25 Mayıs 2016 Çarşamba

Şufa Ön Alım Hakkı Nedir ?

Şufa Ön Alım Hakkı Nedir ? 
Şufa hakkı , Kanunda yeri olan ve Tapu Sicil işlemlerinde sıklıkla geçen bir kelimedir. Hukukta ve emlak sektöründe Ön Alım Hakkı olarak da bilinir. 
Şufa Hakkı , hisseli ( paylı ) olan gayrimenkullerde satış gerçekleştirilirken , önceliğin diğer hissedarlarda olması gerektiği manasına gelir.  Yani , hissedarların aralarında olan haklar çerçevesinde , hisseye dahil olan gayrimenkulün satışında ,  yabancı kişilerden önce diğer hisse sahiplerinin satın alma hakkı vardır.
Örnek vermek gerekirse , hissedarlardan birisi hissesini satmak istiyor. Bu kararı verdikten sonra diğer hissedarlara ihtarname çekmek zorundadır. İhtarname ile diğer hisse sahiplerine bu hisseyi alıp almayacakları sorulur. Diğer hissedarlar satışa çıkacak olan gayrimenkulu satın alma önceliğine sahiptirler. 
Şufa Hakkı Süresi Ne Kadardır ? 
Şuf'a hakkının kullanılma süresi satışın yapıldığının öğrenildiği tarihten itibaren 3 ay , öğrenilmemesi durumunda 2 yıldır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nda 732. ve 736. maddeleri arasında düzenlenen şufa hakkının tanımı : 
Önalım hakkı; Müşterek mülkiyete tabi  taşınmazdaki bir hissenin üçüncü bir kişiye satılması halinde, hissesi bulunan hissedarların veya  sözleşme ile bu hak kendisine tanınan kişilerin ,satışa konu taşınmazı , belirli bir süre içerisinde diğer alıcılara nazaran öncelikli satın alma hakkıdır. Ayni ve yenilik doğrucu bir haktır.
Önalım Hakkının Kullanılamayacağı Durumlar
1.Paydaşlar arasında yapılan satışlarda önalım hakkı kullanılamaz. Paydaşlardan biri payını üçüncü bir kişiye sattıktan bir süre sonra sattığı payı geri satın alırsa bu kişiye karşı önalım hakkı kullanılabilir.
2.Bağışlama halinde önalım hakkı kullanılamaz.
3.Trampa halinde önalım hakkı kullanılamaz.
4.Taşınmaz satış vaadi sözleşmesi halinde önalım hakkı kullanılamaz.
5.Ölüme bağlı tasarruf halinde önalım hakkı kullanılamaz.
6.Tapusuz taşınmazların satımında önalım hakkı kullanılamaz.
7. Paydaşların paylarını hep birlikte üçüncü kişiye devretmesi halinde önalım hakkı kullanılamaz.
8. Bir bağımsız bölümün veya kat irtifakı payının satılması halinde, başka bağımsız bölüm malikleri önalım hakkı kullanamaz.
9. Önalım hakkından feragat edilmişse, önalım hakkı kullanılamaz. Önalım hakkından feragatin resmi şekilde yapılması ve tapu kütüğüne şerh verilmesi gerekir. Belirli bir satışta önalım hakkını kullanmaktan vazgeçme, yazılı şekle bağlıdır ve satıştan önce veya sonra yapılabilir (TMK. Md. 733/II).
10.Önalım hakkı dürüstlük kurallarına aykırı kullanılamaz.
11.Paydaşlar arasında fiili taksim yapılmış ise önalım hakkı kullanılamaz.
12.Tapuda paydaş olmayan önalım hakkını kullanamaz.
13.Yasal önalım hakkı menkul satışlarda geçerli değildir.
14.Payın şirkete sermaye olarak konulması halinde önalım hakkı kullanılamaz.
15.Cebri arttırmayla satışlarda önalım hakkı kullanılamaz.
16.Elbirliği mülkiyetine  (iştirak halinde mülkiyete) bağlı taşınmazlarda önalım hakkı kullanılamaz.

