Vergi konusu olan elde edilen
kazançtır.Gelir elde eden bunu ticari iş olarak yapanlar fatura kesmek
durumundadır.Yine otel şeklinde işletildiğinden dolayı ,gerekli izin ve
ruhsatların da alınması lazımdır.
Bir geçelik kiralamalar yapılması ,evli olmayanların aynı odada kalması neyi düşündürür?
Bir otel odasında evli olmayan kişilerin birlikte olması ,ile fuhuş
maksatlı birlikte olmaları nasıl ayırıma tabi tutulacak?Yani bir geçelik
yer temini bu maksatla yapılabilir mi? Bu işleri meslek edinmişler,
farklı farklı kişilerle kiralanan yerde olursa ne olacak?
İZİNSİZ FUHUŞ YAPILAN EVLER:
Madde 95 - İzin alınmadan içinde gizli fuhuş yapıldığı iddia veya ihbar
edilen veyahut her ne şekilde olursa olsun muttali olunan evler
hakkında ahlak zabıtası memurları tarafından önce gizli inceleme
yapılır. Bu gibi evlerde gizli fuhuş yapıldığı delilleriyle tesbit
edildiği takdirde, düzenlenecek tutanaklar gizli inceleme raporları ile
birlikte en büyük polis amiri tarafından komisyona sunulur. Bu yerler
hakkında komisyonca 104 üncü maddeye göre işlem yapılır.
SEKİZİNCİ KISIM : OTEL, PANSİYON, MİSAFİRHANE, BENZERİ YERLER
Madde 96 - (Değişik madde: 31/01/1973 - 7/5786 K.)
Otel,
motel, pansiyon, misafirhane, hamam, plaj, bar, pavyon, çalgılı kahve,
diskotek, içkili gazino, gece klübü, taverna ve benzeri isimler
altında işletme ruhsatı alınan yerlerde, gerçek amaç ve anlamda uzak
olarak genel kadınlara sanat icra etmek imkanının verildiği veya bu
gibi yerlerin bir genelev özellik ve mahiyetinde kullanıldığı, 95 inci
maddeye göre tespit olunursa, bu tesisler ruhsatsız açılmış birleşme
yerleri sayılarak sahipleri veya işletenler hakkında komisyonca 104
üncü madde uyarınca işlem yapılır.
Emlak dünyası, tapu mevzuatı ve tapu da yapılan işlemler hakkında bilgi, kişisel gelişim makale ve yazılarınız içerir.
27 Kasım 2012 Salı
Neden Apart Hotel
Neden Apart Hotel
1- Otellere göre % 30 ve daha ucuz konaklama imkanı. Konaklamanız süresince bütçenizi de korumanıza yardımcı olur.
2- Minimum 2 gün konaklama imkanı ile kısa süreli ihtiyaçlarınızı da karşılama imkanı sunar.
3- İstanbul’da farklı bölgelerde geniş bir çeşit seçeneğine sahip dairelerden isteğinize uygun olanı seçme imkanı.
4- Evinizin rahatlığında konaklama imkanı.
5- Kaliteli ve dekoratif eşyalarla döşenmiş dairelerde evinizde farklı bi ev deneyimi yaşama fırsatı.
6- Sabit yemek, kahvaltı saatleri olmadan, evinizdeki gibi istediğiniz zamanda istediğiniz yemeği pişirme veya sipariş etme imkanı.
7- Ücretsiz rezervasyon hizmeti. Ekstra ücretler olmadan rezervasyon yapma imkanı.
8- Hızlı ve gerçek zamanlı rezervasyon yapma ve rezervasyonunuzun kabulü.
9- Gerçeği yansıtan fotoğraflar ve verilen detaylı bilgiler ile rezervasyon yaptığınız ev hakkında önceden bilgi sahibi olabilir ve fotoğraflarda gördüğünüz daireyi alarak sonradan sürprizler yaşamazsınız.
2- Minimum 2 gün konaklama imkanı ile kısa süreli ihtiyaçlarınızı da karşılama imkanı sunar.
3- İstanbul’da farklı bölgelerde geniş bir çeşit seçeneğine sahip dairelerden isteğinize uygun olanı seçme imkanı.
4- Evinizin rahatlığında konaklama imkanı.
5- Kaliteli ve dekoratif eşyalarla döşenmiş dairelerde evinizde farklı bi ev deneyimi yaşama fırsatı.
6- Sabit yemek, kahvaltı saatleri olmadan, evinizdeki gibi istediğiniz zamanda istediğiniz yemeği pişirme veya sipariş etme imkanı.
7- Ücretsiz rezervasyon hizmeti. Ekstra ücretler olmadan rezervasyon yapma imkanı.
8- Hızlı ve gerçek zamanlı rezervasyon yapma ve rezervasyonunuzun kabulü.
9- Gerçeği yansıtan fotoğraflar ve verilen detaylı bilgiler ile rezervasyon yaptığınız ev hakkında önceden bilgi sahibi olabilir ve fotoğraflarda gördüğünüz daireyi alarak sonradan sürprizler yaşamazsınız.
Apart Otel Nedir ?
Apart Otel Nedir ?
Apart Otel Nedir ?
Müşterilerin yeme ve içme gereksinimini karşılayabilmek için gereklimalzemeler ile donatılmış, bağımsız apartman veya villa tipinde inşa edilmiş ancak otel gibi işletilen konaklama tesisleridir.
ÖZELLİKLERİ NELERDİR ?
Her apart içerisinde odalara ayrılarak, ailelere aynı apart içerisinde farklı odalarda konaklama imkanı sağlarken, bu odalarınbağlandığı bir hol ve salon mevcuttur. Dairelerin içerisinde müşteriyeözel mutfak bulunmaktadır.
