TÜRK MEDENİ KANUNUNUN VELAYET, VESAYET VE MİRAS HÜKÜMLERİNİN UYGULANMASINA İLİŞKİN TÜZÜK

TÜRK MEDENİ KANUNUNUN VELAYET, VESAYET VE MİRAS HÜKÜMLERİNİN UYGULANMASINA İLİŞKİN TÜZÜK
Dayandığı Kanun Tarihi: 22.11.2001 No : 4721
Yayımlandığı R.Gazete Tarihi : 10.08.2003 No : 25195
BİRİNCİ KISIM
Amaç ve Kapsam
Amaç ve Kapsam
Madde 1 – Bu Tüzüğün amacı, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun velayet, vesayet ve mirasa ilişkin hükümlerinin uygulanmasını düzenlemektir.
İKİNCİ KISIM
Velayet
BİRİNCİ BÖLÜM
Velayete İlişkin Hükümler
Velayet
Madde 2 – Ergin olmayan çocuk ana ve babanın velayeti altındadır. Ana ve baba evli değilse velayet anaya aittir.
Yasal sebep olmadıkça velayet ana ve babadan alınamaz.
Velayet hakkında Türk Medeni Kanununun 335-351 inci maddeleri hükümleri uygulanır.
İKİNCİ BÖLÜM
Çocuğun ve Mallarının Korunması
Çocuğun Korunması
Madde 3 – Türk Medeni Kanununun 346 ve 347 nci maddelerinde belirtilen durumlarda hakim, çocuğun korunması için onun bir aile yanına veya bir kuruma yerleştirilmesine karar verebilir. Bu halde, 2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanununun 22 nci maddesine göre ilgili mahkemeden korunma kararı alınır.
Korunma kararı alınamaması halinde çocuk hakkında 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanununun 161. Maddesi ile 1580 sayılı Belediye Kanununun 15.maddesinin ilgili hükümlerine göre gerekli önlemler alınır.
Çocuk Mallarının Korunması
Madde 4 – Ana ve babadan birinin ölümü halinde nüfus memuru veya evliliğin mahkeme kararı ile sona ermesi halinde kararı veren mahkeme, sağ kalan veya velayet kendisine verilen eşin yerleşim yeri aile mahkemesine, yoksa Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun belirlediği mahkemeye durumu derhal bildirir. Mahkeme, belirleyeceği süre içinde, sağ kalan veya velayet kendisine verilen eşten çocuğun varsa, mal varlığının dökümünü gösteren bir defter vermesini ve bu mal varlığında veya yapılan yatırımlarda gerçekleşecek önemli değişiklikleri de bildirmesini ister.
Hakim, ana ve babanın, çocuğun mallarını yönetmekte her ne sebeple olursa olsun yeterince özen göstermemeleri halinde, Türk Medeni Kanununun 360 ve 361 inci maddelerinde öngörülen önlemleri alır ve gerekli işlemleri yapar.
Gelirlerin Sarfı
Madde 5 – Çocuğun mallarının gelirleri, öncelikle çocuğun bakımına, yetiştirilmesine ve eğitimine harcanır. Bunu aşan gelirler, ancak ailenin sosyal ve ekonomik durumu, çocuğun aileye getirdiği ekonomik yükler gibi hakkaniyetin gerektirdiği sınırlar içinde ailenin ihtiyacına sarfedilebilir.
Gelir fazlası, çocuğun mallarına katılır.
Çocuk Mallarının Kısmen Sarfı
Madde 6 – Çocuğun olağan ihtiyaçlarının gerektirdiği durumlarda ve bu ihtiyaçların sınırları içinde kalmak üzere çocuğa sermaye olarak yapılan ödemeler uğradığı zararların karşılığı olarak ödenen tazminatlar ve ikramiyeler ile sosyal yardım ve sosyal güvenlik kurumları tarafından yapılan ödemeler ve benzeri edimler çocuğun bakımı için kısmen kullanılabilir.
Çocuğun bakımı, yetiştirilmesi ve eğitimi için zorunluluk varsa, ancak hakim kararıyla ana ve babaya belirli miktarlarda çocuğun diğer mallarını da sarfetme yetkisi verilebilir.
Velayetin Sona Ermesi Halinde Malların Devri
Madde 7 – Hakim kararıyla velayetleri veya malı yönetme hakları sona eren ana ve baba hesap cetveli ile birlikte çocuğun mallarını vasiye veya kayyıma devrederler. Eksiklikler varsa bunlar ayrı ayrı tespit edilir, vesayet makamı gerek görürse eksik olan veya zarar verilen mallardan dolayı veli aleyhine dava açılmasını vasi veya kayyımdan ister.
Velayetin, çocuğun ergin olması nedeniyle sona ermesi halinde ana ve baba, ergin olan çocuğun istemi üzerine bir hesap cetveli de vermek suretiyle malları kendisine devir ve teslim ederler.
ÜÇÜNCÜ KISIM
Vesayet
BİRİNCİ BÖLÜM
Vesayet ve Denetim Makamları ile Vasi Atanması
Vesayet ve Denetim Makamları
Madde 8 – Bu Tüzüğün uygulanmasında Türk Medeni Kanununun 397 nci maddesi uyarınca vesayet makamı sulh hukuk mahkemesi, denetim makamı asliye hukuk mahkemesidir.
Ancak, aile hukukundan doğan vesayet işlerinde, 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun vesayet ve denetim makamlarına ilişkin 7 nci maddesi hükümleri uygulanır.
Bildirim
Madde 9 – Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre velayet ana ve babanın her ikisinden kaldırılırsa veya ana ve babadan birinden velayetin kaldırılması çocuğun vesayet altına alınmasını gerektiriyorsa veya boşanma kararının verilmesinden sonra velayet kendisine verilen ana ve babanın başkasıyla evlenmesi başka bir yere gitmesi gibi yeni olguların zorunlu kılması halinde veya velayetin kaldırılmasını gerektiren diğer hallerde hakim velayetin kaldırılmasına kara verdiği takdirde hüküm kesinleştikten sonra vasi atanması için durumu çocuğun yerleşim yerindeki vesayet makamına bildirir.
Ölüm haberini nüfus kütüğüne işleyen nüfus memuru da kütükte vesayet altına alınması gereken bir kimsenin bulunduğunu görürse, durumu ölenin aile kütüğü ile birlikte hemen yetkili vesayet makamına bildirir. Ölen başka bir yer nüfusa kayıtlı ise, ölümün vuku bulduğu yer nüfus memuru durumu ölenin kayıtlı bulunduğu nüfus dairesine bildirir. Bu bilgiyi alan nüfus memuru da yetkili vesayet makamına bildirim de bulunur.
