2 Aralık 2012 Pazar

Spor tesislerini yapmayan müteahhite açılan dava kazanılır mı?

Spor tesislerini yapmayan müteahhite açılan dava kazanılır mı?

Posta Gazetesi köşe yazarı Tamer Heper, gayrimenkul ve inşaat sektöründen merak edilen soruları yanıtlamaya devam ediyor
Sitemizde spor tesislerinden bazıları eksik yapıldı. Müteahhitle ihtilafa düştük, kendisi bize eksik olan spor tesislerini taahhüt etmediğini ileri sürüyor. Gerçekten de elimizdeki sözleşme eki mahal listesinde böyle bir tesis yok ama bize verilen broşürde bu yer görülüyor. Şimdi biz müteahhidi dava edersek kazanır mıyız? • Y.S.
Doğrusunu isterseniz çok tartışılması gereken bir soruyu soruyorsunuz. Tartışılması gerekir derken hiç başa gelmemiş bir olay değil tam tersine çok yaşanan bir olay olduğu için tartışılıyor. Önce görüşümü aktarayım. Bir sözleşme yapıldı ise ve bu sözleşmeye uyuldu ise artık bunun tartışılacak tarafı kalmamıştır. Sizin elinizdeki sözleşmede sözünü ettiğiniz fazladan spor tesisi görülmüyor ise artık bunu talep ile müteahhidin karşısına çıkmamalısınız. Zira sözleşmeye uyulmuştur. Hukukun prensiplerinden biri de ahde vefa denilen sözleşmeye bağlılıktır. Madem ki sözleşmede bu tesisler yok o halde talep edecek bir şey de yok. Peki tatbikat böyle mi? Hayır değil. Tatbikatta Yargıtay broşürlere de bakıyor. Broşürde spor tesisi görülüyor ise ancak sözleşmede olmasa bile bunun hukuki sonuç doğuracağı görüşünde. Bu halde de bedel indirimi talebi kabul ediliyor. İşin bir başka cephesi de bu eksikliğin açık ayıp mı yoksa eksik ifa mı olduğu yönünde. Yargıtay Genel Kurulunun iki hususu da içine alan kararları var, şimdi bunları telif edilmesini bekliyoruz. Biliyorsunuz hukuki olaylarda bir dava söz konusu olacak ise benim görüşüm değil Yargıtay’ın görüşü göz önüne alınacağı için size evet dava açabilirsiniz diyeceğim. Ancak davanızın sonuçlanacağı bu tarihe kadar Yargıtay Genel Kurulu’nun görüşü netleşir de sonuç değişirse benim yazımı referans aldığınızı ileri sürüp beni suçlamayın olur mu? Yanıtım bugün için.
Tamer Heper/Posta

Kira Geliri Beyannamesinde Dikkat Edilmesi Gerekenler

Kira Geliri Beyannamesinde Dikkat Edilmesi Gerekenler

2011 yılı için kira geliri beyannamesi hazırlarken dikkat edilmesi gereken konular;


Kira geliri olanların, içinde bulunduğumuz mart ayının 25. günü akşamına kadar, bu gelirlerini beyan etmeleri gerekiyor. Kira gelirleri ile ilgili bazı ince noktalar var.


KENDİSİ DE KİRACI OLANLAR

Sahibi bulunduğu konutu kiraya veren bir kişi, kendisi de başka bir evde kira ile oturuyor olabilir.
Bu durumda olanlara sağlanan “özel bir avantaj” var.
ÖRNEK: İsmet Bey, sahibi olduğu evi aylık 1.200 TL ile kiraya vermiş. Kendisi de bir başka evde aylık 1.500 TL kira ödemektedir. Bu durumda;
1- İsmet Bey, kira gelirlerini vergi dairesine beyan etmek zorunda.
2- Kira gelirini beyan ederken, ödediği kirayı, aldığı kiradan düşüp, hiç vergi ödemeyebilir.
3- Ödediği kirayı, aldığı kiradan düşmek isteyenlerin “gerçek gider” yöntemini seçmeleri gerekiyor.
4- Daha önce, konut kira gelirini beyan edenler, “götürü gider” yöntemini seçmişlerse, iki yıl süre ile bu yöntemden vazgeçemezler (GVK Md.74/10 ve 74/11-3).

EVİ YENİ ALMIŞ OLANLAR

Kiraya verdikleri evi yeni almış olanlar;
Satın aldıkları yıldan itibaren 5 yıl süre ile satın alma bedelinin yüzde 5’ini, o evden aldıkları kira gelirinden düşüp, hiç vergi ödemeyebilirler (GVK Md.74/4).
ÖRNEK: Cemil Bey, 2011 yılında 500 bin TL’ye aldığı evi 1 Mart’ta aylık 2.000 TL’ye kiraya vermiştir.
Bu durumda;
1- Cemil Bey, kira gelirlerini beyan etmek zorunda.
2- Beyan ettiği kira gelirinden (örneğin 20 bin TL’den) evi satın aldığı bedelin yüzde 5’ini (25 bin TL’yi) “gerçek gider” yöntemini seçmek suretiyle düşebilecek.
3- Sonuçta; (20 bin TL) – (25 bin TL) = – 5 bin TL
yani Cemil Bey beyanname verecek ama beyan edeceği bir kira geliri yok. Gelir Vergisi de ödenmeyecek. Bunun için Cemil Bey’in gerçek gider yöntemini seçmesi gerekiyor.