NEDEN APART OTEL ?
Özellikle her apartta müşteriye özel mutfak barındırması özelliği ile ön plana çıkan apartlarda konaklama şekli genel olarak aileler ve kalabalık gruplar tarafından tercih edilmektedir.Kişi sayısı arttıkça, kişi başı tatilfiyatı düşer.Herşey dahil otellerde olduğu gibi yemek saati şartı yoktur, kişiler istediklerini yapabilme olanağına sahiptir
Apartlardamutfak bulunması sebebi ile yemek masrafları düşer.Apartta yemek yeme veuyuma harici sizi bağlayan hiçbirşey olmadığı içintatil yaptığınız yeri gezmek ve güzelliklerini keşfetmek için bolca zamanınız olacaktır..
HOTELLERDE KONAKLAMANIN DEZAVANTAJLARI NELERDİR ?
Odalar küçük olup , hotelde fazla oda sayısı bulunduğundan ve çok sayıda insan tatil yaptığından rahat etmeniz ve sakin bir tatil geçirmeniz neredeyse imkansızdır.
Fiyatlandırma kişi başıdır, kişi sayısı arttıça tatiliniz pahalıya gelir. 1 veya 2 kişi için tercih edilir. Yemek yapma derdi yoktur fakat belirli saatlerde yemek yeme zorunluluğu vardır ve sıra beklemek zorundasınızdır.
Herşeyin parasını ödediğiniz için, hotelin size sunmuş olduğu tüm olanaklardan yararlanmak için hotelden dışarı çıkmak istemezsiniz . Tatiliniz hotel sınırları içerisinde geçer ve gittiğiniz yerin güzelliklerini gezme ve görme şansınız olmaz.
FİYAT FARKI dikkatli okuyun çok haklılar !!!
Apartlarda oda fiyatı ödersiniz
Hotellerde kişi fiyatı ödersiniz.
Yoğun sezonda apart fiyatını ortalama 80 lira ve hotel fiyatını kişi başı minimum 100 lira alacak olursak.3 kişilik bir ailenin apart için maaliyeti 80 lira olurken hotel fiyatı 300 lirayı bulur. Geriye kalan 220 lira ile istediğiniz restoranta en iyi yemeği en iyi hizmette yersiniz, ya da bu paranın bir kısmı ile apartta kendi yemeğinizi kendiniz yaparsınız. 1 günlük kişi başı cebinizde kalacak olan miktarlar aşağıdadır eğer konaklamanız yaklaşık 1 hafta olursa bu miktarları 7 ile çarparak ne kadar boşuna para ödeyeceğinizi hesaplayabilirsiniz.
•1 Kişi 20 TL X 7
•2 Kişi 120 TL X 7
•3 Kişi 220 TL X 7
•4 kişi 320 TL X 7
Herşeyi çok güzel olarak açıklamışlar Herşey Dahil Otellere boşuna para kaptırıyoruz arkadaşlar
ALINTIDIR.... ...
Deprem ve Kentsel Dönüşüm
Deprem ve Kentsel Dönüşüm
Şehir planları, mimari projeler, insan psikolojisini ve toplumsal yaşamı oluşturmada etkinlik taşımaktadır. Gündelik yaşama yön veren önemli uygulamalardır..Kent yaşamında planlaması oturmuş bölgeler ve plansız olarak gelişen bölgelerin bulunduğu hepimiz tarafından bilinen gerçeklerdir. Bir anlamda farklı ekonomik ve sosyal imkanların çizmiş olduğu bölgesel farklı yerleşim katmanları bulunmaktadır.
Şehir hayatında sosyo-ekonomik farklılıkların sınırlarını çizdiği bu katmanlar, insan psikolojisini olumsuz etkileyebilmekte, şehir içinde birbirine son derece yabancı, hatta karşıt tabakalar oluşmasına ve en uç örneklerde son derece ciddi öfke patlamalarını beraberinde getirerek ciddi güvenlik problemlerine neden olabilmektedir.
Bütün bunlarla birlikte, günümüz dünyasında gelişmeler şehirleşmenin dışında metropoller ve metropolleşme yönündedir. Küreselleşmenin gücünü giderek arttırdığı ve sosyal, ekonomik, siyasal ve kültürel gücün belli merkezlerde toplandığı günümüzde artık şehirlerden değil; aslında birçok farklı şehir merkezini bir bünyede toplayan metropollerin oluşumundan bahsetmekteyiz.
Bu anlamda, yerleşim sahalarının büyümesi ile birlikte aradaki eşitsizliklerin ve kaos olarak var olan sorunlar eskisinden çok daha karmaşık bir boyuta taşınmaktadır.
Değişik iş alanlarında çalışan, farklı gelir grubundan kesimlerin varlığı ve yaşam tarzları modern hayatın temel unsurlarından biridir.
Ülkemizde de şehirleşmenin yanı sıra küreselleşmenin de etkileri artarak yaşandıkça bu tarz farklılıklar daha net bir şekilde gözükecektir.
Diğer yandan 1999 yılından itibaren çeşitli üniversite ve kurumlar tarafından yapılan çalışmalarda mevcut yapı stoklarının önemli bir bölümünün yönetmelik ve deprem açısından sorunlu olduğu ortaya çıkmıştır.
Kentsel Dönüşüm nedir?
Kentsel dönüşüm; kentsel gelişmenin, toplumsal, ekonomik ve mekânsal olarak yeniden ele alındığı ve kentteki afet riski altında olan, bir şekilde değiştirilmesi ve dönüştürülmesi gereken, alanların sağlıklı ve yaşanabilir hale getirilmesi için yıkıp yeniden yapma, canlandırma, sağlıklaştırma veya yeniden yapılandırma için proje üretilmesi ve uygulama yapılması olarak tarif edilmektedir.
