göre, Bakanlık, TOKİ ve idarelerin dışında artık vatandaş da kendi iradesiyle taşınmazların dönüşüm kapsamında yeni yerleşim alanı olarak değerlendirilmesi için Bakanlığa talepte bulunabilecek. Vatandaşa ait mülkün rezerv alanı olarak tespit edilmesi durumunda ise taşınmazın yüzde 25'i, Dönüşüm Projeleri Özel Hesabı'na aktarılacak.
Bir alanın riskli alan olarak tespiti için asgari 15 bin metrekare büyüklüğünde olması şartı aranacak. Ancak Bakanlıkça uygulama bütünlüğü bakımından gerekli görülmesi halinde parsel veya parsellerin büyüklüğüne bakılmaksızın ve 15 bin metrekare şartı aranmaksızın riskli alan tespiti yapılabilecek.
LABORATUVARLAR DA LİSANSLANACAK!
Riskli yapı tespiti için Bakanlık tarafından lisans verilen kurum ve kuruluşlara, yapı denetimi sistemi içinde çalışan laboratuvarlar da eklenecek.
Lisanslı kurum ve kuruluşlarda riskli yapı tespitinde görev alacak mühendislerin, Bakanlıkça veya Bakanlığın uygun gördüğü kurum ve kuruluşlarca açılacak hizmet içi eğitim programlarına katılması zorunlu olacak.
Yetkilendirilen kurum ve kuruluşlara Riskli Yapı Tespiti Belgesi verilecek. Riskli yapı tespitlerinde, bu belgenin vatandaşa ibrazı zorunlu olacak. Böylece kurum ya da kuruluşun yetkili olup olmadığına dair şüpheler giderilecek.
TESPİT TALEPLERİ TAPU VE KİMLİK BELGESİYLE
Hak sahipleri, riskli yapı tespitine ilişkin taleplerini tapu ve kimlik belgelerinin fotokopisiyle yapacak. Güvenliğin artırılmasına yönelik yapılan bu düzenlemeyle mal sahibinin haberi olmadan kimse binanın riskli olup olmadığını sorgulayamayacak.
Riskli yapı tespiti, Bakanlıkça süre verilerek maliklerden veya kanuni temsilcilerinden istenebilecek. Verilen sürede yaptırılmadığı takdirde, tespitler Bakanlıkça veya idarece yapılacak veya yaptırılacak. Bakanlık, belirlediği alanlardaki riskli yapıların tespitini süre vererek, idareden de isteyebilecek.
İtiraz üzerine yeniden rapor tanzim edilmesi gereken haller ve raporun gerçeğe aykırı düzenlendiğinin belirlenmesi hariç, her yapı için sadece bir riskli yapı tespiti raporu düzenlenebilecek.
Lisanslandırılmış kurum ve kuruluşlar riskli yapı tespit talebi üzerine o yapı hakkında daha önce rapor düzenlenip düzenlenmediğini elektronik yazılım sistemi üzerinden kontrol edecek.
RİSKLİ YAPILARIN YIKIMI 30 GÜN SÜRE
Tapu kütüğüne riskli olarak kaydedilen taşınmazların sahiplerine, 60 günden az olmamak üzere süre verilerek riskli yapıların yıktırılması istenecek.
Yapının bu sürede sahiplerince yıktırılmaması durumunda, idari makamlarca yıktırılacağı belirtilerek, 30 günden az olmamak üzere ek süre verilerek tebligatta bulunulacak.
Riskli yapının yine yıktırılmaması halinde, insan ve eşyadan tahliyesiyle yıktırma işlemleriyle yıktırma masrafı öncelikle Dönüşüm Projeleri Özel Hesabı'ndan karşılanmak üzere, mahalli idarelerin de iştirakiyle mülki amirlerce yaptırılacak.
Süresini aşan riskli yapıların yıktırılması, Bakanlıkça yazılı olarak idareye bildirilecek. Buna rağmen yıktırılmadığı tespit edilen yapılar, Bakanlıkça yıktırılacak.
Uygulamanın gerektirmesi halinde Bakanlık, tahliye ve yıktırma iş ile işlemlerini bizzat da yapabilecek.
Bakanlık veya idarece yapılan yıktırmanın masrafları, ilgili tapu müdürlüğüne bildirilecek. Tapu müdürlüğü, yıkılan binanın paydaşlarının tapu kaydındaki arsa payları üzerine masraf tutarında müşterek ipotek belirtmesinde bulunacak.
İŞ YERİ HİSSESİ DE VERİLEBİLECEK
Yönetmeliğe göre, taşınmaz sahiplerine, öncelikle dönüşümün uygulanacağı alanlarda yapılacak konut ve iş yerlerinden verilmek üzere sözleşme imzalanacak. Uygulama alanındaki taşınmazın bedeli, hak sahibine verilecek konut veya iş yerinin inşaat maliyet bedelinden düşülecek.
Taşınmaz sahiplerinden kendisine iş yeri verilecekler, müstakil iş yeri yerine iş yeri hissesi de alabilecek.
Bakanlık, TOKİ, valilik ya da belediyelerin yapacağı projelerde vatandaş, anlaşmaya bağlı olarak, yıkılacak taşınmazı karşılığında kat yerine hasılattan pay da alabilecek.
VATANDAŞ KARAR VERECEK
Riskli alan ve yapılarda, öncelikle hak sahiplerince uygulama yapılması esas olacak.
Riskli yapılarda, parsellerin birleştirilmesi, yeniden bina yaptırılması, kat karşılığı, hasılat paylaşımı ve diğer usullerle yeniden değerlendirilmesi konularında karar alınmak üzere yönetici, denetçi veya kat sahiplerinin üçte birinin istemiyle noter vasıtasıyla yapılacak tebligatla kat malikleri kurulu toplantıya çağrılacak.
Toplantıda, bütün maliklerce oy birliğiyle anlaşma sağlanamazsa riskli yapının değeri lisanslı değerleme kuruluşlarına tespit ettirilecek. Bu değer gözetilerek oy birliğiyle anlaşmaya çalışılacak.
Yine anlaşılamazsa, yapılacak uygulamaya, sahip oldukları hisseleri oranında paydaşların en az üçte iki çoğunluğuyla karar verilecek. Bu karar tutanağa bağlanarak, toplantıdaki bütün kat maliklerince imzalanacak.
Üzerlerindeki yapıların tamamı riskli olan bir veya birleştirilmesi mümkün birden fazla parsel beraber değerlendirilebilecek. Bu alanlarda yürütülecek uygulamaya, sahip oldukları hisseleri oranında proje paydaşlarının en az üçte iki çoğunluğuyla karar verilecek. Böylece birkaç binanın bulunduğu parseller birleştirilerek, daha geniş arazide daha büyük projeler uygulamaya geçirilebilecek.
RİSKLİ ALANDA RİSKSİZ YAPI
Riskli alanlarda ise maliklerce yürütülecek uygulamalarda parsellerin birleştirilmesi, yeniden bina yaptırılması, kat karşılığı, hasılat paylaşımı ve diğer usullerle yeniden değerlendirilmesine, sahip oldukları hisseleri oranında proje paydaşlarının en az üçte iki çoğunluğuyla karar verilecek.
Riskli alan veya riskli yapıların bulunduğu parselde risksiz yapı bulunması halinde, bu yapı uygulama dışı tutulabilecek. Bu durumda binanın bulunduğu alan ifraz edilebilecek. İfraz imkanı yoksa maliklerin anlaşması halinde binanın halihazır durumu korunabilecek.
KİRA YARDIMININ 5 AYLIK KISMI PEŞİN ÖDENECEK
Anlaşmayla tahliye edilen uygulama alanındaki yapılarla bunun dışındaki riskli yapıların sahiplerine, tahliyeden konut ve iş yerlerinin teslimine veya ilgili kurumca belirlenecek tarihe kadar, mümkün olması halinde geçici konut veya iş yeri tahsis edilecek.
Mümkün olmaması halinde ise Bakanlıkça kararlaştırılacak aylık kira yardımı yapılabilecek.
Kira yardımı aylık 600 lirayı, yardım süresi ise 18 ayı geçmeyecek. Aylık kira bedeli, her yıl Türkiye İstatistik Kurumu'nca yayımlanan Tüketici Fiyatları Endeksi oranında güncellenecek.
Kira yardımının ilk 5 aylık kısmı, taşınma masrafları da dikkate alınarak peşin ödenebilecek.
KİRACILARA DEFATEN KİRA YARDIMI YAPILABİLECEK
Kiracı veya sınırlı ayni hak sahibi olarak ikamet edenler veya iş yeri işletenlere, Bakanlıkça belirlenecek oranda defaten kira yardımı yapılabilecek.
Kanun kapsamında kredi kullanacakların bankalardan alacağı kredilere, Bakanlar Kurulu'nca belirlenen oranlarda Dönüşüm Projeleri Özel Hesabı'ndan karşılanmak üzere faiz desteği verilebilecek.
Özel Hesap'tan aynı kişiye hem kira yardımı hem faiz desteği yapılmayacak. Kira yardımı alanlar faiz desteğinden, faiz desteğinden faydalananlar da kira yardımından yararlanamayacak.
İlgili kurumla anlaşma yapan taşınmaz malikleri, belirlenecek takvime göre 15 gün içinde, varsa su, elektrik, telefon, doğalgaz gibi hizmet ve emlak vergisi gibi vergi borçlarını ödeyerek yapıyı boş teslim edecek.
AA
Sıfır faizle kentsel dönüşüm!
Sıfır faizle kentsel dönüşüm!
Bakanlık destek verecek Kentsel dönüşüm projeleri kapsamında, riskli evini boşaltan vatandaşın kullanacağı faiz desteğinin yarısını devlet, yarısını müteahhit karşılayacak.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, yaklaşık 6,5 milyon konutun yıkılıp yeniden inşa edileceği 20 yıllık kentsel dönüşüm sürecinde, kanun kapsamında riskli evini boşaltan vatandaşın kullanacağı kredinin faiz yükünü azaltmak için harekete geçti.
Bakanlık, her bir daire için en fazla 100 bin lira kullanılacak krediye, Dönüşüm Projeleri Özel Hesabı'ndan yüzde 4 faiz desteği verecek. Ayrıca müteahhitleri de devreye sokarak vatandaş açısından faiz oranını sıfıra çekecek.
FAİZ DESTEĞİNİN YARISINI ÖDEYEM MÜTEAHHİDE ÖNCELİK
Yatırımcıların devreye girmesini isteyen Bakanlık, dönüşüm kapsamında görev alacak müteahhitlerin de faiz desteğinin yarısını ödemelerini taahhüt etmeleri halinde, bu projelere her türlü önceliği verecek.
Bu kapsamda, örneğin, 100 bin liralık kredi için, 120 ay vadeli faiz oranı yüzde 8,8 olduğunda 50 bin lira faiz ödenmesi gerekiyor. Bunun 23 bin lirası devletin vereceği yüzde 4'lük faiz desteğiyle, vatandaşın ödemesi gereken 27 bin lira faiz ise müteahhit tarafından karşılanacak.
Faiz desteğinin yanı sıra afet riski altındaki binaların yıkım ve yapımı sürecinde noter, belediye ve tapu gibi harçların yanı sıra damga, banka ve sigorta muameleleri vergileri, Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu gibi vergilerin hiçbirinin alınmayacağı düşünüldüğünde bu rakam yaklaşık 58 bin olacak.