KREDİ İLE GAYRİMENKUL ALANLAR

Kiraya verdikleri evi ya da işyerini, banka kredisi kullanmak suretiyle alanlar, beyan edecekleri kira gelirinden, ödedikleri faizi düşebilirler (GVK Md.74/4).
ÖRNEK: Ayla Teyze, kiraya verdiği evden, 2011 yılında 30 bin TL kira geliri elde etmiştir. Bu ev için almış olduğu “konut kredisi” nedeniyle de 2011 yılında 34 bin TL faiz ödemiştir.
Bu durumda, Ayla Teyze “gerçek gider” yöntemini seçmek suretiyle, 30 bin TL kira gelirini beyan edecek. Bu kira gelirinden de, bankaya ödediği 34 bin TL faizi düşecek.
Sonuçta, Ayla Teyze hiç vergi ödemeyecek.

İŞYERİ KİRACISI STOPAJI YATIRMAZSA NE OLUR?

Mal sahibi açısından hiçbir şey olmaz!..
Nedenine gelince, kiracının yüzde 20 stopajı vergi dairesine beyan etmemesi ya da ödememesi yönünden, mal sahibinin hiçbir sorumluluğu yok.
Mal sahibi, beyanname verdiğinde, yüzde 20 stopajı (vergi dairesine yatırılmamış olsa dahi) hesaplanan gelir vergisinden mahsup edebilecek. Ancak, “vergi iadesi” talebinde, stopajın
ödenmiş olması koşulu aranıyor (GVK Genel Tebliği No:252).

HEM KONUT HEM DE İŞYERİ KİRA GELİRİ OLANLAR

Konut kira gelirleri;
2011’de 2.800,
2012’de de 3.000 TL’yi
İşyeri kira gelirleri de;
2011’de 23 bin, 2012’de
25 bin TL’yi
aştığında beyan edilecek.
Hem konut hem de işyeri kira geliri olanlar, konut kira gelirinin istisnayı aşan kısmı ile işyeri kira toplamı, 2011’de 23 bin TL’yi, 2012 yılında da 25 bin TL’yi aştığında beyan edecekler.
Kaynak : Hürriyet

Caddede mağazalar AVM’den pahalı

Caddede mağazalar AVM’den pahalı

AVM’lerde mağaza kiralamak, artık işlek caddelerde mağaza kiralamaktan daha ucuz.


Perakendenin büyümesine ve firmalarınmarkalaşmasına katkıda bulunan AVM’lerdemağaza kiralamak, artık işlek caddelerdemağaza kiralamaktan daha ucuz. Türkiye’de AVM’lerin yükselişe geçtiği dönemlerde caddelerden en az yüzde 20 daha pahalı olan AVM kiralarında trend 2009 yılından beri değişti.
Son iki yıldır yükselişte
2011 yılının ilk yarısı itibariyle caddelerde mağazakiralarının metrekaresi 127 dolar seviyesindeyken AVM’lerde 102 dolar seviyesinde seyrediyor. Kuzeybatı Gayrimenkul’ün DeğerliYorum bültenindeperakendede cadde ve AVM kira değişimleri 2006 yılından bu yana değerlendiriliyor.

Bültende alışverişmerkezlerinin sayısı hızla artarken İstanbul’da geleneksel cadde perakendeciliğinin önemini koruduğuna dikkat çekiliyor. Yorumda “Bağdat Caddesi, İstiklal Caddesi, Nişantaşı gibi cadde üzeri perakendeciliğin yoğun olduğu merkezlerde mevcutmağaza stokunun sabit olması ve bu merkezlere olan talep artışı sebebiyle kira değerleri 2008 yılındaalışveriş merkezi kiralarını yakalamıştır.

Bu tarihten itibaren alışveriş merkezi kiralarının üzerinde seyreden cadde üzeri perakende kiraları 2009 yılından günümüze kadar artış göstermiştir” ifadesine yer veriliyor.
Kiralar sabitlensin
İş dünyası son dönemde kurlardaki dalgalanma yüzünden döviz cinsinden kiraların sabitlenmesini önerdi.TUSKON Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Coşkun, özellikle AVM’lerdeki kiraların döviz cinsinden olması nedeniyle ekonomik dalgalanma dönemlerinde perakendecilere yüzde 20 ek yük getirdiğini vurgulayarak, ‘’Hammadde ve bütün girdiler pahalanırken bir de döviz cinsinden kiraların artması dengeleri bozuyor. Bazı AVM’ler kur sabitleme yaparak perakendecilere büyük kolaylık sağlıyor. Bu uygulamanın yaygınlaştırılması lazım’’ dedi



Selma ŞENOL-BUGÜN

Hazır Ev Sahibi Olmaya Hazırlanın!

Hazır Ev Sahibi Olmaya Hazırlanın!

Hazır bir ev ya da prefabrike bir ev, aslında ikisi de aynı şeyi anlatır. Ancak, son zamanlarda daha çok hazır ev tanımı tercih edilmeye başladı. Hazır bir ev ya da prefabrike bir ev, aslında ikisi de aynı şeyi anlatır. Ancak, son zamanlarda daha çok hazır ev tanımı tercih edilmeye başladı. Çünkü, prefabrike tanımı, daha çok konteynerler ve barakalarla ilişkilendirilmeye başladı. Bunlar da prefabrike tanımının içindedir. Ama, prefabrike, bundan çok daha fazlasıdır. Eğer, istenirse bu yöntemle son derece iddialı bir kalıcı konuta meydan okuyacak kadar özel bir ev yapılabilir. Ve belki de daha fazlası. Ama, bunun için konutla ilgili her şeyde olduğu gibi dikkatli davranmalısınız.

Öncelikle fiyatın aldatıcılığından uzakta durmalısınız. Sonra en doğru firmayı bulmaya odaklanmalısınız.

HAZIR EV İÇİN AÇIK TARİF

Bir hazır ev, en kısa tarifiyle büyük bölümü fabrikada üretilerek arazide kısa sürede kısa sürede kurulabilen evdir. Teknik olarak bu üretim biçimiyle çıkan ürüne ‘ön üretimli’ ya da daha yaygın tabirle ‘prefabrike ev’ denir. Ancak, prefabrike ev, yine yaygın olan ama doğru olmayan tabirle geçici ve hemen sökülüp ve tekrar monte edilen bir konut anlamına gelmez. Konun uzmanları konteynerleri ve barakaları bu kategorinin içine dahil etmiyor.