Görevlerini yaparlarken vesayeti gerektiren velayet altında bulunmayan küçük ile akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisini sürekli yardım gereken yada başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan bir erginin varlığını öğrenen idari makamlar, noterler ve mahkemelerde bu durumu hemen yerleşim yerinin bulunduğu vesayet makamına bildirmekle yükümlüdür.
Esas Defterine Kayıt
Madde 10 – Vasi atanması için mahkemeye yapılan başvuru ve bildirimler, mahkemenin esas defterine kaydolunur.
Başvurana isteği halinde kayıt numarasını da içeren bir bilgi verilir.
Vasiliğe istekli olanların önceden belirlenmesi.
Madde 11 – Vesayet makamı, ilgili kuruluşlardan ileride vasi atanmasında gözönünde bulundurulmak üzere mahkemenin yargı çerçevesinde bulunan ve vasi olmaya istekli kimselerin bildirilmesini isteyebilir.
Vasi Atanması
Madde 12 - Vesayet makamı, başvuru veya yukarıdaki hükümlere göre yapılan bildirim üzerine Türk Medeni Kanunun ilgili hükümlerini uygulamak suretiyle vasi atamasını yapar.
Vasi atanmasına ilişkin kararın tarihi ve numarası esas defterine işlenir.
Vasinin atanması usulüne ilişkin kurallar, kayyım ve yasal danışmanın atanmasında da uygulanır.
Korunma Altına Alınan Çocuklara Vasi Atanması
Madde 13- Korunmaya muhtaç çocuk hakkında sosyal hizmet kuruluşlarında bakılıp yetiştirilmeleri için mahkemece korunma kararı alınmışsı veya derhal korunma tedbiri alınmasında zorunluluk görülen çocuklar mahalli mülki amirin onayı ile bakım altına alınmışsa vesayet makamı, çocuk vesayet altında değilse, çocuğun verildiği kimseyi veya ailesinde uygun gördüğü kimseyi yada vasilik koşullarını taşıdığı takdirde kurum müdürünü veya başka bir kişiyi vasi olarak atar.
Bu çocuklardan koruyucu aile yanına yerleştirilenlerin bir kuruma yerleştirilmesine karar verilmesi halinde vesayet makamı eski vasinin görevine son vererek ailesinde uygun gördüğü kimseyi veya yerleştirildiği kurum müdürünü veya başka bir kişiyi vasi olarak atar.
Vasi olarak atanan kurum müdürü çocuğun bakımı ve eğitimi için gereken önlemleri almakla yükümlüdür. Kuruma yerleştirilen çocuğun malları varsa ve kurum müdürü malları yönetme görevini kabul etmezse, rızaları alınarak bir veya birkaç vasi atanabilir.
İKİNCİ BÖLÜM
Korunma Amacıyla Özgürlüğün Kısıtlanması
Korunma Amacıyla Özgürlüğün Kısıtlanması
Madde 14- Akıl hastalığı, akıl zayıflığı, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, ağır tehlike arz eden bulaşıcı hastalık veya sadece kendi sosyal ve ekonomik durumuyla uyumlu olmayan ya da sağlığını tehlikeye sokan bir yaşantı sürme gibi serserilik sebeplerinden biriyle toplum için tehlike oluşturan kısıtlı olsun veya olmasın her ergin kişi, bu durumdan kurtarılmasının ve kişisel korunmasının başka şekilde sağlanmaması halinde, tedavisi, eğitimi veya ıslahı için elverişli bir kuruma yerleştirilir veya bu kurumlarda alıkonulabilir.
Koruma amacıyla özgürlüğün kısıtlanmasında kişinin ailesine, yakınlarına, komşularına ve çevresine getirdiği külfet de gözönünde tutulur.
Hakim koruma amacıyla özgürlüğün kısıtlanmasına karar verirken, özgürlüğü kısıtlanacak olan ya da kısıtlanan kişiyi de dinler.
Özgürlüğün kısıtlanmasına neden olan sebeplerin kalkması halinde, kısıtlana kişi durumu uygun hale gelince kurumdan çıkarılır.
Koruma amacıyla özgürlüğün kısıtlanmasında Türk Medeni Kanununun 432-437 nci maddeleri hükümleri uygulanır.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Vasinin Görevleri
Vasinin Genel Olarak Görevi
Madde 15- Vasi vesayetine verilen kişinin bakımına, eğitimine, kişilik haklarının korunmasına ve hukuki işlemlerde temsiline ilişkin olarak gereken özeni göstermek mal varlığını iyi bir yönetici gibi özenle yönetmek zorundadır.
Defter Tutma
Madde 16- Vasiliğe atanma kararının kesinleşmesi üzerine, vasi ile vesayet makamının görevlendireceği bir kişi tarafından, hakimin belirleyeceği süre içinde ve talimatları doğrultusunda yönetilecek mal varlığının defteri tutulur. Deftere vesayet altındaki kişinin mallarının türü, adedi ve tahmin edilen rayiç bedelleri sıra numarası altında yazılır. Taşınmazın bulundukları yerler, sınırları, alanları, özellikleri, tapu kayıtları ve bu malların kısıtlamalarına ilişkin ayni haklar da ayrıca gösterilir.
Vesayet altındaki kişi ayırt etme gücüne sahipse, olanak bulunduğu takdirde defter tutulurken hazır bulundurulur.
Vesayet altındaki kişinin mal varlığı yoksa aynı süre içinde, durum vesayet makamına yazı olarak bildirir. Bu halde defter tutulmaz.
Birinci fıkrada belirlenen süre içinde defterin düzenlenmesine engel bir durum varsa vesayet makamından ek süre istenebilir. Bu süre kesindir.
Tutulan defter belirlenen süre içinde iki örnek olarak vesayet makamına verilir. Vesayet makamı defterde yazılan malların iyi tanımlanmadığını, değerlerinin takdirinde yanlışlık yapıldığını veya eksik yazıldığını saptarsa, bunları denetimi altında tamamlattırır veya düzelttirir. Vesayet makamı defterin usulüne uygun ve doğru olarak düzenlendiği kanısına varırsa bir örneğini onaylayarak vasiye verir, diğer örneğini dosyasında saklar.
Belirlene süre içinde defter tutulmaz veya tamamlanmazsa vasi Türk Medeni Kanunun 483 üncü maddesi hükümlerine göre vesayet makamı tarafından görevinden alınır.