Bu sayede vatandaşın cebinden çekilen kredinin sadece ana parası çıkacak.
MÜTEAHHİT FİRMAYI SEÇME ŞANSI
Bakanlık, yapılacak yeni uygulamalarla kentsel dönüşümün vatandaş odaklı olmasını sağlayacak.
Evini dönüştürmek isteyenler, ucuz kredi faizi veren bankaların yanı sıra müteahhitler arasından da seçim yapabilecek.
AA
Bakanlık destek verecek Kentsel dönüşüm projeleri kapsamında, riskli evini boşaltan vatandaşın kullanacağı faiz desteğinin yarısını devlet, yarısını müteahhit karşılayacak.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, yaklaşık 6,5 milyon konutun yıkılıp yeniden inşa edileceği 20 yıllık kentsel dönüşüm sürecinde, kanun kapsamında riskli evini boşaltan vatandaşın kullanacağı kredinin faiz yükünü azaltmak için harekete geçti.
Bakanlık, her bir daire için en fazla 100 bin lira kullanılacak krediye, Dönüşüm Projeleri Özel Hesabı'ndan yüzde 4 faiz desteği verecek. Ayrıca müteahhitleri de devreye sokarak vatandaş açısından faiz oranını sıfıra çekecek.
FAİZ DESTEĞİNİN YARISINI ÖDEYEM MÜTEAHHİDE ÖNCELİK
Yatırımcıların devreye girmesini isteyen Bakanlık, dönüşüm kapsamında görev alacak müteahhitlerin de faiz desteğinin yarısını ödemelerini taahhüt etmeleri halinde, bu projelere her türlü önceliği verecek.
Bu kapsamda, örneğin, 100 bin liralık kredi için, 120 ay vadeli faiz oranı yüzde 8,8 olduğunda 50 bin lira faiz ödenmesi gerekiyor. Bunun 23 bin lirası devletin vereceği yüzde 4'lük faiz desteğiyle, vatandaşın ödemesi gereken 27 bin lira faiz ise müteahhit tarafından karşılanacak.
Faiz desteğinin yanı sıra afet riski altındaki binaların yıkım ve yapımı sürecinde noter, belediye ve tapu gibi harçların yanı sıra damga, banka ve sigorta muameleleri vergileri, Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu gibi vergilerin hiçbirinin alınmayacağı düşünüldüğünde bu rakam yaklaşık 58 bin olacak.
Bu sayede vatandaşın cebinden çekilen kredinin sadece ana parası çıkacak.
MÜTEAHHİT FİRMAYI SEÇME ŞANSI
Bakanlık, yapılacak yeni uygulamalarla kentsel dönüşümün vatandaş odaklı olmasını sağlayacak.
Evini dönüştürmek isteyenler, ucuz kredi faizi veren bankaların yanı sıra müteahhitler arasından da seçim yapabilecek.
AA
Konutta yeni KDV oranı ne olacak?
Konutta yeni KDV oranı ne olacak?
Yeni KDV oranları için 3 ayrı kriterde çalışmalar sürüyor Rahim AK / HABERTÜRK
Bakanlar Kurulu'nun yeni konut alım satımında KDV oranını belirlemesi gerekiyor ancak konu hâlâ çözülebilmiş değil. Şimdi inşaatçılar ve konut satanlar hangi KDV oranını uygulayacağını bilmiyor. 15.06.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6322 sayılı Kanun’la Bakanlar Kurulu’na “inşaatın yapıldığı arsanın veya konutun vergi değeri ve bulunduğu yeri esas alarak konut teslimleri için farklı vergi oranları tespit etme” yetkisi verildi. Ancak Bakanlar Kurulu yeni oranı belirlemediği için şu anda konut satanların hangi oranları kullanacağı da belli değil.
ARTIK BÜYÜKLÜK GEÇERLİ DEĞİL
Çünkü Bakanlar Kurulu'nun oranları belirlerken kullanacağı kriterler ve gerekçeler birbiri ile çelişiyor. Bu nedenle hükümet oran belirlemekte zorlanıyor. Değişiklik yapmaya neden olan en büyük sorun müteahhitlerin 150 metrekareden büyük daireleri ikiye bölüp aynı kişiye iki ayrı evmiş gibi satarak yüzde 1 oranında KDV ödemesi ve 150 metrakenin altında olan lüks konut ile gecekondunun KDV'sinin aynı olmasıydı.
Yeni kanun oran belirlemekte büyüklük kriterini ortadan kaldırdı. Ancak bu kez örneğin İstanbul'un lüks semtlerinden Levent'te iki ayrı cadde üzerinde bulunan biri pahalı villa diğeri ucuz gecekondu arasında nasıl bir ayrım yapılacağı şeklinde sorun yaşanmaya başladı. Şimdi bu sorunu da ortadan kaldıracak üç ayrı formül üzerinde duruluyor. Bakanlar Kurulu konut satışlarında KDV oranını inşaatın yapıldığı arsanın vergi değerine, konutun vergi değerine göre ve üçüncü olarak konutun bulunduğu yeri esas alarak tespit edebilecek.
İŞTE KONUTTA YENİ KDV ORANLARINI BELİRLEYECEK 3 KRİTER
1- Vergi değeri daha düşük semtlerde bulunan arsalar üzerindeki konutların KDV oranı daha düşük, gelişmiş semtlerde satılan konutların KDV oranı ise metrekaresine bakılmaksızın yüzde 18 olarak belirlenecek.
2- Aynı caddenin arka tarafında bulunan konutların KDV oranı caddeye bakan konutlara göre düşük olacak. Getirilmesi en olası düzenlemelerden birisi ise KDV'nin Emlak Vergisi değeri üzerinden belirlenerek alınacak olması.
3- Bakanlar Kurulu yetkisini kullanırken bugün olduğu gibi konut satışlarında %1 ve %18 KDV oranını kullanacağı gibi konutun Emlak Vergisi değerine veya bulunduğu muhite göre %1, %8 ve %18 gibi kademeli oranları da uygulayabilir.
EMLAK VERGİSİ BAZ OLACAK
Konuyla ilgil bir soruyu vergi.com.tr adlı internet sitesi uzmanı, "Kanun yayınlandığında KDV oranının konutlarda inşaatın yapıldığı arsanın vergi değeri veya konutun vergi değeri üzerinden alınacağı şeklinde yanlış anlaşılmalara sebebiyet verdi. Oysa Maliye burada KDV'sini konutun veya arsasının vergi değeri üzerinden almayı hedeflemiyor. Sadece farklı vergi oranı belirlerken bu kriterleri esas alma yoluna gidiyor. Dolayısıyla eskiden olduğu gibi KDV konutun Emlak Vergisi’ne esas alınan vergi değeri üzerinden değil piyasa satış fiyatı üzerinden hesaplanacak" diye yanıtladı.
Yeni KDV oranları için 3 ayrı kriterde çalışmalar sürüyor Rahim AK / HABERTÜRK
Bakanlar Kurulu'nun yeni konut alım satımında KDV oranını belirlemesi gerekiyor ancak konu hâlâ çözülebilmiş değil. Şimdi inşaatçılar ve konut satanlar hangi KDV oranını uygulayacağını bilmiyor. 15.06.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6322 sayılı Kanun’la Bakanlar Kurulu’na “inşaatın yapıldığı arsanın veya konutun vergi değeri ve bulunduğu yeri esas alarak konut teslimleri için farklı vergi oranları tespit etme” yetkisi verildi. Ancak Bakanlar Kurulu yeni oranı belirlemediği için şu anda konut satanların hangi oranları kullanacağı da belli değil.
ARTIK BÜYÜKLÜK GEÇERLİ DEĞİL
Çünkü Bakanlar Kurulu'nun oranları belirlerken kullanacağı kriterler ve gerekçeler birbiri ile çelişiyor. Bu nedenle hükümet oran belirlemekte zorlanıyor. Değişiklik yapmaya neden olan en büyük sorun müteahhitlerin 150 metrekareden büyük daireleri ikiye bölüp aynı kişiye iki ayrı evmiş gibi satarak yüzde 1 oranında KDV ödemesi ve 150 metrakenin altında olan lüks konut ile gecekondunun KDV'sinin aynı olmasıydı.
Yeni kanun oran belirlemekte büyüklük kriterini ortadan kaldırdı. Ancak bu kez örneğin İstanbul'un lüks semtlerinden Levent'te iki ayrı cadde üzerinde bulunan biri pahalı villa diğeri ucuz gecekondu arasında nasıl bir ayrım yapılacağı şeklinde sorun yaşanmaya başladı. Şimdi bu sorunu da ortadan kaldıracak üç ayrı formül üzerinde duruluyor. Bakanlar Kurulu konut satışlarında KDV oranını inşaatın yapıldığı arsanın vergi değerine, konutun vergi değerine göre ve üçüncü olarak konutun bulunduğu yeri esas alarak tespit edebilecek.
İŞTE KONUTTA YENİ KDV ORANLARINI BELİRLEYECEK 3 KRİTER
1- Vergi değeri daha düşük semtlerde bulunan arsalar üzerindeki konutların KDV oranı daha düşük, gelişmiş semtlerde satılan konutların KDV oranı ise metrekaresine bakılmaksızın yüzde 18 olarak belirlenecek.
2- Aynı caddenin arka tarafında bulunan konutların KDV oranı caddeye bakan konutlara göre düşük olacak. Getirilmesi en olası düzenlemelerden birisi ise KDV'nin Emlak Vergisi değeri üzerinden belirlenerek alınacak olması.
3- Bakanlar Kurulu yetkisini kullanırken bugün olduğu gibi konut satışlarında %1 ve %18 KDV oranını kullanacağı gibi konutun Emlak Vergisi değerine veya bulunduğu muhite göre %1, %8 ve %18 gibi kademeli oranları da uygulayabilir.
EMLAK VERGİSİ BAZ OLACAK
Konuyla ilgil bir soruyu vergi.com.tr adlı internet sitesi uzmanı, "Kanun yayınlandığında KDV oranının konutlarda inşaatın yapıldığı arsanın vergi değeri veya konutun vergi değeri üzerinden alınacağı şeklinde yanlış anlaşılmalara sebebiyet verdi. Oysa Maliye burada KDV'sini konutun veya arsasının vergi değeri üzerinden almayı hedeflemiyor. Sadece farklı vergi oranı belirlerken bu kriterleri esas alma yoluna gidiyor. Dolayısıyla eskiden olduğu gibi KDV konutun Emlak Vergisi’ne esas alınan vergi değeri üzerinden değil piyasa satış fiyatı üzerinden hesaplanacak" diye yanıtladı.
24 Aralık 2012 Pazartesi
Kapıcıların kıdem tazminatının hesaplanmasına yönelik birkaç uyarı..!!!
|
Kapıcının elektrik su ve yakıtı için de tazminat ödenecek
Şükrü KIZILOT skizilot@yaklasim.com
Kapıcının elektrik su ve yakıtı için de tazminat ödenecek
GEÇEN hafta, kapıcıların kira ödemeden oturdukları evlerden söz etmiştik.