100 METREKARENİN BEDELİ GERÇEK BİR HAZIR KONUTUN NASIL OLMASI GEREKTİĞİNİ CEVAPLAR

Bir arsanız var ve orada şimdilik büyük olmayan bir bütçeyle bir ev yapmak istiyorsunuz. Bütçeniz kısıtlı. Piyasayı araştırıyorsunuz. Pek çok seçenekle karşılaşıyorsunuz. Bütçenizin kısıtlı olması durumunda en küçük rakamlar sizi cezp edecektir. Ancak, bu size pahalıya mal olabilir. Piyasayı araştırırken 100 metrekarelik bir hazır ev ölçünüz olsun. Karşınıza genellikle birbirlerini katlayan rakamlar çıkacaktır. Bu, arsanıza yapacağınız hazır evin standartlarını belirler. İşte 100 metrekarelik için üç ayrı bedel. Ve karşılaşacağınız muhtemel durumlar… 35 BİN LİRALIK 100 METREKARE: Aslında bu tip evler daha çok şantiyelerde kullanılmak için geliştirilmişlerdir. Yani, inşaat sektöründe kullanılırlar. Ekonomik açıdan fiyatı çok uygundur. Ancak, konfor, estetik ve izolasyon şartları açısından uygun oldukları söylenemez. 45 BİN LİRALIK 100 METREKARE: Gereken estetik ve konfor şartlarına sahiptirler. Genellikle Deprem Yönetmeliği’ne uygun statik hesap yöntemleri kullanılarak projelendirilmişlerdir. Ve yine genellikle hazır konuttaki en son teknolojiyle üretilmişlerdir. İzolasyon şartları tamdır ve 25 bin liralıkların aksine farklı tasarımlarda üretilebilirler. 85 BİN LİRALIK 100 METREKARE: Genellikle iskeletlerinde hafif çelik yapı sistemi kullanılır. Aslında, bilinen klasik yapı sistemlerine alternatif olarak üretilmişlerdir. Bu yüzden son derece iddialıdırlar. Bir kalıcı konutta olması gereken her şey belki de daha fazlasıyla detaylandırılmıştır. Lüks kategorisinde yer alırlar. Hatta, Batı ülkelerinde kullanımları oldukça yoğundur.

İLK KEZ USTALARA EV SAHİPLİĞİ YAPTI

Hazır evler, Türkiye’de seslerini ilk kez 1980′lerde duyurmaya başladı. O yıllarda hızlı bir büyüme oldu. Ancak, büyümenin dinamiğini sağlayan güç, inşaat projelerinde geçici barınma ihtiyacını karşılamak için tercih edilmeleriydi. 1990′lar hazır evlerin, konut amaçlı kullanımı için özel bir yıl olarak kabul ediliyor. Bu yıllarda Türkiye’de ithalatın dışında doğrudan bu yolda üretime de başlandı. Şu anda sektörde faaliyet gösteren firma sayısı yaklaşık 50. Ancak, sektörde homojen bir yapıdan söz edilemiyor. Yüksek bir kalite sergileyen firmalar olduğu gibi tam aksi yönde hareket eden isimler de söz konusu. Hazır ev sektörünün yıllık ulaştığı değer 50 milyon lira. Bu da ortalama da 50 bin liradan her yıl 1.000 konutun yapıldığı anlamına geliyor.

ŞEHRİN UZAKLARINDA…

Hazır konutlar, Türkiye’de henüz kalıcı bir konut olarak algılanmıyor. Çoğunlukla mevsimsel olarak kullanılıyor. Yani insanlar prefabrike konutları, yılın büyük bölümünü geçirdikleri evlerine ek olarak kısa dönemler içinde gidip kalabilecekleri, tatillerini geçirebilecekleri mekânlar olarak algılıyor. Hazır evlerin mekân tuttuğu yerler ise birbirinden farklı iki çehre sergiliyor. Birincisi mevsimsel olarak kullanılmaları nedeniyle şehre uzak bölgelerde, yaylalarda ya da tatil bölgelerinde yer buluyorlar. İkincisi de henüz yaygın olmamakla birlikte şehir merkezi dışındaki yerleşim bölgelerinde sürekli kullanım amacıyla kullanılıyorlar.

HAZIR EVİN SAHİBİ OLMAYA HAZIRLANIN

- Öncelikle firmayı doğru seçmelisiniz. Bu, her şeyin çözümüdür. Ancak, siz, bundan sonraki adımları da tek tek atmayı ihmal etmeyin.
- Bir hazır ev asgari konfor ve estetik şartlarını yerine getirmelidir. Bunun için de showroom ve üretim tesislerini ziyaret edin. Örnek uygulamaları yerinde görün. Tüm konutlar için olduğu gibi dokunmak önemlidir.
- Bir hazır evin gerektiğinde genişletilmeye uygun şartlarda üretilmesi gerektiğini unutmayın.
- Gereken ısı ve statik hesapların yapılarak projelendirilmesi en önemli unsurlar arasındadır. – Taşıyıcı yapı sistemi ve malzeme kalitesi gibi detayları göz ardı etmeyin

NASIL HAZIRLANIRLAR?