Özetle kentsel dönüşüm bir kentin sorunların giderilmesi için yapılan çalışmalardır. Kentsel dönüşüm yasasının bu beklentileri ve uygulamaları karşılayacak kapsamda olması toplumun ve sektörün genel beklentisidir.
Ulaşım, sağlık, eğitim, sosyal yaşam alanlar konusunda çözüm getirilmiş yeniden inşa edilmiş bir kentte yaşamak ve planlı gelişmenin sağladığı sayısız fırsatın yanı sıra gerek sosyal dışlanmışlığın kalkmış olduğu, daha önceleri elverişsiz koşullarda bulunan kişilerin bu dönüşüm sürecine bağlı olarak kendi algılamalarını şekillendirirken daha saygın bir kimlik fırsatı sunmak konusunda son derece faydalı bir uygulama olduğu kesindir.
Görünen odur ki kentsel dönüşüm süreci şehircilik ve çevre bakanlığı tarafından yönetilecektir. Ancak yerel yönetimler ve vatandaşın bu süreçte yer almaması uygulamada önemli eksiklikler meydana getirecektir. Vatandaşlarımızın bu uygulamaya psikolojik olarak hazırlanması gerekmektedir. Doğru yönetildiği takdirde afet riski taşıyan binaların ortadan kaldırılması yanında kentlerdeki çarpıklığında önüne geçilmesi için fırsat olarak düşünülmelidir.
Kentsel dönüşüm siyaset üstü olmalıdır. Olumlu etkileri olduğu gibi, Hızlı dönüşüm ve yıkım uygulamaları nedeniyle kamuoyunda son derece sert tartışmalara yol açmaktadır. Buda diyalog kanallarının kesilmesine neden olmaktadır. İnsanlar geleceklerinin ve karşılacakları ekonomik yükümlülüklerin boyutu hakkında yasalarda netlik, uygulamalarda şeffaflık ve hesap verilebilirliği beklemektedirler. Ancak bunun neticesinde kamuoyu algısı bu sürecin yanında yer alabilir.
Kentsel dönüşüm projeleri her aynı insanları yerlerinden, eski alışkanlıklarından ve komşuluk bağlarından kopartan süreçler olarak gündeme gelmektedir.
Bu nedenlerden dolayı kentsel dönüşüm, sadece ülkemizde değil, 1940’larda ilk ortaya çıkışından günümüze kadar uygulandığı bütün ülkelerde son derece ciddi muhalefet ile karşılaşmıştır.
Kentsel dönüşüm projelerinin içine yerel halkın aktif katılımı sağlanarak, karar alma süreçlerinde hep birlikte hareket edilmesi büyük önem taşımaktadır.
Kamuoyununda kentsel dönüşüme karşı en büyük çıkışlardan biri olan ‘Sulukule projesine olmuştur. Vatandaşların söylemlerine bakıldığında esasen kentsel dönüşüme karşı olmadıkları anlaşılmaktadır. Temel sebebin aslında kendilerine bu süreçte söz hakkı verilmemesi olduğu seslendirilmiştir.
Kentsel dönüşüm ile birlikte, eski binaların yıkılıp yerlerine yeni ve modern binaların yapılmasından çok daha geniş bir değişim süreci. Kentsel dönüşüme gidilen yol üzerinde geniş nüfus hareketleri, son derece önemli sosyal dönüşümler ve şehir hayatının her alanında büyük sonuçlar yaşanmaktadır.
Bütün bu nedenlerden ötürü kentsel dönüşümün daha sağlıklı işleyebilmesi için inşa sürecinin yanı sıra, siyasi, ekonomik, kültürel ve özellikle de sosyal sonuçları göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
Kentsel dönüşüm konut inşa etme, çevre dizaynı ve insanları yeni konutlarına yerleştirmekle sınırlı kalmamalıdır. Komşuluk ilişkileri, sosyal dayanışma ve kontrol mekanizmaları hesaba katılmalıdır. Dönüşüm son derece detaylı çalışmalara bağlı stratejiler ile sürdürülmelidir.ancak bu şekilde afet riskinden ve plansız olarak gelişmenin ortaya koymuş olduğu olumsuz etkilerden kurtulmak mümkün olabilecektir.
Fikret Konya
EğitmenEmlak Alımında Hukuki Danışmanın Önemi
Hukuk Danışmanı
Yıllardır siyasi nedenlerle bir türlü
çıkartılamayan halk arasında 2b yasası olarak bilinen yasa nihayet çıktı
ve
uygulama yönetmeliğini bekliyor, yakında bu
yönetmelikte çıkar ve hak sahiplerine araziler satılmaya başlanır.
Özellikle İstanbul gibi arazinin çok değerli olduğu bölgelerde 2b arazileri çoğu yatırımcının iştahını kabartıyor, birkaç yıldır 2b kadostro kanunu çıkmasından beri yatırımcılar 2b arazilerini hak sahiplerinden toplamaya başlamışlardı. Bu satın almalar şu günlerde daha fazlalaştı ancak kanunun tüm maddelerini iyice incelemeden alım yapmamak gerekiyor.
Özellikle kanunun 12. Maddesi satılamayacak 2b arazilerini sıralıyor ve hiç de azımsanamayacak bir alanı kapsıyor. Gerçi bu tür hak sahiplerine başka yerlerden arazi verileceği belirtiliyor ancak bu yatırımcılar açısından büyük bir sorun olmasını engellemiyor.