GEÇEN hafta, kapıcıların kira ödemeden oturdukları evlerden söz etmiştik.
Kısaca özetleyelim; kapıcınız emekliye ayrıldığında, öldüğünde ya da haklı bir neden olmadan işine son verdiğinizde kat malikleri olarak kapıcıya "kıdem tazminatı"ödemek zorundasınız.
Basit bir anlatımla, kıdem tazminatı; kapıcının çalıştığı yıl (örneğin 25 yıl) ile son aldığı brüt ücretin çarpımı suretiyle hesaplanıyor. Bu hesaplamada, kapıcının kira ödemeden oturduğu dairenin emsal kira bedeli de ücretine ekleniyor ve buna göre kıdem tazminatı ödeniyor.
Örneğin aylık brüt ücreti 666 TL, evin emsal kira bedeli de 400 TL ise toplam 1.066 TL üzerinden kıdem tazminatı hesaplanıyor.
ELEKTRİK, SU VE YAKIT DA VAR
Çok sayıda okurumuz "Aman ne yapıyorsunuz. Zaten kira ödemeden oturuyorlar, bir de üste tazminat ödemek de neyin nesi?" diye sorular yağdırınca, anladık ki kimse olayın farkında değil.
O zaman devam edelim, "Asma Kabakçı" fıkrasındaki gibi olayın devamı var. Kapıcı elektrik, su ve yakıt için de ödeme yapmıyorsa, bunların bedeli de, örneğin 300 TL de ücrete eklenecek. Böyle olunca aylık (666 + 400 + 300 =) 1.366 TL üzerinden 25 yıl x 1.366 TL = 34.150 TL kıdem tazminatı, kesintisiz olarak kapıcıya ödenecek.
Hemen belirtelim Konut Kapıcıları Yönetmeliği'nin 13. maddesi uyarınca, kapıcının su, elektrik, ısınma ve sıcak su giderlerine kısmen veya tamamen katılıp katılmayacağı sözleşme ile belirleniyor. Sözleşme uyarınca, bu giderleri kapıcı ödüyorsa, söz konusu giderler kıdem tazminatı hesabında dikkate alınmıyor.
Sinemaya gitmekle maça gitmenin farkı
KIRK yıl düşünseniz aklınıza gelmez.
Eğlence için sinemaya gidiyorsunuz, KDV'si yüzde 8...
Başka bir eğlence için maça gidiyorsunuz, KDV'si yüzde 18...
İkisi de eğlence ama KDV oranları farklı!..
Demek ki... Maliyecilere göre, maça gitmek sinemaya gitmeye kıyasla daha lüks!..
Asıl o zaman
KOCASIYLA birlikte şehrin kalabalık bir caddesinde yürüyen kadın, biraz da kızgın bir sesle kocasına söylenir:
Ne zaman genç ve güzel bir kız görsen, kendinden geçip evli olduğunu unutuyorsun.
Kocası yanıtlar:
Hiç de öyle değil, asıl o zaman evli olduğumu hatırlıyorum.
Ne zaman?
KARDEŞİM karne almıştı. Fakat birçok zayıf notu vardı. Annem, babamla beni kenara çekip uyarıları sıralıyordu: "Sakın çocuğun moralini bozmayın, sakın kötü bir şey söylemeyin." Uyarılar özellikle babama yönelikti: "Hele de sen, sakın çocuğun gururunu kırma". Babam daha fazla dayanamadı ve sordu: "Karne için ne zaman özür dileyeceğiz?"
(Teşekkürler Güler
VELİDEDEOĞLU)
Damat adayı
KIZIN babası, damat adayına kötü alışkanlığı olup olmadığını sorduğunda, şu yanıtı alır:
Kötü alışkanlıklarım pek yoktur. Ne kumar oynamasını ne de içki içmesini bilirim. Kumarda sürekli yenilirim, içki içince de sızar kalırım.
Kadın sözlüğüPEKİ... Ne istiyorsan yapabilirsin
Bedelini çok ağır ödeyeceksin.
Konuşmamız gerekiyor.
Başının etini yiyeceğim.
Yanlış yapmışBir arkadaşım geçenlerde kaynanasını altıncı kattan aşağı atmış
Yanlış yapmış.Ya birisinin başına düşseydi!..
Nesi var?
TEMEL, eczane açmış. Biraz sonra ilk müşteri gelmiş.
Bana bir sinek ilacı verir misin?
Temel;
Tabii... Sineğunuzun nesi var?
(Teşekkürler Bengü ÖZDEMİR)
Kadınlar
"TANRI erkeği yarattı. Ardından da yalnızlığını daha çok hissetsin diye ona bir eş yarattı."
Paul Valery
Basit bir anlatımla, kıdem tazminatı; kapıcının çalıştığı yıl (örneğin 25 yıl) ile son aldığı brüt ücretin çarpımı suretiyle hesaplanıyor. Bu hesaplamada, kapıcının kira ödemeden oturduğu dairenin emsal kira bedeli de ücretine ekleniyor ve buna göre kıdem tazminatı ödeniyor.
Örneğin aylık brüt ücreti 666 TL, evin emsal kira bedeli de 400 TL ise toplam 1.066 TL üzerinden kıdem tazminatı hesaplanıyor.
ELEKTRİK, SU VE YAKIT DA VAR
Çok sayıda okurumuz "Aman ne yapıyorsunuz. Zaten kira ödemeden oturuyorlar, bir de üste tazminat ödemek de neyin nesi?" diye sorular yağdırınca, anladık ki kimse olayın farkında değil.
O zaman devam edelim, "Asma Kabakçı" fıkrasındaki gibi olayın devamı var. Kapıcı elektrik, su ve yakıt için de ödeme yapmıyorsa, bunların bedeli de, örneğin 300 TL de ücrete eklenecek. Böyle olunca aylık (666 + 400 + 300 =) 1.366 TL üzerinden 25 yıl x 1.366 TL = 34.150 TL kıdem tazminatı, kesintisiz olarak kapıcıya ödenecek.
Hemen belirtelim Konut Kapıcıları Yönetmeliği'nin 13. maddesi uyarınca, kapıcının su, elektrik, ısınma ve sıcak su giderlerine kısmen veya tamamen katılıp katılmayacağı sözleşme ile belirleniyor. Sözleşme uyarınca, bu giderleri kapıcı ödüyorsa, söz konusu giderler kıdem tazminatı hesabında dikkate alınmıyor.
Sinemaya gitmekle maça gitmenin farkı
KIRK yıl düşünseniz aklınıza gelmez.
Eğlence için sinemaya gidiyorsunuz, KDV'si yüzde 8...
Başka bir eğlence için maça gidiyorsunuz, KDV'si yüzde 18...
İkisi de eğlence ama KDV oranları farklı!..
Demek ki... Maliyecilere göre, maça gitmek sinemaya gitmeye kıyasla daha lüks!..
Asıl o zaman
KOCASIYLA birlikte şehrin kalabalık bir caddesinde yürüyen kadın, biraz da kızgın bir sesle kocasına söylenir:
Ne zaman genç ve güzel bir kız görsen, kendinden geçip evli olduğunu unutuyorsun.
Kocası yanıtlar:
Hiç de öyle değil, asıl o zaman evli olduğumu hatırlıyorum.
Ne zaman?
KARDEŞİM karne almıştı. Fakat birçok zayıf notu vardı. Annem, babamla beni kenara çekip uyarıları sıralıyordu: "Sakın çocuğun moralini bozmayın, sakın kötü bir şey söylemeyin." Uyarılar özellikle babama yönelikti: "Hele de sen, sakın çocuğun gururunu kırma". Babam daha fazla dayanamadı ve sordu: "Karne için ne zaman özür dileyeceğiz?"
(Teşekkürler Güler
VELİDEDEOĞLU)
Damat adayı
KIZIN babası, damat adayına kötü alışkanlığı olup olmadığını sorduğunda, şu yanıtı alır:
Kötü alışkanlıklarım pek yoktur. Ne kumar oynamasını ne de içki içmesini bilirim. Kumarda sürekli yenilirim, içki içince de sızar kalırım.
Kadın sözlüğüPEKİ... Ne istiyorsan yapabilirsin
Bedelini çok ağır ödeyeceksin.
Konuşmamız gerekiyor.
Başının etini yiyeceğim.
Yanlış yapmışBir arkadaşım geçenlerde kaynanasını altıncı kattan aşağı atmış
Yanlış yapmış.Ya birisinin başına düşseydi!..
Nesi var?
TEMEL, eczane açmış. Biraz sonra ilk müşteri gelmiş.
Bana bir sinek ilacı verir misin?
Temel;
Tabii... Sineğunuzun nesi var?
(Teşekkürler Bengü ÖZDEMİR)
Kadınlar
"TANRI erkeği yarattı. Ardından da yalnızlığını daha çok hissetsin diye ona bir eş yarattı."
Paul Valery
Günün Sözü
Hedefi olmayan gemiye, hiçbir rüzgár yardım edemez.
Montaigne
Hedefi olmayan gemiye, hiçbir rüzgár yardım edemez.
Montaigne
22 Aralık 2012 Cumartesi
Tam bir profesyonel ve gerçek bir dost olmak zorundayız!
Tam bir profesyonel ve gerçek bir dost olmak zorundayız!
İnşaat-Emlak sektörü herşeye rağmen ilerlemeye ve büyümeye devam ederken sektörün pazarlama ve satış tarafında hizmet veren her birey tam bir profesyonel olmak zorunda.
Mesleki
bilgisini arttıracak her türlü eğitime gönüllü olmalı, buna bütçe ve zaman
ayırmalı, rakipleri incelemeli, sektörle ilgili yayınları takip etmeli, bol bol
okumalı, seyretmeli, araştırmalı, teknolojiye hakim olmalı, sosyal medya ile
işini geliştirmeli, ürünlerle ilgili özellik ve faydaların farkında olmalı, az
konuşup bol soru sormalı, çok dinlemeli, müşterilerle bağ kurmalı ve ben artık
oldum demeden kendisini geliştirmeye devam etmelidir.
Profesyonel
olmanın yanısıra müşterilerin gerçek dostu olabilmeyi becerebilenler uzun vade
de daima kazanacaklardır.
Unutmayalım
gayrimenkul sektöründe 2003 yılından bu yana ülke çapında satılan gayrimenkul
adedi yıllık 1.3 milyon adedin altına hiç düşmedi. İnşaat-emlak sektörü dikkatli
yatırım yaptığınız sürece daima size kazandırmaya devam edecektir.
Hilmi
Işıkören
Işıkören
Danışmanlık
(Neden) Sahibinden Satılık ???
(Neden) Sahibinden Satılık ???
Sahibinden Satılık
* Başka işi yoktur.Kendine uğraş arar
* Finansal bilgisi yoktur.
* Çevresinden duyduklarıyla fiyat belirler.
* Kendince oluşturduğu fiyat için daireyle ilgili bağları ortaya çıkar.
* Gazete ilanıyla müşteri ararlar.
* 24 saat telefona hapsolurlar.
Halbuki bu kadar uğraş yerine gayrimenkulünü piyasa bilgisinden emin olduğu bir profesyonele bıraksa ne bir maliyet kaybı,ne de bir zaman kaybı yaşar..O zaman Mal Sahipleriyle empati kurarak görüşünüz ilk görüşmede yirmi yıllık emeklerini size bırakmalarını beklemeyin.Sadece bilgi toplayın ve müşterinizi etkileyin..