Resmi Defter Tutma
Madde 17- Koşullar gerektirdiği takdirde denetim makamı vasi ve vesayet makamının isteği üzerine vesayet altındaki kişinin malvarlığının resmi defterinin tutulmasına karar verebilir. Bu defter, mirastaki resmi defterin alacaklılara karşı doğurduğu sonuçları doğurur ve oradaki usul uyarınca tutulur.
Malvarlığının İhtiyaca Yetip Yetmediğinin Belirlenmesi
Madde 18- Tüzüğün 16 ncı maddesine göre düzenlenen defter vesayet makamına verildikten sonra hakim, vesayet altındaki kimsenin mallarını, gelirini ve ihtiyaçlarını takdir eder veya ettirir ve malları ile gelirinin vesayet altındaki kimsenin ihtiyaçlarına yetip yetmeyeceği konusunda karar verir.
Malvarlığının İhtiyaca Yetmemesi Durumunda Yapılacak İşlemler
Madde 19- Vesayet altındaki kişinin malının bulunmaması veya düzenlenecek deftere göre mevcut malları ile gelirinin ihtiyaçlarına yetmeyeceğini vesayet makamı tarafından karar verilmesi hallerinde, vasinin defter tutma ve hesap verme yükümlülüğü yoktur. Bu halde, vesayet altındaki kişinin malları paraya çevrilirse, durum Tüzüğünün 16.maddesinde sözü edilen deftere vesayet makamı tarafından şerh olunur.
Malı bulunmayan veya malları ve geliri ihtiyaçlarına yetmeyen vesayet altındaki kişinin bağışlama ve benzeri yollarla elde ettiği kazanımlar, kazanıldığı tarihten itibaren bir ay içinde deftere işlenmek üzere vasi tarafından vesayet makamına bildirilir. Vasi bildirimdeki gecikmesinden sorumludur.
Vesayet altındaki kişinin sonradan meydana gelen kazanımlarıyla mal ve gelir sahibi olması nedeniyle malların ve gelirinin ihtiyaçlarına yeter dereceye ulaşması halinde, vesayet makamı bir kararla defter tutmayan vasiye defter tutma ve gerekiyorsa hesap verme yükümlülüğünü, defter tutmakta olup hesap vermeyen vasiye de hesap verme yükümlülüğünü yükler.
Mal Varlığının İhtiyaca Yetmesi Durumunda Yapılacak İşlemler
Madde 20- Vesayet makamınca, vesayet altındaki kişinin malvarlığı ve gelirinin ihtiyaçlarına yeteceği karar verilmesi halinde, vasi vesayet altındaki kişinin malvarlığını aşağıdaki hükümlere göre yönetir.
Hesap Raporu
Madde 21- Vesayet makamı başka bir süre belirlememişse vasi, her yıl aralık ayının son günündeki durumunu gösterir bir hesap raporunu, en geç ocak ayının son gününe kadar vesayet makamına verir. Raporun bir yıldan kısa sürelerle düzenlenmesine karar verilmesi halinde, vesayet makamı hesabının hangi güne kadar olan durumu göstereceğini ve raporun en geç hangi tarihte verileceğini de kararında belirtir.
Raporda hesap devresi içinde malvarlığında meydana gelen değişiklikler ile yapılan masraflar ve elde edilen gelirler ayrıntıları ile gösterilir ve belgeleri rapora eklenir. Vesayet makamının bir kararının yerine getirilmesi için yapılan işlemler varsa, bunlara ait kararların tarihleri de raporda gösterilir.
Rapora, vesayet altındaki kişinin mallarına ait hesapların yanısıra, yaşam tarzına, yerleşim yerine ve mesleki eğitimine ilişkin ayrıntılı bilgi de yazılır.
Hesap raporunun incelenmesi ve onaylanması
Madde 22- Vesayet makamı, hesap raporunu, verildiği tarihten itibaren en geç bir ay içinde, iyi bir yönetimden beklenen özenin gösterilip gösterilmediğini de dikkate alarak inceler ve hesap raporunda eksiklik ya da yanlışlık gördüğü takdirde vasiye, hesapların tamamlanması veya düzeltilmesi için uygun bir süre verir.
Vesayet altındaki kişi oluşturma ve açıklama yeteneğine sahip ise, hesabın hakim tarafından incelenmesi sırasında olanak ölçüsünde hazır bulundurulur.
Vesayet makamı, incelenmesinin sonunda rapor ve hesapları kabul veya reddeder., gerektiğinde vesayet altındaki kişinin menfaatini korumak için uygun önlemleri alır.
Vasi, görevini yerine getirirken kusurlu davranışlarıyla vesayet altındaki kişiye verdiği zarardan sorumludur.
Değerli şeylerin saklanması
Madde 23 - Vesayet altındaki kişiye ait kıymetli evrak, değerli eşya, değerli eşya, önemli belge ve benzerleri, malvarlığının yöntemi bakımından bir engel yoksa, vesayet makamının gözetimi altında güvenli bir yere konulur.
Bunların saklanmasında ve yönetiminde bir engel varsa, gerektiğinde güvence alınarak vasiye de teslim edilebilir. Bu eşyanın teslimine ilişkin tutanakla adetleri nitelikleri ve değerleri ayrı ayrı gösterilir.
Para ve menkul kıymetler
Madde 24- Vesayet altındaki kişiye ait paralar, faiz getirmek üzere milli bir bankada bu kişi adına açılan bin hesaba yatırılır veya Hazine tarafından çıkarılan menkul kıymetlere çevrilir.
Vesayet makamı bu hesaptan kime ve ne şeklide ödeme yapılabileceğini bankaya bildirir.
Malların Satışı
Madde 25- Veraset altındaki kişiye ait malların satışında açık arttırma esastır.
Ancak, satışa çıkarılacak malların özel durumları, nitelikleri ve değerlerinin azlığı gözönüne alınarak taşınırlarda vesayet makamı, taşınmazlarda ise vesayet makamı satışa karar verdikten sonra denetim makamı pazarlıkla satışa karar verebilir.
Vesayet altındaki kişinin kendisi veya ailesi için özel bir değer taşıyan şeyler zorunluluk olmadıkça satılamaz.
Açık Artırmada Usul
Madde 26 - Açık artırma, vesayet makamının gözetimi altında ve bu işe görevlendirdiği memur tarafından vasi de hazır olduğu halde yapılır.