Miras Vergisi Nedir ? Kaç Sene Ödenir ?

Miras ( İntikal  , Veraset ) vergisi ,  ölüm ya da bağış şeklinde bir kişinin mülkiyetinin başkasına geçmesi ile ödenen vergidir.
Ölen kişinin mükelleflerin 4 ay içerisinde beyanname vermeleri gerekir.
Ölüm Türkiye’de , müfellefler yurtduşında ise bu süre 6 ay dır.
Ölüm Yurtdışı , mükellefler de yurtdışında ise bu süre 8 aya kadar çıkar.
Gaiplik durumunda ise , karar ölüm siciline işlerse , bu tarihten sonra 1 ay içerisinde beyanname verilmelidir.
Miras Vergisi Kaç Sene Ödenir ?
Miras vergisi toplamda 6 kere ödenir. Her sene Mayıs ve Kasım aylarında 2 taksit olarak toplamda 3 sene ödeme yapılmak zorundadır.
Miras , Veraset ( İntikal ) Beyannemesi İçin Hangi Neler Gereklidir ?
Beyanname yapılırken , beyanneme ile birlikte aşağıdaki evraklar gereklidir : 
- Veraset ilamı (Mirasçılık Belgesi) 
- Vasiyetname
- Borç ve masraflara ait belgeler 
 -Ticari bilanço ve gelir tablosu
 -Gayrimenkuller için, tapunun fotokopisi ve emlak vergisi değerini gösteren ilgili belediyeden alınmış bir belge 
- Ölüm ve Mirasçılık Bildirimi

Muris Nedir ? Muris Muvazaası Ne Demektir ?

Muris Nedir?
Miras Hukuku'nda, ölümü sonucu varlıklarını miras bırakan kişiye muris denilmektedir. Mirasçılık kanuna ya da murisin iradesine dayanabilmektedir. Kanun sonucu oluşmuş mirasçılığa “kanuni mirasçılık”, murisin iradesi sonucu oluşmuş mirasçılığa ise “mansup mirasçılık” denilmektedir. 
Muris Muvazaası Ne Demektir ?
Bazı miras bırakanlar yaşlanmaları durumunda bir ya da birkaç mirasçıyı mallardan mahrum etmek amacıyla, malları başka mirasçıya devrederler. Muris muvazaası böyle bir hukuk dışı işlemle malların kaçırılması durumunda açılan davadır.
Muris muvazaası davası açmak için kaçırılan mirasın bağlı olduğu bölgedeki Asliye Hukuk Mahkemesi'ne başvurulur.
Muris Muvazaası Davasını Kimler Açabilir?
Miras hakkı çiğnenmiş tüm mirasçılar muris muvazaası davasını açabilmektedir.
"Miras hakkı çiğnenmiş tüm mirasçılar" tanımına yasal mirasçılar, atanmış mirasçılar, evlatlıklar ile onların altsoyu dahil edilmektedir.
Muris Muvazaası Davasını Kimler Açamaz?
Miras hakkını reddetmiş kişiler, mirasından feragat sözleşmesiyle vazgeçmiş olan mirasçılar ve muris tarafından mirastan çıkarılmış kişiler muris muvazaası davasını açamamaktadır.
Muris Muvazaası Davası Kime veya Kimlere Karşı Açılır?
Muris muvazaası davalarında, davanın kime / kimlere karşı açılacağı konusu çok önemlidir, davalı olarak gösterilecek kişinin iyi tespit edilmiş olması gereklidir.
Bu davalarda davalı, miras kaçırma sonucu mal sahibi olan mirasçılardır. Eğer söz konusu kişi de hayatını kaybetmişse, davalı bu kişinin mirasçıları olmalıdır.

Parselasyon Nedir? Neden Yapılır ?