Herkese Bol kazançlı bir hafta diliyorum.
Mehmet Akif DİLSİZ
www.emlakistanturkiye.com
* Başka işi yoktur.Kendine uğraş arar
* Finansal bilgisi yoktur.
* Çevresinden duyduklarıyla fiyat belirler.
* Kendince oluşturduğu fiyat için daireyle ilgili bağları ortaya çıkar.
* Gazete ilanıyla müşteri ararlar.
* 24 saat telefona hapsolurlar.
Halbuki bu kadar uğraş yerine gayrimenkulünü piyasa bilgisinden emin olduğu bir profesyonele bıraksa ne bir maliyet kaybı,ne de bir zaman kaybı yaşar..O zaman Mal Sahipleriyle empati kurarak görüşünüz ilk görüşmede yirmi yıllık emeklerini size bırakmalarını beklemeyin.Sadece bilgi toplayın ve müşterinizi etkileyin..
Herkese Bol kazançlı bir hafta diliyorum.
Mehmet Akif DİLSİZ
www.emlakistanturkiye.com
Hilmi Işıkören // Konut Projesi Üretenler için satışta başarının sırrı
İnşaat-emlak sektörü potansiyeli ve fırsatlarıyla firmaları yeni konut projeleri üretmeye teşvik ediyor. Yeni inşaat firmaları kuruluyor. Mevcut inşaat firmaları yollarına farklı projeler üretmeye devam ediyor.
Yeni
yeni projeler ortaya çıkıyor. Ancak her yeni proje satış konusunda başarılı
olamıyor. Motive alıcıların çok yoğun olduğu bu dönemlerde inşaat sahiplerinin
yeni projelerini görücüye çıkarırken dikkat etmesi gereken çok önemli konularda
beraberinde geliyor.
İnşaat
kalitesi, konsept, daire tipleri, lokasyon, ulaşılabilirlik, sosyal imkanlar,
güvenlik, otopark, aidat, satış ofisi, inşaatı yapan şirketin algısı, fiyat ve
ödeme kolaylıkları gibi unsurlardan biri ya da birkaç tanesi hedef kitle olarak
belirlenen tüketicinin ihtiyaç ve beklentilerine uygun değilse satış yapmak
zorlaşıyor. Yani A hedef kitleye B hedef kitlenin beğeneceği ya da tam tersi B
hedef kitleye A hedef kitlenin beğeneceği bir proje sunulduğunda satış
güçleşiyor. İşte bir konut projesinin pazarlama sürecinin sonucu olan satışta
başarı tamamen bunda gizli.
Bir
konut projesi üretirken insanlar tarafından talep görmesi hedefleniyor. Ancak
sunulanlara karşılık istenilen bedel hedef kitle tarafından talep görmüyorsa
yapılan projedeki daireler ne ekonomiye, ne insanlara yarar sağlıyor, arz
fazlasını arttırmaktan başka bir işe yaramıyor.
Yeni
dönem inşaat-emlak sektörünün daha da parlayacağı bir dönem olacak. İşin beton,
demir ya da tuğlanın yanısıra daha önemlisi insan olduğunun bilincinde olan
inşaat firmaları satış sorunu yaşamayacaklardır.
Gayrimenkul,
savaş, deprem, ekonomik kriz dönemleri dahil, altın, döviz ve borsa yükselirken
de düşerken de fırsatlar üretebilme kabiliyetine sahip dünyadaki en güvenilir
tek yatırım aracıdır.
Hilmi
Işıkören
www.isikoren.com
www.isikoren.com
Kurtköy de Arz Talep Ve Yeni Projeler
Kurtköy de Arz Talep Ve Yeni Projeler
Emlak sektörünün İstanbul da ki hareketli
noktalarından biri olan Kurtköy de gelişim süreci devam ediyor.Bu süreç
yatırımcıların Kurtköy den vazgeçmemeleri için iyi bir neden.Şuan da hali
hazırda yapılan ve yapımına başlanan bir çok projede sunulan ödeme planları
rekabetin Kurtköy de ne derece etkili olduğunu bizlere gösteren en iyi belge
niteliğini taşımaktadır.
Şuan için hafta sonu gezip değerlendirebileceğiniz projelerden
bahsedersek.
- Mini Point
- Mira Beşyıldız
- Viaport houses
- Dumankaya Flex
- Arma Life
- Grand Perla Palace
- Elite Perla Palace
18 Aralık 2012 Salı
TAŞINMAZ SATIŞ VAADİ SÖZLEŞMESİ ÖRNEĞİ
TAŞINMAZ SATIŞ VAADİ
SÖZLEŞMESİ ÖRNEĞİ
A) TARAFLAR
SATICI :.....................................................................................................
(Buraya Adres Yazılır)
ALICI :.........................................................................................................
(Buraya Adres Yazılır)
B) SÖZLEŞME KONUSU
........ …………………. Belediyesi ………………………….Mahallesi/Köyü ............
PAFTA …..... ADA ……... PARSEL adresinde
aşağıda nitelikleri belirtilen …….. blok ......... numaralı bağımsız bölümün
yapılması ve sözleşmedeki şartlar ile taşınmazın SATICI tarafından ALICIYA
devredilmesine ilişkin sözleşmedir.
C) SÖZLEŞME ŞARTLARI
1) BAĞIMSIZ
BÖLÜMÜN NİTELİKLERİ ;
........ Blok ................ kat......... nolu bağımsız bölüm
2) SATICI, 1. maddede nitelikleri belirtilen
bağımsız bölümü, tasdikli projelerine, ekteki mahal listesine göre
tamamlayarak, .../.../.......... tarihinde ALICIYA teslim edecektir.
3) ALICI, sözleşmede belirtilen
ödeme planı çerçevesinde satış bedelini ödeyecektir. Ayrıca, ALICI, bağımsız
bölümün devrinin gerçekleşmesine yönelik vergi, harç ve masrafları, yapı
kullanma izin belgesinin alınması ile ilgili harçları diğer tüm yasal
masrafları ödemeyi ve yükümlülüklerini yerine getirmeyi kabul eder.
4) Sözleşme konusu bağımsız
bölüme ait numara özel vaziyet planına ait olup, konutun yeri sabit kalmak
şartı ile numarası değiştirilebilir.
5) ALICI, SATICININ, gerektiğinde
projelerde ve vaziyet planında tadilat veya değişiklik yapmasını kabul eder.
6) SATICI, bağımsız bölümün
teslime hazır olduğunu ALICIYA, yazılı olarak bu sözleşmedeki adresine
bildirir. ALICI, bildirimin kendisine tebliğine bağlı olmaksızın en geç 30
(otuz) takvim günü içerisinde konutu teslim almakla yükümlüdür. ALICI,
sözleşmedeki adresinin değişikliğini satıcıya yazılı olarak bildirmediği
takdirde bu sözleşmedeki süre içerisinde konutu bildirilen, süre sonunda
bağımsız bölümün kendisine teslim edilmiş sayılacağını kabul eder. Bu şekilde,
bağımsız bölümün alıcı tarafından teslim alınması ya da teslim alınmış
sayılması ile bağımsız bölüm ile ilgili tüm sorumluluk ALICIYA geçer.
7) Yürürlükte
bulunan mevzuat uyarınca kabul edilen mücbir sebepler ve her türlü fevkalade
haller, tüm resmi merciler ve belediyelerden alınması gereken izinlerdeki
SATICININ kusuru bulunmayan gecikmeler, yetkili makamların emir ve yasakları,
yapımı ve tahsisi kamu kuruluşlarına ait olan malzeme ve hizmetlerdeki
aksamalar, olağanüstü hava şartlarından dolayı resmi makamlarca tespit edilen
fen noktasında çalışmanın durdurulması gibi SATICININ, yetkisi ve sorumluluğu
dışında kusuru bulunmaksızın meydana gelen tüm gecikmeler teslim süresine ilave
edilecektir. .
8) Bağımsız
bölümün, .../.../........ tarihinde, SATICI tarafından alıcıya teslim
edilmemesi halinde, SATICI, gecikilen her ay için, zararına karşılık olarak,
ALICIYA ........... TL ödemeyi kabul eder. Ancak, bu gecikme en fazla 6 ay
olabilir. 6 ay sonunda, bağımsız bölümün teslim edilmemesi halinde sözleşme
fesih edilmiş kabul edilir. ALICININ, fesih tarihine kadar yapmış olduğu
ödemeler, 1
ay sonra başlamak üzere 3 eşit taksit halinde % ... faizi ile birlikte
iade edilir. Teslimin, 6. maddede belirtilen sebepler nedeni ile süresinde
yapılamaması halinde, bu maddedeki hükümleri uygulanmaz. Bu halde, teslim
süresinin belirtilen nedenlerden kaynaklanan gecikme süresi kadar uzadığı kabul
edilir.
9) ALICI,
herhangi bir neden olmaksızın sözleşmeyi fesih ederse, yapmış olduğu ödemelerin
%... 'i cezai şart olarak, SATICI tarafından mahsup edilir. Cezai şartın
mahsubundan sonra, ALICININ yapmış olduğu ödemelerden kalan miktar, sözleşmenin
feshi tarihinden itibaren 2 ay sonra başlamak üzere, dört eşit taksitle ödenir.
ALICI, bu nedenle faiz, gecikme tazminatı vb. hiçbir talepte bulunmayacağını
kabul eder.
D) SATIŞ BEDELİ VE ÖDEME
ŞARTLARI
1)
Satış bedeli ve ödeme şartları
konuta ait arsa payı, mimari-statik-tesisat-peyzaj projelerin hazırlanıp tasdik
ettirilmesi, inşaat ruhsatının alınması, yapı denetim bedeli, konutun ekteki
mahal listesine göre yapılma masrafları, malzeme ve işçilik giderleri, alt yapı
düzenlemeleri göz önüne alınarak taraflarca tespit edilmiştir.
2)
Sözleşme konusu bağımsız bölümün
satış bedeli KDV hariç .. .TL (................ TL)
dır.
3) ÖDEME PLANI VE ÖDEME PLANINA AYKIRILIK
a) ÖDEME
PLANI:
b) ALICI,
ödemelerini ödeme planına uygun yapmaması halinde, gecikilen her ay için % ...
gecikme cezası ödemeyi kabul eder.
c)
ALICI, ödemelerini ödeme planında
belirtilen şekilde yapmaması halinde temerrüde düşmüş sayılır. Bunun için,
ihbar ya da ihtara gerek bulunmamaktadır. Bu takdirde, satıcı temerrüt ya da
sözleşmenin feshine ilişkin olarak dilediği yola başvurabilir;
d) Sözleşmenin feshi halinde, ALICININ
yapmış olduğu ödemelerin %... cezai şart olarak, SATICI tarafından mahsup
edilir. Cezai şartın mahsubundan sonra, ALICININ yapmış olduğu ödemelerden
kalan miktar, sözleşmenin feshi tarihinden itibaren 2 ay sonra başlamak üzere,
4 eşit taksitle ödenir. Bu nedenle, ALICI faiz, gecikme tazminatı vb. hiçbir
talepte bulunmayacağını kabul eder.