Hakim, açık artırmaya satışta, vesayet altında bulunan menfaatlerine uygun olmak üzere, satış şartları ile satış ilanlarının nerede ve ne şekilde yapılacağına belirler. Satış ilanında, ihalenin hakim onayı ile tamamlanacağı hususu da belirtilir. Artırma şartnamesinin hazırlanmasında ve ilanında 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun hükümleri de gözönünde bulundurulur.
Taşınır ve taşınmazların açık artırmada en çok artırana devir ve teslim edilebilmesi için vesayet makamının ihaleyi 10 gün içinde onaylaması gerekir.
Alıcının, satış bedelini ihalenin onaylanması koşuluyla ihale tarihinden itibaren 10 gün içinde ödemesi gerekir.
Satış bedeli, vesayet makamı tarafından belirlenen milli bir bankaya yatırılır.
Satış bedeli tamamen ödendikten sonra taşınır. Mallar alıcısına teslim edilir. Taşınmazların alıcı adına tescili için hakim tarafından tapuya, ihale tutanağının onaylı bir örneği de eklenmek suretiyle teskere yazılır. Bu tezkere tapu siciline yapılacak tesciline yapılacak tescilin hukuki sebebini oluşturur.
Pazarlıkta satışta usul
Madde 27- Pazarlıkta satış,vesayet makamının gözetimi altında ve bu işle görevlendirdiği memur tarafından vasi de hazır olduğu halde yapılır.
Hakim, pazarlıkta satışta, vesayet altında bulunan menfaatlerine uygun olmak üzere, satış şartları İle satış ilanının yapılıp yapılmayacağını, belirler. Satış ilanında ihalenin hakim onayı ile tamamlanacağı belirtilir.
Pazarlıkla yapılacak ihaleye en az üç istekli davet edilir. isteklilerle yapılan pazarlık sonucu ihale en yüksek bedeli verene yapılır.
Taşınır ve taşınmazların pazarlık sonucu en yüksek bedeli verene devir ve teslim edilebilmesi için vesayet makamının ihaleyi on gün içinde onaylaması gerekir.
Alıcının satış bedelini ihalenin onaylanması koşuluyla ihale tarihinden itibaren on gün içine ödenmesi gerekir.
Satış bedeli, vesayet makamı tarafından belirlenen milli bir bankaya yatırılır.
Satış bedeli tamamen ödendikten sonra taşınır mallar alıcısına teslim edilir. Taşınmazların alıcı adına tescili için hakim tarafından tapuya ihale tutanağının onaylı bir örneği de eklenmek suretiyle tezkere yazılır. Bu tezkere, tapu siciline yapılacak tescilin hukuki sebebini oluşturur.
Şikayet ve İtiraz
Madde 28- Vesayet makamı, vasinin Tüzüğün 15 inci maddesinde belirtilen görevlerini yerine getirirken vesayet altındaki kişinin menfaatlerini gerektiği kadar gözetmediğini, haklarına zarar verecek eylem ve işlemlerde bulunduğunu, şikayet veya yaptığı incelemeler sonucu öğrendiğimde vasinin görevine son verme dahil uygun önlemleri alır.
Vesayet makamının bu karalarına karşın tebliği gününden başlayarak on gün içinde denetim makamına itiraz edilebilir. Denetim makamı, gerektiğinde duruşma yaparak bu itirazı kesin karara bağlar.
Vasinin Ücreti
Madde 29- Vasi, vesayet altındaki kişinin mal varlığından, olanak bulunmadığı takdirde hazineden karşılanmak üzere kendisine bir ücret verilmesini isteyebilir. Ödenecek ücret, yönetimin gerektirdiği emek ve yönetilen mal varlığının geliri gözönünde tutulmak suretiyle her hesap dönemi için vesayet makamı tarafından belirlenir.
Kayyımın Sorumluluğu
Madde 30- Belli bir iş için görevlendirilmiş kayyım, vesayet makamının talimatına aynen uymak zorundadır. Vesayet makamı süreli işlerin zamanında yapılması için kayyımı uyarır.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Vasilik Görevinin Sona Ermesi
Vasilik Görevinin Sona Ermesi ve Yapılacak İşlemler
Madde 31- Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre herhangi bir nedenle görevi sona eren vasi, görevinin sona ermesinden itibaren 15 gün içinde vesayet makamına vesayet altındaki kişinin mal varlığının yönetimiyle ilgili son raporunu ve kesim hesabını verir.
Son raporda, mal varlığı ile gelir ve giderin her kalemi, niteliği ayrı ayrı gösterilerek yazılır. Önceden verilmiş ve onaylanmış rapor varsa, o rapordan sonraki gelir ve giderin rapora yazılması ile yetinilir. Son rapora gelir ve giderlere ilişkin olarak hakimin verilmesini istediği belgeler eklenir. Yol, yiyecek, giyecek, giderlerin vesayet altındaki kişinin durumuna uygun belge istenmez.
Kesin hesapta son rapora ek olarak vasinin atandığı ve görevinin sona erdiği tarihler itibariyle mal varlığının gelir ve gider toplamı ile gelir ve gider farkı ayrı ayrı gösterilir.
Vesayet makamı onbeş gün içinde son raporu ve kesin hesabı inceler, uygun bulursa onaylar eksikler varsa, bunların tamamlanması için vasiye bir süre verir. Eksiklikler verilen sürede tamamlandıktan sonra rapor ve kesin hesap vesayet makamınca onaylanır. Son rapor ve kesin hesap onaylandıktan sonra mal varlığı vesayet altındaki kişiye, mirasçılarına veya yeni vasiye teslim edilir.
Verilen süreye rağmen vasi tarafından son rapor ve kesin hesaptaki eksiklikler tamamlanmaz veya 1.fıkrada yazılı süre içinde vasi raporunu vermezse yada vesayet makamı rapora göre vasinin sorumlu olması gerektiği kanısına varırsa, son rapora ve kesin hesabın reddi konusundaki kararının vasiye tebliğ eder. Bu karar ayrıca ehliyetini kazanmış ergin kişiye veya mirasçılarına yada yeni vasiye tazminat davası açma hakları bulunduğu da belirtilmek suretiyle tebliğ olunur. Bu tebliğinde vasinin görevine son verildiği de belirtilir. Yeni vasi bu tebligat üzerine eski vasi hakkında tazminat davası açar. Bu halde de mal varlığı mevcut durumuyla ehliyetini kazanmış ergin kişiye, mirasçılarına ya da yeni vasiye teslim edilir.