Parselasyon , imar parselleri oluşturmak amacıyla , arazi ve arsa üzerinde yapılan düzenleme işlemidir.
Bu işlem sonucunda söz konusu arazi/arsa parseli ,  yol, meydan, yeşil alan , park, otopark vb. kamu hizmetlerine ayrılan yerlerden herhangi birini veya birkaçını kapsayacak şekilde ayrılır.
Parselasyon neden yapılır ?
Parselasyon , düzenli kentleşmenin yapılması ve yapılaşmaya temel oluşturmak için yapılır. 
Bu işlemler sonucunda tapuda esas alınacak arsa / arazi düzenleme planı ortaya çıkar.
Parselasyon yapıldıktan sonra oluşturulan planlar 1 ay süreyle ilgili idareye asılır. 1 ayın sonunda kesinleşir ve planda geçen hükümlar uygulanmaya başlar.

Devlet 15 Bin TL Konut Katkısını Vermeye Başlıyor !

Devletin sözünü verdiği ilk evini alana 15 bin TL devlet katkısı başlıyor ! 
Ülkemizde çeyiz hesabı ve konut hesabı gibi güzel uygulamalar yürürlüğe girdi. Küçük gibi görünen bu tutarlar birçok vatandaşın yardımına koşacak. 
İlk defa ev alacaklara verilecek bu katkının ismi Konut Hesabı. Konut hesabı ile 5 senede bankada 75bin TL para biriktirenlere , devlet ev için 15 bin TL katkı sağlayacak. 
Ağustos’ta Başlıyor ! 
Yeni evlenenlere müjde olarak gelen Çeyiz Hesabı geçen ay başlatıldı. Konut Hesabı ise , Ağustos ayı itibari ile hayata geçirilecek.
Alınan haberler göre birçok banka Konut Hesabı hazırlıklarına başlamış. 
Devlet bu katkıyı yaparken bazı şartlar arıyor , pek bu şartlar neler : 
- Yurt içindeki bankalardan TL para birimi ile mevduat ya da fon hesabı açılmalı
- Açılan hesaba 1 kereye mahsus olarak hesabın açılış tarihinde 30 bin TL yi geçmeyen bir tutar yatırılabilir. 
- Açılan hesaba ödemeler düzenli olmalı ve aylık 250 - 2.500 TL arası para yatırılmalı
- Katkı hesabında konut satın alma tarihinde ki biriktirilen para esas alınacak. 
- Devlet Katkıları banka üzerinden verilecek.
- Devlet Konut Katkısı başvurları , konutun alınma tarihinden itibaren 6 ay içerisinde yapılacak.
Katkı Payı Ne Kadar Verilecek !
Devletin yapacağı Katkı Payları ödeme sürelerine göre değişiklik göstermekte : 
36 - 47 ay arası yapılan birikim için birikimin % 15 i kadar , fakat bu rakam 13bin TL yi geçemez.
48 - 59 ay arası yapılan birikim için birikimin % 18 i kadar , fakat bu rakam 14bin TL yi geçemez.
60 ay ve fazlası birikim için birikimin %20 si kadar , fakat bu rakam 15bin TL yi geçemez. 

Emlak Alırken Tapuda Hangi İşlemler Yapılır?