Bir hazır evin sizin yaşayabileceğiniz aşamaya gelebilmesi için her ürün gibi özel bir süreçten geçmesi gerekir. Hazır eviniz hazırlanan kadar şu süreçler işler:
- Birinci adım anlaşmayı sağladığınız firmanın standart bir üretim ya da özel bir üretim olsun, üzerinde anlaşıp sözleşme yaptığınız evi üretmesidir.
- Bu süreç içinde müşteriden binanın kurulacağı alanda gerekli olan zemin betonu işini tamamlaması ve binanın kurulması için gereken yasal izinleri alması istenir.
- Sevkiyat aşamasından sonra arsanızda kaba binanın montajı yapılır.
- Dördüncü adımda pvc pencereler ve camlar takılıyor, boyalar yapılır, elektrik ve sıhhi tesisatlar çekilerek binanın kurulumu tamamlanır. – Beşinci aşamadaki adımı genellikle müşteri atar. Bina dışı bağlantılar, elektrik ana dağıtım panosu, mutfak dolapları, ısıtma ve soğutma tesisatlarının masrafları ayrı bir kalem olarak belirlenir.
Kaynak: Milliyet

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun yakın takibindekiler!

BDDK’nın yakın takibindekiler!

BDDK (Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu), bu işi o kadar sıkı tutmuş ki ekspertizlerin raporlarını mercek altına almış. Nasıl mı?


Konut piyasası2004 yılından bu yana hareketli. Özellikle 2008’de başlayan global krize kadar kesintisiz büyüdü. Sonrasında biraz duraklasa da cazip kampanya ve faiz oranlarıyla piyasanın ateşi hiç sönmedi.

Hükümet doğrudan açıklamasa da ekonomiyi soğutmak için konut kredilerini kullanıyor. Hatırlanacağı gibi, son bir yıldır konutun ateşini düşürebilmek için faizler bir miktar yükseltilmiş, alınan konutun yüzde 100’ü için kredi kullanmak zorlaştırılmıştı. Konut değerinin en fazla yüzde 75’ine kadar kredi imkanı tanınmıştı…

BDDK (Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu), bu işi o kadar sıkı tutmuş ki ekspertizlerin raporlarını mercek altına almış. Nasıl mı? Kredili ev alanlar bilir. Önce satın alınacak gayrimenkul belirlenir. Fiyatı yüksek gösterilir ve neredeyse tamamı kredili hale getirilir. Kağıt üzerinde değer artışlarıyla kredi sorunları çözülür.

İşte BDDK, şimdi ekspertiz raporlarını sıkı denetim altına alarak aynı bölgede hatta aynı binada farklı değerlerin çıkmasına müsaade etmiyormuş. Bu yakın takip de ekspertizleri gerçek değerler belirlemeye zorluyormuş.

Tabii bu durum gayrimenkul alıcılarını olumsuz etkilemeye başlamış. Öyle ki ekspertizler 300 bin TL’ye satılabilecek bir konuta 250 bin TL değer biçiyormuş. Ekspertizlerin kılı kırk yarması da birçok konutun değerinin altında gösterilmesine neden oluyormuş.

Bu durum büyük ve markalı projeler için geçerli mi henüz bilmiyoruz. Ancak mahalle aralarındaki emlakçı-banka-müşteri-ekspertiz dörtgeninde ciddi tartışmalara yol açıyormuş.



Para Dergisi

Taşınıp bildirmeyenlere 354 lira ceza.

Taşınıp bildirmeyenlere 354 lira ceza.

Evini yeni taşıyarak adres değişikliği yapan, ancak bunu 20 iş günü içerisinde Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’ne bildirmediği için para cezası uygulanan kişilerin sayısı on binlere ulaştı.


Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Nazım Kaya, bu kişilere uygulanan 354 TL’lik idari para cezasının çok yüksek olduğunu ve bu kişilerin adres değişikliğini bildirmediği için para cezası uygulandığına dair yeteri kadar bilgilendirilmediğini savundu.

Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Nazım Kaya, bu kişilere uygulanan 354 TL’lik idari para cezasının çok yüksek olduğunu ve bu kişilerin adres değişikliğini bildirmediği için para cezası uygulandığına dair yeteri kadar bilgilendirilmediğini savundu.
20 Nisan 2009 tarihinde yürürlüğe giren ve yıl içerisinde gerçeğe aykırı adres beyanında bulunan ya da hiç beyanda bulunmayan kişilere idari para cezası uygulanmasını öngören Yönetmelik kapsamında, on binlerce kişiye idari para cezası uygulandı. 2011 yılı için, 20 iş günü içerisinde adres değişikliğini bildirmeyenlere 354 TL, gerçeğe aykırı adres bildiriminde bulunanlara ise 710 TL idari para cezası uygulanıyor.
VATANDAŞ YETERİ KADAR BİLGİLENDİRİLMEDİ
Tüketiciler Birliği Başkanı Nazım Kaya, konuya ilişkin olarak ANKA’ya yaptığı açıklamada, vatandaşların adres değişikliğini bildirmediği için 354 TL ceza ödemek zorunda olduğuna dair yeteri kadar bilgilendirilmediğini ifade ederek, “Bazı cezaların uygulanması elbette gerekiyor. Bugün bizlerde birçok hukuki ilişkilerimizde dahi bize bildirilen adreslere yazışmalar yapıyoruz. Ama gönderdiğimiz kişiler o adresten taşınmış olabiliyor. Bu nedenle doğru adresin verilmesi için bir cezai yaptırım uygulanmalı” dedi.
Türkiye’de kötü niyetli kişilerin bazen kasıtlı olarak doğru adres bildirmediğini söyleyen Kaya, “Birçok olaydan veya cezadan kaçmak için adres değişikliği yapılıyor. Yanlış ikametgah gösteriliyor. Bu nedenle cezai yaptırımın uygulanması iyi bir şey. Ancak bir de para cezası olduğunu veya adres değişikliğini Nüfus İşleri Genel Müdürlüğü’ne bildirmesi gerektiğinden haberdar olmayan vatandaşlarımız var. Bunlar arasında 659 TL asgari ücretle çalışan işçinin taşındığını ve 20 gün nedeniyle bu cezayı ödemek zorunda kaldığını düşünün. Bu açıdan da para cezası fazla” diye konuştu.
Kaya, yerel yönetim olarak muhtarlıkların halkı bilgilendirmesi gerektiği ifade ederek, “Biz bir para cezası olduğunu Nüfus İdaresine gittiğimizde öğreniyoruz. Devlet diyor ki ‘ben bir kanun çıkardım sen de bunu öğrenmelisin, ben sana öğretmek zorunda değilim.’ Bugün trafikte bile bir olayda bu kadar yüksek bir ceza miktarı uygulanmıyor. Vatandaşın bilinçlendirmesi gerekiyor bu konuda” ifadelerini kullandı.
PARA CEZASI KESİLENLER, 15 GÜN İÇERİSİNDE SULH CEZA MAHKEMESİ’NE BAŞVURABİLİR
Adres değişikliğini bildirmediği veya yanlış adres beyanında bulunduğu için para cezası kesilenlerin,Kabahatler Kanunu’nun ilgili hükümleri çerçevesinde idari yaptırım kararına esas savunmasının kişiye tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde ilçe nüfus müdürlüğüne bilgi ve belgelerle müracaat etmesi gerekiyor.
İdari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırım kararına karşı ise kişi, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde sulh ceza mahkemesine başvurulabiliyor.
Milliyet