DÖRDÜNCÜ KISIM
Miras

BİRİNCİ BÖLÜM
Korunma Önlemleri
Genel olarak
Madde 32- Miras, miras bırakanın ölümüyle malvarlığının tamamı için bırakanın yerleşim yerinde açılır.
Miras bırakanın yerleşim yeri sulh hakimi, istemi üzerine veya re'sen tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere Türk Medeni Kanununun 589 uncu maddesinde öngörülen gerekli bütün önlemleri alır.
Önlemi gerektiren durumların ortadan kalkması üzerine sulh hakimi, önlemlere son vererek terekeyi hak sahiplerine teslim eder.
Defter tutma ve mühürleme
Madde 33- Türk medeni Kanununun 590 ıncı maddesinde belirtilen sebeplerden birinin gerçekleşmesi halinde, sulh hakimi tereke mal ve haklarının yazımı için terekenin defterinin tutulmasına karar verir.
Yazımı yapılan tereke mallarından gerekenler Türk Medeni Kanununun 591 inci maddesine göre mühürlenerek koruma altına alınır. Mühür altına alma yazımdan öncede yapılabilir. Miras bırakanla birlikte oturanların ikametleri için zorunlu olan taşınmaz bölümleri ile ihtiyaçları için gerekli eşya mühürlemenin dışında tutulur.
Kütüphane veya pul koleksiyonu gibi tespiti uzun zamana ihtiyaç gösteren taşınırlardan oluşan mallar, mühürlenmek veya kasa gibi güvenilir bir yere konmak suretiyle muhafaza altına alınır.
Defterin hemen tutulmasının mümkün olmadığı hallerde, deftere geçirilecek tereke mallarının korunmasını sağlamak için tamamının veya bir kısmının, ölümün hemen sonrasında ve en geç on gün içinde mühürlenmesine kara verilebilir. Bu şekilde mühürlenen malların da defteri tutulur.
Alacakların istemi üzerine yapılan mühürleme, alacak miktarıyla sınırlıdır. Alacaklıya güvence gösterildiği takdirde mühürleme yapılmaz, yapılmışsa kaldırılır.
Terekenin resmen yönetilmesi
Madde 34- Türk Medeni Kanununun 592 nci maddesinde yazılı hallerde sulh hakimi mirasın resmen yönetilmesine karar verir.
Terekeyi resmen yöneten sulh hakimi veya onun yönetimle görevlendirdiği kimse terekeyi iyi bir yönetici gibi özenle yönetmek ve Türk Medeni Kanununun 593 üncü maddesinde öngörülen işleri görmekle yükümlüdür.
Terekeye ait paralar faiz getirmek üzere milli bir bankada tereke adına açılan bir hesaba yatırılır veya hazine tarafından çıkarılan menkul kıymetlere çevrilir.
Terekeyi resmen yönetene ödenecek ücret, yönetimin gerektirdiği emek ve yönetilen malvarlığı gözönünde tutulmak suretiyle sulh hakimi tarafından belirlenir.
Terekenin resmen yönetilmesinin sona ermesi
Madde 35- Terekenin resmen yönetilmesi kararı, sebep ortadan kalkınca sulh hakimi tarafından kaldırılır. Bu durumda, terekeyi yönetmekle görevlendirilen kimse sulh hakimine en geç bir hafta içinde yönetme süresinde yapılan bütün işlemleri gösteren bir rapor verir. Raporun birer örneği mahkemece ilgililere gönderilir.
Vasiyetnamenin açılmasında usul
Madde 36- Miras bırakanın ölümünden sonra ele gecen vasiyetnamesinin, geçerli olup olamadığına bakılmaksızın, yerleşim yeri sulh hakimine tesliminden itibaren bir ay içinde açılaması ve ilgililere okunması gerekir. Ancak, vasiyetçinin öldüğüne dair kesin delil olmadan vasiyetname verilmişse bu delilin sağlanmasına kadar, vasiyetnamenin açılması geri bırakılır.
Vasiyetnamenin açılma gününü sulh hakimi tespit eder. Adresi bilinen mirasçılar, mahkemece uygun görülecek usul ile vasiyetnamenin açılacağı gün ve saat belirtilerek davet olunur.
Sulh hakimi, davet edilen günde gelen mirasçılar huzurunda vasiyetnameyi açar. Davete rağmen hiçbir mirasçı gelmemiş olsa dahi vasiyetname açılır.
Açılan vasiyetname okunur ve bu durumu tespit eden bir tutanak düzenlenir. Bu tutanak hakim, zabıt katibi ve hazır bulunan ilgililerce imzalanır.
Vasiyetname resmi şekilde düzenlenmemişse, vasiyetnamenin metnine, imzasına ve tarihine dokunulmadan boş bir yerine, vasiyetnamenin okunduğu tarih yazılıp, hakim, zabit katibi ve hazır bulunan ilgililerce imzalanarak, okunaklı mahkeme mührü ile mühürlenir. Vasiyetnamenin kağıdında elverişli yer yoksa altına bir kağıt yapıştırılır ve bu işlem yapıştırılan kağıtta tekrarlanır. Ayrıca, kağıtların yapıştırılma yeri, hakim tarafından imzalanır ve gerekli sayıda mahkeme mührü ile mühürlenir.
Acılan vasiyetname hakim tarafından güvenilir bir ede saklanır.
Mirasbırakanın sonradan ortaya çıkan vasiyetnameleri içinde aynı işlemler yapılır.
Vasiyetname örneği, Türk Medeni Kanununun 597 nci maddesi uyarınca ilgililere tebliğ olunur. Gerekirse Türk Medeni Kanununun 598 inci maddesine göre mirasçılık belgesi verilir.
Sözlü vasiyet
Madde 37- Türk Medeni Kanununun 539 ve 540 ıncı maddelerine göre yapılış bir sözlü vasiyetin bulunduğunu öğrenen miras bırakanın yerleşim yeri sulh hukuk mahkemesi mirasbırakanın öldüğünü tespit edince Tüzüğün 36 ncı maddesi gereğince işlem yapar.
Sözlü vasiyetin bulunduğu kendisine bildirilen mahkeme, mirasbırakanın yerleşim yeri sulh hukuk mahkemesine gönderir.