Emlak Alırken Tapuda Hangi İşlemler Yapılır?
Emlak alımına karar verildiğinde alımın gerçekleştirilmesi için tapuda bazı işlemler yapılmaktadır. 
İşlemlerin başlatılması için öncelikle Tapu ve Kadastro Bilgi Sistemi'nden randevu alınır. Tapu ve Kadastro Bilgi Sistemi'nden online başvuru yapmamış olanlar sıramatikten TC kimlik no ile sıra numarası alabilmektedirler.
Alıcının randevu saatinden 15 dakika önce nüfus cüzdanı, nüfüs cüzdanı fotokopisi, vesikalık fotoğraf gibi belgelerle ve satıcıyla birlikte tapuda olması gerekmektedir. Alıcı ve satıcı randevu saatinden 15 dakika önce orda bulunmaz ise randevu iptal edilmektedir ve aynı yıl içinde aynı kişi ve tapu senediyle alınan randevular üç defa iptal olursa bir yıl boyunca yeni randevu verilmemektedir.
Sıranın gelmesiyle beraber satıcı ve alıcı ön başvuru odasına geçerler ve bir başvuru istem belgesi alırlar, bu başvuru istem belgesi işlem bitene kadar saklanmalıdır. Başvuru istem belgesinin sağ üstündeki başvuru numarası sayesinde işleme dair her türlü kontrol yapılabilmektedir.
Tapu Müdürlüğü'nde yapılan bu işlemden sonra istem belgesine yazılan cep telefonu numarasına belgelerin kabul edildiğine dair bir bilgi mesajı gönderilir. Belgeleri inceleyen ve satışın yapılmasında bir engel olmadığına karar veren Tapu Dairesi ikinci bir mesaj alıcının beyan ettiği rayiç bedel ( Mülkün bugünkü piyadaki satış bedeli ) üzerinden belirlenmiş vergi olan %4'lük harç belirtilir. Bu %4'lük oranın yarısını( %2 ) alıcı, yarısını ( %2 ) satıcı ilgili bankalara ödeyip dekontlarını alırlar. Ödemeyi yapan alıcı ve satıcı mesaj yoluyla kendilerine bildirilmiş randevu saatinde tapu dairesinde olurlar ve bankadan aldıkları dekontları ilgili memura verirler. Sesli olarak başvuru numaraları anons edilen alıcı ve satıcı imza atmak için Akit Odası'na çağırılır ve tapu kayıtları imzalanır. Son olarak tapu belgesi müdüre imzalatılır ve konutun tapusu alıcıya teslim edilir.

Cins Değişikliği Nedir ?

Cins Değişikliği Nedir ? 
Cins Değişikliği kısaca , bir taşınmazın tapu kütüğünde bulunan niteliğinin değişmesidir. 
Daha önce kadastro çalışmalarıyla belirlenen taşınmaz nitelikleri daha sonra yeni imar uygulamaları ile değişmektedir.  Örnek olarak ; önceden yapısız olan arazilerin yeni imar uygulamaları ile arsa olmasını verebiliriz.
Bir taşımazın cins değişikliği , o malın nitelik olarak değişmesi olup ; 
- Bağ , bahçe , tarla vb niteliğinden arsa veya araziye , 
- Arsa veya arazi niteliğinden Bağ , bahçe , tarla niteliğine  
- Yapısız iken Yapılı Hale 
- Yapılı iken Yapısız Hale
- ve diğer cins değişiklikleri 
gibi durumlarda kullanılır . Bu işlemler pafta ve tapu sicil kaydında yapılır. 
Ayrıca cins değişikliği doğal sebeplerle , ekonomik şartlardan ya da taşınmaz sahibinin isteği ile de değişebilir.
Cins değişikliği için hangi belgeler gereklidir ? 
- Taşınmaz Gayrimenkulün sahibi ( maliki )  veya temsilcisinin fotoğraflı nüfus cüzdanı 
- Cins değişikliği olması istenen taşınmaz gayrimenkulün tapu senedi veya tapu kayıt örneği 
- Yapısız iken yapılı hale gelen gayrimenkulün cins değişikliği işleminde yapı kullanma izin belgesi veya işlemin yapılmasında sakınca olmadığına dair Belediye ya da Valilik yazısı 
- Taşınmaz Gayrimenkulün sahibinin ( malikinin ) ve ya hissedarlarının bir adet fotoğrafı 

Kefalet Sözlemesi Nedir?