E) PROJE TADİLATI VE MALZEME SECİMİ İLE
İLGİLİ TALEPLER
1) ALICININ,
sözleşme konusu bağımsız bölümün, tasdikli statik-mimari-tesisat projelerine
aykırı talepte bulunması mümkün değildir.
2) ALICININ,
mevcut projeye uygun olması koşuluyla, mahal listelerinde belirtilen
malzemelerde değişiklik talebinde bulunabilir. Ancak, ALICI, tamamlanan işlerle
ilgili değişiklik talebinde bulunamaz. ALICI, değişikliklerle ilgili
taleplerini SATICIYA, SATICININ sözleşmenin imzalamasından sonra belirleyeceği
sürede yazılı olarak bildirecektir.
3) SATICI, ALICININ değişiklik
talebini uygun görmesi halinde,
değişiklikten kaynaklanan fiyat farkını ALICIYA yazılı olarak bildirir.
ALICI, değişikliklerden kaynaklanan fiyat farkını peşin olarak ödemekle
yükümlüdür.
değişiklikten kaynaklanan fiyat farkını ALICIYA yazılı olarak bildirir.
ALICI, değişikliklerden kaynaklanan fiyat farkını peşin olarak ödemekle
yükümlüdür.
F) GARANTİ KAPSAMI VE SÜRESİ
SATICI,
ALICIYA tesliminden itibaren 1 yıl içinde işçilik ve malzeme
hatalarından kaynaklanan sorunları gidermeyi kabul eder. Ancak, kullanım
hataları ile yükleniciye ait olmayan kusurlardan dolayı yüklenicinin
sorumluluğu söz konusu olamaz. Garanti süresinin bitiminden itibaren, sözleşme
konusu bağımsız bölümle ilgili olarak SATICIYA sorumluluk yükletilemez.
G) TARAFLARIN ADRESLERİ
Taraflar,
sözleşmenin A. maddesinde belirtilen adreslerini geçerli tebligat adresleri
olarak kabul eder. Taraflar, adres değişikliklerini yazılı olarak diğer tarafa
bildirmedikçe sözleşmede yazılı adreslere yapılacak tebligatlar geçerli
olacaktır.
H) ANLAŞMAZLIKLARIN ÇÖZÜMÜ
Sözleşmeden kaynaklanan
uyuşmazlıkların çözümünde, İstanbul Mahkemeleri ve İstanbul İcra Daireleri
yetkilidir.
SÖZLEŞMENİN EKLERİ
Mahal
listesi, projeler sözleşmenin ayrılmaz bir parçası niteliğindedir.
8 (sekiz)
maddeden oluşan bu sözleşme taraflarca iki nüsha olarak düzenlenmiş ve
.../..../........ tarihinde imzalanmıştır.
17 Aralık 2012 Pazartesi
Emlak Konut GYO'nun tapu devirlerinde satış bedellerinin düşük gösterilmek suretiyle vergi kaçırdığı iddiasına cevap geldi
CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu ve Gaziantep Milletvekili Mehmet Şeker'in Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar ve Emlak Konut GYO hakkında ortaya attığı iddiaya Emlak Konut GYO'dan açıklama geldi.
İşte Emlak Konut GYO'nun konuyla ilgili açıklaması...
06.12.2012 tarihli “Emlak Gayrimenkul Yatırım Ortaklığınca Yapılan Satışlarda Satış Bedeli Üzerinden Oynanan Oyunlar” konulu Basın da çıkan haberlerde Şirketimizin tapu devirlerinde satış bedellerinin düşük gösterilmek suretiyle vergi kaçırdığı iddia edilmektedir. Bu nedenle Basın Duyurusunda bahsi geçen iddialara ilişkin olarak aşağıdaki açıklamanın yapılması zarureti hasıl olmuştur.
Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş. mülkiyetinde olan arsalar üzerinde projeler gerçekleştirilmekte, inşaat ruhsatlarının alınması ile birlikte bağımsız bölüm satışlarına başlanılmaktadır. Bağımsız bölümler, satış tarihinde inşaat aşamasında olmasından dolayı alıcı ile “Gayrimenkul Satış Vaadi ve Borçlanma Sözleşmesi” imzalanarak satılmaktadır. 5838 sayılı yasanın yürürlüğe girdiği tarihe kadar Harçlar Kanunu’nun ilgili tarifesine göre kat irtifaklı bağımsız bölümler arsa emlak vergi değeri üzerinden alıcılara devredilmiş, inşaatın tamamlanması ile birlikte cins tashihi harçları yatırılarak harçlara ilişkin yasal yükümlülükler yerine getirilmiştir. Tapu devrine esas teşkil eden tüm işlemler T.C. Gelir İdaresi Başkanlığı İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’ nın konuyla ilgili müktezaları doğrultusunda yapılmıştır.
EMLAK KONUT UYGULAMALARI HUKUKA UYGUNDUR
492 sayılı Harçlar Kanunu’ndan hareket edilerek 12.7.2008 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan Maliye Bakanlığı’nın 56 seri No’lu Harçlar Kanunu Genel Tebliğinde
“ Burada üzerine kat irtifakı tesis edilmiş arsaya inşa edilecek binaya ait bağımsız bölüme isabet eden arsa payının satışı söz konusu olup, arsa payı satışının inşaatı tamamlanmamış konut satışından bir farkı bulunmamaktadır. Dolayısıyla, arsa payı vasfındaki gayrimenkulün alım-satımında alıcı ve satıcı gerçek satış bedeli üzerinden harç ödeyecektir.” Denilmiştir.Ancak daha sonra bu tebliğin Anayasa ve Kanunlara aykırı olduğu ve iptali gerektiği iddiasıyla Danıştay nezdinde dava açılmıştır. Danıştay 9. Dairesi bu davada söz konusu düzenlemenin iptaline karar vermiştir. Yüksek mahkemenin bu kararı Şirketimizin o dönemde yaptığı uygulamaların hukuka uygun olduğunu göstermektedir.
VERGİ KAÇIRILMAMIŞTIR
2009 yılında yürürlüğe giren 5838 sayılı yasa ile Kat irtifaklı gayrimenkullerin devir ve iktisabında tapu harcının gayrimenkulün emlak vergisi değerinden az olmamak üzere devir ve iktisap bedelinin tamamı üzerinden hesaplanmasına yönelik düzenleme yapılmış, bununla birlikte cins tashihi harcı maktu hale getirilmiştir. 5838 sayılı yasanın yürürlüğe girmesi ile birlikte Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş. olarak söz konusu yasal düzenleme doğrultusunda taşınmaz devirleri de satış bedeli üzerinden yapılmaya başlanılmıştır. Söz konusu haberde ise Emlak Konut’un yasal defter ve kayıtlarına atıfta bulunulmakla birlikte ödenen cins tashihi harçlarına değinilmemiştir. Söz konusu haberde iddia edilen yanlış uygulamanın değil dönemin Yönetim Kurulu Başkanı Sn Erdoğan BAYRAKTAR ’ın gözünden kaçması şirketimizin her kademedeki personelinin dahi dikkatinden kaçmayacak kadar önemli bir husustur.
Sonuç olarak, Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş.’nin yaptığı tüm uygulamalar işlem tarihi itibari ile yürürlükte olan mevzuata uygun olup kesinlikle vergi kayıp veya kaçağı bulunmamaktadır.
ÖZKAYNAKLAR 2002 DEN BUYANA KEY ÖDEMELERİNE RAĞMEN 5.2 KAT ARTTI
Şirketimiz bugüne kadar karlılık ve verimlilik ilkesine bağlı olarak yasal sınırlar çerçevesinde faaliyetlerini yürütmüştür. Bu faaliyetler sonucunda her geçen gün marka değerini ve itibarını arttırmayı başarmıştır. Bu çerçevede Şirketimiz Konut Edindirme Yardımı ödemeleri için kendisine 2000 yılında 395. Milyon TL. bedelle transfer edilen arsaların karşılığında bu bedeli 4,60 kat artırarak 2007 yılında 1.8 milyar TL’yi hak sahiplerine ödemiştir. Ayrıca 2002 yılında 757 milyon-TL. olarak devralınan öz kaynaklarımız Konut Edindirme Yardımı ödemeleri yapılmasına rağmen yaklaşık 4 milyar-TL.’ye çıkarılarak 5,2 kat artırılmıştır. Emlak Konut hisseleri 2010 yılında halka arz edilmiş ve cumhuriyet tarihinin en büyük ilk beş halka arzı olarak tarihe geçmiştir. Bu halka arzdan sonra Emlak Konut hisse senetleri yurt içi ve yurt dışında faaliyet gösteren finans kurumlarınca ulusal ve uluslar arası alanda en çok önerilen hisse senetleri arasında yer almıştır. Yine 2003 yılından bugüne kadar yaklaşık 75 bin adet bağımsız bölüm projelendirilmiştir.
Yine bu dönemde Şirketimiz T.C. Sayıştay Başkanlığı ve bağımsız Denetim Kuruluşları ile Maliye Bakanlığı müfettişleri tarafından denetlenmiş ve bu hususa ilişkin herhangi bir tenkit ve ceza söz konusu olmamıştır.
İşte Emlak Konut GYO'nun konuyla ilgili açıklaması...
06.12.2012 tarihli “Emlak Gayrimenkul Yatırım Ortaklığınca Yapılan Satışlarda Satış Bedeli Üzerinden Oynanan Oyunlar” konulu Basın da çıkan haberlerde Şirketimizin tapu devirlerinde satış bedellerinin düşük gösterilmek suretiyle vergi kaçırdığı iddia edilmektedir. Bu nedenle Basın Duyurusunda bahsi geçen iddialara ilişkin olarak aşağıdaki açıklamanın yapılması zarureti hasıl olmuştur.
Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş. mülkiyetinde olan arsalar üzerinde projeler gerçekleştirilmekte, inşaat ruhsatlarının alınması ile birlikte bağımsız bölüm satışlarına başlanılmaktadır. Bağımsız bölümler, satış tarihinde inşaat aşamasında olmasından dolayı alıcı ile “Gayrimenkul Satış Vaadi ve Borçlanma Sözleşmesi” imzalanarak satılmaktadır. 5838 sayılı yasanın yürürlüğe girdiği tarihe kadar Harçlar Kanunu’nun ilgili tarifesine göre kat irtifaklı bağımsız bölümler arsa emlak vergi değeri üzerinden alıcılara devredilmiş, inşaatın tamamlanması ile birlikte cins tashihi harçları yatırılarak harçlara ilişkin yasal yükümlülükler yerine getirilmiştir. Tapu devrine esas teşkil eden tüm işlemler T.C. Gelir İdaresi Başkanlığı İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’ nın konuyla ilgili müktezaları doğrultusunda yapılmıştır.