Türk Medeni Kanununun 540 ıncı maddesinin son fıkrasının uygulanmasında, sözlü vasiyet yoluna başvuran kimse askerlik hizmetinde bulunuyorsa teğmen yada yüksek rütbeli bir subay; sağlık kurumlarında tedavi edilmekteyse, baştabip baştabip yoksa yardımcısı, onlarda yoksa nöbetçi tabip, bunlardan hiçbiri yoksa hastane müdürü; sözlü vasiyet yoluna başvuran kimse ülke sınırları dışında seyreden ir ulaşım aracında bulunuyorsa, otobüste kaptan şoför, uçakta pilot, gemide kaptan, trende kondüktör veya şeftren veya bunarın yardımcıları hakim yerine geçer.
İKİNCİ BÖLÜM
Mirasın Reddi
Mirası ret
Madde 38- Yasal ve atanmış mirasçılar, miras bırakanı ölüm tarihinden itibaren üç ay içinde mirası reddedebilirler.
Bu süre, yasal miracılar için mirasçı olduklarını daha sonra öğrendikleri, ispat edilmedikçe miras bırakanın ölümünü öğrendikleri, vasiyetname ile atanmış mirasçılar için mirasbırakanın tasarrufunun kendilerine resmen bildirildiği tarihten itibaren işlemeye başlar.
Ölüm tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır.
Reddin şekli
Madde 39- Mirasın reddi, mirasçılar tarafından sulh hukuk mahkemesine sözlü veya yazılı beyanla yapılır. Reddim kayıtsız ve şartsız olması gerekir.
Mirasçının mirası reddetmesi halinde, sulh hakimince düzenlenecek bir tutanakla reddeden mirasçının açık kimliği belirlenir ve ret beyanı mirası reddedene veya istem, bu konuda yetkisi olan vekil tarafından yapılmış ise vekiline imza ettirilip, hakim ve zabit katibince imzalanır. Vekilin vekaletnamesi bu tutanağa eklenir.
Süresi içinde yapılan ret beyanı mahkemece tutulan özel kütüğe işlenir. Bu kütükte mirasbırakanın adı ve soyadı ile ölüm tarihi, mirasın ret tarihi ve reddedenin adı ve soyadı, ret beyanı içeren tutanağın tarihi ve numarası ile mirasçılık belgesini veren mahkemenin esas ve karar numarası gibi hususlara yer verilir. Süresi içinde yapılmayan ret beyanları bu kütüğe yazılmaz.
Reddeden mirasçıya isterse, mahkemenin özel kütüğünün kayıt numarasını içeren mahkeme mührü ile mühürlenmiş ve zabıt katibi tarafından onaylanmış mirası reddettiğine ilişkin bir belge verir.
Resmi defter tutma istemi
Madde 40- Miras reddetmeye hakkı olan mirasçılar, miras bırakanın yerleşim yeri sulh hakimine Türk Medeni Kanununun 606 ncı maddesinde öngörülen sürelerin işlemeye başladığı tarihten itibaren bir ay içinde yapacakları sözlü ve yazılı beyanla terekenin resmi defterinin tutulmasını isteyebilirler. Sözlü beyan tutanağa geçilerek, beyanda bulunana imza ettirilir.
Terekenin resmi defterinin tutulması başvurusu istemi üzerine istem esas defterine kaydedilerek bir dosya açılır.
İlan yoluyla çağrı
Madde 41- Terekenin resmi defteri tutulmaya başlanınca hakim; ilanın nerede ve ne şekilde yapılacağını belirlemek suretiyle mirasbırakanın alacaklı ve borçlarını, gösterdiği süre içinde alacaklarını ve borçlarını bildirmeleri için bir ay arayla iki defa yapılacak ilan yoluyla çağırır. Hakimin göstereceği bildirim süresinin ikinci ilandan başlayarak en az bir ay olması gerekir.
İlanda;
1-Mirasbırakanın adı, soyadı, meslek ve sanatı, yerleşim yeri gösterilir.
2- Mirasbırakanın kefalet sebebiyle alacaklı ve borçlu olanları da dahil bütün alacaklıları ve borçlularının, gösterilen süre içinde varsa belgeleriyle birlikte alacak ve borçlarını bildirmeleri gerektiği, verecekleri evrak ve belgeler karşılığında makbuz isteyebilecekleri belirtilir.
3- Alacaklılar, süresi içinde alacaklarını bildirmemelerinin Türk Medeni Kanununun 629 uncu maddesinde öngörülen sonuçları yönünden uyarılır.
Resmi defter tutulması
Madde 42- Terekenin resmi defteri hakimin gözetimi altında bu işle görevlendirilecek katibe tutturulur.
Tutulacak resmi defterde mirasbırakanın taşınır ve taşınmazları ile alacak ve borçları gösterilir. Resmi kayıtlardan veya mirasbırakanın belgelerinden varlığı anlaşılan alacaklar, borçlar ve mevcutlar aynen yazılır. Resmi deftere geçirilenler alacaklılara ve borçlulara bildirilir.
Taşınırlar sıra numarası altında cinsi türü adedi ve takdir edilen değeri gösterilmek ve her malın nerede bulunduğunu belirtmek suretiyle resmi deftere kaydedilir. Koleksiyon halindeki eşya bir kalemde ve aynı numara altında gösterilir. Aynı türden veya birbirine benzer eşya mümkün olduğu takdirde birlikte tasnif olunur.
Taşınmazlar ile varsa bu taşınmazları kısıtlayan ayni haklar tapu kayıtlarıyla beraber yazılır. Taşınmazlar adi veya hasılat kirası suretiyle kiraya veya işletmeye verilmiş ise kiracıların kimlikleri ve yerleşim yerleri ile sözleşmenin suresi ve kira bedeli gösterilir.
İlan üzerine başvuran alacaklı ve borçların alacak ve borçları bu deftere kaydedilir. İbraz edilen belgeler, hakimin belirleyeceği güvenilir bir yerde saklanır. İlgilisinin isteği üzerine, belgelerin onaylı birer örneği masrafları kendilerinden alınmak suretiyle verilir.
Resmi defter tutma giderleri terekeden ödenir. Giderler terekeden karşılanılamazsa defter tutulmasını istemiş olan mirasçılarda alınır.
Resmi defter tutma surecinde yapılacak zorunlu işler
Madde 43- Resmi defter tutma surecinde, yapılmaması terekenin zararına sebep olacak acele tamirat ekilenleri çapalamak olgunlaşmış ürünü toplamak ve muhafaza etmek muhafazası halinde değerinde meydana gelecek malları satmak gibi zorunlu yönetim işleri yapılabilir.