Yasanın 12. Maddesinin 3. Fıkrasını aşağıdaki gibidir; Kamu hizmetine tahsis edilmiş veya fiilen bu amaçla kullanılanlar, belediye ve mücavir alan sınırları içinde bulunan yerler, belediye ve mücavir alan sınırları dışında olmakla birlikte kamu kurum ve kuruluşlarının hazırladıkları planlarda tarım dışı kullanıma ayrılmış alanlar, denizlerde kıyı kenar çizgisine beş bin metre, tabii ve suni göllerde kıyı kenar çizgisine beş yüz metreden az mesafede bulunan alanlar ile içme suyu amaçlı barajların mutlak ve kısa mesafeli koruma alanları içinde kalan yerler, satış tarihi itibarıyla arazi toplulaştırılması yapılacak yerler, özel kanunları kapsamında kalan ve özel kanunlarına göre değerlendirilmesi gerekenler ile diğer sebeplerle satılamayacağı Maliye Bakanlığınca belirlenecek Hazineye ait tarım arazileri bu madde kapsamında hak sahiplerine satılmaz.
Madde metni dikkatlice incelendiğinde 2b arazisi olup da hak sahiplerine satılamayacak olan araziler çok fazladır. Bunlar; Kamu kurumlarına tahsis edilmiş araziler, denizlerde kenar çizgisine beş bin metre olan araziler, tabi ve suni göllere beş yüz metre mesafede olan araziler, içme suyu olarak kullanılan barajlarda mutlak ve kısa mesafeli koruma alanı içinde olan araziler, arazi toplulaştırılması yapılan araziler ve en önemlisi özel kanunlar kapsamında kalan ve özel kanunlara göre değerlendirilmesi gereken arazilerdir. Bu arazileri Maliye Bakanlığı belirleyecek ve bunları hak sahiplerine satmayacak.
Sonuç olarak; gayrimenkul yatırımı yapmak ve değerlendirmek bir uzmanlık işidir. Uzman bir kadro tarafından yönlendirilmesi gerekir, bu kadro içinde mutlaka hukukçuların olması gerekir. Hukukçuların uyarılarının dikkate alınmadığı bir yatırım ile yatırımcının servetinin tamamı yok olabilir. Bu nedenle sorunlar oluşmadan önce, gayrimenkul satın almaya karar verildiği anda bir hukukçuya mutlaka danışılmalı, riskler görülmeli ve ona göre yatırım yapılmalıdır.
Emlak Alımında Hukuki Danışmanın Önemi

Özellikle İstanbul gibi arazinin çok değerli olduğu bölgelerde 2b arazileri çoğu yatırımcının iştahını kabartıyor, birkaç yıldır 2b kadostro kanunu çıkmasından beri yatırımcılar 2b arazilerini hak sahiplerinden toplamaya başlamışlardı. Bu satın almalar şu günlerde daha fazlalaştı ancak kanunun tüm maddelerini iyice incelemeden alım yapmamak gerekiyor.
Özellikle kanunun 12. Maddesi satılamayacak 2b arazilerini sıralıyor ve hiç de azımsanamayacak bir alanı kapsıyor. Gerçi bu tür hak sahiplerine başka yerlerden arazi verileceği belirtiliyor ancak bu yatırımcılar açısından büyük bir sorun olmasını engellemiyor.
Yasanın 12. Maddesinin 3. Fıkrasını aşağıdaki gibidir; Kamu hizmetine tahsis edilmiş veya fiilen bu amaçla kullanılanlar, belediye ve mücavir alan sınırları içinde bulunan yerler, belediye ve mücavir alan sınırları dışında olmakla birlikte kamu kurum ve kuruluşlarının hazırladıkları planlarda tarım dışı kullanıma ayrılmış alanlar, denizlerde kıyı kenar çizgisine beş bin metre, tabii ve suni göllerde kıyı kenar çizgisine beş yüz metreden az mesafede bulunan alanlar ile içme suyu amaçlı barajların mutlak ve kısa mesafeli koruma alanları içinde kalan yerler, satış tarihi itibarıyla arazi toplulaştırılması yapılacak yerler, özel kanunları kapsamında kalan ve özel kanunlarına göre değerlendirilmesi gerekenler ile diğer sebeplerle satılamayacağı Maliye Bakanlığınca belirlenecek Hazineye ait tarım arazileri bu madde kapsamında hak sahiplerine satılmaz.
Madde metni dikkatlice incelendiğinde 2b arazisi olup da hak sahiplerine satılamayacak olan araziler çok fazladır. Bunlar; Kamu kurumlarına tahsis edilmiş araziler, denizlerde kenar çizgisine beş bin metre olan araziler, tabi ve suni göllere beş yüz metre mesafede olan araziler, içme suyu olarak kullanılan barajlarda mutlak ve kısa mesafeli koruma alanı içinde olan araziler, arazi toplulaştırılması yapılan araziler ve en önemlisi özel kanunlar kapsamında kalan ve özel kanunlara göre değerlendirilmesi gereken arazilerdir. Bu arazileri Maliye Bakanlığı belirleyecek ve bunları hak sahiplerine satmayacak.
Sonuç olarak; gayrimenkul yatırımı yapmak ve değerlendirmek bir uzmanlık işidir. Uzman bir kadro tarafından yönlendirilmesi gerekir, bu kadro içinde mutlaka hukukçuların olması gerekir. Hukukçuların uyarılarının dikkate alınmadığı bir yatırım ile yatırımcının servetinin tamamı yok olabilir. Bu nedenle sorunlar oluşmadan önce, gayrimenkul satın almaya karar verildiği anda bir hukukçuya mutlaka danışılmalı, riskler görülmeli ve ona göre yatırım yapılmalıdır.