EMLAK KONUT UYGULAMALARI HUKUKA UYGUNDUR
492 sayılı Harçlar Kanunu’ndan hareket edilerek 12.7.2008 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan Maliye Bakanlığı’nın 56 seri No’lu Harçlar Kanunu Genel Tebliğinde
“ Burada üzerine kat irtifakı tesis edilmiş arsaya inşa edilecek binaya ait bağımsız bölüme isabet eden arsa payının satışı söz konusu olup, arsa payı satışının inşaatı tamamlanmamış konut satışından bir farkı bulunmamaktadır. Dolayısıyla, arsa payı vasfındaki gayrimenkulün alım-satımında alıcı ve satıcı gerçek satış bedeli üzerinden harç ödeyecektir.” Denilmiştir.Ancak daha sonra bu tebliğin Anayasa ve Kanunlara aykırı olduğu ve iptali gerektiği iddiasıyla Danıştay nezdinde dava açılmıştır. Danıştay 9. Dairesi bu davada söz konusu düzenlemenin iptaline karar vermiştir. Yüksek mahkemenin bu kararı Şirketimizin o dönemde yaptığı uygulamaların hukuka uygun olduğunu göstermektedir.
VERGİ KAÇIRILMAMIŞTIR
2009 yılında yürürlüğe giren 5838 sayılı yasa ile Kat irtifaklı gayrimenkullerin devir ve iktisabında tapu harcının gayrimenkulün emlak vergisi değerinden az olmamak üzere devir ve iktisap bedelinin tamamı üzerinden hesaplanmasına yönelik düzenleme yapılmış, bununla birlikte cins tashihi harcı maktu hale getirilmiştir. 5838 sayılı yasanın yürürlüğe girmesi ile birlikte Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş. olarak söz konusu yasal düzenleme doğrultusunda taşınmaz devirleri de satış bedeli üzerinden yapılmaya başlanılmıştır. Söz konusu haberde ise Emlak Konut’un yasal defter ve kayıtlarına atıfta bulunulmakla birlikte ödenen cins tashihi harçlarına değinilmemiştir. Söz konusu haberde iddia edilen yanlış uygulamanın değil dönemin Yönetim Kurulu Başkanı Sn Erdoğan BAYRAKTAR ’ın gözünden kaçması şirketimizin her kademedeki personelinin dahi dikkatinden kaçmayacak kadar önemli bir husustur.
Sonuç olarak, Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş.’nin yaptığı tüm uygulamalar işlem tarihi itibari ile yürürlükte olan mevzuata uygun olup kesinlikle vergi kayıp veya kaçağı bulunmamaktadır.
ÖZKAYNAKLAR 2002 DEN BUYANA KEY ÖDEMELERİNE RAĞMEN 5.2 KAT ARTTI
Şirketimiz bugüne kadar karlılık ve verimlilik ilkesine bağlı olarak yasal sınırlar çerçevesinde faaliyetlerini yürütmüştür. Bu faaliyetler sonucunda her geçen gün marka değerini ve itibarını arttırmayı başarmıştır. Bu çerçevede Şirketimiz Konut Edindirme Yardımı ödemeleri için kendisine 2000 yılında 395. Milyon TL. bedelle transfer edilen arsaların karşılığında bu bedeli 4,60 kat artırarak 2007 yılında 1.8 milyar TL’yi hak sahiplerine ödemiştir. Ayrıca 2002 yılında 757 milyon-TL. olarak devralınan öz kaynaklarımız Konut Edindirme Yardımı ödemeleri yapılmasına rağmen yaklaşık 4 milyar-TL.’ye çıkarılarak 5,2 kat artırılmıştır. Emlak Konut hisseleri 2010 yılında halka arz edilmiş ve cumhuriyet tarihinin en büyük ilk beş halka arzı olarak tarihe geçmiştir. Bu halka arzdan sonra Emlak Konut hisse senetleri yurt içi ve yurt dışında faaliyet gösteren finans kurumlarınca ulusal ve uluslar arası alanda en çok önerilen hisse senetleri arasında yer almıştır. Yine 2003 yılından bugüne kadar yaklaşık 75 bin adet bağımsız bölüm projelendirilmiştir.
Yine bu dönemde Şirketimiz T.C. Sayıştay Başkanlığı ve bağımsız Denetim Kuruluşları ile Maliye Bakanlığı müfettişleri tarafından denetlenmiş ve bu hususa ilişkin herhangi bir tenkit ve ceza söz konusu olmamıştır.
13 Aralık 2012 Perşembe
İstanbul Boğazı'nda Lüks Yalı Operasyonu
İstanbul Boğazı'nda Lüks Yalı Operasyonu
Bosforce Gayrimenkul Danışmanlık firmasının sahibi Ulvi Özcan, İstanbul Boğazı'ndaki lüks yalıların satışı sırasında fiyatların yükselmemesi için yalıya talip olan işadamlarının isimlerinin gizli tutulduğunu açıkladı.
Bosforce Gayrimenkul Danışmanlık firmasının Yönetici Ortağı Ulvi Özcan, İstanbul Boğaz kenarındaki lüks yalıların alım ve satımlarında , yalıları satın almak isteyen büyük firma patronlarının isimlerinin gizli tutularak fiyatların yükselmesinin önüne geçildiğini açıkladı.
Yalı cenneti İstanbul’da yalıların alım ve satımlarında farklı yollar izleniyor. Yalı satın almak isteyen yatırımcılar ya da sahip olduğu yalısını satmak isteyenler kimliklerini gizli tutma yoluna gidiyor. Bunun sebebi ise alım satımlarda yaşanabilecek dengesiz fiyat farklarının oluşmasına engel olmak.
İstanbul Boğaz kenarındaki lüks yalıların alım satımlarında ilginç diyaloglar yaşandığını aktaran Bosforce Gayrimenkul Danışmanlık firmasının sahibi Ulvi Özcan, yalı satın almak isteyen büyük firma patronlarının kimliklerini gizli tutmak istediklerini dile getirdi. İstanbul’da Boğaz kenarında birçok yalı olduğunu ifade eden Özcan, bu yalıların satışlarını kendileri aracılığıyla gerçekleştiren pek çok müşterisinin olduğunu söyledi. Alıcı ve satıcı arasında köprü oluşturduklarını belirten Özcan, “Alım-satımlardaki ilk pazarlık bizim tarafımızdan yapılıyor. Şartlar uygun hale geldikten sonra iki tarafı da bir araya getiriyoruz. İlk başta bunu yaptığımız zaman alıcının maddi gücü, satıcıyı etkileyebiliyor ve ortaya uçuk rakamlar çıkıyor” diye konuştu.
‘Önünde yol varsa yalı değildir’
İstanbul’da yalı konseptine tam anlamıyla uygun sadece 180 adet yalı bulunduğunu söyleyen Özcan, “Yol yalısını yalıdan saymamak lazım. Aradan yol geçiyorsa onlar sadece deniz manzaralı ev olarak sayılabilir” diye belirtti. Yalı sahiplerinin başka yatırım fırsat olmamasından dolayı satışların çok hızlı gitmediğini belirten Özcan, “Yalı alıcısı çok ama satıcı yok” dedi.
Bir yalının veya malikanenin müşterisinin önce bir piyasa araştırması yaparak kendi statüsüne en uygun yeri emsallerini de değerlendirerek almaya karar verdiğini belirten Özcan, “Boğazda yeni yapı üretimi olmadığı için de fiyatlar artarak devam eder. Son yıllarda satılan birkaç yalıyı ele alırsak da İstinye’de Tahsin Bey Yalısı Erol Aksoy’unken Suzan Sabancı Dinçer tarafından alındı. Yenikoy’de Ahmet Afif Paşa Yalısı Kemal Uzan’ın iken yine Suzan Sabancı Dinçer tarafından TMSF’den satın alınmıştır” diye konuştu.
Boğaz yalılarının çok talip gördüğünü belirten Özcan, el değiştiren yalıları aktararak, şunları söyledi:
“Kandilli Clifton Yalısı Ömer İsvan tarafından Aziz Torun’a, Anadoluhisarı Köseleciler Yalısı Pamir Sezener tarafından Serkan Borançılı’ya, Anadoluhisarı Tokar Yalısı Tokar Ailesi tarafından Melis Okumuş’a, Bebek Tevfik Ercan Yalısı Ercan Ailesi tarafından Osman Ör’e, Çengelköy Nadire İçkale Yalısı Nadire İçkale tarafından Aktif Elektrik Mühendislik A.Ş.’ye, Anadoluhisarı Zarifi Mustafa Paşa Yalısı Haremlik Bölümü Deha Menkul Değerler tarafından Çolakoğlu Ailesi’ne, Anadoluhisarı Çapa Yalısı Rabia Çapa tarafından Murat Karamancı’ya, Kanlıca Körfez Restaurant ise Ömer Salur tarafından Ahmet Erciyas’a yapılan alım satımlar arasında yer alıyor.”
FİYATLAR TAVAN YAPTI
İstanbul’daki yalıların fiyatlarının 5 milyon dolardan başladığına dikkati çeken Özcan, fiyatların 100 milyon dolara kadar çıktığını vurguladı. İstanbul’un yüzük taşı sayılan yalıların özellikle Körfez yatırımcıların ilgisinin Türkiye’ye dönmesinden sonra 3 katına kadar prim yaptığını söyleyen Ulvi Özcan, 2002 yılında 3 milyon dolara satılan yalıların bugün 12 milyon dolardan alıcı bulduğunu kaydetti.
10 yalı satış için sırada bekliyor
Portföyünde satılık yalı olduğunu da aktaran Ulvi Özcan, “Piyasada ve portföyümüzde 5 milyon dolar ile 100 milyon dolar arasında 8-10 tane yalı olmakla birlikte çoğunun sahibi adının verilmesini istemediği için açıklayamıyoruz. Ama piyasada satılık yalı olarak bilinen 1-2 yalıyı sayacak olursak Yeniköy Şehzade Burhanettin Efendi Yalısı (Erbilgin Yalısı) ve Kandilli Abud Efendi Yalısı’nı sayabiliriz” dedi.
İstanbul’un en pahalı yalıları
İstanbul’daki en pahalı yalılar arasında Koç Yalısı, Hasip Paşa Yalısı, Kandilli Kont Ostrolog, Beylerbeyi Demir Sabancı Yalısı ve Sait Halim Paşa Yalısı bulunuyor.
Yalı cenneti İstanbul’da yalıların alım ve satımlarında farklı yollar izleniyor. Yalı satın almak isteyen yatırımcılar ya da sahip olduğu yalısını satmak isteyenler kimliklerini gizli tutma yoluna gidiyor. Bunun sebebi ise alım satımlarda yaşanabilecek dengesiz fiyat farklarının oluşmasına engel olmak.
İstanbul Boğaz kenarındaki lüks yalıların alım satımlarında ilginç diyaloglar yaşandığını aktaran Bosforce Gayrimenkul Danışmanlık firmasının sahibi Ulvi Özcan, yalı satın almak isteyen büyük firma patronlarının kimliklerini gizli tutmak istediklerini dile getirdi. İstanbul’da Boğaz kenarında birçok yalı olduğunu ifade eden Özcan, bu yalıların satışlarını kendileri aracılığıyla gerçekleştiren pek çok müşterisinin olduğunu söyledi. Alıcı ve satıcı arasında köprü oluşturduklarını belirten Özcan, “Alım-satımlardaki ilk pazarlık bizim tarafımızdan yapılıyor. Şartlar uygun hale geldikten sonra iki tarafı da bir araya getiriyoruz. İlk başta bunu yaptığımız zaman alıcının maddi gücü, satıcıyı etkileyebiliyor ve ortaya uçuk rakamlar çıkıyor” diye konuştu.