Kefalet Sözlemesi Nedir?
Kefalet sözleşmesi, borçlu olan kişinin borcunu ödememesi halinde üçüncü kişinin borcu şahsen üstlendiğini alacaklıya taahüt ettiği sözleşmedir.
Borçlu kişinin borcunu ödememesi durumunda borcu üstlenen üçüncü kişiye kefil denilmektedir. Kefil olacak kişinin alacaklı veya borçlu dışında bir şahıs olması gereklidir.
Kefalet sözleşmesi sonucu borçlu, alacaklı ve kefil kişinin oluşturduğu üçlü bir ilişki ortaya çıkmaktadır. Asıl borçlu kefalet sözleşmesinde açıkça gösterilir ancak kefalet sözleşmesinin taraflarından biri değildir.
Kefalet Sözleşmesinin Özellikleri
Kefalet sözleşmesi, geçerli bir borca bağlı olarak oluşturulmaktadır ve bu kefalet bağlı olduğu borcun dışında herhangi bir şekilde başka bir borç ya da sözleşme için kullanılamamaktadır. Bu özelliği sonucu kefaletin bağlı olduğu asıl borç sona erdiğinde sözleşme de geçerliliğini yitirmektedir.
Kefalet sözleşmesi hukuken kendine ait içeriği olan tamamen bağımsız bir sözleşmedir. Buna bağlı olarak kefil kişi ödeme yaparken asıl borcu değil, kendi borcunu öder ve kefilin yaptığı ödemeyle asıl borç değil yalnızca kefalet borcu ödenmiş olur.
Kefalet sözleşmesinde kefilin sorumlu olduğu borç miktarı açıkça bellidir bu miktar borcun yerine getirilmemesinden doğan zararı telafi etme amacı taşımaktadır.
Kefalet Çeşitleri
1-Adi Kefalet
Adi kefalette alacaklı kişi borcu temin etmek için öncelikle asıl borçluyu takip etmeli ve alacağını ondan almak zorundadır. Ancak asıl borçlunun ödeme güçsüzlüğü ( aczi ) anlaşıldıktan sonra kefil takip edebilir.
Alacaklı, borcu tahsil etmek ( almak ) için asıl borçluyu takip etmeden kefile başvurursa kefil ilk önce borçlunun takip edilmesini isteyebilir. Bu duruma kefilin tartışma def’i denilmektedir.
2-Müteselsil Kefalet
Bu kefalet türü, adi kefaletin aksine, alacaklının önce borçluyu takip etmek yerine doğrudan kefile başvurabileceği kefalet türüdür. Özellikle ticari işlerde ve bankalarda müteselsil kefalet uygulanmaktadır. 
Müteselsil kefaletin söz konusu olması için, kefil olan kişinin müteselsil olarak borçluyla beraber borç altına girdiğinin kefalet senedinden açıkça anlaşılması gereklidir. Ancak bunun anlaşılması kefalet senedinde “müteselsil kefil” ibaresinin kullanılmış olmasına bağlı değildir.
Bu noktada önemli olan kefalet sözleşmesindeki ibarelerden bu sonucun çıkarılabilmesidir. Borçlar Kanunu'nun 487. maddesinde bulunan “kefil, borçlu ile beraber müteselsil kefil ve müşterek müteselsil borçlu sıfatıyla veya bu gibi diğer sıfatla borcun ifasını deruhte etmişse (üstlenmişse). . . . ” bölümü bu konuda örnek olacak bazı ibarelere değinmiştir. 
Kefalet sözleşmesinde kefaletin müteselsil olduğunu açıkça belirtecek ibareler yoksa kefaletin adi kefalet olduğu kabul edilir; çünkü asıl olan müteselsil kefalet değil adi kefalettir.
3-Birlikte Kefalet
Aynı borca birden çok kişinin kefil olduğunu gösteren kefalet çeşidine birlikte kefalet denilmektedir. 
4-Adi Birlikte Kefalet
Adi birlikte kefalet, birden fazla kişinin bölünebilen bir borca kefil olmalarına denilmektedir. Asıl borç bölünebilen bir borç değilse, adi birlikte kefalet söz konusu değildir.
5-Müteselsil Birlikte Kefalet
Müteselsil birlikte kefalet, birden fazla kefilin borcun sorumluluğunu borçlu kişi gibi üstlendikleri kefalet türüdür. Aynı müteselsil kefalette olduğu gibi bu kefalet türünde de borcun üstlenildiğinin kefalet senedinden açıkça anlaşılması gerekir. Böyle bir durum kefalet sözleşmesinden açıkça anlaşılmıyorsa, kefaletin adi birlikte kefalet olduğu kabul edilir.
6-Kefile Kefalet
Kefile kefil denilen kişi, kefil olan kişinin kefili olarak tanımlanabilir. Yani bu kefalet türünde alacaklı kişi borcun ödemesini öncelikle asıl borçludan, sonra kefilden, en son ise kefile kefilden isteyebilmektedir.
7-Rücua Kefalet
Rücua kefil ilk kefili teşvik amacıyla yapılır. Bu kefalet sözleşmesinde taraflar asıl kefil ile rücua kefildir.
Rücua kefalette asıl borçlunun ödeme yapmaması halinde ödemede bulunan kefil; zararını öncelikle asıl borçludan talep eder, asıl borçludan bir şey elde edemediyse zararını rücua kefilden talep eder.