AV. Mehmet Okatan
Hukuk Danışmanı22 Kasım 2012 Perşembe
Maketten Konut Satışına Tedbir Geliyor!
Maketten Konut Satışına Tedbir Geliyor!
Maketten konut satışları ‘halktan para toplama'
faaliyeti olarak kabul edilecek ve SPK denetimine alınacak. SPK'dan izin
almadan maket üzerinden konut satışı yapılamayacak.
TBMM Plan Bütçe Komisyonu'nda oluşturulan alt komisyonda Sermaye Piyasası Kanunu Tasarısı'nın görüşmeleri sırasında 4. maddeye ekleme yapıldı. Ak Parti milletvekilleri tarafından verilen önergeyle Sermaye Piyasası araçlarının ihracında izahname hazırlama yükümlülüğünü düzenleyen maddeye 6. fıkra eklendi. Buna göre, maket üzerinden yapılan Konut satışları ‘halktan para toplama" faaliyeti olarak kabul edilecek ve diğer sermaye piyasası araçları gibi SPK denetimine tabi olacak. Bundan böyle Gayrimenkul şirketleri maket aşamasında iken satış yaparken SPK'ya izahname verecekler. İzahnamesine SPK'dan onay verilmeyen şirketler maketten satış yapamayacaklar.
SEKTÖRÜ KİLİTLER
Alt komisyon üyesi CHP'li Aydın Ayaydın, bu düzenlemeyle Gayrimenkul piyasasının durma noktasına geleceğini belirterek, önergeye itiraz etti. Eğer bu tip firmalar piyasadan para toplayıp tüketiciyi dolandırıyorsa bununla ilgili düzenlemenin Türk Ticaret Kanunu, Türk Ceza Kanunu veya Tüketiciyi Koruma Kanunu'nda yapılması gerektiğini belirten Ayaydın, "Düzenleme bu şekilde yasalaşırsa Konut üreten bütün firmalar halka açık şirket gibi SPK'nın denetimine girecek ve sistem kilitlenecektir. Bu konuda düzenlemeye ihtiyaç olduğunu ben de düşünüyorum ama bunun yeri SPK yasası değildir" dedi.
SPK ONAYLI DER, DAHA ÇOK DOLANDIRIR
MHP'li Mehmet Günal da Ayaydın'ın endişelerine katıldığını ifade ederek, "SPK bu projeleri denetleyemez. Denetleyemediği halde izahnamelerine onay verirse bu kez kötü niyetliler ‘projemiz SPK onaylı' diyerek reklam verir ve daha çok kişiyi dolandırır. Banker Kastelli faciası gibi olaylarla karşılaşırız" diye konuştu. SPK Başkanı Vedat Akgiray ise piyasadan her türlü para toplama işleminin ‘sermaye piyasası aracı' olarak değerlendirildiğini belirterek, sektörü denetim altına almayı amaçladıklarını söyledi.
Akgiray, proje maketi üzerinden satış yapılarak halktan para toplanmasının bir tür ‘hayal satarak para toplanması' olduğunu kaydederek, bu tür Yatırım sözleşmesi yoluyla para toplanması işlemlerinin Sermaye Piyasası Kanunu'na tabi olması gerektiğini belirtti. AK Partili üyeler de Fİ Yapı'nın iflas etmesi üzerine çok sayıda kişinin mağdur olduğuna dikkat çekerek, sektöre çeki düzen verilebilmesi, olası mağduriyetlerin önlenmesi için SPK denetimine ihtiyaç olduğunu savundular. Tartışmaların ardından önerge Ak Parti'li üyelerin oylarıyla kabul edildi.
Kaynak:Ahmet Kıvantç - htekonomi
Statü Park'ta 173 Bin Lira'dan Başlayan Fiyatlar
Statü Park'ta 173 Bin Lira'dan Başlayan Fiyatlar
Statü Park'ta Yıl Sonuna Kadar Sadece 20 Daireye Özel Fiyat Avantajı
Pendik’te inşa edilen ve doğal yaşam imkanı sunulan Statü Park projesi 2012 yılını dikkatleri üzerine çekecek bir kampanyayla kapatıyor. Yıl sonuna kadar sürmesi planlanan kampanya ile 20 dairede %15'lik fiyat avantajı sunuluyor. Anlaşmalı bankalar aracılığıyla 60 aya kadar %0,79, 120 aya kadar %0,91 faizle konut kredisi kullanma imkanı bulunan Statü Park projesinde fiyatlar 173.000 TL’den başlıyor.
Konut İnşaat, Mostar Yapı ve Evra Group İş Ortaklığı ile inşa edilen Statü Park projesi Pendik’in merkezinde, Pendik Marina’nın yanı başında bulunuyor. Sabiha Gökçen Havaalanı’na, ViaPort AVM’ye 10 dakikada, E-5 Otoyolu’na, Pendik sahiline 1 dakikada, Kartal Adliye’ye 4 dakikada, Bağdat Caddesi’ne ise 12 dakikada araçla ulaşımın mümkün olduğu Statü Park projesi Pendik çarşıya, tren istasyonuna, minibüs duraklarına 2 dakika, devlet hastanesine 3 dakika, Pendik Sahil Marina’ya ve Pendik İDO’ya 5 dakika yürüme mesafesinde yer alıyor. Şehir içi ulaşımda da avantajlı bir lokasyonda yaşama geçirilen Statü Park öte yandan Caddebostan Pendik Sahil Yolu’na yakın konumuyla da dikkat çekiyor.