‘Önünde yol varsa yalı değildir’
İstanbul’da yalı konseptine tam anlamıyla uygun sadece 180 adet yalı bulunduğunu söyleyen Özcan, “Yol yalısını yalıdan saymamak lazım. Aradan yol geçiyorsa onlar sadece deniz manzaralı ev olarak sayılabilir” diye belirtti. Yalı sahiplerinin başka yatırım fırsat olmamasından dolayı satışların çok hızlı gitmediğini belirten Özcan, “Yalı alıcısı çok ama satıcı yok” dedi.
Bir yalının veya malikanenin müşterisinin önce bir piyasa araştırması yaparak kendi statüsüne en uygun yeri emsallerini de değerlendirerek almaya karar verdiğini belirten Özcan, “Boğazda yeni yapı üretimi olmadığı için de fiyatlar artarak devam eder. Son yıllarda satılan birkaç yalıyı ele alırsak da İstinye’de Tahsin Bey Yalısı Erol Aksoy’unken Suzan Sabancı Dinçer tarafından alındı. Yenikoy’de Ahmet Afif Paşa Yalısı Kemal Uzan’ın iken yine Suzan Sabancı Dinçer tarafından TMSF’den satın alınmıştır” diye konuştu.
Boğaz yalılarının çok talip gördüğünü belirten Özcan, el değiştiren yalıları aktararak, şunları söyledi:
“Kandilli Clifton Yalısı Ömer İsvan tarafından Aziz Torun’a, Anadoluhisarı Köseleciler Yalısı Pamir Sezener tarafından Serkan Borançılı’ya, Anadoluhisarı Tokar Yalısı Tokar Ailesi tarafından Melis Okumuş’a, Bebek Tevfik Ercan Yalısı Ercan Ailesi tarafından Osman Ör’e, Çengelköy Nadire İçkale Yalısı Nadire İçkale tarafından Aktif Elektrik Mühendislik A.Ş.’ye, Anadoluhisarı Zarifi Mustafa Paşa Yalısı Haremlik Bölümü Deha Menkul Değerler tarafından Çolakoğlu Ailesi’ne, Anadoluhisarı Çapa Yalısı Rabia Çapa tarafından Murat Karamancı’ya, Kanlıca Körfez Restaurant ise Ömer Salur tarafından Ahmet Erciyas’a yapılan alım satımlar arasında yer alıyor.”
FİYATLAR TAVAN YAPTI
İstanbul’daki yalıların fiyatlarının 5 milyon dolardan başladığına dikkati çeken Özcan, fiyatların 100 milyon dolara kadar çıktığını vurguladı. İstanbul’un yüzük taşı sayılan yalıların özellikle Körfez yatırımcıların ilgisinin Türkiye’ye dönmesinden sonra 3 katına kadar prim yaptığını söyleyen Ulvi Özcan, 2002 yılında 3 milyon dolara satılan yalıların bugün 12 milyon dolardan alıcı bulduğunu kaydetti.
10 yalı satış için sırada bekliyor
Portföyünde satılık yalı olduğunu da aktaran Ulvi Özcan, “Piyasada ve portföyümüzde 5 milyon dolar ile 100 milyon dolar arasında 8-10 tane yalı olmakla birlikte çoğunun sahibi adının verilmesini istemediği için açıklayamıyoruz. Ama piyasada satılık yalı olarak bilinen 1-2 yalıyı sayacak olursak Yeniköy Şehzade Burhanettin Efendi Yalısı (Erbilgin Yalısı) ve Kandilli Abud Efendi Yalısı’nı sayabiliriz” dedi.
İstanbul’un en pahalı yalıları
İstanbul’daki en pahalı yalılar arasında Koç Yalısı, Hasip Paşa Yalısı, Kandilli Kont Ostrolog, Beylerbeyi Demir Sabancı Yalısı ve Sait Halim Paşa Yalısı bulunuyor.
Zafer Plaza, Korupark, Torium alışveriş merkezlerinin sahibi olan ve ekim ayında halka açılan Torunlar Grubu‘nun Yönetim Kurulu Başkanı Aziz Torun, Koza-İpek Holding Yönetim Kurulu Başkanı Akın İpek ve Bursa kökenli Türkün Holding Yönetim Kurulu Başkanı Erol Türkün, yalı sahibi olan işadamları arasına katıldı.
Ekonomist dergisinin haberine göre, Kandilli’deki Clifton Yalısı’nı Aziz Torun, 11.5 milyon dolara satın aldı.
Ayşe Nilüfer Hayat (İsvan) ve Ömer Kemal İsvan’ın hissedarı oldukları yalının yeni sahibi Aziz Torun, yalıyı oturma amaçlı satın aldığını ifade ediyor. 980 metrekare arsa içerisindeki Clifton Yalısı, 200 metrekare taban oturumlu iki katlı kagir bir binadan oluşuyor.
Akın İpek yol yalısı aldı
Bugün Gazetesi, KanalTürk, Bugün TV, Koza Altın İşletmeleri ve Koza Davetiye şirketlerini bünyesinde toplayan Koza-İpek Holding’in patronu Akın İpek, Bebek’te bulunan Handan Aksu ve kızı Suzan Aksu’ya ait yol yalısını 21 milyon 500 bin dolara satın aldı. 2 bin 700 metrekare arsa içerisinde yer alan yalı 700 metrekare kapalı alana sahip.
Türkün 6 milyon $ verdi
Bünyesinde tekstil ağırlıklı 11 şirketi barındıran Bursa kökenli Türkün Holding’in patronu Erol Türkün de Anadolu Hisarı’nda Ömer Veysel Midil ile Veysel Dursun’un hissedarı oldukları yalıyı 6 milyon 200 bin dolara satın aldı. 464 metrekare arsa içerisinde iki kattan oluşan yalı; 380 metrekare kullanım alanına sahip.
Toplam değerleri 39.2 milyon $
The Clifton family yali partially burnt down in 1890. This was on the akıntıburnu [peninsula] area of Kandilli.
p.64
Küçüksu deresi – from to further downstream
Count Ostragog yalı
Manford house (later Hadi Semi yalı, altered due to restoration)
Lorando yalı (later Dr Orhan Tahsin yalı, later pulled down for a new yalı)
Clifton yalı, later Mehmet İsvan yalı, rebuilt following the 1916 fire.
p. 121
Kandilli – Vaniköy road
Cumberbatch mansion
On the high ground along the Kandilli Vaniköy road the mansion belonged to Cyril James Cumberbatch, who was born in Smyrna in 1873. He died in Istanbul in 1944 as a retired man from the British Consulate. His wife was from the Karatodori and Lorando family, lady by the name of Mary. His daughter marries a Hungarian diplomat by the name of Count Reviczky, on whose death she settles in England. To the rear of this mansion, was a garden on terraces with pistachio trees, very ordered with valuable slabs laid out. This was the location where garden parties were given by the Cumberbatches. This building was destroyed when the Vaniköy – Küçüksu road was opened up.
Charles Simpson Hanson Mansion
The tomb of Charles Simpson Hanson, which is about 4-5 metres high, made of bright marble, situated in the British Haydarpasa cemetery, has this inscription: ‘Lived in Turkey for 50 years, and died aged 70 on 15-4-1874 in Kandilli’. Like many others he sought his fortune in the East, arriving in Turkey aged 20. The daughter of the Clifton family who resided for many years in Candilli, Dorina L. Neave, gives the following account (Twenty six years on the Bosphorus; Dorina L. Neave, London 1933) in describing their friends the Hansons:
‘The Charles S. Hanson brought his family from England, first settling them in the mansion he built in Tarabya, and after living here for awhile, sold the property to the British Embassy which wished to build a summer residence here. He moved his family to Candilli, to the house he built on the high ground, and many British families followed his lead to spend summers here.
The wife of Charles S. Hanson, Mrs Marianne Hanson, was much loved and respected and was called ‘Megalo Madame’. Their daughter was called Dot.
Charles S. Hanson, had good links with the British community of the city and was a successful businessman. The British soldiers who were on their way to the war in Crimea, as they couldn’t find a bank, would entrust their money with him. Later Hanson was instrumental in aiding the establishment of the Ottoman bank in 1863. He also assisted in the establishment of the Scutari hospital for the treatment of Turkish and British Crimean wounded, and became friendly with Florence Nightingale. He also encouraged the Turkish government to create a coastal road link to Bursa.’
It was Charles Simpson Hanson who encouraged his friend George Clifton to come to Constantinople.
According to the old folk in Kandilli, the Hanson mansion was at the high flat point of Hanımoğlu Yokuşu Sokağı, and the current building is known as the Fatih Efendi Köşk.
BML 14430.h.47
p.64
Küçüksu deresi – from to further downstream
Count Ostragog yalı
Manford house (later Hadi Semi yalı, altered due to restoration)
Lorando yalı (later Dr Orhan Tahsin yalı, later pulled down for a new yalı)
Clifton yalı, later Mehmet İsvan yalı, rebuilt following the 1916 fire.
p. 121
Kandilli – Vaniköy road
Cumberbatch mansion
On the high ground along the Kandilli Vaniköy road the mansion belonged to Cyril James Cumberbatch, who was born in Smyrna in 1873. He died in Istanbul in 1944 as a retired man from the British Consulate. His wife was from the Karatodori and Lorando family, lady by the name of Mary. His daughter marries a Hungarian diplomat by the name of Count Reviczky, on whose death she settles in England. To the rear of this mansion, was a garden on terraces with pistachio trees, very ordered with valuable slabs laid out. This was the location where garden parties were given by the Cumberbatches. This building was destroyed when the Vaniköy – Küçüksu road was opened up.
Charles Simpson Hanson Mansion
The tomb of Charles Simpson Hanson, which is about 4-5 metres high, made of bright marble, situated in the British Haydarpasa cemetery, has this inscription: ‘Lived in Turkey for 50 years, and died aged 70 on 15-4-1874 in Kandilli’. Like many others he sought his fortune in the East, arriving in Turkey aged 20. The daughter of the Clifton family who resided for many years in Candilli, Dorina L. Neave, gives the following account (Twenty six years on the Bosphorus; Dorina L. Neave, London 1933) in describing their friends the Hansons:
‘The Charles S. Hanson brought his family from England, first settling them in the mansion he built in Tarabya, and after living here for awhile, sold the property to the British Embassy which wished to build a summer residence here. He moved his family to Candilli, to the house he built on the high ground, and many British families followed his lead to spend summers here.
The wife of Charles S. Hanson, Mrs Marianne Hanson, was much loved and respected and was called ‘Megalo Madame’. Their daughter was called Dot.
Charles S. Hanson, had good links with the British community of the city and was a successful businessman. The British soldiers who were on their way to the war in Crimea, as they couldn’t find a bank, would entrust their money with him. Later Hanson was instrumental in aiding the establishment of the Ottoman bank in 1863. He also assisted in the establishment of the Scutari hospital for the treatment of Turkish and British Crimean wounded, and became friendly with Florence Nightingale. He also encouraged the Turkish government to create a coastal road link to Bursa.’
It was Charles Simpson Hanson who encouraged his friend George Clifton to come to Constantinople.
According to the old folk in Kandilli, the Hanson mansion was at the high flat point of Hanımoğlu Yokuşu Sokağı, and the current building is known as the Fatih Efendi Köşk.