Şikayetvar.com, Türkiye’de çukurlara son verecek bir proje başlatıyor

Şikayetvar.com, Türkiye’de çukurlara son verecek bir proje başlatıyor

Şikayetvar.com’dan dev adım. Artık tek tıkla daha kaliteli bir yaşam ve daha temiz bir çevre sizi bekliyor olacak.


Türkiye’nin en büyük şikayet portalı Şikayetvar, ‘Belediyelere yönelik mobil şikayet uygulamasını” hizmete sundu. Uygulama ile iPhone cep telefonu kullanıcıları çevrelerinde gördüğü aksaklıkları, , harita üzerinden bulunduğu nokta belirlenerek, anında çekeceği görüntülerle, sikayetvar.com’da yayınlayabiliyor.

Şikayetler, Şikayetvar’ın onayının ardından, ilgili belediyeye iletilerek sorun hakkında kullanıcıya bilgi veriliyor. Şikayet konuları “çukur, kaldırım, aydınlatma, kanalizasyon, çevre temizliği, imar problemleri, reklam ve pano” başlıkları altında toplanıyor.

Şikayetvar Yöneticisi Dr. Ömer Deveci Şikayetvar’ın yeni uygulamasıyla, belediyeler hakkında 1 yıl içerisinde 200 bin şikayet almayı hedeflediklerini belirtti. Deveci konuyla ilgili “Başlattığımız uygulama kamunun şikayetlere duyarsız kalmasını önlemeyi amaçlıyor. Türkiye’nin her bölgesinden gelecek şikayetler ile artık Türkiye’de hangi belediye seçmenine hizmet veriyor, hangisi vermiyor gözler önüne serilecek. Kaliteli yaşamın şikayet memnuniyeti ile kazanılabileceğine inanıyoruz, bir taraftan firma ve tüketicileri aynı platformda buluşturmaya devam ederken şimdi buna belediyeleri de dahil ettik” dedi.


Belediye Uygulaması Nasıl İşliyor?
Türkiye’nin Çukur Haritası’nı çıkarma vaadiyle yola çıkan Şikayetvar, projeyle çukurların sonunu getirmeyi planlıyor. Deveci:”Çukur sadece simgesel bir söylem, çukur ile iletilmek istenen asıl mesaj belediye sorunlarıdır. Bireyler yaşadıkları çukur, kaldırım, aydınlatma, kanalizasyon, çevre temizliği ve imar gibi belediye sorunlarını anında ilgili belediyeye iletebiliyor. Uygulamayı iPhone telefona sahip her birey telefonuna yükleyerek kullanabiliyor. Şikayet etmek isteyen vatandaşlarımız son derece kolay olarak hazırlanmış uygulama ile sorunun anında üç adet fotoğrafını çekerek şikayet konusu ve iletmek istediği şikayet notu ile birlikte Şikayetvar’a gönderiyor. Gelen veriler kısa süre içerisinde çözüme ulaştırılması amacıyla belediyelere iletiliyor. Böylece tek bir şikayet toplumun diğer bireylerinin sorununda çözüm buluyor.” diyerek uygulamanın önemine dikkat çekti.

TÜRKİYE’DE NELER DEĞİŞTİRECEK?
Çukursuz bir Türkiye hedefleniyor. Çıkarılan harita ile hangi belediyenin çalışıp hangi belediyenin çalışmadığı gözler önüne serilerek şikayetlerin çözüme ulaştırılması sağlanacak. 200 bin şikayetin sonunda hangi bölgede hangi hizmet sıkıntısının olduğu ortaya çıkacak.

Belediyelerin hizmet kalitesi üzerinde pozitif bir baskı oluşacak.
Hangi belediyenin seçmenine önem verdiği, artık daha kolay anlaşılacak. Seçmene referans kaynağı olacak. Şikayetvar toplum olarak daha kaliteli bir yaşam için belediyelere sosyal yaptırım gücü uygulayacak.

Belediyeler için büyük kolaylık.
Belediyelerin iş gücü azalacak. Şikayetler tek kanaldan takip edilip yönetilebilecek. Belediye görevlileri belediye binası dışına çıkmadan şikayetlere görüntülü şekilde ulaşabilecek ve anında çözüm getirilmesini sağlayacak. Böylece günler, hatta aylar süren şikayet çözümü saatlere indirgenecek.