Resmi defter tutmanın sona ermesi
Madde 44- alacak ve borçların bildirilmesi için ilanda belirtilen surenin dolmasıyla defterin tutulması sona erer. Resmi defter tutma işlemi sona erince, defterin her sayfası mühürlenerek hakim ve bu işle görevlendirilen katip tarafından imzalanır.
Resmi defter bir aydan az olmamak üzere hakim tarafından belirlenen süre içinde ilgililerin incelemeleri için açık bulundurulur.
Resmi defter tutulmasının sonuçları hakkında Türk Medeni Kanununun 626 – 630 uncu maddeleri hükümleri uygulanır.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Resmi Tavsiye
Resmi tasfiye isteminde bulunma
Madde 45- Terekenin resmi tasfiyesini Türk Medeni Kanununun 632 ve 633 üncü maddelerine göre mirasçılar ile mirasbırakanın alacakları isteyebilir.
Mirasçılar veya mirasbırakanın alacaklarının resmi tasfiye sistemi, mirasbıraanın yerleşim yerindeki sulh hakimine yazılı veya sözlü beyanla olur. Sözlü beyan tutanağa geçirilerek beyanda bulunana imza ettirilir.
Resmi tasfiyenin kapsamı ve usul
Madde 46- Resmi tasfiyede Türk Medeni Kanununun 634 ve 635 inci maddelerinin hükümleri uygulanır.
Resmi tasfiye, mirasbırakanın yürüyen işlerinin tamamlanmasını borçlarının ifasını alacaklarının tahsilini vasiyet borçlarının terekenin olanağı ölçüsünde yerine getirilmesini, zorunlu olduğu takdirde mirasbırakanın haklarının ve borçlarının mahkemece tespitini ve gerektiğinde mallarının paraya çevrilmesini kapsar.
Resmi tasfiyede defter tutma sonunda terekenin mevcudunun borçları karşılayacağı anlaşılırsa, mirasbırakanın işyeri tasfiye, borçları ifa, alacakları tahsil edilir ve belirli mal bırakma konusundaki kazandırma, mevcuduna göre yerine getirilir.
Tasfiye memuru, borçları ödemek için ihtiyaç duyduğu oranda malları paraya çevirir olanak bulunduğu takdirde, malların olduğu gibi kalmasını ve mirasçıların eline bu şekilde geçmesini sağlama çalışır.
Tasfiye için gerek duyulan mallar tasfiye tamamlanmadan da mirasçılara teslim edilebilir.
Resmi tasfiyede malların paraya çevrilmesi
Madde 47- Resmi tasfiyede taşınır ve taşınmazlar açık artırma veya bütün mirasçıların kabulü halinde pazarlık yoluyla satılır. Ancak, bütün mirasçılar pazarlıkla satış yoluyla paraya çevirme usulünde anlaşırlarsa, durum tasfiye memuru tarafından sulh hakimine bildirilir. Sulh hakimi, bu takdirde terekenin borcunun tamamen karşılanmayacağı ve açık artırma ile satılması halinde malın daha fazla edeceği sonucuna varırsa, açık artırma usulünü tercih edebilir. Artırma şartnamesinin hazırlanmasında ve ilanında 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu hükümleri de göz önünde bulundurulur.
Sulh hakimi mirasçıların tamamının istemi ile yapılacak satışta terekenin borcunun tamamen ödeneceği kanaatine varırsa, yalnız mirasçılar arasında yapılacak özel ihtiyari artırmayla satışa karar verir.
Resmi tasfiyede özel ihtiyari artırma usulü
Madde 48- Sulh hakiminin, bütün mirasçıların istemi üzerine taşınır ve taşınmazların yalnız mirasçılar arasında özel ihtiyari artırmayla satışına karar vermesi durumunda, 818 sayılı Borçlar Kanununun 225 inci maddesindeki özel ihtiyari artırma usulü uygulanır. Bu halde ihtiyari artırma sonucunda taşınmaz kendisine ihale edilen mirasçı ihale bedelini en geç on gün içinde ödemekle yükümlüdür. Bu süre sulh hakimi tarafından uzatılamaz. İhale kendisinde kalan mirasçı süresi içinde ihale bedelini ödemezse, ikinci bir ihale yapılır. İki ihale arasındaki bedel farkını ilk ihale kendisinde kalan mirasçı öder. İkinci ihalenin de neticesiz kalması halinde, sulh hakim malın açık artırma ile satılmasına karar verir.
Resmi tasfiyede açık artırma ile satış
Madde 49- resmi tasfiyede açık artırma, sulh hakiminin gözetimi altında tasfiye memuru tarafından yapılır.
Hakim, açık artırma yoluyla satışta mirasbırakanın yürüyen işlerinin tamamlanmasını, borçlarının ifasını, vasiyet borçlarının ise terekenin olanağı ölçüsünde yerine getirilmesini sağlayacak biçimde, satış şartları ile satış ilanlarının nerede ve ne şekilde yapılacağını tespit eder.
Yapılan açık artırma soncunda taşınır ve taşınmaz kendisine ihale edilen ihale bedelini en geç on gün içinde ödemekle yükümlüdür. Bu süre uzatılamaz. İhale kendisinde kalan, süre içinde ihale bedelini ödemezse, ikinci ihale yapılır. İki ihale arasındaki bedel farkını ilk ihale kendisinde kalan öder.
Satış bedeli, sulh hakimi tarafından belirlenen milli bir bankada tereke adına açılacak hesaba yatırılır.
Satış bedeli tamamen ödendikten sonra taşınır mallar alıcısına teslim edilir. Taşınmazların alıcı adına tescili için hakim tarafından tapuya, ihale tutanağının onaylı bir örneği de eklenmek suretiyle tezkere yazılır. Bu tezkere, tapu siciline yapılacak tescilin hukuki sebebini oluşturur.
Bu madde de aksine hüküm bulunmayan hallerde 2004 sayılı icra ve İflas Kanununun ilgili hükümleri uygulanır.
Resmi tasfiyede pazarlıkla satış
Madde 50- Resmi tasfiyede pazarlıkla satış, bütün mirasçıların kabulü halinde, sulh hakiminin gözetimi altında, görevlendireceği tasfiye memuru tarafından yapılır.
Hakim, pazarlıkla satışta mirasbırakanın yürüyen işlerinin tamamlanmasını, borçlarının ifasını, vasiyet borçlarını ise terekenin olanağı ölçüsünde yerine getirilmesini sağlayacak biçimde satış şartları ile satış ilanının yapılıp yapılmayacağını, yapılacaksa nerede ve ne şekilde yapılacağını tespit eder.