BML 14430.h.47
This Yalı on the Kandilli waterfront was bought at around 1900 by a Count from Poland, Leon Valerien Ostrorog and has since been known by his name since. He was a legal advisor to the Ottoman Government and married the daughter of an Istanbul Italian Levantine family, Jeanne Lorando. Both husband and wife are buried at Feriköy Catholic Cemetery. Amongst the visitors to this property at the time were Pierre Loti, Claude Farrere and Georges Pompideu. This building is now owned by Rahmi Koç who financed an extensive restoration and history investigation of the building and former owners.
Mehmet Emin Paşa Yalı in Kandilli.
Edip Efendi Yalı at Akıntıburnu (current corner) in Kandilli.
Edip Efendi Yalı in former times, this is the house where Dorina Neave, the author of ‘Twenty-six years on the Bosphorus’, lived.
The former Manford House which was bought in early republican times by the Greek shipping magnate Licardopulos, later passing on to the lawyer Hadi Bey, whose name is now referred to as the designation for this yalı. This yalı is a neighbour of the Ostrorog yalı as seen from the archive aerial view below.
Bu yalıya yabancılar talip
Türkiye'nin en pahalı konutu Şehzade Burhanettin Efendi Yalısı'na yabancılar talip. 64 odalı yalıyı almak isteyen Türkler, Maliye'nin takibinden çekiniyor.
Günlerdir medyanın gündeminden düşmeyen 100 milyon dolarlık Şehzade Burhanettin Efendi Yalısı yeni sahiplerini bekliyor. 1984 yılında Ankara merkezli Erg İnşaat'ın sahibi Müfit Erbilgin tarafından 3 buçuk milyar liraya satın alınan yalı, İnşaat Mühendisi Murat Yenigün tarafından 15 yılda 50 milyon dolar harcanarak restore edildi. 2 bin 800 metrekareye inşa edilen yalıda kapalı yüzme havuzu, Türk hamamı, sauna bulunuyor. Tavanları ise altın varakla süslü. 100 milyon dolarlık yalı Türk alıcıları korkutuyor Türkiye'nin en pahalı konutu olan 100 milyon dolarlık Şehzade Burhanettin Efendi Yalısı'na yabancılar talip. Türkler ise maliye soruşturmasından korktuğu için fazla ilgi göstermiyor. İstanbul Boğazı'ndaki yalılar çok sık olmasa da el değiştirir ve her el değiştirdiğinde de günlerce konuşulur. Geçtiğimiz ay Erol Aksoy'un yalısı satılmış ve medyada büyük yer almıştı. Şimdi ise satışa çıkan öyle bir yalı var ki Boğaz'ın bütün görkemli yalılarını gölgede bırakıyor. Sözünü ettiğimiz yalı, Yeniköy'deki Şehzade Burhanettin Efendi Yalısı. Satış fiyatı ise tam 100 milyon dolar. Erg İnşaat'ın sahibi Müfit Erbilgin'e ait olan yalı 100 milyon dolardan satışa çıkınca, bir anda gündemin üst sırasına oturdu. Son Osmanlı olarak tanınan Ertuğrul Osman bile geçen hafta eşiyle birlikte Amerika'dan gelip babasına ait yalıyı gezdi. Yalının bu kadar dikkat çekmesi, sadece Boğaz'ın en pahalı yalısı olmasından değil, aynı zamanda Türkiye'de "en yüksek fiyata sahip konut" olma özelliğinden kaynaklanıyor. Peki bu yalı neden bu kadar pahalı, özelliği nedir, içi nasıldır? Yeni sahibinin kim olacağı merakla beklenen Şehzade Burhanettin Yalısı'na girdik ve 15 yıl boyunca restorasyonuyla uğraşan İnşaat Mühendisi Murat Yenigün'den hikayesini dinledik. İşte 100 milyon dolarlık yalı... 1880'lerde yaptırılan Şehzade Burhanettin Efendi Yalısı'nın ilk sahibi dönemin ünlü sarraflarından Varki Vartaks. Vartaks ölünce 1887'de yalıyı Teşkilat-ı Umumiye Nazırı Ahmet Münir Paşa almış. 1911'de ise 2. Abdülhamit yalıyı alıp oğlu Şehzade Burhanettin'e vermiş. Şehzade Burhanettin Efendi, 1923'te İstanbul'u terk etmeden önce yalıyı Mısırlı Ahmet İhsan Bey'e satmış. Şehzade'nin yalısı satmasında Atatürk etkili olmuş. Yalının resterosyonunu yapan Murat Yenigün'ün anlattığına göre Atatürk, 2. Abdülhamit'i sevmemesine rağmen oğlu Burhanettin Efendi ile yakın arkadaşmış. Cumhuriyetin kurulma aşamasında Osmanlı Hanedanı'na ellerindeki malları satmaları için altı ay süre tanınmış. Bu süre içinde Burhanettin Bey yalıyı satamayınca Atatürk'e gitmiş ve biraz daha zaman istemiş. Atatürk ona altı ay daha süre tanımış. Ve Burhanettin Efendi, 1923'te Mısırlı Ahmet İhsan Bey'e yalıyı satıp sonra da babasıyla birlikte İstanbul'u terk etmiş. 1946'da Ahmet İhsan Bey ölünce yalı çocuklarına kalmış. Çocukları yalıyı 1980'li yıllarda kaderine terk etmiş.SAKIP SABANCI AVİZESİNİ ALDI Yalıyı 1984 yılında Erg İnşaat'ın sahibi Müfit Erbilgin satın almış. Önce yalıya Sakıp Sabancı talip olmuş. Ama varislerini bulamamış ve vazgeçmiş. Tarihi eserlere çok meraklı olan Müfit Erbilgin yıkılmaya yüz tutmuş yalıyı görünce alıp restore etmek istemiş. Varislerini bulması için avukatını görevlendirmiş. Avukatı Mısırlı Ahmet İhsan Bey'in çocuklarını aramaya başlamış. Avukat, Ahmet İhsan Bey'in Paris ve Mısır'da yaşayan altı kızını bulup onlardan tek tek vekaletname alarak satışı gerçekleştirmiş. Müfit Erbilgin, 1984 yılında yalı ve bir zamanlar yalının bahçesi olan ama şu anda yolun öbür tarafından kalan dört dönümlük arazi ve üzerindeki binaları 3 milyar 500 milyon liraya satın almış. Müfit Erbilgin, üniversiteden sınıf arkadaşı olan Mimar Murat Yenigün'e yalıyı restore etmesi için teslim etmiş. Murat Yenigün yaklaşık 15 yıl uğraştıktan sonra 1999 yılında yalıyı bitirmiş. Murat Yenigün'e yalıyı satın aldıklarında ne halde olduğunu sorduk; "Yalı çok kötü durumdaydı. İçindeki merdivenler yıkılmış, çatıda çökmeler olmuş, ahşaplar çürümüştü. İçinde bir aile yaşıyordu. Yalının sahipleri yalıya göz kulak olmaları için bu aileye izin vermiş. Kira ödemiyorlarmış. Birkaç odaya yalının eşyaları toplanıp kapıları kilitlenmiş. Biz satın alınca varislerden biriyle odaları açtık ve oradaki eşyaların da bazılarını satın aldık. Eşyalar satılırken rahmetli Sakıp Sabancı da geldi ve merdiven boşluğunda asılı olan avizeyi istedi, 200 milyon liraya satın aldı. Biz de yemek takımı, yemek odası takımı, sandalye takımı, dresuar ve birkaç küçük parçayı aldık." OSMAN ERTUĞRUL DUYGULANDI Yalı şu anda eşyalı durumda. 1999 yılından beri Erbilgin Ailesi yalıyı kullanıyor. Ankara'da yaşayan aile İstanbul'a geldiğinde burada kalıyor, misafirlerini de burada ağırlıyor. Bu yüzden sehpaları ve duvarları Müfit Erbilgin ve ailesine ait fotoğraflar süslüyor. Artvinli olan aile yalıyla gurur duyuyor. O yüzden de sık sık burada bir araya geliyor. Yalının geçtiğimiz haftaki misafiri de çok özeldi; son Osmanlı olarak tanınan Şehzade Burhanettin Efendi'nin oğlu Osman Ertuğrul... Eşiyle birlikte Türkiye'ye gelen Ertuğrul, yalıya girdiği anda çok duygulanmış ve gözleri dolmuş. 12 yaşına kadar yaşadığı yalıda yaşadıklarını hatırlamış. "Babam ve dedemle birlikte Dolmabahçe Sarayı'ndan kayıkla gelirdik buraya. Havuzun oldu yerde inerdik. İstanbul'un işgali zamanında buraya İngiliz subaylar geldi ve talan ettiler. Bütün altın ve gümüş eşyaları, mücevherleri aldılar." Ertuğrul, yalının yeni halini de çok beğenmiş ve "Keşke imkanım olsa da yalıyı ben alsam" demiş. Gelelim yalının satılması ve astronomik fiyatına... Murat Yenigün, "Müfit Erbilgin buraya çok para harcadı. Ona yaklaşık 60 milyon dolara maloldu. Son zamanlarda işleri de istediği gibi gitmiyor. Çünkü baraj, termik santral ve endüstriyel tesisler yapıyorlar. Yani devlete iş yapıyorlar ama devlet yatırımları durduğu için de şu anda yeterince iş yok. Bu yüzden satmak istiyorlar. Bir başka sebep de Anıtlar Kurulu. Şimdiye kadar Anıtlar Kurulu bizi çok uğraştırdı. Onlarla uğraşmaktan bıktığımız için satalım dedik" diyor. Yenigün fiyatını da şöyle değerlendiriyor: "Biz buraya 60 milyon dolar harcadık. Ayrıca Boğaz'ın en büyük yalısı ve tarihi önemi var." Arap Şeyhi almak istiyorTürkiye'nin şimdiye kadar en yüksek fiyatla el değiştirecek konutu olan Şehzade Burhanettin Efendi Yalısı'na talip olanlar genellikle yabancılar. İki aydır satışta olan yalıya şimdiye kadar bir Arap şeyhi, iki yabancı şirket ve bir de yabancı banka talip oldu. Hatta yalıyı inceleyip Ankara'da Müfit Erbilgin ile görüştüler. Şimdiye kadar Türkler'den ciddi olarak alıcı çıkmamış. Birkaç Türk yalıya bakmış ama sahibiyle görüşmemiş bile. Yalıyı büyük ihtimalle yabancıların satın alacağını belirten Murat Yenigün, "Türkler almaya korkuyor. Çünkü maliyeciler hemen peşine düşüp, 'Nereden buldun?' diye soracaklardır. Boğaz'a çok meraklı olan Araplar'dan büyük ilgi var. Şimdiye kadar bir Arap şeyhi geldi ama önümüzdeki günlerde başka Arap müşteriler de yalıyı incelemeye gelecek" diyor.Şerif Ercan/SABAH
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
-
T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ VE PLANLAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ÇED VE PLAN İZLEME KONTROL DAİRESİ BAŞKANLIĞI 8/8/2...
-
Emlakçılık güven isleyen bir meslek olduğu herkes tarafından kabul gören bir gerçek. Yeni emlakçılık hayatına merhaba diyecek olan emlakçı...