Ekolojik Duvar özelliğiyle üst düzey yalıtım
Mimarisiyle Pendik’in çehresine katkı sağlayacak olan Statü Park projesi çevreci tasarımıyla da takdir kazanıyor. “Ekolojik Duvar”larla çevrilecek olan Statü Park’ta (+-)70˚ dereceden etkilenmeyen izolasyon özelliğiyle yüksek oranda ısı ve ses yalıtımı sağlanacak. Bina ortak giderleri ve çevre aydınlatma giderlerinin güneş enerji sistemleriyle desteklenerek tasarruflu ve çevreci bir yaşam alanı sunulan Statü Park’ta geniş peyzaj alanları, şelale, yürüyüş parkurları, 7/24 özel güvenlik, kapalı yüzme havuzu, fitness ve aerobik salonu, spor merkezi, sauna, Türk hamamı, buhar odası, kafeterya, basketbol sahası, tenis kortu ve çocuk oyun alanları yer alıyor.
Adalar’a nazır projede her ihtiyaca farklı konut seçeneği
8. kattan itibaren kesintisiz Marmara Denizi ve Adalar keyfi sunan Statü Park’ta konut teslimlerinin 2014 yılının Nisan ayında yapılması planlanıyor. Projenin en üst katındaki dairelere özel ortak kullanımlı kesintisiz manzaraya sahip seyir terası ve kafeterya da bulunuyor. Statü Park’taki dairelerin alanları 51,49 m2 ile 214,87 m2 arasında farklılık gösteriyor. Konut tipleri ise 1+1, 2+1, 3+1 ve 4+1 olarak çeşitlendiriliyor. 2 blokta 218 daireden meydana gelen Statü Park projesinin arsa alanı 8 bin 529 m2 olarak belirlendi. Projede konutların yanı sıra alışveriş merkezi de bulunacak.
Statü Park İletişim Bilgileri:
Web:www.statupark.com/
Yeniden Yapılan Binalar Katma Değer Oluşturmalı
Yeniden Yapılan Binalar Katma Değer Oluşturmalı
Doğru su ve ısı yalıtımı yapılmazsa kentsel dönüşüm beklenen sonuçları vermez
Ülkemiz deprem kuşağında yer almasına rağmen kentleşme sürecinde binaların niteliğine bugüne kadar yeteri kadar dikkat edilmedi. Ruhsatsız yapılaşma ve çarpık kentleşmeye bir de mevcut yaşlı ve niteliksiz bina stoğu eklendiğinde geçmiş dönemlerde deprem başta olmak üzere doğal felaketler nedeniyle birçok vatandaşımızı kaybettik. Oysa sağlıklı bir kentleşmeyle sağlam ve konforlu binalar yapmak mümkün. Kentsel dönüşüm süreci bu noktada ülkemiz açısından yeni bir dönüm noktası olacak. Çağdaş ve sağlıklı binalara kavuşmak için kentsel dönüşümde dikkat edilmesi gereken noktalara ilişkin XPS Isı Yalıtımı Sanayicileri Derneği ve BİTÜDER - Bitümlü Su Yalıtımı Üreticileri Derneği yetkilileri uyardı.
XPS Isı Yalıtımı Sanayicileri Derneği Başkanı Ertuğrul Yörük, “Ülkemizde bulunan 19 milyon konutun yüzde 85’inde ısı yalıtımı yok. Isı yalıtımı olmayan binalar enerji verimliliği açısından son derece fakir ve Avrupa ülkelerinin gerisinde. 2011 yılında yayınlanan yönetmelik gereği yeni yapılan tüm binalarda ısı yalıtımı zorunlu hale geldi. Ancak ülkemizdeki özellikle eski binalarda ısı yalıtımı olmadığı bilinen bir gerçek. Kentsel dönüşümle birlikte olumsuz yaşam koşulları sergileyen bölgelerin yıkılacak olması, yeni yapılacak binaların ısı yalıtımlı olması açısından büyük önem taşıyor. Ancak burada önemli olan nokta, yapılacak ısı yalıtımının niteliği. Standartlara uygun, yeterli kalınlıklarda ısı yalıtım levhaları ile ısı yalıtım uygulamaları yapılmazsa bir süre sonra yeni yapılacak binaların da yetersizliğinden bahsedeceğiz. Avrupa artık “Pasif Ev” kavramını konuşuyor. Pasif Evler, yüzde 95’lere varan oranda düşük enerji tüketimi ile sıfır emisyon salımını sağlıyor. Avrupa ülkelerinde uygulanacak yönetmeliklere göre 2019’dan itibaren tüm yeni yapılacak binaların Pasif Evler’e yani yıllık enerji tüketimi 15 kWh/m2’nin altında olan binalara dönüşmesi hedefleniyor. Bu özellikteki evler ancak çok kalın ısı yalıtım levhaları kullanılarak oluşturulabiliyor. Bu nedenle bizim de kentsel dönüşümle yıkacağımız ve yerine yapacağımız binaları sadece bugünün koşullarına uygun değil enerji darboğazlarının yaşanacağı tahmin edilen gelecek yıllara uygun olarak tasarlamamız lazım. Hem hane halkı hem ülke ekonomisi hem de çevreyi korumak için bu çok önemli. Yani binalarımızı yıktığımıza değecek uygulamalar yapmalıyız ki 5-10 yıl geçtikten sonra ‘keşke şöyle yapsaydık’ demeyelim. Kentsel dönüşümden maksimum faydayı sağlamak için dünyadaki son uygulamaları ülkemize adapte etmek büyük önem taşıyor” şeklinde açıklamalarda bulundu.