Araç masrafları azalacak.
Artık araçlar hasar görmeyecek, oto sanayi masrafları azalacak. Şikayetvar’ın araştırmasına göre yol kusurlarının maliyeti 4 bin TL’ye kadar çıkabiliyor. Böylece artık cebimizdeki paralar çukura dökülmeyecek ve yol kusurları sürücünün cebini boşaltmayacak.

Daha temiz bir çevre.
Çevre temizliği sağlanarak kaliteli yaşam için ortam sağlanacak, yeni nesillerin daha sağlıklı yaşayabilmesi için gerekli ortam sağlanacak.

Çukur kazaları son bulacak.
Anne ve babalar artık çocuklarını rahatça evden dışarıya çıkarabilecek. Medyada çukurlardan dolayı meydana gelen her türlü kaza haberi ekranlarda yer almayacak ve çocukların çukurlara düşme ve yaralanma şikayetleri son bulacak.

Trafik sorunu azalacak.
Trafik sorunlarına da çözüm getirecek, yol sorunları nedeniyle saatlerce trafikte kalan sürücüler kısa sürede istediği yere ulaşabilecek,
Şikayetvar, uygulama sonucunda çözülecek şikayetlerle kaliteli yaşamı oluşturmayı hedefliyor.
İnternethaber

Çağın Salgını “GÖKDELENLER”

Çağın Salgını “GÖKDELENLER”


Çin’in ekonomik gelişimiyle paralel olarak ülkede son yıllarda daha da hızlanan şehirleşme, beraberinde görkemli ve birbiriyle yarışan gökdelen inşasını hızlandırdı.


Tarihi boyunca Çin seddinden, dev saraylara, görkemli binalardan muazzam büyüklükteki mezarlara ev sahipliği yapan Çin, modern dünyada da dev ve ilginç tasarımlı binalarıyla adından sık sık söz ettirirken, büyük şehirleri gökdelenlerinin sayısı ile birbiriyle yarışıyor.

Çin’in ekonomik gelişimiyle paralel olarak ülkede son yıllarda daha da hızlanan şehirleşme, beraberinde görkemli ve birbiriyle yarışan gökdelen inşasını hızlandırdı.

Ülkede Hong Kong 58 dev gökdelenle başı çekerken, Şanghay 51 gökdelenle ikinci sırada, güneyde bulunan Şıncın ise 46 gökdelenle üçüncü sırada yer alıyor.

Şanghay’da yayımlanan Doğunun Günlüğü gazetesi Dubai’de bulunan dünyanın en yüksek binası Burç El Halife’nin ardından ikinci sırada Tayvan’daki Taypey 101 kulesinin geldiğini, üçüncü sırada ise Şanghay’da bulunan Dünya Finans Merkezinin geldiğini belirtiyor.

Çin listede dördüncü sırada Hong Kong’daki Uluslararası Ticaret Merkezi, yedinci sırada Nancing şehrindeki Zıfıng Finansal Kompleksi ve dokuzuncu sıradaki Guangcou kentindeki Uluslararası Finans Merkeziyle ilk onda 5 binaya sahip.

Çin’de bu yıl itibariyle 200′den fazla dev gökdelen inşasına başlandığı, bu sayının ABD’de bulunan gökdelenlerin sayısıyla eşit olduğu kaydediliyor.

Şanghay’da yayımlanan “Gökdelen Dergisi” de yayımladığı bir raporda 2016 yılında ülkede 800 civarında gökdelen olacağını ifade ediyor.

Dergide gökdelen olarak değerlendirilen binaların 152 metreden yüksek olanlar kastediliyor.
Ülkede bazı uzmanlar dev gökdelenlerin inşasının dünyanın en kalabalık ülkesi Çin’de başta alan tasarrufu olarak görülebileceğini ancak zamanla Çin’in imajıyla ilgili bir projeye dönüşüp dejenere olduğunu savunuyor.

Birçok uzman her geçen gün şehirleşen ülkenin bu süreçte yüksek binalara ihtiyaç duyacağını belirtirken, bunun bir derece alan tasarrufu sağladığını ancak bu tür binaların yüksek maliyetleri ve çevreye verebilecekleri zarar nedeniyle hükümetin projeleri onaylarken daha dikkatli olması gerektiğini ifade ediyor.

Raporda ayrıca ülkenin bir milyondan az nüfusu olan bazı şehirlerinin bile gökdelen projeleri aldığı belirtilirken, ülkenin güneyindeki Guangşi Cuang Özerk Bölgesindeki Fangçınggang kentinin 528 metrelik bir gökdelen inşa etmeyi planladığı kaydediliyor.

Eğer bu proje onaylanırsa dünyanın üçüncü büyük gökdeleni olan Şanghay Dünya Finans Merkezinden daha yüksek olacağı ifade edilirken, binanın boş kalması durumunda yatırımcıların büyük borç altına gireceği kaydediliyor.

Şanghay’ın ikinci büyük binası olan 421 metrelik Cin Mao Kulesinin bir metrekaresinin inşası 20 bin yüene (yaklaşık 5 bin 135 TL) mal olmuş, halen kullanılan binanın günlük yönetim maliyeti 1 milyon yüenden (yaklaşık 256 bin TL) fazlaya mal oluyor.
500 METREDE GÖKYÜZÜ YÜRÜYÜŞÜ
Şanghay’da bulunan ve dünyanın en yüksek üçüncü binası unvanına sahip Dünya Finans Merkezi aynı zamanda dünyada en yüksek gözlem ve izleme kulesi olarak 2009 senesinde Guinness Dünya Rekorları sertifikasını almaya hak kazandı.

Şehirdeki en ilginç yapılardan olan bina, 423 metre yükseklikten 474 metre yüksekliğe kadar olan bölümünde dörtgen şeklindeki boşluğuyla “gazoz açacağına” benzer bir yapıya sahip.