Arsa Yer Tespiti Nedir?

Arsa Yer Tespiti Nedir?
Arsa yerinin tespiti ,  bir çok açıdan mutlaka yapılması gereken bir husustur. Arsa almadan ya da sahibi olduğunuz arsanızda inşaata başlamadan önce mutlaka arsa yeri tespitinin yapılması gerekir.
Arsa alırken sadece fotoğraflardan görerek aldığınız yer tapuda görülen yer olmayabilir. Ya da satın almak istediğiniz yer ile tapu da gösterilen alan aynı yer olmayabilir. Satın alacağınız yerin arsa tespiti bu açıdan önem arz etmektedir.
Sahip olduğunuz arsanızda inşaata başlamadan önce de yer tespiti yaptırmanın önemi komşu arsa ihlalidir. Yaptırdığınız binan bir duvarı , balkonu ya da bir cephesi komşu arsaya geçebilir. Aynı durum komşu arsa sahibinin inşaatı için de geçerli olacağından inşaata başlamadan önce arsa tespiti yaptırılması sonradan oluşacak problemleri engellemek için çok önemlidir.
Eğer arsanıza komşu arsa ile sınırınız konusunda anlaşmazlıklar yaşanmışsa ya da yaşanma ihtimali söz konusu ise arsa tespitinizin yapıldığı sırada komşu arsa sahibinizin de orada olmasını sağlayarak arsanızın yerini tam olarak tespit ettirip
sınırınızı belirleyen işaretler koyabilirsiniz. Daha sonrasında çit ya da duvarla sınırını net olarak ayırabilirsiniz.
Arsanızın yer tespitini yaptırıken tam sınırlarını ve köşelerini net olarak belirlemelerini görevlilerden talep edebilirsiniz. Arsanızın tapuda yazılan alanı ile haritada hesaplanan miktarı hatta zeminde kullanılabilen miktarı genellikle birbirini tutmamaktadır. Arsada yazan ile zeminde ne kadar yer kullanabileceğinizin pek önemi yoktur. Önemli olan haritadan hesaplanacak olan yüzölçümüdür. Arsa yeri tespiti yapılırken haritada hesaplanacak olan yüzölçümü de belirleneceğinden arsa alımından önce bu tespitin yapılması önemlidir.
Arsa Yeri Tespitini Kimler Yapar?
Bir arsanın yerinin tespitini yaptırabilmek için bulunduğu yerdeki Kadostro Müdürlüğüne başvurması gerekir. Eğer bulunduğu yerde lisanslı harita kadostro bürosu var ise buraya başvurması gerekmektedir.
Köyde bulunan bir arsa ile şehir merkezindeki arsanın değerleri farklı olduğundan yer tespiti yapılırken kadostro için ödenecek harç da farklılık gösterir.
Arsa yeri tespiti yapılırken görevliler ile birlikte arsa sahibi arsanın bulunduğu yerde birlikte bulunurlar. 
Tapu sahibi ölmüş ise mirascılar da yer tespiti isteme hakkına sahiptirler. Hatta bir çok mirascısı olan bir arsa için tek mirascı da bu talep de bulunabilir. Mirascılık belgesinin çıkmış olması bu hakkı talep etmek için yeterlidir.