Sağlıklı Kentsel Dönüşüm İçin Su Yalıtımı Mutlaka Zorunlu Olmalı
Bitümlü Su Yalıtımı Üreticileri Derneği (BİTÜDER) Yönetim Kurulu Başkanı Burhan Karahan ise, kentsel dönüşümün Türkiye için bir gereklilik olduğunu belirterek şunları söyledi: “Kentsel Dönüşüm diye bilinen ‘Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun Tasarısı’, 7.2’lik Van Depremi sonrasında gündeme geldi. Ülkemizin depremler yüzünden yaşadığı acı ve kayıplar, bunun nedenlerini sorgulamamızı sağladı. Toplumda depremlerin yol açtığı büyük yıkımların nedeni çok bilinmese de en önemli neden korozyon yani betonarme binaların taşıyıcı sistemleri içindeki demirin çürüyerek taşıyıcılığını kaybetmesi. Bu tespit İstanbul’da 1999 depreminin ardından Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı araştırmayla da raporlandı. Yıkılan binaların yaklaşık yüzde 70’i korozyonun etkisi ile yıkıldı ve can kaybına yol açtı. Korozyonun oluşmasının en büyük sebebi ise binalarda su yalıtımının olmaması. Su yalıtımı olmayan binalar 10 yıl sonra taşıma kapasitelerinin yüzde 66’sını korozyon nedeniyle kaybediyor. Oysa su yalıtımı, binaları suyun zararlı etkilerinden koruyarak dayanıklı olmasını sağlıyor. Bu noktada kentsel dönüşüm projeleri sayesinde yeniden yapılacak bu binalara su yalıtımı yapılması çok önemli. Daha dayanıklı, uzun ömürlü, güvenli, sağlıklı ve konforlu binalar için su yalıtımı yaptırmak gerekiyor.”
Sürdürülebilirlik Kavramı Bir Zorunluluktur
Sürdürülebilirlik Kavramı Bir Zorunluluktur
‘İnşaat Endüstrisinde Rekabetin Yeni Trendleri’ hakkında konuşma yapan Şimşek, sürdürülebilirlik konusuna dikkat çekti.
Melih Şimşek: “Yaşanılabilir Bir Dünya için Sürdürülebilirlik Kavramı Bir Zorunluluktur”
İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (İMSAD) tarafından bu yıl üçüncüsü düzenlenen ‘Uluslararası İnşaatta Kalite Zirvesi’, 13 Kasım 2012 tarihinde gerçekleştirildi. Yurt içi ve yurt dışından birçok uzman ve üst düzey yetkilinin katılımıyla gerçekleştirilen zirvede, Akşan Yapı Yönetim Kurulu Başkanı ve Çevre Dostu Binalar Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Melih Şimşek de konuşma yaptı.
Konuşmasında sürdürülebilirliğin önemine vurgu yapan Şimşek, “Yaşanılabilir bir dünya bırakmak için gelecek kuşakların ihtiyaçlarını da düşünerek sürdürülebilirlik kavramını bir tercih değil bir zorunluluk haline getirmeliyiz” dedi.
Şimşek sözlerine şöyle devam etti: “Dünya inşaat sektöründe Çin’den sonra gelen ikinci büyüklüğe sahip ülkeyiz. Ayrıca Türkiye inşaat malzemesi endüstrisinde gerekli altyapıya sahip bir ülke. Ancak inşaat sektörünün yeteri kadar kurumsallaşamamış olması, sağlam kararların alınamaması, planlama ve denetimde henüz gelişmiş ülkeler seviyesinden uzak olmamız, enerji kaynaklarımızın çok kısıtlı ve yenilenebilir enerji üretimimizin düşük seviyelerde olması gibi faktörler sektörün gelişmesini engelliyor.”
Çevre problemlerine duyarlılığımızın gelişmiş ülkelere kıyasla çok geride olduğunu dile getiren Şimşek doğal kaynakların tüm dünyada büyük bir hızla tüketilirken, ülkemizin enerji kaynaklarının çok kısıtlı ve yenilenebilir enerji üretimimizin çok düşük seviyelerde olmasına dikkat çekti. Şimşek: “Bu konuda bilinç sahibi ülkelerin çevreci yaklaşımları arz ve talep eden tarafı da ödüllendiren “Green Finance” desteğinin olması ümit verici. Ancak ülkemizde yeşil bina anlayışı hala moda, reklam ve pazarlama malzemesi olarak algılanmaktadır” dedi.
Şimşek, ülkemizde karbon salınımının yüzde 40’ının sorumlusunun inşaat sektörü olmasına rağmen 2B ve yabancıya satış yasalarının düzenlenmesi, kentsel dönüşüm gibi projelerin hayata geçirilecek olmasının da umut verici olduğunu söyledi.
Melih Şimşek, Akşan Yapı’nın çalışmalarını örnek göstererek şunları söyledi: “Akşan Yapı olarak 1999 yılında yaşadığımız deprem sonrasında en dayanıklı yapı sistemlerinden biri olan ve Yeşil Binalardaki Sürdürülebilir yapı güvenliği konusuna mükemmel çözümler getiren endüstriyel yapısal çelik yöntemini kullanmaya başladık. Yılda 150 bin m2 ‘lik 7500 konut üretim kapasiteli, Türkiye’nin en büyük, Avrupa’nın 3 büyük yapısal hafif çelik fabrikası olan Akkon Çelik Yapı A.Ş.’yi 2001’de kurduk. Ayrıca Akkon Çelik Yapı A.Ş. sektöründe ilk EPD (enviromental product declaration) belgesini alarak yeşil endüstri kimliğini taçlandırdı. Akşan Yapı’nın İzmir’de 555 konutluk 35.Sokak projesine ‘very good’ seviyesinde ‘Breeam Sertifikası’ almaya hak kazanarak, ülkemizde yeşil konutlara ilk örneğini kazandırmış olduk.