Dev kule 500 metre yükseklikte Şanghay’ı kuş bakışı görmek isteyen ziyaretçilerine muhteşem manzarasının yanı sıra, şeffaf yapılan camdan zeminiyle şehri ayaklar altına seriyor.

Ziyaretçilerine “gökyüzü yürüyüşü” sağlayan gökdelen aynı zamanda 400 metreden daha yüksek kafeteryasından, hatıra eşyası dükkanlarına ve yüzlerce şirkete ev sahipliği yapıyor.
Ayrıca Şanghay’da inşasına başlanan Şanghay Merkez Kulesinin 632 metre yükseklikte olması planlanırken, inşaatın 2014 yılında bitmesi hedefleniyor. Böylelikle şehir dünya sıralamasına yeni bir dev yapı daha sokmayı planlıyor. Aynı zamanda bu bina dünyanın en yüksek oteline de ev sahipliği yapacak.
Milliyet

Brandium Ataşehir’de metrekare birim fiyatları 8 bin liraya kadar çıkacak!

Brandium Ataşehir’de metrekare birim fiyatları 8 bin liraya kadar çıkacak!

Karma konseptli, 5 kuleli Brandium Ataşehir’de AVM yılbaşında açılıyor. Projede diğer kısımların teslim tarihi 2013 yılı ilk çeyreği

Hakan Çağlar, Brandium Ataşehir’de, stüdyo dairelerin 250 bin TL, 1+1′ler 400 bin TL, 2+1′lerin 500 bin TL’den başladığını bir bloğun tamamen 3+1 daireleri ayrıldığını, projenin yüzde 80′inin yeşil alan olduğunu ve yüksek bölgede yer aldıklarından denize hakim bir konumda olduğunu kaydetti. 
 
Emay İnşaat ve Erko Grup işbirliği ile inşa edilen Brandium Ataşehir, İstanbul’un yeni buluşma noktası olacak. 
 
“Her şey evimin altında” sloganıyla yapılan Brandium Ataşehir, sadece asansöre binmekle evin dışında güzel bir gün geçirme imkanına kavuşulabiliyor. Brandium Ataşehir’de Anadolu Yakası’nın en prestijli alışveriş merkezine, en modern kültür-sanat merkezlerine ve en keyifli sosyal alanlara ulaşmak için birkaç adım atmak gerekiyor. 
 
İstanbul Brandium Ataşehir’de bölgenin en büyük AVM’sini yıl sonuna yetiştirmeyi hedefleyen Emay İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Çağlar, “Alışveriş merkezimiz 250 mağazadan oluşuyor. 60 bin m2′lik bir alana sahip. Tiyatro, sinema, spor salonu, kreş, çocuk oyun alanları, gençlik, moda, yiyecek ve içecek merkezleri, yani hayata dair herşey burada olacak” dedi. 
 
Maket değil gerçek 
 
Projenin ada bazmda 70 bin m2 büyüklükte olduğunu, 1100 daireli, 5 kuleli otel, rezidans, ofis, AVM’si ile miks bir proje olarak yükseldiğini belirten Emay İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Çağlar, “Burası Ataşehir ve Anadolu Yakası’nın dinamiği olacak. Proje ciddi talep gördü. Yarıya yakınım sattık. Hepsini satışa çıkmadık. AVM’nin açılışını bek1 liyoruz. Yabancı ya satış da o zaman gündeme gelecek. Projede 16 ayda bu seviyeye geldik” dedi. Brandium AVM açıldıktan sonra fiyatlarm yüzde 20 daha fazla artacağma dikkat çeken Çağlar, “Brandium’un ilk lansmanında m2 fiyatını 4 bin 500 TL olarak belirlemiştik. Şu anda m2′sini yaklaşık 6 bin TL’den satıyoruz. Bu fiyatlar yakında 8 bin TL’ye kadar çıkacak. Ben ilk lansmanda buranın m2′si 12 bin TL olacak demiştim, kimse inanmamıştı. Fiyatlar şimdi oraya doğru gidiyor. Her projemizde olduğu gibi burada da bir spor merkezi olacak ve biz işleteceğiz” dedi. 
 
Yatırım bedeli 1 milyar Brandium Ataşehir’de sistem oturana kadar yönetimi kendi ellerinde tutacaklarım belirten Hakan Çağlar, “Brandium Ataşehir’de yönetimi biraz uzun dönem düşünüyoruz. Bu projenin toplam yatırım değeri 1 milyar doları buluyor. Projemizde teknoloji adına yok yok. Sadece yangm güvenliğine proje maliyet bedelinin yüzde 7′si ayrılmış durumda. Projede yangına dayanıklı, tesisat, kablo, yangm merdivenleri gibi her türlü mekanik ve otomotik her türlü imkan kullanılıyor” diye konuştu. 
 
Tek yatırım aracı 
 
İnşaat sektörünün bu yıl da lokomotif rolünü sürdüreceğini ve 2013 yılında da aym performansın devam edeceğini belirten Çağlar, “Taleplerden bunu anlıyoruz. Kentsel dönüşüm çıkışa ivme kazandıracak. İnsanlar artık yatırım bazında gayrimenkulü düşünüyor” dedi. 
 
İstanbul’da daha 20 sene yetecek arsa bulunduğunu belirten Çağlar, “İstanbul bereketli yer. Fabrika arazileri çok kıymetlendi. 
 
Fabrika sahipleri üretimden kazanamadıkları parayı arsasmdan kazamyor. Ancak biz Kurtköy hariç Bostancı’dan ileri gitmek istemiyoruz” diye konuştu. 
 
Sözcü
emlak.kanald.com.tr – TumHaberler

İstanbul’un tepesini turistlere açacak

İstanbul’un tepesini turistlere açacak

İspanya’nın Toledo şehrini yürüyen merdivenlerle dünya turizmine kazandıran Alman ThyssenKrupp, İstanbul için de projeler geliştiriyor.