Pazarlıkla yapılacak ihaleye en az üç istekli davet edilir. İsteklilerle yapılan pazarlık sonucu en yüksek bedeli verene ihale yapılır.
Alıcının satış bedelini, ihale tarihinden itibaren on gün içinde ödemesi gerekir.
Satış bedeli, sulh hakimi tarafından belirlenen milli bir bankada tereke adına açılacak bir hesaba yatırılır.
Satış bedeli tamamen ödendikten sonra taşınır mallar alıcısına teslim edilir. Taşınmazların alıcı adına tescili için hakim tarafından tapuya, ihale tutanağının onaylı bir örneği eklenmek suretiyle tezkere yazılır. Bu tezkere tapu siciline yapılacak tescilin hukuki sebebini oluşturur.
Resmi tasfiyenin sona ermesi
Madde 51- Tasfiye memuru resmi tasfiye sonunda tüzüğün 42 nci maddesi gereğince düzenlenen resmi deftere ek olarak, tasfiye sırasında yaptığı ödemeyi, aldığı parayı, kime ödediğini veya kimden aldığını, konusunu, miktar ve tarihlerini de kaydetmek suretiyle tamamlayıcı bir defter düzenleyerek sulh hakimine verir.
Hakim, incelemelerini yaparak tasfiye memurundan gereken bilgiyi alır ve işlemlerde gördüğü eksiklikleri vereceği sure içinde tamamlatır.
Tasfiye memurunun görevi, tasfiye sonucunda kalan mal ve alacakları mirasçılara devre hazır hale getirmekle sona erer.
Terekenin tasfiyeden artan kısmının taksimi tasfiye memurunun görevi dışındadır.
Tasfiye memurunun ücreti, sarfettiği emeğe ve terekenin geliri ile işin niteliğine göre sulh hakimi tarafından tespit edilir.
Tutulan resmi deftere göre iflas usulü ile tasfiye
Madde 52- Resmi deftere göre terekenin mevcudunu borçlarını ödemeye yetmediği anlaşılır veya başlangıçta mevcudun borcu karşılayacağı kanaatı ile olağan usule tasfiyeye başlanıp sonradan mevcudun borçlarını ödemeye yetmediği sonucuna varılırsa, sulh hakimi durumu derhal alacaklılara bildirir ve iflas usulü ile tasfiyeye karar vererek bu tasfiyeyi yapmak için bir veya birkaç memur atar.
Bu tasfiye, icra ve İflas Kanununun iflasa ilişkin hükümlerine göre yapılır.
Hüküm bulunmayan haller
Madde 53- Resmi tasfiyede bu bölümde hüküm bulunmayan hallerde, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 211 inci ve devamı maddelerinde yer alan iflastan başka hallerde bir kolektif şirketin tasfiyesindeki tasfiye memurunun görev, yetki ve sorumlulukları ile tasfiyeye ilişkin hükümleri uygulanır.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Miras Ortaklığı
Miras Ortaklığı ve temsilcisi
Madde 54- Birden çok mirasçı bulunması halinde, mirasın geçmesiyle birlikte paylaşmaya kadar, mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir.
Türk Medeni Kanununun 640 ıncı maddesinin uygulanmasında miras ortaklığına temsilci atanması istemi, mirasbırakanın yerleşim yeri sulh hakimine sözlü veya yazılı beyanla olur. Sözlü beyan tutanağa geçirilerek beyanda bulunana imzalattırılır.
Miras ortaklığında defter düzenlenmesi ve itiraz
Madde 55- Terekedeki mallar, alacaklar ve borçlar, miras ortaklığı temsilcisi tarafından tutulan defter göre belirlenerek temsilcinin yönetimine verilir.
Tutulan defterin aslı sulh hakimine verilir. Sulh hakimi defterin onaylı bir örneğini mirasçılara tebliğ ettirir.
Mirasçılar defterdeki tespite, tebliğ tarihinden itibaren yei gün içinde sulh hukuk mahkemesine yazılı olarak itiraz edebilirler.
Miras ortaklığında temsilcinin hesap vermesi ve giderleri
Madde 56- Temsilci, yönetimine verilen malların belgelere dayanan hesabını her üç ayda bir mirasçılara ve bu hesabın bir örneğini de sulh hakimine verir. Şikayet halinde hesap, bilirkişiye incelettirilerek, belirlenen durma göre, vasi hakkındaki hükümler uyarınca temsilci hakkında işlem yapılır.
Miras ortaklığı temsilcinin terekenin yönetimi ile ilgili yapacağı harcamalar terekeden ödenir. Harcamalar terk eden karşılanamazsa istemde bulunan mirasçıdan alınır.
BEŞİNCİ KISIM
Çeşitli Hükümler
Yönetmelikle düzenlenecek konular
Madde 57- a) Bu tüzük kapsamında tutulacak defterler, özel kütük, dosyalar, tutanaklar ve diğer evraka ilişkin hususları düzenleyen yönetmelik Adalet Bakanlığınca,
b) Koruma amacıyla özgürlü kısıtlanan ergin kişinin tedavisi, eğitimi veya ıslahı için elverişli bir kuruma yerleştirilmesi veya alıkonulmasına ilişkin esas ve usulleri düzenleyen yönetmelik, koordinatörlüğünde Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğünün bağlı olduğu Bakanlık ile Adalet, İçişleri, Milli Eğitim ve Sağlık Bakanlıklarınca birlikte,
c) Türk Medeni Kanununun 659 uncu maddesinde öngörülen hususları düzenleyen yönetmelik, Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca
en geç bir yıl içersinde çıkarılır.
Yürürlükten kaldırılan hükümler
Madde 58- 24/7/1965 tarihli ve 6/5100 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan " Türk Medeni Kanununun Velayet vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına Dair Tüzük" yürürlükten kaldırılmıştır.
Geçici Madde 1- Bu Tüzüğün yürürlüğe girmesinden önce ölmüş olan mirasbırakanlar hakkında 24/7/1965 tarihli ve 6/5100 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan Türk Medeni Kanununun Velayet vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına Dair Tüzüğün mirasla ilgili hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.
Yürürlük
Madde 59- 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 593, 609, ve 620 nci maddelerine dayanılarak velayet vesayet ve miras hükümlerinin uygulanmasına ilişkin olarak hazırlanan ve Danıştay'ca incelenmiş olan bu tüzük yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
Madde 60- Bu tüzük hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

Yorumlar

Popüler Yayınlar