Melih Şimşek konuşmasında, dünyanın sınırlı kaynaklara sahip olmasından ötürü çalışmaların sürdürülebilirlik kavramına uygun olarak yapılması gerektiğine dikkat çekti. Şimşek: “Akşan Yapı olarak 35. Sokak projemizi inşa ederken; 36 bin ton daha az kesme kuvveti ile deprem güvenliği, referans binadan yüzde 50 iyileştirilmiş bina kabuğu ile enerji verimliliği, hafif çelik ile inşa ederek 30 bin 455 ton daha az su kullanımı ile su tasarrufu, iklimlendirme ile 272 bin kg az karbon salımı ve 350 kW kurulu güç ile elektrik üretimi yaparak düşük karbon emisyonunu sağladık. Ayrıca 95 bin m2 ortak yeşil alanı ve özel bahçeleri olan 35. Sokak’ta shuttle hizmeti vererek toplu ulaşımı bir alternatif olarak sunuyoruz.
İnşaat Sektörü Nereye Gidiyor?
İnşaat Sektörü Nereye Gidiyor?
Demir İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Hamit Demir kentsel dönüşüm, inşaat sektörü ve dönüşümün şehre etkileriyle ilgili konuştu.
Demir İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Hamit Demir'in sektör değerlendirmesi ve kentsel dönüşüm hakkında tüm detayları anlattığı söyleşiyi Nihan Urel gerçekleştirdi.
İşte dönüşümün maddi boyutları, gelişim süreci ve sektörün analizi hakkında tüm detaylar...
Videoyu izlemek için tıklayın!http://video.milliyet.com.tr/nevidyo/video-izle/Insaat-Sektoru-Nereye-Gidiyor--M8d45Jur1x93.html
Video'nun devamını izlemek için tıklayın!http://video.milliyet.com.tr/nevidyo/video-izle/Insaat-Sektoru-Nereye-Gidiyor---2-1xkLY4PFNm1u.html
Sarphan Finans Park Ticari Alanları Satışa Çıkıyor
Sarphan Finans Park Ticari Alanları Satışa Çıkıyor
Sarphan Finans Park’ta yer alan ticari alanlar 22 Kasım’da satışa çıkarılıyor
Sarphan Finans Park sosyal donatıları, kampanya bilgileri ve tüm detaylar burada!
Sarp Group'un TOKİ iştirakleri Emlak Konut GYO ve Emlak Pazarlama İnşaat (EPP) işbirliğiyle inşa ettiği Sarphan Finans Park, hızla gelişen Türkiye ekonomisinin ihtiyaçlarına cevap vermek amacıyla kurulan İstanbul Finans Merkezi'nin (İFM) tam kalbinde yer alan emsalsiz bir proje olarak yatırımcılar ve iş çevrelerinden yoğun ilgi görüyor. İFM'nin tamamlanıp hizmete girmesiyle birlikte çok daha değer kazanacak olan Sarphan Finans Park'ta bulunan ticari alanların tamamı ise 22 Kasım 2012 Perşembe günü satışa çıkarılıyor.
Yüksek prim şampiyonu
Sarphan Finans Park ticari alanları için rekor seviyede ön başvuru aldıklarını ifade eden Sarp Group Yönetim Kurulu Başkanı Alaaddin Akar, bugüne değin yüzde 100’e yakın değer kazanan ticari alanların daha da değerleneceğini, İFM’nin hemen girişinde yer almaları dolayısıyla yoğun iş trafiğine sahip olacaklarının altını çiziyor.
Sarphan Finans Park ticari alanlarının yalnızca ticari başarıya değil, yüksek prestije de sahip olacağını belirten Akar, Sarphan Finans Park’ın en çok prim yapan merkezlerin başında geldiğine vurgu yapıyor. İstanbul Finans Merkezi'nin Türkiye ekonomisinin yeni ihtiyaçlarına cevap vermek için kurulduğunu dile getiren Akar, Sarphan Finans Park'ın lokasyon ve ticari avantaj açısından bir numaralı ve en önde gelen proje olduğunu da sözlerine ekliyor.
Dünyanın 1 numarası
2011 Avrupa Gayrimenkul Ödülleri Karma Kullanım Kategorisi'nde "Beş Yıldızlı Avrupa'nın En Prestijli Projesi", 2011 Aralık ayında ise Kıtalararası Gayrimenkul Ödülleri Karma Kullanım Mimarisi finalinde dünyanın bir numaralı gayrimenkul projesi ilan edilen Sarphan Finans Park, İstanbul Finans Merkezi'nde standartları zirveye taşıyan beş yıldızlı yaşam ve iş merkezi olarak iş çevreleri başta olmak üzere merkezde yer almak isteyenlere avantaj üstüne avantaj sunuyor.
İlklere imza atan ultra modern yaşam ve iş merkezi Sarphan Finans Park'ta, lüksün sınırlarını zorlayan beş yıldızlı konfor düzeyinde residence, finans ve ekonomi dünyasının merkezinde yer alan beş yıldızlı statüye sahip ofis alanları ve her türlü konforu sunan beş yıldızlı bir otel yer alıyor.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
-
Emlakçılık güven isleyen bir meslek olduğu herkes tarafından kabul gören bir gerçek. Yeni emlakçılık hayatına merhaba diyecek olan emlakçı...
-
T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ VE PLANLAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ÇED VE PLAN İZLEME KONTROL DAİRESİ BAŞKANLIĞI 8/8/2...