Altyapı yatırımları, inşaat projeleri ve ulaşım projelerine yürüyen merdiven ve asansör gibi çözümler geliştiren Alman çelik üreticisi ThyssenKrupp, yedi tepeli İstanbul için de projeler geliştiriyor. Şirket daha önce Barselona, Toledo ve Bilbao gibi İspanya‘nın yüksek tepelere sahip turizm şehirlerinde gerçekleştirdiği projeleri yedi tepeli İstanbul’da da uygulamak için İstanbul Büyükşehir Belediyesiyle görüşüyor. İki yıldır görüşmelerin devam ettiğini belirten ThyssenKrupp Başkanı Ramon Sotoyamar Jauregui, yürüyerek çıkılması zor olan ve toplu ulaşıma kapatılan tarihi yarımada gibi yerlerde yürüyen merdiven projeleri yapmak istediklerini açıkladı.
İSTANBUL’A ODAKLANDI
Jauregui, özellikle Toledo’da tepede yer alan turistik alanları bölgenin coğrafi yapısına uygun asansör ve yürüyen merdivenlerle ulaşımı kolay hale getirdiklerini belirterek “1999′dan beri bulunduğumuz İstanbul’un da böyle bir proje için uygun olduğunu düşünüyoruz. Bu hem ulaşım hem de turizm projesi olması açısından önem taşıyor. Belediye de projelerimize sıcak baktı” dedi.
MARMARAY’A DA TEKLİ F VERDİ
İstanbul, İzmir, Bursa ve Adana metrosu gibi projelerde yürüyen merdiven, asansör gibi teknik destek sunduklarını dile getiren Jauregui, Marmaray projesindeki asansör ve yürüyen merdivenlere de teklif verdiklerini ve ihale sürecinin devam ettiğini açıkladı. ThyssenKrupp Türkiye Başkanı Uğur Oktar ise Marmaray projesinin bir etabı için 10 milyon euro, Üsküdar-Çekmeköy metrosu ihalesi için ise 30 milyon euro teklif verdiklerini açıkladı. Oktar, Ankara Metrosu projesini de takip ettiklerini kaydetti.
HIRVAT MİMAR İSTANBUL’A AFET MERKEZİ TASARLADI
ThyssenKrupp‘un iki yılda bir dünyanın farklı bir şehrinde düzenlediği ThyssenKrupp Elevator Mimarlık Ödülleri dün akşam İstanbul’da gerçekleşti. Yarışma konusu İstanbul için Afet Yönetim Merkezi projesi olarak belirlenirken dünyadan 227 mimar arasından Hırvatistanlı Radionica Arhitekture birinci, Vietnamlı Group8asia ikinci, Lübnanlı 109 Arcitectes ise üçüncü oldu. Jauregui, görsel açıdan önem taşıyacak bir proje yerine afet merkezi gibi şehre katkı sağlayacak projeler geliştirmeyi tercih ettiklerini belirtti.
Sabah

Mütekabiliyet Yasası’nın Detayları

Mütekabiliyet Yasası’nın Detayları

Yabancıya gayrimenkul satışının önünü açacak olan yasa tasarısı yakında Meclis’te görüşülecek.

Yabancıya konut satışının önünü açacak mütekabiliyet yasası Bakanlar Kurulu’nda imzaya açıldı. Yasayla küresel şirketler doğrudan taşınmaz sahibi olabilecek
Yabancılara konut satışının önünü açacak mütekabiliyet (karşılıklılık) şartının kaldırılmasını öngören tasarı Bakanlar Kurulu’nda imzaya açıldı. Tasarının Meclis’te aynen kabul edilmesi durumunda, uluslararası şirketler doğrudan taşınmaz sahibi olabilecek, imarsız yerlere de satış izni verilecek. Projesi iki yılda gerçekleştirilmeyen taşınmazlar tasfiye edilecek. Özel güvenlik bölgelerindeki taşınmazların devri için komisyonlar kurulacak.

60 HEKTAR YETKİSİ

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan tasarıya göre “mütekabiliyet” konusunda kabineye yetki verildi. Buna göre, karşılıklılık koşulunun aranmayacağı ülkeleri Bakanlar Kurulu belirleyecek. Ulusal çıkarlar doğrultusunda bazı ülkelerle ikili emlak anlaşmaları imzalanacak.

ARAZİ DE ALABİLECEK

Mevcut uygulamaya göre konut ve işyeri satın alabilen yabancılar ve uluslararası şirketler artık arazi de satın alabilecek. Yeni yasa ile yabancılara getirilen 2.5 hektarlık sınırlama 30 hektara yükseltilirken, Bakanlar Kurulu’na bunu 60 hektara kadar çıkarma yetkisi veriliyor. Uluslararası şirketlere doğrudan ipotek tesisi ve taşınmaz ediniminin yolu açılıyor. Yabancılar da imarsız yerlerden arazi alabilecek. Mevcut uygulamada işyeri ve mesken alanları dışındaki yerlerden satış yapılamıyor.

KARARI KOMİSYON VERECEK

Edinilecek taşınmazın askeri bölgelerde olması durumunda Genelkurmay Başkanlığı’nın izni gerekecek. Askeri alan dışındaki güvenlik bölgelerinde kalması durumunda da valiliklere bağlı kurulan komisyonlar nihai kararı verecek. Türkiye ile mütekabiliyet anlaşması olan ülke sayısı 62 olmayanların sayısı da yaklaşık olarak 50. Türkiye’de yabancı uyruklu gerçek kişilerin taşınmaz sayısı 113 bin 77, arsa-arazi sayısı 36 bin 699, bağımsız bölüm-bina 76 bin 378. Bu gayrimenkullerin toplam alanı ise 84 milyon 183 bin 361 metrekare.