Kiracı Hangi durumda depozitoyu geri alamaz ?

Kiracı Hangi Durumlarda Depozitoyu Geri Alamaz ? 
Ev sahipleri , çoğu kiralama işleminde kiracıdan ‘ Depozito ‘ denilen güvence bedeli istemektedir. Depozito bedeli
değişken olup genelde bir kira bedeli kadar olur.
Eğer depozito isteniyor ise bu bedel ‘ Depozito ‘ olarak belirtilip kira kontratına da yazmalıdır. Depozito bedelinin 
yüksek olduğu vb. durumlarda kira depozitosu 3. bir kişinin şahitliğinde ya da noter huzurunda verilebilir. 
Kira depozitosunun istenme nedeni , kiralama süresince meydana gelen zarar ve hasarlara karşı güvence teminatı
sağlayabilmektir.

Kiracı Hangi Şartlarda Depozitoyu Geri Alamaz ?

Kiracı ve ev sahipleri arasında sıkça problem olan Depozito Bedeli bazı durumlarda kiracıya geri verilmez.

- Kiracı evden ayrılmadan önceki son kirayı ödemeyip kira yerine depozitoyu kullandıysa 
- Evin demirbaşlarında herhangi bir zarara sebep olduysa ( Kapılar , Pencereler , Klima vb. ) 
- Apartmanın toplu giderlerini ödemediyse ve apartman yönetimine karşı borçluysa ( Aidat vb )
- Evin genel yapısında hasara neden olduysa ; Ev  boya , tadilat vb şeylere ihtiyaç duyuyorsa
- Sözleşmede depozito için belirtilen özel şartlar sağlanmadıysa 
kiracı verdiği depozito bedelini geri alamaz.

Fakat bu şartlardan herhangi biri oluşmamış ise Kiracı , ev sahibinden Depozito bedelini geri talep edebilir.
Yine de ev sahibi depozitoyu vermemek için ısrar ediyor ise Kiracının mahkemeye başvurarak hakkını arama
özgürlüğü vardır

Akidsiz işlemler nelerdir ?

Akidsiz işlemler nelerdir ? Akidsiz işlem ne demektir ?
Tapu kanununun , 26. maddesinin dışında olan , ayni hakların kurulması ve devriyle ilgili olmayan kişisel hakların şerhi ya da hak sahibinin veya malikin tek taraflı iradesiyle Tapu Sicil Müdürlüğünde yapılan işlemlerdir. 
Akidsiz işlemler için resmi senet yerine tescil istem belgesi düzenlenir.
Akidsiz İşlemler Nelerdir ? 
- Yola Terk 
- Yoldan İhdas 
- Birleştirme 
- Ayırma 
- Cins Değişikliği
- İntikal 
- Teknik Hataların Düzeltilmesi 
- Değişiklik 
- Düzeltme 
- Şerhlerle İlgili İşlemler 
- Kira Şerhi 
- Vefa Hakkı 
- İştira Hakkı 
- Şufa Hakkı 
- Satış Vaadi Şerhi 
- Kat Karşılığı İnşaat Şerhi 
- Alacağın Temliki 
- Serbest dereceden yararlanma
- Alacağın Temliki 
- Mirasçılar arasındaki taksim 
- Beyanlarla ilgili işlemler 
- İlamın İnfazı 
- Teferruat 
- İşçilerin işe başlama tarihi 
- Eklenti belirtilmesi 
- Kamulaştırma belirtilmesi 
- Düşüncelerle ilgili işlemler 
- İntifadan feragat
- Şirkete ayni sermaye konması 
- Kooperatiflerde ferdileşme 
- Kanuni ipotek
- Kamulaştırma 
- Terkinle ilgili işlemler